4 Şubat 2020 Salı

Roma Kültürü’nün Resmi Hıristiyanlık Üzerindeki Diğer Etkileri

Pazar Günü Pavlus’un Roma kültürünün etkilerine açtığı Hıristiyanlığın özünde bir çok değişiklik meydana gelmiştir.Yahudi şeriatının kutsal günü olan Cumartesi yasaklarının terk edilmesi, bunun yerine Pazar gününün kutsal sayılması, Roma kültürünün etkisi altında oluşmuştur.

Roma’da yaygın olan Güneş Dini’nin Hıristiyanlık üzerindeki etkilerini Cumartesi’nin yerini Pazar’ın alması örneğinde görebiliriz. Roma imparatorluğunda Pazar günü “Sunday/Güneş Günü” olarak isimlendiriliyordu. Pavlusçu Hıristiyanlar işte bu şirk geleneğini devr alarak Cumartesi yasaklarının ağırlığından kurtulmaya çalışmışlardır. Pavlus Din’i hukuki kurallarından arındırıp salt mistik bir tasavvur inşa ederken bu sapmanın ilk adımını atmıştı.

Noel
Noel gününün 6 Ocak’tan 25 Aralık’a alınması da Güneş Dini’nin etkisiyle olmuştur. Bilindiği gibi 25 Aralık Güneşin güçlenmeye başladığı 24 Aralık’ın ardından gelmiştir. Bu gün Roma’da kutsal addediliyordu. Ms.2.yüzyıla kadar 6 Ocak’ta kutlanan Noel Günü Güneş Dini’ne verilen bir tavizle 25 Aralık’a alınmıştır. Ancak yine de bu gün Doğulu -Ortodoks- Hıristiyanlar Noel’i hala 6 Ocak’ta kutlamaktadırlar.

Evharistiya Ayini (Ekmek-Şarap Ayini)
Hıristiyanlığın en önemli ritüellerinden biri olan ekmek-şarap ayini eski İran dinlerinden Mitra’nın bir törenidir. Roma İmparatorluğunda yaygın olan bu eski Pers Dini’nin kutsal metinlerinde Evharistiya ayini tanrı adına yapılmaktaydı. İnanışa göre Tanrı, bu inancının bağlılarına “Bedenimi yemeyen ve kanımdan içmeyen, böylece benimle Bir olmayan kişi kurtulamayacaktır” demiştir. Bu ifade aynen Yuhanna İncili’nde yer almaktadır: “Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır... Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda..” (Yuhanna, 6/54-57.)

Meryem Ana Tanrının Annesi!
MS. 431 yılında yılında toplanan Efes Konsili Meryem a’ın İsa peygamberin -yani tanrının anası- olduğunu ilan etmiştir. Tarihi vesikalara ve İnciller’de yer alan bilgilere göre Meryem a, bakire doğumundan sonra Yusuf adında bir kişi ile evlenmiştir. İsa a’dan sonra Yakup gibi yeni çocuklar doğurduğu bilinmesine rağmen, Efes Konsili’nde onun ebediyyen bakire kaldığının kabul edilmesi önemli bir tutarsızlıktır.

Buna ek olarak Konsil Meryem Ana’nın tümüyle masum -hiçbir hata ve günah işlemeyen biri- olarak tanımlaması daha sonraki yüzyıllarda onu aşırı yüceltmeci bir tasavvurun konusu yapmıştır. Artık Meryem a da teslisin önemli unsurlarından biri haline gelmiş, kiliselerdeki ikonlar arasında yerini almıştır. Meryem a’ı iffetsiz ilan ederek aşağılayan Yahudiler’e karşılık Hıristiyanlar da onu kurtarmak için zıt bir uca gitmiş, aşırı yüceltmişlerdir. Bu yüceltme Hıristiyanların Meryem tasvirleri ve heykelleri önünde dua etmek için ruku vaziyetinde eğilmelerine yol açmıştır. Artık yardım istenen sanki Allah değil İsa ve annesi Meryem’dir.

Hıristiyanların bu tasavvuru inşa edişlerinde evlenen, çoluk-çocuk sahibi olan Yunan Tanrıları’nın önemli bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Aslında putperestliğin hakim kültür üzerinden tek ilah telakkisine saldırması, Tevhid ile Şirk arasında varolan kesintisiz mücadelenin bir başka vechesinden başka bir şey değildir.

Bu sonuçtan İsa peygamber ve onun gerçek bağlıları değil, Din’in bütünlüğünü bozan Pavlus gibi tahrifçiler sorumludur. Zaten Kur’an-ı Kerim ile Yüce Allah Elçi’sini aklamaktadır. (Maide, 5/116-118.)

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...