Pavlus'un İncil'deki Yalanları
3 Şubat 2012 Cuma, 11:42 tarihinde {BENİM SEÇTİKLERİM} tarafından eklendi
Pavlus'un İncil'deki Yalanları
İncil denilen kitabın neredeyse yarısını Pavlus yazmıştır. Hristiyanlığı kuran ve pagan/ helen coğrafyasında geliştiren kişi de O'dur. Pavlus'un İncilde farklı beyanlar vermesi, İncil'in diğer kısımlarıyla çelişmesi, metinler arası tutarsızlıklar ve akıldışılıklar ayrıca açıkça dile getirdiği yalanlar Pavlus'un elçiliği ve İncil'in kutsallığını yıkmaya yeterlidir. Bu kısa çalışmada Pavlus'un İncil'de yer alan bazı yalan beyanlarını ve çarpıtmalı yorumlarını dile getireceğiz.
Pavlus'un yalanlarını lütfen dikatlice okuyup inceleyiniz. Üzerinde derin düşünmenizde fayda vardır. Özellikle hitap ettiğim kesim hristiyan inancına mensup insanlardır.
Pavlus'un hergün okuduğunuz fakat doğruluğunu sorgulamadığımız mektupları kesinlikle tanrısal olmayıp Pavlus'un kuruntularından oluşmaktadır. Bu noktada yapılan en ciddi yanılgı Pavlus'un sözlerinin tanrı'nın sözleri olduğu yanılgısıdır. Bu yanılgıya düşmemek için bunları ifade ediyorum. Zira hristiyanlar İncil'in yarısını kaplayan Pavlus'un mektuplarını tanrı'nın esinlemesi olarak görüyorlar.
Bu kısa hatırlatmadan sonra hemen konuya girelim. Elçiler kitabının yazarı Pavlus'un nasıl hristiyan olduğunu ve ilerleyen süreçteki gelişmeleri kaydetmiştir. Bu kitabın yazılış tarihi Pavlus'un mektuplarından önce olması sebebiyle kaynak olarak alacağımız metindir. Pavlus'un yalanlarını dile getirdiği Galatyalılar mektubu sonraki dönemde kaleme alınmıştır. Elçilerin işleri kitabında kaydedilen bilgiler galatyalılar mektubunda yalanlar ve çarpıtmalarla örtülmüş adeta saklanmıştır. Üstelik metinler arasında pek çok çok da tutarsızlık mevcuttur.
Elçilerin işleri 9. bölümden giriş yapalım. Bu bölümde Pavlus'un Şam'a, İsa'nın Öğrencilerini tutuklamaya gidişini ve yol üzerinde İsa'nın sesini duyduğunu, sonraki süreçte de hristiyanlığa girişini okuyoruz. İsa'nın Pavlus'a seslenmesi ve Pavlus'un Şam'a gidip Hananya adlı birisiyle görüşmesiyle başlıyor herşey. Tabii ki bu hikaye tamamen insan beyninin kurgusudur fakat sanki gerçekleşmiş gibi algılayarak incelemeye çalışacağız. Pavlus Galatyalılar birinci bölümde yalanlarını anlatıyor:
Hangi kayıt ne derece doğrudur? Suriye toraklarında bulunan Şam şehrini göz önünde bulundurun bir yanda da Arabistan topraklarını. Birbirinden tamamen bağımsız coğrafyalar! Yoksa İncil yazarları Suriyeyi Arabistan mı zannediyorlar?
Dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta ise Galatyalılar mektubunda Pavlus'un pek çok ayrıntıyı sakladığıdır. Örneğin Kendisine Barnabasın kefil olması sonucu elçilerle dialog kurabildiğini bunun ise çok zor gerçekleştiğini Pavlus gizliyor. Sözlerini insanlara kabul ettirebilmek için "bende yalan yoktur" diyebilmesi de gerçekten ilginç.
Ayrıca Galatyalılar kitabında Pavlus'un Suriye ve Kilikya'ya ( Adana bölgesi) gittiği yazıyken, Elçilerin işleri kitabında Sezariye ve Tarsus'a gönderildiği kayıtlıdır.
Belirtilen coğrafyalar birbirinden bağımsız olup farklı bölge isimlerini taşımakta olup, metinlerde çelişki olduğunu da kanıtlamaktadır.
Pavlus'un yanlış bilgi verdiğine dair başka bir örnek yine Galatyalılar mektubunda sonraki ayette görülmektedir. Şöyle yazılıyor:
Şimdi Hristiyanlara "Pavlus beraberinde Titus'u mu götürdü yoksa barnaba'yla Markos'u mu?" diye sorsak ne cevap verecekler? Hangi metin doğruyu söylemektedir?
İncil denilen kitapta buna benzer pek çok çelişki mevcuttur. Fakat bu bir kaç örnek bile İncil'in tutarsız bir kitap olduğunu kanıtlamaktadır. Örnekler elbette çoğaltılabilir, şimdilik yeterli olduğunu düşünerek sizin yormlarınıza sunuyorum. Biz burada İncil'i yorumlamıyoruz aslında, tek yaptığımız İncil'deki çelişkileri gözler önüne sermemiz.
Hristiyanlar yukarıaki noktaları açıklayabilirler mi? Sanmıyorum.
İncil denilen kitabın neredeyse yarısını Pavlus yazmıştır. Hristiyanlığı kuran ve pagan/ helen coğrafyasında geliştiren kişi de O'dur. Pavlus'un İncilde farklı beyanlar vermesi, İncil'in diğer kısımlarıyla çelişmesi, metinler arası tutarsızlıklar ve akıldışılıklar ayrıca açıkça dile getirdiği yalanlar Pavlus'un elçiliği ve İncil'in kutsallığını yıkmaya yeterlidir. Bu kısa çalışmada Pavlus'un İncil'de yer alan bazı yalan beyanlarını ve çarpıtmalı yorumlarını dile getireceğiz.
Pavlus'un yalanlarını lütfen dikatlice okuyup inceleyiniz. Üzerinde derin düşünmenizde fayda vardır. Özellikle hitap ettiğim kesim hristiyan inancına mensup insanlardır.
Pavlus'un hergün okuduğunuz fakat doğruluğunu sorgulamadığımız mektupları kesinlikle tanrısal olmayıp Pavlus'un kuruntularından oluşmaktadır. Bu noktada yapılan en ciddi yanılgı Pavlus'un sözlerinin tanrı'nın sözleri olduğu yanılgısıdır. Bu yanılgıya düşmemek için bunları ifade ediyorum. Zira hristiyanlar İncil'in yarısını kaplayan Pavlus'un mektuplarını tanrı'nın esinlemesi olarak görüyorlar.
Bu kısa hatırlatmadan sonra hemen konuya girelim. Elçiler kitabının yazarı Pavlus'un nasıl hristiyan olduğunu ve ilerleyen süreçteki gelişmeleri kaydetmiştir. Bu kitabın yazılış tarihi Pavlus'un mektuplarından önce olması sebebiyle kaynak olarak alacağımız metindir. Pavlus'un yalanlarını dile getirdiği Galatyalılar mektubu sonraki dönemde kaleme alınmıştır. Elçilerin işleri kitabında kaydedilen bilgiler galatyalılar mektubunda yalanlar ve çarpıtmalarla örtülmüş adeta saklanmıştır. Üstelik metinler arasında pek çok çok da tutarsızlık mevcuttur.
Elçilerin işleri 9. bölümden giriş yapalım. Bu bölümde Pavlus'un Şam'a, İsa'nın Öğrencilerini tutuklamaya gidişini ve yol üzerinde İsa'nın sesini duyduğunu, sonraki süreçte de hristiyanlığa girişini okuyoruz. İsa'nın Pavlus'a seslenmesi ve Pavlus'un Şam'a gidip Hananya adlı birisiyle görüşmesiyle başlıyor herşey. Tabii ki bu hikaye tamamen insan beyninin kurgusudur fakat sanki gerçekleşmiş gibi algılayarak incelemeye çalışacağız. Pavlus Galatyalılar birinci bölümde yalanlarını anlatıyor:
- Fakat dünyaya gelmemi sağlayan ve beni lütufla çağıran Tanrı uygun görüp, Oğlu hakkındaki iyi haberi milletlere bildireyim diye onu bana tanıttığında, hemen insanlara gidip fikir danışmadım.Yeruşalim’e, benden önce elçi olanların yanına da gitmedim; Arabistan’a gittim ve oradan yine Şam’a döndüm.(15/17)
- Yolculuğu sırasında Şam’a yaklaşırken, aniden gökten parlayan bir ışık Saul’un etrafını aydınlattı. Yere düştü ve “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” diye bir ses duydu. Saul, “Ey Efendim, sen kimsin?” diye sordu. Sesin sahibi, “Ben zulmettiğin İsa’yım. Şimdi kalk, şehre(Şam şehri) gir; yapman gerekenler sana bildirilecek” dedi. Saul ile birlikte yolculuk eden adamlar dilleri tutulmuş halde kalakaldılar. Bir ses duymuşlar, fakat kimseyi görememişlerdi. Saul yerden kalktı; gözleri açık olduğu halde hiçbir şey göremiyordu. Kolundan tutup onu Şam’a kadar götürdüler.(Elç.9:3-9)
Hangi kayıt ne derece doğrudur? Suriye toraklarında bulunan Şam şehrini göz önünde bulundurun bir yanda da Arabistan topraklarını. Birbirinden tamamen bağımsız coğrafyalar! Yoksa İncil yazarları Suriyeyi Arabistan mı zannediyorlar?
- Ancak üç yıl sonra Yeruşalim’e gidip Kefas’ı ziyaret ettim ve on beş gün onun yanında kaldım.(Galat.1:18)
- Orada, diğer elçilerden hiçbirini görmedim; yalnız Efendimizin kardeşi Yakup’u gördüm.Şimdi size yazdığım şeylere gelince, işte, Tanrı’nın huzurunda söylüyorum ki, sözlerimde yalan yoktur. (Galat.1:19/20)
- Yeruşalim’e geldiğinde öğrencilerin arasına katılmaya çalıştı. Ne var ki, hepsi ondan korkuyordu, çünkü İsa’nın öğrencisi olduğuna inanmıyorlardı. Bunun üzerine Barnabas ona yardımcı oldu. Kendisini elçilerin yanına götürüp Saul’un yolda Efendimizi nasıl gördüğünü, Efendimizin ona neler söylediğini ve Şam’da İsa’nın ismiyle nasıl cesaretle konuştuğunu ayrıntılarıyla anlattı.(26-27)
Dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta ise Galatyalılar mektubunda Pavlus'un pek çok ayrıntıyı sakladığıdır. Örneğin Kendisine Barnabasın kefil olması sonucu elçilerle dialog kurabildiğini bunun ise çok zor gerçekleştiğini Pavlus gizliyor. Sözlerini insanlara kabul ettirebilmek için "bende yalan yoktur" diyebilmesi de gerçekten ilginç.
Ayrıca Galatyalılar kitabında Pavlus'un Suriye ve Kilikya'ya ( Adana bölgesi) gittiği yazıyken, Elçilerin işleri kitabında Sezariye ve Tarsus'a gönderildiği kayıtlıdır.
Belirtilen coğrafyalar birbirinden bağımsız olup farklı bölge isimlerini taşımakta olup, metinlerde çelişki olduğunu da kanıtlamaktadır.
Pavlus'un yanlış bilgi verdiğine dair başka bir örnek yine Galatyalılar mektubunda sonraki ayette görülmektedir. Şöyle yazılıyor:
- Bundan on dört yıl sonra, Titus’u da yanıma alarak, Barnabas’la birlikte Yeruşalim’e yine gittim. (Galat.2:1. ayet)
Şimdi Hristiyanlara "Pavlus beraberinde Titus'u mu götürdü yoksa barnaba'yla Markos'u mu?" diye sorsak ne cevap verecekler? Hangi metin doğruyu söylemektedir?
İncil denilen kitapta buna benzer pek çok çelişki mevcuttur. Fakat bu bir kaç örnek bile İncil'in tutarsız bir kitap olduğunu kanıtlamaktadır. Örnekler elbette çoğaltılabilir, şimdilik yeterli olduğunu düşünerek sizin yormlarınıza sunuyorum. Biz burada İncil'i yorumlamıyoruz aslında, tek yaptığımız İncil'deki çelişkileri gözler önüne sermemiz.
Hristiyanlar yukarıaki noktaları açıklayabilirler mi? Sanmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder