Kendilerine
kitap verdiklerimiz, O'nu, çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna
rağmen içlerinden bir bölümü bilmelerine rağmen gerçeği gizlerler.
2 Bakara Suresi 146
Kitabımızın
bu bölümünde Eski Ahit'te muhtemelen Peygamberimiz'in çıktığı bölgeye
ve getirdiği mesaja işaret ettiği kanaatinde olduğumuz bölümleri
inceleyeceğiz. Eski Ahit, Hz. Musa ve Harun'a verilen Tevrat'la beraber,
Hz. Davud'a verilen Zebur'u ve diğer bazı Peygamberlere verilen
sayfaları da içermektedir.
Kitabımızın
en uzun kısmını doğa bilimleri (fizik, kimya, jeoloji, biyoloji gibi)
ile ilgili Kuran mucizelerinin oluşturduğunu biliyorsunuz. Bu
mucizelerin ardından dört bölümde incelediğimiz felsefi konuların ayrı
bir kategori, arkeolojik araştırmalara dayanan sonraki dört bölümün ise
apayrı bir kategori olduğunu belirttik. Aynı şekilde kitabımızın Eski
Ahit'ten işaretleri içeren bu bölümü ve bundan sonraki İncil'den
işaretleri içeren bölümü ise değişik bir kategori olarak düşünülebilir.
Bir kategoride deneye, gözleme dayanan doğa bilimlerinin açıklamaları,
bir kategoride akılcı spekülasyonlar, bir kategoride incelenmesi kılı
kırk yarmayı gerektiren kısıtlı tarihsel veriler, bu iki bölümde ise
dikkatlice değerlendirilmesi gereken Tevrat ve İncil'in işaretleri söz
konusudur. Kuran, Yahudilerin, kelimelerin yerlerini ve anlamlarını
saptırmak suretiyle dinlerinde tahrifat yaptığını söylemektedir. Bu
yüzden Peygamberimizle ilgili işaretler, Yahudiler tarafından başka
anlamlara çekilmek ve değiştirmek istenmiştir. Kelimelerin anlamını
çarpıtarak var olan anlamı bozan ehli kitap; böylece Peygamberimize,
dinimize işaret eden izahların anlaşılmasını zorlaştırmışlardır. Konuya
işaret eden Kuran ayetleri şöyledir:
Yahudilerin bir kısmı kelimeleri yerlerinden kaydırırlar ve dillerini eğip, bükerek...
4 Nisa Suresi 46
Onlar yerlerine konulmuş kelimeleri saptırırlar ve "Size bu verilirse alın, verilmezse sakının" diyorlar...
5 Maide Suresi 41
Dinimizi
inkâr etmeye çalışan Yahudi din adamlarının, Eski Ahit'te dinimizle
ilgili var olan işaretleri yanlış anlamlandırmaya çalışmaları,
Peygamberimiz'in döneminden beri süregelen bir olgudur. Bu bölümün
başında alıntıladığımız ayette kitap verilenlerin (Yahudi ve
Hıristiyanların) bir kısmının, Peygamberimiz'in Peygamberliğini
anlamalarına rağmen gerçeği gizledikleri söylenmektedir. Yine Kuran'da,
Tevrat ve İncil'in Peygamberimize işaret ettiği söylenmektedir. Bize
düşen Tevrat'ı ve İncil'i incelememiz sonucunda var olan işaretleri
bulmaya çalışmaktır. Bu iki bölümde Tevrat'ın ve İncil'in en eski
nüshalarının dilini bilen araştırmacıların araştırmalarını
değerlendirmemiz ve kendi incelememizi eklememiz sonucunda
Peygamberimize işaret ettiğini tahmin ettiğimiz Eski Ahit ve İncil
açıklamalarını size sunacağız.
BÜTÜN PEYGAMBERLER İSLAM'I ANLATMIŞTIR
Kuran,
Hz. Adem'den beri gelen bütün Peygamberleri müslüman (müslüman İslam
olan demektir. Arapçada başa gelen "mü" takısıyla "İslam" kelimesinden
türemiştir) olarak tanıtır. Müslüman kelimesi Allah'a teslim olmayı
ifade eder. Ayrıca bu kelime barışta, emniyette olmayı da ifade eder.
