24 Mayıs 2016 Salı

GERÇEK İNCİL TARİHİ




GERÇEK İNCİL TARİHİ
Tony Bushby in Yeni Ahit’in sahte kökeni başlıklı yağuuzısından
tercüme edilmiştir.(1)
İnik İkonu
İnik İkonu
Kilise ne bilmenizi istemez?
Hıristiyanlığın 20 asır önce kısa bir dönemde meydana geldiği iddia edilen bazı olaylarla ayakta
durduğu veya düştüğü için başka bir dine benzemediği genellikle vurgulanmıştır. Bu hikayeler
Yeni Ahitte sunulmuştur, ve ortaya çıkan yeni kanıtlarla onların tarihi gerçekleri temsil
etmediği açıkça belli olacak.
Kilise bunu söyleyerek itiraf eder:
Hıristiyanlığın menşesi ve erken gelişimi hakkındaki belgesel kaynaklarımız esas olarak doğruluğunu büyük ölçüde hafife alma gereğinde olduğumuz Yeni Ahit kitaplarıdır. (2)
Kilise Yeni Ahiti hakkında olağanüstü kabullenmeler yapar. Mesela, bu yazıların menşesini tartışırken, bir araya getirilen en seçkin akademisyenlerin görüşüne göre İnciller Hıristiyan döneminim ilk yüzyılına kadar bile geri gitmez. (3)
Bu açıklama rahipliğin en eski İncillerin İsa nın ölümünü takiben 10 yıl buyunca kademeli olarak yazılmıştır iddiası ile çatışır.
Bir dikkate değer ifadeyle Kilise dahasını itiraf eder:
Günümüze kadar ulaşan el yazmaları (Yeni Ahite ait) 4. yüzyıl ortalarının ötesine ulaşamamaktadır.(4)
Buda bir İsa Mesih Filistin kumlarında yürüdüğü iddiasından yaklaşık 350 sene sonradır ve Hıristiyan menşelerin doğru hikayesi tarihin kara derinliklerine kayar. Bununla birlikte 4. asıra kadar Yeni Ahit lerin olmamasının br nedeni var: o zamana kadar bir incil yazılmamıştır ve burada bütün zamanın en büyük yalan beyanına kanıt buluruz. İlk defa parça yazıların bugün bilinen Yeni Ahit (New Testament) halinde derlenmesi için yetki veren Biritanya doğumlu Konstantin dir(272-337). 306 senesinde babasının ölümünden sonra Konstantin Britanya, Galya, ve İspanya kralı olduktan sonra bir dizi muzaffer savaşları sonunda Roma İmpartoru olur. Hıristiyan tarihçiler o zamanların kargaşasına acık veya hiç ipucu vermezler ve Konstantin i erafında olup biten tüm insani olaylardan hariç, havada askıya alırlar. Gerçekte, Konstantin in önündeki en büyük mesele lerden biri din adamları (prezbiterler) arasında süre gelen kontrol edilemez bozukluk ve çok sayıda tanrılara olan inançlarıydı. Farklı tanrılara inanan  din adamları (prezbiterler) arasında süre gelen kontrolsüz düzensizlikti.
Günümüz Hıristiyan yazarlarının çoğunluğu dinlerinin gelişimi hakkındaki gerçekleri
bastırır ve Konstantin in bugün kilisenin babaları sayılan din adamlarının
(presbiterlerin) itibarsız karakterlerini frenleme çabalarını gizlerler. (5)
Konstantin onlar için çıldırmış(6) diyordu.
Onlar tarafından açıklanan “hitabetin tuhaf tipi” yerleşik din sistemi için bir
meydan okumaydı.(7)
Eski kayıtlar presbiter lerin gerçek tabiatını ortaya çıkarır, ve onların temsil
ettiği düşük saygınlıkları günümüz Kilise tarihçileri tarafından kurnazca örtbas
edilmiştir. Gerçekte onlar (prebiterler):
“…garip paradokslar öğreten en rustik (kırsal) arkadaşlardı. Onlar
söylemlerini duymaya sadece cahillerin uygun olduğunu açıkça ifade ettiler… Onlar
asla daha erdemli ve daha iyi tür çevrelerde gözükmediler, ama her zaman kendilerni
cahil ve kültürsüzler arasına davetsiz girmeye, hileler oynamak için fuarlar ve
pazarlarda başıboş gezmeye özen gösterdiler…. kendi yalın kitaplarını eski
masalların şişman domuz yağıyla şişirdiler…ve onlar hala az anlıyorlar.. ve
parşomende saçma sapan yazarlar.. ve hala asla yapılamazları yapıyorlar.”
(8)
Prezbiter kümeleri “çok tanrılar ve çok lordlar” geliştirdi. (1 Kor. 8:5) ve aralarında
farklı doktirinleri(Gal. 1:6) olan çok sayıda dini mezhepler vardı. Prezbiteryal guruplar
çeşitli tanrılarının sıfatları üzerinde çatıştılar. ve izleyici için rekabet “sunak sunağa
karşı kuruldu” (Optatus of Milevis, 1:15, 19, erken 4. asır). Konstantin in bakış açısından, tatmin edilmesi gereken birkaç hizipler vardı. Avrupalıların onda dokuzunun okuma yazma bilmediği kaba cehalet döneminde dini hizip gurupları arasında istikrar Konstantin’in sorunlarından biriydi.
Birçok tarihçinin mutlulukla tekrar ettiği pürüssüz genellemesi
olan Konstantin in Hıristiyan olması ve daha sonra resmi hoşgörü tanıması
tarihi gerçeklere aykırıdır ve edebiyatımızdann sonsuza kadar silinmelidir.
(9).
Basitçe söylemek gerekirse, Konstantin in zamanında ortada Hıristiyanlık diye bir din yoktu, ve Konstantin in din değiştirmesi ve vaftiz edilmesi tamamıyla efsane olduğunu kabul edilir.(10)
Konstantin “asla teolojik ilim edinmedi” ve “dini sorularda ağırlıklı olarak
danışmanlarına bağlıydı
” (11). Eusebeyus (260-339)a göre, Prezbiteryan guruplar arasında “çekişme o kadar ciddi büyümüştü ki, daha dindar devlet kurnak için güçlü eylem gerektiğini” Konstantin kaydetti, ama karşı tanrı hizipleri arasında bir uzlaşma getiremedi.(12)
Danışmanları Konstantin i prezbiterlerin dinlerinin “vakıflıktan yoksunluğu” ve
“resmi stabilizasyona ihtıyacı olduğu” şeklinde uyardılar.(13)
Konstantin parçalanmış dogmaların bu kafa karıştıran sisteminde kavramda nötr ve kanunla korunan yeni ve kombine bir devlet dini yaratma fırsatı gördü. 324 senesinde Doğu yu fethettiiğinde İspanyol dini danışmanı Kurtuba lı Osius u İskenderiye ye piskoposlara aralarında barış yapmalarını teşvik eden mektuplarla yolladı. Görev başarısızlıkla sonuçlandı ve Konstantin, muhtemelen Osıus un önermesiyle, tüm presbiter ve astlarına emreden bir kararname yayınladı.
Halka ait eşşek, katır, ve atlara takılın ve İznik Şehrine seyehat edin.”
Ayrıca ayaktakımlarına vaaz ettikleri ifadeleri deriye sarıp getirmeleri ve iznik e
varışlarında Konstantine teslim etmeleri talimatı verildi.(14)
Parşomen tomarları, tanrılarının ve kurtarıcılarının efsanevi hikayeleri, vaaz ettikleri
doktirinlerin kayıtlarının toplam sayıları 2231 idi.(15)
Birinci İznik Konseyi ve Kayıp Kayıtlar
Konstantin
Konstantin
Böylece, tarihte ilk dini toplantı çağrıldı ve bugün İznik Konseyi olarak bilinir.
Eski büro düşüncesi hakkında bir çok detayların verildiği bir tuhaf olay oldu ve
o zamanda geçerli olan entellektüel iklimin net bir tablosu sunulur. Konsey
başkanlığından 4 sene önce Konstantin bir tek Güneş tanrısının üstünlüğünü savunan o
zamanın en iki giçlü tarikatından biri Sol Invictus, diğeri Mitraizm, tarikatına
inisiye edildi. Güneşe tapması sebebiyle 3 oturumdan ilkini günötesi tarihi olan
21 Haziran 325 de açması için Eusebyus a talimat verdi (16) ve Osıus un sarayındaki
salonda düzenlendi (17) ve böylece bu toplantıda Hıristiyanlık doğdu ve bu zamanda
alınan kararların etkilerini hesaplamak zordur.
İznik te toplanan Prezbiteryan meclisinin tutanakları hakkında orada bulunan Heraclea (Marmara Ereğlisi?) piskoposu Sabinyus şöyle söyledi:
“Konstantin, Eusebyus, ve Pamfilyus hariç bütün oturuma katılanlar hiç
birşeyden anlamayan okuma yazma bilmeyen basit yaratıklardı
(18).
Bu eski Kilise adamlarının cahilliği ve eleştirilmez inandırılıcığına bir başka aydınlatıcı
itiraftı. Hayal kırıklığına uğramış blr Hıristiyan tarihçi Gallerden Llandaff piskoposu
Dr Rıchard Watson (1737-1816), daha ileri gidiyor ve toplantıya katılanlar hakkında
anlamsız bir salak gurup (19) ifadesinde bulunuyor. Kilise konseyleri için yaptığı
kapsamlı araştırmalarına Dr Watson ifadelerine şöyle son veriyor
“İznik Konsulündeki papazların hepsi Şeytannın etkisi altındaydı ve
kongre en alt seviyedeki ayak takımından oluştu ve en rezil iğrençlikler himaye edildi. “(20)

