Hz. İsa’nın Tanrı anlayışı Tevrat’taki on emirden birincisi olan eşi benzeri ve ortağı olmayan doğmamış ve doğurulmamış bir Tanrı anlayışıdır. Önce bu anlayışı Tevrat’tan okuyalım.

TEVRAT’IN TANRISI;

6 “‘Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.

7“‘Benden başka tanrın olmayacak.

8“‘Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.

9 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım” (Tevrat-yasanın tekrarı-5)

1“‘Put yapmayacaksınız. Oyma put ya da taş sütun dikmeyeceksiniz. Tapmak için ülkenize putları simgeleyen oyma taşlar koymayacaksınız. Çünkü Tanrınız RAB benim.” Tevrat-Leviler-26)

29- İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir. 30-Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.31- İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’32- Din bilgini İsa’ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi.”Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin.” (Markos-12)

17 İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. 18  İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır.”(Markos-10) .” (Luka-4)

Bu Tanrı anlayışının İslam ve Kur’an’dakinden farkı yok. Hz. isa bu Tanrı’nın kulu ve insan olan bir peygamberdir.

17-18 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:”İşte Kulum, O’nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O’dur. Ruhum’u O’nun üzerine koyacağım,O da adaleti uluslara bildirecek.” (Matta-12)

45  Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.46  Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. » (Matta-27)

HAVARİLERİN  TANRISI;

Hz. İsa’nın bizzat kendisi tarafından eğiterek yetiştirdiği Yuhanna, Petrus gibi önde gelen havariler ve yine onların lideri olan hz. isa’nın kardeşi Yakup’ta  Tevrat’ta anlatılan tek Tanrı’ya inanıyorlardı. Eğer havariler için Hz. İsa Tanrı olsaydı ona “Tanrımız İsa” diye hitap ederlerdi. Oysa havariler Hz. İsa’ya çoğu zaman sıradan biriyle konuşur gibi sadece “İSA” diye hitap ederlerdi. Bazen hocam anlamına gelen aramice “RABBİ” bazen de efendim anlamına gelen “KRİOS” diye sesleniyorlardı.

“5 Petrus İsa’ya, “Rabbi, burada bulunmamız ne iyi oldu” (Markos-9)

12 Oysa tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır; kurtarmaya da mahvetmeye de gücü yeten O’dur. Ya komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?“ (Yakup-4)

19 Sen Tanrının bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun. Cinler bile buna inanıyor ve titriyorlar!

20 Ey akılsız adam, eylem olmadan imanın yararsız olduğuna kanıt mı istiyorsun?(Yakup-2)

22 “Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: Bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Tanrının, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliği kanıtlanmış bir kişidir.(Elç.İşl.-2)

13-İbrahimin, İshakın ve Yakupun Tanrısı, atalarımızın Tanrısı, Kulu İsayı yüceltti. Siz Onu ele verdiniz. Pilatus Onu serbest bırakmaya karar verdiği halde, siz Onu Pilatusun önünde reddettiniz.(Elç.İşl.-3)

HAVARİLERİN İMAN BİLDİRİSİ;

Hz. İsa’nın tanrıya eş tutulduğu İznik konsili öncesinde, ilk dönem Havarilerin,  Hz. İsa’nın ölümünden sonra kayıt altına alınan iman bildirisinde de ayni tek ve ortağı olmayan Tanrı inancı görülmektedir.

Göğün ve yerin yaratanı, herşeye gücü yeten Baba, Tek Tanrı’ya ve O’nun biricik Oğlu Rabbimiz Mesih İsa’ya inanıyoruz.O Kutsal Ruh’tan vücut buldu ve bakire Meryem’den Doğdu. Pontiyus Pilatus zamanında acı çekerek çarmıha gerildi, öldü ve gömüldü, ölüler diyarına indi, üçüncü gün ölüler arasından dirildi ve göğe çıktı, herşeye gücü yeten Baba Tanrı’nın sağında oturdu. Oradan dirileri ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecektir. Kutsal Ruh’a, Kutsal Evrensel Kilise’ye Kutsalların Birliğine, günahların affına, ölülerin dirilişine ve sonsuz yaşama inanıyoruz. Amin”

PAVLUS’UN TANRISI;

Pavlus’un ise, Hz. İsa ve Havarilerden farklı olara iki tanrı anlayışı vardır. Burada Roma Putperestliğindeki gibi çok  Tanrı anlayışı görülür. Tanrı Zeus gibi herşeyin başı bir Baba Tanrı var ve bu tanrının oğlu baba tanrıdan daha aşağı konumda insan olan ikinci bir oğul tanrı var;

3 Ama şunu da bilmenizi isterim: her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek ve Mesih’in başı Tanrı’dır” (I.Korint-11)

5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)

9 Ama meleklerden biraz aşağı kılınmış olan İsa’yı, Tanrı’nın lütfuyla herkes için ölümü tatsın diye çektiği ölüm acısı sonucunda yücelik ve onur tacı giydirilmiş olarak görüyoruz.” (İbraniler-2)

27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan TANRI’YI İÇERMEDİĞİ açıktır. (1.Korintliler-15)

17 Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı, yüce Baba, kendisini tanımanız için size bilgelik ve vahiy ruhunu versin diye dua ediyorum.” (Efesliler-1)

3  Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı’ya, merhametli Baba’ya, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun! (2.Korintliler-1)

Pavlus İncilde bulunan 12 adet mektubunda Hz. İsa’yı devamlı asıl manası EFENDİ demek olan Yunaca “KYRİOS” olarak tanımlar. Bu kelimenin dilimizde tam karşılığı olmayan ancak RAB olarak tercüme edilmesi son derece yanlıştır. Bu hitap Türkçede hiçbir zaman bir insan için kullanılmaz ve direk Tanrı’nın isimlerindendir. Pavlus’un Hz. İsa’yı bu kelime ile tanımlaması son derece önemli bir gerçeğin ispatıdır. Eğer Pavlus’un anlayışında Hz. İsa, tesliste olduğu gibi Tanrıyla eş olsaydı, Hz. İsa’dan bahsederken doğrudan devamlı olarak “TANRIMIZ İSA” derdi. Devamlı “KYRİOS-EFENDİ” diye hitap etmezdi. İngilizcedeki “LORD” kelimesi tam bu anlayışa örnektir. Bu kelime ayrı ayrı hem bir saygın insan hem de Tanrı için kullanılır. Pavlus İncildeki Korintlilere yazdığı mektubunda bu ayırımı çok net yapmaktadır:

4 Putlara sunulan kurban etinin yenmesine gelince, biliyoruz ki, “Dünyada put bir hiçtir” ve “Birden fazla Tanrı yoktur”.

5-6 Yerde ya da gökte ilah diye adlandırılanlar varsa da -nitekim pekçok “İLAH”, pekçok “RAB” vardır- bizim için TEK BİR TANRI Baba vardır. O her şeyin kaynağıdır, bizler O’nun için yaşıyoruz. TEK BİR RAB var, O da İsa Mesih’tir. Her şey O’nun aracılığıyla yaratıldı, biz de O’nun aracılığıyla yaşıyoruz. (1.Korintliler-8)

Türkçeye RAB olarak tercüme edilen KYRİOS ünvanı Roma devrinde imparator ve kutsal sayılan insanların ünvanıydı. Bunlarda bir ölçüde tanrılaşmış olduğuna inanılan insanlardır ve zaman zaman bunlara da Tanrı olarak hitap edilmektedir. Bu Roma anlayışı havarilerde yoktu ancak Pavlus’ta vardı. Pavlus’un aşağıdaki ifadelerinde Hz. İsa’nın da aynen ROMA PAGAN ANLAYIŞINDA OLDUĞU GİBİ TANRININOĞLU VE İKİNCİ DERECE BİR TANRI OLDUĞU AÇIKÇA BELİRTİLMİŞTİR.  Bu durumda Pavlus’ta, biri herşeyin başı asıl Tanrı diğeri ise ondan aşağı konumda ikinci dercede bir insan tanrı anlayışı vardır. Bu yüzden bu tür insanlara her zaman direk “TANRIM” diye hitap edilmez. Pavlus Hz. İsa’nın tanrısal yönünün mektuplarında sadece 2 yerde belirtir.

5 Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır! Amin.”(Romalılar-9)

13-Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini,ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.“(Titus-2)

Buraya kadar ki pasajlarda Pavlus’un Baba Tanrıyı herşeyin başı gördüğü ve İsa O’ndan aşağı konumda olduğu açıkça bellidir. Ancak TESLİS-ÜÇLÜBİRLİK inancında olduğu gibi Tanrı’ya eş  tutulan başka bir tanrı kimliğinden ve Kutsal Ruh’un Tanrılığından bahsetmez. Bu durumda Pavlus’ta teslis inancı yoktur ve İznik Konsilinde Hz. İsa’nın Tanrıya eş konumuna karşı çıkan ARİUS tam bir Pavluscudur. Yani bu konsilde aslında PAVLUS’UN TANRI ANLAYIŞI aforoz edilmiştir.

KİLİSENİN TANRISI

Kilisenin Tanrı anlayışı ise Ms:325 yılında İznik Konsilinde ve 381 ‘de Kadıköy-İstanbul’da ortaya konan tek tanrıya eş BABA-OĞUL VE KUTSAL RUH’tan oluşan üç farklı tanrı anlayışıdır. Kilise bunu Tek Tanrının üç kimliği diye açıklar ve kiliselere kutsal heykel,resim ve haç koyarak bunları tam bir Roma Putperestliğinde olduğu gibi kutsar. Bu durumda Palus’un tahribata uğrattığı tek tanrı anlayışından çok daha farklı bir  Tanrı anlayışı geliştirilmiş oldu.

İZNİK KONSİLİNİN İMAN BİLDİRSİ:

Yerin ve göğün, görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısı, her şeye kadir tek Baba Tanrı’ya inanıyoruz. Bütün çağlardan önce Baba’da olan, Tanrı’dan Tanrı, Nurdan Nur, Gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı, Kendiliğinden varolan, yaratılmamış, Baba ile aynı özden olan, Tanrı’nın Oğlu tek bir Rab İsa Mesih’e inanıyoruz. Her şey O’nun aracılığı ile yaratıldı. Biz insanlar ve kurtuluşumuz için göklerden geldi.
Kutsal Ruh ve Bakire Meryem’den vücut buldu ve insan oldu. Pontius Platus zamanında çarmıha gerildi, acı çekti ve gömüldü,
Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün dirildi, Göğe yükseldi ve Baba’nın sağında oturdu.
Dirileri ve ölüleri yargılamak için görkem içinde tekrar gelecek ve O’nun krallığına hiç son olmayacaktır.
Baba ve Oğul’dan gelen, Rab olan, hayat veren, Baba ve Oğul ile birlikte tapınılıp yüceltilen Peygamberler aracılığı ile konuşmuş Kutsal Ruh’a inanıyoruz. Tek kutsal evrensel ve elçisel kiliseye inanıyoruz.
Günahların affı için tek bir vaftiz tanıyoruz. Ölülerin dirilişini ve sonsuz yaşamı bekliyoruz.
Amin.”

KİLİSENİN 4.TANRISI HZ. MERYEM;

Hz. Meryem’in kutsallığına dair  İncillerde hiçbir şey olmadığı halde kilisenin MS: 431 yılında Efes Konsiliyle Hz. Meryem Tanrı’nın annesi ünvanıyla Tanrılaştırılmıştır. Kiliselere Hz. İsa gibi resim ve heykelleri dikilerek kendisine dualar edilmektedir.

PROTESTANLARIN TANRI ANLAYIŞI;

Yukarıda Hıristiyanlığın bünyesinde gelişen Tanrı anlayışları bizzat İncillerden deliller verilerek anlatıldı. Sanırım bu deliller yeterince inandırıcı olmuştur. Bunları yeterli bulmayanlara protestan baş kaldırıyı hatırlatırız. 17.yy’da Avrupa’da gelişen aydınlanma hareketiyle bazı protestan din adamları bu anlayışların bir kısmına itiraz ettiler. Kiliselerdeki resim ve heykeller ile Hz. meryemin kutsallaştırılmasını putperestlik saydılar ve kiliselerinden kaldırdılar. Hatta Papa bile Tanrı adına hareket ettiği ve yanılmaz olduğuna da karşı çıktılar. Tabi katı bir engizisyon zulmü ve aforoz edilme baskılarıyla ancak bu kadarı gerçekleştirildi. Oysa üçlü birlik anlayışına ve Pavlus putperestline karşı Havarilerin iman anlayışını da savunan ÜNİTERYAN-TEVHİDCİ Protestan gruplarda vardı.