4 Temmuz 2011 Pazartesi

GOG VE MAGOG YECÜC ve MECÜC

KENDİ UYDURDUKLARI SECERELERDEN, KENDİLERİNDEN OLAN GOG VE MAGOG

YECÜC ve MECÜC BENZETMESİ İLE KENDİLERİNİ SİSLER ARASINDA GÖRÜNMEZ YAPANLAR. 
ÖNCE BELİRLEDİKLERİ ANA HEDEFLER. HEDEFLERİNDE Kİ TOPRAKLAR ve VAAD TOPRAKLARININ SINIRSIZLIĞINI BELİRTEN İFADELER.

Tesniye (Yasa kitabı)......11/23 RAB bu ulusların tümünü önünüzden kovacak. Sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edineceksiniz.
Tesniye (Yasa kitabı)......11/24 Ayak BASACAĞINIZ HER YER SİZİN olacak. Sınırlarınız ÇÖLDEN Lübnan'a, FIRAT Irmağı'ndan AKDENİZ'e kadar uzanacak.
Tesniye (Yasa kitabı)......11/25 Hiç kimse size karşı koyamayacak. Tanrınız RAB, size verdiği söz uyarınca, Ayak BASACAĞINIZ HER YERE dehşetinizi, KORKUNUZU saçacaktır.

Alkış tutmalar ne kadar fazla olursa, onlara karşı koymalar o kadar az olacaktır. Alkış tutmalar ne kadar fazla olursa; dökecekleri kan, segileyecekleri dehşette o derece fazla olacaktır. Böylece Tanrı Rab'ları sözünü yerine getirmiş sayılacaktır.

Yaradılış/Tekvin....15/18-21 O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: "Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları, Kenliler'in, Kenizliler'in, Kadmonlular'ın, Hititler'in, Perizliler'in, Refalılar'ın, Amorlular'ın, Kenanlılar'ın, Girgaşlılar'ın, Yevuslular'ın topraklarını senin soyuna vereceğim." Argemeddon savaşı, Gog ve Magog ile verilen örneklerde öyle. Argemeddon kehaneti için verilen maddeler ile artık zamanı geldi hissi oluşturuluyor. Oysa devamı okunduğunda, herşeyin Kutsal metin yazarlarının yaşam süresi içinde, olmasının öngörüldüğünü okuyorsunuz. Bu öngörünün sebebi ise metin yazarlarının inandırıcılığını artırabilmek, taraftar sayılarını çoğaltabilmek, diğer rakip gördükleri din sistemlerine karşı rekabet edebilmek için kullandıklarını anlıyorsunuz.

Gog ve Magog kullanımı yapılarak anlatımlarda aynı amaca hizmet etmek üzere düzenlenmiş. Toplumlar hep iman düşmanı olan Gog ve Magog saldırıları ile motife edilmiş. Gog ve Magog suçlaması ülkeler arasında birbirlerini suçlama meteryali olarak kullanılmış.Ne kadar yanlış yaparlarsa yapsınlar, karşı tarafı Gog ve Magog'un kötü tarafı olarak göstererek, kendi sapkınlıklarını örtmede maske olarak kullanmışlar.

Özellikle, Allah'ın indirdiği kitaplarda İman düşmanı olarak bildirilen Yecüc ve Mecüc anlatımlarının insanların kafasında canlandırdığı imajı kullanarak sanki kendi anlatımlarındaki Gog ve Magog'ta aynıymış havası estiriyorlar.

Hz. Muhammet ile tebliğ edilen Kur'an'ı Kerim'de ki Yecüc ve Mecüc ifadelerini bilen Müslümanlara, Gog ve Magog eşitlemesi ile aynı şeylerden bahsediyoruz izlenimini edindirerek Argemeddon sevdalarını sürdürüyorlar. Argemedon savaşının Gog ve Magog anlatıldığı Hezekiel bölümünde; İsrail Tanrısı Hezekiel'e "yüzünü GOG'a dön onlara karşı Peygamberlik yap" emri veriyor.
:
Onların kehanet dedikleri sözlerle, herkezi tasnifledikleri gibi kendilerini de o tasnifler içinde tutmuyorlar.Kendilerine hiç toz kondurmuyorlar. Siz hiç İBADETHANELERİNİN İSMİ "GOG'u" çağrıştıran bir din, BİR İNANÇ SİSTEMİ, bir ulus biliyor musunuz?

Kendi müstakil tanrıları olduğu gibi, "KENDİLERİNE HAS TANIMLAMALARIDA" inanç sistemleri içinde barındırmalarını normal karşılamak gerekir. Kendi içlerinden olduğunu vurgulayan SinaGOG. Sina'da verilen kitapla ibadet edenler. Sina'da verilen kitaba tabi olanlar, Sina'da verilen kitabın okunduğu yer, Sina'da verilen kitabın ait olduğu yer..vb..

Esasında GOG ile çağrışım yapılan ibadethanelerine bağlı olan, onu meydana getiren bir unur olmalı. Babil'de bulunan insanın, GOG'a başka türlü yüzünü çevirmesi ve peygamberlik yapması mümkün mü? Burada yüzünü çevir dediği yer SİNAGOG olmalı.Sina dağında verilen kitaba tabi olanların devam ettiği bağlı bulundukları ibadethane.

Sürgün sonrasında da geriye sadece devam edebilecekleri bir SinaGOG'ları kalıyor. Tüm kabileler dağıtılıyor. 10 kabilenin kaybolmuş olması geriye kalanın ne olacağı hakkında, yeterli bilgi vermiyor mu? GERİYE DÖNDÜKLERİNDE DE TAPINAK SAHİPLENME KAVGALARI OLMUYOR MU?

İSRAİL TANRISI HEZEKİEL'E NEREYE ve KİMLERE "YÜZÜNÜ DÖN" DİYE EMİR VERİYOR. Kudüs şehrinin maketine dönmesini dönmesini emrediyor. Tıpkı "Ey insan oğlu GOG önderine yüzünü çevir ve Peygamberlik yap" dediği gibi, Kudüs'e de yüz çevirmesini ve Peygamberlik yapmasını emrediyor.Kendi emirleri dışında kalan, etki alanından çıkmış bulunan, Sina inanç kökenli insanlara yönelmesini istiyor. Kendisinin Tanrı olarak yapamadığı, etkileme eylemini Hezekiel'e (flimlerde gördüğümüz beyin gücüyle) yaptırmak istiyor.

Hezekiel.....4:1 ‹‹Sen, ey insanoğlu, BİR TUĞLA AL, önüne koy, üzerine YERUŞALİM KENTİNİ ÇİZ
Hezekiel.....4:2 Kenti kuşat, duvarla çevir. Kente karşı toprak rampalar yap, ordugah kur, çevresine kütükler yerleştir. Hezekiel.....4:3 Sonra demir bir sac al; demirden bir DUVAR GİBİ KENDİNLE KENTİN arasına koy. YÜZÜNÜ ONA DOĞRU ÇEVİR. KENT KUŞATMA ALTINDA tutacak,
ONU SEN kuşatacaksın. Bu İsrail halkı için bir BELİRTİ OLACAK.
Hezekiel.....4:7 YÜZÜNÜ YERUŞALİM KUŞATMASINA ÇEVİR, çıplak kollarını kaldırıp YERUŞALİME KARŞI PEYGAMBERLİK ET.

Kavram kargaşası oluşturarak durumdan vazife çıkarmayı nasıl başarıyorlar? İnanç sistemlerinde çok az yer edinmiş olan ve ne zaman ilave ettikleri belli olmayan bir ifadeyi, amaçları uğruna nasıl ısıtıp ısıtıp gündemede tutuyorlar?

İşin garip tarafı, dünyada işgal etmedikleri yer bırakmamış olanlar, Gog ve Magog çıkışı ile kurtulmayı vaad ediyorlar. Onların çıkışı, kurtulma etabının başlangıçı zili olarak hayal ettiriyorlar. Oysa Yecüc ve Mecüc'ün çıkışı Kıyamet alametlerinden biri. Ayrımsız tüm insanları etkiliyor.Anlaşılan Gog ve Magog senaryosu ile İNSANLIĞIN KÖKÜNÜ kazımayı kafalarına koymuşlar.

Yecüc ve Mecüc'ün Gog ve Magog ile eşitlenmesi tüm dinlerden destek bulmalarını sağlıyor. Birde bunlara "Mesih gelecek bizleri kurtaracak" koroları eşlik edince destek alabildiğine çoğalıyor.

"Hepimiz İbrahim'i dinleriz, hepimizin AMENTULARI aynı" tellalliğinde yapılan, "Dinlerin diyaloğu panayırı" görüntüleri ile sağlanan aldatmacalarla, insanların dualarına kadar girmiş durumdalar.

Yecüc ve Mecüc'den, "bizleri Mesih kurtaracak" diye yeşertilen umutlar aslında, kendi planlarını uygulamaları için onlara her türlü ortamı oluşturmuş durumda.Yecüc ve Mecüc sonun başlangıcı. Savaşla, kaçmayla kurtulmak mümkün değil. Ancak "iman seti" ile zarara uğramadan geçirilebilir.

İmanı kuvvetli olan İmani değerleri, Allah'ın, Kur'an'ı Kerim'de emrettiği biçimdesahiplenenler bu etabı zarar görmeden geçirebilirler. Rehber ve Rahmet kaynağı Kur'an'ı Kerim'le kurtulmayı başaramayanlar, HAÇLI MESİH ile nasıl kurtulabilirler. Yecüc ve Mecüc için batının iyi yüzü ile işbirliği yapmaya bekleyenler, çoktan Yecüc ve Mecüc'ün yemi, oyuncağı, esiri hallerine geldilerde farkında değiller.

ALLAH, BU DURUMU ŞÖYLE BİLDİRİYOR
18 - KEHF.......... 27. Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. O'ndan başka asla bir sığınak da bulamazsın.
43 - ZUHRUF.......44. Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.

İmanın varlığından, tevhid inancının kuvvetlenmesinden, Kur'an'ı Kerim'in hükmeder olmasından, Hz. Muhammed'in yaşatılan iman önderi olmasından hiç hoşlanmayan, Allah'tan gelenle ve Allah ile ilişkilerini tamamen kesmiş olan bu kesim, Yecüc ve Mecüc sponsorları olarak insanlığın üzerine çullanıyorlar.

Onları alkışlamak bile, Yecüc ve Mecüc sponsorlarına inanılmaz olanaklar sağlamış oluyor. Kur'an'ı Kerim'den uzaklaşmak elimizdeki en büyük kurtarıcı gücümüzü, hidayet rehberimizi, rahmet kaynağımızı yani var olma gücümüzü terk etmek manasına geliyor. ALLAH'KUR'AN'I KERİM'DE YECÜC ve MECÜC için...

18 - KEHF.......... 92. Sonra yine bir SEBEBİ İZLEDİ
18 - KEHF.......... 93. Nihayet, İKİ SET ARASINA ulaştı. SETLER ARASINDA öyle bir topluluk buldu ki neredeyse SÖZ ANLAMIYORLARDI

18 - KEHF.......... 94. Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cûc ve Me'cûc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir SET yapman şartıyla sana vergi verelim mi?"
18 - KEHF.......... 95. Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim."
18 - KEHF.......... 96."Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam DENKLEŞTİRİNCE , "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi.

18 - KEHF.......... 97. Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler.
18 - KEHF.......... 98. Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."

18 - KEHF.......... 99. O GÜN ONLARI BIRAKMIŞIZDIR, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır. Zülkarneyn, bir SEBEBİ izliyor ve iki set arasında bulunan söz dinlemeyen, bir toplulukla karşılaşıyor. Aslında doğruya, huzura kavuşmak isteyen bir toplum var. Çünkü; söz dinlememenin sebebi olarak, toplum düzenini bozan bozgunculuk yapanlar gösteriliyor. Yani iyiye ulaşmayı amaçlayan bu halkın düzenini bozan bir topluluk söz konusu.

Öyle önüne geleni yiyip bitiren, kesip biçen değil.Toplum içine yerleşmiş ama içinde bulunduğu çevrenin tüm dengelerini alt üst eden varlıklardan bahsediliyor.Toplumsal yaşamanın gereği olan sorumlulukları, kuralları, kanunları, sistemleri hiçe sayan bir olgudan bahsediliyor. Ayette hiç kan, savaş çağrışımı uyandıran bir tanımlama var mı? Elbette yok.Ayet açık bir biçimde bozgunculuk yapan diyor.

Bozgunculuk yapmak ne demektir? Toplum düzenini, barışını, huzurunu, birlikteliğini yok etmeye yönelik faaliyetlerde bulunmak demektir. Mahallenize gelen bir tinercide hayatınızı zehir edebilir, bir tacizcide tüm düzeninizi ve huzurunuzu bozabilir. Toplumsal barışı bozma amaçlı hareketlerin yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi / onlara pirim verilmesi bozgunculuk örneğidir. Terör, hırsızlık, anarşi, taciz, fuhuş, tahsilat, mafya..vs gibi oluşumların haddinden fazla boyutta artması o toplumun bozgunu yaşamasını sağlar Peki! Toplumun barışını bozup orada bozgun çıkaranlar ile huzurlu yaşamak isteyenler arasına nasıl set çekilebilir? Fiziki bir set çekilebilir mi? Zaten bu topluluk iki set arasında yaşamakta. (belki; setlerden biri iman sınırını diğer set ise inkar sınırını temsil ediyor olabilir.) İki ucu birleştirilen fiziki bir set nasıl olabilir?

ALLAH KUR'AN'I KERİM'DE SET ÖRNEĞİNİ ŞÖYLE VERİYOR. (Set örneklerinden sadece biri olabilir)
36 - YASİN............9. Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.

Bozgun içinde yaşayan, yaşatılan söz konusu toplumda bu iki set arasında gidip gelen bir halk olabilir.Bu kanaat neden denirse? Zülkarneyn'in sebep izlemsinde üç örnek var. Birincisi imanın tamamen yok olduğu, ikincisi İmanın tam olarak uygulandığı, üçüncüsü ise İmani değerlerin var ile yok arası olduğu bir toplum. O nedenle üçünçü örnekteki, iki set tanımıyla vurgulanan, inkar ve iman sınırları olabilir diyorum. Kapılarından secde ederek girmedikleri, iman çizgisinin / sınırının içindeki bölgeye şimdi, GOG ve MAGOG, ARGEMEDDON, MESİH KURTARICI piyesi ile girmeyi planlıyorlar. Gönderilen Peygamberin rehberliğinde, imani değerlerini yükselterek o bölgenin bir parçası haline gelebilecekken, bu daveti red edenler o bölgeden, Peygamberler bölgesinden dışlandılar. Sınırların ötesine atıldılar.

Dışlanmayı kendilerine bir türlü yediremeyenler, kendileri yazdıkları senaryolarla o bölgeye hakim olmak istiyorlar.Sınırı birtürlü geçemeyip o bölgeye Tanrı dedikleri olgu ile sahiplenemeyenler, kafalarındaki yol haritaları gereği savaşla girmeyi planlıyorlar. Bu savaşıda, "Tanrı emri" olarak takdim etmenin her türlü yolunu deniyorlar.

EĞER; o bölgede iman kendiliğinden bozulur, Kur'an'ı Kerim göz ardı edilir hale gelirse, zaten onların girmesine gerek kalmaz. Herkez aynı olacağından kaçınılmaz son gelmiş demektir. Yecüc ve Mecüc'ler olarak her yeri sarmışız demektir. Güneşin engelsiz olarak ulaştığı toplumdan, iki set arasına sıkışmış topluma geçiş yapılmış olur. Allah, kara balçığa batan toplum olmaktan korusun 1- İMANIN TAMAMEN YOK OLDUĞU TOPLULUK..... Zülkarneyn önce güneşin battığı yöne (güneşin battığı yere değil, Batıya) bir sebebi izleyerek gidiyor ve izlediği sebebin kara balçık içinde batar buluyor.Kara balçıkta batan ne? Elbette iman olmalı (Güneşin, kah tepe arkasında, kah denizin ve çöllerin ufuk çizgisinde; her akşam battığını sabahları ise doğduğunu zaten biliyor. Ufuk çizgisinde bir topluluk nasıl olabilir?). Çünkü; Allah, hemen orada ki kavim için, "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." diyor.İzlenen sebep gereği bu emir veriliyor.

Karalara batmış bir toplum. İmani bağlar yok olmak üzere olan, gitti gidiyor bir toplum. Ancak bir gözecik kadar kalmış ve varlığını sürdürmeye çalışan imani değerler var. Yecüc ve Mecüc'ün bile uğramayı luzumsuz bulduğu, belkide uğrarsa zarar göreceğini sandığı bozgunun tamamen egemen olduğu bir topluluk. Ceza yada güzel bir davranışla bu kötü durumu yok etme emri veriliyor.

18 - KEHF.......... 85. O da bir SEBEBİ izledi.
18 - KEHF.......... 86. Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca ONU kara balçıklı bir GÖZEDE batar buldu. ONUN yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın." 2- İMANIN ENGELSİZ, GÖLGESİZ, ARACISIZ UYGULANDIĞI BİR TOPLULUK.....Zülkarneyn bu kez de güneşin doğduğu yöne (güneşin doğduğu yere değil, Doğuya) bir sebebi izleyerek gidiyor ve izlediği sebebin, hiçbir siper engeli ile karşılaşmadan topluluğa ulaştığını, onlarında kendilerine ulaşanları aracısız ve engelsiz olarak uyguladıklarını görüyor. İmani değerleri algılamış, emredildiği biçimde uygulayan bir topluluk. Yecüc ve Mecüc'ün engellendiği, hiç uğrayamadığı, barınamadığı bir topluluk.

18 - KEHF.......... 89. Sonra bir SEBEBİ daha izledi.
18 - KEHF.......... 90. Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca ONU, ONA karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine DOĞAR buldu. 3- İMANIN VARLA YOK ARASINDA GEZİNDİĞİ BİR TOPLULUK.....Zülkarneyn bu kez de güneşin doğduğu yada battığı yöne değil ama yine o SEBEBİ izliyor. Yön yok. Bölge yok. İsim yok.

Demek ki yeryüzünün her yönü, her bölgesi bu gezinin içinde.İki set arasında söz dinlemeyen bir toplulukla karşılaşıyor. Toplum kendilerine zarar veren Yecüc ve Mecüc den bahsediyor. Yecüc ve Mecüc'ün bozgunculuk yaptığını söylüyorlar.Yecüc ve Mecüc'ün, faaliyet gösterme olanağı bulduğu bir topluluk.

İman ile inkar arasında gidip gelen ama iman etmek isteyen bir topluluk.İyi niyetlerinden dolayı korunmaları için, rahat etmeleri için, Yecüc ve Mecüc ile aralarına, Allah'ın, tayin ettiği güne kadar yapılan bir set.

18 - KEHF.......... 92. Sonra yine bir SEBEBİ İZLEDİ
18 - KEHF.......... 93. Nihayet, İKİ SET ARASINA ulaştı. SETLER ARASINDA öyle bir topluluk buldu ki neredeyse SÖZ ANLAMIYORLARDI 4- Fizikse bir set olsaydı; İki set arasında yaşayanlar setlerden birinin ardına geçerek korunabilirlerdi
5- Toplum içinde geçilemez fiziksel bir set yapılamaz.
6- Tepelerden akın edecek denildiğine göre yeryüzünün her yeri olabilir.

Hangi set binlerce yıldan beri, sürekli çoğalan fiziki varlıkları arkasında tutabilir ve diğer insanlar onlardan ve öyle devasa bir setten haberdar olmaz. Binlerce yıl önce, ne kadar demiri bir araya getiripte ne büyüklükte bir set yapmış olabilirler? O insanlar ellerinde demir stokları ile mi yaşıyorlardı. (Demirin 1m3'ü -1*1*1mt- 7,8 ton. Erime sıcaklığı ise 1150 derece imiş.) Fiziki set bayağı yüksek olmalı. O yükseklikğe binlerce ton erimiş demiri nasıl çıkartmış olabilirler? Set olacak biçimde yığılmış demiri açık alanda körüklerle eritmek bugün bile imkansız. İki ucu bir araya getirmek ne demektir? Üzerine neden bakır ve izolasyon olarak katran dökülmüş olabilir?

Tepelerden akın edeceklerine göre; Dünya'nın her yerinde ortaya çıkacaklar demektir. Tepe bizim anladığımız, taş ve toprak yığını değil, insanlara ve inançlara yön veren, zaman zaman kendilerini Dünya üzerine yerleştirilmiş dağlar olarak nitelendiren, önderler olmalı.

Toplum içinde yükselmiş tepe noktalarına erişmiş kişiler. Haman'ın kulelerine sahip olmuş, Firavun aklıyla Rabler arayan önderler. İlah temsilciliği havasında gezinen post, makam işgal edenler.Fırsat bu fırsat diyerek esinlenmelerini ileten, ucubelerle işbirliği yapan bilicilik taslayan zatı muhteremler. Görüldüğü gibi, yapılacak olan set imani değerlerin ön plana çıkması ile elde edilebilecek olan bir set.Peygamberler gelmesi, Kitaplar verilmesi İmani bölgenin etrafına, göğüslerdeki iman demir gibi bir set çekmiştir. Hadid suresi ile anlatılan bu setin tüm insanlar için geçerli olduğudur. ALLAH KUR'AN'I KERİM'DE DEMİRİ BİZE ŞÖYLE İZAH EDİYOR..

57 - HADÎD.........25.- Andolsun biz elçilerimizi açık kanıtlarla gönderdik ve onlarla beraber Kitabı ve (adâlet) ölçü(sün)ü İNDİRDİK Kİ insanlar adâleti yerine getirsinler. Ve kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok yararlar bulunan demiri İNDİRDİK Kİ Allâh, kimin (ondan yararlanarak) gaybda (görmediği halde) kendisine ve elçilerine YARDIM EDECEĞİNİ bilsin, (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allâh kuvvetlidir, dâimâ üstündür.

Diye bildiren, Allah, bu Ayetin arkasından Gönderdiği peygamberleri ve kitapları belirttikten sonra, indirilen demir ile ifade edilenin, demir gibi sağlam durmanın, sınırlarla belirlenmiş yolda gitmenin mükafatını bizlere şöyle bildiriyor....

57 - HADÎD......... 26. Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve Kitap'ı bunların soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan çıkmış olanlardır.

57 - HADÎD......... 27. Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. MERYEM'in oğlu İSA'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İNCİL'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır.


57 - HADÎD......... 28.- Ey inananlar, Allâh'tan korkun, O'nun Elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Neden Hadid suresi? Neden insanlara çok yararı olan demir? Allah, gösterdiği yoldan ve başka, kurtuluşun elde edilemiyeceğini bizlere bildiriyor.

57 - HADÎD......... 29. Böylece Kitap ehli, kendilerinin, ALLAH'IN LUTFUNDAN hiçbir şeye MALİK OLMADIKLARINI, bütün lütfun, Allâh'ın elinde olduğunu, onu dilediğine vereceğini bilmezlik etmesinler. Allâh, büyük lutuf sâhibidir.


Neden Hadid suresi? Neden insanlara çok yararı olan demir?




Eğer bahsedilen demir imansa, yapılan set iman seti ise, gönderilende Hz. Muhammed ve diğer Peygamberlerse; kimler eğilecek, kimler doğru kalacak ancak İman ölçüsü ile belli olabilir. Bu sete rağmen dışarıda kalmak isteyenler, setin dışında duranlar, setin dışına çıkanlar, Allah ve elçileri yolunda olmayacaklarını belirtiyor.

Gelecekte, kimlerin hidayet yolunda olacağını ortaya çıkartacak olan elbette maddesel (Element) demir değil, demir gibi sağlam imanlardır.Son yorum sözü, Mehmet Akif Ersoy'dan olsun....

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Demirin indirilme hikayesi / Demir ile kast edilen, Peygamberler bölgesine binlerce yıldan beri GOG ve MAGOG taraftarlarının, imalatcılarının neden egemen olamadıklarını anatıyor.Onlara engel olansa, bu bölgenin korunması için yapılmış olan setlerdir.Haritaya bakın, Dünya zulum mimarları nerelere girememiş. Tam olarak nerelere hükümran olamamış bir bakın ve karar verin. Kısa dönemler hariç, Peygamberler bölgesi, iman bölgesi olarak nitelendirilebilen, İmanın ilk tohumlarının atıldığı ve geliştiği bölge olan, şehirlerin anası olan Mekkenin bulunduğu bölgeye girememişlerdir.İşte bu bir set var olduğuna dair en büyük işarettir.

Teslimiyetci politikalar izleyen, sınırları cetvelle çizilerek kendilerine verilmiş olan transfer ülkeleri sayesinde ilerlemeler kaydetmiş gibi gözüküyorlar.Kendilerine saltanat ve toprak verenleri, Efendi kabul edip onların emirlerinden çıkmayan, sözde batı düşmanları sayesinde ilerlemişlerdir.

Toplumlarını doğru yolda olduklarına ikna için, Yahudi düşmanlığını körükleyen, doğan çocuklara Yahudi nefretini aşılayan ama kendi servetlerini, Yahudi fonlarında değerlendirip çocuklarını onların standartlarında, onların okullarında okutanlar sayesinde yer bulabilmişlerdir.Direk olarak yada fonlar sayesinde, sermayedarı oldukları silah sanayilerinde üretilen, savaş makinaları ile ülkelerini bombalatıp para kazananlar sayesinde sözü geçer abiler olmuşlardır.(Bombalasanda para kazanıyorsun bombalansan da. Öldürsende öldürselerde, yaralasanda yarlasalarda, her yeri yıksanda yıksalarda para kazanıyorsun) GOG ve MAGOG çağrışımlı BOP VE GOP gibi işbirlikleri onları dahada kalıcı hale getirmiştir.
Peki bunu nasıl sağladılar? Makam mevki sahibi yapmakla, yurtdışında değer gören biri yapmakla, Terörle, Rüşvetle, politik kayırmalarla, işgallerle, ülkeleri anarşiye sürüklemekle, içten içe etnik köklere bölme çalışmaları ile. Yani Yecüc ve Mecüc'ü aratmayacak faaliyetlerle.Her ülkede bozgunu teşvik edecek yapılanmaları oluşturanlar onlar. Yecüc ve Mecüc'e izin verilmiş olabilir mi? Yecüc ve Mecüc birilerini mutlu kılıp, bir başkalarına bozgunu yaşatan varlıklar olarak Kur'an'ı Kerim' de anılmıyor. Önüne gelen heryerde bozgun çıkartan varlıklar olarak bahsediliyor.Kıyamet alameti olarak gösterilen, Yecüc ve Mecüc serbest bırakıldıysa sadece neden Müslümanlar bu bozgunu yaşıyorda diğerleri mutluluk ve refah içinde efendi pozisyonunda yaşıyor. Dünyada zülmü sergileyenler kurtarılacaklar oluyorda, ateş çemberi içindeki Müslümanlar, neden imha edilecekler oluyor. Oysa Kur'an'ı Kerim'de böyle bir ayrımın olmadığı üzerine basılarak belirtiliyor. Müslümanlar yada falancalar siz keyfinize bakın, size bir şey olamayacak diye bir ibare yok. Zaten Müslümanlık ve Kur'an'ı Kerim bir ulusa , bir ırka hitap etmiyorki. Irk, ulus soy, sop gibi ayrımlar yok ki. Çünkü; Allah, Alemlerin Rabbi olan Allah. Tüm bildiğimiz ve bilmediğimiz her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan, Allah. Allah'ın, nezdinde insanlar İman ile değer kazanır.

Yecüc ve Mecüc imana zarar veren, ulus ayrımı, ırk ayrımı, ülke ayrımı, pakt/ittifak ayrımı gözetmeyen, düzen düşmanı, insanca yaşam düşmanı varlıklar. Onlar için mutluluk, düzen, huzur, barış, özgürlük, adalet, hak ve hukuk asla kabul edilebilir değerler değildir. Bu değerlerden sadece bir tanesine sahip olsalar BOZGUNCU OLABİLİRLER Mİ? Bozgunculuk başka türlü nasıl yapılabilir.

Boyut olarak ne yapıda olduğu bilinmeyen, hangi boyutta yaşadığı belli olmayan, duyu ötemizdeki varlıklar olabilir. Duyu ötemizde olabilirler diyorum çünkü; Hangi set, fiziksel yapıda olan, kimlere engel olabilir ki? Ferhat dağları delmiş, İnsanlar dağları denizleri aşmışlar yapılan bir seti mi aşamayacaklar? Allah, izin vermeden seti aşamayacaklarına göre, bu set fiziksel bir set olmamalı. O varlıklar da fiziksel olmamalı. Tıpkı debelenen yerden çıkacak olan/ çıkmış olan Dabbe gibi ALLAH KUR'AN'I KERİM'DE Yecüc ve Mecüc için şöyle diyor.....bakın hiç ulus ırk ayrımı var mı? Bölgesellik var mı? Ayrımsız tüm tepelerden gelecekleri bildiriliyor. (Hangi birinde tepelere set yapılmış olabilir?)

21 - ENBİYA........94. Kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işlerden bir şey yaparsa, onun gayretine nankörlük edilmez. Biz böylesi lehine kâtiplik ederiz.
21 - ENBİYA........95. Helâk ettiğimiz bir kente/medeniyete yaşamak haram edilmiştir. Onlar bir daha geri dönemezler.
21 - ENBİYA........96. Ye'cûc ve Me'cûc'ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler. Demek ki birileri bu durumdan istifade ederek, Yecüc ve Mecüc'lüğe soyunmuş. Ucubeleri ile tüm dünyanın üzerine çökmüş durumdalar. Küresel boyutta baskılarını, garibetlerini insanların üzerine salıyorlar. Bozgunu tüm dünya üzerinde yerleştirmeye çalışanlar, terörü finanse edenler ve mimarları onlar. Masumluk maskesi altında, "Mesih gelecek bizi kurtaracak" piyesini oynayanlarda onlar.Gog Ve Magog imalatcıları da onlar
Bozgun hareketini, Dünya boyutunda planlayan, teşvik edenler ve uygulayanlar Yecüc ve Mecüc'ün fiziki sponsorluğunu üstlenmiş olanlardır. İşte bir örnek

11 Eylül ikiz kulelere yönelik yapılan terörist saldırılarında, katledilenlerin sayısı 4-5000 civarında. 11 Eylül'deki saldırı sonrası terörizmle mücadele adına, Dünya barışı adına; sivil insanlardan öldürülenlerin sayısı 5 milyonmuş.

11 Eylül kule saldırılarından sonra, Müslüman iki ülke (Magog diyarından) Afganistan ve (Asur/Babil diyarından) Irak işgal edildi, bir devlet başkanı öldürüldü, eski teröristlere ülkeler teslim edildi. Sudan, İran dışlandı, Somali abluka altında.

Müslümanlar terörist ilan edilmiş, ülkelerinde oturan, Camiye gidenlere potansiyel terörist muamelesi yapılmış. Polis kontrolü, medya aşağlama saldırıları ve global mahalle baskısı altında yaşar olmuşlardır.

11 Eylül olaylarından sorumlu tutulan El-Kaide lideri, Usame Bin Ladin ise sağdır. Yakalanmak şöyle dursun, örgütünü yönetmeye devam etmektedir. Terör odağı olarak gösterilen ve "etkisiz hale getirilmesi gerekir" diye peşine düşülen El-Kaide, durumunu daha da güçlendirmiş, barındığı ülkelerde daha da etkin hale gelmiş, çekinilen bir kuvvet haline sokulmuştur.

O halde terörizmi engellemek için mi, bu işgalleri yaptılar yoksa; terörist olduklarını göstermek ülke halklarını sindirmek, bozgunculuk yapmak ve bozgunculuğu yaymak için mi, söz konusu işgal planlarını uygulamaya soktular? Yecüc ve Mecüc'lüğe mi soyundular? Kendilerine potansiyel Gog ve Magog kuvvetleri mi oluşturuyorlar? İşgaller öncesi yapılan 11 EYLÜL PROJELERİ GİBİ.

Bu tür uygulamaları pervasızca gerçekleştirenler, inanç sistemlerinde olduğu gibi, birilerini günah keçisi ilan ediveriyorlar.Kendilerini sütten çıkmış akkaşık olarak göstermek içinde, kavram kargaşaları oluşturuyorlar. İnsanları acabada bırakıyorlar.(Günah keçisi deyimi, Yahudierin günahlarından kurtulmak için kullandıkları yöntemin adı. Seçilen keçiye yükledikleri gühları ile birlikte uçurumdan atılmasına dayanan bu ibadet şekli, günümüzde keçisiz olarak tüm acımasızlığı ile ülkeler ve toplumlar üzerinde sürdürülmektedir.)

Yecüc ve Mecüc'ü, Gog ve Magog olarak yorumlayarak kendilerinin zulme uğrayacaklarını ve müstakil Tanrılarının da kendilerini kurtaracağını iddia ediyorlar ve yayıyorlar. Çünkü İsrail tanrısı olarak kabul ve ilan ettikleri sürekli ""ben sizin Tanrınızım, ben İsrail'in tanrısıyım, ben İsrail'i kurtaracağım, bütün İsrail beni kabul edecek" diyen müstakil bir olgu. Yazdıklarına bakarsanız, onun küresel olma diye bir niyetide yok gözüküyor.

"Bana İsrail'liler inansın yeter" dedirtilen, çok Tanrı kabullerinin yapıldığı dinler arasında yer edinmeye çalışan, bölgesine sahip çıkmak için tehditler savuran bir olgu/varlık.O nedenden dolayı bölgesel kabul görmüş, diğer Tanrıların varlığını kabul ediyor. Kabul etmesi onları kıskanması ile tamamen açığa çıkıyor. O nedenle, buhurun sadece kendisine yakılmasını, sunuların sadece kendisine sunumasını istiyor.

Tıpkı uzak doğuda, Tanrı olarak kabul ettiklerine buhur sunup tütsü yakanlar gibi.Buhura, yanık kuzu eti dumanına ve kokusuna ihtiyaç hisseden bir olgu. İnsanlar buhur yakmazsa buhursuzluk yüzünden, farklı arayışlara giren, küsen, tehdit eden bir olgu. Tanrılık iddiasında bulunan herşeyi "ben yarattım" diyen ama ihtiyac duyduğu buhuru yaratamayan böylece o çok sevdiği anlaşılan kokudan mahrum kalan varlık. Herşeyi yaratırken kendisi gibi başka tanrılarda yaratan sonra onları kıskanan Tanrıcılık oynayan yada öyle gösterilen bir olgu. Argemedon savaşının Gog ve Magog anlatıldığı Hezekiel bölümü şöyle başlıyor.

Hezekiel (Ezekiel)...38/1 RAB bana şöyle seslendi:
Hezekiel (Ezekiel)...38/2 "İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi GOG'a çevir, ona karşı peygamberlik et.

İNSANOĞLU KİM? Tanrı tarafından İnsanoğlu hitabı, bu bölüm için Hezekiel'e yapılıyor.Yeni Ahitte'de aynı hitabı İsa için yapıyordu.

Markos(Mark)...........13/26 O zaman İNSANOĞLU'nun bulutlar içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Matta (Matthew).......24/30 O zaman İNSANOĞLU'nun belirtisi gökte görünecek....., İNSANOĞLU'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Luka (Luke)..............21/27 O zaman İNSANOĞLU'nun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. Gog ve Magog sadece İsrail düşmanları için, el maşası niyetine kullanılan düşman nitelendirmeleri.Çocukları korkutmakta kullanılan "umacı geliyor" tekerlemesi gibi birşey. Aşağıda işleyeceğimiz gibi, Gog sürgün yıllarında yaşayan ve sürgün yıllarında Rab'be karşı gelen Yahudilere, Rab tarafından saldırtılma tehdit aracı olarak kullanılan kendi soylarından bir zat (ikincil kullanımı ile beylik. İşe hangisi gelirse öyle kullanıyorlar).Babil sürgünü sırasında yaşamış olan bir zat.

1 Tarihler (Chronicles)...5/4-6 Yoel'in soyu: Şemaya Yoel'in, GOG Şemaya'nın, Şimi GOG'un, Mika Şimi'nin, Reaya Mika'nın, Baal Reaya'nın, Beera Baal'ın oğluydu. Asur Kralı Tiglat-Pileser'in sürgüne gönderdiği Beera Rubenliler'in önderiydi.

Hezekiel de aşağıdaki görünümlerini Babil sürgün yıllarında yapmış. İkiside GOG adlı kişinin (ırk yada kavim değil. sadece gir kişi. sülalesi ve kendi ismi ile anılan bir Boy'a, kabileye hatta bir aileye bile sahip değil) sürgün yıllarında yaşadığını belirtiyor.
Hezekiel (Ezekiel)...38/2 "İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi GOG'a çevir, ona karşı peygamberlik et.

Yahudilerin İsrail tanrısını tanıması / bağlanması adına, yine Tanrıları tarafından düzenlenen savaş sonucunda, Gog ve onun peşine takılmış olan, Magog Ülke mensupları da imha ediliyor.

Savaş ve saldırı tehdidi ne için? Tanrının kendisini Yahudilere kabul ettirmesi için. (Eğer tanrı hala kendisini kabul ettirmek için bekliyorsa orasını bilemem)
Savaş ve saldırı tehdidi ne zaman? Hezekiel'in yaşamı içinde.
Savaş için saldırı yapacak kimler? GOG önderliğinde ve Magog ülkesinin mensupları. Özetle hayallerde yaşanmış bir aşk hikayesi bu. Yecüc ve Mecüc, tüm insanları tehdit altına alacak ve ayrım gözetmeden zarar verecek varlıkları tanımlıyor.Şahıs Gog ile Magog ülkesinin mensupları ise; Müstakil İsrail Tanrısının icad ettiği binlerce düşmanlarından sadece ikisi.

Binlerce kez kitaplarında işledikleri, vaadlerinde renk olsun, değişiklik olsun, inandırıcı olsun diye oluşturduğu düşman ittifakları.Kitaplarından anlaşıldığı kadarı ile boş vakitlerini Yahudiler arasında, düşmanlık oluşturmak için harcayan İsrail Tanrısı, ara sıra dış ülkelerden oluşan düşmanlarla da bozgunculuk faaliyetlerine devam etmektedir.

Tarihin seyrine, Yahudilerdeki gevşelemelere göre, kah düşman orduları ile işbirliği halinde, kah kendi halkı olan İsrail'liler ile birlikte bizzat bu hareketleri destekler gözükmektedir.Kutsal metin yazarlarıda, Tanrıları adına yalancı çıkmamak için hedef tahtasını okun önüne taşımaktadırlar.
Özetle; Gog ve Magog denilen havuçların, Kur'an'ı Kerim'de, setler arkasına hapsedilmiş olduğu belirtilen Yecüc ve Mecüc ile bir ilgisi yoktur. Argemeddon savaşına olan inandırıcılığı artırdığı için ilişki kurulmuş. İki tanımlama arasında farklılıkları yokmuş izlenimi verilmektedir.Böylece onlar anladıkları manaya göre yorum ve planlama yaparken, Müslümanlarda kendi anladıkları mana çerçecevesi içinde olayların gelişmesini beklemektedirler.

Herhangi birşeyi zahmetsizce, her iki tarafa birden, anlayışlarına göre yorumlatmanın en kestirme yolu bu tür, özdeşleştirmeler yapmaktan geçiyor anlaşılan.Böylece çok büyük kitlelerden destekler alabilmektedirler.

Tanrı anlayışı, onlar için, yine onlar tarafından, nasıl güreşen, akşam serinliğinde dolaşan, sadece İsrail'e ait kabul çerçevesi içine oturtulmuşsa, Gog ve Magog'da benzer kabullerle inanç sistemlerine girmiştir.

GOG-MAGOG, şeçilmişlik, Tanrısallık, Argemeddon, günü kurtarmak üzerine kurulmuş kehanetler, okun önüne taşınan hedefler, "hedefi vuran ok benim attığımdır" uygulamaları, Kehanat hesaplamacıları, dününü hatta gününü bilmeyenlere mal edilen yol haritaları. ONLARIN GOG'larına ve ve MAGOG'larına GELİNCE;

MAGOG, TUFAN GEMİSİNDEN KURTULDUĞUNU KABUL ETTİKLERİ 3 KİŞİDEN BİRİ OLAN YAFET''in OĞLU. Dolayısıyla da ondan türeyen daha doğrusu, zat'ialleri (Yahudiler) hariç herkez MAGOG MENSUBU olabilir.

Onlar için bu kadar önem arzeden, Magog ile alakalı bir secere kitaplarında yok. Demek ki önem arzetmeye, Argemeddon savaşı senaryoları ile başlamış.Yecüc ve Mecüc'ün eşitliğinde, ihtiyaç duyulduğu için Gog yanına Partner olarak tayin edilmiş.

Çok önemli olsaydı o günden bu güne kadar seceresini mutlaka yazarlardı.Magog'tan bir kol bile çıkma zahmetine katlanmadıklarına göre, hiç önem arzetmeyen Yafet oğullarından biriymiş.Kitap düzenlemeleri yapılırken bile, bu ilaveleri yapma gereksinimini duymamışlar. Zaten tanım olarakta Hezekiel kitabının iki bölümünde ve birkaç yerde daha geçiyor.

Neden Magog çünkü istedikleri ulusları onun içine dahil edebileceklerde ondan. Müslüman inancında olan Yecüc ve Mecüc ile eşleştirme yapabilecekleri kişilkler lazımda ondan. O nedenle hiç alakası omadığı halde Yecüc ve Mecüc ile Gog ve Magog aynı gösteriliyor. Yecüc ve Mecüc tüm insanlara ayrımsız zarar verip bozgunculuk yapacakken, bunların Gog ve Magog dedikleri, sadece kendilerine saldıracak olan insanlardan kurulu ordu birlikleri. Özetle; seçtikleri ve kendileri dışındaki tüm insanları içine alan bir düşman birliği.

Böylece; Hıristiyan ve Yahudiler "Gog ve Magog gelecek" dediklerinde, Müslüman önderlerde "evet doğru söylüyorlar. Onların Gog ve Magog dedikleri, bizdeki karşılığı ile Yecüc ve Mecüc kıyamet öncesi zuhur edecek" şablon sözünü kullandıklarında, onların ekmeklerine yağ sürmüş oluyorlar. Din maskesini kullanarak, cephe içlerine yerleşip toplumları bu duruma hazırlıyorlar. Yecüc ve Mecüc çıktığında kimsenin savaş yapacak hali olacak mı? o da belli değil.

Böylece onların yeryüzünde planladıkları kan pınarlarına mecralar oluşturuyorlar. OYSA, ONLARIN GOG ve MAGOG DAMGASI VURACAKLARI ağırlıkla MÜSLÜMANLAR. Onların o bölgeye hakim olmalarına engel olarak gördükleri, ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH. Dolayısıyla, ALLAH'ın, indirdiğine bağlı olan Müslümanlar onların o bölgeye girmesine engel olan insanlar.

Gog ve Magog ile Yecüc ve Mecüc nasıl benzer olsun ki? Onlara göre inanç sistemlerini ve hükümranlıklarını bozguna uğratan MÜSLÜMANLIK. Müslüman ülkelerde işgaller, misyonerlik ve diğer metodlarla bozgun yapanlarsa onlar. Onların Gog ve Magog'la bir ilgisi yok. Onlar için sadece hayallerindeki bölgeye hükümran olmak var.

Tek ve Bir yolunda kuvvetlenebilmek var. Bu nedenlede o bölgeye hakim olup Varlık birliği ylundaki en önemli etabı geçebilmek var.Secde ederek girmedikleri bölgeye silah zoru ile hakim olup, örtmeye alıştıkları İmanı yok ederek, Vaadcileri ile birlikte hükümran olabilmeyi amaçlıyorlar.

Önce gemi ile kurtulan Nuh ve üç oğlunun inandırıcılığına bakalım.Eski Ahitte yazdıkları secereye göre, Nuh tufanına kadar soy devamını sağlayan seçilmiş kişiler.(Dikkat ederseniz, din sistemi içinde örnek teşkil eden Habil ve Kabil bu secerede yan kol olarak bile belirtilmemiş. Burada sayılan kişiler sadece peygamberler ve peygamberlerin babaları olabilir.Listede yer alan Magog'ta, Nemrut'ta ve diğerleri de Peygamberdi de, listede yerlerini aldılar. ) MAGOG, secerde görüldüğü gibi bir kişi olmakla birlikte, Eski Ahit ifadelerinde yöre / bölge ismi olarak geçiyor.Masal tanımla KAF dağının arkası gibi. Siyasi tanımla MUZ cumhuriyeti gibi. O günkü (bilinen bölümü ile) Dünya'nın; bilmedikleri, tanımadıkları tüm ulusları ve bölgeleri içine alan bir tanım.

Gog ise sadece bir kişi. Seceresi olan, GOG isimli bir zat-ı muhterem.yaşam sürmüş ve ölmüş Tanrının hainlik mertebesinde gördüğü kişi. Hain olduğundanmıdır nedir saceresi tam olarak bir yerlere tutturulmamış potansiyel hain önder.Hepsi bu.

Gog ve Magog, İFADE GEREĞİ BİR ARAYA GELMİŞ "adres bildirme" ürünü bir tanımlama.Önder Gog ile Yöre Magog'un bir araya gelmesi ile oluşmuş düşman adres bilgisi veren bir ifadeden ibaret.
Kur'an'ı Kerim'de bozguncular olarak kıyamet öncesi ortaya çıkacak (salıverilecek) Yecüc ve Mecüc'le en ufak bir benzerliği olmayan bir tanımlama. Ama Müslüman önderlerin yardımıyla o konuma sokulmuş bir tanımlama. Yecüc ve mecüc bozgun yapanlara değil, bozgundan uzak duranlara musallat olacak olması bile, pagan esaslı iddialardan ne kadar uzak olduğunu gösterir.Yecüc ve Mecüc yaşayan ve ölmüş olanlar değil, bir set arkasında tutulanlardır. Bir kişi yada bölge ismi değil bir kavimdir.Tüm tepelerden tüm insanlara yani ayrımsız herkeze zarar verecektir. Bozgun içinde yaşanan çatışmalar sonucu kendine de zarar verecektir.Tek zırhı vardır oda imandır.
Yecüc ve Mecüc bahislerin de yada kıyas olsun kutsallık kazansın diye "bizde de Gog ve Magog var denilmesi ile eşitlik kurulmaya başlanmıştır. Müslüman önderlerin de incelmeden bakmadan "evet onlarda da Gog ve Mamgog var " onayı ile işlevsel hale getirilmiş bir eşitleme ortay çıkarılmıştır.
Orjinal vahiylerin belleklerinde kaldığı kadarı ile bu konuları gündeme getirip eşitliği kuranların mirascıları, bu eşitliklerden faydalanarak bu günle hiç alakası olmayan sözleri kehanet başlığı altında kamu oyu eldeedbilme adına gündeme sunmaktadır.

Bugün bu eşitliği, hemde bugünkü kitaplarına bakmadan kullanır hale gelmesine onay verilmeside onların kehanet dedikleri masallarına taraftar toplamalarına yardımcı olmaktadır. Bu tür diyalog urünü eşitlemeler onları, İyi yüzlülerle, kötü yüzlülerin savaşı olarak lanse edilen Argemeddon'a bir adım daha yaklaştırmaktadır, işlerini kolaylaşmaktadır. og ve Magog ile Yecüc ve Mecüc eşitlemesinin mümkün olmadığı, kendi tanımlamaları içinde mevcut. Gog ve Magog tanımını kendilerine düşman değilde, bozgunculuk yapanlar olarak yorumlasalar bugün sergiledikleri, ülkeleri içten yıkma senaryolarına, terörist desteklemelerine ve organizasyonlarına, işgallere devam edebililer mi?

Onlara göre Gog ve Magog, kıyamet öncesi ortaya çıkacak olan herhangi bir şey değil. İsrail Tanrı'sının her zaman yaptığı düşman ilanın da kullandığı İSİM SIRALAMALARINDAN biri (hani küfür etmeye başlandığında, sülalenin bütün bireylerine uğranılır ya!. Hemen hemen bir kişiye bile küfredilse mutlaka geçmişte kalanların ve gelecekte olacak olanların, hatırı sorulur ya!)

Savaşsız ve buhursuz yaşayamayan İsrail Tanrısı, toplumu dinamik tutabilmek, KENDİNİN VARLIĞINI YAHUDİLERE KABUL ETTİREBİLMEK, kendisine olan bağlılıkların azalmasının önüne geçmek için ortaya attığı düşman isimleri. O nedenle başlarına gelen işgalleri de, zaferleri de, ölümleride, sürgünleride, soy-sop değişmesinide "herşeye ben karar variyorum, bir kızarsam kökünüzü de kazırım" tehditlerine alt yapı olarak kullanıyor ya! "Zamanı geldiğinde sizleri kurtaracağım, siz denilenleri yapın" diyen ve arkasından sadece kendisine, sunulmasını istediği buhur tarifi veren Tanrılarının, taraftar kaybetmemek için sarfettiği ifadeler.

Magog'la ilgili bir öngörüleri, BU YILLARA KADAR HİÇ OLMADIĞI İÇİN, yani potansiyel düşman olarak ihtiyaç duymadıkları için HEZEKİEL DIŞINDA, KİMSENİN GÖRÜNÜMÜNE BU KONU GELMEMİŞ.

HER KONUYU GÜNDEME GETİREN İSRAİL TANRISI BU KONUDA SADECE HEZEKİEL'E BAHİS AÇMIŞ ODA BÖLGE OLARAK. DİĞER PEYGAMBERLERİNİ BÖYLE BİR MALZEMEDEN MAHRUM BIRAKMIŞ. HİÇTE TEHLİKE OLARAK GÖRMEMİŞLER.

KENDİNDEN BAŞKA VARLIKLARIN İSİMLERİNE BİLE TAHAMMÜL EDEMEYEN İSRAİL TANRISI, ONLARDAN BAHİS AÇIP TEHLİKEYİ DİĞER PEYGAMBERLERİNE NEDEN BİLDİRMEMİŞ?

Magog, Yecüc ve Mecüc tarzı bir tehlike olarak algılanmadığı tehlike olarak görülmediği içinde seceresini de orada bırakmışlar. Magog, İsrail Tanrısı adına sürekli yapılan, düşman ilan etme alışkanlıkları içinde kullanılmış olan bir isim. Hep aynı düşmanlar, hep aynı isimler olmasın renk gelsin diye kullanılmış olabilir. "Tekerlek gördüm" diye başlayan kahanet bildirimlerin de elbette bir giz bir esrar perdesi olmalı. Değişik merak konusu olabilecek kişiler olmalı.

Saldırtma tehdidinin asıl amacı ne olabilir? Elbette, sürgündeki insanların, sürgüne kayıtsız şartsız boyun eğmelerini sağlamak. Çünkü, İsrail Tanrısının teşviki ile orada duruyorlar. Demekki Tanrısal bir görevi/emri yerine getiriyorlar. Oysa, geride kalan yani Asur istilasına karşı çıkan, dolayısıyla tanrı Yahve'ye uymayan grupsa İsrail de kalmış. Demekki cezalandırılmalılar. (Yaremya, Hezekiel, Yoşiya, Daniel gibi peygamber kabul ettiklerinin ASUR İŞGALİNE BOYUN EĞME ÇAĞRILARI kendi kutsal kitaplarında yazıyor.

