18 Nisan 2011 Pazartesi

Kabalacı Siyonistler bugün olduğu gibi o dönemde de bütün dünyaya hakim olmak istiyordu.

Kabalacı Siyonistler bugün olduğu gibi o dönemde de bütün dünyaya hakim olmak istiyordu.

13 Aralık 2010 Pazartesi, 22:46 tarihinde {BENİM SEÇTİKLERİM} tarafından eklendi
Kabalada haç bir çok şekil ve anlam ifade etmektedir. Üzerindeki her değişiklik farklı bir hakimiyeti sembolize eder. Bunlardan en çarpıcı olanı Gamalı Haçtır. (Swastika) Kara büyüde kullanılan bu haç, şeytanın mührüdür ve İblis’in dünya hakimiyetini vurgular. Haç hıristiyani bir sembol değildir, bütün eski medeniyetlerde kullanılmıştır.

Kabalacı Siyonistler bugün olduğu gibi o dönemde de bütün dünyaya hakim olmak istiyordu. Hz. İsa gelip Yahudileri sapmış oldukları kitaba yani İslam’a davet etmeye başladı. Yanlış yaptıkları, değiştirdikleri kısımları düzeltti. Ve bu tabi ki kabalacı Siyonistlerin işine gelmedi...

Hazreti İsa bir İslam peygamberi olarak gelmiş ve insanlara hakkı anlatarak onları islah etmeye çalışmıştır. Fakat daha Hz. İsa hayattayken onun getirdiği mesajın, planlarını bozacağını düşünenler onu yok etmeye kalkışmışlardır. Önce Hz. İsa’ya itibar etmemişler, sonra alaya almışlar, sonra tehdit etmişler ve en nihayetinde de dinini tahrif etmişlerdir. Bunu yapanlar ise Hz. Musa’ya da aynı sıkıntıları çektiren ve ara vermeksizin dünyayı ifsada sürükleyen Kabala imanı ve Talmud geleneği ile yaşayan Irkçı Emperyalistlerdi.

Bu cümleyi ilk defa kurup araştırmalarımı yapmaya başladığım zaman bir çok tarihçi ve yazar çok fazla siyasi düşündüğümü söyleyip tezimin yanlış olduğunu söylemeye kalktı. Çünkü onlar için Siyonizm 1897 yılında başlamıştı. Fakat kaçırdıkları bir şev vardı. Bu gün Siyonizm diye adlandırdığımız mefkure aslında bir mondializmdi. (Tek Dünya Hakimiyeti) Nitekim muharref Tevrat’ta şöyle deniyordu: “Senin çocuklarına Mısır Irmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu ülkeyi veriyorum.” (Tevrat, Yaratlış, 15. Bab, 18ayet) Aslında siyonizmin tarihi Tevrat kadar eskidir. “Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan’dan ırmaktan, Fırat ırmağından Garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine salacaktır.”  (Tekvin 12/25) Masum Yahudileri sürekli kandıran ve en büyük zulmü önce onlara yapan bu zihniyet bütün dünyaya hakim olmak istiyor; kimilerini maddi menfaatler ile kandırıp yanına çekiyor kimilerini de bu ayetlerle kandırıyordu. Ayrıca kendilerini Tanrının tek ve asil ırkı sayıp diğer bütün insanların kendilerine hizmetçi olmasını istiyorlardı. Elbette Siyonizmi anlatmaya kalkmayacağım çünkü o ayrı bir çalışma konusu. Fakat burada Kabaladan bahsetmeden geçemeyeceğim.

Kara büyü kitabı Kabala

Kabala; Hz. Musa, ilahi misyonla görevlendirilmeden çok daha evvelYahudi ruhban sınıfının iman ettiği ve uyguladığı bir öğretidir. Büyü ve şeytani güçlerle bağlantı sanatı olarak da adlandırılır. Nitekim Masonluğun da bu kabalacı öğretinin etkisinde olduğu çok defa söylenmiştir. Kulaktan kulağa aktarılan ve sır esasına dayanan Kabala öğretisi her dönem Juraselam Lodge (Kudüs Locası)’nın üç kabalist hahamı tarafından ezberlerinde muhafaza edilir. Bu kabalistlerden biri öldüğünde ise 70’ler meclisinden yerine bir başkası seçilir. (Ayrıntılı bilgi için Bkz: Gizli Dünya Devleti)

 Hakan Yılmaz Çebi kitabında Kabala ile ilgili bölümde şu bilgileri verir: “Kabala esrarı üzerinde çok çalışmış bulunan Vikont Leon dö Poncins şöyle der: Milattan binlerce sene evvel öldüğünü bildirdikleri bir canavarın hakikaten ölüp ölmediğinden bazı sebeplerden dolayı şüphe edersiniz; bir gece sislerin arasında uzak beldelerde bulunan canavarın mezarına yaklaşırsınız. Artık yorucu araştırmaların sonuna gelinmiş demektir. Karanlık ve küf kokan galerilerden geçersiniz. Yavaş yavaş meydanın ortasında adeta bir dağ gibi yatmakta olan canavara yaklaşır, elinizi uzatıp onun katı ve soğuk derisine dokunursunuz, deri soğuktur. Fakat evet fakat bu derinin altında yatmakta olan canavarın kalbini hissedersiniz. Canavar yaşamaktadır; yaşamaktadır ve kendisini ölü göstermektedir. Dünya da gayet saf bir şekilde buna inanmaktadır. Heyecanla ve bin bir güçlükle kendinizi mezardan dışarı atarsınız, bir çok tehlikeyi göze alarak yaptığınız bu keşfi bütün insanlığa bildirmek istersiniz. Çünkü mezarda bu canavarın geçmişte yaptığı facialar, çökerttiği medeniyetler, yıktığı yuvalar, mahvettiği millet ve kavimler hakkında kafi delil bulmuşsunuzdur. Fakat yazık insanlık sizin bu sözlerinize inanmaz.

İnsanlık zaten başka şeylerle meşguldür; yani dans, şehvet, zevk ve sefa kısacası dejenerelikle. Onlar canavarı tepelerinde görmeden canavarın varlığına inanmayacaklardır… İşte ben de Kabalanın tozlu cildine elimi  uzattığım zaman (Demonizm) Şeytan İlmi, (Okkultizm) Kötü ruhlar ilmi, (Nekromansi) Ölüler ilmi yani kısacası Kara büyü ile dolu kitabın hala yaşadığını anladım. Bu garip kitabı daha doğrusu sistemleri dünya Yahudiliğinin büyük bir kısmı, büyük bir bağlılık içerisinde desteklemektedir. Uzak Doğudaki vahşice ihtilalden Avrupa’nın göbeğindeki manasız ve zararlı greve kadar bütün menfi olaylar bu kitabın ilham verdiği gruplar tarafından tertip edilip sahneye konmaktadır. Bazı züppeler buna inanmazlar, varsın inanmasınlar. Ben bana inananlara hitap ediyorum.” (Hakan Yılmaz Çebi, Gizlenen Talmud Yasaları, sf, 49- 50, Emre Yayınları, 2. Baskı, İstanbul)

Siyonistler Hıristiyanlığı niçin tahrif etti?

 “Hıristiyanlık dünyasına yapacaklarını yapmışlardı. Dinin münakaşa götürür cihetlerini ele alarak İsa’nın uluhiyyeti mevzuunu bir münakaşa meselesi yaparak Hıristiyanlıkta şüpheciliğin yani imansızlığın yolunu açmışlar, onları münakaşaya tutuşturmuşlar, fırkalara, mezheplere ayırmışlardı… Yahudi bilahare bu yüksek feragati Hıristiyanlık aleyhine ve Hıristiyanlığı Yahudileştirmek veya dejenere etmek maksadıyla komünizmle tefsir ederek bozmağa teşebbüs etmiştir. (…) Yahudi bu ilerleyişi önlemek için derhal Hıristiyanlığı Yahudi ve Yunan feylesofları vasıtasıyla kendi istediği şekilde teşkilatlandırmak için eline almıştır. Bu suretle daha başından itibaren dinin hem peygamberi hem de bütün esasları Yahudi’nin elinde perişan edilmiştir. Hıristiyanlık tarih boyunca bünyesini Yahudi müdahalesinden kurtaramamıştır.(…) {Hz. İsa} Yahudi’nin yeryüzü hakkındaki emperyalist emellerini yıkıyor ve insanlığı dünyacı, kibir, gurur, zulüm, hile, istibdat ve azaptan ibaret olan maddeci tazyikten kurtarıp yepyeni bir mecraya; ilahi yola davet ediyordu… Bu sebeple Yahudi’nin cihan hakimiyeti fikr-i sabitini manasız buldu ve yıkmağa çalıştı. Yahudi de onu bu yüzden ölüme mahkum etti.” (Ziya Uygur, Tarih Boyunca İhtilaller İnkılaplar ve Siyonizm, 4. Baskı, sf, 180- 181- 182, Divan Yayınları, İstanbul)  

“Yahudi din adamları ve ileri gelenleri bir araya geldiler ve ‘Biz İsa’nın dinimizi bozmasından ve insanların ona tabi olmasından korkuyoruz’ dediler. Tabi ki din sözüyle Allah’ın dinine kattıklarını kastetmişlerdi. Kahinlerin başı olan Kiyafa şöyle dedi: ‘Bu toplum top yekun yok olup gideceğine bir kişi öldürülsün daha iyidir.’ Kahinlerin başından çıkan bu söz Allah’ın elçisi Hz. İsa’nın öldürülmesini mübah kılan bir fetva niteliğindeydi. Böylece Yahudi din adamları ve ileri gelenleri Hz,. İsa’nın öldürülmesi konusunda birleştiler. Ancak o vakit yönetim kendi ellerinde değildi. Romalıların idaresi altındaydılar ve İsa’yı öldürmesi için onu kışkırttılar… Belki de İsa’nın davetinin siyasi olduğunu, Roma yönetimini yıkmayı ve Yahudi yönetimini getirmeyi amaçladığını ima ettiler.” (Prof. Dr. Abdurrahman Meydani, Tarih Boyunca Yahudi Oyunları, sf, 42- 43, Şule Yayınları, Nisan 1993, İstanbul )

Kabalacı Hıristiyanlık

İlerleyen bölümlerde İncillerin nasıl yazıldığı, kilisenin nasıl kurulduğu kısımlarına ve İncil’deki çelişkilere de geleceğiz fakat burada kabala Hıristiyanlık ilişkilerine biraz daha değinmeğinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Yalnızca Hıristiyanlığa değil genel olarak Allah’ın gönderdiği bütün bir İslam dinine düşman olan ve şeytanın gölgesinde bir dünya hakimiyeti kurmak isteyen Kabalacıların bu isteği ve dinleri nasıl tahrif etmeye çalıştıklarını şu cümleleriyle Üstad-ı Azam Celili Layıktez ifade etmiyor mu? “Dinler değişmekte, biri diğerinin yerini almakta fakat semboller ve kutsal sayılan yerler aynı kalmaktadır” (Başlıca Kültlerin Çıkış Noktaları, Mimar Sinan Dergisi, sayı 11- 12, sf. 15)

Semboller diliyle yapılan tahrifat

“Masonlar bunun en güzel örneklerini Hıristiyanlıkta vermiştir. Bu ilahi dini emanetçilerinin elinden alarak mason sembolleri içerisinde adeta boğmuşlardır. Bu sembollerin en önemlileri bugün yaygın olarak kullandıkları haçtır. ‘Haçın Hıristiyanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Büyü ritüellerinde kullandığımız haçın kaynağı kabaladır.’ (Modern Magic, sf, 141)” (Hakan Yılmaz Çebi, Gizlenen Talmud Yasaları, sf, 101, Emre Yayınları, 2. Baskı, İstanbul)

“İsa bana inerek teslisi öğretti”

“… Haçla Kabalanın alakası var. Oysa Papa 4. İnnocent 1244’te Talmud’u yaktırmıştı. Kral 9. Lui de öyle. O da aynı yıl Talmud’u yaktırmıştı. Bunlar Tevrat’ı yorumlayan kitaplar. Kabalist Üstad-ı Azam Donald Michael King: “Haçın Hıristiyanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Büyü ritüellerinde kullandığımız haçın kaynağı Kabaladır” der. Hz. İsa, bu Kabalacılarla mücadele etmiştir işte. Kabalada haç bir çok şekil ve anlam ifade etmektedir. Üzerindeki her değişiklik farklı bir hakimiyeti sembolize eder. Bunlardan en çarpıcı olanı Gamalı Haçtır. (Swastika) Kara büyüde kullanılan bu haç, şeytanın mührüdür ve İblis’in dünya hakimiyetini vurgular. Haç hıristiyani bir sembol değildir, bütün eski medeniyetlerde kullanılmıştır.

Teslise gelince (üçleme); Hıristiyanlığa üçlemeyi sokan Havari Poul, asıl ismi Saul olan Tarsus’lu bir Yahudi’dir. “İsa bana inerek teslisi öğretti” diye ortaya çıkmadan önce Kudüs’te Kabala öğrenimi görüyordu. Kabalistler İbranice Shin harfini üçlemeyi sembolize etmek için kullanırlar. Kabalaya göre bu harf Sefirot’un (Hayat Ağacı) taş kısmını sembolize eder. Şu sefirotla ilgili biraz daha malumat vereyim: Hıristiyanlar bu hayat ağacı şeklinde Haçın kollarıdırlar. Sefirot’un haçı, Keter (taç), Halkuth (Krallık) ve Hesed (lütuf) ve Geburak’ı (sertlik) birleştirir. Bunun anlamı da şudur: Halkuth, yeryüzü krallığının Keter’e yani Lucifer’e (şeytan) geçmesi için sağ yana (Yahudiler) lütuf ve ikram dağıtır diğer yanlar öbür ırkları ezip dağıtır.” (Afet Ilgaz, Haçlılığın Kökeninde Siyonizm Var, Milli Gazete, 11 Ekim 2006 Çarşamba)

İşaret ve simgelerin diliyle konuşmayı çok seven bu kabala mantığı Hıristiyanlığa daha bir çok simgesini sokmuştur fakat bütün bunları bu dosyada incelemek mümkün değildir.

 Hıristiyanlığı tahrife giden süreç


HAZRETİ İsa’yı ölüme mahkum edip ondan kurtulmaya çalışan ve Hz. İsa’yı öldürdüklerini iddia eden Yahudiler akabinde Hıristiyanlığı tahrife başlamışlardır. Halbuki biz Hz, İsa’nın çarmıhta öldürüldüğüne inanmıyoruz. Nitekim Cenab-ı Allah şöyle demişti: “Hani Allah İsa’ya demişti ki ‘Ey İsa, doğrusu senin hayatına ben son vereceğim, seni kendime yükselteceğim, seni küfredenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstüne geçireceğim…’” (Al-i İmran Suresi, 55. ayet-i kerime)

Mevdudi de bu ayeti tefsir ederken şöyle der: “… Diğer taraftan Kur’an sadece onun yükselişini ima eden açık ifadeler kullanmakla kalmaz, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği fikrini de tamamen reddeder. Kur’an’a göre son nefesinde ‘Eli, Eli, lama sabahchtani’ diye bağıran ve çarmıha gerilen kişi kesinlikle Mesih değildi…” (Mevdudi, Tefhimu’l Kur’an, 1. cilt, sf. 263, İnsan Yayınları, İstanbul)

KABALACI Siyonistler bu gün olduğu gibi o dönemde de bütün dünyaya hakim olmak istiyordu. Hz. İsa gelip Yahudileri sapmış oldukları kitaba yani İslam’a davet etmeye başladı. Yanlış yaptıkları, değiştirdikleri kısımları düzeltti. Ve bu tabi ki kabalacı Siyonistlerin işine gelmedi. Hz. İsa’nın getirdiği müjdeyi insanlardan uzak tutmaya çalışan bu kişiler en sonunda Hz. Musa’nın şeriatına yaptıklarını Hz. İsa’nınkine de yapmaya karar verdiler ve bu süreç Pavlus ile başlayıp İznik Konsülüne dek devam etti. İznik Konsülünde artık çanına ot tıkanmış bir Hıristiyanlık vardı. Luther’e gelindiğinde ise son darbe vurulmuş; Protestanlık ile Hıristiyanlar tamamen Siyonistlere hizmet etmeye başlamıştı. Son raunda gelindiğinde Başkan Bush’un ifade ettiği “Haçlı Savaşı” başlamış, evangelistler Siyonistler adına arz-ı mevudu işgal etmeye başlamıştı. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde bu tezlerimizi  ispat etmeye çalışacağız.
::asiye utku::

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...