25 Nisan 2011 Pazartesi

Haçlıların Yamyamları Utandıran Kudüs Katliamı

Haçlıların Yamyamları Utandıran Kudüs Katliamı

1099 yılında 5 hafta süren uzun bir kuşatmanın ardından Kudüs'e girip 70 bin Müslüman'ı kılıçtan geçirdikten başka,HzÖmer Camii'ne sığınan 10 bin Müslüman'ı da boğazlayan,birinci seferin başkomutanı Dük Godefroi de Bouillon,Papa İkinci Urban'a yazdığı mektupta,oluk oluk Müslüman kanı dökme ve İsa'nın ruhunu hoşnut etme mazhariyetine nasıleriştiklerini ve irtikap ettikleri barbarlıkla,kutsanan müjdeye nail olup olmadıklarını canavarca bir kasıntıyla adeta sorar gibidir;

''Kudüs'te bulunan bütün Müslümanları katlettik,Malumunuz olsun ki Süleyman Mabedi'nde atalarımızın diz kapaklarına kadar,Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz(1)
Aynı vahşi övünce sahip bir başka Haçlı da Raymund of Aguiles idi;Görülmeye değer harika sahneler gerçekleştiAdamlarımızın bazıları -ki bunlar en merhametlileriydi- düşmanların kafalarını kesiyorlardıDiğerleri onları oklarla vurup yere düşürdüler,bazıları ise onları canlı canlı ateşe atarak daha uzun sürede öldürüp işkence yaptılarŞehrin sokakları,kesilmiş kafalar,eller ve ayaklarla doluyduÖyleki yolda bunlara takılıp düşmeden yürümek zor hale gelmiştiAma bütün bunlar,Süleyman Mabedi'nde yapılanların yanında hafif kalıyorduOrada ne mi oldu?Eğer size gerçekleri söylersem,buna inanmakta zorlanabilirsinizEn azından şunu söyliyeyim ki Süleyman Mabedi'nde akan kanların yüksekliği,adamlarımızın dizlerinin boyunu aşıyordu(2)
Kilise fanatizminin yol açtığı,tarihin başlangıcından beridir insanlığın henüz bu mikyasta tanık olmadığı dini şiddetin,yamyamları hicaba sevk edecek kanlı numunesi Küdüs katliamını,yabancı bir kaynak şu dehşet verici sözlerle tasvir etmektedir;
''Katliam korkunçtuÖldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor,atıyla gezenlerin üzerine sıçrıyorduAkşam karanlığında Haçlılar,sevinçten haykırarak kiliseye ve kana bulanmış ellerini beraberce ibadet için uzattılar(3)
Tam 8 gün süren,3 gün boyunca sokaklarda kanın seller gibi aktığı meşum kıtali,başka bir batılı kaynak şöyle tasvir ediyor;
''Haçlılar duruma hakim olurken,Kudüs'te ölen Müslümanların kanının,ayak bileği hizasına çıktığı söyleniyordu''(4)
Araştırmacı Desmond Seward da The Monks of War (Savaşın Rahipleri) isimli kitabında aynı paraleldeki şu bilgileri aktarmaktadır;

''Yağmalamanın vahşiliği,kilisenin soydan gelen içgüdüleri Hıristiyanlaştırmakta ne kadar az başarılı olduğunu ortaya koyuyoduKutsal kentin tüm nüfusu kılıçtan geçirildi;Yahudiler,Müslümanlar,erkek,kadın ve çocuk toplam 70 bin kişi üç gün süren bir soykırımda katledildilerBazı yerlerde askerler ayak bileklerine kadar yükselen kan gölü içinde yürüdüler ve sokaklarda gezen atlıların üzerlerine kan sıçradı(5)
İlk Haçlı seferine bizzat iştirak etmiş bir şövalyenin,daha sonra kaleme aldığı anonimleşmiş hatıralarında şahit olarak aktardığı şu malumat ise yukarıdakiler kadar tüyler ürperticidir;
''Böyle bir katliamı o güne kadar hiç kimse ne duymuş nede görmüştüÖlüler piramitler şeklinde yığınlar haline getirilerek yakıldıSayılarının ne olduğunu ancak Allah bilir''(6)
Haçlılar,Küdüs'te işlerini bitirdiklerinde şehir tamamen insan cesetleriyle dolmuştuOrta Çağ tarihçilerinden Fılcherius Carnotensi,olan bitenin dehşetine şöyle parmak basıyordu;
''Şövalye ve askerimin,öldürdükleri insanların midelerini deşip,bağırsaklarının içlerini boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılarBütün evlere giren askerlerimiz,bir kişinin bile sağ kalmasına izin vermedilerHatta bebeklerin ve yalvaran kadınların bile''(7)
Arap tarihçi Abu'l-Fida,yukarıdaki bilgilere son olarak şunu ilave etmektedir;
''Öldürülenlerin büyük kısmı Müslümanların ileri gelenleri,alimler,mukaddes mekana mücavir olan abit ve zahitlerdi''(8)
Diğer yandan,El-Bara şehrinde,büyük-küçük kadın-erkek demeden bütün şehir ahalisi kılıçtan geçirilmiştiHayfa'da da şehri savunan Müslüman askerler ve ahali,kendileri için emin bir yer olduğu söylenen dikili bir haç etrafında toplatılmış ve akabinde tamamı merhametsizce doğranmıştı
Trablus'taki katliamı ise az önce zikrettiğimiz ismi bilinmeyen şövalye şöyle anlatacaktı;
''Adamlarımız onları dağıttı ve birçoğunu öldürdüŞehirde içeceğimiz suların bulunduğu tanklar kan ile kirlenmişti''(9)

Bütün bunların üstüne,Üçüncü Haçlı seferinin komutanı İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard,bağışlayacağına söz verdiği 3 bin esir Müslüman'ı da katletmekten içtinap etmemiştiTarihçi Mills,kendi hükümdarının bu insanlığa sığmayacak adaletsiz davranışını şiddeler şöyle kınayacaktı;
''Kanlı Richard,silahtan tecrit edilmiş düşmanlarının boğazlanarak denize atılmalarını emretmiş,ancak hunharlıktan daha aşağııl bir tamah hırsıyla hareket edip,büyük fidye vererek kendilerini kurtarmak imkanına sahip kimseleri bu akıbetten uzak tutmuştur(10)
Halbuki aynı durumda Selahaddin Eyyubi,Hıttin ve Üçüncü Haçlı zaferlerinden sonra,şefkat ve insanlığa yenik düşüp Haçlı esirlerinin çoğunu hiçbir bedel talep etmeden salıvermek büyüklüğünü ortaya koymaktan sarf-ı nazar etmemişti
Haçlıları,imdat dileyip davet eden Bizans İmparatoru Alexis Komnen'in kızı Anna Komnen bile,''Alexis Comnen'in Hayatı'' adlı eserinde,''Barbarlar'' dediği Haçlıları şöyle tasvir etmekten kendini alı koyamamıştı;
''En büyük eğlencelerinden biri rastladıkları Müslüman çocukları öldürmek,kızartmak ve yemekti''(12)
Fuller de Anna Komnen'i doğrulamaktadır''Boğazlanmamaları için yalvarmasını bile bilmeyen henüz konuşmaya başlamamaış çocuklar;zayıflıkları,kahraman bir savaşçının darbeleri karşısında umumiyetle bağışlanma sebebi olan kadınlar boğazlandı''(13)
Alman Tarihçi LHeeren,insanlığın geçmişinde,Haçlıların yaptığı katliamların bir misline henüz rastlanmadığını,tarih önünde son tahlilde şöyle ifade etmektedir;
''Bunlar Moğollar veya dinsiz kavimlerin taşkınlıklarıyla meydana gelmiyor,onlardan daha da barbar olan Hıristiyanlarca yapılıyor''(14)

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...