Kuran-ı Kerim, Hz. İsa'yı
nasıl anlatıyor?
"Kitaplı" dört büyük peygamberden
biri olan Hz. İsa hakkında Kuran'da başlı başına iki sure
bulunuyor. Babasız doğması, mucizeleri, Hz. Muhammed'in geleceğini
haber vermesiyle ilgili tüm bilgileri Kuran'da bulmak mümkün.
Ancak, göğe yükseltildiği ve kıyamet kopmadan önce ineceği
gibi iki önemli konu var ki, Kuran yorumcuları, anlaşmaya
varmış değil. Kuran ayrıca, hıristiyanların "teslis"
inancına ve Hz. İsa'nın çarmıha gerilip gerilmediğine de açıklık
getiriyor.
İslam inanışının temellerinden biri
de "peygamberlere iman"dır ve Hz. İsa "Kitaplı"
dört büyük peygamberden biridir. Bütün peygamberler gibi Hz.
İsa da, aynı iman esaslarını, yani Allah'ın varlığına, birliğine,
meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe inanmayı
telkin etti. Yahudiliği doğru yolu çekmeye çalışan ve mucizeler
gösteren Hz. İsa'ya, rivayete göre, havariler adı verilen
sadece 12 kişi iman etti. Hıristiyanlık dininin peygamberi
olan Hz. İsa'nın mukaddes kitabı, kendisine vahiyle gönderilen
İncil'di. Ancak kendisinden sonra, havarileri İncil'i değiştirdi.
Hz. İsa'nın peygamberliğe 30 yaşında
eriştiği biliniyor. Ancak Hz. Muhammed'den hadis rivayet eden
bazı İslam alimlerine göre, 40 yaşındayken peygamberliğe nail
oluyor; 122 yaşındayken de semaya çekiliyor. Hz. İsa, annesi
Meryem'le birlikte bir süre Ürdün'ün Nasire kasabasına yerleştiği
için kendisine tabi olanlara Nasara, dinlerine de Nasraniyet
deniliyor.
Hz. İsa'yı Kuran'dan öğrenmek istediğimizde,
bu peygamberin babasız doğmasıyla, mucizeleriyle, İncil'in
aksine Allah'ın oğlu olmadığıyla ilgili ayetlerle karşılaşıyoruz.
Kuran'da iki sure var ki, İsa peygamberle ilgili bütün bilgileri
içeriyor. Bunlardan biri, üçüncü sure olan Al-i İmran; diğeri
ise Kuran'ın 19. suresi olan ve Hz. İsa'nın annesinin adını
taşıyan Meryem suresi. Al-i İmran suresi, adını Hz. Meryem'in
babası İmran'dan alıyor. Bu surenin konularını, İmran ailesinin
temsil ettiği nübüvvet (peygamberlik), Hz. İsa ve Hıristiyanlık
oluşturuyor. Bu surenin 45. ayetine göre, Allah kendisine
İsa Mesih adını veriyor ve bir "kelime" olarak müjdeliyor
(Hz. İsa'nın lakabı olan "mesih", İbranice'de "mübarek"
anlamına geliyor.):
"Gün geldi melekler ona:
"Meryem! Allah kendisi tarafından bir kelime vereceğini
sana müjdeliyor. Adı İsa, lakabı Mesih, sıfatı Meryem oğludur.
Dünyada da ahirette de itibarlı, Allah'a en yakın kullardan
olacaktır."
Hz. İsa'nın babasız yaratılması mucizesi
Al-i İmran suresinin devam eden 46.
ayeti Hz. İsa'nın beşikteyken konuşarak mucize göstermesinden;
47. ile 59. ayetleri de Hz. İsa'nın, Allah'ın "kün"
(ol) emriyle yaratılmış olmasından bahsediyor:
Al-i İmran suresi 47. ayet: "Meryem:
'Ya Rabbi, bana hiçbir erkek eli değmediği halde nasıl olur
da çocuğum olabilir?' deyince, Allah şöyle buyurdu: 'Öyle
de olsa, Allah dilediğini yaratır; zira O bir şeyin varolmasına
hüküm verince sadece ol der, o da derhal oluverir."
Al-i İmran suresi 59. ayet: "Allah
yanında İsa'nın durumu, aynen Adem'in durumu gibidir. Allah
Adem'i topraktan yaratıp 'ol' dedi, o da derhal oluverdi."
Yine aynı surenin 48. ayeti ise, Allah'ın,
Hz. İsa'ya kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğreteceğinden
sözediyor. İncil'in, Hz. İsa'ya indirilmiş olduğunu da Hadid
suresinin 27. ayetinden öğreniyoruz. Meryem suresi ise, Hz.
Meryem'in bakire olarak Hz. İsa'yı dünyaya getirmesini ayrıntılı
olarak anlatıyor. Hz. İsa'nın mucize olarak babasız yaratıldığı,
bu surenin özellikle 16-34. ayetlerinde geçiyor.
Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olmadığı
Kuran'nın Nisa suresinin 171.-172. ayetleri;
Maide suresinin 17, 72, 73, 75 ve 116. ayetleri; Tevbe suresinin
30.-31. ayetleri ile Zuhruf suresi 59. ayeti, Hz. İsa'nın
peygamber olduğu, Hıristiyanların dediği gibi Allah'ın oğlu
olmadığıyla ilgili bilgileri içeriyor. Hz. İsa'dan Mesih olarak
bahseden bu ayetler Hıristiyanlık'taki "teslis"in
yani Baba-Oğul-Kutsal Ruh inanışının günah olduğunu belirtiyor.
Bu ayetlerden bazıları şöyle:
Nisa suresi 171. ayet: "Ey Ehl-i
Kitap! Dininizde haddi aşmayın, taşkınlık yapmayın ve Allah
hakkında gerçek olmayan şeyleri iddia etmeyin. Meryemin oğlu
Mesih İsa sadece Allah'ın resulü, Meryeme ulaştırdığı kelimesidir.
Allah tarafından gelen bir ruhtur. Gelin Allah'a ve elçilerine
iman getirin, 'Tanrı üçtür' demeyin. Kendi iyiliğiniz için
bundan vazgeçin. Allah ancak tek bir İlahdır. O, çocuğu olmaktan
münezzehtir. Göklerde ne var, yerde ne varsa Onundur. Koruyan
ve yöneten olarak Allah yeter."
Maide suresi 72. ayet: " 'Allah
Meryemin oğlu İsa'dır' diyenler hiç şüphesiz kafir olmuşlardır.
Halbuki İsa vaktiyle şöyle demişti: 'Ey İsrailoğulları! Benim
de sizin de Rabbiniz olan tek Allah'a ibadet ediniz. Kim Allah'a
eş ortak koşarsa, şu kesindir ki, Allah ona cenneti haram
kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir. Zalimlere yardımcı
olan da çıkmaz."
Maide suresi 73. ayet: " 'Allah
üçten biridir' diyenler de kafir olurlar. Halbuki bir tek
İlahtan başka ilah yoktur. Eğer bu batıl iddialarından vazgeçmezlerse
içlerinden kafir kalanlara mutlaka can yakıcı bir azap dokunacaktır."
Tevbe suresi 30. ayet: "Yahudiler:
'Üzeyr Allah'ın oğludur' dediler. Hıristiyanlar da 'Mesih,
Allah'ın oğludur' dediler. Bu onların ağızlarında geveledikleri
sözlerden ibarettir. Onlar, sözlerini daha önce geçmiş kafirlerin
sözlerine benzetiyorlar. Hay Allah kahredesiler! Nasıl da
haktan batıla döndürülüyorlar?"
Tevbe suresi 31. ayet: "Yahudiler
hahamlarını, hıristiyanlar rahiplerini ve Meryemin oğlu Mesihi
Allah'tan başka Rab edindiler. Halbuki onlara bir tek ilaha
ibadet etmeleri emrolunmuştu. Ondan başka ilah yoktur. O,
onların ortak koştukları şirkten münezzehtir."
Hz. İsa'nın mucizeleri
Mucizeler, peygamberlerin önemli özelliklerindendir.
Hz. İsa da mucize gösteren peygamberlerdendir. Kuran, daha
ikinci suresinde Hz. İsa'ya verilen mucizelerden sözediyor:
(Bakara suresi 87. ayet: ".....Meryemin oğlu İsa'ya
da mucizeler, açık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile
destekledik...")
Hz. İsa'nın çeşitli mucizelerinden ayrıntılı
olarak bahseden sureler ise Maide, Al-i İmran ve Meryem sureleri.
Maide suresinin 110. ayeti, Hz. İsa'nın, beşikteyken konuştuğunu,
Allah'ın izniyle çamurdan kuş yaptığını, ölüleri dirilttiğini,
anadan doğma körleri ve alaca hastalığına yakalanmış kimseleri
iyileştirdiğini anlatıyor:
"Allah o gün buyuracak ki: "İsa!
Hem senin, hem annenin üzerindeki nimetimi iyi düşün! Düşün
ki: Ben seni Ruhul Kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken
de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun. Ben sana Kitabı,
hikmeti, Tevrat ve İncili öğretmiştim. Sen benim iznimle çamurdan
kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da benim iznimle
kuş oluveriyordu. Düşün ki: Sen benim iznimle anadan doğma
amanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki:
Sen benim iznimle ölüleri kabirden diri olarak çıkarıyordun..."
Hz. İsa'nın çamurdan kuş yapması, abraşı
iyileştirip ölüleri diriltmesi Al-i İmran suresi 49. ayette
de geçiyor. Ayrıca bu ayette, insanların evlerinde ne yediklerini
bildiği de anlatılıyor: ".... Evlerinizde ne yediğinizi
ve biriktirip sakladıklarınızı da bilirim...."
Hz. İsa'nın beşikteyken konuştuğunu
bildiren diğer sureler; Meryem suresinin 29.-34. ayetleri
ile Al-i İmran suresinin 46. ayetidir. ("Beşiğinde
de yetişkinliğinde de insanlara hitap edip onlarla konuşacak,
salih insanlardan olacaktır.")
Ayrıca yine Meryem suresinin 31. ayetinde
Hz. İsa, beşikte konuşarak, Allah'ın kendisine namazı farz
kıldığını söylüyor: ("Nerede olursam olayım beni kutlu,
mübarek kıldı, yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı farz
kıldı.")
Hz. İsa'nın Kuran'da geçen bir başka
mucizesi de, havarilerin isteği üzerine gökten bir sofra indirmesi.
Maide suresinin 112.-113. ayetlerinde havarilerin bu istekleri,
114. ayette de Hz. İsa'nın, havarilerin bu isteğini Allah'tan
dilemesi anlatılıyor:
(Maide suresi 114. ayet: "Meryemin
oğlu İsa: 'Ey büyük Rabbimiz! Ey yüce Allah! Bize gökten bir
sofra indir ki bizim hem evvelimiz hem ahirimiz için o gün
bir bayram olsun ve Senden bir mucize olsun, bizi rızıklandır,
zira rızık verenlerin en hayırlısı Sensin' dedi." Maide
suresi 115. ayet: "Allah buyurdu ki: 'Ben onu yukarıdan
size indiririm, fakat bundan sonra her kim nankörlük edip
kafir olursa, onu dünyada hiç kimseye yapmayacağım derecede,
cezalandırırım.' ")
Hz. İsa çarmıha gerildi mi?
Hz. İsa'nın ölümü meselesinde, Kuran
yorumcuları farklı görüşlere sahip. Kuran, Hz. İsa'nın çarmıha
gerilerek öldürüldüğünü kabul etmiyor. İ.Ü. İlahiyat Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'e göre, Kuran, Hz. İsa'nın
nasıl öldüğü ya da öldürüldüğü sorusuna cevap vermiyor. "Kuran'daki
İslam" adlı kitabında Hz. İsa'nın ölümü ve göğe yükseltilmesi
meselesini ele alan Prof. Dr. Öztürk, Nisa suresi 156-158.
ayetlerine göre, Hz. İsa'yı çarmıha gerdiğini söyleyen yahudilerin,
kesin bir bilgiye değil, bir sanıya dayandıklarını, yani çarmıha
gerdikleri kişinin İsa olduğundan emin olmadıklarının belirtiyor.
(Nisa suresi 156-158. ayetler: ".......
Oysa onlar İsa'yı öldüremediler, asamadılar da; öldürülen
başkası idi, lakin kendilerine ona benzer gösterildi. İsa
hakkında ihtilafa düşenler de bu hususta şüphe içindedirler.
Bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tabi olmaktan başka
bir şeye dayanmazlar. Onu kesinlikle öldüremediler. Doğrusu
Allah onu kendi katına yükseltti. Allah Aziz ve Hakimdir;
mutlak galibdir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.")
Hz. İsa göğe yükseltildi mi?
Hz. İsa'nın sadece öldüğünü belirten
ayetlerden biri de Al-i İmran suresi 55. ayet. Bu ayette ayrıca
Hz. İsa'nın Allah tarafından göğe yükseltileceği belirtiliyor.
("O zaman Allah şöyle buyurdu: 'İsa! Seni öldürecek
olan, onlar değil Benim. Seni kendi nezdime yükseltecek, seni
inkarcıların içinden kurtarıp temize çıkaracak ve sana tabi
olanları ta kıyamete kadar kafirlere üstün kılacak olan da
Benim....")
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'e göre,
bu ayette geçen "canını alacağım" anlamına gelen
"müteveffike" kelimesi, hıristiyan geleneklerinin
etkisiyle başka anlamlara çekilmiş ve Hz. İsa'nın öldürülmeden
önce bedeniyle göklere yükseltildiğine inanılmış. Kuran'a
göre Hz. İsa'nın eceliyle öldüğünü söyleyen Öztürk, Allah'ın
Hz. İsa'yı kendisine yükseltmesinin, ruhunu yükseltmesi anlamına
geldiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
"Bedenle göğe yükselmesi efsanesi,
beraberinde bir yığın batıl inanışı getirmiştir. Hz. İsa tekrar
yeryüzüne inecek, mehdi sıfatıyla dünyayı düzene koyacak vb.
Bunların hiçbirinin Kuran'dan onay alması mümkün değildir.
Bu konuda öne sürülen ve bir kısmı hadis diye sunulan sözlerin
hiçbirine İslam vahiyleri açısından doğru gözüyle bakılamaz.
Bunların tümü Hıristiyanlığın tekfir (bir kişinin insanlığın
günahlarına keffaret olsun diye ölmesi veya öldürülmesi) ve
mehdilik (mesih) inancının İslam literatürüne sızmasıyla vücut
bulmuş beyanlardır."
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, kitabında
Hüseyin Atay'ın görüşlerine de yer vererek, bu tür inanışların
ardında, radikal hıristiyanların olduğunu ve bunların, Hz.
Muhammed'i son peygamber olmadığını gösterme gayreti içinde
bulunduklarını yazıyor:
"Hz. İsa'nın ölmediği, göğe çıkarıldığı
ve kıyamet kopmadan önce geri dönüp Şam'daki bir minareden
yere ineceği şeklindeki inanışın, Hz. Peygamber'in ölümünden
sonra hıristiyan kültüründen İslam literatürüne geçtiği biliniyor.
Bu hıristiyan mitolojisinin İslamlaştırılarak müslümanların
inançları arasına sokulmasına günümüz İslam bilginleri karşı
çıkmaktadır. Çünkü böyle bir inanışın ardından, radikal ya
da fanatik hıristiyanlar, Hz. Muhammed'in bütün görevinin
gelecek ahir zaman mesihinin hizmetinde bir hazırlayıcı olduğunu
ve bunu İslam inancının da kabul ettiğini ve Hz. Muhammed'in
son peygamber olmadığını ileri süreceklerdir."
Bütün bunların yanı sıra Meryem suresinin
33. ayetinde, Hz. İsa'nın daha beşikteyken mucize olarak şöyle
konuştuğu yer alır: " 'Doğduğum gün, öleceğim gün
de, kabirden kalkıp dirileceğim gün de selam üzerime olsun.'
" Günümüzde bazı İslam araştırmacılarına göre, bu
ayette, diğer insanlar gibi Hz. İsa'nın da üç önemli günü
vardır: Doğum, ölüm ve diriliş; "göğe yükseliş"
ve "gökten iniş" günleri yoktur!
İsa peygamberin Allah tarafından bedeniyle
göğe çekilmesine itiraz edenlerden biri de, günümüz Kuran
yorumcularından Prof. Dr. Süleyman Ateş. "İslam'a
İtirazlar ve Kur'an-ı Kerim'den Cevaplar" adlı kitabında
Ateş, bu ayetin yanlış anlaşılmasına, Hz. Muhammed'den rivayet
edilen "İsa ölmedi. O kıyamet gününden önce size dönecektir"
hadisinin neden olduğunu belirtiyor. Ateş'e göre, bu hadise
dayanarak Al-i İmran suresi 55. ayette geçen "seni öldüreceğim"
ifadesinden bazı Kuran yorumcuları, "seni hem öldüreceğim,
hem de bana yükselteceğim" anlamını; bazısı da, ölüm
kelimesi ile uyku anlatılmak istendiği için Hz. İsa göğe yükseltilirken
uyuduğu anlamlarını çıkarmışlar.
Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kuran'da iki
yerde Hz. İsa'nın vefatının anlatıldığını, bu ayetin ise (Al-i
İmran suresi 55. ayet) kesin delil olduğunu söylüyor ve şöyle
devam ediyor:
"İsa Aleyhisselam tam eceli müddetince
yaşamış, Allah onu düşmanlarından gizlemiş, eceli yetince
vefat ettirip semaya değil kendine yükseltmiştir. Şüphesiz
bütün peygamberlerin ruhu da Allah'a çıkar ve dinleri baki
kaldıkça manen hükümran olurlar."
Hadisin yorumunu da yapan Ateş, hadisin,
hıristiyanların bir gün müslüman olacağına işaret ettiğini
belirtiyor: "Hadisten şu mana anlaşılmaktadır; İsa'nın
ruhu yani ümmeti mahvolmadı, daha yaşayacaktır. Fakat kıyametten
önce o ruh (İsa Ümmeti), İslamiyet'e dönecektir. Bu hadis
de hıristiyanların bir gün müslüman olacaklarına dair bir
işaret olsa gerektir."
Prof. Dr. Süleyman Ateş, kitabında ayrıca
Hamdi Yazır'ın "Hak Dini Kuran Dili" kitabındaki
görüşlerine de yer veriyor. Yazır da, Allah'tan bir kelime
olan İsa'nın ruhunun ölmediğini söylüyor ve "Kelime daha
Allah'a dönmemiştir" diyor. İsa'nın göğe kalkmasıyla
Kuran'da Allah'a yükselmesini birbirine karıştırmamak gerektiğini
söyleyen Yazır, şöyle devam ediyor:
"Çünkü sema Allah'ın isimlerinden
değildir. O halde 'Seni bana yükselteceğim' ayetini 'Seni
göğe yükselteceğim' diye farklı anlam vermek doğru değildir.
Zira İsa'nın Allah'a yükseltilen cismi, göğe yükseltilen de
henüz ölmemiş olan ruhudur, diyebiliriz. Ve bu sema madi sema
değil, ruhani dördüncü semadır ki Hz. Muhammed Miraç gecesinde
İsa'yı dördüncü semada, Harun'u beşinci, Musa'yı altıncı,
İbrahim'i yedinci semada görmüştü."
Hz. İsa kıyamet
günü için işaret mi?
Yine bazı Kuran yorumcularına göre,
İsa peygamber, kıyamet günü için bir işaret. Bu iddialarını
da Zuhruf suresi 61. ayete dayandırıyorlar: "Gerçekten
o, kıyamet için bir beyandır. Artık siz, o saatin geleceğinden
hiç şüphe etmeyin de Bana tabi olun. Doğru yol budur."
Bu ayette geçen "o" zamirinden Kuran'ın mı, yoksa
Hz. İsa'nın mı anlaşılması gerektiği konusu Kuran tercümelerinde
farklı yorumlanıyor. Bazı tercümelerde o'nun yanına parantezler
açılarak "İsa" ya da "Kuran" şeklinde
ilaveler yapılıyor.
Gerçekten de, gerek bu ayet, gerekse
Hz. Muhammed'den rivayet edilen "İsa ölmedi. O kıyamet
gününden önce size dönecektir" hadisi, Kuran yorumcularını
farklı açıklamalara yöneltmiş. Bazıları, Peygamberimizin bu
hadisle, gelecekten örtülü olarak haber verdiğini söylüyor
ve "Muhammed ümmeti asırlardır Hz. İsa'nın ikinci kez
dünyaya gelmesini bekliyor" ifadesini kullanıyorlar.
İslâm'ın temel kaynaklarından kabul edilen ve Kütüb-ü Sitte
adıyla bilinen altı hadis kitabında Hz. İsa, "mehdi"
olarak anılıyor. İmam Buharî'nin Sahih'inde ve Buharî'den
sonra ikinci sağlam hadis kitabı kabul edilen Sahih-i Müslim'de
"kıyamete yakın Hz. İsa (a.s.)'in inmesi anında müslümanlara
imamlık yapan bir zat ile Hz. İsa'nın buluşmasından ve Hz.
İsa'nın onun arkasında namaz kılması"ndan bahsediliyor.
Kuran yorumcularının, Hz. İsa'nın tekrar
dünyaya geleceğini dair bir başka dayanakları ise, Maide suresi
110. ve Al-i İmran suresi 46. ayette geçen ve "yetişkin"
olarak çevrilen "kehlen" kelimesi. Yukarıda da verdiğimiz
gibi ayetlerde Hz. İsa'nın beşikteyken de yetişken de konuşacağı
belirtiliyor. Yorumcular, bu kelimenin sadece bu iki ayette
geçtiğini ve sadece Hz. İsa için kullanıldığını söylüyorlar.
Hz. İsa'nın yetişkin halini ifade etmek
için kullanılan "kehlen" kelimesinin anlamı "30-50
yaşları arasında, gençlik devresini bitirip ihtiyarlığa ayak
basan, yaşı kemale ermiş kimse" olduğu için bu kelime,
İslam alimleri arasında "35 yaş sonrası döneme işaret
ediyor" şeklinde yorumlanıyor.
Hz. İsa'nın 30 yaşının başlarında göğe
yükseldiğini, yeryüzüne indikten sonra 40 yıl kalacağını ifade
eden ve İbn Abbas'tan rivayet edilen hadise dayanan İslam
alimleri, Hz. İsa'nın yaşlılık döneminin, tekrar dünyaya gelişinden
sonra olacağını, dolayısıyla bu ayetin, Hz. İsa'nın yeniden
yeryüzüne gelişine dair bir delil olduğunu söylüyorlar. (Faslu'l-Makal
fi Ref'I İsa Hayyen ve Nüzulihi ve Katlihi'd-Deccal)
Hz. İsa'nın Hz. Muhammed'in geleceğini
haber vermesi
Hz. İsa'nın Kuran'da belirtilen önemli
bir özelliği de, kendisinden sonra Hz. Muhammed'in peygamber
olarak geleceğini haber vermesidir. Aslında nübüvvet (peygamberlik)
kurumunun özelliklerinden biri olarak her peygamber kendisinden
önce gelecek peygamberi mutlaka bildirmiş. İşte Hz. İsa da
Saf suresi 6. ayette Hz. Muhammed'i müjdeliyor:
"Vakti geldi, Meryemin
oğlu İsa da: 'Ey İsrailoğulları, dedi, Ben size Allah'ın resulüyüm.
Benden önceki Tevrat'ı tasdik etmek, benden sonra gelip ismi
Ahmed olacak bir resulü müjdelemek üzere gönderildim.' Ne
zaman ki o Resul, açık açık delillerle kendilerine geldi:
'Bu, kesin bir büyüden ibarettir' dediler."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder