31 Ocak 2012 Salı

Peygamberlere Düşmanlık

17 Ağustos 2011 Çarşamba, 15:40 tarihinde {Gel, ne olursan ol yine gel} tarafından eklendi
Peygamberlere Düşmanlık
Yahudiler, Allah tarafından seçilmiş ve Kuran'daki ifadeyle bir zamanlar "alemlere üstün kılınmış" bir kavimdir. (Bakara Suresi, 47) Ancak Yahudilerin çoğu kendilerine verilen bu nimete karşılık şükredici olmamış, Allah'ın emirlerine ısrarla isyan etmişlerdir. Bazıları ise, kendilerine gönderilecek peygamberleri öldürmeye kalkışacak kadar ileri gitmişlerdir. Önce kendi soylarından olan bazı peygambeleri nefislerinin hoşuna gitmeyen emirlerle geldikleri için öldürmüşler, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i ise kendi soylarından olmadığı için katletmek istemişlerdir. Bunun sebebi bir kaynakta şöyle açıklanır:
Eskiden oldugu gibi günümüzde de Yahudiler bir peygamberin ancak Israilogullari soyundan gelecegine, o ulusun disinda peygamberlik etmeye deger bir insanin bulunmadigina inanirlar. Bu nedenle Hristiyan ve Islam peygamberlerini, kesinlikle peygamber olarak görmezler.
(Hz.) MUSA ve YAHUDILIK - Hayrullah Örs - Yükselen Matbaasi 1996 - Istanbul

Hayrullah Örs, "Türkiye Hür ve kabul Edilmis masonlari Büyük Locasi"nin eski üstad-i azamidir. 33 derecelidir.
Mimar Sinan Dergisi Yil :1, Sayi : 1, Sayfa : 4
HZ. ZEKERİYA (A.S.) EFENDİMİZİ ŞEHİD ETMELERİ
Yahudiler Hz. İsa (A.S.) efendimize düsmanlikta pek ileri gitmislerdi. Onun babasiz dogdugunu reddetmisler, "Hz. İsa (A.S.) Hz. Yusuf (A.S.)'dan olma bile demislerdi. Fakat Hz. İsa (A.S.) efendimizin besikte konusmasi üzerine, Yahudilerin Hz. Meryem (R.A.) hakkinda yaptiklari iftiralar çürümüstü.
Bir süre sonra dönemin inkarcı Yahudileri, tekrar ayni itham ve iftiralarina basladilar. bu sefer "Bu ise olsa olsa Hz. Zekeriya (A.S.) yapmistir" diyerek Hz. Zekeriya (A.S.) efendimiz gibi yüce bir peygamberi ithama kalkistilar. Bu fikir Yahudi halki arasinda islene islene nihayet Hz. Zekeriya (A.S.) efendimizi öldürmeye tesebbüs edecek dereceye geldi. Dini çıkarları için kullanan dönemin bazı ikiyüzlyü hahamları tarafindan galeyana getirilen bazı Yahudiler, Hz. Zekeriya (A.S.) efendimizi (halktan korunmak amaciyla) içinde saklandigi agaçla beraber keserek öldürdüler.
HZ. YAHYA (A.S.) EFENDİMİZİ ŞEHİD ETMELERİ
Israil ogullarinin reislerinden Kral Herod Hz. Musa (A.S.)'in seriatina göre caiz oldugu halde, Hz. İsa (A.S.)'in seriatinda haram edilmis olan bir kizi nikahlamak istemis; nikahi kiymak için de Hz. Yahya (A.S.)'a müracaat etmisti. Hz. Yahya (A.S.), bu nikahi kiymaktan sakindi. Zira kendisi, Hz. İsa (A.S.)'in nübüvvetinden sonra, O'nun seriatiyla amel etmeye baslamisti.
Bu yeni seriata içerleyen bazı Yahudi önde gelenleri Kral herod'a baski yaparak, Hz. Yahya (A.S.)'in öldürülmesi için israr ettiler. Bu israrlar üzerine reis de Hz. Yahya (A.S.)'in basini kestirerek, O'nu sehid etmisti.