Sami dil alimlerinin vardığı kanaate göre İbranice "Şalom" kelimesi,
Arapça "İslam" (Selam da aynı kökten gelir) kelimelerinin hepsi
Samice'deki tek ve aynı kökten, yani "Şlama" kelimesinden türerler ve
aynı anlama sahiptirler. Türkçe'de biz yanlış olarak Müslüman, İslam
ifadelerini sadece Peygamberimize uyanlar için kullanıyoruz. Bu
kelimeler Türkçe'ye anlamları daralarak girmişlerdir. Oysa bu kelimeler
bütün Allah'ın gönderdiği dinlere uyanları ifade eder. Kuran'ın
kullandığı bu kavramlara Eski Ahit'te şöyle rastlıyoruz.
Selametle
(İslam'la) gelen Peygamberin söylediği eğer çıkarsa onun gerçekten
Efendinin gönderdiği Peygamber olduğu anlaşılır. Eski AhitYeremya 28, 9
Tercümede
"Selametle" diye çevrilen bu kelimenin Eski Ahit'in orijinal dilinde
"İslamla" aynı anlama geldiğini gördük. Tarihsel olarak Hz. Musa'dan
sonra gelip de 1 Allah'ın varlığını, 2 Allah'tan başkasına tapmamayı, 3
Bütün Peygamberlerin onaylanmasını, 4 Ahiret gününe inanmayı, 5 Güzel
ahlâkı savunmayı; öldürmeye, çalmaya karşı durmayı ve zayıfların,
yetimlerin gözetilmesini söyleyen ve bunu dünya çapında yerleştiren iki
Peygamberden biri Hz. İsa, diğeri Peygamberimiz Hz. Muhammed'dir. Eski
Ahit'te geçen ifade, bir Peygamberin söylediklerinin çıkmasının ve
Peygamberin İslam'la gelmesinin; O Peygamberin doğruluğunu göstereceğini
söylüyor. Peygamberimiz'in söyledikleri sonucu milyarlarca insan,
Allah'ı sevmiş, Allah'ın kudretinin sonsuzluğuna inanmış; Allah'ın,
Peygamberimize verdiği kitapta tüm söylenenlerin doğruluğu ise tarihin
ilerlemesi ve bilimin gelişmesiyle anlaşılmıştır. Eski Ahit'in hiçbir
yerinde ise Hz. Musa'dan sonra Peygamber gelmeyeceğine dair bir açıklama
yoktur. Hz. Muhammed'in Peygamberliğinin doğruluğunu Eski Ahit'e inanan
bir kişi, sırf bu ifadeden bile anlayabilir. üstelik Eski Ahit, bir
Peygamberin selametle (İslam'la) gelmesini şart koşarken, İslam ismi en
çok Hz. Muhammed ile bütünleşmiştir.
MUHAMMED İSMİNE İŞARET
6 Her şeye Egemen Efendiniz diyor ki; "Bir kere daha, vakit azdır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım.
7 Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Himada'sı gelecek ve bu mabedi şanla, şerefle dolduracağım der.
8 "Gümüş de, altın da benimdir" diyor her şeye Egemen Efendiniz.
9
Benim bu son evimin şöhreti ilkinden daha büyük olacak der
kalabalıkların Efendisi. Ve bu yerde Selam (Şalom) vereceğim der
kalabalıkların Efendisi
Eski Ahit Haggay2, 6-9.
Haggay
7'de orijinal metinde geçen “Himada” kelimesi, Arapça'da geçen Muhammed
ismiyle aynı köklerden "HMD" gelmektedir ve genel olarak aynı anlamları
taşımaktadır. Böylece Hz. Muhammed'in ismi veya isminin anlamını veren
kelime gelecekte oluşacak görkemli bir olay ile beraber anılmaktadır.
Eski Ahit'ten sonra gelen ve Allah'ın varlığını milyarlara yayan
Muhammed Peygamberin gelişinden daha görkemli ne olabilir! üstelik
Haggay 9'da geçen "Şalom" kelimesinin İslam ile aynı anlama geldiğini,
aynı köke sahip olduklarını gördük. "Himada" kelimesinin Türkçe'ye
"değerli eşyalar" anlamında çevrilmesi yüzünden Eski Ahit'i
İbranicesinden takip etmeyenler bu inceliği görememektedirler.
MUSA GİBİ PEYGAMBER
18
Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir Peygamber çıkartacağım.
