Hz.
İsa hakkında, onun tanrılığı ile ilgili olduğu iddiasıyla sunulan,
Tanrının Oğlu, yaşayan canlı söz (logos) veya ruhullah konularında
genişçe izahlarda bulunduk. Tabi ki 27 ayrı kitap ve 9 farklı yazar
tarafından birbirlerini görmeden farklı yerlerdeki problemler için
yazılmış olan bir eserde, farklı iddiaların ve bazı uyuşmazlıkların
bulunması gayet doğaldır. Şimdi de İncillerde açıklanan, onunla ilgili
diğer tanrılık iddiasındaki ifadeleri inceleyelim. Hz. İsa için,
Tanrının Oğlu, Logos ve Ruhullah ifadelerinden sonra yine O’nun bizzat
kendi ağzından söyletilen tanrılıkla ilgili birçok ifade vardır. Bu
ifadelerinde çok büyük bölümü yine Yuhanna İncilinde bulunmaktadır.
Fakat dikkatlice incelenirse bunların çoğunun yine mecazi anlatımlar
olduğu görülecektir. Şimdi çoğunlukla Hz. İsa’nın Tanrılığı ile ilgili
kullanılan ifadelere bakalım;
“29 Onları bana veren Babam her şeyden üstündür.Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez.
30 Ben ve Baba biriz.”(Yuhanna-10)
“8 Filipus, “Ya Rab, bize Baba’yı göster, bu bize yeter” dedi.
9 İsa, “Filipus” dedi, “Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun?
10 Benim Baba’da, Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor.
11 Bana iman edin; ben Baba’dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.“(Yuhanna-14)
Genelde
yukarıda ki ifadelerden Hz. İsa için Tanrı olduğu sonucunu yorumu
yapılır. Bu ifadelere dikkat edilirse hepsi de, Hz. İsa için yazılan en
son yazılan eser olan Yuhanna İncilinden olduğunu görürüz. Tekrar
dikkat edelim, bu ifadeler de , Hz. İsa için, doğrudan bir Tanrı
olduğundan ziyade, mecazi benzetmeler vardır. Birileri, Yuhanna 10:33’
te olduğu gibi “Bu mecaz değildi. Yahudiler bu sözden dolayı O’nu
öldürmek istediler” diyebilir. Biz de deriz ki, ünlü tavvufcu
Hallacı Mansur da “Ben hakkım” dediği için, insanlar O’nu, kendini
Tanrı’ya eş tuttu diye öldürdüler. Hallacı Mansur bu sözüyle Tanrı mı oldu? Şimdi iyi düşünelim “BENİ GÖREN BABA’YI GÖRMÜŞTÜR” SÖZÜ MECAZ DEĞİL DE NEDİR ?
Tanrı İsa gibi bir insan mıdır? Tekrar tekrar iyi düşünelim. Eğer
bunlar Hz. İsa’nın Tanrı olduğuna delil sayanlara, ayni eserde bulunan
birde aşağıda ki ifadeleri incelemelerini tavsiye ederiz;
20-21 “Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin.
22 Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar.“(Yuhanna-17)
“20 gün anlayacaksınız ki, ben Babam’dayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim.“(Yuhanna-14)
“23….Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız“(Yuhanna-14)
“17 İsa, “Bana dokunma!” dedi. “Çünkü daha Baba’nın yanına çıkmadım. Kardeşlerime git ve onlara söyle, benim Babam’ın ve sizin Babanız’ın, benim Tanrım’ın ve sizin Tanrınız’ın yanına çıkıyorum.”(Yuhanna-20)
“28 Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür.”(Yuhanna-14)
“1-2 Yahudiler’in Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisiler’den olan bu adam bir gece İsa’ya gelerek, “Rabbî, senin Tanrı’dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz” dedi.”(Yuhanna-3)
Yukarıdaki
ifadeleri, bir öncekilerde olduğu gibi, mecazi benzetme olmayıp, Hz.
İsa’nın Tanrılığına yorumlanıyorsa, ayni mantıkla, bu durumda ikinci
bölümdekilere baktığımızda, iman eden herkes Hz. İsa gibi Tanrı
olmaktadır. ”Ben babadayım, siz bendesiniz, bende sizdeyim” “Bizde gelir, onunla birlikte yaşarız”
ifadelerinden bu anlam çıkmaz mı? Hele ayni yazarın eserinde bir ifade
var ki kimsenin hiçbir yöne saptıramayacak kadar açık ve bizim
iddiamızı her yönüyle destekler nitelikte;
“28 Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür.”(Yuhanna-14)
Hz. İsa’nın Tanrılığı için yorumlanan Yuhanna’nın başında geçen bir ifade var;
“1 Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı.
2 Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi1.
3 Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.
14 Söz, insan olup aramızda yaşadı. (Yuhanna-1)
Buradan
hareketle İsa için yaşayan vahiy ve dolayısıyla Tanrı olduğu iddia
edilir. Kuran’da buna benzer olarak Hz. İsa hakkında
“Kelamullah-Ruhullah”, yani yaradılışında ilahi vahiy-ruh birleşimini
açıklar;
“ Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah
hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın
peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur.
Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “(Allah) üçtür” demeyin.
Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O,
çocuk sahibi olmaktan uzaktır.” (Nisa-171)
Her
şeyin ilk yaratılışında PROGRAMINDA etken ilahi vahiy-ruh’tur (daha
sonra yaradılış programı toğumda saklanmıştır). Ancak Tanrı’dan olan bu
özellikten dolayı bu varlık Tanrı’ya eş olamaz. Zaten Kuran’da Allah
bunu açıklamaktadır;
“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.” (Ali İmran)
Sanırım
konu anlaşılmıştır. Zaten bir önceki Nisa-171. ayette Hz. İsa için
peygamber olduğu belirtilmiştir. Hz. İsa’ya Tanrı niyetine tapanlar var
diyenlere, yine Hz. İsa’nın kendi ağzından, kime tapınılması
gerektiğini ikaz eden ifadelerde var deriz;
“36 Adam şu
yanıtı verdi: “Efendim, O kimdir? Söyle de kendisine iman edeyim.”37
İsa, “O’nu gördün. Şimdi seninle konuşan O’dur” dedi.38 Adam, “Rab, iman ediyorum!” diyerek İsa’ya tapındı.”(Yuhanna-9)
“10 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın Rab’be tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır.”(Matta-4)
Ya Tomas’ın meşhur sözüne ne demeli derseniz;
“27 Sonra Tomas’a, “Parmağını uzat” dedi, “Ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!”
28 Tomas O’na, “Rabbim ve Tanrım!” diye yanıtladı.
29 İsa, “Beni gördüğün için mi iman ettin?” dedi. “Görmeden iman edenlere ne mutlu!”(Yuhanna-20)
Önce
bu kadar büyük bir iddiayı bir Yahudi olan Tomas’ın
söyleyebileceğinden şüpheliyiz. Bu derece önemli bir sözü sadece
Yuhanna İncili yazarı mı duydu? Acaba bu söz Hz. İsa’yı tanrılaştırmak
için söylendiğinden emin miyiz? Sakın görülen mucize karşısında
söylenmiş bir hayret ve şaşkınlık ifadesi olmasın. Ayrıca zaten ilk üç
İncilde, çarmınta ölen hz. İsa’nın böğrünün mızrkla delinmesi yok ki,
Tomas’ın, parmaklarıyla Hz. İsa’nın yaralarını kontrol ettiğini
yazsınlar. Bu önemli sözü diğer incil yazarları niçin duymadılar. Zaten
Yuhanna İncilinin yazarı balıkcı Yuhanna’nın yazmış olamayacağı
üzerinde tam bir ittifak var. Çünkü diğer İncillerde bulunan ve havari
Yuhanna’nın şahit olduğu bir çok olay burada bulunmamaktadır. Bu sözün
söylenip söylenmediğini ve eğer söylendi ise ne maksatla söylendiği
meçhul. Ama sıradan bir balıkçı Yuhanna’nın hiç alışık olmadığı
Yunan-Helen kültürü kitaba hakimdir. Burada Havari Tomas’a söyletilen
“Rabbim ve Tanrım“ hitabını Roma İmparatoru Domitian’a ait bir
tanımlama ve hitap şeklidir.31 Romalılar imparatorlara böyle hitap
ederek yağcılık yaparlardı. Buna cevabımız Thomas’ın kendi yazdığı
İncilden olacaktır. Bu kadar önemli bir iddiayı gerçekten Thomas
söylediyse kendi incilindeki 114 cümlede neden söz etmedi acaba ?
Aksine bakın kendi incilinde neler söylüyor;
“31 İsa dedi; Hiç bir peygamber kendi köyünde kabul görmez.Hekim kendisini tanıyanları tedavi etmez..“( Tomaya göre incil )
Buraya
kadar gördüklerimiz genelde İncillerde Hz. İsa’nın kendi ağzından
söyletilen ifadelerdi. Bir de İncillerde Hz. İsa ve havarilerinin
söylemediği halde, diğer İncil yazarlarının Hz. İsa’yı direk Tanrı ilan
eden ifadeleri bulunmaktadır;
“5 Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır! Amin.”(Romalılar-9)
“ 1 İsa Mesih’in kulu ve elçisi ben Simun Petrus’tan Tanrımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in doğruluğu sayesinde bizimkiyle eşdeğer bir imana kavuşmuş olanlara selam!”(2.Petrus-1)
“13 Bu arada, mübarek umudumuzun gerçekleşmesini, ulu Tanrı ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz.“(Titus-2)
“20 Yine biliyoruz ki, Tanrı’nın Oğlu gelmiş ve gerçek Olan’ı tanımamız için bize anlama gücü vermiştir. Biz gerçek Olan’dayız, O’nun Oğlu İsa Mesih’teyiz. O gerçek Tanrı ve sonsuz yaşamdır.”(1.Yuhanna-5)
Havari
Yuhanna ve Petrus adına yazılan mektuplarda anlatılanlarla, Luka’nın
yazdığı elçilerin işlerinde Petrus ve Yuhanna’nın İsa hakkında ki
anlattıkları (Elç.İş.2:14-36, 3:12-36, 4:8-12, 5:29-31, 10:34-43)
birbirleriyle çelişmektedir. Pavlus İsa’nın aşırı yüceltilmesine varan
bir çok sözü olmasına rağmen, Baba Tanrı daima Hz. İsa’dan üstün
tutulmuştur. Aksine Elçilerin işlerinde Petrus ve Yuhanna, Hz.
İsa için, Tanrı olduğundan değil, Hz. Musa’nın geleceğini bildirdiği
peygamber (Elç. İş. 3:22) olduğu belirtilir. Biri öyle biri
böyle çık işin içinden çıkabilirsen. Bu çelişkiler ister istemez
insanın aklına, sonradan Hz. İsa’nın Tanrılığına katkı amaçlı ilaveler
olasılığını getirmektedir. Yazılarında onlarca kez Baba Tanrının
üntünlüğü ve Hz. İsa’nın daha aşağı konumda bir insan olduğu belirten
bir kişi niçin bir yerde O’nu Tanrı konumuna çıkarsın. Yukarıda Hz.
İsa’nın Tanrılığından bahseden yazılara baktığımızda bunların neredeyse
tamamına yakını MS: 100 yıllarında en son yazılanYuhanna İncilinden
olduğu dikkatinizi çekmiştir. Bu incilde yukarıda yaptığımız
alıntılardan başka hz. İsa’nın tanrılığına yorumlanabilecek 70 cıvarında
tanım bulunmaktadır. Halbuki Hz. İsa’nın ölümünden 15 yıl sonra
yazılmış ve Matta ile Luka inciline kaynak olmuş MARKOS
İNCİLİNDE HZ. iSA’NIN TANRILIĞINA DOĞRUDAN YORUMLANABİLECEK CİDDİ BİR
ŞEY YOKTUR. HAVARİLERİN MİSYON FAALİYETLERİNİN ANLATILDIĞI “HAVARİLERİN
İŞLERİ” BÖLÜMÜNDE HAVARİLER BU YENİ DİNİ YAYARKEN NEDENSE HZ. İSA’NIN
TANRI OLDUĞUNU ANLATMAYI UNUTMUŞLER. YİNE HZ. iSA’NIN KARDEŞİ VE YİNE,
İSA’DAN SONRA HAVARİLERİN LİDERİ YAKUP’UN İNCİLDEKİ MEKTUBUNDA
HZ. İSA’NIN TANRI OLDUĞUNA İLİŞKİN HİÇBİR BİLGİ YOKTUR. BU İKİ ESER
PAVLUS’UN MEKTUPLARI GİBİ, İNCİLDEKİ EN ORJİNAL ESERLERDİR. Aslında
bizlere çarpık gelen bu anlayış Roma pagan anlayışına uymaktadır. Roma-
Pagan inanışında ZEUS-Apollon en büyük baba Tanrı olmasına karşılık
bunların oğulları veya yer yüzünde temsilcileri ilan edilen imparatorlar
vardı ve bunların heykelleri tapınaklara dikilip tapınılmaktaydı. Roma
İmp. Augustus Tanrı ve Tanrının oğlu, Tiberius kurtarıcı Zeus’un oğlu
veya Tanrının oğluve Neron Tanrıların en büyüğünün oğlu ilan
edilmişti. Yine İmparator Domitian kendisine “Rabbim ve Tanrım” diye
hitap ettiriyordu. Hz. İsa’yı hiçbir tereddüde meydan
bırakmayacak bir şekilde açıkça Tanrı ilan eden İncil yazarlarının bu
iddialarına karşılık bizde sözü bizzat Hz. İsa’ya bırakıyoruz;
“28
Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa’nın onlara güzel yanıt
verdiğini gören bir din bilgini* yaklaşıp O’na, “Buyrukların en
önemlisi hangisidir?” diye sordu.
29 İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir.
30 Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’
31 İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.”
32 Din bilgini İsa’ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi. “‘Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin.”(Markos-12)
“17
İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na,
“İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu.
18 İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır.”(Markos-10)
“28 Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı’dan korkun.“(Matta-10)
“44 Birbirinizden övgüler kabul ediyor, ama tek olan Tanrı’nın övgüsünü kazanmaya çalışmıyorsunuz. Bu durumda nasıl iman edebilirsiniz?“(yuhanna-5)
“11
Kardeşlerim, birbirinizi yermeyin. Kardeşini yeren ya da yargılayan
kişi, Yasa’yı yermiş ve yargılamış olur. Yasa’yı yargılarsan, Yasa’nın
uygulayıcısı değil, yargılayıcısı olursun.
12 Oysa tek Yasa koyucu, tek Yargıç vardır; kurtarmaya da mahvetmeye de gücü yeten O’dur. Ya komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?“ (Yakup-4)
Bütün bu karşılaştırmaları, hala yetersiz bulanlar için son bir şeyler daha sunalım;
“12 Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız?
13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu’ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır.
14 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir.“ (Yuhanna-3)
“13 İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: “Halk, İnsanoğlu’nun kim olduğunu söylüyor?”
14 Öğrencileri şu karşılığı verdiler: “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biridir diyor.” (Matta-13)
“57 Yolda giderlerken bir adam İsa’ya, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim” dedi.
58 İsa ona, “Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok” dedi. (Luka-10)
Kimse
İnsanoğlu kavramına başka anlam yüklemeye kalkmasın ve Daniel-7:13’ü
çarpıtmasın. Bu tanım Tevrat’ta 105 defa geçer ve her biride kesinlikle
bir insanı kasteder.
“5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)
“9 Ama meleklerden biraz aşağı kılınmış olan İsa’yı,
Tanrı’nın lütfuyla herkes için ölümü tatsın diye çektiği ölüm acısı
sonucunda yücelik ve onur tacı giydirilmiş olarak görüyoruz.” (İbraniler-2)
Hele
Tanrı olan birinin, şeytan tarafından 40 gün süreyle denenmesine ne
demeli. Hz. İsa hakkında Tanrılık iddiasında bulunmayan ilk üç incildeki
bu olaydan, Yuhanna İncili yazarı, tabi ki bahsetmez. Haklı, çünkü bu
durumun onun iddialarıyla çeliştiği açık.
“13 İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından denendi. Yabanıl hayvanlar arasındaydı, melekler O’na hizmet ediyordu.” (Markos-19)
Ve çarmıhta can veren aciz bir kulun feryadı ile bu açıklamalara son verelim.
“45
Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.46
Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, “Eli, Eli, lema şevaktani?” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. » (Matta-27)
Sanırım
durum son derece karışık İsa için Tanrı diyenler de var insan diyenler
de. Eğer biz Hz. İsa hakkında yazılan bu eserlerin, İsa’nın ölümünden
50-100 yıl gibi uzun bir zaman aralığında, insanların ağızlarında,
İsa’nın yaşamıyla ilgili sözlerden derlendiğini bilirsek konu bayağı
aydınlanmış olur. Şu anda ki Hıristiyan alemi de bilir ki,
Kudüs’ yaşamış, Hz. İsa’nın ilk havarileri (Nasraniler veya ebionitler)
için, İsa insan bir peygamberdi. Daha sonraları Pavlus ile
Roma topraklarında gelişen yeni anlayışa göre İsa hakkında, yavaş yavaş
Tanrısal özellikler uyduruldu. En sonunda MS:325 yılında İznik
konsilinde tamamen Tanrı’ya eş koşuldu. İşte bu anlayışta ki insanların anlatımlarında toparlanan İncillerde İsa, bazen insan peygamber, bazen Tanrı’ya eş konumdadır. Bu karışıklıktan kurtulamayan kilise de İsa hakkında önceleri Tam manasıyla Tanrı’dır derken daha sonraları MS:451 yılında “ayni zamanda insan”
olduğunu kabul etti. Yani hem insan , hem de Tanrı. Pavlus için
Tanrısal özellikler taşımasına rağmen, İsa tam manasıyla Tanrı değildir.
Tam manasıyla Tanrı olmadığına dair bazı deliller de Pavlus’tan
sunalım;
27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan TANRI’YI İÇERMEDİĞİ açıktır.
28 Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan TANRI’YA BAĞIMLI olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.” (1.Korintliler-15)
Görüldüğü
gibi Pavlus’un bu ifadeleri teslis inancına da karşıdır. Bütün bunlar
şu gerçeğin ispatıdır. Hz. İsa gerçekte insan bir peygamberdi. Ama daha
sonraları birileri, onu bu hale döndürmek istedi. Fakat tam
beceremedi. Yani birilerinin O’nu tanrılaştırmak istedikleri ortada.
Fakat yine bazı İncil yazarlarının, O’nu normal bir insan olarak
tanımladığı ve Tanrıyı yücelttikleri de bir gerçek. Ama dileyen
sadece Hz. İsa’nın Tanrılığıyla ilgili olanları görerek, O’nu Tanrı
ilan eder, insanlığıyla ilgili ifadelerle de çeliştiklerinde, hem de
insan der olur biter. Burada önemli sorun Hz. İsa kimliği
üzerinde, İncil’de ki 9 farklı yazarın tanımladığı “İSA” kimliğinin
birbirleriyle uyuşmamasıdır. Hatta aynı yazara ait olduğu yazılan
kısımlarda bile, birbirine zıt bir sürü “İSA” tanımlaması bulunması,
ilk yazarlardan sonra (“Hangi İncil” bölümünde bunlar ayrıntılı
anlatıldı) acemice ilaveler yapıldığı, gerçeğini doğrulayan açık
kanıtlardır. Bazı yazarların (Yuhanna, Pavlus) gözünde Hz. İsa tanrısal
özellikte, bazılarında (Markos İncili, İbraniler ve 1.Petrus’un asıl
bölümleri, Yakup’un mektubu) ise her şeyiyle bir insan özelliğindedir.
İki farklı tanımlamaları bir arada değerlendirip hem öyledir, hem de
böyle demekle iş çözülmez. Bu iki farklı iddianın ikisi de doğrudur
demek, durumu tamamen çıkmaza sokmuştur. Bir sürü insani davranışın
nedeni sorulunca “O tümüyle insandır” diyeceksiniz, yine bir sürü
Tanrıya ait davranışın nedeni için de “O tümüyle Tanrıdır “
diyeceksiniz ve sonrada Hz. İsa’yı “Beni gören babamı görmüştür “ diye
konuşturacaksınız. Yine “Bu nasıl iştir akıl mantık almıyor”
denildiğinde ise, “Tanrıyı anlamak mantık işi değildir” diyerek işin
içinden çıkacaksınız. Bir sürü Tanrının tek olduğunu anlatan Tevrat
ve İncil ayetlerini sırala, sonrada bir sürü kişiyi Tanrı ilan et, bütün
bunlar yetmiyormuş gibi bir de, Hz. Meryem’i de (Thetokos) Tanrının
Anası, Tanrıca ilan et. Sonra da bunların heykellerini, ikonalarını
kiliselere dik. “Bu nasıl iş “diye sorulduğunda da “Tanrı tektir, bunlar
Tanrının görünümü” de. Sonra da yapılan işin putperestlik olmadığını
iddia et. Bu gerçekleri gören yalnızca bizler değiliz.
Protestanlar bile bu yapılanlara tam bir putperestlik diyerek isyan
etmişlerdir. Bu da bizim eleştirilerimizin önemli bir kısmını
doğrulamaktadır. Şimdilik anlamamakta direndikleri diğer kısımları da
zaman içinde anlayacaklardır. Tabi bütün bu tanımlamaları
insan mantığıyla toplanan konsillerde, yıllarca tartışarak
kararlaştıracaksın, sonrada Kutsal Ruh’un ilhamıyla oldu diyeceksin. Bu durumda biz de Protestanların Kutsal Ruhu farklı mıdır diye sormadan edemeyiz? Bu anlatılanları, insaf sahibi birçok kişinin görüp, bir şekilde izahlarda bulunma gayreti içinde oldukları da görülmektedir.
“Öte
yandan, eğer Mesih İsa Tanrı değil de, Tanrının yaratmış olduğu
varlıklardan biri olsaydı, yaşamı, ölümü ve öğretişlerine saygı
duyulabilirdi. Fakat ona tanrının kendisi olarak tapınmak büyük hata
olurdu. Tanrının yerine konulan bir puttan başka bir şey olmazdı. Kutsal
Kitap, putperestlik konusunda taviz vermez. Tanrı kendi görkemini
başkasına vermeyeceğini söyler (yeşaya 42:8; 48:11).Kendinden başka bir
ilahın veya ilahların olmayacağını söyler (yeşaya 45:5, 21-22; yeremya
10:6; 1.Korintliler (:4-6). Ve sadece Tanrı’ya tapınmamız gerektiğini
vurgular (Yasa’nın Tekrarı 6:13-14; Matta 4:10). İşte, İsa ya Tanrı’dır ya da Tanrı değildir. O’na yanlış bir şekilde inanmak da bir putperestliktir şeklidir”32
Sonra da otur, Tanrı neden insan oldu diyerek bazı anlatılanlar tutmasa da şunları yaz;
“Bizler
gibi ölümlü olan insanlar, sonsuz olan Tanrı’yı nasıl
anlayabilir…Tanrı insanların anlayacağı bir şekilde, insan bedeni
alarak, kendisini insanlara göstermesiyle anlaşılabilir.Beden almış olan bu kişi, Tanrı’nın sonsuzluğunu ve her yerde olma halini temsil etmese de,
(bunun için zaman ve mekan uygun değildir), Tanrının doğasını açıkça
ifade edebilirdi…İnsanlar sonsuz olan Tanrı’yı biraz olsun
anlayabilsinler diye,Tanrı sözü İsa,insan olup aramızda yaşadı.”33
Bu
durumda acaba insanlar Tanrıyı biraz olsun anlayabildiler mi, yoksa
kafalar bu konuda daha fazla mı karıştı? Biraz iyi düşünelim! Hala ikna
olmayanlar için son bir delil daha verelim ve Tevrat’ta İsa için
verilen en kuvvetli delillerde, İsa için Tanrı mı yoksa Tanrı’nın kulu
mu olduğunu görelim;
“17-18 Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:”İşte Kulum, O’nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O’dur. Ruhum’u O’nun üzerine koyacağım,O da adaleti uluslara bildirecek.” (Matta-12)