16 Aralık 2011 Cuma

HIRISTİYANLIĞIN KADINA BAKIŞI...TARİHTE KİLİSELERİN KADIN KATLİAMLARI


Hıristiyanlıkta kadın, kötülüğü, şeytana uyma ve ayartmacılığı temsil eder. Çünkü, Hz. Adem’e haram meyveyi yedirterek cennetten kovulmasına ve böylece insan neslinin günahkar olmasına sebep olan bir kadındır. Bundan dolayı Hıristiyanlık cinsel ilişkiyi günah ve kirlenme saymaktadır. Aziz Augustin’e göre, insanın kendi karısı veya bir f***e ile cinsel ilişkiye girmesi arasında maddi bakımdan bir fark yoktur. Her ikisi de günahtan hali değildir. İki asır sonra Papa Grégoire, Agustin’in bu fikrini onaylıyacaktır. Ünlü Hıristiyan ilahiyatçısı Clément’e göre, kadın kadın olmaktan dolayı utanmalıdır. İşte bu günah işleme ve kirlenme duygusudur ki, bir çok kişinin evlilikten kaçmasını sebep olmuş ve bir çok kadın da kurtuluşu manastıra kapanmakta bulmuştur.(Lewinsohn, s. 102) Zira temizlik sembolü Hz. İsa’nın nişanlıları ve eşleri olacaklardır. Hz. İsa temizlik sembolüdür. Çünkü Hz. Meryem onu bakire iken yani cinsel ilişkiye girmeden doğurmuştur. Öyleyse yapılacak tek şey vardır. O da Bakire Meryem gibi temiz ve iffetli kalmaktır.Hıristiyanlığın cinsel ilişkiyi meşru bile olsa günah saydığını bugün Katolik kiliselerindeki evlenme törenlerinde okunan duadan da anlayabiliriz. Duada “günahla düşmüşüm annemin karnına, günah işlemiş annem bana gebe kalırken” denmektedir. Hristiyanlık tarihi kadın açısından oldukça olumsuz olayların var olduğu bir tarhtir. VI. Asırda Azizler ve papazların hakim olduğu mason meclislerinde Kadının ruhunun olup olmadığı tartışılmış, bir oyun dışında ruhunun olmadığı kabul edilmiştir.(Bobel, s. 4 6)Kilisenin Büyücü Avı ve Kadın KatliamıXIII. A sırdan itibaren Hıristiyanlık, insanlığın başına korkunç bir felaket hazırlayacaktır. Şeytanla cinsel ilişkiye giren,, b öylece insanlar arasında kötülüğü ve fuhşu yaymak isteyen büyücü kadınlardan dünyanın temizlenmesi görevini üstüne alan kilise, büyücü avına çıkar ve on binlerce masum kadının diri diri yakılmasına veya suda boğulmasına sebep olmuştur. Papa VIII. İnnocent, büyücü avını meşrulaştırmak için iki müfettişini görevlendirerek bir kitap hazırlatır. Kitabın adı “Malleus Maleficarum” (=Büyücüleri ezen balyoz). İlk baskısını 1487 de yapan bu kitap 1669 da 28. baskıya ulaşır. Kitap, muhakeme usulü hakkında yöntemler de içerir. Müfettiş kadına 35 soru sorar. Daha ilk soru, onu ateşe mahkum etmeye kâfidir. İlk soru şöyledir: büyücülere inanıyor musun?”. “Evet” derse, bunun anlamı büyücülerle ilişkisi olduğudur. “Hayır” derse bu sefer de dinsiz olmuş olacaktır. Israrı halinde işkence masasına yatırılır, aleyhlerinde şahitlik etmesi için, düşmanı olan diğer büyücüler çağrılır. Hâlâ suçluluğu üzerinde şüphe varsa, o zaman ilahî hükme baş vurmak gerekecektir. Bunun için de elleri ve ayakları bağlanıp suya atılacaktır. Batarsa, büyücü olduğunu gösterir. Batmazsa o zaman da büyücü olduğunun delilidir. Zira vaftizindeki su onu reddetmektedir. Kısaca o devirde büyücü olarak adı çıkmış kadının ölümden başka şansı yoktu. VI. Alexandre, II. Jules, X. Leon gibi Rönesansın ünlü Papaları bu eserin geçerliliğini menuniyetle onaylamışlardır. İngiltere’de bir sakson hakim “Kitab- Mukaddes”i 53 kez okuduğunu ve bu arada 20 000 büyücüyü ölüme mahkum ettiğini övünerek söylemiştir. (Lewinsohn, 134-135; krş. Akdemir,, s . 2 52)Feminizmin Doğuşu Tarihçiler Batıdaki bu kadın katliamının sonucu ikiyüzbin ile iki milyon arasında kadının katledildiğini söylerler. Ölen kadınların sayısı konusunda hem fikir olamayan araştırıcılar, batı’da teorik olarak oluşan ve dünyanın bütününe aktarılan “feminizm” denilen olgunun da pratik temellerinin bu cadı katliamı olduğu konusunda hem fikirdirler.

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...