HZ. İSA (A.S.) EFENDİMİZE PLANLANAN SUİKAST
Hz. Musa (A.S.)'in seriati yerine yeni bir seriat getiren Hz. İsa (A.S.)'in tebligata devam etmesi, dönemin bazı iki yüzlü yahudi din adamlarının gayz ve haset damarlarini gittikçe daha fazla tahrik ediyordu. Nihayet bir hileyle Hz. İsa 'yi öldürmeye karar verdiler. Içlerinden birini iman etmis gibi gösterip, havarilerin niçine sokacaklar; toplandiklari yeri ve zamani ögrenip baskin yaparak Hz. İsa 'nin vücudunu ortadan kaldiracaklardi. Yuda Isharyot adli sahis havariler arasina karisti. Fakat ilahi tuzak ile bir başkası Hz. İsa (A.S.) sanilarak çarmiha gerildi, Hz. İsa ise diri olarak Allah'in (C.C.) katina alindi.
Yahudilerin Hz. Zekeriya (A.S.) ve Hz. Yahya (A.S.) efendilerimizden baska, daha birçok peygamber ve teblig yapan alimleri öldürdügü rivayet edilmektedir. Hz. Ebu Ubeyde (R.A.)'dan rivayet edeilen bir hadiste Resulullah (S.A.V.) efendimiz "Yahudilerin bir kusluk vaktinde kirk üç nebiyi katlettiklerini ve o nebilerin tabi olanlarindan, emr-i bil ma'ruf etmek üzere kiyameden, yüz on iki kimseyi ikindi vakti katlettiklerini" söylemistir. (Mehmet Vehbi Tefsiri, 2. Cilt - 567)
Yahudilerin kendilerinde olmayan peygamberlere karsi bu kindarane tutumu, Resulullah (S.A.V.) efendimiz zamaninda da devam etmistir. "Yahudiler ahirzamanda gelecek olan son peygamberin bütün özelliklerini Resulullah (S.A.V.) efendimiz de bulduklari halde sirf gurur ve kibirleri yüzünden ona tabi olmamislar, bu yetmezmis gibi hem fiilen hem desözleriyle onu taciz etmislerdir. Bu eziyet o dereceye varmistir ki selam verirken dahi, kötülük etmekten geri durmazlardi. Müslümanlarin kendi aralarinda kullandiklari "Es- selamu Aleyküm" (Allah'in selameti üzerinize olsun) selamlasmalarini; Yahudiler Resulullah (S.A.V.) efendimizle karsilastiklarinda laf karisikligina getirerek, agizda yuvarlayarak "Es-samu aleyke" (Ölüm sana olsun!) derlerdi.
HZ. MUHAMMED (S.A.V.) EFENDIMIZE YAPILANLAR
Resulullah (S.A.V.) efendimiz Bedir'de müsriklerle çarpistiktan sonra, bir Yahudi karisi ile karsilasti. Kadin basinda bir çanak içinde kizarmis oglak kebabi ve kolunda da sekerlilerden tatli bir sey vardi. Yahudi karisi efendimize;
- Ya Muhammed! hamd olsun Allah'a seni sag salim getirdi. Eger Medine'ye sag salim dönersen, su oglagi kesip, yemen için sana getireyim diye Allah'a adak adamistim" dedi.
Resulullah (S.A.V.) efendimiz de bir lokma tatmisti.
Taki bu zehir etkisini, Resulullah (S.A.V.) efendimizin son zamanlarinda gösterdi. Hatta;
- "Yahudilerin hani o zehiri yok mu? beni bitiriyor, içimde her damarimin yirtildigini hissediyorum." derdi.
Resulullah (S.A.V.) efendimize düzenlenen bir baska zehirleme hadisesi de söyle olmustu.
Ka'b b. Esref; Resulullah (S.A.V.) efendimize sürekli tuzak, tertipler düsünen Yahudilerdendi. Bir gün Yahudilerden bir cemaatle anlasarak yemek hazirlamis, efendimizi öldürmek için, dügün ziyafetine davet ettirmisti.
Resulullah (S.A.V.) efendimiz, sahabilerinin bazilariyla birlikte bu davete gitmisse de Hz. Cebrail gelip bu tuzagi haber vermis, efendimiz de onlarin yanlarindan ayrilmisti.
Yahudiler Resulullah (S.A.V.) efendimizi öldüremeyip, Islami gelismeyi engelleyemeyince bu sefer müslümanlarin arasinda fitne çikarmaya, birbirlerine karsi düsmanlik yaymaya basladilar.
Abdullah Ibni Sebe, her peygambere Allah tarafindan vasi verildigi ve Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimizin vasisinin Hz. Ali (R.A.) oldugu hakkinda propagandaya giristi. Dolayisiyla her mümünin bizat söz ve fiil ile Hz. Ali (R.A.) hukukunu müdafaa etmekle sorumlu oldugunu ileri sürdü. Nisan 658'de Misir'dan Medine'ye gelenler arasinda bulunmus ve halife Hz. Ali (R.A.)'ye refakat etmistir. Kendisinin bizzat Hz. Ali (R.A.)'ye secde edip tapinmasi, çevreden çok siddetli bir tepki gördü. Hz. Ali (R.A.) efendimiz bunun üzerine onu derhal Medine'ye sürdü. (Islam Ansiklopedisi) Fakat bundan sonra müslümanlar kesin olarak ikiye bölünmüs oldular.
Görüldügü gibi müslümanlarin sünni-sii (veya alevi) diye ikiye bölünmesi, İslam'a düşmanlık besleyen bir kısım yahudilerin kışkırtmalarının etkisiyle olmustur. Ve Siyonist yahudiler bu parçalama hareketlerini degisik sekillerde bugün dahi sürdürmeye çalismaktadirlar.
Tüm bunlara karşılık Allah peygamberimize Yahudiler hakkında "Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever" (Maide Suresi, 13) buyurmuştur. Dolayısıyla bugün de Müslümanlar, bir kısım Yahudiler kendilerine karşı hasmane duygular beslese de, onlara karşı adil, barışçıl ve affedici bir tutum takınmalıdırlar.
Yahudilerle İlgili Kur'an-ı Kerim Ayetleri
Bugün tarihçilerin ortak kabul ettiği bir gerçek vardır: İslam dünyasında hiç bir zaman antisemitizm görülmemiş, Yahudiler (ve Hıristiyanlar) kendi inanç, adet ve hatta hukuklarına göre herhangi bir baskı ve zulüm görmeden asırlarca yaşamışlardır. Bu hoşgörü ve güven ortamının başlıca nedeni, Kuran ahlakıdır. Kuran'da Yahudiler ve Hıristiyanlar "Kitap Ehli" olarak ifade edilir ve Müslümanlar ile Kitap Ehli arasında dostça bir yaşam tavsiye edilir. Kuran'a göre Kitap Ehli'nin yemeğini yemek ve Kitap Ehli'nden hanımlarla evlenmek Müslümanlara serbest kılınmıştır (Maide Suresi, 5). Bu hükümler, Müslümanlar ile ehli kitap arasında nikah sonucu akrabalık bağlarının kurulabileceğini, iki tarafın birbirlerinin yemek davetlerine icabet edebileceklerini gösterir ki, bunlar sıcak insani ilişkiler ve huzurlu bir ortak yaşam kurulmasını sağlayacak esaslardır.
Allah Kuran'da, Müslümanlara, müşrik insanlara (yani Allah'tan gelen bir vahye uymayan putperestlere) bile güvenlik sağlamalarını emreder: "Eğer müşriklerden biri, senden 'eman (güvenlik) isterse', ona eman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır." (Tevbe Suresi, 6) Müşriklere göre Müslümanlara çok daha yakın bir inanç ve ahlaka sahip olan Kitap Ehli'ne ise, daha da fazla bir saygı, hoşgörü ve yardımseverlik göstermek gerekmektedir.
Bir başka ayette, Kitap Ehli dahil tüm gayrı Müslimlere, Müslümanlara düşmanca davranmamaları şartıyla, iyilikle davranmak şöyle emredilir:
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp- çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever... (Mümtehine Suresi, 8)
Dolayısıyla, Müslümanlar, kendileriyle aynı toplumda yaşayan tüm Yahudi ve Hıristiyanlar ile son derece sıcak bir komşuluk ilişkisi kurmakla yükümlüdürler. Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede ise, Kitap Ehli, Müslümanlar üzerine bir emanettir.
