18 Nisan 2011 Pazartesi

7-Bölüm:Gerçek imana davet

7-Bölüm:Gerçek imana davet
Nasrani inancının tarihin derinliklerine gömülmesinden sonra ne oldu? Yahudiler,
kendi kurtuluşlarını, yani Hz. İsa'yı reddettiklerine, Pavlusçu Hıristiyanlar hayali
bir Hz. İsa'ya inandıklarına, Nasrani inancı da tarihin dışına itildiğine göre, Hz.
İbrahim'den gelen ve Hz. İsa'yla devam eden İlahi din ne oldu?
Yahudiler Hz. İsa'yı reddettiler. O, onların peygamberi ve Mesihiydi, ama
kalplerindeki katılık ve kibir nedeniyle onu tanımadılar. Dahası onu Roma valisine
gammazlayarak öldürmeye kalktılar.
Hıristiyanlar ise Hz. İsa'yı benimsediler. Ama onu yanlış anladılar. Hz. İsa kendi
hayatını Tevrat'ın "Tanrın olan Rab'be tap, yalnız O'na kulluk et" emrine uymaya
adamıştı. İnsanlara yaydığı mesaj da buydu. Ama Hıristiyanlar, Pavlus'un pagan
dininin peşinden gittiler ve Hz. İsa'ya taptılar, ona kulluk ettiler.
Dolayısıyla her iki din de, göklerin ve yerin Yaratıcısı ve Rabbi olan tek Allah'ın
yolundan saptı.
Hz. İsa'yı gerçekten izleyenler, bir tek Nasraniler'di. Aslında onlar, sırf Hz. İsa'nın
değil, Hz. İbrahim'in, İshak'ın, Yakup'un, Hz. Yusuf'un, Hz. Musa'nın, İlyas'ın ve
diğer tüm peygamberlerin de yolunu izliyorlardı. Çünkü tüm bu peygamberler,
Hz. İsa da dahil, tek bir gerçeği anlatıyor ve insanları tek bir dine çağırıyorlardı:
Allah birdi ve insan başka herhangi bir yol göstericiye-kendi isteklerine, atalarının
geleneklerine, "din adamı" gözüken sahtekarlara-göre değil, O'nun dinine göre
yaşamalıydı...
Ancak bu temiz Nasrani inancı da yaşayamadı ve Pavlusçu Hıristiyanlar
tarafından yok edildi...
Bir kaç satırda özetlediğimiz bu tabloyu bu yazı dizisinin başından bu yana en
ufak ayrıntısına inene dek inceledik. Ancak sormadığımız bir soru kaldı: Acaba
Nasrani inancının tarihin derinliklerine gömülmesinden sonra ne oldu?

Hz.İsa'nın geleceğini müjdelediği Peygamber
Yahudiler, kendi kurtuluşlarını, yani Hz. İsa'yı reddettiklerine, Pavlusçu
Hıristiyanlar hayali bir Hz. İsa'ya inandıklarına, Nasrani inancı da tarihin dışına
itildiğine göre, Hz. İbrahim'den gelen ve Hz. İsa'yla devam eden İlahi din ne
oldu?
Bu dini peygamberleri ile insanlara ulaştıran Allah, bu dinin tarihin içinde
kaybolup gitmesine izin mi verdi?
Hayır. Aksine, aynı İlahi din, Nasraniler'in saf dışı edilmelerinden kısa bir süre
sonra, aynı coğrafyanın biraz daha güneyinde, Arabistan'da yeniden ortaya çıktı.
Allah, yeni bir peygamberle tarihin başından beri var olan dinini yeniden duyurdu.
Bu kez bu peygamber Yahudi değildi. Çünkü Yahudiler Hz. İsa'yı reddetmekle ve
onu öldürmeye kalkmakla büyük bir suç işlemişler ve "Allah'ın seçilmiş halkı"
olma vasfını yitirmişler, aksine lanetlenmişlerdi. Çünkü peygamberleri Hz. Musa,
Eski Ahit'e göre, onlara Hz. İsa'yı kast ederek "Allah'ınız olan Rab size, kendi
kardeşlerinizin arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak. O'nun size
söyleyeceği her sözü dinleyin. O peygamberi dinlemeyen herkes Allah'ın
halkından koparılıp yok edilecektir" demişti. Onlar ise Hz. İsa'ya isyan etmekle
"Allah'ın halkından koparılıp yok edilmişler"di. Nitekim Hz. İsa'ya karşı
düzenledikleri tuzağın ardından, 70 yılında tarihin en büyük bozgunlarından birine
uğradılar. Kudüs'ü, oradaki Tapınakları'nı ve Tapınak'taki Tevrat nüshalarını, Hz.
Musa'nın sandığını kaybettiler. "Allah'ın halkından koparılıp yok edilmişler" olarak,
asırlar sürecek bir sürgüne yollandılar.
Bu nedenle Hz. İsa ile birlikte Yahudi peygamberleri geleneği son buldu. Hz. İsa
onların son yol göstericisiydi.
İşte bu yüzden, Nasraniler'in de tarihin dışına itilmelerinin ardından, Allah vahyini
Yahudiler'den olmayan, yeni bir peygambere indirdi. Aslında bu peygamber
Yahudi değildi, ama yine de Hz. İbrahim'in soyundandı. Hz. İbrahim'in iki
oğlundan biri olan İsmail'in soyundan geliyordu ve İsmail'den türemiş olan Arap
halkının arasında ortaya çıkmıştı.
Bu peygamberin görevi ise, tarihin başından beri var olan ve Hz. İbrahim'den
beridir kesintisiz süren İlahi dini yeniden hayata döndürmekti. Bir başka deyişle,
çıkıp da bir "Arap dini" kurmadı. Ona vahyedilen kitap, kendinden önceki tüm
kitapları ve peygamberleri doğruluyor, ancak bunları izlediklerini söyleyen
insanların yanlışlarını haber veriyordu. Dolayısıyla bu peygamberi izleyenler,
önceki peygamberlerin de tümünü izlemiş olacaklardı.
Bu peygamberin ismi Muhammed, getirdiği kitabın ismi de Kuran'dı.
Hz. İsa geldiğinde yaptığı en önemli iş insanları imana davet etmek olmuştu. Hz.
Muhammed de aynı şeyi yaptı. Nitekim Hz. İbrahim, Hz. Yusuf , Hz. Musa, İlyas
ya da Yahya da aynı şeyi yapmıştı. Dolayısıyla Allah'ın lütfuyla "insanların

İbrahim'e en yakın olanları" olan biz müslümanların işi de yine insanları imana
davet etmektir.
Bu yazı dizisi daveti duyurabilmek için yazıldı, özellikle de Hıristiyanlar için.
Buna rağmen biliyoruz ki, bu yazı dizisini okuyan Hıristiyanların önemli bir
bölümü bunu "saptırıcı" bir çalışma olarak görmeye, hatta "Şeytan işi" saymaya
çalışacaklardır. Ancak bilmelidirler ki bu satırların yazarının aklında, Allah'ı
yüceltmek, O'nun peygamberlerini övmek ve O'nun gerçek dinini tebliğ etmekten
başka bir şey yoktur.
Bu yüzden Hıristiyanları, Hz. İsa'yı reddeden tutucu Yahudiler gibi katı
davranmamaya, her türlü bağımlılıktan kurtulmuş olarak kendilerini Allah'a teslim
edip düşünmeye davet ediyoruz. Hz. İsa'ya gerçekten onun kendisini anlattığı
gibi mi iman etmektedirler? Sahip oldukları iman, Yeni Ahit'e göre Hz. İsa'nın
kardeşi olan Yakup'un sahip olduğu imanla aynı mıdır? Eğer öyleyse neden Yakup
ve onun cemaati kendisine inandıkları Kilise tarafından lanetlenmiştir?...

Hıristiyanlara çağrı
Yazı dizisi içinde ayrıntılarıyla incelediğimiz konuları bir kez daha tekrar
etmeyeceğiz. Ancak Hıristiyanlara çağrımız, Yahudiler gibi tutucu
davranmamaları ve Allah'ın kendilerine indirdiği yol göstericiye karşı açık
olmalarıdır. Bu yol gösterici Kuran'dır ve Hz. İsa'nın gerçek kimliğini de onlara o
haber verir.
Kuran'a göre ise, iman ettikleri Hz. İsa, sadece ve sadece bir tek Allah'a iman
etmeyi emretmiş ve kendisinin de O'nun kulu olduğunu vurgulamıştır:
Andolsun, 'şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih'tir' diyenler küfre düşmüştür. Oysa
Mesih'in dediği (şudur:) 'Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz
olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti
haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur.'
Andolsun, 'Allah üçün üçüncüsüdür' diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir
ilahtan başka ilah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse,
onlardan inkar edenlere mutlaka (acı) bir azap dokunacaktır. Yine de Allah'a
tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır,
esirgeyendir. Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip
geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri
nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar? (Maide Suresi,
72-74)
Kuran Hıristiyanları Hz. İsa'yı bir tanrı sayıp Allah'a ortak koşmamaları için uyarır.
Tek bir Allah vardır ve İsa Mesih dahil herkes O'nun kuludur. Bir Hıristiyan'ın
yapması gereken şey, herşeyden önce bunu kabul etmektir. Allah'ın bir ve tek
olduğunu, Hz. İsa'nın ya da bir başka kişinin ise sadece ve sadece O'nun kulu
olduğunu tasdiklemektir.
Onları da, İsa Mesih'i de, tüm insanları da yaratmış olan Allah, onlara şöyle
seslenmektedir:

"Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan
başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir.
Onu Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine
inanınız; "üçtür" demeyiniz. Kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek
ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa
O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. Mesih ve yakınlaştırılmış melekler, Allah'a kul
olmaktan kesinlikle çekimser kalmazlar. Kim O'na ibadet etmeye 'karşı çekimser'
davranırsa ve büyüklenme gösterirse, onların tümünü huzurunda toplayacaktır."
(Nisa Suresi, 171-172)               

                                         
                                                                  ::ASİYE UTKU::

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...