O HALDE TÜM GÖRÜNÜMLER SÜRGÜN SÜRMELİ GERİ DÖNÜŞ OLMAMALI ÜZERİNE KURULMASI KAÇINILMAZDIR.Tehditlerle, vaadlerle, baskılarla, yeni öğretilerle ve ELBETTE YENİ YENİ GÖRÜNÜMLERDEN ELDE EDİLEN TEHDİTLERLE.

ÇOCUKLARI KORKUTMA ARACI OLARAK KULLANILAN UMACI GİBİ..."Uyumazsan UMACIYA veririm" gibi, "Gittiğimiz yerde iğneci var "gibi. Asıl amaç çocuğu var olan bir tehlikeden korumak değil ÇOCUĞUN VERİLEN EMİRLERE, UYMASINI SAĞLAMAKTIR.

Bu tür görünüm ürünü denilen ifadelerle, sürgünden dönme istekleri kırılmalı sürgün denilen, İsrail Tanrısının emri olarak duyrulan görevlilerine devam etmeliler. Geri dönerlerse, belkide isimlerini ilk kez duydukları ama kendi soylarından gelen hainlik edenin tuzağına düşecekler.

Asur istilasına boyun eğmeyen bu nedenlede İsrail Tannrısının tüm öfkesini üzerine çekmiş olan, hain GOG önderliğinde kurulan İSTİLA ORDUSUNUN MEZALİMİ ALTINA GİRECEKLER. Uzak diyarların ordularından oluşan, hatta kendi dışlarındaki tüm ulusların askerlerinden oluşan acımasız bir işgalle karşı karşıya kalacaklar.

BU DURUMDA EN İYİ HAREKET, ELBETTE SÜRGÜN HAYATINA SESSİZCE DEVAM ETMEK ve UZAKTAN İSRAİL'İN BAŞINA GELECEKLERİ SEYRETMEK.
Acımasız orduların mezalimi altında ezilmektense İSRAİL TANRISININ ÖFKESİ GEÇİNCEYE KADAR SÜRGÜNDE KALMAK EN DOĞRU KARARDIR.
Sürgünden Tanrı izni olmadan dönülürse, HAİN GOG'un BAŞINA GELENLER DÖNENLERİNDE BAŞINA GELECEK SİZ EN İYİSİ SÖZ DİNLEMEK EN İYİ DAVRANIŞTIR

Eğer kalırlar ve İnanna ağırlıklı babil öğretilerine tabi olarak sürgünlerine devam ederlerse, Yahve'nin geride kalanları cezalandırma aşamasında başlarına hiç birşey gelmeden yaşayıp gideceler.

Dönelim diye ısrar etmemek, TANRI KURTARIŞINI BEKLEMEK sabırsız haller takınmamak, HAİN GOG'UN İMHA EDİLDİĞİ GİBİ, İMHA EDİLMEMENİN TEK YOLUDUR. Zamanlaması doğru bir dönüş; ZAFER DEMEK, HEZEKİEL PEYGAMBERLİĞİNDE SÜRECEK OLAN GANİMET DÖNEMİ DEMEK. EN İYİSİ SÖZ DİNLEMEK.

Bu ve buna benzer çıkarımlara yol açan ifadelerle Yahudi toplumu bir arada ama kendi öğretilerine ve kendi otoritelerine bağlı olarak kalmıştır. ÖZETLE; Magog, İsrail Tanrı'sına icad ettirilen düşmanlardan biri.

Magog nasıl gerçek olabilir ki? Olaylar sanal, kişileri hayali, Tarihlerin hiç bir doğru değil. BU DURUM DA SECERE NASIL DOĞRU OLABİLİR?.Magog'da akıllar içinde kalan bilgiler çercevesinde kullanılmış bir isim. Hezekiel'de bu kez düşmanlarını Tanrı adına kendi secerelerine hiç dokunmayan kimliklerden seçmiş.

Nasıl? Asur, Babil, Mısır istilaları olmadığı zamanlarda, Tek devletken secere içi kişileri birbirine, bölündükten sonra Kuzey - Güney Krallıklarını, yahudi kabilelerini birbirine, o'da olmadı seceredeki kişileri birbirine düşman ilan edildiği "görünümlerinde" (temsilcileri ile konuşma esnasında) isimler vermiş, savaşlar isteyip tehditler sıralanmışsa, sürgün yıllarında (yapılan görünüm sonuçları dedikleri) kitaplarına geçirdikleri ifadelerde, aynı kıvamda olan çağrılardan ibaret.


İLERLEYEN BÖLÜMDE: HEZEKİEL BU SÖZLERİ HANGİ ZAMAN DİLİMİ İÇİNDE/ HANGİ ZAMAN DİLİMİ İÇİN SARFETMİŞ, NELER DEMİŞ NELER DEMEMEK İSTEMİŞ, KISACA; HİÇ KENDİNDEN SONRASI İÇİN BİR KELİMESİ DAHİ VAR MI? ONA BAKALIM. HEZEKİEL SÖZLERİNE ŞÖYLE BAŞLIYOR...

Hezekiel (Ezekiel)...38/1 RAB BANA şöyle seslendi:
Hezekiel (Ezekiel)...38/2 "İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi GOG'a çevir, ONA karşı peygamberlik et.
Hezekiel (Ezekiel)...38/5 Onlarla birlikte hepsi kalkanlı, miğferli Persliler'i, Kûşlular'ı, Pûtlular'ı,
Hezekiel (Ezekiel)...38/6 Gomer'in bütün ordusunu, uzak kuzeydeki Beyt-Togarma'nın bütün ordusunu ve yanındaki birçok ulusu da sürükleyeceğim. Birincil manada; onların "MOGOG" dediklerini yukarıdaki satırlarda açıkladık. Kaf dağınıı arkasında bir yer. İstediğin ismi yaz. Kişi olarakta Magog seceresini yukarıda verdik. Sarı çizmeli Mehmet ağa ondan daha kesin olan bir tanımlama.Altına kimleri yazmak istyorsan onları yaz. GOG ise, Magog denilen ülkedeki beylerin önderi konumunda gösterilen KENDİLERİNDEN ama HAİN olan bir zat.

"İNSANOĞLU, ............................................(Hezekiel'e sesleniliyor. Bana şöyle selendi diyor)
yüzünü...........................................................(Hezekiel'e söyleniyor)
MAGOG ülkesinden..................................(Hayali bir ülke, KAF dağı arkası masal ülkesi )
Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın ...................... (Hayali bir ülkedeki, kişiler yada onların temsil ettiği kavimler.Yani kişiler yada Magog'u meydana getiren birimler)
önderi GOG'a...............................................(Secerede ismi var.Yeri kesin bulunamamış olsada, onların içinden biri gibi estirilmiş.. Ama HAİN rolu verilmiş biri. Geçmişi şimdilik yok.)
çevir, .............................................................(Hezekiel'e GOG'a dikkat et, ona yönel emri veriliyor)
ona karşı.......................................................(Hezekiel'e, GOG'un arzedeceği tehlikelerini savuşturabimek için , GOG'a KARŞI, dikkatli olması emrediliyor, TEHLİKEYİ GÖĞÜSLE deniliyor )
peygamberlik et..........................................(Hezekiel'e, GOG' un açacağı sorunlara engel olabilmek, o sorunları yok edebilmek için PEYGAMBERLİĞİNİ YAP EMRİ veriliyor) EMİRLER KİME VERİLİYOR?
EMİRLER KİME KARŞI VERİLİYOR
EMİRLER HANGİ ZAMAN DİLİMİ İÇİN VERİLİYOR?

PEYGAMBERLİĞİ KİME KARŞI YAP EMRİ VERİLİYOR?
GOG ve MAGOG TANIMI ALTINDA OLANLAR NE?
PEYGAMBER HEZİKİEL YOEL oğlu GOG'ta kim diye soruyor mu?
PEYGAMBER HEZİKİEL GOG'un SECEREDE yer almasına karşı çıkıyor mu?
HEZEKİEL'e burada söylenen ne? "İNSANOĞLU senden 2600 sene sonra bu soysuz, GOG'tan ve en büyük dedenin torunu MAGOG'tan birileri çokıp, benim halkım İsrail'e saldıracak demiyor.Açık açık, Babil sürgününde olanlar dışındaklerin başına neler gelecek görün diyor.Adeta sürgünde kalanların, sürgünde kalmaları için tehdit ediyor.

Sözümü dinlemeyen, başka Tanrılara yönelenlere, GOG önderliğinde yaptıracağı saldırının ilk çağrılarında bulunuyor.(Başlangıçta Gog yanlısı olan, çağrılar daha sonradan nedeni belirsiz bir şekilde, GOG ve ekibinin hüsranı üzerine kuruluyori.)

"Hani sizin atalarınızın 3 kişi olduğu, devirden bu güne kadar geçen zamandan (1900yıl), daha da uzun bir zaman geçtikten sonra (2600 yıl), bunlar bunlar olacak" demiyor. "Yüzünü Gog denilene çevir ona karşı peygamberlik yap" emri veriliyor.

Kime emrediliyor?
Hezekiel'e emrediliyor. Ne zaman için emir veriliyor? Hemen o anlarda başlamak üzere olan bir eylem için emir veriliyor. Kutsal secerelerinde yer verdikleri GOG'un yaşamı içinde olmasını istediği bir emri veriyor.

YANİ KUTSAL METİN YAZARININ ÖMRÜ İÇİNDE OLACAK OLAN VE YAPMASI GEREKEN BİR OLAY İÇİN BU EMİRLER GELİYOR. Birçok Yoel var ama kimi peygamber, kimi başka yüzyıllarda yaşamış, kiminin ana baba, evlat isimleri tutmuyor, kiminin ise sürgün yılları ile hiç alakası yok.Anlaşılan bu Hain Gog'u kimse üzerine almak istememiş. Eğer hayali değilse. Eğer Gog ve Magog takımı tamamlansın diye, senaryo gereği sahnede yer almadı ise secerede bir yer bulunamadı. (Şu ana kadar bir yer bulunamadı)

(1 Tarihler (Chronicles)...5/4-6 .......," Baal Reaya'nın, Beera Baal'ın oğluydu. Asur Kralı Tiglat-Pileser'in sürgüne gönderdiği Beera Rubenliler'in önderiydi." ifadesinde ismi geçen krala bakılırsa; BEERA'nın yaşamı en iyi ihtimalle III.Tiglath-Pileser -M.Ö. 745 – 727- zamanında geçmiş gösteriliyor. Yoel içinde yaşam bu tarihlerden 80-100 yıl önce oluyor. Ama Hezekiel'in "yüzünü çevir" emrini aldığı tarihle bir alaka kurulamıyor. Tanrının "o konuştuğum sen değilmisin" dediği tarihler, Hezikiel'in Gog'a peygamberlik yapmasının emredildiği zaman olmalı Ortada bırakılmış bir secere olarak duruyor. )
İki ayrı Yoel olduğu, aşağıdaki YOEL'e isnat edilen çocuklarla, yukarıda ki YOEL'e isnat edilen çocukların isimlerinin farklı olmasından da belli. "Şemaya", ismindeki "YA" bir tanımlama eki gibi gelebilir ama hemen arkasından, "Şemaya' NIN" (aitlik eki) kullanılmış olması;YOEL'in çocuğunun isminin, Şemaya olduğunu gösteriyor.

Bu çokta kalabalık olmayan, ilave gibi gözüken Yoel oğullarının, Fırat'tan Çöle kadar yayıdıklarıda ayrıca belirtilmiş. Düşmanların nereden geleceği belli olmaz kehanet yalan çıkmamalı.
Fırat nehri doğuda kaldığına göre; IRAK tarafına değil Mısır çöllerine doğru yayılmış olmalılar. Oysa Hezekiel Gog'tan bir ülke lideri olarak bahsediyor. Bu kadar geniş toprakları olan bir ülkeden, zaten İsrailliler bir yer kalamıştır. Hem kuzeyden hem güneyden gelebilirler gibi bir durum söz konusu....
Cümleler böylede bölünebiliyor.Nedenini bilmiyorum ama ifade değişimi yada ilaveler için bu yol düzenlenmiş olabilir. Dikkat edilirse 14 ve 15 madde küçük harf ile başlıyor. Yani 13 maddenin devamı durumunda. 14 ve 15 maddeler 13 maddenin bölünmesi ile doldurulmuş olabilir.

1 Tarihler (Chronicles)...2/13 Yişay'ın yedi oğlu oldu: Birincisi Eliav, ikincisi Avinadav, üçüncüsü Şima,
1 Tarihler (Chronicles)...2/14 dördüncüsü Netanel, beşincisi Radday,
1 Tarihler (Chronicles)...2/15 altıncısı Osem, yedincisi Davut.
1 Tarihler (Chronicles)...2/16 Kızkardeşleri Seruya ile Avigayil'di. Seruya'nın üç oğlu vardı: Avişay, Yoav, Asahel.

YOEL ve GOG konusu uzun irdelemeleri içermekte. Secerde yer bulunursa irdeleme ihtiyacıda ortadan kalkar. Şu zaman dilimi içinde Magog ile ne kasdettiklerine, bu günkü isimleri ile bakalım. Ülkeleri şöyle sıralamışlardı..

Hezekiel (Ezekiel)...38/2 "İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden ROŞ'un, MEŞEK'in, TUVAL'ın önderi GOG'a çevir, ONA karşı peygamberlik et.
Hezekiel (Ezekiel)...38/5 Onlarla birlikte hepsi kalkanlı, miğferli PERSLİLER'i, KÛŞLULAR'ı, PÛTLULAR'ı,
Hezekiel (Ezekiel)...38/6 GOMER'in bütün ordusunu, uzak KUZEYDEKİ BEYT-TOGARMA'nın bütün ordusunu ve yanındaki birçok ulusu da sürükleyeceğim.

AMERİKA KITASI ve AVUSTRALYA O YILLARDA BİLİNSEYDİ, ELBETTE ONLARIDA YAZARLARDI. O kıtalarıda bulur bulmaz, hemen içini temizleyip, boş teslim aldılar. Kendilerine yurt edindiler, çalışacak yerli bırakmadıkları içinde Afrikadan yurtlarında koparılarak Kunta Kinte'leri, Horoz'ları getirdiler..(Aborjinler, Kızılderiller, Mayalar, İnkalar..)

Hain Gog'un, önderlik yapacak dedikleri Magog ülkesinden; Meşek neresi? Tuval neresi? Roş neresi? Bu diyarlar şu anda Türkiye, Rusya, Kafkaslar, İran, Orta Asya Cumhuriyetlerini ve Afganistan'ı içermektedir. Elbette; Irak, Babil, Mısır-Libya, Etopya-Sudan'da düşmanlar olarak bugünde geçerli olan isimlerle anılmaktadır.

Tabii ki, o devirde olanları değilde, bugün o toprakta olanlar temsilide olsa MAGOG SAYILACAKLAR ve kim vurduya gidecekler.

İŞİN GARİP TARAFLARINDAN BİRİDE, KİM VURDUYA GİDECEK OLANLARIN BU SÖZLERİ KEHANET OLARAK DESTEKLEMESİ DEĞİL Mİ?
İsrail Tanrısı adına kaleme alınan ifadelerde, sadece Yahudi esaslı olanların kurtulacağı, üzerine basa basa söylenirken; Yahve'nin hiç umurunda olmayan Hıristiyanların ve diğerlerinin bu sözleri kehanet olarak değerlendirip, umut bağlamaları akıl alır gibi değil.

Örnek kendierinden: Onların düşman gösterecekleri veya işgal ettikleri tüm ükeler sünnetli. Oysa kitaplarında şöyle diyorlar...
Hezekiel (Ezekiel)...32/26 " Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi mezarları çevresinde duruyor . Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. Yaşayanlar ülkesinde korku salmışlardı.

Büyük ihtimalle; Yahudi esaslar üzerine doğduklarına göre; İsa ve havarileri kurallara uyarak sünnet oldular.Hıristiyan kitap yazarlarıda sünnetli olmalılar. Yine herbiri mutlaka Domuz etinden de uzak durmuştur. Oysa bugünkü Hristiyanlar Peygamberlerinin, havarilerinin ve kitap yazarlarının uygulamalarına uymuyorlar. Sünnet olmuyorlar, domuz eti yiyorlar..


MAGOG VE DİĞER İSİMLERLE KAST EDİLEN ÜLKELER.

AFGANİSTAN, IRAK işgal altında.
İRAN ve SUDAN dışlanmış
SOMALİ ve ETOPYA abluka altında
FİLİSTİN, kafes içi yaşama mahkum edilmiş
KAFKASLAR yarı işgal yarı kontrol altında
TÜRKİYE ise nelerle yıllardan beri uğraştırılıyor, hangi tehlikeler altında, hepimiz yaşayarak biliyoruz.

Eyalet ve etnik kök ayrımcılığını en üst noktada yaşayan ülkemizde, onların potasının ağzında.Fırat senaryolarının baş kahramanı durumunda.En önemli etaplardan biri onun derelere ayrılması, kurutulma seviyesine getirilmesi. Yurdumuzun zaten her yeri onların iştahını kabartmakta. Asıl önemli konu Türkiye sağlam olduğu sürece hiçbirşey yapamayacak olmaları. Müslümanlıkta, özgürlükte, barışta, kurtuluşta Türkiye varsa var olacak.

MAGOG: Kaf dağının arkasında bir yer. İşinize gelenlerle gelmeyenlerin ayrıştımasına yarayacak ölçü birimi. Yahudilere göre, Magog tanımı içinde Kuzey ülkeleri tanımı içinde, o yıllarda kendilerine en çok zarar veren Ermenilerde var. (Ermeniler'de KUTSAL SECEREDE, Magog'un KARDEŞİ GOMER soyundan yer kapmışlar. Ermeniler kendilerini, Kutsal kitaplarındaki secerede devam eden dallarda gösterilmemiş olsalarda, Yafes oğlu, GOMER oğlu TOGARMA neslinden gelen, Hayk soyundan olduklarını kabul ediyorlarmış.Bu nedenle kendilerini "Hay" olarak tanımlıyorlarmış.Hayk'ta o soydan gelen kahramanı ifade ediyormuş.)

Peki bu durumda; Ermeniler, Magog sıfatını kabullenip İsrail'e mi saldıracak yoksa; o'da kehanet gereği kuzeyden kendisine saldırı mı bekleyecek? Elbette hiç biri değil o'da diğer Hıristiyan ülkeleri gibi, Yahudilerle birlikte, yeni Magog tanımları çerçevesinde liste başı olarak Müslümanlara yer verecek.(Erovizyonda esirgediği tüm puanları verecek) Masum, Mazlum, Mahsun, Madur tavrlar içinde boynu bükük atama mesihlerinin Tüm müslümanları yok etmesini seyredecekler.

ROSH / ROŞ.......... RUSYA / KAFKASLAR
MAGOG................ ORTA ASYA
MEŞEK................. ANADOLU
TUVAL...................İRAN (ESKİ PERS İMP.SINIRLARI)
Magog tanımı ile kast edilen manaya göre; Tanımlar üzerinden gidildiğinde, ortaya çıkan görüntüyü yansıma zannedip başkalarına çamur atanlara bakın. ŞU ANDA İŞGAL ALTINDA OLANLARA ve İŞGALE ADAY OLANLARA BAKIN.

Dünya'da bozgun çıkaranlar kimler?
Yüzyıllardır Dünya'da işgal etmedik, sömürmedik yer bırakmayan kimler?
Hala işgalleri sürdüren kimler?
İşgal öncesi gerekli zeminleri elde edebilmek için bozgunculuk yapanlar kimler?

Elbetteki, ARGEMEDDON savaşının planlıyıcıları. Kral gelecek bizi ALLAH'IN HESAP gününden kurtaracak diyenler,
İsrail Tanrısı Yahve, Eski Ahit'e bağlı bizleri vaad edilmiş topraklara kavuşturacak diyenler
Ve onların eteklerine sığınarak, "bizler de sizin gibi inanıyoruz, sizin gibi inanmayanlara karşı İTTİFAKLAR kuralım" diyenler. GOG VE MAGOG ESKİ AHİTE GÖRE BÖYLE PEKİ YENİ AHİTA GÖRE, TANRIY'LA YENİ YAPTIKLARI ANTLAŞMAYA GÖRE, GOG ve MAGOG'A BİÇİLEN ROL NE? NE ZAMAN ORTALIĞA ÇIKACAKLAR? NELER YAPACAKLAR? İLERİYE YÖNELİK BİR PLANLARI VAR MI?

Gog ve Magog macerası Yeni Ahit'te şöyle başlıyor. Önce onları ayartacak olan Şeytan serbest bırakılıyor
Esinleme (Vahiy).................20/7 Bin yıl tamamlanınca Şeytan, atıldığı zindandan serbest bırakılacak.

Serbest bırakılan şeytam tüm maharetini kullanarak tüm ulusları toplayıp bir araya getirceko kadar büyük bir ordu olakki sayıları deniz kumu taneleri kadar çok olacakmış.

Esinleme (Vahiy)................20/8 Yeryüzünün dört bir bucağındaki ulusları Ä Yecüc'ü ve Mecüc'ü Ä saptırmak ve onları savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı denizin kum taneleri kadar çoktur.

Bu devasa ordu tüm haşmeti ile o sevilen gözde olan kenti kuşatacakmış. Nasıl tam bir aksiyon filmi hızında ve kıvamında olaylar gelişiyor değil mi?. Bu heyacana yürekler mi dayanır derken, birden gökten bir ateş geliyor ve onları yakıp kül ediyor. BİTTİ. Arkasına daha sonraki maddeyi de yazdım ki hani devamı vardır da yazılmamıştır diye huylanılmasın

Esinleme (Vahiy)................20/9 Yeryüzünün enginliklerinden geçerek kutsalların ordugâhını ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı ve onları yakıp kül etti.
Esinleme (Vahiy)................20/10 Onları saptıran İblis ise, canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence göreceklerdir.

Hepsi bu kadar. Hani senaryo üzerine senaryolar yazılan iyiler kötüler savaşı yok. Hani Gog ve Magog saldırıları yok. Bu maddeler de olmasa Gog ve Magog diye tanımları da olmayacak. Savaş hazırlığı ve gökten gelen ateş ve son.Hani Argemeddon savaşı hani kahanetler. Kendi kitaplarında bile kehaneti yalanlıyorlar. İnsanlar arası savaş sahnesi okudunuz mu satırlardaki ifadelerin içinde?

Argemeddon denilen yerdeki yapılacak yukarıdaki GOG ve MAGOG olayından, 1000 yıl önce yapılmış olan Argemeddon savaşının da gelişimi de tıpkı GOG ve MAGOG macerası gibi;Burada ARgemeddon savaşına suyunanlar ise; EJDERHANIN AĞZINDAN çıkan KÖTÜ CİNLERİN RUHLARI..

Esinleme (Vahiy)................16/13 Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm.
Esinleme (Vahiy)................16/14 Bunlar, mucizeler yapan cinlerin ruhlarıdır. Gücü her şeye yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.
Esinleme (Vahiy)................16/16 Üç kötü ruh, kralları İbranicede Armagedon denilen yerde topladılar.
Esinleme (Vahiy)................16/17 Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, «Tamam!» dedi.
Esinleme (Vahiy)................16/18 O anda şimşekler çaktı, uğultular ve gök gürlemeleri işitildi. Öylesine büyük bir deprem oldu ki, insan yeryüzünde oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı.
Esinleme (Vahiy)................16/19 Büyük kent üçe bölündü. Uluslara ait kentler de yerle bir oldu. Büyük Babil, Tanrı'nın önünde anıldı ve Tanrı'nın ateşli gazabının şarabını içeren kâse kendisine verildi.
Esinleme (Vahiy)................16/20 Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu.
Esinleme (Vahiy)................16/21 Gökten, insanların üzerine, taneleri yaklaşık kırk kilo[] ağırlığında şiddetli bir dolu yağdı. Dolu belası öylesine korkunçtu ki, insanlar bu beladan ötürü Tanrı'ya sövdüler.

Adam gittiği flim kısa sürdüğü, için şikayette bulunuyor ve şöyle diyor. "Adam ata atladı, at kişnedi, Aslan kükredi flim bitti". Sinemacı pişkin, "Bu interaktif bir flim. Katılımcılığı ön plana çıkaran bir yapım. Ara sahneleri, isteğe göre herkez kendi sahnelesin, flim hayallerde aktifleşsin diye öyle yapılmış kardeşim" diyor.

HAZIR SÖZ YENİ AHİTTEN AÇILMIŞKEN, YENİ AHİT YAZARLARININ BU KEHANET / ARGEMEDDON SAVAŞI İLE DÜŞÜNCELERİ NE? ÖYLE YA. OĞUL TANRININ ONDAN TEBLİĞLER YAPTIĞI KİTABI KENDİ KİTAPLARINA DAHİL EDENLER ESKİ AHİT'E AYKIRI HAREKET ETMEZLER.

Kutsal kitap yazarları kurtuluş denilen umudların 100/100 kendi kuşakları içinde gerçekleşeceğinden eminler. Oğul Tanrının, kendilerine görünümleri ve esinlemeleri sonucunda verdiği sözlere dayanarak, kurtuluş denen olayın, kendi yaşam süreleri içinde olacağını söylüyorlar.

Pavlus'un çok yakın dostlarının da içinde bulunduğu ekip, tüm savaş yada benzeri kurtarma eylemlerinin, o yüzyıl içinde olacağını TANRI sözü olarak teyit ediyorlar.Üstelik bu sözlerinin sağlamlığına o kadar güveniyorlar ki; sözlerinin yalanmasının imkansızlığını vurgulamak için, gökler ve yer kıyaslaması yapıyor. Yani sözlerim "gökler ve yerden daha sağlam" diyor. Bu sözler yalanlanamaz diyor.

Nedeni ise, bu sözlerin kurtarmaya gelecek olan, İSA MESİH yani OĞUL TANRI tarafından verilmiş olması. Eğer bu sözler yanlışsa, geçersizse, o zaman; neden? hangi? sözlere inanılır da ebedi kurtuluş beklenir? Nasıl güvenilir?

Ortada, tüm beklentilere sebepzaten verilen bir söz değil mi? O sözün doğruluğuna inanmak, tüm bekleyişlerin nedeni değil mi? 4 Kitap sahibine de verilen sözler yalansa / yalan çıkarsa, geride kalan vaadlerin hangisine inanılır? İNANCINI PEKİŞTİRMEK İÇİN "gök ve yer yok olur ama bu sözlerin sağlamlığına süphe olmaz, bu sözlerin gerçekliği değişmez" diyorlar, kutsal metin yazarları.Oğul Tanrının bizzat göründüğü kitap sahipleri.

Gerçektende öyle; işi uzatıp umut tacirlerinin oyuncağı olmaktan, umut üzerine umutlar ilave ederek yaşamaktan ise, bana göre; kitapları yada kafaları değiştirmeliler.Her ikiside imana giden kapıyı açar.Yalan yanlış, gördüm, "atam dedi" sözleri ile Pagan inançlardan meydana gelmiş, bol vaadli metinlerden kurtulmayı sağlar.Kurtuluşlarını bir takım esinleme denilen sözlere değil, kendi ellerine almalılar. Kendi kurtuluşlarının kurtarıcıları kendileri olmalılar.

OLAYLARIN OLUŞ ZAMANI İÇİN OĞUL TANRI TARAFINDAN, ŞÖYLE ESİNLENDİKLERİNİ BELİRTİYOR KUTSAL METİN YAZARLARI...

Markos (Mark).........13/26 «O zaman İNSANOĞLU'nun bulutlar içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Markos (Mark).........13/30 Size DOĞRUSUNU SÖYLEYEYİM, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
Markos (Mark).........13/31 Gök ve yer ortadan kalkacak, ama BENİM SÖZLERİM asla ortadan kalkmayacaktır.

Matta (Matthew).......24/30 «O zaman İNSANOĞLU'nun belirtisi gökte görünecek. .........
Matta (Matthew).......24/34 Size DOĞRUSUNU SÖYLEYEYİM, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
Matta (Matthew).......24/35 GÖK ve YER ortadan kalkacak, ama BENİM SÖZLERİM asla ortadan kalkmayacaktır.

Luka (Luke)..............21/27 O zaman İNSANOĞLU'nun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Luka (Luke)..............21/32 Size DOĞRUSUNU SÖYLEYEYİM, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
Luka (Luke)..............21/33 GÖK ve YER ortadan kalkacak, ama BENİM SÖZLERİM asla ortadan kalkmayacaktır.

Pavlus'un, bu görüşlere aralarındaki dostluklar ve kitap yazma birlikteliğinden dolayı katılıyor olduğu muhakkak. Oğul Tanrı ile "görünümlü" görüşmüş biri olarak bu tür yanlışlıklara izin vermesi düşünülemez. Eğer düşünülüyorsa o zaman yazdıklarının ne değeri olabilir ki?

Elçilerin İşleri...........19/11 Tanrı, Pavlus'un eliyle olağanüstü mucizeler yaratıyordu.
Elçilerin İşleri...........26/15 «Ben de, `Ey efendim, sen kimsin?' dedim.«`Ben senin zulmettiğin İsa'yım diye cevap verdi Rab.
Elçilerin İşleri...........26/16 `Haydi, ayağa kalk. Seni hizmetimde görevlendirmek için sana göründüm. Hem gördüklerine, hem de kendimle ilgili sana göstereceklerime tanıklık edeceksin.

PAVLUS, LUKA ve MARKOS ile olan bağlarını mektuplarında şöyle bildiriyor..
Filimun....................1/23-24 Mesih İsa uğruna kendisiyle birlikte tutuklu bulunduğum Epafra, emektaşlarım Markos, Aristarkus, Dimas ve Luka sana selam ederler.
2 Timoteyus.............1/11 Yanımda yalnız Luka var. Markos'u alıp beraberinde getir. O, yapacağım hizmette bana yardımcı olur.

Pavlus'ta, Matta, Markos, Luka gibi aynı fikirde olduğunu şu sözleri ile doğruluyor.

1 Selanikliler...... 4:15 RAB'bin SÖZÜNE DAYANARAK size şunu bildiriyoruz: biz yaşamakta olanlar, RAB'bin gelişine dek diri kalacak olanlar, gözlerini yaşama kapamış olanların önüne asla geçmeyeceğiz.

Görüldüğü gibi, Pavlus'ta kendisinin ölmeden önce 2. GELİŞİN OLACAĞINI söylüyor. "Biz yaşamakta olanlar" diye başladığı sözlerini pekiştirmek için, iyice vurgulamak için " RAB'bin gelişine kadar diri kalacağız" diyor. "Ama ölmüş olanlarında elbette HAKKINI ÇİĞNEMİYECEĞİZ" diyor.

Hiç söyle dememiştir, "eğer ben ölürsem sizi bekliyeceğim". Böyle bir cümle kutsal metin yazarlarının hiç birinin ağzından çıkmamıştır.Çünkü; kendilerinin ölmeden önce 2. gelişin olacağına garanti gözüyle bakıyorlar.

Hiç kendilerine toz kondurmamışlar. Kendilerinin olmadan bu işlerin olma olasılığını akıllarının ucundan bile geçirmemiş olacaklar ki; Pavlus, kendilerinden önce ÖLECEK OLANLARIN HAKKINI KORUMAYA SÖZ veriyor. Adeta, "Oğul Tanrı / Mesih'le geldiğimizde sizin hakkınızı çiğnemeyeceğiz" sözü veriyor.

Bu vaadlerle, çevresine birçok kişiyi toplayarak, Hıristiyanlığın temellerini atan Pavlus insanları kurtuluşun her an olabileceğine ikna etmiştir. Hatta bu işin nasıl olacağını da şöyle açıklamıştır.

1 Korintliler........15:51-52 İşte size bir SIR açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve BİZ de değiştirileceğiz.

Aralarından ölenlerin çoğalması nedeniyle; geride kalanların UMUTLARINI KÖRÜKLEMEK ADINA, "hepimiz ölmeyeceğiz" mesajını SIR PAYLAŞMA edası ile veriyor. AMA YİNE KENDİSİ SAĞ KALIP, BORAZANLA DEĞİŞENLER ARASINDA OLMA şartı ile bu etabın biteceğini üzerine basa basa söylüyor.Kurtuluşu göremeyen lider mi olur?

Çevresinde olanlara müjde olarak verdiği sözlere bakıldığında, Oğul Tanrı'nın gelişi an meselesi olarak anlatıyor. Kim anlatıyor? BİZZAT OĞUL TANRI GÖRÜNTÜSÜNE NAİL OLAN, OĞUL TANRIDAN DİREK, ARACISIZ EMİRLER ALDIĞINI SÖYLEYEN PAVLUS.

SÖYLEDİKLERİ KUTSAL KABUL EDİLİP, KİTAPLARINDA YER VERDİKLERİ PAVLUS söylüyor. Kurtuluş hayalinin üzerine kurulduğu MÜJDE İNANÇ SİSTEMİNİN organizatörü, PAVLUS böyle söylüyor.Tanrıyı direk görüp, aracısız emirler alan yanıldıysa, VAY HALİNE PAVLUS ve ARKADAŞLARININ, VERDİĞİ VAADLERİ MÜJDE SANIPTA PEŞLERİNE TAKILANLARA.

YUHANNA'nın da GÖRÜŞLERİ BU MEYANDA, FARKLI YOLDAN AMA KESİN BİR DİLLE, TÜM OLAYLARIN KENDİ ÖMRÜ İÇİNDE OLACAĞINI BİLDİRİYOR.

Tanrının Yuhanna'ya gözükerek
, YAKIN ZAMANDA olacak olayların habercisi olarak seçilmesine bakalım.Tanrı sözü olan ifadelerle.

Esinleme (Vahiy).....1/1 Bu kitap İSA MESİH'in esinlemesidir. Tanrı, YAKIN ZAMANDA olması gereken olayları kullarına göstermesi için O'na bu esini verdi. O da gönderdiği kendi meleği aracılığıyla bunu kulu Yuhanna'ya iletti.
Yuhanna'nın, tüm olayların kendi yaşam süreci içinde gerçekleşeğini kesin olarak bildirdiği anlatımı şu:

İhanetin ve geri dönüşün konuşulduğu ortamda, İsa kendisini takip eden sevdiği öğrencisine (Yuhanna), "İhanet nedeni ile öleceğini ama geri döneceğini" belirtmiş, PETRUS'UN sorusu üzerine geri dönüşünün de "o öğrencinin" (Yuhanna'nın) ömrü içinde olacağını söylemiştir.(Petrus'a hitaben; "..BEN GELİNCEYE DEK ONUN YAŞAMASINI İSTİYORSAM , bundan sana ne?" demiştir)

Diğer öğrencilerin bu deyişi ÖLÜMSÜZLÜK olarak algılamaları üzerine; Yazar (Yuhanna), söylenenin ÖLÜMSÜZLÜK ilanı/ifadesi olmadığını, ÖĞRENCİNİN ÖLMEDEN İSA'nın GELECEĞİNİ ifade ettiğini vurguluyor.

OĞUL TANRI İsa, ne zaman 2. geleceğim demiş?
Sevdiği öğrencisi, Şakirti ölmeden önce geleceğim demiş.

Tahtın ortasına oturmaya aday (vahiy bölümüde oturtuluyorda) OĞUL TANRI İSA; ne zamana kadar Şakirtinin yaşamasını öngörmüş / Öğrencisinin ölümünü ertelemiş?
Kendisinin MESİH olarak gelişini görünceye kadar.

Yuhanna (John)......21/20 PETRUS arkasına döndü, İsa'nın sevdiği ÖĞRENCİNİN kendilerini izlediğini gördü. Bu ÖĞRENCİ, akşam yemeğinde İsa'nın göğsüne yaslanan ve, «Rab, seni ele verecek olan kimdir?» diye soran ÖĞRENCİDİR.

Yuhanna (John)......21/21 PETRUS ONU görünce İsa'ya, «Rab, ya BU ne olacak?» diye SORDU

Yuhanna (John)......21/22 İsa ONA, «Ben gelinceye dek ONUN YAŞAMASINI istiyorsam, bundan SANA ne?» dedi. «SEN ardımdan gel!»

Yuhanna (John)......21/23 Bu yüzden kardeşler arasında o öğrencinin ölmeyeceğine dair bir söylenti çıktı. Ama İsa PETRUS'a, «O ölmeyecek» dememişti. Sadece, «Ben gelinceye dek ONUN YAŞAMASINI istiyorsam, bundan SANA ne?» demişti.

Yuhanna (John)......21/24 Bütün BUNLARA TANIKLIK EDEN ve BUNLARI YAZAN ÖĞRENCİ budur. ONUN tanıklığının doğru olduğunu biliyoruz.

Öğrenci (Yuhanna); 2000 yıl geçmiş hala ufku tarayıp bulutlar arasından beyaz atı ile gelişini bekliyor olamaz. O zaman yanılan kim? Satırların yazarı olan, "tanığım" diyen o öğrenci mi (Yuhanna)? Yoksa onları yazdıklarını keyfiyet ve amaçları doğrultusunda yoğurarak, kehanet kıvamında kurtarıcı gelecek koroları eşliğinde, piyasaya sürenler mi?Hayal görmelere hayallerini ekleyenler mi?

Eğer bunlar söyledikleri gibi yanlış / yalan söylüyorlarsa kitaplarının değiştirsinler. Yok eğer, "doğru söylüyorlar" Tanrı sözlerini iletmişlerdir" diyorlarsa o zamanda ortada kurtarıcı gelecek, mesih gelecek diye bir durum söz konusu değildir. Doğru sözlülerse, tüm geliş gidişler onların ömürleri içinde olmuş bitmiş.Bu zaman dilimine onlardan gelecek gidecek kalmamış.

Ya kitapları değiştiriler ya kafaları.Her ikisinden de ALEMLERİN RABBİ ALLAH'A İMAN VAR. Hata ben Tanrıyla konuştum diyenlerek bu ifadeleri yazanlarda mı?, Yoksa "ben Tanrıyı gördüm" diye onun yazdıklarının arkasına düşenler mi?
Görüldüğü gibi sanılar üzerine yazılan, Argemeddon senaryolarının dayandırdıkları kaynakları bile; olayların kutsal kitap yazarlarının ömürleri içinde olacağını işliyor. Düşünebiliyor musunuz, kitapları ataları elleri ile yazmış, birtakım kehanetlerle taraftarlarına müjdeler vermiş, doğal olarakta gerçekleşmemiş.

Aradan 2000 sene geçmiş, aynı hayalleri gerçekleşmediğini bile bile, pembeleştirerek, yeni senaryolarına Tanrısallık katarak sunuyorlar. İlahi hiçbir değeri olamayan metinleri ele aldığınızda, kehanet dedikleri şeylerin olmadığını görüyorsunuz.Tanrı sözü dedikleri kitaplarından, en ufak bir ifadenin bile gerçekleşmediğini gördükleri halde, hala kitaplarına Tanrısallık katılması akıl alır gibi değil. "Tanrı biziz istediğimiz gibi yazarız" havasındalar. GOG MAGOG KİMİN UMURUNDA, ARGEMEDDON' DA BAHANE, AMAÇ MUHABBET OLSUN ETRAF ŞÖYLE BİR ŞENLENSİN. BİNLERCE YILDIR GÖRÜNÜM VEREMEYEN TANRILARI ÇADIRINA KURULUP BUHURUNA DOYSUN.YENİ BİLDİRİMLERİNİ SIRALASIN.

1 Tarihler (Chronicles)...17/5 İsrail halkını Mısır'dan çıkardığım günden bu yana tapınakta oturmadım. Bir çadırdan öbür çadıra, orada burada konaklayarak dolaştım.
Yeşaya (Isaiah)............66/1 RAB diyor ki: "Gökler tahtım, Yer ayaklarımın taburesidir.Nerede benim için yapacağınız ev, Neresi dinleneceğim yer?
Yeşaya (Isaiah)............6/1 Kral Uzziya'nın öldüğü yıl yüce ve görkemli Rab'bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı dolduruyordu.
Levililer........................1/17 Sonra kuşu sunakta yanan odunların üstünde yakmalı. Bu yakmalık sunu, yakılan sunu ve RAB'bi hoşnut eden kokudur.

Tabii arasıra buhuru kabul etmediği zamanlarda olmuş. Buhurunda Saba'dan geldiğini öğrendik. Ama güzel kokulu kamışların geldiği ülke ise belli değil.Tarih bilgisi gibi coğrafi bölgeleride zayıf olabilir.Çin ve Hindistan o devirlerde ne kadar biliniyordu belli değil.Onlar için her yer MAGOG ülkesi değil mi? Kaf dağının arkası olan, MAGOG diyarlarını nereden bilsin? Herşeyin detayını veren bunuda bilse idi mutlaka verirdi.ÇİN ve HİNT tanrılarından edinilmiş bir alışkanlığı devam ettiren ve bundan çokta hoşnut olan Tanrı dedikleri Varlık.

Yeramya.............6/20 Neden bana Sabadan günnük, Uzak bir ülkeden güzel kokulu kamış getiriliyor? Yakmalık sunularınızı kabul etmiyorum, Kurbanlarınızdan hoşnut değilim.››

Din inanç sistemlerini oluşturdukları yörelerden alınmış olan bir adet. Tıpkı kızdığı nefret ettiği Hıristiyanların ise yüzyıl öncesine kadar ismende olsa yaşattıkları, GÖK KRALİÇESİNİN BUHUR alışkanlığına sahip olan, İSRAİL TANRISI.

Yeramya.......44/17 Tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız/ Gök Kraliçesine buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. O zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.
HEZEKİEL'E DÖNERSEK.ne denmişti Hezekiel'e

Hezekiel (Ezekiel)....38/2 "İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden ROŞ'un, MEŞEK'in, TUVAL'ın önderi GOG'a çevir, ONA karşı peygamberlik et.
Yukarıda, bu maddenin açılımını yapmış, Hezekiel' e verilen yerine getirmesi gereken, ona liderlik kapılarını aralayan, dinde otorite ve saygınlık kazandırmayı amaçlayan bir ifade olduğunu vurgulamıştık. Sürgün yıllarında kuvvetli olma adına yapılan bu "Tanrısal görünüm" sadece HEZEKİEL DÖNEMİ, yani onun yaşam süresini içine alan döneme aittir.

Bütün emirler Hezekiel'i öne çıkartır biçimde, sadece ona veriliyor. Hemde, sürgündekileri içerdiği gibi sürgünde olmayan, esaretten uzak olduğu anlaşılan, İsrail'lilerin de ulusal kurtarıcı önderi olarak ona veriliyor.

Emir içeren ifadede, Hezekiel dönemi sonrası için en ufak bir emere varmı? Bu sözlerin içinde, (Hezekiel'in bile) çok sonraki geleceği bırakın, Hezekiel'in kendi yaşam süresinden sonra, olabilecek bir olayla ilgili öngörüsü var mı?

Yahve'nin kendisine DARBE NİTELİĞİNDE BİR HAREKETLE DEVRİLECEĞİNDEN haberi yokken, Yaradılış ve Tufan yıllarını bile hatırlayamazken, bazı kullarını ve verdiği sözleri daha sonra anımsayabiliyorken, BİNLERCE YIL SONRASINI TASAVVUR etmesi düşünülebilir mi?

"Oğul Tanrı gelecek, tüm insanların toplayacak" deselerdi, Yahve "duyda inanma" derdi herhalde.Gelecek ile alakalı birşeyleri tasavvur edebilseydi, Tanrının Oğlu olduğunuda bilir sevgili İsrail halkını da uyarırdı.Peygamberler bölgesinin sevgili halkına yasaklanacağınıda bilirdi.

Yukarıdaki ifadeler, "tamamen Hezekiel dönemi için" dedik. Ne vardı bu ifadelerin içinde, neleri bildirmesi gerekiyordu? İstenen şu; Hezekiel GOG'a, yönelerek ona Peygamberlik edecek ve Yahvenin verdiği emirleri, başına örülen çorapları tehditleri ile bildirecek.

Demek ki bu eylemler, daha doğrusu görevler Hezekiel'e verilen ULAKLIK ile GOG'a yapacağı PEYGAMBERLİKTEN ibaretmiş. Hezekiel nasıl Ulaklık ve peygamberliğe seçildi ise, UYGULAMACI OLARAKTA, KAVİMLERE ÖNDERLİK YAPAN GOG seçilmiş.

İSRAİL TANRISI kendi adına, GOG'a şu MESAJINI iletmesini HEZEKİEL'den istiyor.

Hezekiel (Ezekiel)....38/3 DE Kİ, 'RAB YAHVE ŞÖYLE DİYOR: Ey Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi GOG, sana karşıyım.

Hezekiel (Ezekiel)...38/4 SENİ geldiğin YOLDAN geri çevirecek, çenelerine çengel takacağım. SENİ ve bütün ordunu, atları, tam donanmış atlıları, küçük büyük kalkanlı, hepsi kılıç kullanan büyük kalabalığı dışarıya sürükleyeceğim.

Hezekiel (Ezekiel)....38/5 Onlarla birlikte hepsi kalkanlı, miğferli PERSLİLER'i, KÛŞLULAR'ı, PÛTLULAR'ı,
Hezekiel (Ezekiel)....38/6 GOMER'in bütün ordusunu, uzak KUZEYDEKİ BEYT-TOGARMA'nın bütün ordusunu ve yanındaki birçok ulusu da sürükleyeceğim.

TANRI YAHVE, GOG'a yönelik emirlerini iletmesi için HEZEKİEL'e, SIRALAMAYA DEVAM EDİYOR..
Hezekiel (Ezekiel)...38/7 "'HAZIR OL! Çevrende toplanmış büyük kalabalıkla birlikte HAZIRLAN. Onları SEN gözeteceksin.

İSRAİL TANRISI, Kimi Peygamber olarak bu işle görevlendirip liderlik vasfıyla donatıyor? HEZEKİEL'i "YÜZÜNÜ GOG'A ÇEVİR ve ONLARA PEYGAMBERLİK YAP HEZEKİEL"
İSRAİL TANRISI, Kime "hazır ol" emrini, Kimle ilettiriyor?. HEZEKİEL'le, GOG'a "hazır ol" emrini ilettiriyor. Hezekiel Tanrı mesajı olarak ne diyor, "SEN HAZIR OL GOG "

HEZEKİEL kime, kimlerle hazırlan emrini iletiyor?..GOG'a ve GOG'la birlikte Yaşayan (M.Ö.6-7 yy) çevresindeki tüm insanlara bu emri iletiyor,"ÇEVRENLE HAZIR OL GOG "
HEZEKİEL kime, kimleri gözet emrini iletiyor?..GOG'la Yaşayan (M.Ö.6-7 yy) çevresinde liderliği altında toplanacakları gözet emrini iletiyor,."ÇEVRENİ TOPARLA GOG"

Hezekiel ne zaman yaşamış? O ifadelerin yazıldığı yıllarda yaşamış (M.Ö.6-7 yy) . GOG'a da "Çevrendeki insanları topla, onları gözet, birlikteliği bozma, harekete hazır ol" emri yine o yıllar için veriliyor. Bu ifadelerde Hezekiel'in yada GOG'un yaşamı sonrasında gerçekleşmesi istenen yada öyle izlenim verecek bir ifade var mı? Okuma yazma bilen kimse için yok. "Tanrıdan geldi" dedikleri ifadeler, Tanrıdan gelme saygınlığını gösterecek olanlara görede, gelecekten ibare taşıyan bir ifade yok. Kafalarındaki palnlar gereği dillerin, kitaba eğen bükenler için elbette o ifadelerin içinde, Akıllarında olan herşey vardır. Hatta, İNSAN OLABİLMENİN EN BÜYÜK ENGELİ gözüken kalıtımların ait olduğu menşi, belirten ifadeleride bulması mümkün.

Sırf; "Gog ve Magog, Yecüc ve Mecüc'le tanım bakımından eşitlendi, aynılığı kabul gördü" diye, bu sözleri kehanet olarak yorumlamanın bir tutarlılığı var mı?
Gog ve Magog ismi sadece Hezekiel'de savaşla birlikte kullanıldı diye, sürgünün devam etmesi için kullanılan ifadeleri kehanet diye alıp, temcid pilavı gibi ortalığa sürmenin bir alemi var mı?

Bu kadar saçmalığı, üstelik o günlerin güç elde etme (liderliksavaşı) ifadeleri olduğu açıkca belli olan sözleri, 2600 yıl sonrasına adapte edilmesini, kehanet gerçekleşiyor diye kabul edilmesinin izah edilir bir yanı var mı?

(Bu ifadeler kıskanç Tanrı olarak kendini lanse eden Varlık ile iğrenç Tanrı adı altında sunulan Varlık'a, bağlı olanlar arasındaki iktidar çatışmasının sözleri /tehditleri. İsrailde kalanlarla Babil sürgününde İNANNA ile tanışanların mücadelesi.Özetle: Mevzi kazanmaya yönelik söylemlerden ibaret. Aynı din içinde mücadele eden tarikatlar gibi.Her birinin efendisi, Hazreti diğerinden daha fazla bilir, daha fazla tayyi-mekan yapar, daha fazla alemlere gider-gelir, daha fazla mertebe sahibidir, bu mertebeler sayesinde büyükleri ve peygamberleri daha fazla rüyalarında görür, böylece bilgilenir)
Hezekiel (Ezekiel)...38/8 Uzun zaman sonra SAVAŞA ÇAĞRILACAKSIN. Gelecek yıllarda, halkı birçok ulustan uzun zamandır ıssız kalmış İSRAİL dağlarında toplanmış, savaştan rahata kavuşmuş bir ÜLKEYE saldıracaksın. Uluslar arasından çıkarılmış olan bu halk, şimdi güvenlik içinde yaşıyor.

Uzun zaman sonra savaşa çağrılacaksın diyor.İlk insanın yaratıldığı tarihi bilmeyen, Tufan tarihini kafadan atan, hitap etdip, kendilerinden buhur istediği insanları, Yafet, Sam ve Ham'dan türediğini sanan bir varlığın sözlerini ciddiye ealıp bu irdelemeleri yapmak bile saçma ama bazı gerçekleri ortaya koyup bilmeden peşlerine takılanlara uyarı olabilir düşüncesi ile bu yazıları yazıyorum. Sadece ilk insanın yaradılışını ve Tufan tarihini bilememsi bile diğer tüm ifadelerin, zaman içinde biçimlendirilmiş insan ürünü olduğunu ortaya koyar. Kitabın tüm geçerliliğinide ortadan kaldırır. Bu yanlışlıkları ortaya koymayı bırakı, GAYPTAN HABER VERMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

TÜM KEHANET DENİLEN OLGULAR AMACI GEREĞİ gelecekle ilgilidir. ALEMLERİ RABBİ OLAN ALLAH imanının en temel ögesi olan, GAYBI SADECE "ALLAH" BİLİR, ŞARTI BİLE TÜM KEHANET DENİLEN ŞEYLERİN YOK SAYILMASINI GEREKTİRİR.Gayp haberleri vermek, ALLAH'a ŞİRK koşmaktır

Tufan ve insanın yaradılışı sonsuz gibi gelen varlığa Tufan üzerinden, Hıristiyanlara göre, 1800 yıl, yahudilere göre 1500 yıl geçtikten sonra bu sözleri sarfeden varlık için 2600 sene sonsuz zamanı ifade eder olsa gerek. Uzun yıllar ifadesinin hemen arkasından kendisi için UZUN NE MANAYA GELİYORU açıklıyor. GELECEK YILLARDA diyor. Gelecek Mİlenyumlarda demiyor. Hezekiel ve sen GOG öldükten sonra demiyor.Yaz tatili dönüşü, ayrılırkan söylenen temenni sözleri gibi; önümüzdeki yıl görüşüürz yada evlilik, doğum günü kutlamalarında sarfedilen sözler gibi nice mutlu yıllara gibi..Çok yaklaştığını gGÜNLERİN SAYILMASI GEREKTİĞİNİDE bildiriyor

Hezekiel (Ezekiel)...39/8 O gün yaklaştı! Söylediklerim olacak. Rab Yahve böyle diyor. Budur sözünü ettiğim gün!

Hezekiel ve GOG için yazılmış, onların dönemini kapsayan ifadeleri, Aptal numarasına yatarak bu günlerin işareti olarak kullnamak, art niyetlerini maskelemek isteyenlerin kişiliklerinin yansıması olsa gerek.

Üstelik zamanla ilgili sözler devamlı da tekrar edilmiş.
Hezekiel (Ezekiel)...38/14 "Bu yüzden, ey İNSANOĞLU, peygamberlik et ve Gog'a de ki: 'Rab Yahve şöyle diyor:........
Hezekiel (Ezekiel)...38/2 ""İNSANOĞLU, yüzünü MAGOG ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi GOG'a çevir, ona karşı peygamberlik et."
Hezekiel (Ezekiel)...39/1 "İNSANOĞLU, GOG'a karşı peygamberlik et ve ona de ki, '..........
Hezekiel (Ezekiel)...39/8 O gün yaklaştı! Söylediklerim olacak. Rab Yahve böyle diyor. Budur sözünü ettiğim gün!

KİM SALDIRADA BULUNMAK İÇİN GELECEKMİŞ. SEN diye hitap ettiği GOG ordusu ile gelecekmiş. Yani GOG YAŞIYOR ve ölmeden önce ordusu ile gelecekmiş.

Hezekiel (Ezekiel)...38/15 SEN ve SENİNLE BİRLİKTE birçok ulustan oluşan tümü ata binmiş büyük bir kalabalık, güçlü bir ordu uzak kuzeyden geleceksiniz.
GOG'un yaşdığı dönemde var olan uluslardan bahsediyor. "SEN ve SENİNLE BİRLİKTE BİRÇOK ULUSTAN" atlara binmiş TAHTA kalhanlı ordular halinde.

Kimler tahsis edilen mezarlıklara gömülecekmiş? SÜNNETSİZ OLANLAR.Oysa yukarıda MAGOG ülkeleri ile birlikte sayılan tüm yerdekilerin hemen hepsi SÜNNETLİ. Bu ifadeye göre katliama uğramya, imha edilmeye hazır olun SÜNNETSİZ HIRİSTİYANLAR.Tabii bu durumda kehanet diye ısıtıp ısıtıp ortaya koydukları maslların bu kısımlarını kabul etmezler ve hemen açıklamalarla işi kaynatmaya getiriler. İsa kitap getirmedi, ESKİ AHİT'ten tebliğler yaptı diyen siz Hıristiyanlar, İSA'nın bile Yahudi inancına göre SÜNNET olduğunu bile bile, ESKİ AHİT'in bu emrini ortadan kaldıranlar sizler değilmisiniz.?Bu durumda Heziekiel kehanet yapmamış gibi geliyor değil mi?

Hezekiel (Ezekiel)...39/11 ""'O gün Lut Gölü'nün doğusunda, Gezginler Deresi'nde GOG'a İsrail'de bilinen bir mezar yeri vereceğim. .........
Hezekiel (Ezekiel)...32/26 "Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi MEZARLARI çevresinde duruyor. Hepsi SÜNNETSİZ, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. ........

Kalkanların ahşaptan yapıldığı TUNÇ'UN EN ÖNEMLİ TİCARET nalı olduğu devirlerden bahsediyor. Kalkan için metal'in daha henüz kullanıma geçilmediği bir devirden bahsediyor. Ufo'mu gördü denilen görücü, hala kalkanlarda kalmış, Tanrı edindikleride uyarmıyor ve hiç olmazsa metal barı deseydi. Tanrı kalkanların ahşaptan olmayacağını, kalkanla birşeyi sembolize etmek istiyor olsa bile onların yakılmasından bahsetmez

Hezekiel (Ezekiel)...39/9 "'O zaman İsrail kentlerinde yaşayanlar dışarı çıkıp topladıkları silahlarla ATEŞ yakacaklar. Küçük büyük kalkanları, yayları, okları, sopaları, mızrakları ATEŞE atacaklar. Bunlarla yedi yıl ATEŞ yakacaklar
Hezekiel (Ezekiel)...27/13 Yâvan, Tuval, Meşek seninle ticaret yaptı,Mallarına karşılık Sana köle ve tunç kaplar verdiler.

Ölüleri gömmenin yedi ay sürmeyeceğini ulaşılacak teknolojiyi sağlayan olacağından bilir
Hezekiel (Ezekiel)...39/12 İsrail halkı ülkeyi arındırmak için onları gömecek. Bu yedi ay sürecek.

tüm yapılanların sebebi ise İsaril halkının kendisini rab olarak benimsemesi. Zaten, Yahve isimli, maskesinin düşmemesi için, isminin tekrarlanmasından hoşlanmayan ama sadece "ben" demekten hiç geri durmayan Tanrı. İSRAİL'İN ÖZEL/MÜSTAKİL TANRISI başka uluslara asla yüz vermeyen Tanrı.

Yoksa yahudiler başka bir Tanrıya mı inanıyorlarda savaşa gerek duyuyorlar. O devirde öyle olmuş. İSRAİL Krallığından olan ve sürgüne gitmeyen, ELOHİM İNANCINI SÜRDÜREN YAHUDİLER ile daha sonra Yahudiliğe damgasını vuracak olan, egemen olacak, YEHOVA inancını savunanlar arasında TANRILARI adına mücadeleler olmuş.

Tanrılar adına geçen, dine egemen olma savaşlarının esintisinden ibaret olan, "sen gördüysen bende bunları gördüm" tartışma eseri ifadelerden, bugüne kehanetler çıkarmakta, hüner isteyen bir uğraş olsa gerek. Kurt kuzuyu yemeye niyetlendiğinde, kuzunun suyu aşağıdan yada yukarıdan içecek olmasının önemi olmazmış. Kurt, gördüğü kuzunun yakınına "özür diliyorum, nefsime hakim olamadım yavrunu yedim, affetmen için seni akşama yemeğe çağırıyorum" dersede, yemeğe icabet etmemek gerekirmiş.

İsrail ile Yahuda halkı arasındaki inanç tartışmalarının sonucunda kendi grupları ve geride kalanları yönlendirmek adına sarfedilmiş ifadeler olduğunu, yine kendileri söylüyor. BÜTÜN AMACIN TANRI OLARAK YAHVENİN BENİMSENMESİNDE YATTIĞI kendi ifadeleri ile ortada.

Hezekiel (Ezekiel)...39/22 İSRAİL HALKI o günden başlayarak BENİM TANRILARI RAB olduğumu anlayacak.
Hezekiel (Ezekiel)...39/26 Ülkelerinde güvenlik içinde yaşayınca, ONLARI KORKUTAN kimse olmayınca, utançlarını, BANA ETTİKLEİ bütün İHANETLERİ unutacaklar.
Hezekiel (Ezekiel)...39/28 O zaman BENİM TANRILARI RAB olduğumu ANLAYACAKLAR Onları uluslar arasına sürgüne göndermeme karşın, hiçbirini bırakmadan ülkelerine geri getireceğim.
Hezekiel (Ezekiel)...40/1 Sürgünlüğümüzün yirmi beşinci yılı, yılın başında, ayın onuncu günü, Yeruşalim Kenti'nin düşüşünün on dördüncü yılı, tam o gün RAB'bin eli beni yakalayıp oraya götürdü.

BENZER BİR ÖRNEK (bunlar gibi yüzlerce ifade var)..Ona göre yaptığı Tufandan sonra 1500 yıl boyunca (Yahudi'lere göre tufan M.Ö. 2105 de olmuş), savaş meydanından meydanına, çadırdan çadıra hiç durmaksızın İsrail halkı ile koşturduğu halde, kendisini tanıtıp kabul ettirememiş olan YAHVE / İSRAİL TANRISI, 2600 yıllık aradan sonra kendini kabul ettirebilmek için, KEHANETTE UYDURURLAR, KAN PAZARLARIDA KURARLAR, SALGINLARDA ÇIKARIRLAR, BOZGUNCULUKTA YAPARLAR.

Zekeriya......13/8 "Bütün ülkede" diyor RAB, “Halkın üçte ikisi vurulup ölecek, Üçte biri sağ kalacak.
Zekeriya......13/9 Kalan üçte birini ateşten geçireceğim, Onları gümüş gibi arıtacağım, Bana yakaracaklar, Ben de onlara karşılık vereceğim, ‘Bunlar benim halkım' diyeceğim. Onlar da, ‘Tanrımız Yahve'dir' diyecekler.”

Yeremya/Jeremiah..1/16 Yaptıkları kötülükten ötürü HALKIMIN cezasını bildireceğim: BENİ bıraktılar, BAŞKA ilahlara BUHUR yakıp Elleriyle yaptıklarına tapındılar.
Yeremya/Jeremiah...3/6 Kral Yoşiya döneminde RAB bana, ‹‹DÖNEK İSRAİL'in yaptığını gördün mü?›› dedi, ‹‹Her yüksek tepenin üzerine, her bol yapraklı ağacın altına gidip FAHİŞELİK etti.

VAAD DEDİKLERİ TOPRAKLAR ELE GEÇİRİLDİKTEN SONRA, YAHVE DENİLİP DENİLMEMESİ ONLAR İÇİN PEK DE PEK ÖNEMLİ DEĞİL.Yoksa misyonerlik teşkilatları kurar, YAHVE'ye TARAFTAR toplarlardı, kul toplarlardı. Hıristiyanların OĞUL TANRI'larına yaptıkları gibi..Esasında herşey kendileri için.

Bu günlerde, sürgünde olan Yahudiler mi var da, Heziekiel'in dedikleri bugünleri kapsar olarak değerlendiriliyor. Hezekiel'in Babil sürgünü olduğu yıllarda söylediği sözler bunlar. Sürgünden kurtulma sözüde o yıllara ait. Bugünkü Dünya'da Yahudi'lerin bırakın sürgün olarak yaşam sürmelerini, tüm Dünya'nın yönetiminde, ekonomisinde egemen güç olarak yer alıyorlar.

Üstelik tasarımlarındaki Argemeddon savaşı için etrafını yüksek duvarlarla çevirerek hapsettikleri, Filistinlileri ellerinde tutarak Dünya'ya kafa tutar yaşam sürüyorlar. İstediklerinde, istedikleri kadar Filistinli'yii öldürme serbestliği gardiyanlıklarını yerine getiriyorlar.Yardım gemilerini basacak kadar, serbestlik içinde yaşam sürüyorlar ve Dünya onlara hiç birşey yapamıyor.

Duvarlar arasında; FİLİSTİNLİLER BU SÖZLERİNİN DOĞRU ÇIKMASI İÇİN BEKLETİLİYOR OLMASIN
Hezekiel..39/6 Magog'un ve kıyıda güvenlik içinde yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar

Zekerya.......11:1 Ey Lübnan, kapılarını aç ki, Ateş sedir ağaçlarını yakıp yok etsin!
Zekerya........9:4 Ama Rab onun mal varlığını alıp götürecek; Denizdeki gücünü yok edecek Ve ateş kenti yiyip bitirecek.
Zekerya........9:5 Aşkelon bunu görünce korkacak; Gazze acıdan kıvranacak, Ekron da öyle, çünkü umudu sönecek. Gazze kralını yitirecek, Aşkelon ıssız kalacak.
Zekerya........9:6 Aşdotta melez bir halk oturacak, Filistlilerin gururunu kıracağım.

Hezekiel (Ezekiel)...29/12 Mısır'ı ıssız kalmış ülkeler gibi ıssız bırakacağım. Kentleri, viran olmuş kentler arasında kırk yıl kimsesiz kalacak. Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek, ülkelere dağıtacağım. Kendilerinden, Çünkü; Hezekiel'e "onlara yönel ve ona PEYGAMBERLİK yap" diye emir veriliyor.Yahudi Peygamberler, kendilerinden başkasına asla peygamberlik yapmamışlar. İnanç olarak Yahudiliği benimseyenlerin hepsi, ırk olarakta Yahudi.

Dışarılardan birilerine Peygamberlik yapılması veya başka ulusların Yahudi inancına dahil edilmesi yönünde, bir istekte ne Tanrı dedikleri varlıktan nede Kutsal metin yazarlarından gelmemiş.

Eğer kendilerinden başkasına Peygamberlik yapma ruhsatı yada alışkanlıkları olsaydı, bugün sayıları çok daha fazla olurdu. Yüzmilyonlarla ifade edilen adette olurdu.Yahudiler, kendi ırklarından başkasını içlerine almıyorlar. Bu nedenle misyonerlik gibi bir çalışmaları yok.

Bu nedenle Yahve, "benim halkım" demekle yetinmeyip, tüm ulusları özellikle dışladığını belirtiyor.Yahve ifadesi olarak "ben başka ulusların tanrısı ıolacağım, başkalarınada hükmedeceğim" sözü yazılmadığına göre; "Peygamberlik yap" dedikleri de kendilerindendir. Babil sürgününde efendileri olan ora halkına, Peygamberlik yapmadıkları, ancak sarayda kahinlik ve bilicilik yaptıkları kendi ifadelerinde mevcut.

Ayrıca, GOG'a peygamberlik yapıldığı, GOG ile eski günlerde Peygamberler aracılığı ile konuştuğu KİŞİ olarak, Yahve tarafından ilanı yapılıyor. Ve Yahve, "hakkında konuştuğum KİŞİ SEN DEĞİL MİSİN? DİYE DİREK SORU SORDUĞU BİR KİŞİ. Ve geçen sürede olan olayları kısaca özetliyor.

Hezekiel (Ezekiel)...38/17 "'Rab Yahve şöyle diyor: Eski günlerde kullarım İsrail peygamberleri aracılığıyla hakkında konuştuğum kişi değil misin sen? O dönemde SENİ onlara saldırtacağıma ilişkin yıllarca peygamberlik ettiler. GOG ve Magog'u hiç kendi üzerlerine kondurmuyorlar. Yok Türkler, yok Müslümanlar, yok Ruslar, yok Mançurya diyarları, yok Çin setti onlara içinmiş diyerek insanları yönlendiriyorlar. Yada; "İsrail dışındaki herkez olabilir" tanımları ile bu işi özetletiveriyorlarr.

İşin garibi Hıristiyanlarda bu duruma onay verip, kendilerinden bir bölümünün GOG ve MAGOG ilan edilmesine destek veriyorlar. Tam boy hedef tahtası durumundaki Müslümanların bir kısmıda, "mesih gelecek" şarkısını, diyalog ve hoşgörü platformları ile oluşturdukları koro içinde tekrar edip durmaktadırlar.

Neden Yahudiler, İsrail'liler ve onlarla ittifaklar kuranlar bu işten Yahudileri muaf tutuyorlar?
Neden, onlar zulme uğrayacaklar ve sonra kurtulacaklar oluyor?
Neden, hep esas oğlan rolu onlara verilip teslim olunuyor?
Neden, onların hep Gog ve Magog dedikleri saldırıya maruz kalacağı kabul ediliyor? Zulmu sergileyen, insanarı duvarlar arasında, Gog ve Magog kurbanları olarak yaşatan onlar.

Normal hayatını seyrederken, BARIŞI YOK ETME PAHASINA; neden, Dünya üzerinde yapılan ve yapılacak olan zulme davetiye veriliyor?
Neden, her türlü zulmu sergileyenleri, Gog ve Magog'a kıyıdan-köşeden de olsa hiç bulaştırmamaya çalışıyorlar?
Yukarıdaki sorulardan da anlaşıldığı gibi, sergilenen tutumun ve yakıştırmaların hiç anlaşılır bir tarafı var mı?

Sırf, Hezekiel ortaya bir laf attı diye mi bu muhafiyet?
Kehanet sahibi muhafiyeti mi?
Onların senaryosu olduğu için onlara göre oynanan bir oyun mu sergileniyor?
Öyle ise bizlerin o sahnede kurban olarak bulunmaktan başka ne işimiz olabilir? Onların oyununda neden rol alıyoruz. Eğer manevi yönden onların tezlerini desteklemeseydik yani onların kehanet dedikleri saçmalıklara, "bak gördünmü abi adam zamanında yazmış" kabulü ile prim vermeseydik onlar şu anda evlerinde oturmuş pateteslerini yiyor olacakladı.

En fazla arka bahçelerine deprem, yardım ayağı ile komşu oturmasına gidebileceklerdi. Herkeze sardırılan konumunda olmayacaklardı. Bir çok ulus sıranın kendilerine gelmesini, "AV" konumunda bekler vaziyette. KURTARICI BEKLETME HAYALİ, her yaptıklarını toplumların vicdani yargılamalarından kurtarıp destek gören doğru hareketler olarak yasallaştırdı. Onlarda, tüm pervasızlıkları ile oyunlarını, katılımları her seferinde dahada yükselterek sahnelemeye başladılar ve devam ediyorlar.Kim neden kurtulacaksa?

Onlar ALLAH'ın hesap gününden kurtulmayı düşlerken, diğerleride dekor olma gereğinden olsa gerek "bilere kurtarıcı gelecek diye" terennümlerine devam etmekteler. Neden kurtulmaları gerektiğini bilmeden. İmani tüm değerlerini kaybetmiş olanların, taşıyıcıları olmak çok kötü birşey olsa gerek. Bu duygulara sahip olanlar çoğaldığı sürece onlar zamanın geldiğini yaklaştığını düşünerek, operasyonlarına devam ediyorlar.

Destek azalırsa, yalnız kaldıklarını anlalarlarsa, hiç şüpheniz olmasın, en az bir 2000-2500 sene daha beklerler. Tavuğun pişip pişmediğini anlamak için batırılan çatal gibi kontroller yapıp toplumların nabzını ölçüyorlar.

Olgunlaşmanın hızlanması içinde iman çıta seviyesi ile sürekli oynayarak, kendilerine uygun kıvama gelinmesi içinde her türlü ittifakları kurmaktan, kitap yazdırmaktan, fetvalar verdirmekten, yeni yeni dini akımlar peydah etmekten geri durmuyorlar.KABİL MİRASCILARI OLARAK, İMANİ TARAFLARINI ARTIRMA YERİNE İMANI YOK EDEREK, iman seviyesini süreli düşürerek yeni değerleri saptamış oluyorlar.



Magog ise onlarla işbirliği yapanlar olabilir. Bozgunun ana temeli o değil mi? Bozgun çıkartacak olanla, "ben madurum" diye daha fazla hak isteyecek olanda, aynı taraf olacaktır. Tatmin olsunlar rahat bıraksınlar diye, sürekli tavizleri ve mevzileri alacak olanlar, hep gasba gelenler olur.

Gasba uğrayan, herhangi bir avantajı gaspçıdan elde edemez, çünkü o zaman onun adı "gasp" değil "yardımlaşma" olur. Yardımlaşma sonucunda oluşan süreç, barış ortamını tetiklerki; bu durum bozguncunun hiç hoşuna gitmez. Barış ve huzur, bozguncunun var olma sabebine, aykırı bir durumdur. Varlığını tehdit eden büyük bir tehlikedir.Onu geliştiren, onu besleyen bozgunun sürekliliğidir.

Savaşlar omasa Savaş sanayisi olur mu? Elbette olur. Toplumları tedirgin edersin, ülkeler arası ilişkileri gerersin, suni tehlikeler oluşturursun, ülke insanlarına güvensizlik aşılarsın ..vs.. işte sana silah sanayisinin, var olması ve gelişmesi için gerekli olan, fıstık gibi bir ortam. Bunun bir adıda bozgun tezgahtarlığı olsa gerek.

Deccal'ın anlamı ve işi nasıl yaldızlamak, farklı gözükerek hedef saptırmak ise, Yecüc ve Mecüc'ün ana işide bozgun ortamını canlı tutmak, onu geliştirmektir.
Deccal nasıl kendisini, İmanın en yılmaz savunucusu olarak gösteriyorsa; Yecüc ve Mecüc'de barış ve özgürlüğün mümtaz birer savunucusu olarak ülkeleri işgal eder.
Deccal nasıl dinde önderliğini kabul ettirmek için, yeni görüşlerle atılımlar yaparsa; Yecüc ve Mecüc'te ülkelerin güvenliği için, savunma sanayileri kurdurarak işini yürütür.

KUZEYDE OLAN, EYALETLERİ ile MERKEZDE BULUNANLARIN NELER YAPMAK İSTEDİKLERİ, KORUMA KALKANI DEDİKLERİ YILDIZIN AÇILIMINDAN BELLİ DEĞİL Mİ?



3 Temmuz 2011 Pazar

İSA KİM? YAHVE KİM? BABA TANRI KİM?

KUTSAL KİTAPLARINA GÖRE; İSA KİM? YAHVE KİM? BABA TANRI KİM?İSA ESASINDA ZAMANDA YAHVE Mİ? YAHVE BABA TANRI MI?


Bu sözleri YAHVE'NİN yerine geçeceği için mi söyledi? yoksa YAHVE OLDUĞU için mi söyledi? İbraniler.........8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların TANRISI olacağım, onlar da benim halkım olacaklar.

AYNI SÖZLERİ İSRAİL TANRISI, YAHVE'DE SÖYLEMİŞ...
Yeremya.......31:33 Ama o günlerden sonra İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur›› diyor RAB, ‹‹YASAMI içlerine yerleştirecek, YÜREKLERİNE yazacağım. BEN ONLARIN TANRISI olacağım, onlar da BENİM HALKIM olacaklar.

YAHVE'NİN YENİ ANTLAŞMA FİKRİ AYNEN OĞUL TANRI'DA DA VAR. Her ikiside antlaşmanın İSRAİL ve YAHUDA halkıyla yapılacağını üzerine basarak belirtiyor.

Yeremya.......31:31 «`İSRAİL HALKIYLA ve YAHUDA HALKIYLA yeni bir ANTLAŞMA yapacağım GÜNLER geliyor' diyor RAB.
Yeremya.......31:1 O zaman diyor RAB, Bütün İsrail boylarının TANRISI olacağım, onlar da BENİM HALKIM olacaklar..››

İbraniler.........8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyeceğim, YÜREKLERİNE yazacağım. BEN ONLARIN TANRISI olacağım, onlar da BENİM HALKIM olacaklar. YENİ AHİTTE BU SÖZLER YAHVE = İSA OLDUĞU İÇİN Mİ YER BULDU? YOKSA KİMSE İSA'YI TANRI OLARAK GÖRMÜYORDU DA, YAHVE'YE TAPMAYA DEVAM ETTİĞİ İÇİN Mİ BU ve BUNA BENZER İFADELER YENİ AHİTTE YER BULDU? Yahya'nın doğumunda var olan, İsa'larının taptığı Yahve, buhar olup uçmadı ya'

Luka...........1:68 «İsrail'in Tanrısı olan Rab'be övgüler olsun! Çünkü halkının yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı.

YAHVE'DE O, FİDYEYİ VEREREK KURTARAN BENİM DİYOR.
Yeşaya.....43/3 Çünkü senin Tanrın,İSRAİL'in KUTSALI, Seni kurtaran RAB benim. Fidyen olarak Mısır'ı, Sana karşılık Kûş ve Seva diyarlarını verdim. OĞUL TANRI'DA, TIPKI YAHVE GİBİ "İSRAİL HALKI İÇİN HERŞEYİ YAPARIM" DİYOR.

"İSRAİL'lileri BIRAKTIM, başka TOPLULUKLARLA ANTLAŞMA yapacağım" demiyor.Yada "İSRAİL'liler dışındaki tüm ulusların, başka toplululuklarında Tanrısı olacağım, onlarla da antlaşma yapacağım" demiyor. Halk, ırk ve din ismi vererek, "Eski Antlaşmanın tarafları ile Yeni antlaşma yapacağım" diyor.

İlk Kitapları, "her harfi Tanrıdan" dedikleri, Eski Ahit'i veren Yahve, aynı zamanda Hıristiyanlarında Tanrısı olmuyor mu? Benimsedikleri kitapta Yahve "bu kitabı Sina'da Moşeye BEN VERDİM " diyor. KİTABINI AL TANRISINI ALMA OLMAZ.

Luka'da Yahve'nin İSRAİL'in Tanrısı olduğunu söylüyor ve YAHVE'ye övgüler düzüyor. Ve "YAHVE'ye RAB" diyor. "Oğul Tanrı" demiyor. Ya Luka eski ve yeni olmak üzereİKİ TANRIYA inanıyor yada herşey YAHVE'nin KONTROLÜ altında. Yeşaya ne diyorsa Luka'da aynı şeyi söylüyor.

OĞUL TANRI'DA, İSRAİL TANRISI'DA AYNI ŞEYİ SÖYLÜYOR. Her ikiside; "Antlaşmadan sonra BEN İSRAİL HALKININ TANRISI OLACAĞIM" diyor. "YASALARIMIN maddelerini, ANTLAŞMA maddelerini onların hafızasına işleyeceğim" diyor. Dolaysıyla YAHUDİLER "BENİM HALKIM olacak, BENDE ONLARIN TANRISI olacağım" diyor.

İbraniler.........8/11 Hiç kimse kendi yurttaşına, kendi kardeşine, RAB'bi tanıyın diye akıl öğretmeyecek. Çünkü küçüğünden büyüğüne kadar, onların hepsi BENİ tanıyacak.
Yeremya.......31:34 Bundan böyle kimse komşusunu ya da kardeşini, ‹RABbi tanıyın› diye eğitmeyecek. Çünkü küçük büyük hepsi TANIYACAK BENİ ›› diyor RAB. ‹‹Çünkü suçlarını bağışlayacağım, Günahlarını artık anmayacağım.››

İSRAİL TANRISI YAHVE'DE YAHUDİLER İÇİN AYNI VAADLERDE BULUNMUŞ.
Tıpkı Oğul Tanrı gibi, "herşey Yahudiler için" demiş ve bu sözler kutsal metin yazarları tarafından da Yeni Ahit denilen kitaplarda kayıt altına alınmış. Hiç Yahve'nin, Oğul Tanrının, kutsal metin yazarlarının, söylemlerinde Hırıstiyanlık gibi, başka bir din gibi bir oluşum söz konusu mu?

"Yeni antlaşma" dedikleri şey, Yahudilerin sürekli yaptıklarını sandıkları gibi, sadece Yahudileri ilgilendiren teselli verici, umutları alevlendirici sözler dizisi. Burada da değişik birşey olmamış, Oğu Tanrı'yı temsil edenler, yine İsrail'lileri ilgilendiren bir antlaşmayı dile getirmişlerdir.

Oğul tanrı "baba" dediği, Sinagog'larına gidip ibadetlerini yaptığı, kitabın tanıttığı Yahve'nin sözlerini tekrar ederek, asıl amacının Yahudileri mutlu etmek, dünya hükümranlığına taşımak, yeniden dirilişte de Kudüs'ü onlara vermek olduğunu belirtmiş oluyor.

Hemde bu duyurularını, Yeni Ahit külliyesinin Esinlenme bölümünde, sayısına kadar vererek pekiştiriyor. 144.000 Yahudi ile kimsenin bilmediği ezgiyi söyleyeceğim diyor. Hıristiyanlardan "bir kişi bile onu öğrenemeyecek" diyor. Kutsal gelin olarak nitelendirdiği, sonsuz hayatın sürüleceği, yaşam ağacının olduğu KUDÜS'ün , KAPILARINA "YAHUDİLERİN isimlerini" vereceğim diyor.

Şöyle bir düşünün!!! Hiç, o bölümü yazan kendisini o özel ezgiyi bilenler dışında tutar mı? Kendisine dışlanmayı yakıştırır mı? "Ben girmeyeceğim" der mi? Demezde, diyemez de, dışlanmış göstermezde. "Oğul Tanrının makamına çıktım" diyen biri, kendisini dışlanmış gösterirse, seçkinliğine şüphe düşürürse tüm saygınlığı biter. Tanrı katında saygınlığı, seçilmişliği olmayanın sözüne kim itibar eder. Bu sayılanları yapamayacağına göre, DEMEK Kİ, KANININ SON DAMLASINA KADAR KENDİSİNİ YAHUDİ KABUL EDİYORDU. Her zerresiyle Yahudi olmalıydı ki, o 144.000 kişinin arasına girebilsin.

Yok eğer bu tür şeyleri kendini kabul ettirmek için öne çıkarttıysa, esasında Yahudiliğe o kadar önem vermiyorsa, BU DURUMDA DA YALAN YANLIŞ YAZAN ADAMIN PEŞİNDEN NİYE GİDİLİR? İnanmadığı şeyeri yazanın sözlerine güvenilirde, dönüşü olmayan yolculuğa hazırlanılır mı? Tanrı adına asılsız ahkamlar kesenin, yazdıklarına bakılarak sonsuz yaşam hayalleri kurulur mu?

HIRISTİYAN KİTABINDA, kapılardaki 12 adet ÖNDERİN YAHUDİ BOY BAŞLARI olacağı isimleriyle vurgulanır da, neden 12 temel taşına yazılacak olanlar, "havarilerdir" denmez isimleri de verilmez.

12 elçi seçimi de, yoksa Yahudiler arasından mı yapılacak? Havari sayısının 11 düşürülmesi de bu yüzden olabilir mi? Hz. Yusuf'tan esinlenme yapılmış olabilir mi? 11 yıldızla Güneş gibi? 12 elçiden kasıt Havariler olsaydı, Oğul Tanrı seçtiği o isimleri, geriden gelenlere iftihar meselesi olsun, doğru yolda olduklarına emin olsunlar, Oğul Tanrı yanında olanların, mükafatlandığını duysunlar diye, tek tek isimlerini saymaz mıydı? Sayacağı sadece 11-12 isimdi. Demek ki, ileriye yönelik öngörülerinde Havariler ve Hıristiyanlar için yer yok. Tapınak İsa'nın Tapınak ziyaretleri, Tapınağın Tanrısı kim? Tanrı olarak gördüğü kim ve Hıristiyanlığın oluşması Oğul Tanrı dedikleri tarafından öngörülmüş müydü? Hıristiyanlardan İSA hiç bahsetmiş miydi?

İsa, hiç kiliseden bahsetmiyor ve gittiği zamana da havraya, SinaGOG'a (İsrail Tanrısı, Hezekiel'e onun için yüzünü SİNA-GOG'a çevir olabilir mi?) ve Tapınağa gidiyor. Ve büyük ihtimalle de 30 yaşında göreve başlayıncaya kadar yaptığı gibi yine Yahve'ye, dua etmeye gidiyordu.

"SinaGOG" demişken, işleri yaldızlama olanları, sembol ve işaretlere bayılanların, geçtikleri yerlere izlerini bırakanların ve gidecekleri yerlere yön levhalarını dikenlerin, SinaGOG ismini nereden türetmiş olduklarına tahminde bulunalım. Hem GOG ve MAGOG konusunda yeni bir pencere açmış, hemde "Setler arasında hapsedilmiş" olan, Yecüc ve Mecüc'ün memleketleri hakkında yorumda bulunup, bir adres vermiş olalım.

GOG ve Magog'u, YAHUDİLER'de, onlarla MESİH PROJESİNİ yürütenlerde hiç Yahudilerin üzerlerine bulaştırmıyorlar. Yahudi dışındakiler bile, Gog ve Mecüc damgaları yemeye razı oluyorlar ama Yahudilere hiç toz kondurmuyorlar.Yahudiler olmazsa amaçlarına ulaşamamaktan korkan, bu gruplar tam bir mazoişt tavır içinde herşeyin başı olarak gördükleri, Yahudilerin ağızlarına bakıyorlar.

Onlar zume uğramış (gibi) olacaklar, kendileri ölecekler ama olsun. Kurtuluşlarını sağlayacak olarak gördükleri yahudiler karşısında; "yeterki kurtuluş olsun" mantığı ile sanki el pençe duruyorlar. Yok Türkler, yok Müslümanlar, yok Ruslar, yok Mançurya diyarları, yok Çin setti duvarları "Yecüc ve Mecüc içinmiş" diyerek insanları yönlendiriyorlar. Yada; "İsrail dışındaki herkez olabilir" tanımları ile bu işi özetletiveriyorlar. Kaf dağının arkasındaki herkez. Yahudi olmayan herkez.

GOG-MAGOG ile YECÜC-MECÜC FARKI, HEZEKİELİN SÖZLERİ, SİNAGOG KONULARININ İŞLENDİĞİ "GOG & YECÜC" sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. İsa, ibadete gittiği SinaGOG'un sahibine / ona / Tapınağın içindekine / Tapınağı sipariş verene / Tapınağın sahibine "Baba diyordu".Yahudi edetlerine kadar 12 yaşına kadar buyük törenlere havrada katılamayan İsa, yine Yahudi geleneklerine göre, buhur sunup tütsü yakmış olmasıda kuvvetle muhtemel. (Yahudi geleneğine göre, 12 yaşından 1 ay almayan erkek çocukları bu tür ibadetlere katılamazlarmış.)

Luka......2:42 İSA on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler.
Luka......2:43-44 Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Kudüs'te kaldı. Bunu farketmeyen annesi babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar.

Daha sonraları SinaGOG çevresinde, sunak güvercini satanları kovalıyor ama "tütsü yakılmasına da karşıyım" demiyor. Eğer yasakladığına inansalardı, bugün kiliselerde tütsü yakılmazdı. Yahve'ye ve diğer Tanrılara buhur sunmaya alışmış insanlar arasında kurulan din, Pagan geleneklerinden kaynaklanmış olan bu tür alışkanlıklarıda içinde barındırmak zorundadır.

Yuhanna......2:14 Tapınağın avlusunda sığır, koyun ve güvercin satanlarla orada oturmuş para bozanları gördü.
Yuhanna......2:15 İpten bir kamçı yaparak hepsini, koyunlar ve sığırlarla birlikte tapınaktan kovdu, para bozanların paralarını döktü ve masalarını devirdi.
Yuhanna......2:16 Güvercin satanlara, «Bunları buradan kaldırın, BABAMIN EVİNİ pazar yerine çevirmeyin!» dedi.

Matta..........21:12 İsa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün satıcı ve alıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi.
Matta..........21:13 Onlara şöyle dedi: «`BENİM EVİME dua evi denecek' diye YAZILMIŞTIR. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz!»
Matta..........23:21 Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan Tanrı üzerine ant içmiş olur.

Eski Ahit onun amel ettiği kitap değil mi? İsa'larının da o kitap dolayısıyla İSRAİL TANRISINA tapması gerekiyor. Yoksa kıskanç Tanrı Yahve onu cezalandırırdı.Tersi bir durum söz konusu olsa, "İsa'da Babamın" yanındayım demezdi. İsa'nın da bu konuda ne kadar titiz olduğunu, şu ifadeden çıkarabiliriz. Tapınağın sahibinin nasıl mutlu edileceği, yine tapınağın sahibinin istekleri içinde mevcut. Baba Tanrı için bu kadar gayret gösterenin BAŞKA BİR DİN KURMASI, KURUN DEMESİ yada kuracak olması düşünülebilir mi?

Yuhanna......2:17 Öğrencileri, «SENİN EVİN için gösterdiğim GAYRET beni yiyip bitirecek» diye yazılmış olan sözü hatırladılar.

Markos......11:17 Halka ders verirken şunları söyledi: «`BENİM EVİME, tüm ulusların dua evi denecek' diye YAZILMAMIŞ mıdır? Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz.»

Tapınağa ve elindeki dine Eski Ahit çerçevesinde bağlı olan İsa, Babasına ihanet eder mi? Göreve 30 yaşında başlıyor.Öğrencileri oluyor. Demek ki en azından 31-32 yaşlarında ve hala Yahudilerin içinde sunak sunduğu, buhur yaktığı Havralara giderek ibadet ediyor.Yani sıkı bir Yahudi. Babasının oğlu. Derslerini de babamın dua evi dediği Tapınakta veriyor.

Luka......19:46 Onlara, «`BENİM EVİM DUA EVİ olacak' diye YAZILMIŞTIR. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz» dedi.
Luka......19:47-48 İsa her gün tapınakta ders veriyordu. Başkâhinler, din bilginleri ve halkın ileri gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nasıl yapacaklarını .....



Ölümünden kısa bir süre öncesine kadar hala Yahudi ibadetlerine, Yahudi kitaplarına, Yahudi Tapınaklarına bağlı olan ve o tapınağın sahibi olan Yahve'ye, kusur yapmaktan korkan İSA, yeni bir din kuruluşuna girer de, Baba Tanrıyı kızdırmayı göze alır mı? Babanın mirası zaten oğul'un değil mi? O tapınakların sahibi olarak Hıristiyanların kitaplarından olan, Eski Ahit'te Yahve yada diğer adıyla İsrail tanrısı gözükmüyor mu? O kitapları her harfi Tanrıdan diyerek, yani Yahveden diyerek kendi kitaplarına dahil etmediler mi? gerektiği zaman ondan örnekler vermiyorlar mı? O kitaplardaki kehanet denilen ifadelerden kendilerine pay biçmiyorlar mı?

O kitaplarda İsrail Tanrısı Yahve, "kitapları Moşe'ye Sina'da ben verdim" demiyor mu?
Bu durumda kitapları veren Yahve ise, Tapınak tariflerini yapan ve kitaplarına alanda Yahve'dir.
Kitaplar Yahve'nin ise, tapınak tariflerini en ince ayrıntısına kadar tarif eden, ibadet biçimini elbiselere varıncaya kadar saptayan da Yahve'dir.

Kitaplar onunsa, tapınak tariflerini "dinleneceğim konutum" diye vermişse, buhur detaylarını da yine kitapta bildirmişse, o halde tapınağın sahibi olan ve orada tapılan YAHVE'dir. Luka'da, bu konuda Yahve'nin varlığını kabul edip övgüler sunuyor. Tanrı olarak övgüler sunduğu Yahve kitaplarının sayfalarında hapis kalmadı ya!

Önceden olduğu gibi her ne yapıyorsa onu yapıyor durumda olmalı ki; Tanrıdan esinlenen Luka, Yahve'ye övgüle sunuyor.

Eğer, Yahve kuvvetli olmasa, hala aktif olmasa, her harfi Tanrıdan olan metinlerin içinde işi ne? Oğul Tanrının özel melekleri ve Kutsal Ruh izin verdiki, kutsal metin yazarları tarafından kitapların içinde, Yahve ismi ifade buldu.

Luka.........1:68 «İsrail'in Tanrısı olan Rab'be övgüler olsun! Çünkü halkının yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı.

Bu durumda, İsa'nın havrada taptığı Yahve idi.
"Babam" dediği de Yahve idi.
Korkup çekindiğide, İsrail'in müstakil tanrısı Yahve idi.
O halde; göğe yükseldiğinde sağına oturduğu Tanrı da Yahve idi.

Hıristiyanlar hala kurdukları dinin oğul tanrı dedikleri vaadcinin isteği mi olduğunu zannediyorlar. Yok eğer Oğul Tanrı "bize öyle" dedi diyorlarsa, o zaman her harfi Tanrıdan dedikleri kitapların bir kısmını gözden çıkaracaklar.Ya! kitaplar değişecek, Ya! hayaller yeni şartlara göre yeniden düzenlenecek. Eğer göğüslere içirilmiş buzağılar kovulupta, TEVHİD İNANCINA bağlanmamışlarsa. .
Hıristiyanlara başka türlü gözükerek, başka isteklerde bulunduysa, bu durumda da yinede iyice düşünmeleri gerekir. Farklı isimle kendini tanıtmış olanda Yahve olabilir. Kendisini oğul Tanrı olarak tanıtıp benzer şeyler yazdıran, İsrail halkını korumayı kendine amaç edinmiş olan Yahve olabilir. Kendisini, Yakup'la olan güreşte bile farklı gösterip tanıtmamış mıydı? Zora düşmese, kurtulma söz konusu olmasa ismini açıklar mıydı? Kendisini farklı göstermeyi sevdiğini kendi kitabında şöyle bildirmiş.

Mısırdan Çıkış.......3/3 “Ben Yahve'yim. İbrahim'e, İshak'a ve Yakup'a El Shaddai olarak göründüm, ama onlara kendimi Yahve adıyla tanıtmadım.”

Oğul Tanrı dedikleri, sakın Yahve olmasın? Daha öncede yaptığı gibi kendisini farklı tanıtmış olmasın? diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü, tapınağa gittiğinde "Babamın yanındaydım" diye izahat veriyor. "Babamın evini panayıra çevirmeyin" diye satıcıları kovalıyor. Bu durumda, ellerindeki kitaba dayanarak söylüyorum, İSRAİL TANRISI YAHVE, İSA'nın BABASI oluyor.

Yapılanma bu çerçeve içindeyken, Hıristiyanlık diye bir dini kim istemiş olabilir? Babaya rakip yeni bir din kurmak mümkün mü? Öyle bir durum söz konusu olsa, dirildikten sonra öğrencilerine durumu bildirmez mi? Esinlemeler ile "yeni dinimiz hayırlı olsun" demez mi? Bu durumda babası ile kavga etmesi gerekmez mi? Babasının tapınağını titizlikle korumak isteyen biri, hiç başka tapınak kurulmayı düşünür mü?

Bir soru:Yahve, İsa'nın babası ise, Hıristiyanların da aynı zamanda Yahve'ye tapması gerekmiyor mu? Hemen arkasından bir merak sorusu daha. İsa'yı yani Oğul Tanrı'yı, göğe alındıktan sonra, Baba Tanrının sağ yanında görenler, aynı zamanda Yahve'yi de mi, görmüş olmuşlar? İSA sunak içindeki bir takım şeyleri temizlemiyor. Sunağın yapısını ve işleyişinide değiştirmiyor. Öyle olsaydı Eski Ahit'te sıralanmış olan Baba'sının emirleine uymamış olurdu.Tapınağın dışındaki kalabalığı satıcıları kovarak orayı panayırlıktan, çirkin görüntülü durumdan çıkarmaya çalışıyor.Yahve'nin tarif ettiği şekilde tapınağı muhafaza ediyor.

Hıristiyanlarsa, İsa'nın "benim babamın" dediği tapınaklara ikonlar, resimler yerleştirip onları öptüler mumlar yaktılar. Bu durumda, İsa kilisemi senin üzerine yapacağım demekle bugünkü kilise denilen binaları / ibadethaneleri kasdetmiş olabilir mi? Yada böyle bir sözü yine kendilerinin tanıttığı İSA söylemiş olabilir mi? Söylemiş olsaydı "babamın evi" dediği Yahve'nin tapınağında değil, kendilerine has tapınaklarda müjdeyi duyurma işlerini yapardı. Kudüs'teki Yahve için yapılmış ana tapınağa babamın tapınağı diyerek orayı resmieştirmezdi. İbadet için girdiği tapınak Yahve /İsrail tanrısı için yapılmamış mıydı? Eski Ahit gibi bir kitabı Sina'da Moşeye vererek gerek Yahudilere gerekse Hıristiyanlara kurtuluşun yolunu gösteren, onlara Tanrılık yapıp, İsa'nın da içinde ibadet etmeye gittiği tapınakları yaptırıp, tapınma biçimlerini öğreten, Yahve birden bire ortadan kaybolmadığına göre, kitabını sahipsiz bırakmadığına göre; İsa'da, "babamın tapınağı" dediğine göre; Yahve, bu durumda İsa'nın babası oluyor.

İsa, Yahve'nin "Sina'da Moşe'ye verdim" diye yazdırdığı kitaba göre tebliğlerini yaptığına göre; yani kitapları onaylayıp kutsallığını ilan ettiğine göre, Hıristiyanlar esasında "Baba Tanrı" diye Yahve'ye hitap etmiş oluyorlar. Bu durumda, Oğul Tanrı olsun, Baba Tanrı olsun ayrı bir din kurulmasını ister mi?

Neresinden bakarsanız bakın, Hırstiyanların kutsallarımız dedikleri kitaplarda, oğul Tanrı diye, Yahve'ye rakip olarak ortaya sürdükleri İsa'da; SADECE YAHUDİLERE YÖNELİK. Onların ebedi yaşamlarındaki mutluluklarını sağlamaya kendilerini kilitlemişler. Bütün işi Yahudilik içinde ama "eskiyi uygulatma şartıyla" hedeflemişler. Kutsal metin yazarlarıda aynı çerçeve içinde areket etmişer.Sadece bir takım afalarındaki düşüncelere bağlı birtakım değişiklkleri yapabilmek içinde "Tanrı dediki" diye ifadeleri sıralamışlar. (Sünneti kaldırmak gibi, yakmalık hayvanı kaldımak gibi)

Sistem içinde yer edinebilmek, kendilerine karşı olan, kahinler, Ferisiler, yahudiler içindede yer edinebilmek içinde,biz tanrı ile yeni antlaşma yaptık demişler ama hiç biri ben "YAHUDİLİĞİ BIRAKTIM" yada "YAHVE'yi TERKETTİM" diye bir ifadede bulunmamış. İsa'yı oğul olarak ilan etmelerine rağman Baba Tanrı kavramını geliştirerek, Yahve'yi yani İsrail Tanrı inancını korumuşlar. Her biride öğretmenleri İSA ile Tapınaklara gidip ibadetlerini yapmışlar. Her konuda olduğu gibi buradada çelişkili ifadeler mevcut.İsa'nın kafası, kutsal metin yazarları tarafından karıştırılmış anlaşılan. Tapınakta yaşayan bir tanrı olduğunu söylüyor ama içilen ant sadece onu kapsar diyor. Gök Tanrı için ayrıca anat içmeli diyor. Taht ve üzerinde oturan için diyor.

Matta..........23:20 Öyleyse sunak üzerine ant içen, hem sunağın hem de sunaktaki her şeyin üzerine ant içmiş olur.
Matta..........23:21 Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan Tanrı üzerine ant içmiş olur.
Matta..........23:22 Gök üzerine ant içen, Tanrı'nın tahtı ve tahtta oturanın üzerine ant içmiş olur.

Bu durumda tapınak içinde bir tanrı olduğunu kabul etmiş olmuyor mu?
1-Tapınakta yaşayan Tanrı

2- Göklerde taht ve tahtta oturan Tanrı.

3- Tahta Baba Tanrının sağında oturan Oğul Tanrı. Sağında oturduğunu "gördüm" diyen tanıklara dayanılarak kitaplara yazmadılar mı?
Tapınata olan ama Gök tanrı kadar etkin olmayan bir tanrı var. Ayrı Tanrı olmalı ki; ona içilen ant onunla sınırlı kalıyor ve yaşayan tanrı, Put olmayan bir tanrı vurgulaması ile konumuda iyice belirleniyor. Diğeri ise üzerine içilen antın geçerliliğinin gökleri kapsadığını belirttiği diğer bir Tanrı. Tahta oturan Tanrı. Birde, tahtın sağına oturacak olan kendisi var.

Tapınakta put olamayan canlı kanlı yaşayan Tanrı, Tahta oturan Baba Tanrı ve sağına yerleşecek olan Oğul Tanrı, bu duruma göre kaç Tanrı oluyor? Kim? kim? oluyor. En azından İsa'nın ağzından üç adet tanrı olduğunu öğrenmiş oluyoruz.

TAPINAKTAKİ Yaşayan dediği Tanrı mı? Yahve oluyor. "Hani benim evim" diyen İsrail Tanrısı değil miydi? Buhur isteyen, uzaklardan günnük getirilen, "konutumu Kudüste yapacağım" diyen, dinleneceği oturacağı çadırını, en ufak detayına kadar anlatan, sevdiği yakmalık sunuların listesini veren, her gün taze yakmalık sunular isteyen, 300 m2 sığan Tanrı Yahve değil miydi? Tapınağı yapanlarda, bir çok tanrının varlığına inanan ama kendi Tanrıları, en büyük olduğu için teselli bulanlar. Bu nedenlerden dolayıda Hıristiyanlar İSA için, RAB'lerin RAB'bi demiyorlar mı? Onlarda tıpkı İSRAİL TANRISI RAB anlayışını devam ettiriyorlar. sadece bir farkla "en büyük RAB" bizimki diyorlar.

2 Tarihler......2:5 "Yapacağım tapınak büyük olacak. Çünkü Tanrımız bütün tanrılardan büyüktür.
Esinleme.....19:16 Kaftanı ve kalçası üzerinde şu ad yazılıydı: `KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ'

1 Tarihler.....17:5 İsrail halkını Mısır'dan çıkardığım günden bu yana tapınakta oturmadım. Bir çadırdan öbür çadıra, orada burada konaklayarak dolaştım.

Yeşeya.......43:24 Benim için güzel kokulu kamış satın almadınız, Doyurmadınız beni kurbanlarınızın yağıyla. Tersine, beni günahlarınızla uğraştırdınız, Suçlarınızla usandırdınız.
Yeremya.... 33:18 Levili kâhinlerden önümde yakmalık sunu sunacak, tahıl sunusu yakacak, kurban kesecek biri hiç eksik olmayacak.› ››

İnsanları 3. yaşayan tanrının varlığı konusunda haberdar eden ve ona içirilen antların geçerli olduğunu söyleyen İSA, bugünkü "Hıristiyanlığı ve kiliselerini kurun" demiş olabilir mi? Yaşayan Tanrı'ya iabdet edilmesine, sunu sunulmasına, Ahit'te bilidirilen tapınmaların yapılmasına ruhsat veren, "aman onlar yanlış şeylerdir kendinizi o akımlardan koruyun" demeyen, bu konuda insanları uyarnayan isa, inananlılarının başka yerlere bağlanmasını istemiyor demektir.

"RAB'LERİN Rab'bi, kralların Kralı" dedikleri İsa bugünkü anlamda kilise kurulmasını isteseydi insanları uyararak oradan uzaklaşmalarını, çirkin adetlerin bırakılmasını, kendilerine ait yerler yapılmasını üzerine basarak söylemez miydi? Bu ikili üçlü anlatımın sonucuda ortaya çıkan en azından üçlü resmi kabüle, Yahve'ye bir yer tutturduk, onu bir yere monte ederek ondan kurtulduk diyen Vatikan dört elle sarılmıyor mu? Sarılmamış olsa, büyük bir pişkinlikle 25 yıllık çalışmanın ürünü dedikleri eserlerinde, Eski Ahit için Düalist (ikincil) inançlar taşıyor diye yazabilirler miydi?

Özellikle;Tekvin/Yaratılış, Mısır'dan Çıkış, Levililer, Sayılar/Çölde Sayım, Tesniye/Yasa'nın Tekrarı adlı kitapların, Musa tarafından yazılmadığını, Elohimci, Yahovacı, Kahinler (Rahipler) kaynaklardan beslenerek faklı kişiler tarafından farklı zamanlarda yazıldığını örnekleri ile belirtmişler.

İblis olarak tanıtılan, (Tanrı ile görüşmelerde bulunabilen) olgunun, nasıl Tanrı YEHOVAYA / YAHVEYE dönüştürülüp, İsrail Tanrısı yapıldığını kaynakları ile anlatmış. Vatikan'ın din alimleri tarafından, 25 yıllık çalışmanın ürünü olan bu tefsir kitabı.

Elohimci, Yahveci, Kahinci görüşleri yansıtıyor diye beyanlarda bulunup Tanrı sözcüsüyüm diyen Papa mühürler miydi? Hem her sözü Tanrıdandır diye kitaplarının içine alarak aynı kapak altında muhafaza edeceksin, sonra "bu kitaplarda birçok Tanrı izleri var" diyeceksin. İmanlılardan da Hıristiyanlığın "TEK İLAHLI DİN" olduğuna inanmalarını bekleyeceksin. Bu onayı sana ancak İNANSIZLARA KARŞI İTTİFAKLAR KURDUKLARIN VEREBİLİR. Çünkü bizler onların inançlarına sahip değiliz."ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH" imanına sımsıkı bağlı olan müslümanlar olarak kalmak istiyoruz.

Onlar için önemli olansa; Tek İLAHIN VARLIĞINA İNANMAK değil, ATADIKLARI / KABUL ETTİKLERİ VARLIĞA İNANMAK. Yani çok Tanrıya inanabilirler ama önemli olan onlardan sadece birine tapıyor olmaları, onların TEK TANRI inancının özünü oluşturuyor."Tanrıların, Tanrısı, en büyük Tanrı , Rablerin Rabbi" tanımları da bu kabulün ürünleri.
konusunun işlendiği "DÜALİST DİNLER" sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Vatikan, üstü kapalı cevaplarla Yahve'ye ne oldu? İsa'Yahve'nin nesi? gibi sorulara kaçak döğüşerek şöyle cevap veriyor. Vatikan, Yahve'den sadece isminin alındığını resmi (sözleriyle) bildirisinde açıklıyor. "Sözle ifade edilmesi yasak olan, Yahve'nin ismi Yunanca çevirisine Kyrios olarak çevrilmiştir" diyor.

Yani: tercüme yapılırken, Kyrios yerine başka bir kelime seçilseydi "bizde o ismi kullanırdık" diyor. Fakat çoğunlukla kabul görmüş güçlü yapısı olan "bu ismi bırakmadık" diyor.

Açıkca demiyor ki, atalarımızın hepsi Yahve'ye bağlılardı.İsa'ları da, kutsal metin yazarlarıda, yaşadıkları sürece Yahve'ye bağlılardı. Onun tapınağında ona ibadet ediyorlardı. Onlar "Yahve'ye Rab" dediler. İsa'da "Rab" dedi.Eserlerinde de "Rab" derken kimse Yahve'yi dışlamadı. Bakın eserlerine YAHVE'NİN ve onun altında gösterilen DİN SİSTEMİNİN tu-kaka olarak nitelendirdiği en ufak bir ifade var mı?" İsrail Tanrısı bizim Tanrımız değil" diye ima dahi var mı?

İsa 12 YAŞINDA TAPINAĞA GİTTİĞİNDE DE DURUM YAHVE'li.
GÖREVE BAŞLADIKTAN SONRADA TAPINAĞA GİTTİĞİNDE DE DURUM YAHVE'li.
ELLERİNDEKİ KİTAPLARDAKİ İFADELERE BAKIN DURUM YİNE YAHVE'li.

Haliyle, kutsal metin yazarlarıda Rab ismine bağlıydılar ve onu kullandılar. "Kyrios" kelimesi efendi anlamına gelirmiş gelmezmiş o konu ayrı bir değerlendirme. Eğer birde o manayı eklersek iş iyice çığrından çıkmış hale gelir.Zaten tercüme başka olsaydı başka isim kullanacaklardı saptaması yapıldı."Rab İsa" yerine, "EFENDİ İSA" diyeceklerdi.

Önemli olan, kutsal metin yazarları zamanında da, İSA'mız DEDİKLERİ ZAMANDA DA, YAHUDİLİKTEN BAŞKA BİR DİN YOKTU VE O YILLARDA YENİ BİR DİN KURULMAMIŞTI, KURULMAYA NİYETTE YOKTU.

DİNLER ARASI YATAY GEÇİŞ YAPILMADIĞI GİBİ, HAVARİLERİN HEPSİ HAVRALARA DEVAM EDEREK YAHVE'YE (ama "Baba Tanrı" diye ama "müstakil İsrail Tanrısı inancı ile) SUNUMLARINI YAPARAK TAPTILAR.

VATİKAN
.Katolik kilisesi din ve ahlak ilkeleri .....................www.meryemana.net/meryem/tr/misc.php?id=20&par=9&td=11

446 Eski Ahit'te yer alan kitapların Yunanca çevirisinde Tanrı'nın Musa'ya açınladığı sözle ifade olunamaz adı YAHVE, Kyrios ("Rab") olarak çevrilmiştir. Rab sözcüğü o zamandan beri İSRAİL TANRISININ Tanrılığını ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Yeni Ahit bu güçlü "Rab" adını hem BABA hem de TANRI'NIN KENDİSİ olarak kabul edilen İsa için kullanıyor, bu bir yeniliktir.

Rab sözcüğünün, ismi tekrarlanamaz Yahve tarafından Musa'ya verildiği tarihten itibaren, Yahudiler tarafından YAHVE için kullandıkları bu güçlü (taraftar toplamış, beğeni kazanmış, tutulmuş) isim, "BİZİM TARAFIMIZDAN'da, hem BABA TANRI hemde TANRININ kendisi kabul edilen İSA için kullanılıyor" diyor.

Yada başka bir deyişle, Yahudiler tarafından İSRAİL TANRISININ TANRILIĞINI İFADE ETMEK için kullanılan bu güçlü isimi, bizlerde "BABA TANRI ve İSA'nın TANRILIĞINI ifade etmek, onların TANRI OLDUKLARINI BELİRTEBİLMEK" için kullanıyoruz diyorlar.

Yahve, BABA TANRI olduğu için yada OĞUL TANRI olarak BENİMSEDİĞİMİZ İSA olduğundan dolayı, "RAB" İSMİNİ KULLANIYORUZ" demiyorlar.
Yahve'yi TANRI olarak İŞARET EDEN "RAB" İSMİNİ, TANRI İSA için kullanıyoruz" diyorlar.

Bu tanımlamada bile, Yahudilere ait İSRAİL TANRISI var,
Kendilerine ait TANRININ KENDİSİ (İsa) var,
BABA TANRI dedikleri Tanrı var.
(asıl tanrılığı İSA'ya bırakmış / yazarlar tarafından azledilmiş---- 1 Petrus....3/22 Göğe çıkmış olan Mesih, Tanrı'nın sağındadır. Melekler, yetkiler ve güçler O'na bağlı kılınmıştır.)


Aynı kapak altında; Yahve Rab, İsa'da Rab nasıl oluyor bu iş derseniz cevabı, "Yahve Rab ama İsa Rab'ler Rab'bi" oluyor. Neden İsa Rab'ler Rab'bi oluyor? ÇÜNKÜ, ONLARA GÖRE BİRDEN ÇOK RAB VAR. Herkez Rab ilan edince, MADEMKİ TEK TANRI OLMALI o halde RAB'lerinde Rab'bi olmalı. Tıpkı, "TANRIM BENİ NEDEN TERKETTİN" DİYEN İSA gibi. Kutsal metin yazarı'da, elbettekendi yazdıklarınıda, kendi din sistemini de öne çıkartmak için Tanrı olarak işaret ettiğini de yüceltmek durumundaydı. Bizim Rab'bimiz 2. sınıf Rab diyebilirmiydi. Elbette diyemezdi. Verebileceği tek unvan vardı O'da, "RAB'ler, RAB'bi". Yeni bir Ahit /Altın çağın Altın Ahiti'ni yaparlarsa, herhalde yani tanrılarına "RAB'ler RAB'binin RAB'bi derler. Yada kısaca HORUS.

Aynı kapak altında üç Tanrı ve mutlaka Yahudilerin ve Hıristiyanların birer tanede müstakil Kutsal Ruhları vardır.
(Mezheplerin her konuda kandilerini destekleyen Müstakil Kutsal Ruhları olduğu gibi, mezhep içinde farklı Kutsal ruhlarla kurulmuş ittifaklarda olmalı. Papalık seçiminde kardinaler arasındaki mücadele ancak böyle işbirlikleri ile olur. Kutsal Ruh'un desteklediğinin seçilmesi ve Kutsal Ruh'un "seninleyim, üzerine döküldüm" dediğinin keybetmiş olması başka türlü nasıl açıklanabilir.)


HIRİSTİYANLAR DOLAYLI DA OLSA, 3 ADET TANRIYA İNANIYORLAR. Ne ellerindeki "kitabı ben verdim", (hepinizi ben yarattım diyende ayrı Elohim) diyen Yahve'yi inkar edebiliyorlar. Ne Yahveye Baba Tanrılık makamına oturtup, İsa'nın üstü olmasını kabul edebiliyorlar.

Ne İsa'yla eşit diyerek görev bölşümü yapmak istiyorlar, Nede hala görevde kabulünü yaparak "o zaman siz Oğul Tanrıyı nereden çıkarttınız" sorularıyla oluşacak şüphe ortamını yaşamak istiyorlar,

Yahve konusunda, kitaplarının sahibi konusunda "evet bu kitaplar Yahve'nindir" açıklamasını resmen yaparak, çok tanrılı inanç sistemine sahip olduklarının anlaşılmasını da istemiyorlar. Tek ilahlı din maskesi ile yollarına devam etmek istiyorlar.

Sadece Baba Tanrı ve Tanrının kendisi olan İSA Tanrı tanımlamaları ile Tanrılık piyasasında yaptıkları ve uygulamaya soktukları yeniliklerden bahsediyorlar. Bahsediyorlar bahsetmesine ama onları aşağıda işleri yolunda olsun diye yukarıda işler öyle yürümüyormuş.Kendileri söylüyorlar. Bana kalırsa yazdıklarının hiç bir manası ve anlamı zaten yok. Ahit kitap bağlılarına, o kitapta olanlarla yorum yapmaya çalışıyorum. Kitaplarını sistemlerini daha iyi anlasınlar, yapılan yaldızlamaları görsünler, yönlendirildikleri yolun ısmarlama bir kulvar olduğunu bilsinler diye. Yoksa "ALEMLERİN RABBİ ALLAH'tan, BAŞKA İLAH YOK". Bu durumda sapkınlıklarla neden uğraşayım.

Tevhid imanına sahip biri olarak, bırakın bu hangi, nasıl tanrıymış diye incelemeyi ismi ve sıfatını, kâle bile almam.Yardımcıymış, yedekmiş, öncekiymiş, Babaymış, oğulmuş, önce söz varmış, İsrail'in tanrısıymış, Tek gözmüş, konseydenmiş, sağındaymış umrumda bile olmaz.

Çünkü, "Allah'ın", "TEK" olmasına iman etmiş biri için, başka hiçbir ilahi güç, olgu, varlık, makam, mevki olamaz. Ama o izinliydi ama o seçilmişmiş ama o mertebeleri uçarak geçmiş ama o yardımcıymış..vb.gibi etiketlerle de atamalarlada, ilahilik değerler yapıştırılmasının hiç önemi olmaz.

İlahilik insanların verdiği unvanlarla oluşamaz. Hiç kimse lutfun neresinde olduğunu bilemez. Mertebesini tayin edemez. Bunu yapanlar "ALLAH'IN" LÜTFETMESİNİ ARALARINDA PAYLAŞMIŞ OLURLAR.

Herkez yaratılandır ve "ALLAH" ihtiyaçsızdır.Peygamberin durumu (tebliğlerde bulunup vahiyleri iletemeleri) bu durumun dışındadır. Onların PEYGAMBER kabulleride söylentilerle değil, yaptıkları tebliğlerin bir önceki tebliğilerle bire-bir örtüşmesi ile olur (önceleri mucizelerle gönderilirlermiş) TEVHİD İMANINA HELAK GETİRECEK BİR BİLDİRİMDE BULUNMAMALARIYLA OLUR.

Bahsediyorlar bahsetmesine ama onları aşağıda işleri yolunda olsun diye yukarıda işler öyle yürümüyormuş.Kendileri söylüyorlar. demiştik.Bakın İsa vatikanın dedği gibi TANRININ TA KENDİSİ OLAN İSA mıymış? yoksa Kahinliğe atanmış TANRI İLE KUL ARASINDA ARACILIK YAPACAK olan mıymış?

İbraniler .......7:24 Ama İsa SONSUZA dek yaşadığı için KAHİNLİĞİ süreklidir.
İbraniler .......7:25 Bu nedenle O'NUN ARACILIĞIYLA Tanrı'ya yaklaşanları tamamen kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara ARACILIK ETMEK için hep yaşamaktadır.

Aracılığı ile TANRIYA yaklaşanları kurtaracak güçte imiş. KENDSİNE YAKLAŞANLARI KURTARACAK denmiyor. İSA'yı, Oğul Tanrı'yı kullanarak TANRI'YA YAKLAŞANLARI KURTARANDA demiyor. KURTARCAK GÜÇTE diyor. (Paran varsa öderim dersin, paran yoksa "babama nazım geçer" ödettiririm dersin)

Hani asıl tanrı TANRININ TA KENDİSİ OLAN İSA idi. Vatikan. BABA TANRIDAN DA ÜST TUTARAK "TANRININ TA KENDİSİ" diyor ama İSA, özel melekleri aracılğıyla esinlemecilerine gönderdiği mesajda, "BEN TANRININ TA KENDİSİ OLAN DEĞİLİM, BEN TANRI İLE TAKİPCİLERİN ARASINDA ARABULUCULUK YAPAN BİRİSİYİM".

"Taleplerim, TANRI TARAFINDAN KABUL EDİLECEK KADARDA DEĞERLİDİR" diyor.Ve mesaja; TAKİPCİLERİNE HEP ARACILIK ETMEK İÇİN YAŞAMAKTADIR" notu eklenerek durumunun pekiştirmesini yapıyor. Notta ne deniliyor? "BENİM TÜM GÖREVİM ARACILIK ETMEKTİ, BUNDAN SONRAKİ GÖREVİMDE ARACILIK ETMEK OLACAKTIR".
Hiç, TANRILIK İDDİASI VAR MI?
"BEN TANRIYIM" DİYOR MU?
"SİZLERİ KURTARMAYA GELECEĞİM" DİYOR MU?
"SİZLERİ BEN AFFEDECEĞİM" DİYOR MU?

Yok! hayır, bunların hiç birini söylemiyor. Belki, O'da tıpkı; "çok Tanrı kabulleri olduğu için söylüyorum", diğer TANRILAR GİBİ ARACILIK ETMEKTE ve SADECE RİCACI KONUMUNDA KALARAK yaşamını KAHİN OLARAK sürdürecek. (hep yaşamaktadır deniliyor). Tanrı onlar için kahinden ibaret. Sadece bir bilici.

Hıristiyan önderlerin, "TARININ TA KENDİSİ İSA'dı" tanımlaması, ESAS / ÖZ / GERÇEK / GEÇERLİ Tanrı tartışmasında mevzi kanımıyla ilgili olmalı. E. Ahitten kaynaklanan, Yahve inancının mensuplarında oluşturduğu bulutlanmaların önüne geçebilmek için sarfedilmiş olmalı. Aynı kapak altında bir kaç tane Tanrı, iki din tarfından rededilemeyen kitap, kitap dolayısıyla taşınmak zorunda kalınan Yahve, kutuluş bekleyen mensuplar, kutarıcı ilan edilen iki tanrı, hangisi kutarıcı olursa diğeri yanacak iki inanç grubu ve bu duruma son veren TANRININ TA KENDİSİ olan İSA'dır ilanı.

446 Eski Ahit'te yer alan kitapların Yunanca çevirisinde Tanrı'nın Musa'ya açınladığı sözle ifade olunamaz adı YAHVE, Kyrios ("Rab") olarak çevrilmiştir. Rab sözcüğü o zamandan beri İSRAİL TANRISININ Tanrılığını ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Yeni Ahit bu güçlü "Rab" adını hem BABA hem de TANRI'NIN KENDİSİ olarak kabul edilen İsa için kullanıyor, bu bir yeniliktir.

İbraniler .......8:8 Oysa HALKINI kusurlu bulan TANRI şöyle diyor: «`İSRAİL HALKIYLA ve YAHUDA HALKIYLA yeni bir ANTLAŞMA yapacağım GÜNLER geliyor' diyor RAB.

İSRAİL'lileri BIRAKTIM başka TOPLULUKLARLA ANTLAŞMA yapacağım demiyor.Yada "İSRAİL'liler dışındaki tüm ulusların, başka toplululuklarında Tanrısı olacağım, onlarla da antlaşma yapacağım" demiyor. Yahudiler'de, İsrailliler'de benim halkım olacak demiyor. Yahudi ve İsrail benim halkım olacak diyor.Halk, ırk ve din ismi vererek, "Eski Antlaşmanın tarafları ile Yeni antlaşma yapacağım" diyor.

Antlaşmadan sonra "BEN İSRAİL HALKININ TANRISI OLACAĞIM" diyor. "YASALARIMIN maddelerini, ANTLAŞMA maddelerini onların hafızasına işleyeceğim" diyor. Dolaysıyla YAHUDİLER "BENİM HALKIM olacak, BENDE ONLARIN TANRISI olacağım" diyor.

İbraniler.........8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların TANRISI olacağım, onlar da benim halkım olacaklar. Farklı İsa doğum tarihlerinden, hikayelerinden, ölüm tarihini bilememelerinden, annesinin yaşamından hiç kesit sunamamalarından anlaşılıyor ki, Y.Ahit yazarlarından hiç biri, eğer isimleri kullanılmıyorsa; Hz. İsa'yı görmüş olamaz.Görmemişler. Hatta yakından uzaktan ilgileri bile olmamış.

Yazarların herbirinin ömrü içinde, İsa yaşadığı halde bazıları yanına sokulupta merak bile etmemiş, uzaktan bile izlememiş, toplantılarına katılmamış, iman düşmanı Ferisi Pavlus bile İsa'nın peşine düşmemiş.

Bu durum, neden en erken Yeni Ahit'lerin yazım tarihinin, İSA'nın (onların takdir ettiği tarihten, onların seçtikleri İsa'larının ölümü) ölümünden 30-40 yıl sonra olduğunu izah ediyor. Eğer herbiri, gerçekten Hz. İsa'yı kaleme almak isteselerdi; o yaşarken bu amaçlarını yerine getirirlerdi.

Mucizevi annesinin hamileliği, mucizevi doğumu ile canlı İncil olan, Hz. İsa'nın, yaşamı toplumun gözlerinin önündeydi. Hz. Zekerya ve Hz. Yahya ile olan yakınlığı, İmran ailesinden olması, zaten toplum içinde bilinenler durumunda olmaları için yeterli idi. Toplum, Hz.Meryem ve Hz. İsa'yı izlemiş ve gösterdiği mucizeleri efsaneleştirerek yaşatmış olmalılar.

Bu nedenden dolayı Y.Ahit yazarlarının, en ufak bir Hz. İsa ile ilişkisi olsaydı, merak etselerdi, tanısalardı, takipcisi olmak isteselerdi, Hz. İsa'nın yaşamını daha o andan itibaren hayatını kaleme aırlardı. Roma'lıların egemen olduğu, herşeyin İmparatorluk gereği ve geleneği doğrultusunda, kayıt altına alındığı bir devirde bu yazma içi çok kolaylıkla yapılırdı.

Hatta, Hz. İsa'nın çocukluğundan itibaren tebliğini yaptığı İncil'in de varlığını yazılarında bahsederek kabul ederek duyurmuş olurlardı. İsa "müjdeyi duyararak dolaştı" sözündeki Müjde'nin de gerçekte, "Hz.İsa'nın tebliğ ettiğinin, İNCİL olduğunu vurgularlardı. İncil'in manası Müjde değil mi?

Hz. İsa ile hiçbir ilgileri olmadığı açıkca belli olan Yeni Ahit yazarları, bir takım kişilerin ismlerini de kulanarak bu eserlerini meydana getirmiş olabilirler.Kitap isimleri onların yada başkalarına ait olabilir. Havari bilinenlerin isimleride kullanılmış olabilir. Ele geçen metinler aynı isimlerle yeniden düzenlenmiş ve yayılmışta olabilir. Farkında olmadan kollektif bir çalışmanın ürünleride olabilir.

Sayılan olabilirlik taşıyan bu ihtimaller, Hıristiyanların bağlandıkları ve onların içindeki vaadlere göre, ahiret yaşamlarını din önderlerine emanet ettikleri kitaplardan olması, hiç birinin Hz. İsa'yı görmedien yazıldığının gerçeğini değiştirmez.

Hz. İsa'dan haberleri olmayan bu yazarlar M.S. 70 li yıllarında eserlerini, yayılan Hz. İsa inancına, altarnetif olsun, Pagan kabulleri içeren versiyonu olsun, Yahudiliğin içinde yer bulsun diye mektuplarını yazmaya başlamışlar. Bu nedenlede, her biri farklı kaynaklardan, efsanelerden, söylentilerden aldığı bilgilerle, kitaplarını meydana getirmiş olmalılar.

Yoksa nasıl olurda, en az 12 yıl farkla, farklı hikayelerle iki ayrı İsa hayatı çıkar. Yazılarını, yine hiç şahit olmadıkları ama duydukları bazende birbirlerinden esinlendikleri mucizevi olayların anlatımlarıyla eserlerini tamamlamış gözüküyorlar. Yuhanna......13:38 İsa şöyle cevap verdi: «Benim için canını mı vereceksin? Sana doğrusunu söyleyeyim, horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.» Matta..........27/46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, «Elî, Elî, lema şevaktani?» yani, «Tanrım, Tanrım, BENİ NİÇİN TERK ETTİN?» diye bağırdı.
Markos.......15:34 Saat üçte İsa yüksek sesle, «Elohi, Elohi, lema şevaktani» yani, «Tanrım, Tanrım, BENİ NİÇİN TERK ETTİN?» diye bağırdı. DİYORLAR ama herkez "TANRI" denildiğinde İLYAS'I ANLIYOR ve İLYAS'ın GELİP KURTARMASINI BEKLİYOR. Markos......15:34 Saat üçte İsa yüksek sesle, «Elohi, Elohi, lema şevaktani» yani, «Tanrım, Tanrım, beni niçin terk ettin?» diye bağırdı.
Markos......15:35 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, «Bakın, İlyas'ı çağırıyor» dediler.
Markos......15:36 Aralarından biri koşup bir süngeri ekşi şaraba batırdı, bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. «Dur bakalım, İlyas gelip O'nu indirecek mi?» dedi.
Markos......15:37 Ama İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi. İsa'da, tekrar gelmeyeceğini biliyor olmalı ki; Annesini YUHANNA'ya emanet ediyor.
Havarileride aynı inançta olmalı ki; ölümünden sonra dirilişini beklemek mezarlıkta beklemek yerine, Mezarına ancak "ceset kaybolmuş" denilince şaşırarak gidiyorlar.
İSA. dirilmesine ve Tanrılığına, sağlığında Havarilerini ikna edememiş olmalı ki; Havarileri delil istiyor. (çivi izlerini görmeden inanma diyorlar).

İSA'nın dirildiğine, kutsal metin yazarlarıda inanmamış olmalı ki; mezarının önündeki taşın açılarak Tanrının mezardan çıktığını yazmışlar. Dirilen Tanrı için taş engel olur mu?

Annesi ve Mecelleli Meryem'de, İsa'nın Tanrılığına inanmamış olmalı ki; sept günü sonrası, mesh edici malzemeler hazırlayarak mezarlığa gidiyorlar. İnanmış olslardı karşılama hazırlıkları yapar hepsi bir arada buluşma yerlerinde beklerlerdi. Oysa Tanrı olarak göstermeye çalıştıkları İsa defalarca, "üç gün sonra dirileceğim, ben TANRININ OĞLUYUM, BEN TANRIYIM" diye tekrarlarda bulunmuş. Ferisiler, Yahudiler bu mesajı alıyorlar ama esas mesajı sahiplenmesi gerekenler, TANRININ YANINDA olan o mümtaz şahsiyetler, hiç birşeyden habersiz yaşamlarına devam ediyorlar.

Kilisede İsa'nı dirilmediğine inanmış olmalıki; Rab isminin neden kullanıldığını, kendilerine MÜSTAKİL İSRAİL'İN TANRISI OLAN YAHVE yerine TANRI SEÇTİKLERİNİ izah ediyor. Eski ve Yeni Ahit'in aynı anda kabul görmesinden hareketle; Yahve ya! Baba Tanrı, ya! İsa Tanrı YADA ÜÇÜNCÜ TANRI..HIRİSTİYANLARA AİT MÜSTAKİL TANRI
Eski Ahiti SİNA'DA MOŞE'ye verdi denilen kitabın sahibi YAHVE nasıl olurda hiçe sayılır. İSA, onun verdiği kitaplara göre hareket etti diyeceksin, herharfi tanrıdan diyeceksin, İsa Sinagog'larda Yaşayan tanrıya Tapındı diyeceksin sonra, yahveyi yok sayacaksın. YAHVE NEREDE, YAHVE HANGİ KİMLİK ALTINDA?

446 Eski Ahit'te yer alan kitapların Yunanca çevirisinde Tanrı'nın Musa'ya açınladığı sözle ifade olunamaz adı YAHVE, Kyrios ("Rab") olarak çevrilmiştir. Rab sözcüğü o zamandan beri İSRAİL TANRISININ Tanrılığını ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Yeni Ahit bu güçlü "Rab" adını hem BABA hem de TANRI'NIN KENDİSİ olarak kabul edilen İsa için kullanıyor, bu bir yeniliktir.

İbraniler .......8:8 Oysa HALKINI kusurlu bulan TANRI şöyle diyor: «`İSRAİL HALKIYLA ve YAHUDA HALKIYLA yeni bir ANTLAŞMA yapacağım GÜNLER geliyor' diyor RAB. FİDYE VEREREK KURTARAN TANRI VE YENİ AHİTLE AKİBETİ MECHULLERE KARIŞAN TANRI YAHVE. Gelişini "ben daha önceleride buradaydım ama adımı söylemedim" diye açıklayan yada açıklaması uygun görülen Yahve'nin durumu.

Kutsal kitabı, "her sözü Tanrıdandır" diye kabul edilen Yahve,
İsa'nın Havralara gidip tapındığı Yahve,
İsa'nın "babamın evi" dediği SinaGOG'larda yaşayan Tanrı olan Yahve,
Luka kitabında övgüler düzülen Yahve,
Yeni Ahit ile unutulan / unutturulan sadece ismi kullanılan Yahve.
Hıristiyanlar tarafından, verdim dediği kitapları kabul edilen Yahve,
Yeni Ahitte ismi geçen ama Oğul Tanrı ile ilişkisi belirtilmeyen Yahve.
"Kitabını al yerine, Baba Tanrı ve Oğul Tanrı ata" operasyonunun kurbanı olan Yahve,
Hem varlığı tamamen red edilemeyen, hemde "vardır ama biz ona Baba Tanrı yada Oğul Tanrı diyoruz" denilemeyen Yahve.

BU DURUMDA HIRİSTİYANLARIN RESMİ OLARAK (Kutsal Ruh Hariç) ÜÇ ADET TANRILARI OLMUYOR MU? (Kıskanılan, savaş açılan, fahişe, çirkin, iğrenç..vs.. denilenler hariç)

1- "Her harfi Tanrıdandır" dedikleri Eski Ahit'in sahibi görünen, yani kitaplarının bir kısmını yazan, İsa'nın tabi olduğu YAHVE.
2- Yeni Ahit ile ortaya çıkan, "Tanrının ta kendisi" dedikleri Oğul Tanrı İSA.
3- Oğul Tanrının babası dedikleri ve Oğul Tanrıyı sağında otururken gördükleri, BABA TANRI .

SORU ŞU: Çarmıhın şahitleriyiz, Haçı taşıyanlarız diyen şahsiyetlerin, her harfi tanrıdan esinlenmedir dedikleri metinlerinde belirttikleri ifadeye göre: İSA'nın....

Matta.............27/46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, «Elî, Elî, lema şevaktani?» yani, «Tanrım, Tanrım, BENİ NİÇİN TERK ETTİN?» diye bağırdı.
Markos..........15:34 Saat üçte İsa yüksek sesle, «Elohi, Elohi, lema şevaktani» yani, «Tanrım, Tanrım, BENİ NİÇİN TERK ETTİN?» diye bağırdı

"Tanrım beni kurtar" diye yalvardığı, çarmıha gerilesiye kadar ibadet edip tapınaklarına gittiğinde;

Yuhanna.........2:16 Güvercin satanlara, «Bunları buradan kaldırın, BABAMIN EVİNİ pazar yerine çevirmeyin!» dedi.
Yuhanna.........2:17 Öğrencileri, «SENİN EVİN için gösterdiğim GAYRET beni yiyip bitirecek» diye yazılmış olan sözü hatırladılar.
Luka..............19:46 Onlara, «`BENİM EVİM DUA EVİ olacak' diye YAZILMIŞTIR. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz» dedi.

Babamın yanındaydım dediği, tapınaklara babamın evi dediği İsrail'in Tanrısı Yahve'ye mi? yalvardı, yoksa hıristiyanları Baba Tanrı dediklerine mi yalvardı?

İsa'nın havrada taptığı, "Babam" dediği, Korkup çekindiği, babamın yanındaydım dediği, Tapınaklara evi dediği, SinaGOG'ta yaşayan Tanrı dediği YAHVE'YE Mİ? YALVARDI, yoksa; Yuhanna'nın, Pavlus ve arkadaşlarının İCAD ETTİĞİ BABA TANRIYA MI YALVARDI / SESLENDİ.

Ölmeden bir gün önce bile, Yahve'ye tapındığına göre, ÇARMIHA ASILDIĞINDA DA SESLENDİĞİ ve YARDIM BEKLEDİĞİ ELBETTE İSRAİL'İN MÜSTAKİL TANRISI YAHVE OLMALI.

HIRİSTİYANLARIN, BABA TANRI TEZİ GÖZ ÖNÜNE ALINIRSA; İsa'nın göğe yükseldiğinde sağına oturduğu Tanrı, Yahve idi. Bu durumda da Hıristiyanların BABA TANRI dedikleri, kendisini İSRAİL'E ADAMIŞ OLAN YAHVE oluyor.

HIRİSTİYANLARIN YİNE BABA TANRI TEZİ GÖZ ALINIR ve "BABA TANRI, YAHVE DEĞİL ama KİTAPLARI
(Eski Ahit) VEREN YAHVE'YDİ" DENİRSE; Göğe yükselende, tahtın sağına oturanda Yahve oluyor. Bu durumda da Hıristiyanların OĞUL TANRI dedikleri, kendisini İSRAİL'E ADAMIŞ OLAN YAHVE oluyor.

O halde; İsa, bu sözleri YAHVE'NİN yerine geçeceği için mi söyledi? Yoksa; YAHVE OLDUĞU için mi söyledi?


İbraniler............8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların TANRISI olacağım, onlar da benim halkım olacaklar.

İbraniler.........8/11 Hiç kimse kendi yurttaşına, kendi kardeşine, Rab'bi tanıyın diye akıl öğretmeyecek. Çünkü küçüğünden büyüğüne kadar, onların hepsi beni tanıyacak.
İbraniler.........8/12 Kötülüklerini bağışlayacağım, günahlarını artık anmayacağım.'»

YENİ AHİTTE, BU SÖZLER YAHVE = İSA OLDUĞU İÇİN Mİ YER BULDU? YOKSA KİMSE İSA'YI TANRI OLARAK GÖRMÜYORDU DA, YAHVE'YE TAPMAYA DEVAM ETTİĞİ İÇİN Mİ BU ve BUNA BENZER İFADELER YENİ AHİTTE YER BULDU? Yahya'nın doğumunda var olan, İsa'larının taptığı Yahve, buhar olup uçmadı ya'

Luka.................1:67 Çocuğun babası Zekeriya, Kutsal Ruh'la dolarak şu peygamberlikte bulundu:
Luka.................1:68 «İsrail'in Tanrısı olan Rab'be övgüler olsun! Çünkü HALKININ yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı.

Yoksa; Yunan Tanrı inançlarından alışık oldukları, Tanrılar arasında savaş senaryoları gereği ortaya atılmış olan isimler mi? Oğul Tanrı tek olsaydı, Önce "söz vardı" ifadesi ile öncesiz olsaydı, Baba Tanrıyla aynı özden olsaydı, gökerin ve yerin yaratılışında bulunmuş olsaydı, TANRI YAŞLANMAYIP EMEKLİ DURUMUNA gelmeseydi, Tanrılar arasında güç savaşları olmasaydı, Tanrılarda Yunan Tanrılarından kalan alışkanlıklarla çocuklar edinmeseydi, Tanrı sonsuz ve birmez güç kaynağı halinde kalsaydı..vs; OĞUL TANRI BAŞLANGICINDAN SONSUZA DEĞİN OĞUL TANRI OLARAK KALIR, MAKAM MEVKİLERE SAHİP OLABİLMEK İÇİN, BİR TAKIM GALİBİYETLER ELDE ETMEK ZORUNDA KALMAZDI.

Esinleme.............3/21 Ben nasıl galip gelerek Babamla birlikte Babamın tahtına oturdumsa, galip gelene de benimle birlikte tahtıma oturma hakkını vereceğim.
Elçilerin işleri.......2/33 O, Tanrı'nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh'u Baba'dan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh'u üzerimize dökmüştür.

Oğul Tanrının, BABA TANRI'nın sağına oturabilmesi için birtakım işleri başarması gerekiyor. Her biri BAĞIMSIZ birer TANRI oldukları için bu başarıyı göstermesi ve GÜCÜ ELİNDE bulunduran TANRININ (üst olan Tanrının) bu BAŞARIYI TAKDİR etmesi gerekiyor ki, KÜÇÜK TANRI, BABA TANRININ sağına yücelebilsin.

Eski Ahit'in sahibi olarak ilan edilen Yahve, eğer gerçekten kitabı veren ise; Oğul Tanrı'yı bilmeliydi. Yahve Tanrı değil miydi? Kendisine rakip olanıda bilmeliydi. Eğer Yahve Baba Tanrı ise; bu durumda da Oğlunun olduğunu bilmeli ve onu deklare etmeliydi. Yok her ikiside Baba tanrının çocuklarıysa bu durumda baba Tanrının kaç çocuğu daha var?

İsa Eski Ahit'e uyup, tapınaklara gidip, BABAMIN EVİNE geldim, BABAMIN EVİNİ TEMİZ TUTUN sözleriyle, Kitabın ve Tapınakların sahibi YAHVE'ye "BABA" diyerek YAHVE'NİN BABALIĞINI kabul ederken, YAHVE İSA'NIN OĞULLUĞUNU NEDEN KABUL ETMİYOR? Neden esinlenmeler yapılıken, kutsal metin yazarlarına bu durumlar açıklanmadı?

Yoksa Hıristiyanlar; YAHVEYİ, KUTSAL KİTAPLARI ESKİ AHİT'İN ve YAHUDİLERİN TANRISI, OĞUL TANRIYI DA YENİ AHİT'İN ve HIRİSTİYANLARIN TANRISI OLARAK MI GÖRÜYORLAR. BU DURUMDA, HER HARFİ TANRIDAN DEDİKLERİ AHİT KÜLLİYATI İÇİNDE ÜÇ TANRI VARLIĞINI ONAYLAMIŞ OLMUYORLAR MI?

BU DURUMDA; "BABA TANRI" DEDİKLERİ, SADECE "OĞUL TANRI" DEDİKLERİNİN Mİ BABASI, YOKSA YAHVE'NİN DE BABASI OLUYOR MU? EĞER; BABA TANRI HERİKİSİNİNDE BABASI İSE, TIPKI PAGAN DİNLERİNDE BAHSEDİLDİĞİ GİBİ ONLAR TANRI AİLESİMİ OUYORLAR? YAHVE ÖNCE OLDUĞU İÇİN, İSA TANRININ AĞBİSİ Mİ OLUYOR?

BABA TANRI, YAHVE DEĞİLSE,
YAHVE, OĞUL TANRI DEĞİLSE,
YAHVE'NİN, ESKİ AHİT'İ SİNA DAĞINDA MOŞEYE VERDİĞİ, "HER HARFİ TANRIDAN" DİYEREK KUTSAL İLAN ETTİKLERİ KİTAPTA YAZIYORSA,
LUKA'DA KİTABINDA OLDUĞU GİBİ, YAHVE'YE, İSRAİL'İN TANRISI DİYE ÖVGÜLER SUNULARAK VARLIĞI ONAYLANIYORSA,
İSA "BEN İSRAİL'İN TANRISI OLACAĞIM ONLARDA BENİM HALKIM OLACAK, ZİHİNLERİNE KALPLERİNE YERLEŞECEĞİM" DİYORSA,

BU DURUMDA, İSA'NIN VE YAHVE'NİN HEDEF KİTLESİ İÇİNDE YER ALMAYAN, KENDİLERİNİ, PAVLUSVARİ GÖRÜŞLERLE, MEKTUPLARLA, ESİNLENMELERLE İSA'YA KANCALATMIŞ OLAN HIRİSTİYANLAR YANİ YENİ AHİT MÜKELLEFLERİ; BABA TANRIYI, OĞUL TANRIYI, İSRAİL TANRISINI ve KUTSAL RUH'U İNANÇ SİSTEMLERİ İÇİNDE NASIL YERLEŞTİRİYORLAR /KONUMLANDIRIYORLAR.

İSA'YA SADECE "OĞUL TANRI" DEMİŞ OLMALARI, TANRI ANLAYIŞLARINI YAHVE'NİN EGEMENLİĞİNDEN KURTARABİLİYOR MU? TANRIMIZ DEDİKLERİ İSA BİLE, YAHVE'NİN KİTABINA BAĞLI KALARAK YAŞAYIP, YAHVE'NİN TAPINAKLARINI BABASININ EVİ OLARAK GÖRÜP, İSRAİL'İN TANRISINA YALVARARAK ÖLMEDİ Mİ?

ESİNLEME BÖLÜMÜNDE YÜZDE-YÜZ KURTULANLAR OLARAK BAHSİ GEÇENLER BİLE YAHUDİ. TANRININ, ONLARDAN BAŞKA KİMSEYE ÖĞRETMEYECEĞİ ÖZEL EZGİYİ BİLENLER VETEKRARLAYANLARDA ONLAR. İSA'NIN BİLE BİLDİĞİ ŞÜPHELİ OLAN EZGİYE VAKIF OLANLAR İSA'DAN ÇOK ÖNCE ÖLMÜŞ OLAN YAHUDİLER. HER YERLERİNDEN, YEHVE KONTROLÜ ALTINDA OLDUKLARI BELLİ OLAN DİN HIRİSTİYANLIK

YAKINLARI, OĞUL TANRIYIM LAFINI CİDDİYE ALSLARDI, ONUN TANRILIĞINA İNANSALARDI, YAHVE'NİN EMRİ OLAN SEPT GÜNÜNE UYARAK TATİL YAPMAZLARDI. YAHUDİ ADETLERİ UYARINCA GÜZEL KOKULARLA MEZARLIK ZİYARETİNE GİTMEK İÇİN HAZIRLIKLAR YAPMAZLARDI, ÇÜNKÜ ÖLDÜ DENİLEN TANRIYDI. ONUN NEYE İHTİYACI OLABİLİR?

EĞER HERBİRİNİ TANRI KUVVETİNDE GÖRÜYORLARSA; ÜÇÜBİRLİK YERİNE DÖRDÜ BİRLİK TEORİSİ ÜZERİNDE ÇALIŞARAK YENİ TANRI ANLAYIŞLARI GELİŞTİRMEYİ DÜŞÜNÜYORLAR MI? "ÖNCE SÖZ VARDI" YERİNE "ÖNCE SÖZLER VARDI" İFADESİNİ KOYMALARI GEREKMEZ Mİ?

YA! TANRISIZ KALIP İSA'NIN YAPTIĞI GİBİ, YAHVE İLE DURUMU İDARE EDİP SONSUZ YAŞAM HAYALLERİNE DEVAM EDECEKLER yada YAHVE'Yİ, DEVRE DIŞI BIRAKAN, OĞUL TANRIYI ÖNE ÇIKARAN SİSTEMLER ÜZERİNDE ÇALIŞACAKLAR.

ESİNLEMEDE BAHSEDİLEN TANRISAL DARBELERİ, MÜCADELLERİ ve GALİBİYETLERİ ŞİMDİDEN İLAN EDİP, O KOCA DÜŞMANI AŞAĞIYA ATMANIN YOLLARINI SANAL İNANÇ SİSTEMLERİNE İLAVE EDEREK, MÜKELLEFLERİNİN HAYALLERİNİ BOZMAYACAKLAR. VATİKAN'DA SADECE "YAHVE'NİN SADECE İSMİNİ ALDIK ONU KULLANIYORUZ" DİYOR. YAHVE'NİN VARLIĞINI KABUL ETTİKLERİNİ AMA SADECE YAYDIĞI GÜÇLÜ İSMİNİ KULLANDIKLARINI SÖYLÜYORLAR.

HER SÖZÜ, İSMİ VE KİTABI KABUL EDİLEN AMA TANRILIKTAN EMEKLİ EDİLEN YAHVE, YERİNE, ONA TAPMIŞ OLANI TANRI OLARAK KABUL EDİP, İNANÇ SİSTEMLERİNE MONTE ETMİŞLER. "ESKİ ANTLAŞMAYI KÖHNEMİŞ" OLARAK ÖNE SÜRÜP, YAHVEYİ TASFİYE EDENLER, "YENİ ANTLAŞMA YAPILDI" DİYEREK OĞUL TANRI'YI HAYAL VERİCİ OLARAK DİN SİSTEMLERİ İÇİNE MONTE ETMİŞLER.

ATİKAN .Katolik kilisesi din ve ahlak ilkeleri .....................www.meryemana.net/meryem/tr/misc.php?id=20&par=9&td=11

446 Eski Ahit'te yer alan kitapların Yunanca çevirisinde Tanrı'nın Musa'ya açınladığı sözle ifade olunamaz adı YAHVE, Kyrios ("Rab") olarak çevrilmiştir. Rab sözcüğü o zamandan beri İSRAİL TANRISININ Tanrılığını ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Yeni Ahit bu güçlü "Rab" adını hem BABA hem de TANRI'NIN KENDİSİ olarak kabul edilen İsa için kullanıyor, bu bir yeniliktir.

İbraniler .......8:8 Oysa HALKINI kusurlu bulan TANRI şöyle diyor: «`İSRAİL HALKIYLA ve YAHUDA HALKIYLA yeni bir ANTLAŞMA yapacağım GÜNLER geliyor' diyor RAB.

İSRAİL'lileri BIRAKTIM başka TOPLULUKLARLA ANTLAŞMA yapacağım demiyor.Yada "İSRAİL'liler dışındaki tüm ulusların, başka toplululuklarında Tanrısı olacağım, onlarla da antlaşma yapacağım" demiyor. Yahudiler'de, İsrailliler'de benim halkım olacak demiyor. Yahudi ve İsrail benim halkım olacak diyor.Halk, ırk ve din ismi vererek, "Eski Antlaşmanın tarafları ile Yeni antlaşma yapacağım" diyor.

Antlaşmadan sonra "BEN İSRAİL HALKININ TANRISI OLACAĞIM" diyor. "YASALARIMIN maddelerini, ANTLAŞMA maddelerini onların hafızasına işleyeceğim" diyor. Dolaysıyla YAHUDİLER "BENİM HALKIM olacak, BENDE ONLARIN TANRISI olacağım" diyor.

İbraniler.........8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. Ben onların TANRISI olacağım, onlar da benim halkım olacaklar. HIRİSTİYANLIK, KENDİ KABULLERİNE GÖRE; PEYGAMBERİ OLMAYAN, DOLAYSIYLA ONUN ARACILIĞIYLA GELEN BİR KİTABA DA SAHİP OLAMAYAN, GÖRDÜM ESİNLENDİM DİYE OLUŞTURULMUŞ KİŞİLERİN KANAATLARI DOĞRUTUSUNDA HAZIRLANMIŞ METİNLERE DAYANAN, DİNLERİNE GEÇMİŞ KAZANDIRABİLMEK, İSA'YA KİMLİK KAZANDIRABİLMEK İÇİN, ESKİ AHİT'İ DE KUTSAL KİTABI OLARAK KABUL ETMİŞ OLAN, ATADIKLARI OĞUL TANRIYA DİREK BAĞLI OLDUĞUNU İDDİA ETTİKLERİ BİR DİN SİSTEMİ.

Yani: en azından Yahudiler gibi önce ELOHİM,YEHOVA arkasından gelen YAHVE basmaklarına ihtiyaç duymadan, Eski Ahit'ini aldıkları YAHVE'yide dışlayarak, direk Oğul Tanrı ataması yapılmış. Yahudiler hiç olmazsa bu işi Peygamberlerin isimlerini kullanarak ve Peygamber ilan ettiklerine kazandırdıkları kutsallıklara dayanarak din sistemlerini, zaman içinde VAHİYLERİ TAHRİF EDEREK oluşturmuşlar.

Hıristiyanlar ise, ne peygamberlere sahip olmuşlar, nede onunla gelmiş olan bir kitaba. Sadece ilan ettikleri, bilici ve kahin olarak gösterdikleri ama Dini katkıları sıfır olan Peygamber ilanları var. Tanrı ile irtibat kuran, vahiy alan bir peygamber olsa bile hiç kabul ederler mi? Yada öyle birini Resül ilan ederler mi? Mesleklerinden olmak ve yazdıklarını çöpe atmak isterler mi? Başlarına hiç bela alıp, Peygamber olarak gösterdiklerini KAHİNLİK / BÜYÜCÜLÜK / CİNCİLİK mesleğinden öteye geçirirler mi?

Luka......2:36-37 Aşer oymağından Fanuel'in kızı Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmıyor, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı'ya tapınıyordu.

Bu sayede, Hz. İSA'dan gelenleride örtebilmişler, kendi sözlerini müjdeler ve vaadlerle yaldızlayarak yazılmış olan, Pavlus ve arkadaşlarının, mektuparına / metinlerine dayanarak bir din çıkarmışlar. Bu din için İSA'nın en ufak bir iması bile yok. Kendi kitaplarında dahi, BÖYLE BİR AMAÇ yer almıyor.

Yeni Antlaşma derken bile sadece İSRAİL'lileri KAST EDİYOR. Dinin kurucuları sayılan kutsal metin yazarlarının bile; İSA ağzından yazdıkları ifadelerde de varsa yoksa İsrail halkı var. Hem yazarlar için hemde İsa için tek hedef İsrail halkının mutluluğu.

Yasa kitabı......11/25 Hiç kimse size karşı koyamayacak. Tanrınız RAB, size verdiği söz uyarınca, Ayak BASACAĞINIZ HER YERE dehşetinizi, KORKUNUZU saçacaktır.
Hezekiel ...37/26 Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. Bu onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak. Onları yeniden oraya yerleştirip sayıca çoğaltacağım. Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım.
Hezekiel ...37/27 Konutum aralarında olacak; BEN ONLARIN TANRISI olacağım , ONLAR DA BENİM HALKIM olacak.

YAHVE'NİN VAADLERİNİ SÜSLEYEREK, GÖNÜLLERİNİ FERAHLATTIĞI İSRAİL'lilere, OĞUL TANRIDA

İbraniler.........8/10 `O GÜNLERDEN sonra' diyor RAB, `İSRAİL HALKIYLA yapacağım ANTLAŞMA şudur: YASALARIMI onların ZİHİNLERİNE işleyceğim, yüreklerine yazacağım. BEN ONLARIN TANRISI olacağım , ONLAR DA BENİM HALKIM olacaklar.

İbraniler .......8:8 Oysa HALKINI kusurlu bulan TANRI şöyle diyor: «`İSRAİL HALKIYLA ve YAHUDA HALKIYLA YENİ bir ANTLAŞMA yapacağım GÜNLER geliyor' diyor RAB.

İSRAİL'lileri BIRAKTIM başka TOPLULUKLARLA ANTLAŞMA yapacağım demiyor.Yada "İSRAİL'liler dışındaki tüm ulusların, başka toplululuklarında Tanrısı olacağım, onlarla da antlaşma yapacağım" demiyor. Yahudiler'de, İsrailliler'de benim halkım olacak demiyor. Yahudi ve İsrail benim halkım olacak diyor.Halk, ırk ve din ismi vererek, "Eski Antlaşmanın tarafları ile Yeni antlaşma yapacağım" diyor.

Antlaşmadan sonra "BEN İSRAİL HALKININ TANRISI OLACAĞIM" diyor. "YASALARIMIN maddelerini, ANTLAŞMA maddelerini onların hafızasına işleyeceğim" diyor. Dolaysıyla YAHUDİLER "BENİM HALKIM olacak, BENDE ONLARIN TANRISI olacağım" diyor.

YAHVE GİBİ, OĞUL TANRININ DA, KUTSAL METİN YAZARLARININ DA, KUTSAL RUH'UN DA, ÖZEL MELEKLERİN DE TEK HEDEFİ, İSRAİL HALKI.
ONLAR İÇİN VARSA YOKSA İSRAİL HALKINA EGEMEN OLABİLMEK VE ONLARIN MUTLULUĞUNU SAĞLAMAK. BU DURUMDA OĞUL TANRININ, YAHVE DIŞINDA yada ONDAN BAĞIMSIZ BİR VARLIK OLMA OLASILIĞI VAR MI?

O HALDE HIRİSTİYAN DENİLEN TOPLULUĞUN BİZİM DEDİKLERİ OĞUL TANRI, İSRAİL HALKINI DÜŞÜNDÜĞÜNE GÖRE; ONLAR KENDİ KENDİLERİNE, HEM GELİN HEMDE GÜVEY OLUYORLAR.

HIRİSTİYANLIK DİYE yada BAŞKA İSİM ALTINDA BİR TOPLULUK OLUŞTURMA NİYETİ, NE İSA SAĞKEN, NE İSA DİRİLİP GÖZÜKTÜĞÜNDE, NE ESİNLEMELER İÇİN YUHANNA'YI GÖĞE ALDIĞINDA, NE ÖZEL MELEKLERİ ARACILIĞIYLA MESAJLARINI İLETTİĞİNDE, NEDE KUTSAL METİN YAZARLARININ ESERLERİNDE, İMA OLARAK DAHİ BÖYLE BİR OLUŞUM İMASI GEÇMİYOR.

TANRININ, TANRI OĞLU'NUN, KUTSAL RUH'UN, DİN KURUCULARI YAZARLARIN AKLININ UCUNDAN DAHİ GEÇMEYEN DİN OLUŞUMU, NEREYE BAĞLANABİLİR. O DİN İÇİN NE DENİLEBİLİR?

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...