Hıristiyanlığı anlatan internet sitelerinde ve diğer yayınlarda, İznik Konseyi'nden hareketle İncil'in (güya) tahrif edilmediği savunuluyor. [Bu konuda, İngiltere'deki bir misyoner teşkilatı tarafından şahsıma gönderilen 'İznik Konseyinde Neler Oldu?' (Çeviren: Yakup Yazman) isimli kitapçık da, aynı şeyleri detaylı bir biçimde anlatmaktadır.]İznik Konseyi'nde Ne Oldu?
Ya Da İsa(a.s.) Niçin İlah Olamaz?
İnternetten (http://www.kutsalkitap.org./hane/kkdm/22.htm) aktaracağım aşağıdaki yazı; tahrifatın apaçık delillerine rağmen misyonerlerin aksini savunmadaki çelişki ve inatlarını ve muhatabına inandırıcı görünme ve aldatma gayretlerini anlama bakımından ibret vericidir:
İznik Konseyi'nde Ne Oldu?
Türkiye'de yaygın olan uydurma bir hikâyeye göre; İ.S. 325'te toplanan İznik Konseyi 'nde papazlar bir yığın İncil'den dört tanesini seçip, diğerlerini yok etmişlerdir. Bu aslı astarı olmayan hikâyeye inanılması gerçekten son derece şaşırtıcı bir şeydir.
Tarih ilmini iyi bilenler bilir ki: Tarihte cereyan ettiği söylenen bir hadiseyi doğrulamanın tek yolu, o hadisenin görgü şahitlerinin yazılarını incelemek ve değerlendirmektir. Tarih ilmi bundan ibarettir. İznik Konseyi ile ilgili bilinen tarihi kaynaklar o konseye katılan ve orada konuşmaları kaydeden Evstatyus , Atanas ve Evsebyus 'un eserleridir. Bu belgeler konsey başkanı olan Antakyalı Evstatyus 'un bir eseri; Atanas 'ın " İznik Konseyi'nin Kararlar ı" adlı eseri (İ.S. 350 ile 354 yılları arasında yazmıştır) ve 369 yılında Kuzey Afrikalı dini liderlere yazdığı bir mektup; Sezariyeli Evsebyus 'un 325 yılında yazdığı bir mektuptan oluşmaktadır. Bunlardan başka hiçbir kaynak yoktur.
Bunlara göre İznik Konseyi 'ne katılanlar sadece İsa Mesih'in Tanrılığını tartışmak için toplanmışlardır. (Mesih'in yeryüzünde yaşadığı zamandan beri zaten O'nun Tanrı sıfatına sahip olduğu kabul edilmişti ama bir iki önemli din önderi yeni bir yorum getirerek, Mesih'in Tanrı sıfatına sahip olmadığı hakkında yeni bir fikir ortaya koydukları için konsey toplanmıştı.) Konseye katılanlar arasında İncil metni ya da içeriği konusunda herhangi bir ihtilaf olduğu kesinlikle kaydedilmemiştir. Bu tartışmada taraflar aynı İncil ayetlerinden faydalanmışlardır.
Zaten İ.S. 325 yılında İncil'i tahrif etmek imkânsız bir iş olurdu. O tarihe gelindiğinde Hindistan'dan İrlanda'ya, Etiyopya'dan Kuzey Almanya'ya kadar her yerde İsa Mesih'e inanan topluluklar vardı. Bir sürü değişik mezhebe ait olan bu topluluklar hiçbir zaman bir tek idare merkezinin kontrolünde değillerdi. Yani, hiçbir papa ya da başka bir hükümdar İncil'i imha ya da tahrif edebilecek konumda ve güçte olamamıştır. ( Ayrıca, Roma Katolik Kilisesi'nin ilk papalığı, "Papa Boniface" ile İ.S. 606 yılında başlamıştır.) Kaldı ki, o çağda bile İncil'in asıl Grekçesi'nin ve çeşitli tercümelerinin binlerce nüshası mevcuttu. Hepsini toplatıp yok etmeye kimsenin gücü yetmezdi.
Konseyin sonunda İncil'in öğretişine dayanarak İsa Mesih'in Tanrı sıfatına sahip olduğu ortak bir bildiriyle yayınlanmıştır. İ.S. 325'te İznik'teki konseyde hazırlanan ve bugünkü Mesih İnanlıları mezheplerinin hemen hemen hepsince kabul edilen amentü (inanç bildirisi) şöyledir:
'Her şeye gücü yeten, görülen ve görülmeyen, bütün şeylerin Yaratanı olan bir tek Baba Allah'a inanıyoruz; Bir tek Rab İsa Mesih'e inanıyoruz: Allah'ın Oğlu, Baba'dan doğan biricik Oğul, yani Baba'nın öz varlığından oluşan Allah'tan Allah, Nurdan Nur, gerçek Allah'tan gelen gerçek Allah, yaratılmış değil, Baba'nın özünden çıkmış, Baba'nın aynı öz varlığına sahip olan, Kendi aracılığıyla gökteki ve yerdeki her şey yapılmış, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan O'dur; Ve Kutsal Ruh'a da inanıyoruz.' (*)
İşte, gerçekler ortadadır. İncil tahrif edilmemiş ve değiştirilmemiştir. İsa'nın Tanrılığı hakkındaki inanç, İznik Konseyi'nde uydurulmuş değildir; başlangıçtan beri ve her devirde bütün Mesih İnanlıları topluluklarınca benimsenmiştir.]
***
Tarihi gerçekler ışığında ve bugünkü mevcut İncillere bakıldığında, yukarıdaki iddiaların bir aldatmacadan ibaret olduğu anlaşılacaktır. Bugün Hıristiyanlar, İncillerdeki acaiplik ve çelişkileri nasıl izah edeceklerdir? Bugün elimizde Hıristiyanlarca makbul sayılan çelişkili ve akl-ı selime ve evrensel gerçeklere uymayan batıllarla dolu dört İncil varken yukarıdaki iddiaların ne hükmü olabilir?..Üstelik 'şecaat arz ederken sirkatini söylemek' misali, mezkur savunmada;
(*): Hıristiyanlığın bu amentüsü, Hz.İsa tarafından değil; çok daha sonra gelen din adamları tarafından oluşturulmuştur. Halbuki İslam'ın amentüsü, Kur'an'da açıkça beyan edilmiş ve Hz.Muhammed tarafından bizzat tebliğ edilmiştir./Bk.: K.K. 2/285, 4/78-79, 4/136)
"İznik Konseyi'ne katılanlar sadece İsa Mesih'in Tanrılığını tartışmak için toplanmışlardır (ve) İsa Mesih'in Tanrı sıfatına sahip olduğu ortak bir bildiriyle yayınlanmıştır," denmektedir.
İncil'e göre; İsa, haç üzerinde acı çekerken şöyle yalvarmaktadır:
“‘Eloi, Eloi, lama sabaktani' ki tercüme edildiğinde; ‘Allah'ım, Allah'ım; niçin beni bıraktın?!'” (Markos, 15/34)
Bu sözler, bir ilahın ağzından çıkabilir mi? Bu sözler, acıyla kıvranan çaresiz bir insanın, Rabbine yakarışından başka birşey değildir. Öyleyse; İsa, bir ilah nasıl olabilir?..
***
II- Ayartılan, Tanrı Olabilir mi?
İsa'nın tanrı olduğunda şüphesi olmayan Hıristiyanlar, bu hususta yapılan itirazlara kendilerince -tutarsız da olsa- cevap verme gereği duymaktadırlar. Bir internet sitesinden iktibas ettiğim aşağıdaki yazı, bu garip çırpınışın bir örneğidir:
Tanrı ayartılamaz. İsa ayartıldı/denendi.
Bundan dolayı İsa, Tanrı olamaz...
İsa'nın tanrılığını reddetmek için Müslümanlar, bazen İsa'nın ayartıldığını ve Tanrı'nın ayartılamayacağı, bundan dolayı İsa'nın Tanrı olamayacağı iddiasını ileri sürerler.
Yakup 1/13 şöyle der: "Ayartılan kişi, 'Tanrı beni ayartıyor,' demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz." Aynı zamanda İbraniler 4/15 'te şöyle yazar: "Çünkü başkâhinimiz, zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir."
Mesih'in tanrılığına ilişkin itirazları reddetmeye oranla bu itirazı yanıtlamak biraz daha zordur; çünkü Kutsal Yazılarda çok açık olmayan, İsa'nın tanrılığı ve insanlığı arasındaki ilişki alanına girer. İsa'nın iki doğası olduğunu aşağıdaki tabloda görüyoruz; fakat birbirleriyle nasıl ilişki içinde oldukları açık değildir.
İsa'nın Kişiliği:
Tanrı / İnsan
Kendisine Tapınıldı. (Matta: 2/2,11; 14/33; 28/9)
Kendisine dua edildi. (Elç.İşl.: 7/59; 1. Korintliler: 1/1-2)
Tanrı olarak çağrıldı. (Yuhanna: 20/28; İbraniler: 1/8)
Tanrı'nın Oğlu olarak çağrıldı. (Markos: 1/1)
Günahsızdır. (1. Petrus: 2/22; İbraniler: 4/15)
Herşeyi bildi. (Yuhanna: 21/17)
Sonsuz yaşam verir. (Yuhanna: 20/28)
Tanrılığın bütün doluluğu onda bulunur. (Koloseliler: 2/9)
Baba'ya tapındı. (Yuhanna: 17)
Baba'ya dua etti. (Yuhanna: 17/1)
İnsan olarak çağrıldı. (Markos: 15/39; Yuhanna: 19/5)
İnsanoğlu olarak çağrıldı. (Yuhanna: 9/35-37)
Ayartıldı/denendi. (Matta: 4/1)
Hikmette gelişti/büyüdü. (Luka: 2/52)
Öldü. (Romalılar: 5/8)
Et ve kemikleri olan bedene sahiptir. (Luka: 24/39)
Kutsal Yazılar'dan İsa'nın insan doğasının kendi tanrısal doğasından hiçbir zaman ayrı olmadığını ve birlik içinde olduğunu görüyoruz. Kutsal Yazılar'da yine Tanrı'nın günah işleyemeyeceğini görüyoruz ve Tanrılığın bütün doluluğunun Mesih'te olduğunu görüyoruz. (Yuhanna: 1/1,14; Koloseliler: 2/9)
Bundan dolayı, İsa'nın Tanrı olduğu gerçeğini kabul ettiğimize göre, İsa'nın günah işlemesinin olanaksız olduğu sonucuna kolaylıkla varabiliriz. Öte yandan, İsa gerçek bir insandı. Bundan dolayı, İsa'nın gerçekten ayartılmış olabileceğini söylemek adildir. Fakat soru inatla devam etmektedir: Eğer İsa'nın günah işlemesi olanaksız ise, o zaman gerçekten nasıl olur da ayartılabilir? Bunu yanıtlayabilecek yeterli yanıtım olduğunu zannetmiyorum. Fakat ben yine de yanıtlamaya çalışacağım:
İsa yaptıklarının tümünü Baba'ya bakarak yaptı. İsa şöyle söyledi, “İsa Yahudi yetkililere şöyle karşılık verdi: Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden birşey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar.” (Yuhanna: 5/19) Ayrıca İsa şunu da söyledi: “Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır." (Yuhanna: 5/30)
İsa, Matta 12:22-32'de cinleri insanlardan kovuyordu. Ferisiler , İsa'nın yaptıklarının Şeytan'ın gücüyle yapmış olduğunu söyleyerek suçladılar. İsa onların bu suçlamalarının, Kutsal Ruh'a küfretmek olduğunu ve bağışlanmayacağını söyledi. İsa bunu neden söyledi? Çünkü İsa'nın hiçbir mucizesini tanrısal doğasıyla değil, içinde olan Kutsal Ruh aracılığıyla bir insan olarak yaptığına inanıyorum. Bundan dolayı İsa kovduğu cinleri Kutsal Ruh'un gücüyle kovuyordu. İsa'nın mucizelerinin, onun vaftizinde Kutsal Ruh'un üzerine gelmesinden sonra başladığını görüyoruz.
İsa Tanrı'nın yasasını yerine getirmek ve günahlarımız uğruna kurban olmak için insan olarak geldi. Bunu bir insan olarak yaptı. Şeytanın ayartmalarına karşı dayanırken, Kutsal Yazılardan insan olarak alıntı yaptı. İsrail'de yeryüzündeki hizmetine başlamak üzereyken tanrısal doğasına dayanmadı. İnsan olarak ayartıldı ve Tanrı'nın Sözüne dayananak ayartılmaya karşı koydu. Kendi tanrısal doğası ile değil, Kutsal Ruh ile cinleri kovdu. Bundan dolayı, İsa tanrısal doğasında değil insan doğasındayken ayartıldı. Tanrısal doğasından "destek" alarak yapmadı. Tersine, ayartılma anı geldiğinde tamamen Baba'ya, Kutsal Ruh'a ve Tanrı Sözüne dayanarak ayartılmalardan başarıyla geçti.] (Bkz.: www.isamesih.org ve www.carm.org/islam/obj_Jesus-sin.htm)
Böyle bir şey olabilir mi? Hem insan, hem tanrı...Bazen insan, bazen tanrı...Ayartıldığı zaman insan, diğer zamanlarda tanrı...Yani İsa; hem insan, hem de tanrı...İnsanlar, onun hangi haline itibar edecekler?..
İsa, gerçekten tanrının kendisi ise; tanrı, kendi kendini mi ayartıyor/denemeye tabi tutuyor?..
Hem; "Bu itirazı yanıtlamak biraz daha zordur; çünkü Kutsal Yazılarda çok açık olmayan, İsa'nın tanrılığı ve insanlığı arasındaki ilişki alanına girer..." deniyor, hem de; akıl, ilim ve din dışı bir takım zorlama izahlara giriliyor. Birşeyin batıl olduğunu söylemek varken, hakikatin sınırlarını bu kadar zorlamaya gerek var mı?
***
İsa'nın 'tanrı' olamayacağını çeşitli vesilelerle açıkladık. Ancak Hıristiyan dünyasından da bir örnekle bu hususu pekiştirelim:
İngiltere Monoteist Kilisesi 'nin kurucusu John Biddle (1615-1622) tarafından deklare edilen on iki esasta, İsa'nın uluhiyetine haklı gerekçelerle karşı çıkılmaktadır:
" 1- Tanrı'dan farklı olan Tanrı değildir. Kutsal Ruh, Tanrı'dan farklıdır. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
2- İsraillilere Kutsal Ruhu gönderen, Yehova'dır. Öyleyse Yehova, Kutsal Ruh Değildir.
3- Kendi isteğince konuşmayan, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, kendi isteğince konuşamaz. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
4- Tanrıya hiçbir şey öğretilmez Mesih, öğretilen şeyleri söyler. Öyleyse Mesih, Tanrı değildir. Yuhanna, 8/26; 'Ben söylediğim herşeyi O'dan işittim.'
5- İsa Yuhanna İncili'nde şöyle der; 'Herşeye herşeyi veren her kimse, yalnız o Tanrıdır.' Başkalarından alan, Tanrı olamaz.
6- Başkası tarafından gönderilen, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, Tanrı tarafından gönderilmiştir. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
7- Herşeyi vermeyen, Tanrı değildir. Tanrı'nın verdiğini alan, her şeyin vericisi değildir.
Tanrı'nın verdiği şeyi alan, insandır. Verilenin, vericinin kudretinde ve tertibinde görülen Tanrı imajı saçmadır. Resullerin İşleri: 17-25 : 'Tanrı herşeye hayat soluğu ve bütün şeyleri verir.'
8- Yer değiştiren, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, yer değiştirir. Öyleyse; Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
9- Hükmün gelmesi için Mesih'e ibadet eden, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, böyle yapmıştır.
Öyleyse; Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
10- Kendisine iman edilmeyen, Tanrı değildir. İnsanlar, Kutsal Ruh'a iman etmediler.
Şakirdler bile. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
11- Tanrı'dan olduğu için ikinci elden işiten Mesih, Tanrı'dan vahy edilen şeyleri bildirir.
Kutsal Ruh da, Tanrı'dan aldıklarını va'z etmiştir. Öyleyse; ne Kutsal Ruh, ne de Mesih, Tanrı değildir.
12- Tanrı'dan pek çok hususta farklı olan, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, Tanrı'dan pek çok yönde farklıdır. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir." (*)
(*): Esasen, -Hıristiyan Amentüsü metni dışında- İsa, Yeni Ahid'in hiçbir yerinde ‘Ben Tanrıyım' demiyor. Bilakis, tam aksini söylüyor. Mesela, Matta 12/18'de; “İşte, benim seçtiğim kulum...” diyor. Tanrı'nın bu sözünü söyleyerek, bunu kendisine tatbik eden İsa, Tanrı'nın kulu ve kölesi olmaktan gurur duymaktadır! Yine Matta 24/36 ve Markos 13/32'ye göre; dünyanın sonu ne zaman gelecek? sorusuna İsa şöyle cevap verir: “Fakat o gün ve saat hakkında, ne göklerin melekleri, ne de Oğul; yalnız Baba'dan başka kimse birşey bilmez.” Aynı şekilde Yuhanna 5/19'da şöyle denmektedir: “Doğrusu ve doğrusu size derim: ‘Baba'nın yapmakta olduğunu gördüğü şeyden başka Oğul kendiliğinden birşey yapamaz; çünkü O, ne şeyler yaparsa Oğul da onları öylece yapar.'” İsa, Tanrı olmadığını, fakat O'nda ‘fena fi'llah' olduğunu açıkça söylemektedir. (İslamiyet ve Hıristiyanlık, s. 23)
Kitab-ı Mukaddes i okudunuz mu? Biz okuduk ve bulgu ve düşüncelerimizi burada paylaşıyoruz.
29 Kasım 2000 Çarşamba
Tanrı'dan pek çok hususta farklı olan, Tanrı değildir. Kutsal Ruh, Tanrı'dan pek çok yönde farklıdır. Öyleyse Kutsal Ruh, Tanrı değildir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.
Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman Türk insani yoğun bir kı...
-
Roma Putperestliği Romalılar baştan beri İsa peygamberin hareketini siyasi bir isyan olarak algılamışlardır. Yahudi baş kahinler için ise ...
-
İNCİLDEKİ ÇELİŞKİLER 1- Hz. İsa, gölün karşı yakasında Gadaralıların veya Gerasalıların ülkesine varınca, Matta'ya göre cinlere tutsa...
-
Bu yazı, batılı hristiyan ilahiyatçılar, yazarlar ve kilisenin kabul ettiği tefsir kitaplarına dayanılarak yazılmıştır. Bu yazıda kaynak ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder