13 Ocak 2012 Cuma

İsrail 2020′de Mescidi Aksa’yı Yıkacak

İsrail 2020′de Mescidi Aksa’yı Yıkacak

Mescid-i Aksa Muhafızı Şeyh Raed Salah “İsrail, Mescidi Aksa’nın altına bomba döşedi, 2020 yılında Aksa’yı yıkacaklar” dedi.
Raed Salah
İSRAİL MESCİDİ AKSA’NIN ALTINA BOMBA YERLEŞTİRDİ
“İsrail 1967′den bu yana Mescidi Aksa’nın altında kazı çalışmaları yürütüyor. Bugün Mescidi Aksa’nın bulunduğu Haremüşerif bölgesi UNESCO tarafından koruma altında fakat tüm bu korumaya rağmen İsrail, kazı çalışmaları sırasında Mescidi Aksa’nın altını boşalttı, çok sayıda tünel kazıldı, Mescidi Aksa’nın altındaki tünellere bomba yerleştirildi ve daha fazla bomba ve dinamit yerleştirilmek üzere bu tünellerin içine çukurlar açıldı.”
İSRAİL 2020′DE MESCİDİ AKSA’YI YIKACAK
“İsrail amacı Mescidi Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmek. Şu an Mescidi Aksa’nın yıkılması için tüm hazırlıklar yapılıyor, kutsal mekanın altına kazılan tünellere bomba ve dinamit yerleştiriliyor bir gün gelecek bu bombalar patlatılarak Mescidi Aksa yıkılacak ve İsrail Mescidi Aksa’nın bulunduğu yere Süleyman Mabedini inşa edecek. Bunun için geri sayım başladı. Mescidi Aksa’yı 2020 yılında yıkıp yerine Süleyman Mabedini açmayı planlıyorlar şu an görünen tarih 10 yıl sonrası yani 2020.”
2010 YILI MESCİDİ AKSA’YI YIKMA PLANININ MİLADIDIR
“2010 yılı İsrail’in Mescidi Aksa planı için çok önemli bir tarihti. Zaten Kudüs’teki gelişmeleri takip ederseniz 2010 yılının Ocak ayından bu yana Kudüs’te yeni inşaat sahaları yaptılar, Mescidi Aksa’ya yönelik kuşatmayı iyice arttırdılar ve Mescidi Aksa’ya çok sık şekilde girmeye başladılar. Tüm bunların ötesinde Mart ayında yıllar sonra yeniden faaliyete soktukları Harap Sinagogu, Mescidi Aksa’yı yıkma planının en önemli adımıdır. Harap Sinagogu, Mescidi Aksa’ya sadece 100 metre mesafededir ve şu an Yahudiler Mescidi Aksa’nın yakınına kadar girip ibadet etmektediler. Harap Sinagogunun yeniden açılması Yahudiler için bir milattır ve gerçek emellerine önümüzdeki 10 yıl içinde ulaşmayı planlamaktadırlar.”
(Sabah, Taha Dağlı, Mayıs 2010)

Bir Yahudi Nasıl Reklam Yapar?

Bir Yahudi Nasıl Reklam Yapar?

Üstteki eşarp reklamı 1960′lı yıllara aittir. Eşarp ise Musevi asıllı işadamı Vitali Hakko’nun kurduğu VAKKO markasına ait. Reklamda aynen şunlar yazıyor:
Ne güzel kız. Üstelik buna aldırdığı da yok.
Saçlarını okşıyan rüzgar da güzelliğine güzellik katıyor.
Az önce eşarbını çıkarmış. Ama birazdan
tekrar bağlıyacak. Vakko’sunu.
Zaten bütün eşarpları Vakko. Laf aramızda, epeyce de var.
Güzel giyinen her beş kadından dördü gibi o da yalnız
Vakko eşarplarını kullanıyor.
Şöhreti memleket hudutlarını aşan eşarpları. Şık ve
güzel kadınların vazgeçilmez aksesuarı haline gelen
Vakko eşarplarını.

Çok dikkat ederseniz reklamın sinsice hazırlandığını farkedersiniz. 1960′lı yıllar gibi Türkiye’nin örtünme konusunda hala iyi seviyede olduğu bir dönemde, çok masum görünen bu reklamda bakın neler gizli:
  • Genç bir kızın güzelliği kutsallanacak kadar güzeldir. Ve bu güzelliği etrafa sergilemesi kadar hoş birşey yoktur! Reklamdaki kız da bir aşifte değil, masum güzel bir kızdır. Aynı Anadolu’nun kapalı güzelleri gibi!
  • Eşarbın dinsel emrini boşverin! Eşarp, aksine kadınlara güzellik katan ve arasıra çıkarılıp takılan bir süstür.
  • Vakko eşarplarını sadece kapalı bayanlar değil, açık  bayanlar da aksesuar olarak tercih edebilir.
  • Genç bir kıza sadece bir tane yetmez. Epey bir Vakko eşarp lazımdır.
Hem kültürel-dinsel, hem parasal sömürü! Bir taşla iki kuş!
Üstelik vatanımıza bayağı hayırlı hizmetlerde bulunan bu musevi iş adamı Şapka Devrimi sayesinde zengin olmuştur. Nasıl mı? Burayı okuyun.
Vitali Hakko (1913-2007)

Yahudilere Karşı İkaz

Yahudilere Karşı İkaz

Henry Ford
Amerikalı büyük sanayici H. Ford ‘Beynelminel Yahudi’ adlı eserinde aynen şunu demiş;
‘En zenginlerinden elli Yahudi ortadan kalksa, artık dünyada harb olmaz.’
Martin Luther
Meşhur Luther de ‘Yahudiler ve yalanları’ isimli eserinin 32.cilt 182. sayfasında şunları yazmış;
‘Yahudiler birbirlerine şöyle söylerler: Biz çalışmayız. Güzel ve rahat gün geçiririz. Mel’un gayri yahudiler (yahudi olmayan diğer milletler) bizim için çalışmak mecburiyetindedirler. Biz paralarını alırız. Böylece biz onların efendileri ve onlarda bizim kölelerimizdir.’
Benjamin Franklin
Hele ki, Amerika Birleşik Devleti’nin kurucularından Benjamin Franklin’in tarihi ikazı çok çok önemli:
“Birleşik Amerika Devleti için en büyük bir tehlike mevcuttur, Bu da Yahudilerdir, centilmenler! Yahudiler yerleştiği her memlekette, normal hayat seviyesini tahrip etmişler ve ticari haysiyet derecesini düşürmüşlerdir. Bunlar her zaman yerli Milletten manen uzak durmuşlar ve kaynaşmamışlardır. Bunlar Hükümet içinde hükümet meydana getirmişler ve kendilerine mukavemet edildiği zaman, mukavemet eden Milleti mali bir şekilde boğmaya çalışmışlardır. Son günlerde İspanya ve Portekiz hadiseleri de bunu göstermektedir. 1700 seneden fazladır Yahudiler sızlanmaktadırlar. Bilhassa Yurtsuz kaldıklarını ileri sürüp diğer Milletlerden yârdim istemektedirler. Fakat efendiler, eğer bu gün Medeni Dünya kendilerine FILISTIN’i verirse oraya gitmemek icin turlu mazeretler bulacaklardır.”
Gerçek tarih araştırıldığında görülür ki, 100 – 150 sene evvel bunlara benzer yapılan nice öğütler, ikazlar boşa gitmiş. İnsanlık bu ikazları kaale almamış.

Yüksek Makama Mektuplar

Yüksek Makama Mektuplar

I took this shot of a pilgrim at the Western Wall in Jerusalem, Israel, on June 6, 2010.  You’ll note the small prayers, written on paper and placed into the cracks in the ancient wall. (Ağlama Duvarında Bir Hacı, Kudüs)
Yahudilikte Hac: Tevrat’ta yılda üç defa hac ibadeti emredilmektedir. Hac zamanları: Fısıh, Sukkot ve fiavuot bayramlarıdır. Ancak Yahudiler başlangıçta bu ibadete gerekli önemi göstermemişlerdir. Süleyman Mabedi’nin Babilliler tarafından yıkılmasından sonra milli birliğin sağlanması amacıyla daha çok önem verilmiş, Mabedin Romalılar tarafından yıkılmasından sonra sembolik bir hal almıştır. Mabedin yıkılmasını bahane eden Yahudiler bir çok hükmü askıya almışlardır. Hac da hükmü askıya alınan ibadetlerdendir. Ancak Mesih gelerek Yahudi krallığını yeniden kurduktan sonra bu hükümler yürürlüğe girebilir. Günümüzde Kudüs’teki Ağlama Duvarı hac ibadet yeri olarak kabul edilmektedir. Ancak bu hac zorunlu değil isteğe bağlıdır. Hacılar, Ağlama Duvarı’nın yarıklarına içinde çeşitli dileklerinin olduğu kağıt parçalarını koyarlar. Dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Yahudiler, eski zamanlarda hac vasıtasıyla Kudüs’te bir araya gelmiş, hac sonrası yapılan toplantılar ve benimsenen ortak fikirler, hacılar tarafından uygun görülerek, ortak Yahudi dini kültürü oluşturulmuştur.

Ne Olacak Bu Yahudilerin Hali?


Ne olacak bu Yahudilerin hali? Kudüs’ü, Filistin’i, İsrail’in zulmünden kurtarmanın yanında Yahudilerin Siyonizmden nasıl kurtarılacakları da bir insanlık sorunu olarak önümüzde duruyor.
İsrail’in Siyonist yöneticileri ve mankafa Yahudi lobisinin saldırgan militanları dünyanın İsrail’den nefret etmesi için gereken her şeyi büyük bir cesaret, aymazlık ve coşku ile yapıyorlar. İnsanlık, ahlak, hukuk. Hiçbir şeyi taktıkları yok. Yahudilerin Türkiye’deki dostları, Ergenekoncu, “malum kayınpederler” ise, onlar “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede”. Bu vesile ile anlamak istemeyenler de anlıyorlar terör, ekonomik kriz ve siyasi krizin arkasındaki karanlık yüzleri.
Siyonistler, zaten Musevi inancını baskı altına aldılar. Zaten Yahudi halkı siyonizmin elinde tutsak, şimdi tüm dünya Yahudileri için yeni bir felaketin kapısını aralamak için var güçleri ile çalışıyorlar.
Eğer aklı başındaki Yahudiler kendi halkları, ırkları ve dinleri adına yeni bir tarihi trajediyi önlemek istiyorlarsa, ellerini çabuk tutmak zorundalar.
İsrail giderek Yahudiler için emin bir sığınak olmaktan hızla çıkıyor. Aksine insanlığın öfke şimşeklerini üzerine çeken bir ölüm tarlasına dönüşüyor.
İsrail’den kurtulmak Yahudiler için en az Filistinliler için olduğu kadar önemli. Birbiri ile savaşan iki halkın kaderi, her ikisi için de aynı yerde düğümleniyor, ne ilginç değil mi?
İsrail’den kurtulmak, Filistinliler ve Museviler için olduğu kadar bölge ve dünya barışı için de bir kazanım olacak. Bu işte asıl sorumluluk bu belayı bölgenin başına saran İngiltere ve bu belayı bugüne kadar himaye eden Amerika’ya ait.
Gelin bir de şu habere bir göz atalım: “Siyonizm karşıtı Yahudiler, Beyaz Saray önünde Türk bayrakları ile İsrail’i protesto etti. Protesto sırasında bir Yahudi’nin, sırtına bağladığı Türk bayrağı ile dua etmesi dikkat çekti. İsrail devletinin varlığına karşı çıkan Siyonizm Karşıtı Yahudiler Birliği üyesi bir grup Yahudi, ABD’yi ziyaret eden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşme öncesi Beyaz Saray önünde toplandı. Görüşme sırasında protestolarını sürdüren Yahudilerin, Türk ve Filistin bayrakları taşıdıkları görüldü. İsrail karşıtı slogan atan grup, Amerika’dan da İsrail’e yapılan yardımların kesilmesini istediler.”
Eskiden yoğ idi, bu işler yeni çıktı. Siyonistlerin işi artık eskisi kadar kolay değil. Siyonistlerin yalanlarına artık insaf sahibi Yahudiler bile inanmıyor. “Anti Semitizm” kalkanı da artık Siyonistler için arkasına saklanacakları bir siper olma özelliği taşımıyor.
İsrail, içine düştüğü derin yalnızlığın farkında değil.
İsrail’in yöneticileri, kuruluş felsefesine büyük ölçüde yabancılaştıklarının da farkında değiller.
Sözde Musevilerin hakkını savunacaklardı, Musevilik en büyük darbeyi Siyonistlerden yedi.
İsrail halkı dinden uzaklaştı. Siyonizm ölümcül bir ideolojidir. Zehri dermanında gizlidir.
İsrail yönetimi, Filistin halkının geleceğini bir kenara bırakıp önce kendi geleceğini konuşsun. İsrail artık ancak yok oluşunu geciktirebilir. Varlığını geleceğe taşıma iddiası gerçekçi bir iddia değil artık.
Kabbalistler geleceği okuyarak dünyayı yeniden dizayn etmeye yoğunlaşacaklarına, önce burunlarının dibindeki çukura bakmalıdır.
Bundan sonra İsrail’den kaçış hızlanacaktır. “Kim gerçek Yahudi?” tartışması önümüzdeki dönemde daha çok konuşulacak.
O kadar çok Yahudi var ki. “13 Kabile” sadece kitaplarda kaldı. Amerikan, İngiliz, İspanyol, Alman, Arap, Türk, Kürt, Rus, Selanik, Fransız, Hadramud, İran, Selanik Yahudisi var. Siyonistler ayrı bir alem. Rabbiler de öyle. O kadar çok mezhep ve tarikat var ki. Kimsenin de diğerine güveni yok. Sefarat, Eşkinazi, Afrika’da Falaşa, Magrebim’ler, Asya’da Buharalılar, Koçin Yahudileri, Paradesi Yahudileri. Avrupa’da Aşkenaz, İtalkimler, Sefaradlar. Kafkasya’da Cuhoro, Gurjim, Karaylar, Orta Doğu’da Kürt Yahudileri, Mizrahiler, Parsimiler, Romanyotlar, Samaritler, Temaniler.
Tutucu Musevilik, Ortodoks Musevilik, Hasidizm, Reformist Musevilik, Hümanist Musevilik, Yeniden Yapılanmacı Rekonstrüksiyonist Musevilik. O kadar çok Yahudi mezhebi, tarikatı var ki.
Ferisiler, Sadukiler, Ananiler, Samiriler. Bunların inançları arasında oldukça farklılıklar vardır. Misal olarak Sadikîler Ferisilerin aksine ahirete, meleklere, kadere, Mesih diye bir peygamberin geleceğine ve Talmut kitabına inanmazlar.
Kendi aralarında o kadar çok dini, ideolojik, felsefi, siyasi fraksiyon var ki. Mesela “Ülkede yaşayan Filistinlilere savaş açan İsrail devletinin ırkçı politikaları, Yahudi toplumu içinde de gerilimin yeniden su yüzüne çıkmasına neden oldu. Aşkenaz Yahudileri, çocuklarını Aşkenaz olmayan, yani Sefaradi Yahudilerle aynı okula göndermeyi kabul etmiyor.” İsrail Anayasa Mahkemesi’nin Avrupa kökenli Yahudilerle (Aşkenaziler) Ortadoğu kökenli Yahudilerin (Sefaradlar) ayrı sınıflarda okumalarını yasaklayan kararı, bu çelişkinin küçük bir dışa vurumu anlamını taşıyor. Sanayi bakanının dışişleri bakanını “şişe geçirme” tehdidinin arkasında da bu rekabet var. Zaten Falaşalılardan hastalarına kan bile almıyorlar.
Faşizm sınır tanımıyor. Siyonizm Yahudileri bugüne kadar topluma korku salarak, baskıyla, tehditle, soykırımı toplumsal bir fobiye dönüştürerek, sürekli savaş içinde bir arada tutmaya çalışıyor. Ama artık bu oyun bitti.
Türkiye’de Kemalist, ulusalcı solun, Ergenekon’un başına gelenler, Siyonistlerin de başına gelecek.
Aslında her ikisi de aynı damardan besleniyor. Derin gerçek ortaya çıktı ve yalan rüzgarı bitti.
İsrail sadece Filistinliler için değil, Museviler için de bir tehdittir.
İsrail için bugün başlayan tartışmalar, sonun başını işaret ediyor.
Adalet, barış ve özgürlüğün kazanması için, yanlış başlayan, yanlış devam eden İsrail’in kaybetmesi gerekiyor.
Selam ve dua ile.
(Abdurrahman Dilipak, Vakit, 2010-07-09)

Müslüman Görünen Yahudiler

Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir.

Moses Maimonides
Bugün ülkemizde, köken ve asıl kimlik itibarıyla Yahudi olan, dıştan Müslüman görünen Yahudiler bulunmaktadır.
Bu konuda aşırı gitmemek, adaletsizlik etmemek gerekir. Adamın ataları Yahudiymiş, bir tarihte Müslüman olmuşlar, şimdi torunları iman ve amel bakımından Müslümanlar. Bunların Müslümanlığını sorgulamaya hakkımız yoktur. İslâm bütün ırklara, bütün insanlığa açık bir dindir. Yahudi gerçekten, samimî olarak, taqiyye yapmadan Müslüman olursa bizim din ve iman kardeşimiz olur. Nitekim zamanımızda çeşitli ülkelerde birtakım Yahudiler Müslüman olmaktadır. Onlar eskiden Yahudi idiler diye ihtidalarına karşı çıkmak, onları dışlamak İslâm’a uymaz. Böyle bir dışlama bir tür ırkçılık olmaz mı?
Lakin Kripto Yahudileri tanımamız gerekir. Adam aslında Tat Yahudisi, kendisini Müslüman gibi gösteriyor.
Kürt Yahudisi, kendisini Sünnî veya Alevî Müslüman gibi gösteriyor.
Yahudiliğin bir kolu ve mezhebi olan Karay cemaatine mensup ama kendisini Müslüman Tatar olarak gösteriyor.
Bunlara karşı dikkatli olmamız gerekir. Lakin her hal u kârda saldırgan olmamamız icab eder.
Ataları Yahudi, kendisi Müslüman. Namazını kılıyor, orucunu tutuyor. Ancak bazı şüpheli halleri var. Dinde reformculuğu ve reformcuları destekliyor. Doğrudan doğruya olmasa bile dolaylı olarak Ehl-i Sünnete zarar veriyor. Mezhepsizleri, telfik-i mezahib cereyanını, Selefîleri, Vehhabîleri, Farmason Afganî’yi destekliyor. Bu davranış şüphe ve kuşku verici bir davranıştır. Haksızlık yapmadan gizlice araştırmak, incelemek gerekir.
Cemaleddin Afgani
Geçenlerde bir mecliste konuşuldu: Bazı Sabataycılar beş vakit namaz kılıyor, hatta kimisinin hanımı başlarını örtüyormuş. Bunlar gerçekten Müslüman oldular mı, yoksa Müslüman kesimin içine sızmak için mi böyle yapıyorlar?
Çok sağlam, çok seviyeli, çok ciddî ilmî araştırmalar ve istihbarat yapmadıkça, bu konuda yaya kalmaya mahkumuz.
Sabataycılar ve Kripto Yahudiler konusunda ifrat ve tefritten uzak durmalı, adaletten, insaftan ve itidalden şaşmamalıyız.
Bu konuda madalyonun bir yüzünde hüsn-i zan, öteki yüzünde adem-i itimad olmalıdır.
Beş yüz yıldan beri Yahudiler kanımıza, iliğimize, damarlarımıza sızmıştır.
Bugünkü kafamızla kültürümüzle, zihniyetimizle Kripto Yahudiler meselesini çözmemiz mümkün değildir. Bu işi medenî Müslümanlar becerebilir.
(M. Şevket Eygi, Milli Gazete, 2010-08-24)

Bir Yahudi Neden Okumalı?


Bozuk Dinine Bağlı Her Yahudi Çocuğuna İyi Bir Eğitim Veriyor. Neden mi?
  • Tüccarlık Yapacak, İnsanlara Köle Değil Efendi Olacak!
  • Bir Finançı Olacak. Bankalar İle Dünyanın Parasını Yönetecek!
  • İyi Bir Sinemacı Olacak. Toplum Kültürlerini İsteği Gibi Yönlendirebilecek!
  • Doktor ve Bilim Adamı Olacak. İnsanların Beslenme ve Sağlığını Değiştirebilecek!
  • Düşünen Bir Felsefeci Olacak. Din ve İnançlar İle İstediği Gibi Oynayabilecek!
  • Büyük Liderleri Kullanabilecek Güçte Olacak. Dünyayı Karıştırabilmek İçin!

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...