İşte bu çocuksu adamlar gurubu yeni bir dinin başlagıcından ve ilahiyata ait İsa Mesih in yaratılmasından sorumluydu
. İznik deki yargılamanın hayati unsurlarının “tuhafça kanonlardan yokluğu ” nu Kilise kabul eder(21). Kısa zamanda onlara ne olduğunu göreceğiz. Bununla birlikte dayanan kayıtlara göre, Eusebyus ” İmparatorun sağında ilk koltuğu işgal etti İmparator adına ilk açılış konuşmasını sundu.” (22) Konsey de birçok Yunanlı temsilci vardı ama hiç bir Biritanyalı yoktu . “70 Doğulu piskopos” Asya hiziplerini temsil etti ve küçük sayıdakiler başka yerlerden geldiler (23).
Bu çocukça toplanmada epey çok mezhepler temsil edildi. Toplam 318 Piskoposlar rahipler, rahibeler, alt rahibeler, yardımcıları, ve şeytan çıkaranlar sadece tek tanrıyı kapsayan birleşik bir inanç sistemi üzerine tartışmak ve karar vermek için toplanmışlardı (24) Bu zamana kadar, büyük bir çeşitlilikte “Vahşi metinleri” (25) presbiterler arasında dolaştı ve onlar çok çeşitli Doğu ve Batı tanrıları
ve tanrıçalarını deseklediler: Jove, Jupiter, Salenus, Baal, Thor, Gade, Apollo, Juno, Aries, Taurus, Minerva, Rhets, Mithra, Theo, Fragapatti, Atys, Durga, Indra, Neptune, Vulcan, Kriste, Agni, Croesus, Pelides, Huit, Hermes, Thulis, Thammus, Eguptus, Iao, Aph, Saturn, Gitchens, Minos, Maximo, Hecla and Phernes. (26)
Birinci İznik Konseyine kadar Roma aristokrasisi esas olarak 2 Grek tanrısına ibadet etti: -Apollo ve Zeus- ama sıradan insanların büyük çoğunluğunun idolleri Jul Sezar veya Mitra dan biriydi. Sezar ölümünden (15 Mart M.Ö. 44) sonra Roma Senatosu tarafından tanrılaştırılmış ve dahasonra “İlahi Jul” olarak saygınlaştırılmıştı. Kurtarıcı kelimesi ismine yapıştırılmıştı, ve onun kelime anlamı, “tohum eken biri” yani, o bir fallik tanrıydı. Jül Sezar, “Tanrı tezahür etmiş ve insan yaşamının evrensel Kurtarıcısı” olarak karşılandı,ve halefi Augustus “bütün insan ırkının atalarının Tanrı ve Kurtarıcı” olarak adlandırılmıştı.(27)
İmparator Nero (54-68), sikkelerinde insanlığın kurtarıcısı olarak ölümsüzleştirilmişti.(28)
İlahi Jül Roma kurtarıcısı ve İmparatorluğun babası Romalı ayak takımınca 300 yıldan
fazla tanrı olduğu düşünülürdü. O Batı Prezbiterlerin metinlerinde ilah tı ama Doğu ve
Oryantel yazılarında tanınmıyordu. Konstantin in İznikte ki niyeti imparatorluğu için bütündini hizipleri bir ilah altında birleştirecek yeni bir tanrı yaratmaktı. Presbiterler den tartışmaları ve yeni tanrılarının kim olacağına karar vermeleri istendi. Delegeler
özel ilahlarının ince özelliklerini teşvik eden özel yazılarının dahil edilmesi için kişisel
motiflerini ifade edip kendi aralarında tartıştılar Toplantı boyunca, uluyan guruplar hararetli tartışmalara dalmıştı ve 53 tanrıların isimleri tartışma için masaya yatırıldı.
“Henüz konsey tarafından hiç bir tanrı seçilmezken mesele hakkında karar
vemek için oylamaya geçtiler… Oylama bir yıl ve beş ay sürdü.” (29)
Sonunda Konstantin toplantıya geldiğinde keşfettiki presbiterler bir tanrı üzerinde
anlaşamamışlar ama oylamayla 5 adaya indirmişlerdi. Bu adaylar Sezar, Kirişna, Mıtra,
Horus ve Zeus tu(30).
İznik te idareci ruhu Konstantin di ve onlar için yenii br tanrıya karar verdi. Biritiş hizipleri dahil etmek için büyük Druıd tanrısı HESUS ile doğunun kurtarıcı tanrısı Kirişna (Sanskıritçe Mesih Chrıst demek) birleştirilmesi sonucunda HESUS KİRİŞNA yeni Roma tanrısının resmi ismi olacaktı.
Bir oy alındı, ve ellerini gösteren çoğunluk (161 oy ve 157) la her iki ilah bir tanrı haline geldi. Uzun süredir devam eden putperest geleneği ugulayan Konstantin resmi toplantıyı ve Roma tanrılaştırma kararnamesini iki ilahı bir tanrı gibi yasallaştırmk için kullandı, ve demokratik rıza ile bunları yaptı. Yeni bir tanrı ilan edildi ve resmi olarak Konstantin tarafından tasdik edildi (Acta Concilii Nicaeni, 1618). Bu tamamen siyasi tanrılaştırma hareketi Hesus ve Kırişna yı kompozit tek bir kişi olarak Roma tanrıları arasına etkin ve yasal olarak yerleştirdi.
Bu soyutlama İmparatorluğun yeni dini için birleştirdi doktrinler için dünyevi varlığını ödünç verdi ve 9. asra kadar hiçbir alfabede J harfi olmadığından isim sonra Jesus Chrıst a dönüştü.
İnciller Nasıl Yaratıldı?
Konstantin sonra Eusebyus a konseyde sunulan yeni yazılardan toplanarak geliştirilecek tek tip derlemeyi organize etmesi talimatını verdi. Konstantin in talimatları
“Bu kitablarda iyi olanı ayırın kötü olanı atın. Bir kitapta iyi olanı öteki kitapta iyi olanla birleştirin. Ve biraraya getirilen ne varsa Kitabların Kitabı diye isimlendirilecek. Ve insanlarımın bütün uluslara tavsiye edeceğim doktirini olacak ki din uğruna artık hiç bir savaş olmayacak. “(31)
Konstantin onları şaşırtın dedi ve kitablar buna göre yazıldı. (32)
Eusebyus dünyadaki bütün dini doktirinlerin efsanevi hikayelerini presbiterlerin el yazısından örnekleri kullanarak tek olarak birleştirdi. Mitra ve Kırişna nın doğaüstü hikayelerini Biritanya Culdean inançlarıyla birleştirerek etkili olarak Doğu ve Batı prezbiterlerin söylemlerini evrensel yeni bir inanaca şekil vermek için bir araya getirdi. Konstantin mitlerin birleştirilen kolleksiyonunun çeşitli ve muhalif dini hizipleri bir temsili hikaye altında birleştireceğine inanıyordu.
Eusebyus sonra katiplerin üretmesi için düzenledi:
Elli gösterişli kopye okunabilir parşomenlere rahat taşınabilir şekilde sanatlarında iyice başarılı profesyonel katipler tarafından yazılacaktır.(33). Daha sonra Yeni tanıklıklar (New Testımonıes) adıyla bu kopyeler Konstantin e gönderilir. Tarihte ilk defa New Testament (Yeni Ahit) İsmi burada kullanılacaktır. Konstantin Yeni tanıklıklar kitabının Romalı Kurtarıcı Tanrının sözü olarak anılması ve bütün Roma İmparatorluğunda öğütleyen presbiterler için resmi olması için emir verir. (34)
Ve sonra önceki presbiteryal el yazmalarının ve kayıtlarının yakılmasını ve yazıları gizleyenlerin bulundukları takdirde kafalarının kesilmesini emreder. (35)
Kayıtın gösterdiği gibi, İznik Konseyi öncesi presbiteryal yazıları hayatta kalan bazı parçalar hariç artık yok olacaktı, ve ortadan kaldırılamayan bazı konsey kayıtları kilise için alarm etkisi sağlamıştır. Ne zaman sona erdiyse ersin 18. yüyılda Kilise tarafından atanan kurul tarafından konseyin kapsadığı vahşilik ve şiddet gösterişli Büyük ve Kutsal Meclis  başlığı altında gizlendi.
Bununla birlikte daha önceki Killise adamları başka bir görüş ifade ettiler.
İznik Konseyündeki kutsal? adamlar
İznik Konseyündeki
kutsal? adamlar
İkinci İznik Konseyi (786-87) ilk İznik Konseyini kınadı:
“Aptallar ve çılgınların bir kilise meclisi” ve iptal için aranan “kararlar
beyinlerinden sorunlu adamlar ile geçti
” (36)
Konstantin 337 senesinde öldü ama onun pagan inançlarıyla yeni bir dini
sistemin filizlemesi ile birçok yeni katılımlar kazandırdı. Daha sonra
Kilise yazarları Roma nın yasal statü dini yapan Konstantin i Hıristiyanlığın
Büyük Şampiyonu ilan edeceklerdi. (37).
Ancak tarihi kaynaklar bunun doğru olmadığını ortaya çıkarır. Hıristiyanlığı
yaratmasının sebebi kişisel çıkarlarıydı. (38). Ama daha 15. yüzyıla
kadar Hıristiyanlık olarak tanımlanmayacaktı. (39). Takip eden yüzyıllar boyunca,
Konstantin in Yeni Tanıklıklar interpolasyonlarla ve başka yazılarla genişletildi. (40)
Mesela Tvannalı Apollonyus un yeniden yapılandırılmış yazılarıda eklendi.(41)
Apolonyus un latinleştirilmiş ismi Pavlus tu (42), ve Kilise bugün o yazıları
Pavlus un mektupları olarak isimlendiriyor. Apolonyus un kişisel
hizmetçisi Süryani bir katip olan Damis Yeni Ahit in Demis i idi (2 Tim 4-10)
Kilise hiyerarşisi mektupların orijini hakkındaki gerçeği biliyordu.
1547 yılında ölen Kardinal Bembo, Papa 10. Leo nun sekreteri, meslekdaşı Kardinal
Sadoleto ya onları önemsememesi için öğütledi:
“Bu ıvır zıvırları (Pavlus un mektuplarını) kaldırın, böyle saçmalıklarla onurlu
bir adam olunmaz, onlar (Pavlus un mektupları) daha sonra sahnede gökten sinsi
bir ses tarafından tanıtıldı.”(43)
Kilise Pavlus un mektuplarının sahte olduklarını kabul ediyor.
“Hakiki mektuplar bile yazarlarının kişisel görüşlerine ağırlık vermek
için büyük ölçüde interpolasyon edildi.”(44).
Bununla birlikte 420 yılında ölen St Jerome Yeni Ahit in beşinci kitabı olan
Elçinin İşleri nin sahte olarak yazılmış olduğunu ilan etti(45).
Sinaitikus- en eski İncil
Sinaitikus- en eski İncil
Eski bir İncil in Şok Keşfi
Yeni Ahit sonra bıktırıcı bir rahiplik propaganda parçası haline gelecekti ve Kilise
Yeni Ahit in İlahi İsa Mesih in dünyevi işlere müdahele ettiğini kaydettiğini
iddia edecekti. Ancak Mısırda bir ıssız manastırda görülmeye değer keşif sonradan
efsanevi hikayelerin toplanmasından müteşekkil (Encyclopédie, Diderot, 1759).
Hıristiyan metinlerinin sahtekarlık ölçüsünü dünyaya duyuracaktı. Yunanca merkep
derisine yazılmış Eski ve Yeni Ahitleri ihtiva eden kompozisyonun arkeologlar
takriben 380 yılından kaldığını söylemişlerdi. Bu kompozisyon çok zeki ve dindar
bir Alman İncil alimi olan Dr Constantin von Tischendorf (1815-1874) tarafaından
keşfedilmişti.
O dünyanın en eski incili olan bu kitabı Sinaitikus veya Sinai İncil i olarak
isimlendirdi. Dr von Tischendorf dünyanın ikinci en eski incili olan İskenderiye
inciline erişebiliyordu. Ayrıca en eski üçüncü incili olan Vatikan ın iç
kütüphanesinde olan Vatikan İncilinede erişebiliyordu.
19 uncu yüzyılın son çeyreğinde Sinai İncilinin ilk İngilizce tercümesi çıktığında
Hıristiyan dünyasında bir yakalanma ürpertisi yankılandı. Bu sayfalarda kaydedilen
bilgi Hıristiyanlığın tarihi iddialarına ihtilafta bulunmataydı. Hıristiyanlara tüm
modern Yeni Ahitlerdeki kasıtlı çarpıtmaların reddedilmez kanıtı sağlandı.
Sinai İncili sonradan basılan İncillerden o kadar farklıydıki varlığı tehdit
altına giren Kilise öfkeyle dıramatik yeni kanıtın iptali için çalıştı.
1883 yılında the London Quarterly Review de yayınlanan bir yazı dizisinde, Chichester
dekanı, John W Burgon Sinaitikus un daha evvel ve İsa Mesih in muhalif hikayesine
saldırmak için elindeki her retorik aleti kullandı, ve şöyle söyledi:
“…bir parçacık tereddüt olmadan, Sinaitikus skandal seviyesinde bozuktur… her yerde
bunu karşılamak için en utanç verici sakat metinleri sergileyen onlar olmuştur: hangi
süreç olursa olsun sahte okumaların en geniş tevdileri, eski gaflar ve gerçeğin kasıtlı
sapkınlıkları tanrı nın sözü nün bilinen herhangi bir nüshasında keşfedilebilir. ”
Dekan Burgon un endişeleri İncil hikayelerinin muhalif yönlerini yansıtmaktadır
zaten tarihsel olmayan belgelerin kumaşı ile yüzyıllar boyunca oynanması ile artık yeni
bir safhaya geçilmişti.
Ultraviyole ışık testinin Açıklanması
1933 sensinde Brıtısh Museum Sovyet hükümetinden Sinai İncilini 100 bin pounda satın aldı. Bunun 65 bin poundu kamu aboneleri tarafından karşılanmıştı. Satın alma
işleminden önce bu İncil Rusya nın St Petersburg daki İmparatorluk Müzesinde gösterildi, ve “Birkaç bilim adamı ona göz koymuştu.” (46) 1933 senesinde “dünyanın en eski İncili”(47) sergilendiğinde British Museum tarihinde eşsiz bir hacılık merkezi haline geldi. Çelişkilerini özetlemeden önce, bol bol hataları olan ve ciddi yeniden düzenleme içeren bu kodeks Yeni Ahit çalışmasına güvenilir bir kaynak olmadığı unutulmamalıdır.Bu anomaliler 1930’ların ortalarında British Museum’da gerçekleştirilen ultraviyole ışık testlerin bir aylık sonucunda maruz bırakıldı. Bulgular en az dokuz farklı editör tarafından çok sayıda pasajların yerini değiştirdiğini ortaya çıkardı. Test esnasında çekilen fotoğraflar mürekkep pigmentlerinin cildin derin gözeneklerinde muhafaza edildiğini ortaya çıkardı. Orjinal kelimeler ultraviole ışığının altında okunabiliyordu. Testlerin sonucunu okumayı arzulayanlar analisis yapan araştırmacıların kitabına başvurabilir: Brıtısh Museum El Yazılarının korumacıları departmanı(48).
İncillerde Sahtekarlık
Sinai Kutsal Kitabındaki Yeni Ahit günümüz Ahit le karşılaştırıldığında şaşırtıcı
14800 editoryal değişiklikler tesbit edilebilir. Bu değişiklikler herkezin
yapabileceği ve yapması gerektiği bir basit karşılaştırma egsersiziyle tanınabilir.
Hıristiyan orijinlerin ciddi çalışması Sinai Kutsal Kitabındaki Yeni Ahit
Versiyonundan oluşturulması gerekir. Sinaitikus reddedilmiş bu üç incili
taşıdığı önemli gerçektir Hermas in Çobanı (Karinus ve Lenthıus isimli
İki göğe yükseltilmiş hayalet tarafından yazılmıştır.)
Barnabas Mektubu ve Süleyman ın Şiirleri
Modern İncil erken sürümlerden tercümede beş kaldırışlar, ve 5000 den fazla eski kelimenin çeşitli yorumları üzerinde tercümanlar arasında anlaşmazlıklar sinirden kudurttu. Mesele bu üç incilin günümüz incillerinde yer almaması değilde Kiliseyi utandıran Sinaitikus ta yazılmayanlardır. Bir göze batan örnek Biblica Ansiklopedisinde ortaya çıkar (49). Burada Kilise eski kutsal kitaplardaki hariç tutulanlar hakkında bilgisini şöyle açığa vurur,
“Uzun zaman önce, Pavlus gibi, en eski İnciller kurtarıcımızın mucizevi doğumu
hakkında hiç birşey bilmedikleri yorumları sıksık yapılmışdı.” (49)
Eusebyus Yeni Şahitlikleri yazmak için katipler topladığında,
ilk önce ana versiyon ve örnek olacak tek bir belge ürettiği açıktır. Bu
versiyon bugün Markos İncili olarak bilinir ve yeni Ahitte ikinci olmasına rağmen
Kilise bu incili yazılmış ilk İncil olarak kabul eder (50), Matta ve Lukka İncillerinin
katipleri kendi yazdıklarını derlenmesi için Markos yazılarına kaynak ve çerçeve
olarak bağlıydıylar. Yuhanna İncili bu yazılardan bağımsızdı, ve geç 15. yüzyıl
teorisinde Yuhanna İncilin daha sonra daha önce yazılanları takviye için yazıldığı
gerçektir(51). Böylece, Sinaitikus taki Markos İncili tarihte ilk günümüz İncilinden
tamamen farklı İsa Mesih hikayesini taşır ve yaklaşık 30 yaşındaki İsa ile başlar
(Markos 1-9). Meryem anadan bakire doğumdan, Herod un erkek çocukları katliamından bahsetmez.
Günümüz sürümlerinde Markos 1-1 açılışındaki İsa yı Tanrının Oğlu diye tanımlayan
kelimeler orda yer almaz. Günümüzdeki toplam 51 Mesih kehanetleri Davut as a kadar
süren Mesih kan bağı aile ağacı eski incillerde yer almaz. Sinaitikus Lazarus
un diriltilmesi olayları hakkında çelişkili versiyonları taşır ve olağanüstü
ihmaller ortaya çıkar; daha sonra Hıristiyan inancının merkez doktirini olan
diriliş (the resurrectıon) İsa Mesih in gözükmeleri, ve cennete yükselmesi.
Hiç bir eski Markos İncilinde yeniden dirilen İsa nın doğaüstü görünümü
kaydedilmemiştir ama modern inciller içinde 500 den fazla kelime görünür.
(Mark 16 9-20) sonradan eklemelerdir.Yeniden dirilişten sonraki gözükmeler Sinai
İncilinde yer almadığı gibi İskenderiye, Vatikan, Bazae İncillerinde ve K harfiyle
kodlanmış Markos İncilinin Latin el yazmalarında da yer almaz. Bunlar en eski
Ermeni Yeni Ahit versiyonlarındada, altıncı asır Habeşi versiyonlarında ve
dokuzuncu asır Aglo Sakson İncillerindede yoktur. Bununla birlikte 12. yüzyıl
İnciller de diriliş ayetlerini katipler tarafından yıldız işaretleri ile sahte geçişleri
göstemektedir. Kilise dirilişin Hıristiyan dini için temel arguman olduğunu iddia ediyor(52), ancak en eski Markos incillerinde dirilmiş İsa Mesih in doğaüstü gözükmesi
kayıt edilmemiştir. İsa Mesih in dirilişi ve göğe yükselmesi Hıristiyanların
olmazsa olmasıdır(53),
(1 Cor. 15:17) de Pavlus a aftedilen kelimelerle teyit ediliyor
“Eğer Mesih dirilmemiş ise imanınız boşunadır”
Markos İncilindeki diriliş ayetleri evrensel olarak kabul edilmiş sahtekarlıklardır
ve Kilise aynı fikirde olduğunu şöyle beyan ediyor:
Sonucunda Markos İncili kuşkusuz orijinal değil… Neredeyse tüm
bölüm sonradan derleme”(54).

Bu Kilise tarafından muhakkak cesur bir açıklama ancak Kilise sahtekarlığı
dogması içine kabul etmiş ve Hıristiyanlığın temeli yapmış.
Hayali diriliş anlatıların eğilimi devam ediyor. Yuhanna İncilinin tamamen
havarilerine İsa’nın dirilişi açıklamasına ayrılmış 21. son bölümü altıncı
yüzyıl sahtekarlıktır.
Kilise bunu kabul eder:
Bundan çıkarabilecek tek sonuç 21. bölümün daha sonraları eklendiğidir
ve bu nedenle İncil e bir ek (appendiks) olarak kabul edilebilir.”(55)
Büyük Yerleştirme ve Büyük İhmal
Luka İncilinin günümüdeki modern versiyonları Sinaıtukus taki aynı İncilden
şaşırtıcı 10000 fazla kelimeye sahiptir. Bu kelimelerin altısı İsa için ve cennete
taşındı demektedir, ama bu anlatış elde olan hiçbir eski Luka İncilinde yer almaz(56).
Eski versiyonları günümüz İsa Mesih in göğe yükseliş açıklamalarını doğrulamaz,
bu tahrif açıkça aldatmak için bir kasıt gösterir. Bugün, Luka İncili kanonik
inciller arasında en uzun olanıdır, çünkü toplam 8500 kelime civarında olağanüstü
15. yüzyıl ekleme ile Büyük yerleştirme ihtiva eder.(Luka 9:51-18:14). Bu incil
içine sahtelerin yerleştirilmeleri modern Hıristiyan analistleri şaşırtır. Kilise:
“Bu pasajların karakteri çıkarım sonucu ithamları tehlikeli yapar “(56).
Daha dikkat çekici, en eski Luka İncili 6-45 ten 8-26 ya kadar, toplam 1547 kelime,
bütün ayetleri atlar ve bu durum papazlar arasında Büyük İhmal olarak bilinir.
Günümüz versiyonlarında bu delik başka incillerden çalınan pasajlarla tıkanmıştır.
Dr Tischendorf yeni Luka İncili versiyonlarında Son Akşam yemeğini ihtiva eden 3
paragraf 15. yüzyılda göründüğünü keşfetti, ama Kilise hala İncillerini katkısız tanrının
sözü olarak yutturuyor. (57)
İslah Endeksleri
Yeni Ahit ile olduğu gibi, eski Kilise Babalarının yazıları yüzyıllarca devam eden
kopyeleme ile zarar verilmiş ve kayıtlarının çoğu kasten yeniden yazılmış veya örtbas
edilmişti. Trent Konseyi (1545-1563) kararlarını benimseyen Kilise silme işleminı
uzattı ve eski Hıristiyan yazılarından silinecekler için özel bilgilerin bir listesinin
hazırlanması için emir verildi.(58).
1562 yılında Vatikan Endeks Expurgatorius (İslah) adı verilen özel bir sansür
ofisi kurdu. Bu ofisin amacı günümüz doktirinlerine karşı ifadeler taşıyan eski Kilise
babalarının hatalı pasajlarını yasaklamaktı.
Vatikan arşivcileri Babaların hakiki kopyeleriyle karşılaştıklarında expurgatory (İslah)
endeksine göre düzelttiler(59).
Tüm Patristik yazıların değeri hakkında ciddi şüpheler kamuoyuna açıklandı(60).
Biblica Ansiklopedisi nin açıkladığı çok önemli gerçekte yaklaşık 1200 senelik
Hıristiyan tarihinin bilinmiyor olmasıdır.
Ne yazıkki 1198 öncesi (Kilise) kayıtlarından sadece birkaçı açıklandı bu yeni
papa olan Innocent III ün eski Kilisenin bütün kayıtlarını Gizli Arşivleri kurarak
örtbas etmesi bir şans eseri değildir.(61
).
Yedi buçuk yüzyıl sonra, Arşivlerde bazı seneler harcayan Profesor Edmont S Bordeaux
Büyük Pan Nasıl Öldü isimli kitabı yazdı.
“Bütün Kilise tarihi hiçbirşey değil ama geriye dönük bir fabrikasyondur’ isimli
başlıklı bölümünde şunu söylüyor: Kilise sonraki yaptıklarını ön tarihledi, bazı
yeniden yapılmış, bazı gözden geçirilmiş, bazı sahtesi yapılmış olanlarki Kilisenin
tarihinin nihai ifadesinde yer aldı….Kilisenin takdiği kilise tarafından çok daha
sonra yazarlarının yazdıklarını çok daha önce yazılmış gibi göstermek ve böylece
birinci ikinci ve üçüncü yüzyıllar için kanıt teşkil edeceklerdi..”
(62)
(Yani 1200 yıl öncesi tarihi için gizlediği boşluğu kapamak için Kilise sonradan
yazılanları o tarihlerde yazılmış gibi sundu. Tabiki bu apaçık sahtekarlık. Ne
gizliyorlar ve ne örtas ediyorlar soruları geliyor insanın aklına)
Profesör Bordeaux un buluşlarına bir destek olarak Papa Beşinci Sikstus 1587 de
resmi bir Vatikan yayıncılık bölümü kurdu ve kendi kelimeleriyle şöyle konuştu:
‘Kilise tarihi şimdi kuruldu…kendi hesabımızın yayınını takip edeceğiz’
(Encyclopédie, Diderot, 1759).
Vatikan kayıtlarına göre Papa Beşinci Sikstus papalık hayatının 18 ayını Yeni
Öğrenim isimli yeni br İncil yazmak ve Katolikliğe tanıştırmak için harcadı(63).
İncil Yazarları Kafir Olarak Açıklandı
Kilisenin kendi tarihini kendi yazdığının kanıtı Diderot’s Encyclopédie sinde
bulundu ve 1759 senesinde Papa 13. Clement (1758-69) İncil yazarlarının kafir olarak
açıklanmasından hemen sonra yok edilmesini emretmişti. Bu senaryoda yer alan
başka şey vardı, ve bu Katolik Ansiklopedisinde kaydedildi.
Kilise, tüm 27 Yeni Ahit yazıları hayata isimsiz başladığını itiraf ediyor ve
İncillerinin ve mektuplarının kimin yazdığını bilmemesinde bir büro zihniyeti
takdiri ortaya çıkar.
“Böylece İncillerin şimdiki başlıkları misyonerlere (evancelist)
dayandırılamaz. Onlara [Yeni Ahit koleksiyonuna] ancak bu yazılarla ilgili eski
yazarlara geri gitmeyen başlıklar verildi”(64).
‘Bizim İncillerin başlıkları yazarlık göstermek için niyet edilmemişti’
ve başlıkların onlara yapıştırılmış olduğunu Kilise böyle savunuyor(65).
Böylece, onlar halka bildirildiği gibi Matta , Markos, Lukka, ve Yuhanna ya
göre İnciller değildiler. Bu itirafın tüm gücü gerçek Apostolik İncillerin
olmadığını ortaya çıkarır ve Kilise’nin karanlık yazıları bugün Hıristiyan
vakıf ve inancının zeminini ve ayağını somutlaştırmaktadır.
Sonuçları tüm Yeni Ahit’in İlahi kökenli olduğu iddiası için ölümcüldür ve
Hıristiyan metinlerinin özel bir yetkiye sahip olmadıklarını ortaya çıkarır.
Yüzyıllarca, uydurulmuş İnciller şimdi yanlış olduğunu itiraf edilen Kilise
Sertifikasının özgünlüğünü deler ve Hıristiyan yazılarının tamamen safsata,
yanıltıcı, olduğuna kanıtlar sunmaktadır.
Yıllarca süren özel Yeni Ahit araştırmasından sonra Dr Tischendorf en eski
ve en yeni İnciller arasındaki farklılıklarda dehşeti ifade etmiş ve anlamakta
güçlük çekmişti.
“…Katipler nasıl oraya buraya basit fiili olmayan değişiklikler getirmek
için kendilerine izin vermişlerdi, ama maddi açıdan esas anlamını etkiledi ve
daha kötüsü hala bir pasajı kesmekten veya eklemekten cekinmediler.“(66)
Yıllarca süren Yeni Ahitin fabrikasyon doğasını doğrulamaktan sonra hayal
kırıklığına uğramış Dr Tischendorf günümüz sürümleri nin bir çok yerde
değiştirildiğini ve doğru olarak kabul edilemeyeceklerini itiraf etti(67).
Hıristiyanlık işte budur
Hıristiyanlık işte budur
Hıristiyanlık aslında nedir?
Öyleyse sorulacak önemli soru budur: Eğer Yeni Ahit tarihi değilse, nedir o zaman?
Dr Tischendorf cevabın bir bölümünü Sinai İncilinin 15 bin sayfalı kritik
notlarında cevaplandırdı:
“İsa Mesih’in şahsiyeti birçok din için anlatıcı yapılmış gibi görünüyor.’
Bu Hint destanı (epik) Mahabharata harfi harfine bugünkü İncillerde nasıl
gözüktüğünü açıklar”
( e.g., Matt. 1:25, 2:11, 8:1-4, 9:1-8, 9:18-26)
Yunan devlet adamı Sikyon lu Aratus (271-213 BC) un Fenomena sından pasajlar
Yunan filozof Kleantes (c. 331-232 BC) tarafından yazılmış
Zeus için ilahilerden alıntılar ve 7 erdemli Grekten biri Menander in Thaısi
(c. 343-291) inden 207 kelime niçin Yeni Ahitte bulunur?
Yarı efsanevi Grek şair Epimenides (7. veya 6. yy BC) den alıntılar İsa
Mesih in dudaklarına uygulanmıştır. Ve Jupiter in meraklı şiirlerinden
(c. 150 BC; yazar bilinmiyor) 7 pasaj Yeni Ahitte yeniden yayınlandı.
Tischendorf’un sonuçları Profesör Bordeaux un İsa Mesih alegorisi (kinayesi)
Tanrı Ahura Mazda nın İlahi oğlu ve yaklaşık 400BC yıllarında Pers
İmparatorluğunun ilk krallarının Mesihi, Mitra masalından elde edilmiş olduğu
gibi Vatikan bulgularınıda destekler. İsa nın bir mağara ahırında doğumunda
Doğu dan bir yıldızı takip eden mecusiler hazır bulundu. Altından hediyeler,
buhur ve mür (sarı sakız) getirdiler (Matta 2:11) ve çobanlar yeni doğan
bebeğe taptılar. O dünyaya papaların çeşitli modellerde 15. yüz yıla kadar
taklit ettiği bir Mitraik kap giyerek geldi. Testis (Tiriniti) inancıın biri,
kaya da duran, dininin temelinin amblemi, ve balla meshedilmiş Mitra idi.
Helyos ve öteki 11 arkadaşları ile son Akşam Yemeği sonunda Mitra çarmıha
gerildi, ketene bağlandı, kaya mezara koyuldu ve 25 Martta (Bahar ekinoksta
dolunay, Ester :Babil tanrıçası İştar.) üçüncü günde yükseldi.
Evrenin ateşli yok olması Mitraizm in önemli doktirini idi- Mitra bu zamanda
dünyaya kişi olarak döneceğine ve hak eden ruhları kurtaracağına söz vermişti.
Mitra hayranları Hıristiyanların Aşai Rabbani ayinine paralel ve öncesinde 4
asır dan fazla düzenlenen ekmek ve şarap ziyafetine katılırlardı.
Hıristiyanlık Mitraizmin Culdees lerin Druidik ilkeleriyle ve bazı eski Mısır elementlerle Grek filozofisi, ve bazı Hindu görüşleriyle kaynaştırılmış Mitraizmin bir
uyarlamasıdır. (Hıristiyanlık öncesi Vahiy İncili, Book of Revelatıon, aslında Osiris ve İsis gizemleri isimli kitaptı.)
Neden İsa Mesih hakkında hiç bir kayıt yok?
Birinci asırdan dördüncü asıra kadar yazılmış meşru dini ve tarihsel
yazılarda İsa Mesih ve Kilisenin hayatına eşlik ettiğini söylediği olağanüstü
olaylar hakkında herhangi bir referans bulmak mümkün değil.
Aşağıdaki bilgi Frederic Farrar (1831-1903) of Trinity College, Cambridge)
den gelir:
“Tarihin bizim için bir tek bile kesin ve mutlak sözü veya insanlığın
kurtarıcısının hayatındaki durumu mumyalamaması şaşırtıcıdır….Bütün
tarihte bir kimsenin İsa yı gördüğüne veya onunla konuştuğuna dair hiç
bir beyan yoktur. Dört İncilde aktarılan olaylar hakkında çağdaş
yazarların sessizliği kadar hiç birşey şaşırıtıcı değildir.”(68)
Bu durum tarihi ve Yeni Ahit anlatıları arasında bir çatışma çıkarır.
Dr Tischendorf şu yorumu yaptı:
“İsa Mesih in hayatı hakkında dördüncü asır esasında din adamlarınca
düzenlenmiş yazılar dışında başka bilgi kaynağına sahip olmadığımızı
dürüstçe kabul etmeliyiz.”(69).
Yüzyıllarca süren sessizlik için bir açıklama var:
Hıristiyanlığın inşası dördüncü asrın ilk çeyreğinin sonuna kadar
başlamadı, bu sebeble Papa 10. Leo (Ölüm 1521) Mesih için masal demişti(70).
“Bu Mesih masalının bizim için ne kazançlı batıl inanç olduğunu iyi biliriz.”
Papa 10. Leo (1513-1521)
İtiraf
İtiraf
Kaynaklar
(1) http://www.bibliotecapleyades.net/biblianazar/esp_biblianazar_40.htm
(2) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. iii, p. 712
(3) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. vi, p. 137, pp. 655-6.
(4) Catholic Encyclopedia, op. cit., pp. 656-7.
(5) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. xiv, pp. 370-1.
(6) Life of Constantine, attributed to Eusebius Pamphilius of Caesarea, c. 335, vol. iii, p. 171;
The Nicene and Post-Nicene Fathers, cited as N&PNF, attributed to St Ambrose, Rev. Prof.
Roberts, DD, and Principal James Donaldson, LLD, editors, 1891, vol. iv, p. 467
(7) The Dictionary of Classical Mythology, Religion, Literature and Art, Oskar Seyffert,
Gramercy, New York, 1995, pp. 544-5
(8) Contra Celsum [“Against Celsus”], Origen of Alexandria, c. 251, Bk I, p. lxvii, Bk III, p. xliv, passim
(9) Catholic Encyclopedia, Pecci ed., vol. iii, p. 299, passim
(10) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. xiv, pp. 370-1
(11) Catholic Encyclopedia, New Edition, vol. xii, p. 576, passim
(12) Life of Constantine, op. cit., pp. 26-8
(13) ibid.
(14) The Catholic Dictionary, Addis and Arnold, 1917, “Council of Nicaea” entry
(15) Life of Constantine, op. cit., vol. ii, p. 73; N&PNF, op. cit., vol. i, p. 518
(16) Catholic Encyclopedia, New Edition, vol. i, p. 792
(17) Ecclesiastical History, Bishop Louis Dupin, Paris, 1686, vol. i, p. 598
(18) Secrets of the Christian Fathers, Bishop J. W. Sergerus, 1685, 1897 reprint
(19) An Apology for Christianity, 1776, 1796 reprint; also, Theological Tracts, Dr
Richard Watson, “On Councils” entry, vol. 2, London, 1786, revised reprint 1791
(20) An Apology for Christianity, op. cit.).
(21) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. iii, p. 160)
(22) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. v, pp. 619-620
(23) Ecclesiastical History, ibid.
(24) An Apology for Christianity, op. cit
(25) Catholic Encyclopedia, New Edition, “Gospel and Gospels”
(26) God’s Book of Eskra, anon., ch. xlviii, paragraph 36
(27) Man and his Gods, Homer Smith, Little, Brown & Co., Boston, 1952
(28) ibid.
(29) God’s Book of Eskra, Prof. S. L. MacGuire’s translation, Salisbury, 1922,
chapter xlviii, paragraphs 36, 41
(30) Historia Ecclesiastica, Eusebius, c. 325
(31) God’s Book of Eskra, op. cit., chapter xlviii, paragraph 31
(32) Life of Constantine, vol. iv, pp. 36-39
(33) ıbıd.
(34) Life of Constantine, vol. iii, p. 29.
(35) ibid.
(36) History of the Christian Church, H. H. Milman, DD, 1871
(37) Encyclopedia of the Roman Empire, Matthew Bunson, Facts on File, New York, 1994, p. 86
(38) A Smaller Classical Dictionary, J. M. Dent, London, 1910, p. 161
(39) How The Great Pan Died, Professor Edmond S. Bordeaux [Vatican archivist], Mille
Meditations, USA, MCMLXVIII, pp. 45-7
(40) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. vi, pp. 135-137; also, Pecci ed.,
vol. ii, pp. 121-122
(41) Secrets of the Christian Fathers, op. cit
(42) A Latin-English Dictionary, J. T. White and J. E. Riddle, Ginn & Heath, Boston, 1880
(43) Cardinal Bembo: His Letters and Comments on Pope Leo X, A. L. Collins, London, 1842 reprint
(44) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. vii, p. 645
(45) (“The Letters of Jerome”, Library of the Fathers, Oxford Movement, 1833-45, vol. v, p. 445
(46) The Daily Telegraph and Morning Post, 11 January 1938, p. 3
(47) ibid.
(48) Scribes and Correctors of the Codex Sinaiticus, H. J. M. Milne and
T. C. Skeat, British Museum, London, 1938)
(49) Adam & Charles Black, London, 1899, vol. iii, p. 3344
(50) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. vi, p. 657
(51) The Crucifixion of Truth, Tony Bushby, Joshua Books, 2004, pp. 33-40).
(52) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. xii, p. 792
(53) ibid.
(54) Encyclopaedia Biblica, vol. ii, p. 1880, vol. iii, pp. 1767, 1781; also, Catholic
Encyclopedia, vol. iii, under the heading “The Evidence of its Spuriousness”; Catholic
Encyclopedia, Farley ed., vol. iii, pp. 274-9 under heading “Canons”).
(55) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. viii, pp. 441-442; New Catholic
Encyclopedia (NCE), “Gospel of John”, p. 1080; also NCE, vol. xii, p. 407
(56) (“Three Early Doctrinal Modifications of the Text of the Gospels”, F. C.
Conybeare, The Hibbert Journal, London, vol. 1, no. 1, Oct 1902, pp. 96-113)
(56) Catholic Encyclopedia, Pecci ed., vol. ii, p. 407
(57) “Are Our Gospels Genuine or Not?”, op. cit.
(58) Delineation of Roman Catholicism, Rev. Charles Elliott, DD, G. Lane & P. P.
Sandford, New York, 1842, p. 89; also, The Vatican Censors, Professor Peter Elmsley,
Oxford, p. 3 27, pub. date n/a).
(59) Index Expurgatorius Vaticanus, R. Gibbings, ed., Dublin, 1837; The Literary Policy
of the Church of Rome, Joseph Mendham, J. Duncan, London, 1830, 2nd ed., 1840;
The Vatican Censors, op. cit., p. 328
(60) The Propaganda Press of Rome, Sir James W. L. Claxton, Whitehaven Books,
London, 1942, p. 182
(61) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. xv, p. 287
(62) How The Great Pan Died, op. cit., p. 46
(63) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. v, p. 442, vol. xv, p. 376
(64) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. vi, pp. 655-6
(65) Catholic Encyclopedia, Farley ed., vol. i, p. 117, vol. vi, pp. 655, 656
(66) Alterations to the Sinai Bible, Dr Constantin von Tischendorf, 1863,
available in the British Library, London
(67) When Were Our Gospels Written?, Dr Constantin von Tischendorf, 1865,
British Library, London
(68) The Life of Christ, Frederic W. Farrar, Cassell, London, 1874
(69) Codex Sinaiticus, Dr Constantin von Tischendorf, British Library, London
(70) Cardinal Bembo: His Letters…, op. cit


ALINTI
:)

HZ. İSA VE HAVARİLERİN TANRISI-PAVLUS’UN TANRISI - KONSİLLERİN VE KİLİSENİN TANRISI. HIRİSTİYANLIKTA TANRI ANLAYIŞINDAKİ FARKLILIKLAR.

HZ. İSA’NIN TANRISI;

Hz. İsa’nın Tanrı anlayışı Tevrat’taki on emirden birincisi olan eşi benzeri ve ortağı olmayan doğmamış ve doğurulmamış bir Tanrı anlayışıdır. Önce bu anlayışı Tevrat’tan okuyalım.

TEVRAT’IN TANRISI;

6 “‘Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.

7“‘Benden başka tanrın olmayacak.

8“‘Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.

9 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım” (Tevrat-yasanın tekrarı-5)

1“‘Put yapmayacaksınız. Oyma put ya da taş sütun dikmeyeceksiniz. Tapmak için ülkenize putları simgeleyen oyma taşlar koymayacaksınız. Çünkü Tanrınız RAB benim.” Tevrat-Leviler-26)

29- İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir. 30-Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.31- İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’32- Din bilgini İsa’ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi.”Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin.” (Markos-12)

17 İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. 18  İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır.”(Markos-10) .” (Luka-4)

Bu Tanrı anlayışının İslam ve Kur’an’dakinden farkı yok. Hz. isa bu Tanrı’nın kulu ve insan olan bir peygamberdir.

17-18 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:”İşte Kulum, O’nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O’dur. Ruhum’u O’nun üzerine koyacağım,O da adaleti uluslara bildirecek.” (Matta-12)

45  Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.46  Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. » (Matta-27)

HAVARİLERİN  TANRISI;

Hz. İsa’nın bizzat kendisi tarafından eğiterek yetiştirdiği Yuhanna, Petrus gibi önde gelen havariler ve yine onların lideri olan hz. isa’nın kardeşi Yakup’ta  Tevrat’ta anlatılan tek Tanrı’ya inanıyorlardı. Eğer havariler için Hz. İsa Tanrı olsaydı ona “Tanrımız İsa” diye hitap ederlerdi. Oysa havariler Hz. İsa’ya çoğu zaman sıradan biriyle konuşur gibi sadece “İSA” diye hitap ederlerdi. Bazen hocam anlamına gelen aramice “RABBİ” bazen de efendim anlamına gelen “KRİOS” diye sesleniyorlardı.

“5 Petrus İsa’ya, “Rabbi, burada bulunmamız ne iyi oldu” (Markos-9)

12 Oysa tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır; kurtarmaya da mahvetmeye de gücü yeten O’dur. Ya komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?“ (Yakup-4)

19 Sen Tanrının bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun. Cinler bile buna inanıyor ve titriyorlar!

20 Ey akılsız adam, eylem olmadan imanın yararsız olduğuna kanıt mı istiyorsun?(Yakup-2)

22 “Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: Bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Tanrının, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliği kanıtlanmış bir kişidir.(Elç.İşl.-2)

13-İbrahimin, İshakın ve Yakupun Tanrısı, atalarımızın Tanrısı, Kulu İsayı yüceltti. Siz Onu ele verdiniz. Pilatus Onu serbest bırakmaya karar verdiği halde, siz Onu Pilatusun önünde reddettiniz.(Elç.İşl.-3)

HAVARİLERİN İMAN BİLDİRİSİ;

Hz. İsa’nın tanrıya eş tutulduğu İznik konsili öncesinde, ilk dönem Havarilerin,  Hz. İsa’nın ölümünden sonra kayıt altına alınan iman bildirisinde de ayni tek ve ortağı olmayan Tanrı inancı görülmektedir.

Göğün ve yerin yaratanı, herşeye gücü yeten Baba, Tek Tanrı’ya ve O’nun biricik Oğlu Rabbimiz Mesih İsa’ya inanıyoruz.O Kutsal Ruh’tan vücut buldu ve bakire Meryem’den Doğdu. Pontiyus Pilatus zamanında acı çekerek çarmıha gerildi, öldü ve gömüldü, ölüler diyarına indi, üçüncü gün ölüler arasından dirildi ve göğe çıktı, herşeye gücü yeten Baba Tanrı’nın sağında oturdu. Oradan dirileri ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecektir. Kutsal Ruh’a, Kutsal Evrensel Kilise’ye Kutsalların Birliğine, günahların affına, ölülerin dirilişine ve sonsuz yaşama inanıyoruz. Amin”

PAVLUS’UN TANRISI;

Pavlus’un ise, Hz. İsa ve Havarilerden farklı olara iki tanrı anlayışı vardır. Burada Roma Putperestliğindeki gibi çok  Tanrı anlayışı görülür. Tanrı Zeus gibi herşeyin başı bir Baba Tanrı var ve bu tanrının oğlu baba tanrıdan daha aşağı konumda insan olan ikinci bir oğul tanrı var;

3 Ama şunu da bilmenizi isterim: her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek ve Mesih’in başı Tanrı’dır” (I.Korint-11)

5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)

9 Ama meleklerden biraz aşağı kılınmış olan İsa’yı, Tanrı’nın lütfuyla herkes için ölümü tatsın diye çektiği ölüm acısı sonucunda yücelik ve onur tacı giydirilmiş olarak görüyoruz.” (İbraniler-2)

27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan TANRI’YI İÇERMEDİĞİ açıktır. (1.Korintliler-15)

17 Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı, yüce Baba, kendisini tanımanız için size bilgelik ve vahiy ruhunu versin diye dua ediyorum.” (Efesliler-1)

3  Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı’ya, merhametli Baba’ya, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun! (2.Korintliler-1)

Pavlus İncilde bulunan 12 adet mektubunda Hz. İsa’yı devamlı asıl manası EFENDİ demek olan Yunaca “KYRİOS” olarak tanımlar. Bu kelimenin dilimizde tam karşılığı olmayan ancak RAB olarak tercüme edilmesi son derece yanlıştır. Bu hitap Türkçede hiçbir zaman bir insan için kullanılmaz ve direk Tanrı’nın isimlerindendir. Pavlus’un Hz. İsa’yı bu kelime ile tanımlaması son derece önemli bir gerçeğin ispatıdır. Eğer Pavlus’un anlayışında Hz. İsa, tesliste olduğu gibi Tanrıyla eş olsaydı, Hz. İsa’dan bahsederken doğrudan devamlı olarak “TANRIMIZ İSA” derdi. Devamlı “KYRİOS-EFENDİ” diye hitap etmezdi. İngilizcedeki “LORD” kelimesi tam bu anlayışa örnektir. Bu kelime ayrı ayrı hem bir saygın insan hem de Tanrı için kullanılır. Pavlus İncildeki Korintlilere yazdığı mektubunda bu ayırımı çok net yapmaktadır:

4 Putlara sunulan kurban etinin yenmesine gelince, biliyoruz ki, “Dünyada put bir hiçtir” ve “Birden fazla Tanrı yoktur”.

5-6 Yerde ya da gökte ilah diye adlandırılanlar varsa da -nitekim pekçok “İLAH”, pekçok “RAB” vardır- bizim için TEK BİR TANRI Baba vardır. O her şeyin kaynağıdır, bizler O’nun için yaşıyoruz. TEK BİR RAB var, O da İsa Mesih’tir. Her şey O’nun aracılığıyla yaratıldı, biz de O’nun aracılığıyla yaşıyoruz. (1.Korintliler-8)

Türkçeye RAB olarak tercüme edilen KYRİOS ünvanı Roma devrinde imparator ve kutsal sayılan insanların ünvanıydı. Bunlarda bir ölçüde tanrılaşmış olduğuna inanılan insanlardır ve zaman zaman bunlara da Tanrı olarak hitap edilmektedir. Bu Roma anlayışı havarilerde yoktu ancak Pavlus’ta vardı. Pavlus’un aşağıdaki ifadelerinde Hz. İsa’nın da aynen ROMA PAGAN ANLAYIŞINDA OLDUĞU GİBİ TANRININOĞLU VE İKİNCİ DERECE BİR TANRI OLDUĞU AÇIKÇA BELİRTİLMİŞTİR.  Bu durumda Pavlus’ta, biri herşeyin başı asıl Tanrı diğeri ise ondan aşağı konumda ikinci dercede bir insan tanrı anlayışı vardır. Bu yüzden bu tür insanlara her zaman direk “TANRIM” diye hitap edilmez. Pavlus Hz. İsa’nın tanrısal yönünün mektuplarında sadece 2 yerde belirtir.

5 Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır! Amin.”(Romalılar-9)

13-Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini,ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.“(Titus-2)

Buraya kadar ki pasajlarda Pavlus’un Baba Tanrıyı herşeyin başı gördüğü ve İsa O’ndan aşağı konumda olduğu açıkça bellidir. Ancak TESLİS-ÜÇLÜBİRLİK inancında olduğu gibi Tanrı’ya eş  tutulan başka bir tanrı kimliğinden ve Kutsal Ruh’un Tanrılığından bahsetmez. Bu durumda Pavlus’ta teslis inancı yoktur ve İznik Konsilinde Hz. İsa’nın Tanrıya eş konumuna karşı çıkan ARİUS tam bir Pavluscudur. Yani bu konsilde aslında PAVLUS’UN TANRI ANLAYIŞI aforoz edilmiştir.

KİLİSENİN TANRISI

Kilisenin Tanrı anlayışı ise Ms:325 yılında İznik Konsilinde ve 381 ‘de Kadıköy-İstanbul’da ortaya konan tek tanrıya eş BABA-OĞUL VE KUTSAL RUH’tan oluşan üç farklı tanrı anlayışıdır. Kilise bunu Tek Tanrının üç kimliği diye açıklar ve kiliselere kutsal heykel,resim ve haç koyarak bunları tam bir Roma Putperestliğinde olduğu gibi kutsar. Bu durumda Palus’un tahribata uğrattığı tek tanrı anlayışından çok daha farklı bir  Tanrı anlayışı geliştirilmiş oldu.

İZNİK KONSİLİNİN İMAN BİLDİRSİ:

Yerin ve göğün, görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısı, her şeye kadir tek Baba Tanrı’ya inanıyoruz. Bütün çağlardan önce Baba’da olan, Tanrı’dan Tanrı, Nurdan Nur, Gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı, Kendiliğinden varolan, yaratılmamış, Baba ile aynı özden olan, Tanrı’nın Oğlu tek bir Rab İsa Mesih’e inanıyoruz. Her şey O’nun aracılığı ile yaratıldı. Biz insanlar ve kurtuluşumuz için göklerden geldi.
Kutsal Ruh ve Bakire Meryem’den vücut buldu ve insan oldu. Pontius Platus zamanında çarmıha gerildi, acı çekti ve gömüldü,
Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün dirildi, Göğe yükseldi ve Baba’nın sağında oturdu.
Dirileri ve ölüleri yargılamak için görkem içinde tekrar gelecek ve O’nun krallığına hiç son olmayacaktır.
Baba ve Oğul’dan gelen, Rab olan, hayat veren, Baba ve Oğul ile birlikte tapınılıp yüceltilen Peygamberler aracılığı ile konuşmuş Kutsal Ruh’a inanıyoruz. Tek kutsal evrensel ve elçisel kiliseye inanıyoruz.
Günahların affı için tek bir vaftiz tanıyoruz. Ölülerin dirilişini ve sonsuz yaşamı bekliyoruz.
Amin.”

KİLİSENİN 4.TANRISI HZ. MERYEM;

Hz. Meryem’in kutsallığına dair  İncillerde hiçbir şey olmadığı halde kilisenin MS: 431 yılında Efes Konsiliyle Hz. Meryem Tanrı’nın annesi ünvanıyla Tanrılaştırılmıştır. Kiliselere Hz. İsa gibi resim ve heykelleri dikilerek kendisine dualar edilmektedir.

PROTESTANLARIN TANRI ANLAYIŞI;

Yukarıda Hıristiyanlığın bünyesinde gelişen Tanrı anlayışları bizzat İncillerden deliller verilerek anlatıldı. Sanırım bu deliller yeterince inandırıcı olmuştur. Bunları yeterli bulmayanlara protestan baş kaldırıyı hatırlatırız. 17.yy’da Avrupa’da gelişen aydınlanma hareketiyle bazı protestan din adamları bu anlayışların bir kısmına itiraz ettiler. Kiliselerdeki resim ve heykeller ile Hz. meryemin kutsallaştırılmasını putperestlik saydılar ve kiliselerinden kaldırdılar. Hatta Papa bile Tanrı adına hareket ettiği ve yanılmaz olduğuna da karşı çıktılar. Tabi katı bir engizisyon zulmü ve aforoz edilme baskılarıyla ancak bu kadarı gerçekleştirildi. Oysa üçlü birlik anlayışına ve Pavlus putperestline karşı Havarilerin iman anlayışını da savunan ÜNİTERYAN-TEVHİDCİ Protestan gruplarda vardı.


HZ.İSA TANRI MIDIR?

Hz. İsa hakkında, onun tanrılığı ile ilgili olduğu iddiasıyla sunulan, Tanrının Oğlu, yaşayan canlı söz (logos) veya ruhullah konularında genişçe izahlarda bulunduk. Tabi ki 27 ayrı kitap ve 9 farklı yazar tarafından birbirlerini görmeden farklı yerlerdeki problemler için yazılmış olan bir eserde, farklı iddiaların ve bazı uyuşmazlıkların bulunması gayet doğaldır. Şimdi de İncillerde açıklanan, onunla ilgili diğer tanrılık iddiasındaki ifadeleri inceleyelim. Hz. İsa için, Tanrının Oğlu, Logos ve Ruhullah ifadelerinden sonra yine O’nun bizzat kendi ağzından söyletilen tanrılıkla ilgili birçok ifade vardır. Bu ifadelerinde çok büyük bölümü yine Yuhanna İncilinde bulunmaktadır. Fakat dikkatlice incelenirse bunların çoğunun yine mecazi anlatımlar olduğu görülecektir. Şimdi çoğunlukla Hz. İsa’nın Tanrılığı ile ilgili kullanılan ifadelere bakalım;
“29  Onları bana veren Babam her şeyden  üstündür.Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez.
30 Ben ve Baba biriz.”(Yuhanna-10)
  
“8 Filipus, “Ya Rab, bize Baba’yı göster, bu bize yeter” dedi.
9 İsa, “Filipus” dedi, “Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun?
10 Benim Baba’da, Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor.
11 Bana iman edin; ben Baba’dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.“(Yuhanna-14)
Genelde yukarıda ki ifadelerden Hz. İsa için Tanrı olduğu sonucunu yorumu yapılır. Bu ifadelere dikkat edilirse hepsi de, Hz. İsa için yazılan en son yazılan eser olan Yuhanna İncilinden olduğunu görürüz. Tekrar dikkat edelim, bu ifadeler de , Hz. İsa için, doğrudan bir Tanrı olduğundan ziyade, mecazi benzetmeler vardır. Birileri, Yuhanna 10:33’ te olduğu gibi “Bu mecaz değildi. Yahudiler bu sözden dolayı O’nu öldürmek istediler” diyebilir. Biz de deriz ki, ünlü tavvufcu Hallacı Mansur da “Ben hakkım” dediği için, insanlar O’nu, kendini Tanrı’ya eş tuttu diye öldürdüler. Hallacı Mansur bu sözüyle Tanrı mı oldu? Şimdi iyi düşünelim “BENİ GÖREN BABA’YI GÖRMÜŞTÜR” SÖZÜ MECAZ DEĞİL DE NEDİR ? Tanrı İsa gibi bir insan mıdır? Tekrar tekrar iyi düşünelim. Eğer bunlar Hz. İsa’nın Tanrı olduğuna delil sayanlara, ayni eserde bulunan birde aşağıda ki ifadeleri incelemelerini tavsiye ederiz;
20-21  “Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin.
22 Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar.“(Yuhanna-17)  
“20 gün anlayacaksınız ki, ben Babam’dayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim.“(Yuhanna-14)
“23….Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız“(Yuhanna-14)
“17 İsa, “Bana dokunma!” dedi. “Çünkü daha Baba’nın yanına çıkmadım. Kardeşlerime git ve onlara söyle, benim Babam’ın ve sizin Babanız’ın, benim Tanrım’ın ve sizin Tanrınız’ın yanına çıkıyorum.”(Yuhanna-20)
“28 Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür.”(Yuhanna-14)
“1-2 Yahudiler’in Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisiler’den olan bu adam bir gece İsa’ya gelerek, “Rabbî, senin Tanrı’dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz” dedi.”(Yuhanna-3)

Yukarıdaki ifadeleri, bir öncekilerde olduğu gibi, mecazi benzetme olmayıp, Hz. İsa’nın Tanrılığına yorumlanıyorsa, ayni mantıkla, bu durumda ikinci bölümdekilere baktığımızda, iman eden herkes Hz. İsa gibi Tanrı olmaktadır. ”Ben babadayım, siz bendesiniz, bende sizdeyim” “Bizde gelir, onunla birlikte yaşarız” ifadelerinden bu anlam çıkmaz mı? Hele ayni yazarın eserinde bir ifade var ki kimsenin hiçbir yöne saptıramayacak kadar açık ve bizim iddiamızı her yönüyle destekler nitelikte;
“28 Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür.”(Yuhanna-14) 
Hz. İsa’nın Tanrılığı için yorumlanan Yuhanna’nın başında geçen bir ifade var;
“1 Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı.
2 Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi1.
3 Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.
14 Söz, insan olup aramızda yaşadı. (Yuhanna-1)

Buradan hareketle İsa için yaşayan vahiy ve dolayısıyla Tanrı olduğu iddia edilir. Kuran’da buna benzer olarak Hz. İsa hakkında “Kelamullah-Ruhullah”, yani yaradılışında ilahi vahiy-ruh birleşimini açıklar;
“ Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “(Allah) üçtür” demeyin. Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır.” (Nisa-171)
Her şeyin ilk yaratılışında PROGRAMINDA etken ilahi vahiy-ruh’tur (daha sonra yaradılış programı toğumda saklanmıştır). Ancak Tanrı’dan olan bu özellikten dolayı bu varlık Tanrı’ya eş olamaz. Zaten Kuran’da Allah bunu açıklamaktadır;
“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.” (Ali İmran)
Sanırım konu anlaşılmıştır. Zaten bir önceki Nisa-171. ayette Hz. İsa için peygamber olduğu belirtilmiştir. Hz. İsa’ya Tanrı niyetine tapanlar var diyenlere, yine Hz. İsa’nın kendi ağzından, kime tapınılması gerektiğini ikaz eden ifadelerde var deriz;

“36 Adam şu yanıtı verdi: “Efendim, O kimdir? Söyle de kendisine iman edeyim.”37 İsa, “O’nu gördün. Şimdi seninle konuşan O’dur” dedi.38 Adam, “Rab, iman ediyorum!” diyerek İsa’ya tapındı.”(Yuhanna-9)

“10 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın Rab’be tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır.”(Matta-4)
  Ya Tomas’ın meşhur sözüne ne demeli derseniz;
 “27 Sonra Tomas’a, “Parmağını uzat” dedi, “Ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!”
28 Tomas O’na, “Rabbim ve Tanrım!” diye yanıtladı.
29  İsa, “Beni gördüğün için mi iman ettin?” dedi. “Görmeden iman edenlere ne mutlu!”(Yuhanna-20)
Önce bu kadar büyük bir iddiayı bir Yahudi olan Tomas’ın söyleyebileceğinden şüpheliyiz. Bu derece önemli bir sözü sadece Yuhanna İncili yazarı mı duydu?  Acaba bu söz Hz. İsa’yı tanrılaştırmak için söylendiğinden emin miyiz? Sakın görülen mucize karşısında söylenmiş bir hayret ve şaşkınlık ifadesi olmasın. Ayrıca zaten ilk üç İncilde, çarmınta ölen hz. İsa’nın böğrünün mızrkla delinmesi yok ki, Tomas’ın, parmaklarıyla Hz. İsa’nın yaralarını kontrol ettiğini yazsınlar. Bu önemli sözü diğer incil yazarları niçin duymadılar. Zaten Yuhanna İncilinin yazarı balıkcı Yuhanna’nın yazmış olamayacağı üzerinde tam bir ittifak var. Çünkü diğer İncillerde bulunan ve havari Yuhanna’nın şahit olduğu bir çok olay burada bulunmamaktadır. Bu sözün söylenip söylenmediğini ve eğer söylendi ise ne maksatla söylendiği meçhul. Ama sıradan bir balıkçı Yuhanna’nın hiç alışık olmadığı Yunan-Helen kültürü kitaba hakimdir. Burada Havari Tomas’a söyletilen “Rabbim ve Tanrım“ hitabını Roma İmparatoru Domitian’a ait bir tanımlama ve hitap şeklidir.31 Romalılar imparatorlara böyle hitap ederek yağcılık yaparlardı. Buna cevabımız Thomas’ın kendi yazdığı İncilden olacaktır. Bu kadar önemli bir iddiayı gerçekten Thomas söylediyse kendi incilindeki 114 cümlede neden söz etmedi acaba ? Aksine bakın kendi incilinde neler söylüyor;

“31 İsa dedi; Hiç bir peygamber kendi köyünde  kabul görmez.Hekim kendisini tanıyanları tedavi etmez..“( Tomaya göre incil )

Buraya kadar gördüklerimiz genelde İncillerde Hz. İsa’nın kendi ağzından söyletilen ifadelerdi. Bir de İncillerde Hz. İsa ve havarilerinin söylemediği halde, diğer İncil yazarlarının Hz. İsa’yı direk Tanrı ilan eden ifadeleri bulunmaktadır;

“5 Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır! Amin.”(Romalılar-9)

“ 1 İsa Mesih’in kulu ve elçisi ben Simun Petrus’tan Tanrımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in doğruluğu sayesinde bizimkiyle eşdeğer bir imana kavuşmuş olanlara selam!”(2.Petrus-1)

“13  Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.“(Titus-2)
“20  Yine biliyoruz ki, Tanrı’nın Oğlu gelmiş ve gerçek Olan’ı tanımamız için bize anlama gücü vermiştir. Biz gerçek Olan’dayız, O’nun Oğlu İsa Mesih’teyiz. O gerçek Tanrı ve sonsuz yaşamdır.”(1.Yuhanna-5)

Havari Yuhanna ve Petrus adına yazılan mektuplarda anlatılanlarla, Luka’nın yazdığı elçilerin işlerinde Petrus ve Yuhanna’nın İsa hakkında ki anlattıkları (Elç.İş.2:14-36, 3:12-36, 4:8-12, 5:29-31, 10:34-43) birbirleriyle çelişmektedir. Pavlus İsa’nın aşırı yüceltilmesine varan bir çok sözü olmasına rağmen, Baba Tanrı daima Hz. İsa’dan üstün tutulmuştur. Aksine Elçilerin işlerinde Petrus ve Yuhanna, Hz. İsa için, Tanrı olduğundan değil, Hz. Musa’nın geleceğini bildirdiği peygamber  (Elç. İş. 3:22) olduğu belirtilir. Biri öyle biri böyle çık işin içinden çıkabilirsen. Bu çelişkiler ister istemez insanın aklına, sonradan Hz. İsa’nın Tanrılığına katkı amaçlı ilaveler olasılığını getirmektedir. Yazılarında onlarca kez Baba Tanrının üntünlüğü ve Hz. İsa’nın daha aşağı konumda bir insan olduğu belirten bir kişi niçin bir yerde O’nu Tanrı konumuna çıkarsın. Yukarıda Hz. İsa’nın Tanrılığından bahseden yazılara baktığımızda bunların neredeyse tamamına yakını MS: 100 yıllarında en son yazılanYuhanna İncilinden olduğu dikkatinizi çekmiştir. Bu incilde yukarıda yaptığımız alıntılardan başka hz. İsa’nın tanrılığına yorumlanabilecek 70 cıvarında tanım bulunmaktadır. Halbuki Hz. İsa’nın ölümünden 15 yıl sonra yazılmış ve Matta ile Luka inciline kaynak olmuş MARKOS İNCİLİNDE HZ. iSA’NIN TANRILIĞINA DOĞRUDAN YORUMLANABİLECEK CİDDİ BİR ŞEY YOKTUR. HAVARİLERİN MİSYON FAALİYETLERİNİN ANLATILDIĞI “HAVARİLERİN İŞLERİ” BÖLÜMÜNDE HAVARİLER BU YENİ DİNİ YAYARKEN NEDENSE HZ. İSA’NIN TANRI OLDUĞUNU ANLATMAYI UNUTMUŞLER. YİNE HZ. iSA’NIN KARDEŞİ VE YİNE, İSA’DAN SONRA HAVARİLERİN LİDERİ YAKUP’UN İNCİLDEKİ MEKTUBUNDA HZ. İSA’NIN TANRI OLDUĞUNA İLİŞKİN HİÇBİR BİLGİ YOKTUR. BU İKİ ESER PAVLUS’UN MEKTUPLARI GİBİ, İNCİLDEKİ EN ORJİNAL ESERLERDİR. Aslında bizlere çarpık gelen bu anlayış Roma pagan anlayışına uymaktadır. Roma- Pagan inanışında ZEUS-Apollon en büyük baba Tanrı olmasına karşılık bunların oğulları veya yer yüzünde temsilcileri ilan edilen imparatorlar vardı ve bunların heykelleri tapınaklara dikilip tapınılmaktaydı. Roma İmp. Augustus  Tanrı ve Tanrının oğlu, Tiberius kurtarıcı Zeus’un oğlu veya Tanrının oğluve Neron Tanrıların en büyüğünün oğlu ilan edilmişti. Yine İmparator Domitian kendisine “Rabbim ve Tanrım” diye hitap ettiriyordu. Hz. İsa’yı hiçbir tereddüde meydan bırakmayacak bir şekilde açıkça Tanrı ilan eden İncil yazarlarının bu iddialarına karşılık bizde sözü bizzat Hz. İsa’ya bırakıyoruz;
“28 Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa’nın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini* yaklaşıp O’na, “Buyrukların en önemlisi hangisidir?” diye sordu.
29 İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir.
30  Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’
31  İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.”
32 Din bilgini İsa’ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi. “‘Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin.”(Markos-12)

“17 İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu.
18  İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır.”(Markos-10)
“28  Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı’dan korkun.“(Matta-10)

“44  Birbirinizden övgüler kabul ediyor, ama tek olan Tanrı’nın övgüsünü kazanmaya çalışmıyorsunuz. Bu durumda nasıl iman edebilirsiniz?“(yuhanna-5)
 “11  Kardeşlerim, birbirinizi yermeyin. Kardeşini yeren ya da yargılayan kişi, Yasa’yı yermiş ve yargılamış olur. Yasa’yı yargılarsan, Yasa’nın uygulayıcısı değil, yargılayıcısı olursun.
12 Oysa tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır; kurtarmaya da mahvetmeye de gücü yeten O’dur. Ya komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?“ (Yakup-4)

Bütün bu karşılaştırmaları, hala yetersiz bulanlar için son bir şeyler daha sunalım;
“12  Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız?
13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu’ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır.
14  Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir.“ (Yuhanna-3)
“13  İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: “Halk, İnsanoğlu’nun kim olduğunu söylüyor?”
14  Öğrencileri şu karşılığı verdiler: “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biridir diyor.” (Matta-13)
57  Yolda giderlerken bir adam İsa’ya, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim” dedi.
58 İsa ona, “Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok” dedi. (Luka-10)
Kimse İnsanoğlu kavramına başka anlam yüklemeye kalkmasın  ve Daniel-7:13’ü çarpıtmasın. Bu tanım Tevrat’ta 105 defa geçer ve her biride kesinlikle bir insanı kasteder.
“5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)
“9 Ama meleklerden biraz aşağı kılınmış olan İsa’yı, Tanrı’nın lütfuyla herkes için ölümü tatsın diye çektiği ölüm acısı sonucunda yücelik ve onur tacı giydirilmiş olarak görüyoruz.” (İbraniler-2)
Hele Tanrı olan birinin, şeytan tarafından 40 gün süreyle denenmesine ne demeli. Hz. İsa hakkında Tanrılık iddiasında bulunmayan ilk üç incildeki bu olaydan, Yuhanna İncili yazarı, tabi ki bahsetmez. Haklı, çünkü bu durumun onun iddialarıyla çeliştiği açık.
“13  İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından denendi. Yabanıl hayvanlar arasındaydı, melekler O’na hizmet ediyordu.” (Markos-19)

Ve çarmıhta can veren aciz bir kulun feryadı ile bu açıklamalara son verelim.
45  Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.46  Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. » (Matta-27)
Sanırım durum son derece karışık İsa için Tanrı diyenler de var insan diyenler de. Eğer biz Hz. İsa hakkında yazılan bu eserlerin, İsa’nın ölümünden 50-100 yıl gibi uzun bir zaman aralığında, insanların ağızlarında, İsa’nın yaşamıyla ilgili sözlerden derlendiğini bilirsek konu bayağı aydınlanmış olur. Şu anda ki Hıristiyan alemi de bilir ki, Kudüs’ yaşamış, Hz. İsa’nın ilk havarileri (Nasraniler veya ebionitler) için, İsa insan bir peygamberdi. Daha sonraları Pavlus ile Roma topraklarında gelişen yeni anlayışa göre İsa hakkında, yavaş yavaş Tanrısal özellikler uyduruldu. En sonunda MS:325 yılında İznik konsilinde tamamen Tanrı’ya eş koşuldu. İşte bu anlayışta ki insanların anlatımlarında toparlanan İncillerde İsa, bazen insan peygamber, bazen Tanrı’ya eş konumdadır. Bu karışıklıktan kurtulamayan kilise de İsa hakkında önceleri Tam manasıyla Tanrı’dır derken daha sonraları MS:451 yılında “ayni zamanda insan” olduğunu kabul etti. Yani hem insan , hem de Tanrı. Pavlus için Tanrısal özellikler taşımasına rağmen, İsa tam manasıyla Tanrı değildir. Tam manasıyla Tanrı olmadığına dair bazı deliller de Pavlus’tan sunalım;
27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan TANRI’YI İÇERMEDİĞİ açıktır.
28 Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan TANRI’YA BAĞIMLI olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.” (1.Korintliler-15)
Görüldüğü gibi Pavlus’un bu ifadeleri teslis inancına da karşıdır. Bütün bunlar şu gerçeğin ispatıdır. Hz. İsa gerçekte insan bir peygamberdi. Ama daha sonraları birileri, onu bu hale döndürmek istedi. Fakat tam beceremedi. Yani birilerinin O’nu tanrılaştırmak istedikleri ortada. Fakat yine bazı İncil yazarlarının,  O’nu normal bir insan olarak tanımladığı ve Tanrıyı yücelttikleri de bir gerçek. Ama dileyen sadece Hz. İsa’nın Tanrılığıyla ilgili olanları görerek, O’nu Tanrı ilan eder, insanlığıyla ilgili ifadelerle de çeliştiklerinde, hem de insan der olur biter. Burada önemli sorun Hz. İsa kimliği üzerinde, İncil’de ki 9 farklı yazarın tanımladığı “İSA” kimliğinin birbirleriyle uyuşmamasıdır. Hatta aynı yazara ait olduğu yazılan kısımlarda bile, birbirine zıt bir sürü “İSA” tanımlaması bulunması, ilk yazarlardan sonra (“Hangi İncil” bölümünde bunlar ayrıntılı anlatıldı) acemice ilaveler yapıldığı, gerçeğini doğrulayan açık kanıtlardır. Bazı yazarların (Yuhanna, Pavlus) gözünde Hz. İsa tanrısal özellikte, bazılarında (Markos İncili, İbraniler ve 1.Petrus’un asıl bölümleri, Yakup’un mektubu) ise her şeyiyle bir insan özelliğindedir. İki farklı tanımlamaları bir arada değerlendirip hem öyledir, hem de böyle demekle iş çözülmez. Bu iki farklı iddianın ikisi de doğrudur demek, durumu tamamen çıkmaza sokmuştur. Bir sürü insani davranışın nedeni sorulunca “O tümüyle insandır” diyeceksiniz, yine bir sürü Tanrıya ait davranışın nedeni için de “O tümüyle Tanrıdır “ diyeceksiniz ve sonrada Hz. İsa’yı “Beni gören babamı görmüştür “ diye konuşturacaksınız. Yine “Bu nasıl iştir akıl mantık almıyor” denildiğinde ise, “Tanrıyı anlamak mantık işi değildir” diyerek işin içinden çıkacaksınız.    Bir sürü Tanrının tek olduğunu anlatan Tevrat ve İncil ayetlerini sırala, sonrada bir sürü kişiyi Tanrı ilan et, bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de, Hz. Meryem’i de (Thetokos) Tanrının Anası, Tanrıca ilan et. Sonra da bunların heykellerini, ikonalarını kiliselere dik. “Bu nasıl iş “diye sorulduğunda da “Tanrı tektir, bunlar Tanrının görünümü” de. Sonra da yapılan işin putperestlik olmadığını iddia et. Bu gerçekleri gören yalnızca bizler değiliz. Protestanlar bile bu yapılanlara tam bir putperestlik diyerek isyan etmişlerdir. Bu da bizim eleştirilerimizin önemli bir kısmını doğrulamaktadır. Şimdilik anlamamakta direndikleri diğer kısımları da zaman içinde anlayacaklardır. Tabi bütün bu tanımlamaları insan mantığıyla toplanan konsillerde, yıllarca tartışarak kararlaştıracaksın, sonrada Kutsal Ruh’un ilhamıyla oldu diyeceksin. Bu durumda biz de Protestanların Kutsal Ruhu farklı mıdır diye sormadan edemeyiz? Bu anlatılanları, insaf sahibi birçok kişinin görüp, bir şekilde izahlarda bulunma gayreti içinde oldukları da görülmektedir.
“Öte yandan, eğer Mesih İsa Tanrı değil de, Tanrının yaratmış olduğu varlıklardan biri olsaydı, yaşamı, ölümü ve öğretişlerine saygı duyulabilirdi. Fakat ona tanrının kendisi olarak tapınmak büyük hata olurdu. Tanrının yerine konulan bir puttan başka bir şey olmazdı. Kutsal Kitap, putperestlik konusunda taviz vermez. Tanrı kendi görkemini başkasına vermeyeceğini söyler (yeşaya 42:8; 48:11).Kendinden başka bir ilahın veya ilahların olmayacağını söyler (yeşaya 45:5, 21-22; yeremya 10:6; 1.Korintliler (:4-6). Ve sadece Tanrı’ya tapınmamız gerektiğini vurgular (Yasa’nın Tekrarı 6:13-14; Matta 4:10). İşte, İsa ya Tanrı’dır ya da Tanrı değildir. O’na yanlış bir şekilde inanmak da bir putperestliktir şeklidir”32

Sonra da otur, Tanrı neden insan oldu diyerek bazı anlatılanlar tutmasa da şunları yaz;

“Bizler gibi ölümlü olan insanlar, sonsuz olan Tanrı’yı nasıl anlayabilir…Tanrı insanların anlayacağı bir şekilde, insan bedeni alarak, kendisini insanlara göstermesiyle anlaşılabilir.Beden almış olan bu kişi, Tanrı’nın sonsuzluğunu ve her yerde olma halini temsil etmese de, (bunun için zaman ve mekan uygun değildir), Tanrının doğasını açıkça ifade edebilirdi…İnsanlar sonsuz olan Tanrı’yı biraz olsun anlayabilsinler diye,Tanrı sözü İsa,insan olup aramızda yaşadı.”33
Bu durumda acaba insanlar Tanrıyı biraz olsun anlayabildiler mi, yoksa kafalar bu konuda daha fazla mı karıştı? Biraz iyi düşünelim! Hala ikna olmayanlar için son bir delil daha verelim ve Tevrat’ta İsa için verilen en kuvvetli delillerde, İsa için Tanrı mı yoksa Tanrı’nın kulu mu olduğunu görelim;
“17-18 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:”İşte Kulum, O’nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O’dur. Ruhum’u O’nun üzerine koyacağım,O da adaleti uluslara bildirecek.” (Matta-12)

HIRİSTİYANLIK VE MİTRAİZM

mithras

13Tekelerle boğaların kanı ve serpilen düve külü murdar olanları kutsal kılıyor, bedensel açıdan temizliyor.
14Öyleyse sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı’ya sunmuş olan Mesih’in kanının, diri Tanrı’ya kulluk edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!

İlk bakışta Pavlus un söylediklerinde bir anormallık bulamıyabilirsiniz, ama birkaç kez okuyup düşününce anlıyorsunuz ki Lusifer işin detayında gizli. Buradan iki detay ortaya çıkıyor:
1) Tekeler boğaların kanı ve serpilen döve külü murdar olanları kutsal kılar ve bedensel açıdan temizler.
2) Mesih in kanı sizi keçı ve boğa kanlarından daha çok temizler.. Yanı 2. sinin koşulu birincisine inanmak.
Mantıksal olarak eğer birincisi yanlışsa ikinciside yanlıştır. Pavlus un sözlerinin ince anlamı şudur Mitra Mesih kurtarıcıdır, İsa Mesih daha çok kurtarıcıdır; tabiki hitab ettiği Tarsuslular için. Bir başka örnekte; A marka deterjan çamaşırları temizler, B Marka deterjan lekesiz ve daha çok temizler.
Burda Önemli olan Yahudilikte tekelerin ve boğaların kanı ve serpilen düve külünün murdar olanları kutsal kıldığına ve bedensel açdan temizleyeceği ne dair bir inanç yoktur ki. Bu Mitraistlerin inancı ve Tarsus onların şehriydi. Yahudilerin kurban kesmesi ve kurbanı yakma ritüeli Tanrıyı memnun etmek içindir. Müslümanlar da Tanrının emrini yerine getirmek ve böylece Tanrıyı memnun edebilmek için kurban keserler.
Pavlus Mitraist inançları çok zekice ve sinsice (Şeytanca) Hıristiyanlığa şırıngalamıştır. İşte Tarsus ta bugünkü Hıritiyanlığını oluşturan Pavlus doktırınleri orataya çıkmıştı.
Tanrının sevgisi, biricik oğlunu kurban etmeye zorlamıştı ki günahlarımız kurtarıcının kanıyla yıkanılıp af olundu ve tanrının ritüel olarak vücudunun yenmesi ve kanının içilmesi gibi hep Hıristiyanların dilinde tekrar edilen sloganlar ve ana temalar haline gelecekti. Pavlus Mıtraizmi bir keçi ve boğa yani hayvan kurban edilmesnden İnsan, tanrı kurban edilmesine terfi ettirdi; aslında etkileyici bir fikir olmalıki hala günümüzde 2 milyara yakın insan inanıyor ve bazı insanlarda duyduklarından etkilenip Hıristiyan oluyor. Ancak ne kadar etkileyici ve romantik olsada realızmden ve Hz İsa nın gerçek öğretileriyle hiç alakası yok. Hz. İsa nın cennete yükseltilmesinden 2 sene sonra ortaya çıkan Pavlus hiç bir zaman gerçek havariler tarafından bir havari olarak kabul edilmediği gibi fikirleri ve teolojside hiç bir zaman kabul edilmemişdi. Daha sonra Roma İmpartoru Mitraist Konsantin kendi putperest inançlarını kabul ettirerek günümüz Hıristiyan doktirinleri tamamen şekillenmişti.

KUTSAL RUHLA VAFTİZ
elçinin İşleri 1 5


5Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz etti, ama sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruh’la vaftiz edileceksiniz
Kutsal Ruhla Vaftiz edilme Markos 3:8 ve Yuhanna 1:33 tede geçiyor
fakat Matta 3:11 Luka 3:16 da Kutsal Ruh ve ATEŞ le vaftiz edileceksiniz yazıyor. Pavlus ta ateşle temizlenmenin gerektiğini söylüyor. (1 Korintliler 3:15)
Sadece Kutsal Ruhla mı vaftiz edilecekler yoksa Kutsal Ruh ve Ateşlemi vatiz edilecekler? Buda bir çelişki. Ama ATEŞ le vaftiz mi?
Tabiki Hıristiyanlar bunuda teolojilerine uygun olarak yorumlayacaklardır. Yani yoruma ihtiyaçları var. Neden ATEŞ acaba? Zerdüştlükte Ateş kutsaldır ateş temizler ve Kutsal Ruhla vaftiz etme kesinlikle Zerdüştlükten geliyor. Gerçi Zerdüştler insan sidiğini içerler ve su ateş ve sidikle de vaftiz olurlar. Hiç kimse sonradan Zerdüşt olamaz bu sebeble dünyada sayıları 100 bini aşmaz. aşırı Pers ırkçısı bir dindir. Ama Yahudilik ve Hıristiyanlık üzerine etkisi inkar edilemez.
Matta 16:9
6İsa onlara, “Dikkatli olun, Ferisiler’in ve Sadukiler’in mayasından kaçının!” dedi.
Elçinin İşleri 23:6


…Kardeşler, ben özbeöz Ferisiyim. Ölülerin dirileceği umudunu beslediğim için yargılanmaktayım.»

İşte Pavlus Ferisi mezhebinden olduğunu kabul ediyor. Ferisi Farsi den geliyor yani İran Yahudileri. ey Hıristiyanlar İsa sizi Ferisilerin mayasından kaçının demiyormu? Pavlus un babasınında Ferisi olduğunu bilmiyormusunuz? Pavlus un Hz. İsa yı boğanın (bir hayvanın) yerine koyduğunu anlamıyormusunuz?  Düşünelim biraz, Pavlus ölüler derken hangi ölüleri kastediyor?  Zaten yahudiler ölünün dirileceğine inanıyorlar, eğer İsa yı kastediyorsa , İsa nın dirilip havarilere gözüktüğünü bilmiyormuydu? Muhakkak pavlus un oraya buraya yazdıkları mektupları toplayan ve opyeleyen her kimse o bilmiyordu.
Hala müjde müjde diye Pavlus un safsatalarıyla masumları kandırmaya uğraşıyorsunuz. Birde İncil i okudunuzmu diye ilanlar veriyorsunuz. Okuduk ve al sana:
Matta 23 27:33
27«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. 28Dıştan insanlara doğru kişilermiş gibi görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.
29«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yaparsınız, doğru kişilerin türbelerini donatırsınız. 30`Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik’ diyorsunuz. 31Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza siz kendiniz tanıklık ediyorsunuz. 32 Haydi, atalarınızın başlattığı işi bitirin! 33 “Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız?
?
Hıristiyanlar bu yazılanları okurken Pavlus unda bir Farisi olduğunu neden umursamıyorlar acaba?
İkiyüzlü münafık diye Pavlus Kefas ı suçlamıyormuydu? Pavlus amı inanıyorsunuz yoksa İsa yamı? Kim iki yüzlü Kefas mı İsa mı yoksa Ferisi Pavlus mu?
circlemitra
MİTRAİZM
Mitraistlerin duası;
Ey Ruh un ruhu,
beni ölümsüzlük doğumuna ada ki yeniden doğayım,
ve kutsal ruh içimde nefes alsın.
Testis inancında yer alan ve misyonerlerin rahiplerin dillerinde doladığı “Kutsal ruh”  Hıristiyanlığa özgü birşey değilmiş. Mitraist rahipler verdikleri sermonlarda Hırisityanlardan çok daha önceden kutsal ruh un içlerinde olduğunu ve onlara rehberlik ettiğini söylüyorlardı. 
O cennetten insan gibi doğmak için gelmişti ve böylece insanları günahlardan kurtaracaktı, ve o bakireden 25 Aralık ta doğmuştu. Onun doğduğunun haberini ilk çobanlar öğrendi.(1)
“O” Mitra yerine sadece İsa ekleyin alın size yeni bir din.
merry-mithras
25 Aralik bugün Hıristiyanlar arasında Chrıstmas diye Hz. İsa nın doğum günü olarak kutlanır. Ancak 25 Aralık Hz. İsa nın doğum günü değildir. 25 Aralık Kış Günberisi bütün güneşe tapanların kutsal günüdür. Yezidiler
ve Zerdüştlerde o günü bayram olarak kutluyorlar. Hıristiyanların Şeytana tapanlarla aynı gün bayram yapması
düşündürücü. 25 Aralık bütün Güneş tanrılarının doğum günüdür. Aynı zamanda Mithra nında doğum günüdür.
Nazarenler diğer Yahudiler gibi Sebt günü (Sabbath) Cumartesi idi. Mitraistlerin kutsal günü Pazar günü Hıristiyanların kutsal günü oldu. Yahudilerin kullandığı Lunar takvimden güneşe tapanların Solar takvimine geçildi. Pazar gününün İngilizcesi Sunday herşeyi açıklıyor: yani Güneş günü. Gerçi Hıristiyanlar dan komik Sunday ve Sonday diye kelime oyunu yapanlarda var.
Roma da 1. yüzyılda gece yarısı 25 Aralık ın ilk dakikalarında tapınaklar aydınlatılırdı, Beyaz Cübbeler giymiş rahipler sunakta dururlardı. Cemaat ta Rab tanrılarının doğum gününü kutlamak için gelmişlerdi. Ama İsa Mesih adına ilahiler değilde Güneş tanrısı Mİtra adına söylüyorlardı. Nasıl oluyorda Monoteistik bir Yahudi Mesih Mitranın yerine geçiyor? Bu bir günde olacak bir iş değildi, temeli atan Pavlus ve binayı tamamlayan da Roma imparatoru Konstantin di.
Bu değişim İsa dan sonra 300 400 yıl kadar zaman almıştı.
Tertulyan gibi bazı Hıristiyan teologlar Mitraistlerin Chrıstmas ve Aşai Rabbani
gibi bazı ritüelleri Hıristiyanlardan aldıklarını iddia atmişlerdi halada iddia ediyorlar. Bu Hıristiyan ve Mitraizm arasında benzerlilkleri kabul ettiklerindendir. Sadece ilk çıkaran biziz onlar bizden aldılar demektedirler.
Mıtraizm Hıristiyanlıktan yaklaşık 1400 yıl önce kurulmuştu ve Roma imparatorluğunun her tarafına yayılmıştı ki Hırıstiyanların iddiaları saçmadır.
MİTRAİST PAPAZ
MİTRAİST PAPAZ
Ancak Mıtraızm ve Hıristiyanlık arasındaki benzerlik kadar zıtlıklarda vardır.
zaten biz Mitraizmin Hıristiyanlık olarak devam ettiğini söylemiyoruz, Mitraizmde olan bazı ritüel, doktirin, ve inançların Hıristyanlığa şırınga edildiğini söylüyoruz. Mesela Masonluktada olan gizlilik ve efsane ilkeleri ve kadınların kabul edilmemesi. Mitraizm in kadınları kabul etmemesi belkide Hıritiyanlığın yayılmasındaki en büyük sebeplerden birisidir. Mesela Konstantin Mitraist ti ama karısı Hıristiyan dı. Hıristiyan kadınlar Hıristiyan çocuklar yetiştirdi ve Mitraizm zamanla Hıristiyanlık içinde izlerini bırakarak kayboldu.
Mıtra ağaçta
Mıtra ağaçta
Mıtraizmin kökü Zerdüştlüğe dayanır ama Mıtraizmin Zerdüştlükten bile önce geldiği söylenir. Ama Mıtraizm Hellenleştirilmiştir. Mıtras güneş tanrısına eşit insan figüründe tanrıydı. Hz İsa nın doğumunda ziyaretine geldiği iddia edilen Magiler Mitraıst rahiplere verilen isimdi. Zerdüşt insan figüründe bir pagan tanrı kurtarıcı mesih in geleceğini müjdelemişti. Pavlusçu Hıristiyanlar bu Mesih in İsa olduğunu Mitraistleri inandırmıştı zaten Pavlusifer yazımızda Pavlus un Tarsus ta Mıtraıstleri İsa nın kanını
boğanın kanının yerine koyarak Hıristiyanlaştırdığını anlatmıştık, kafasındaki Mesih in yayılması için zaten Pvlus her yolu mubah kılmıştı.
Pavlus un bahsettiği Hıristiyanlarında sloganlaştırdığı müjde işte Zerdüştün müjdesidir. Zerdüşt kutsal kitabı Avesta da kötüye karşı iyiyi galip getirecek ve sonsuzluk iksiri sunacak bir mesih in müjdesi veriyordu.
Mıtrasa inananlar öldükten sonra hesap gününe kadar mutlu olacak ve inananlar için cennetin kilidini açacak ve inananları ebedi kurtuluşa kavuşturacak ve kendisine inanmayanları ve vaftiz edilmeyenleri öldürecekti. Yani ebedi hayat ve kurtuluşun ön koşulu sadece Mitras a inanmaktı. Bir benzerlik seziyormusunuz?
Yeni ahitin 7 kitabını yazan ve 6 sı başkaları tarafından onun ismine atıfta bulunulan Tarsus lu Pavlus Hellenistik Mesih fikriyle Yahudi Mesih inancını sentez etmesi sonucunda bugünkü Hıristiyanlığın kurban Mesih teolojısini ortaya çıkardı.
Mitra ve Hürriyet abidesi benzerliği
Not: Mitraizm sadece Hıristiyanlığı değil Masonluğuda etkiledi Hürriyet abideside bunun bir göstergesi.

Mıtras yandaşları boğanın etini yeyip kanını içince yeniden doğduklarına ve Hayatın boğanın kanıyla yeniden yaratıldığına inanırlardı. Bu törene iştirak edenler fizik gücünün yanı sıra ruhi ölümsüzlüğe ve sonsuz nura kavuşturulurdu. Mıtrasın ritüellerini Aşaı Rabbani (İsa nın kanını ve etini temsil eden şarap ve ekmek)ayinine benzerliklerinden de bahsetmişti.(2)
Mıtraizm özellikle Roma ordusu mensubları arasında yayılmıştı ve bu sebeple asker dini olarak bilinirdi. Britanya adasında bile yapılan kazılarda Mıtraıst tapınaklar bulunmuştu. Anadolu dan Britanya ya Roma ordusunun gittiği her yerde Mitraizmin izlerine rastlamak mümkün. İskenderiyeli Yahudi filozof Filo (30 iö -45 is)  Mitraist hurafelerin hızla yayılmasınadan dolayı kaygılarndığını yazmıştı buda Hz İsa nın yaşadığı zamana denk geliyor.
Aşağıda ağaçtaki üç Mitra testis inancını temsil ediyor : Mitra, Varuna, ve Aryaman. Ayrıca Mitra nın bakir ruhban bir hayat yaşanıştı, Hz İsa için aynısı söyleniyor ama burada ilginç bir ayrıntı var. Eğer Hz İsa bir Rabbi ise evlenmiş biri olması lazımdı çünkü Yahudi şeriatini göre evlenmiş olmadan Rabbi olunmaz. Ama evlenmemiş bakir biri Mitraist rahip olabilir. Bugün özellikle katolik rahipler kardinaller Mitra yı örnek alarak evlenmiyorlar her halde. Aslında Güneş’e tapma Hırıstiyanların sırrı, İsa güneş tir diyorlar.  Mitra güneş tanrısı  isim değiştir alın size Hıristiyanlık gerçeği İsa Güneş tanrısı.


Bir çam ağacında yer alan 3 Frıig şapkalı başlı Mıthra
Bir çam ağacında yer alan
3 Frig şapkalı başlı Mıthra
Mıtras ın gizemleri Tarsus ta icat edildi, Öyleyse Pavlus un Hırıstiyan doktirinleri ile Mitraist öğretileri arasındaki dikkate değer benzerliklerden habersiz olması imkansız. (3)

Ölü tekrar yükseldiğinde, Yaşayan ölümsüzleştiğinde, (o) hayatı aziz yapacak. (4)
Hayatı aziz yapacak olan Mitras sadece ona iman sizi özgürleştirecek. Ona inanmazsanız sonsuz hayata ulaşamayacak öleceksiniz. Aslında daha iyi anlamak için Yahudi inancınada bir göz atmak gerek. Yahudiler goyim veya Yahudi olmayanları hayvanla aynı seviyeye koyar yani bir gentıle ölünce yok olur gider hayvan gibi. Ruhu göğe yükselen ve yargılanacak olan sadece Yahudidir. Diğer insanlar Talmud a göre Yahudilere hizmet etmek için Yahudi ye benzer yaratılmışlardır. Pavlus ta diyorki benim Mesih ime inanınki sizi Yahudiler mertebesine ulaştırsın yani aklınca dalga geçiyor ama Hıristiyanlar bunu anlamıyor. Mayası bozuk bir Ada’mın oraya buraya yazdığı mektupların ıslak imzalı orijinleri olmamasına rağmen Tanrı’nın sözü olduğuna inanıyorsanız kendinize yazık etmiş olursunuz. Tanrı oraya buray mektup gönderseydi şimdi email Twitter whatsapp tan mesajlarda yollayabilir yani..
” Parisliler, Hadi ben öldüm dirildim göğe yükseldim” “brb ” bu Twitter’de bütün parislilere yollayabilirdi ve parşömenleri katır sırtında birkaç ay sürecek bir kervanla yollamazdı.
Mesela birisi çıksın ben size ABD vatandaşlığı vereceğim sadece bana inanın yeter desin, bir ABD başkanın oğlu sizin vatandaş olup kurtulmanız için kendini kurban etti, bu kimseye inananlar olursa gitsinler bakalım ABD konsolosluğuna o mayası bozuk adama inandıkları için viza alabiliyorlar mı. Tabiki o adamın niyeti kimseye viza aldırmak olamazdı ancak inançlarını suiistimal etmek olacaktı.
Zerdüştte sadece Perslilere kurtuluşu müjdeliyordu ama Mitras bütün ırklara kurtarıcıydı.
Pavlus, Hz İsa nın hayatı, bakire Meryem anamızın mucizevi doğumu, Hz İsa nın hayattayken dersleri hatta mucizeleri hakkında hiç bahsetmezken, İsa Mesih in ölümü ve bu ölümün manasına konsantre olaraka Mitraistik Mesih inancını Hıristiyanlar için doktirinleştirmişti. İsa Mesih in hayatı, öğretileri, annesi, kardeşi, Nazaren tarikatı, havariler hepsi bir kenara atılıyor, Mitrasla özleşen İsa Mesih , Tanrının oğlu kurtarıcı doktirini
ön plana çıkıyor ve doktirini ortaya çıkaran Pavlus ta gerçek havarierden üstün mesih gibi bir konuma yükseliyordu. Pavlus ortaya çıkardığı yeni Mesih e sadece inanmayı kafi görüyor, inananları sonsuz hayat inanmayanarada yok olmayı vaad ediyordu. Mitras ta aynı vadlerde bulunmamışmıydı?
Katolik Ansiklopesinde:
Talihsiz insanın bir arkadaş ve kurtarıcıya ihtiyacını kullanmak için pusuya yatan kötü ruhlar hiç yanılmazlar.
Mitras kimdir? Mıtras insan ve tanrı arasında arabulucudur.
Mitras dünyanın bereketi, verimliliği, ve selametinden sorumluydu,boğayı insanların menfaati ve kurtuluşu için öidürmüştü ve böylece başarıya ulaşmıştı. Pavlus teolojisininde Tanrı oğlunu insanların kurtuluşu ve selameti için kurban ediyor. Boğanın kanıda Mesihin kanıda aynı işleri görüyor. Ama Pavlus a göre İsa nın kanı boğanın kanından daha etkili.

Rahipler güneş doğumunda tanrı doğdu diye beyan ederler sonra eğlence gelirdi sonrada mıtras ın havarileri (12 havarisi vardı.) ile göğe yükselmeden önce yediği son akşam yemeğini temsilen bir yemek yenirdi.(5)

Hıristiyanların ilk teorisyenlerinden ve babalarından Tertulyan Mitraistleri eleştirdiği kitabında Mitraistlerin Son Akşam yemeği ritüelini Aşai Rabbani ayininin Şeytani bir taklidi olduğunu söyler, ve Mitraistlerin tanrılarının göğe yükselmesini canlandırdıklarınıda sözlerine eklemişti.
Mitraistlere göre hayatın kaynağı boğanın kanıydı ve boğanın etini
yemekle ve kanını içmekle yeniden doğduklarına inanırlardı. (Tarsuslu Pavlus un teolojısının kaynağı) Bazı törenlerde boğanın eti yerine ekmekte kullanılıyordu.
Bunu söyleyen İsa dan 1000 yıl önce yaşamış olan Zerdüşt:


Benimle bir olmak ve benimle yemek için vücudumdan yemeyen ve kanımdan içmeyen kurtuluşu bilemez.

Luka 22 19:20
19Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. «Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın» dedi.
20Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: «Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır.
Son akşam yemeği ilk defa Pavlus tarafından 1 Korıntlıler 11:23-26 de bahsedilmiştir. Markos, Matta, Luka, ve Yuhanna incilleri daha sonraları yazıldıkları için kaynakları Pavlus tur. Pavlus unda Zerdüşt ve Mitrastır.
Hz. İsa nın mitraist putperestlerin bir ayinini havarilerie beraber tatbik ettiği düşünülemez ve aslında Hz İsa ya çok büyük bir hakarettir.
Mitraistlerkurban ettikleri boğanın kanıyla vaftiz olurdu.
Yani boğa tanrının kanıyla yıkanıp günahlarından arındırıldıklarına inanırlardı.
Değerli kanıyla günahlarımızdan yıkadı diye misyonerlerden veya evancelstlerden duyarsınız hafif piyano eşliğinde Mitraistleri neden kopyelediklerini sorun?
Son Akşam Yemeği Last Supper
Son Akşam Yemeği
Last Supper

Mitras Son Akşam Yemeği
Mitras Son Akşam Yemeği
Kaynaklar
(1) Condon, R.J. Our Pagan Christmas.
(2)The Jesus Mysteries” by Timothy Freke & Peter Gandy (1999)
(3) Reynolds (1993) p78.
(4) Zamyad yasht, 19,89 quoted in Vermaseren, Mithras, the Secret God
(5) R. J Condon, in Our Pagan Christmas

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...