Kuran'da Ehl-i Kitaba Karşı Hoşgörü
De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız." (Al-i İmran Suresi, 64)
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5)
Şüphesiz, Kitap Ehlinden, Allah'a; size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır. Onlar Allah'ın ayetlerine karşılık olarak az bir değeri satın almazlar. İşte bunların Rableri katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çok çabuk görendir. (Al-i İmran Suresi, 199)
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)
...Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: "hıristiyanlarız" diyenleri bulursun. Bu, onlardan (birtakım) papaz ve rahiplerin olması ve onların gerçekte büyüklük taslamamaları nedeniyledir. (Maide Suresi, 82)
İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut Suresi, 46)
...Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir. (Al-i İmran Suresi, 113-115)
Şüphesiz, iman edenler(le) yahudiler, hıristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 62)
Gerçek şu ki, iman edenlerle yahudiler, sabiîler ve hıristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. (Maide Suresi, 69)
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp- çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Suresi, 8)

Bu ayetlerin yanısıra, Allah bazı ayetlerde de Yahudilerin günahlarını ve hatalarınI da haber vermiştir:
Yahudilerin Tevrat'i Tahrif Etmesine Dair Ayet-i Kerimeler
Kendilerine Tevrat verildikten sonra onu kabul etmeyenler, kitap yüklü merkep gibidirler. Allah'in ayetlerini yalanlayan böyle bir kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez. (Cuma Suresi, 5)
Kitabi elleriyle yazip sonra onu az bie degerle degistirmek için : "Bu, Allah katindandir" diyenlerin vay haline! Ellerinin yazdigindan dolayi vay hallerine! Kazandiklari günahdan dolayi vay hallerine! (Bakara Suresi, 79)
Yahudiler: "Üzeyr Allah'in ogludur" dediler. Hristiyanlar da "Isa Mesih Allah'in ogludur" dediler. Bu, onlarin agizlarinda geveledikleri sözlerdir. Onlar bu sözlerini kendilerinden önceki kafirlerin sözlerine benzetirler. Allah, bunlari kahretsin! Nasil da uyduruyorlar? (Tevbe Suresi, 30)
Onlardan bir cemaat, kitaptan olmadigi halde tahrif ettiklerini, kitaptan sanasiniz diye kitabi dilleriyle egip bükerek: "Bu Allah katindandir" derler. Halbuki o, Allah katindan degildir. Böylece bile bile Allah'a karsi yalan söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)
Ey peygamberler! kalpleri inanmadigi halde agizlariyla: "Iman ettik" diyenlerden ve yahudilerden inkara kosanlar seni üzmesin. Onlar çokça yalan dinlerler. Sana gelmeyen baska bir kavme çokça kulak verirler. Bunlar, kitabin kelimelerini asil yerlerinden degistirirler. Kendilerine uyanlara: "Bu degisik sekliyle size verilirse alin, verilmezse kaçinin" derler. (Maide Suresi, 41)
Onlarin, size inanacaklarini mi umuyorsunuz? Oysa onlardan bir cemaat, Allah'in kelamini dinleyip iyice anladiktan sonra onu bile bile tahrif ediyorlar. (Bakara Suresi, 75)
Israilogulllarina sor. Kendilerine ne kadar apaçik ayetler gönderdik. Kim Allah'in nimeti kendisine geldikten sonra onu degistirirse, süphesiz ki Allah, azabi çok siddetli olandir. (Bakara Suresi, 211)

Yahudilerin Peygamberleri Öldürmelerine Dair Ayet-i Kerimeler
Ey Yahudiler! Her peygamber size, nefislerinizin istemedigi seyleri getirdigi zaman, büyüklük taslayip, bir kismini yalanliyor, bir kismini da öldürüyor musunuz? (Bakara Suresi, 87)
Onlara : "Allah'in indirdiklerine iman edin" denildiginde: "Biz, sadece bize indirilene iman ederiz" derler. Ondan sonra geleni inkar ederler. Halbuki o, ellerindeki Tevrat'i tasdik eden hak bir kitaptir. Ey Muhammed! De ki: "Eger müminseniz daha önce Allah'in peygamberlerini niçin öldürüyordunuz? (Bakara Suresi, 91)
Ahitlerini bozduklari ve Allah'in ayetlerini inkar ettikleri, haksiz yere peygamberleri öldürdükleri ve : "Kalbimiz kapalidir" dedikleri için onlara lanet ettik. Dogrusu Allah, inkar etmeleri sebebiyle onlarin kalblerine mühür vurmustur. Onlarin pek azi iman eder. (Nisa Suresi, 155)

Yahudilerin İnsanlari Saptirmalarina Dair Ayet-i Kerimeler
Yahudiler: "Allah'in eli sikidir" dediler. Dediklerinden ötürü elleri baglansin ve kendilerine lanet olsun! Aksine Allah'in nimet veren elleri açiktir. Diledigi gibi sarfeder. Süphesiz ki, Rabbinden sana indirilenler onlarin çogunun azginligini ve inkarini artiracaktir. Biz onlarin arasina, kiyamete kadar düsmaligi ve kini saldik. Ne zaman harp için bir ates tutustursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde bozgunculuga kosarlar. Süphesiz ki Allah, bozgunculari sevmez. (Maide Suresi, 64)
Ey Muhammed! Süphesiz insanlardan iman edenlere en siddetli düsman olarak yahudileri ve Allah'a ortak kosanlari bulursun. (Maide Suresi, 82)
Kitap ehlinden bir cemaat, sizi dogru yoldan saptirmak isterler. Halbuki onlar, ancak kendilerini saptirirlar da farkina varmazlar. (Al-i İmran Suresi, 69)
Kendilerine kitaptan bir pay verilenleni görmüyor musun? onlar sapikligi satin aliyor ve sizin de dogru yoldan sapmanizi istiyorlar. (Nisa Suresi, 44)
Ey iman edenler! Hahamlar ve papazlardan pek çogu haksiz yere insanlarin mallarini yerler. Onlari Allah'in yolundan alikoyarlar. (Tevbe Suresi, 34)
Allah'in lanet ettigi kimseler, iste bunlardir. Allah kime lanet ederse artik siz ona bir yardimci bulamazsiniz. (Nisa Suresi, 52)
Israilogullarindan inkar edenler, Davud'un ve Meryemoglu İsa 'nin lisaniyla lanetlendiler. Bu onlarin isyan etmeleri ve asiri gitmelerindendi. (Maide Suresi, 78)
Sonuçta, Kuran'da işledikleri pek çok önemli hatalar ve günahlar haber verilmekte, Yahudiler bunlardan vazgeçmeye davet edilmekte, ancak her halükarda Müslümanların Yahudilere karşı hoşgörülü ve affedici davranmaları emredilmektedir.
Kaldı ki, Yahudilerin tüm bir millet olarak belirli bir hatadan dolayı suçlanmaları son derece yanlıştır. Allah Kuran'da "onların hepsi bir değildir" buyurarak, Yahudiler içinde de samimi olarak Allah'a iman eden ve O'nun emirlerini tutan insanlar bulunduğunu bildirmektedir:
Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.
Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir. (Ali İmran Suresi, 113-114)
Eğer bir kısım Yahudiler Siyonist hedefler peşinde koşarak Müslümanlara ve veya suçsuz insanlara zulmetmeye kalkarlarsa, elbette her Müslüman bu tehdide karşı fikren tavır alacaktır. Ancak bu gibi saldırgan ve çatışmacı fikirlerden uzak duran, Allah'a samimi olarak inanan Yahudiler, Müslümanlar için birer emanettir. Onları huzur ve güzen içinde yaşatmak, her türlü tehlike ve tedirginlikten korumak Müslümanlar için dini bir görevdir. Yahudilerin tarihte çok defalar olduğu gibi, sırf inançları veya soyları nedeniyle hedef alınmaları, medeni haklardan yoksun tutulmaları, isimlerini açıklamaktan bile endişe edecekleri bir baskı ve korku içinde yaşamak zorunda bırakılmaları, gettolara, korkunç toplama kamplarına hapsedilmeleri büyük bir zulümdür. Bir Müslüman bu gibi zulümleri asla tasvip etmediği gibi, bunları engellemek için de vargücüyle çalışmalıdır.
Allah "Kitap Ehli"nin var olduğunu bize Kuran'da bildirmiş, hangi konularda yanılgılar içinde olduklarını açıklamış, ama bununla birlikte onlara karşı iyilik ve adaletle davranmamızı emretmiştir. Bir ayette, Kitap Ehli'ne karşı şöyle dememizi emreder:
"Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut Suresi, 46)

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...