8 Mayıs 2011 Pazar

Nevruz adı altında misyonerlik

Nevruz adı altında misyonerlik



BDP milletvekillerinin polis tokatlayarak, polise taş atarak çatışma ortamına dönüştürmeye çalıştığı Nevruz Kutlamaları’nda misyonerlerin de cirit attığı ortaya çıktı. Aydın’daki Nevruz etkinliğinde misyoner papazlarca, etkinliğe katılan çocuklar başta olmak üzere halka Kürtçe İncil dağıtıldı.

İŞTE O PAPAZLARDAN BİRİ
Türk Alman Dostluğu Kilisesi Papazı Ernst Hugo Kliewer beraberindekilerle birlikte, Aydın Merkez’de gerçekleştirilen Nevruz etkinliği alanında konuşlandırdığı aracının bagajından çıkardığı Kürtçe İncilleri etrafında topladığı insanlara dağıttı. Papaz Ernst Hugo Kliewer ve arkadaşlarının, meraklı gözlerle kendilerine bakan vatandaşlara dağıttığı kitaplar şöyle: “Türkçe ve Kürtçe dillerinde İnciller
İffetli Yaşam
Na Meyek Jı Tere (Sana Bir Mektup)
Zer A Rastiqin (Altın Hakikatler)
Michael Sattler İsa Mesih’in Bir Tanığı
Sen Özelsin”
ÖNCELİK HEDEF ÇOCUKLAR
Türk Alman Dostluğu Kilisesi Papazı Ernst Hugo Kliewer ve beraberindeki misyonerlerin hedefinde öncelikle çocuklar vardı. Bu kitaplardan çocuklara çok sayıda dağıtıldı.

Yahudi ve Hıristiyanlar Necistir


Yahudi ve Hıristiyanlar Necistir


(TEVBE suresi 28. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلاَ يَقْرَبُواْ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَـذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ إِن شَاء إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.
(TEVBE suresi 29. ayet)
قَاتِلُواْ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلاَ بِالْيَوْمِ الآخِرِ وَلاَ يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَلاَ يَدِينُونَ دِينَ الْحَقِّ مِنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ حَتَّى يُعْطُواْ الْجِزْيَةَ عَن يَدٍ وَهُمْ صَاغِرُونَ
Kendilerine Kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
(TEVBE suresi 30. ayet)
وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌ ابْنُ اللّهِ وَقَالَتْ النَّصَارَى الْمَسِيحُ ابْنُ اللّهِ ذَلِكَ قَوْلُهُم بِأَفْوَاهِهِمْ يُضَاهِؤُونَ قَوْلَ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَبْلُ قَاتَلَهُمُ اللّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ
Yahudiler, Uzeyr Allah’ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!.
(TEVBE suresi 31. ayet)
اتَّخَذُواْ أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِّن دُونِ اللّهِ وَالْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَمَا أُمِرُواْ إِلاَّ لِيَعْبُدُواْ إِلَـهًا وَاحِدًا لاَّ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
(TEVBE suresi 32. ayet)
يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
Allah’ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
(TEVBE suresi 33. ayet)
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ
O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.
(TEVBE suresi 34. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّ كَثِيرًا مِّنَ الأَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلاَ يُنفِقُونَهَا فِي سَبِيلِ اللّهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!.
(TEVBE suresi 35. ayet)
يَوْمَ يُحْمَى عَلَيْهَا فِي نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكْوَى بِهَا جِبَاهُهُمْ وَجُنوبُهُمْ وَظُهُورُهُمْ هَـذَا مَا كَنَزْتُمْ لأَنفُسِكُمْ فَذُوقُواْ مَا كُنتُمْ تَكْنِزُونَ
(Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): “İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!”
(TEVBE suresi 36. ayet)
إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِندَ اللّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَات وَالأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ فَلاَ تَظْلِمُواْ فِيهِنَّ أَنفُسَكُمْ وَقَاتِلُواْ الْمُشْرِكِينَ كَآفَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَآفَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.
(TEVBE suresi 37. ayet)
إِنَّمَا النَّسِيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُحِلِّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًا لِّيُوَاطِؤُواْ عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللّهُ فَيُحِلُّواْ مَا حَرَّمَ اللّهُ زُيِّنَ لَهُمْ سُوءُ أَعْمَالِهِمْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
(Haram ayları) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah’ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O’nun haram kıldığını helâl kılmak için (haram ayını) bir yıl helâl sayarlar, biryıl da haram sayarlar. (Böylece) onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirler. topluluğunu hidayete erdirmez.
(TEVBE suresi 39. ayet)
إِلاَّ تَنفِرُواْ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلاَ تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.
(TEVBE suresi 41. ayet)
انْفِرُواْ خِفَافًا وَثِقَالاً وَجَاهِدُواْ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
(Ey müminler!) Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
(TEVBE suresi 63. ayet)
أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّهُ مَن يُحَادِدِ اللّهَ وَرَسُولَهُ فَأَنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدًا فِيهَا ذَلِكَ الْخِزْيُ الْعَظِيمُ
(Hâla) bilmediler mi ki, kim Allah ve Resûlüne karşı koyarsa elbette onun için, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır.
(TEVBE suresi 66. ayet)
لاَ تَعْتَذِرُواْ قَدْ كَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ إِن نَّعْفُ عَن طَآئِفَةٍ مِّنكُمْ نُعَذِّبْ طَآئِفَةً بِأَنَّهُمْ كَانُواْ مُجْرِمِينَ
(Boşuna) özür dilemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.
(TEVBE suresi 73. ayet)
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varış yeridir!
(TEVBE suresi 80. ayet)
اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لاَ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِن تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةً فَلَن يَغْفِرَ اللّهُ لَهُمْ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَفَرُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
(TEVBE suresi 84. ayet)
وَلاَ تُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِّنْهُم مَّاتَ أَبَدًا وَلاَ تَقُمْ عَلَىَ قَبْرِهِ إِنَّهُمْ كَفَرُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَمَاتُواْ وَهُمْ فَاسِقُونَ
Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler.
(TEVBE suresi 119. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ
Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.
(TEVBE suresi 123. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ قَاتِلُواْ الَّذِينَ يَلُونَكُم مِّنَ الْكُفَّارِ وَلِيَجِدُواْ فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.

Sapık papazları örtbas etme fonu

                                                Sapık papazları örtbas etme fonu

papaz kilise ortodoks rahip rahibe papa katolik hıristiyan sübyancı sapık adam
Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı Amerikan Rum Ortodoks kilisesinin bünyesindeki bazı papazların sübyancılık vakalarının “örtbas” edilmesi için 6 yılda 8.3 milyon dolar tazminat ödendiği açıklandı.

Haftalık “Thema” gazetesinin manşet haberine göre, Rum asıllı Amerikalıların Ortodoks kilisesi lideri Başpiskopos Dimitrios, cemaati içinde, “sübyancılık vakalarını örtbas etme” ve “çocukların velileriyle, tazminat ödeme yoluyla işi tatlıya bağlama” taktikleri nedeniyle yoğun eleştiri altında…
Buzdağının tepesi
Son yıllardaki sübyancılık vakalarından sadece 11 papazla ilgili olanlar kamuoyunca öğrenilebildi. Örtbas edilen vakaların sayısı bilinmiyor. “Amerikan Rum Ortodoks kilisesinde seksüel tacize uğrayanlara yardım” cemiyeti kurucusu Kathy Larson, “Ortodoks kiliselerinde sübyancılık vakaları çok, kamuoyuna duyurulanlar sadece buzdağının tepesini oluşturuyor. Failler Yunanistan’a kaçıyor. Yunanistan’da papazlık yapmayı sürdürmeleri olasılığı beni çok huzursuz ediyor” dedi.
72 yaşında yargıda

ABD’deki Rum Ortodoks toplumunu çalkalayan en son sübyancılık skandalı, 20 Mayıs’ta ABD adaletince incelenmeye başlanacak. Gazeteye göre, fail geçmişte 5 çocukla ilişkide bulunmuş, şimdi 72 yaşında olan papaz Nikolaos Katinas.
Başpiskopos Dimitrios’un yakını olan Nikolaos’un çocuklarla kilise içinde seks yaptığı belirtiliyor. Nikolaos Katinas’ın yargılanması sürecinde kilise hiyerarşisinin “örtbas çabaları” kanıtlanırsa, Dimitrios’un da suçlanması gündeme gelebilecek. Papaz Nikolaos şimdi Yunanistan’da yaşıyor.

6 Mayıs 2011 Cuma

gerçek imana davet

Kuran ve Peygamber İsa'nın Ölümü       

:Peygamberliğine ve kitap indirildiğine imanı açık bir emir olarak Kuran'da yer alan İsa peygamberin ölümü (çarmıha gerilişi,kıyamette tekrar geri döneceği vb.) olaylar o kadar çarpıtılmaktaki tek tek cevap yazılamayacak kadar boş ve alakasız safsataya karşın Kuran ne diyor bir bakalım.

(İslama göre hazırlanmıştır.Diğer dinlerden ve hadis kitaplarından alıntıların Kuran temel alınan bir bakış açısında çelişeceğinden Kuran dışı hiçbir kaynağa itibar edilmemiştir.Zira Kuran Allah kuralıdır ve beşeri yazılan hiçbir kaynak ile eş tutulamaz,tutulması halinde neler olacağı Kuran ayetlerinde açıkça belirtilmiştir.Eleştiri ve açılımların bu bağlamda olması dileğiyle)


Öncelikle neden Kuran İncil'in vahiy olunandan farklılaştığını ve Kuran'ın son hak kitap olduğu tartışmalarına Kuran açık ve net tavır koymuştur.Oda Maide 73.ayettir ;

- Andolsun "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler de kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'dan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diye geldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kafir olanlara acı bir azap isabet edecektir.

Bir tek allah'tan başka hiçbir tanrı yokrur.Bu İsa peygamberin tebliğidir.Bunun dışındaki öğretiler islam ve Kuran açısından İsa peygamber ve tebliğleri ile alaksız olduğundan "islamım" diyen için geçersizdir.Hatta nedenide daha sonraki ayetlerde açıkça belirtilir.(Kuran anlaşılamaz diyenlerin kulakları çınlasın)

74. Hala Allah'a tevbe edip O'ndan bağışlanmayı dilemiyecekler mi? Allah çok yargılayıcı, çok esirgeyicidir.

75. Meryem oğlu Mesih ancak bir resuldür. Ondan önce de (birçok) resuller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.

76. De ki: Allah'ı bırakıp da sizin için fayda ve zarara gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Hakkıyla işiten ve bilen yalnız Allah'tır.

Allah'tan başka tapınma merkezi olamaz.Bu islamda en büyük günahtır.


Neyse,konuya dönelim.

Kuran'da İsa peygamberin çarmıha gerilmediği ve vefat ettiği yer alır.Dolayısıyla başka bir açılım,Kuran'a Allah emrine aykırıdır.Bunun dışındaki bir açılım,Kuran üstü bir açılım gerektirir ve buda apaçık bir şirktir.

Ayetlere bakalım şimdi ;

Yine Maide suresi 116 ve 117. ci ayetleri birleştirip yazıyoruz ;

Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Haşa! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.


Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyle görensin.


Diğer bir sürede Maide süresindeki 55.ayettir ;

- Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkar edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kafirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.


Birebir vefat anlamındaki teveffa kelimesi kullanılmıştır.Diğer geçtiği pek çok ayettede canın alınması,vefat etmesi anlamındadır.

Görüldüğü gibi Kuran İsa Peygamberin vefat ettiğini söyler (buna iman etmeli miyiz?-Allah diyorsak evet ).Bunun dışındaki türevler 4 kitabın aynı kaynaktan geldiği ve birbirlerinin devamı (tamamlayıcısı) olduğu açık emrine karşıtlık oluşturur ve Allah buyruğunun dışına çıkar.


Son konuda kıyametten önce İsa peygamberin tekrar ineceği hususunda.Bu konudaki ayetleri yazmadan şu soru aklımıza geldi mi hiç? Eğer islama inanıyorsak (Allah'a inanıyorsak) kitap ( Allah'ın buyruğu ) neden peygamberimiz Muhammed (s.a.v) için son peygamberdir ve nebilik bitmiştir diye "özellikle" belirttikten sonra eğer İsa peygamber gelecek diye iman esası olsaydı ve İsa peygamberinde açıkça bir hak dinin peygamberi olduğu aşikarsa bizim peygamberimiz nasıl "son" peygamber olarak belirtiliyor o zaman?

Siz düşünürken neyse ayetlere geçelim;

İsa peygamberin yeryüzüne döneceği ve insanlığın başına geçeceği nerden kaynaklanıyor?Eşeleme ve oraya,buraya çekmelerle Maide suresinin yukardada yazdığımız 55.ayetteki " sana uyanları kıyamete kadar kafirlerden üstün kılacağım." ibaresidir.Buradan İsa peygamberin kıyamet öncesinde yeryüzüne ineceğini ve ona uyanları kafirlerden üstün kılacağı tezi sunulmaktadır.

Halbuki ayetin hiçbir yerinde isa peygamberin tekrar geleceği ima dahi edilmemektedir.ayet açık ve net olarak ;İsa peygamberin getirdiği kitaba iman etmiş ( allahtan başka ilah yoktur imanı) olan herkesin kafirlerden üstün olacağı belirtilmektedir.

Yine tez için kullanılan Nisa suresi 157.ayet vardır.Onada bakalım öyleyse ;

- Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lanetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

Bu ayeti (sadece bu ayeti ) okuyupta burada İsa peygamberin geri döneceği ve insanlığın başına geçeceği gibi anlam çıkarılabilme şansı var mı? bunun dışında ayet İsa Allah elçisidir,öldürülmemiştir ve bu hususta hiçbir sağlam biliglerinin olmadığı iman kapsamında önümüze seriliyor.Bu ayetten ve "öldürülmedi" diyerek halen Allah'ın nezdinde yaşadığı ve geri döndürüleceği iddia edilir.Bunu diyemeyiz Maide 116 ve 117 ayete çelişir ve aykırı kalır.İlgili yazılan ayetlerde vefat ettiği net ve açık olarak belirtilmiştir.

Peki bu olay Kuran'da yer almıyorsa nereden geliyor bu olaylar ve Kuran'ın önüne geçiyor? Nasıl peygamberimizi 9.yaşında kızla evlendiriyorlar,nasıl kurbanı çarptırıyorlar,nasıl recmi sokuyorlar,nasıl mezarlık ziyaretlerini tapınma aracı yapıyorlar,nasıl Allah dışında tapınma merkezleri yaratıyorlarsa , aynı kaynaklardan aktarılanlarla Kuranımızın önüne geçip,Kuran-ı Kerim'in duvarlarda süs olmasını gözleyenler ,ellenmesini bile istemeyenler farklı mı sanıyorsunuz?

Ha,evet Kuran anlaşılmazdı dimi?
Hadi ya. 
 ::ASİYE UTKU::

30 Nisan 2011 Cumartesi

kan yolu misyonerlik

kan yolu misyonerlik

Devrin Fener Patriği Grigoryos’un Rus Çarı I.Aleksandr’a yazdığı ve Türklerin nasıl mahvedileceğine dair tavsiyeleri şunlardır:
“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkündür. Çünkü Türkler başka milletleri gurur ve ifrada sevkedecek zaferler önünde olduğu kadar her türlü ümitleri kaybedecekleri mağlubiyetlere ve felaketlere karşı sakin, sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefislerine fevkalade düşkündürler. Ferdi iradelerin üstündeki hadisatı değişmez mukadderat sayma inancına sahiptirler. Bu inanışları dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevkü idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından ahlaklarının selabet ve safiyetinden bilhassa dinî ve manevî hayatlarını tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir. Türkleri evvela bu din ve maneviyat şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşad vazifesini îfâ edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icap eder. Bunun da kestirme yolu dinî ve manevî hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri milletleri üzerinde müessir kudret halinden çıkarmak. Halkı da ananat-ı diniyye ve milliyetlerine intibak etmeyen haricî telkin ve fikirlerle tahrip etmektir. Manevî mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kuvvetleri sarsılacak ve ancak o zaman maddî vesaitin faikiyetine istinat edilerek Türkleri yıkmak mümkün olacaktır”.

EL- İLAH MI, ALLAH CC MI..?

EL- İLAH MI, ALLAH CC MI..?

08 Şubat 2011 Salı, 18:36 tarihinde {Gel, ne olursan ol yine gel} tarafından eklendi
Kainatın ve kainatta bulunan tüm varlıkların yaratıcısı, koruyucusu olan tek varlık, ibadet edilmeye layık tek Rab, Mevla, Huda'ya ait özel isim.
En yüce varlık olarak inanılan, bütün kemal sıfatları şahsında bulunduran ve her türlü noksan sıfatlardan uzak olan gerçek Ma'bud. Varlığı zorunlu olan tek yaratıcıya ait yüce bir isim.
Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da.
İsim, ifade ettiği ilahi manasıyla yalnız Allah'a aittir ve hiçbir kelime bu ismin manasını ve muhtevasını ifade gücüne sahip değildir.

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...