Ve sözlerimi onun ağzına koyacağım. Ve kendisine emrettiklerimin tümünü
onlara bildirecek.
19 Ve vaki olacak ki; benim ismimle söyleyeceği sözlerimi dinlemeyecek olan kişiyi Ben cezalandıracağım.
Eski AhitTesniye18, 18-19
Tevrat'ın
Tesniye bölümünde ileride gelecek bir Peygambere işaret edilmektedir.
Hıristiyanlar bu ifadenin Hz. İsa'yı işaret ettiğini söylemektedirler.
Fakat birçok açıdan Hz. Musa'ya Hz. İsa'dan daha çok benzeyen
Peygamberimiz'in de bu ifadeyle kastedilmiş olması mümkündür. Belki de
hem Hz. İsa'ya, hem Hz. Muhammed'in ikisine birden işaret vardır.
Doğrusunu Allah bilir.
Hz.
İsa'nın israiloğullarından olması sebebiyle ayete daha uygun olduğu
düşünülebilir. Fakat israiloğullarının ve Arapların ortak atadan
geldiği, yani kardeş toplumlar oldukları bilimsel incelemelerin de
sonucudur. Tucson Arizona üniversitesi'nden Michael Hammer ve İsrail
üniversitesinden birkaç meslektaşı 1371 kişinin Y kromozomlarındaki 18
bölümü incelediler. 29 farklı topluluktan gelen bu insanlar içinde, yedi
Yahudi (Avrupa); Latin, Kuzey Afrikalı, Kürt, Iraklı, İranlı, Yemenli
ve Etyopyalı, beş Arap; Filistinli, Lübnanlı, Suriyeli, İsrail Drüz,
Suudi ve 16 Sami olmayan grup vardı. çalışma, farklı bölgeden gelen
Yahudilerin ve Arapların birbirleriyle yakın akraba olduklarını
gösterdi. Bu çalışma Hz. İbrahim'in hem israiloğullarının hem Araplar'ın
ortak atası olduğuna dair inançla uyum içindeki bilimsel bir veridir.
Tevrat'ın
Tesniye bölümündeki ifadeye dönersek, Hz. Muhammed'in Hz. Musa'ya, Hz.
İsa'dan daha çok benzeyen birçok yönünü gösterebiliriz. Hz. Musa'nın da
Peygamberimiz'in de kendi yaşamları içinde kendi toplumlarında bir
hakimiyet kurdukları, bir yapı oluşturdukları bilinmektedir. Hz. İsa'nın
vefatından sonra Hıristiyanlar böyle bir yapı oluşturabildiler.
Peygamberlerin
ortak mesajı taşıyan insanlar olduklarını bilen bizler için, Hz. İsa
ile Hz. Muhammed'den hangisinin daha çok bu ayete uyduğunu söylemek
zordur. Fakat Hz. İsa'yı teslis (üçleme) inancıyla ilahlaştıran
kiliselerin, Tesniye bölümündeki bu ifadenin Hz. İsa'ya Peygamberimizden
çok uyduğunu söylemeleri büyük bir çelişkidir. çünkü kiliseler Hz.
İsa'yı tanrılaştırarak, tüm insanların günahları için öldüğünü
söyleyerek, Hz. İsa'yı tüm diğer Peygamberlerden farklı bir konuma
sokarlar. Bu tavrı benimseyen bir Hıristiyanın, Hz. Musa'ya Hz. İsa'nın
Hz. Muhammed'den daha çok benzediğini söylemesine imkan yoktur.
Ayrıca
Tesniye 18'deki ve 19'daki bir ifadeye özellikle dikkat çekmek
istiyoruz: “Bu gelecek Peygamberin Tanrı'nın ismiyle sözler söyleyeceği”
vurgulanmaktadır. Peygamberimize gelen Kuran'ın en ilginç ve diğer
kitaplarda görünmeyen özelliklerinden biri her surenin (114 surenin
113'ü) Besmele ile yani "Bismillahirrahmanirrahim" (Merhametli, Şefkatli
Allah'ın ismiyle) diye başlamasıdır. Peygamberimize verilen Kuran'ın bu
özelliği, gelecek Peygambere Allah'ın sözlerinin verileceğini ve O
Peygamberin "Allah'ın ismiyle" bu sözleri söyleyeceğini belirten
ifadelerle büyük bir uyum oluşturmaktadır.
PEYGAMBERİMİZİN ÇIKTIĞI YERE İŞARET
1 Ve Allah adamı Musa'nın ölümünden önce İsrailoğullarına okuduğu hayır dua şudur.
2
Ve dedi: Efendiniz Sina'dan geldi. Ve onlara Seir'den doğdu. Paran
dağından parladı. Ve mukaddeslerin on binlercesinin içinden geldi. Onlar
için sağ elinde alev alev yanan ateş vardı.
Eski AhitTesniye 33, 12
Vefatından
önce Hz. Musa'nın duası gerçekten de ilginçtir. Bu ifadede geçen 1. yer
olan Sina Dağı, Hz. Musa'nın çıktığı bölgedir. 2. yer Seir olup, Hz.
İsa'nın çıktığı bölgedir. 3. yer ise Peygamberimiz Hz. Muhammed'in
çıktığı bölgeyi ifade eden Paran Dağlarıdır. Böylelikle Hz. Musa'nın
duasında söyledikleriyle; insanların tek Allah inancına inanmasını
sağlayan, insanlığın geleceğinde yaygın şekilde kabul görecek, Allah'ın
gönderdiği 3 din bir arada anılmaktadır. Bu ifade aynı zamanda Tevrat'ın
kendisinden sonra gelen Hz. İsa'yı ve Hz. Muhammed'i onayladığının bir
delilidir. Kuran nasıl sonda diğer Peygamberleri; Hz. Musa'yı ve Hz.
İsa'yı onayladıysa, Tevrat da bunu başta gerçekleştirmiştir. Tesniye
332'de Peygamberimiz'in onbinlerin içinde geleceğinin söylenmesi, daha
yaşarken Peygamberimize onbinlerce insanın uyması bakımından, oluşmuş
olan gerçeklikle tamamen uyumludur.
PUTLARI KIRACAK, KEDAR HALKINDAN OLAN SEÇKİN KUL
Eski
Ahit İşaya bölümü 42'de geçen gelecek ile ilgili anlatımlar
Peygamberimizle büyük bir uyum göstermektedir. Hz. Muhammed gerçekten de
hem putları yok etmesiyle (8), hem daha sağken yeryüzüne hakim olup
adaleti sağlamasıyla (3 ve 4) hem Ruh'tan (Cebrail) vahiy almasıyla (1)
hem üstün ahlâkıyla (2 ve 3) hem insanlara ışık olup, körelmiş gönülleri
iyileştirmesiyle (6 ve 7) hem Kuran gibi yeni bir vahyi insanlara
duyurmasıyla (10) ve hem Hz. İbrahim'in oğlu, İsmail'in oğlu Kedar'ın
soyundan olan bir toplumun üyesi olmasıyla (11) bu alıntılayacağımız
Eski Ahit'ten bölümlere tam bir uygunluk göstermektedir.
1
İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu
seçtiğim kulum. Ru humu (Cebrail'i) onun üzerine koydum. Milletler için
adaleti meydana çıkaracaktır.
2 Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek
3 Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak
4 Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun ka nunlarını bekler.
5
Gökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, Dünya'daki
insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efendiniz Allah diyor ki:
6 "Ben Efendin. Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni hal ka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım.
7 öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın
8 Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım.
9 Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.
10
Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey. Kıyılar ve kıyı
halkları. Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünya'nın dört bucağından
onu ezgilerle övün.
11
çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini
yükseltsinler. Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların
doruklarından bağırsınlar.
Eski Ahit İşaya 42, 1-11
İşaya'daki
bu bölümleri okuyanlar, Hz. Muhammed'le, bu anlatımların uyumunu
anlayacaklardır. Bu olayların ileride olacağının söylenmesi (9) de
önemlidir. Demek ki bu müjde Hz. Musa zamanında ve daha önce açığa
çıkmamıştır. İşaya 42. bölümün devamında 17'de, putperestlerin
utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir.
Dikkatli
bir incelemeyle Eski Ahit'te daha birçok işaretler bulunabilir.
Kuran'ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden
arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit'in işaretleri
de desteklemektedir.
70 Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Tanık olduğunuz halde, neden Allah'ın delillerini inkâr ediyorsunuz?
71 Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Neden gerçeği yalanla örtüyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
3 Ali İmran Suresi 70-71
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder