ABD'de
basılan ve Protestanların el kitaplarından sayılan "Operations
World-Hedef Tüm Dünya"nın 1993 yılı baskısına göre, misyonerler
Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde 200 vatandaşımızı Hıristiyan
yapmayı başardılar. Kuzey Irak'ta ise sayının binlerle ifade edildiği
belirtiliyor. 1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana ABD ve Batı'dan gelen
NGO'ların (hükümet dışı kuruluşlar) ve birlikte çalıştıkları Çekiç
Güç'ün bu faaliyetin merkezinde oldukları ise bizzat TBMM'de defalarca
dile getirildi.
Diyarbakır'da 1999-2000 yıllarında bölgeye giden yabancı misyonerler
yaklaşık 30 aileyi Protestan yaptı. Diyarbakır'ın göbeğinde Sur beldesi
Lalepaşa mahallesinde 2001 Haziran'ın da kilise inşaatının temeli
atıldı. İnşaatın ruhsat tarihi 5 Haziran 2001. Ruhsat, Ahmet Güvener
adına kayıtlı. Güvener, son yıllarda Diyarbakır'da faaliyet yürüten
Batılı misyonerlerin Hıristiyanlaştırdığı kişilerden biri. Sur
Beldesi'nin Belediye Başkanı o dönem HADEP'li Cezair Serin'di.
"Kilisenin önderi", Ahmet Güvener, kendisi gibi misyonerlerin
Hıristiyanlaştırdığı Kemal Teymür'le birlikte daha önce Diyarbakır'da
izinsiz İncil dağıttıkları için gözaltına alındı. Sonra da şikâyet
üzerine haklarında dava açıldı ve Diyarbakır 4. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde İslamiyete ve Hz. Muhammed'e hakaret ettikleri
gerekçesiyle yargılanmaya başladılar.
Davanın dosya numarası: 2002/788.
Bu iki misyonerin savunma avukatı ise meşhur Şeyh Sait'in kardeşi Şeyh
Tahir'in torunu Muhammed Akar'dı! Misyonerlerin Diyarbakır'da 5 Şubat
2002 tarihinde görülen duruşması için iki Amerikalı ve iki Alman
gazeteci geldi. Av. Bakar da, misyonerlerin avukatı olarak duruşma
salonunda yerini almıştı.
9 Ekim 2002 tarihinde Brüksel'de açıklanan AB İlerleme Raporu,
Türkiye'deki misyoner faaliyetine AB desteğini gözler önüne serdi.
Raporun 38. sayfasında "Din Özgürlüğü" bölümünde aynen şöyle deniyor:
"Protestan topluluğu, kilise açmak için kiralık yer bulma ve yeni
kiliselerin inşa edilmesi konusunda dikkat çekici idari problemlerle
karşılaşmaktadır. Fakat Diyarbakır'da yeni bir Protestan Kilisesi inşa
edilmesine 2002 Temmuz'unda yetkililer tarafından izin verilmiştir."
"Yetkililer" göz göre göre konut olması gereken, "toplantı salonu
yapmak için" alınan inşaat ruhsatıyla üç katlı kilise yapılmasına göz
yumdu.
Diyarbakır'daki kilise inşaatı durdurulunca ABD Dışişleri hemen devreye
girdi. ABD Dışişleri 2001'in son günlerinde yayımladığı "Dünyada Din
Özgürlüğü" başlıklı yıllık raporun Türkiye bölümünde "Sonradan
Hıristiyan olanlara baskı yapıldığı" iddiası yer aldı. Raporda,
Hıristiyan ve Musevilerin Türkiye'de ibadetlerini özgürce
gerçekleştirdikleri, ancak sonradan Hıristiyan olanların baskı gördüğü
öne sürüldü.
Bu
tartışmalardan iki yıl sonra Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Aria
Oostlander, PKK'ya yakınlığıyla bilinen Özgür Politika gazetesine
yaptığı açıklamada, aynen şu sözleri söyledi: "Diyarbakır'da küçük bir
Protestan cemaatiyle de tanıştım. Çok barışık bir gruptu ve yetkililer
kendi imkânlarıyla bir kilise salonu inşa etmelerini engellemiş.
Türkiye'nin AB nezdindeki büyükelçisine de bu tatsız olaylar ve
azınlıkların korunmasıyla ilgili bir liste verdim. Türkiye'nin gerçekten
iyi niyetli olduğunu kanıtlamak istiyorsanız, lütfen bu sorunu iki
haftada çözün dedim."
Kitab-ı Mukaddes i okudunuz mu? Biz okuduk ve bulgu ve düşüncelerimizi burada paylaşıyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.
Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman Türk insani yoğun bir kı...
-
Roma Putperestliği Romalılar baştan beri İsa peygamberin hareketini siyasi bir isyan olarak algılamışlardır. Yahudi baş kahinler için ise ...
-
İNCİLDEKİ ÇELİŞKİLER 1- Hz. İsa, gölün karşı yakasında Gadaralıların veya Gerasalıların ülkesine varınca, Matta'ya göre cinlere tutsa...
-
Bu yazı, batılı hristiyan ilahiyatçılar, yazarlar ve kilisenin kabul ettiği tefsir kitaplarına dayanılarak yazılmıştır. Bu yazıda kaynak ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder