30 Temmuz 2012 Pazartesi

baba tanrıyı gören var mı!!!!!!!

baba tanrıyı gören var mı!!!!!!!


  Jhn 5:37 Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.

Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz.

1Yuhanna:4-12 Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
Yuhanna:1-18 Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir. O'nu, Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı.

Yuhanna:6-46 Bu, bir kimsenin Baba'yı gördüğü anlamına gelmez. Baba'yı sadece Tanrı'dan gelen görmüştür.




Jhn 5:37'de geçen bu savunmaya göre '' Baba '' olarak bahsedilen Tanrıyı hiç bir kimsenin ne duyduğu nede gördüğü belirtilmektedir. Bize göre kutsal kitabın bir çelişkisi olan bu inanışı yine kutsal kitaba göre eski antlaşmadan başlayarak araştırmaya çalışalım.

Öncelikle Yuhanna:1-18 ...O'nu, Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı. burada geçen '' Tanrı olan Oğul '' tabiri ile İsa'ya Tanrılık verilmesi rezaleti bu cümlenin orjinalinde yoktur. Genelde Greekçe '' Kurios '' kelimesine İsa için Rab anlamı eklemenin dışında burada olmadığı vaziyette Tanrı kelimesi eklenmiştir. Buda çevirileri yapan kardeşlerimin anlatıldığı gibi Hıristiyan olmamasından kaynaklanmaktadır sanırım. '' Kurios '' kelimeside İsa'dan önce Rab'bin dışında efendi, mal sahibi gibi anlamlarla kullanılırken, İsa'dan sonra Rab'liğe terfi etmiştir.
Luk 19:33'de '' hayvanın sahipleri '' olarak çevrildiğide olmuştur. '' Kurios '' kelimesinin kullanışıyla ilgili olan makalemize bakabilirsiniz.

En basitinden ingilizce anlayanlar İngilizce örneğine bakabilirler. İnternet kullanıcıları için site dışından referans veriyoruz, Hıristiyan sitedir bakabilirsiniz.



KJV Jhn 1:18 No man hath seen God at any time; the only begotten Son, which is in the bosom of the Father, he hath declared [him].

Jhn 1:18
Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir.
O'nu,
Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı.



Konumuza dönersek,
cik:33-11
RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu...
Burada Musa'nın Tanrıyla arkadaş gibi yüz yüze konuştuğunu okumaktayız. Cümlede geçen '' yüz yüze '' kelimesinin ibranice kökeni ''Paniym'' dir.

Paniym çevirilere ' yüz, yüzler, huzurunda, kişi, hayvanların yüzü, önce ve arkasında, ileri, yeryüzü,..' gibi anlamlar ile çevirilmiştir.

Bakınız:Gen 1:2, Gen 1:20, Gen 1:29, Gen 2:6, Gen 3:8, Gen 4:14, Gen 4:16, Gen 6:1, Gen 6:7, Gen 6:11, Gen 6:13, Gen 7:1, Gen 7:2-3, Gen 7:4, Gen 7:7, Gen 7:18, Gen 7:23, Gen 8:8, Gen 8:9, Gen 8:13, Gen 9:23, Gen 11:4...



Gen 4:5
...Kayin çok öfkelendi, suratını astı.
Gen 4:6 ..."Niçin surat astın?
Bu cümlelerdeki yüzünü astın anlamına gelen '' surat asma '' nın kökenide ''Paniym '' dir.

cik:33-11 RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu...
de geçen yüz yüze cümlesinin içinde '' Paniym '' kelimesi iki kere kullanılmıştır.
Kullanıldığı yerler:
Gen 32:30 ...yüzyüze..
Num 14:14 ...yüz yüze...
Deu 5:4 ...yüz yüze ...
Deu 34:10 ...yüz yüze ...
Eze 20:35 ... yüz yüze ...
Eze 20:35 ...yüz yüze ...
bunların haricinde,
Pro 27:19
Su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa, Yürek de insanın içini yansıtır.
kullanılmış olduğu burda değişik bir anlam ile tercüme edilmiştir.



Ayrıca,
Jdg 6:22
..."Eyvah, Rab Yahve! Meleğinin yüzünü gördüm" dedi.
burada da iki kere kullanıldığı halde böylesi bi tercüme ile kutsalkitaba katılmıştır. '' Paniym '' kelimesi kullanıldığı yere göre anlamı değişirken,
cik:33-11
RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu...
olan kendi tercümelerine göre meseleyi anlamaya çalışalım.
Araştırmalarımızı yaparken unutmamamız gereken iki alıntı,
1Yuhanna:4-12
Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
Mısırdan Çıkış-33:20
Ancak, yüzümü görmene izin veremem.
Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.»
Tanrıyı kimsenin göremeyeceğinin haricinden görenin yaşayamayacağıdır. Tanrının Musa ile konuşmasına bakarsak

Mısırdan Çıkış-33:18
Musa, «Lütfen görkemini bana göster» dedi.

Mısırdan Çıkış-33:19
RAB,
«Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim» diye karşılık verdi,
«Adımı,
RAB adını senin önünde duyuracağım.
Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.



Exo. 33:19'da tercümeye katılan, '' ..Adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım. '' Rab'ın kökenide '' YHWH '' dir. Musa'nın Tanrıyı görmek istemesi üzerine verdiği cevap ise Mısırdan Çıkış-33:20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.» olmuştur. Aklımıza gelen Tanrının nurunu normal insanların görmeyeceğidir. Fakat Tanrı sınırsız gücüyle muhakkak bunada çare bulabilir, yeterki istesin. '' Çünkü yüzümü gören yaşayamaz. '' uyarısının peşine Tanrının Musa'ya bazı kolaylıklar gösterdiğini görmekteyiz.

Exo. 33:22
Görkemim oradan geçerken seni kayanın kovuğuna sokup geçinceye kadar elimle örteceğim.

Exo. 33:23
Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. Ama yüzüm görülmeyecek."
Tanrının burada Musa için bulduğu çözüm ise ona sırtını göstermesi olmuştur. Bu noktada Musa'nın Tanrının sırtını bile görmesini 1Yuhanna:4-12 Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir.... olan belirtiye karşı gelen bir durum olarak kabul etmekteyiz. Çünkü 1Yuhanna:4-12' ye göre Tanrıyı kimse görmemiştir, fakat Exo. 33:23 'e göre ise Tanrı Musa'ya sırtını göstererek gözükmüştür. Musa'nın Tanrıyı sırtını görerek konuşmasını Musa Tanrıyı görmedi olarak yorumlayamayız, sırtını görerekde olsa Musa'nın konuştuğu ve gördüğü Tanrı yani '' YHWH '' dir.
Fakat Tanrı Musa ile sırtını göstererek konuştuğunun haricinde,
cik:33-11
RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu...
iddiasıda vardır. Bu iddiayı yapan biz değil Hıristiyan kardeşlerimin ellerinde olan eski antlaşmadır.
Jhn 5:37
...Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz.
Hıristiyan kardeşlerimde bu alıntıya ters gelecek vaziyetde kabul ettikleri gerçeklerden biri Tanrının Musa ile konuştuğudur. Yine Tevrat'a bakarak öğrendiğimiz Tanrının Musa ile olan bu konuşmalarının yanlızca meşhur on emiri aldığı dağın tepesinde geçmediğinide görmekteyiz. Tanrının arasıra Musa'yı çadırında da ziyarete gittiğinide okuyabilmekteyiz,

Exo. 33:9
Musa çadıra girince, bulut sütunu aşağı iner,
RAB Musa'yla konuştuğu sürece girişi kapardı.
Bu çadırda olan konuşmalarda ise bir bulutun çadırın girişini kapadığıda belirtilmekte. Bu aşamada ortadaki gerçek Tanrının Musa ile olan konuşmasının rededilemeyeceğidir.
Bunun haricinde Tanrıyı görenlerin Musa ile sınırlı kalmadığını görmekteyiz.

Mısırdan Çıkış-24:9
Sonra Musa,
Harun,
Nadav,
Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak.
Mısırdan Çıkış-24:10
İsrail'in Tanrısı'nı gördüler.
Tanrı'nın ayakları altında lacivert taşını andıran bir döşeme vardı.
Gök gibi duruydu.



Burada yetmiş kişinin '' Çıkış-24:10 İsrail'in Tanrısı'nı gördüler. '' olan iddiasını görmekteyiz. Cümledeki '' gördüler. '' kelimesinin kökeni olan Ra'ah anlam olarak genelde görmek olarak tercüme edilmiştir. Bizim yapılan tercüme üzerine bir şikayetimiz yoktur, fakat Hıristiyan kardeşlerim,
1Yuhanna:4-12 Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
burada geçen anlama göre ortada olan bu kesin ifadeleri kenara koyup, kendi kitaplarına ters vaziyette Tanrıyı kimsenin görmediğini isabatının telaşına düşmüşlerdir. Şayet savundukları gibi Tanrıyı kimse görmemiş ise cümledeki Ra'ah 'ya neden gördüler anlamı vermişlerdir. Şayet bu kelimeye başka anlam yüklemeyi amaçlıyorlar ise, bu kelimenin geçtiği diğer yüzlerce verebileceğimiz örneklerede başka anlamlar aramak zorundadırlar.
Fakat nasıl olur Tanrıyı gören yaşayamaz gibi bir savunmayada geçmeden önce, Tanrının gücü sınırsız ise onada bir çare bulduğuna inanmaları gerekmektedir. Kısaca insanlar Tanrıyı görmüştür ve Tanrıyı gördüklerinden dolayı bir zarar görmemişlerdir.
Mısırdan Çıkış-24:11
Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi.
Tanrı'yı gördüler,
sonra yiyip içtiler.



Tanrının israiloğullarınla yüz yüze konuşması anlaşılan sadece bizim tarafımızdan duyulmamıştır. Hıristiyan kardeşlerimin ellerindeki yazmalara baktığımızda Tanrının nerede ise israiloğullarıyla beraber yaşadığının anlamını çıkarabileceğimiz anlamlar görmekteyiz.

Num 14:14
Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar.
Ya RAB,
bu halkın arasında olduğunu,
onlarla yüz yüze görüştüğünü,
bulutunun onların üzerinde durduğunu,
gündüz bulut sütunu,
gece ateş sütunu içinde onlara yol gösterdiğini duymuşlar.



Bu alıntıda Tanrının insanların arasında olduğu ve onlarla yüz yüze görüştüğünü okumaktayız. Fakat Num 14:14 'de karşımıza halkla yüz yüze görüştüğü belirtilen Tanrının bu cümlede,
Gen 32:30 ...yüzyüze..
Num 14:14 ...yüz yüze...
Deu 5:4 ...yüz yüze ...
Deu 34:10 ...yüz yüze ...
Eze 20:35 ... yüz yüze ..
Eze 20:35 ...yüz yüze ... geçen yüz yüze kelimesinin bu alıntılarda olduğu gibi Paniym kelimesinin iki kere kullanımından anlam verilen yüz yüze olmadığını, Num 14:14 'de kullanılan kelimenin Ayin olduğunu görmekteyiz.



''Ayin'' kelimesinin tercümelerinde verilen anlamına baktığımızda karşımıza daha ilginç bir anlam çıkmaktadır.

Kaynak: http://www.blueletterbible.org/ Ayin kelimesi ingilizce KJV çeviriye göre 887 kere kullanılmış ve kullanıldığı yerlerde genel olarak aldığı anlamlar şunlardır.

Authorized Version (KJV) Translation Count — Total: 887
eye 495, sight 216, seem 19, colour 12, fountain 11, well 11, face 10, pleased + 03190 10, presence 8, displeased + 03415 8, before 8, pleased + 03474 4, conceit 4, think 4, misc 66; 887

göz 495, görüş, görme yetisi 216, görünmek, gözükmek 19, renk, boya 12, fiskiye, çeşme 11, kuyu 11, yüz, surat, çehre ,sima 10, memnun + 03190 10, huzur, hazır bulunma, varlık, var olma 8, hoşnutsuz + 03415 8, önce, evvel 8, memnun + 03474 4, kendini beğenme, kibir ,gurur 4, düşünmek 4, diğer 66; 887



Kullanıldığı ve Türkçeye çevrildiği örneklerine bakarsak,



Num 11:7
Man kişniş tohumuna benzerdi, görünüşü de reçine gibiydi.
Pro 23:31
Şarabın kızıl rengine, Kadehte ışımasına,Boğazdan aşağı süzülüvermesine bakma.
Lev 13:55
Küflü eşya yıkandıktan sonra yeniden kâhine gösterilmeli. Küf yayılmasa bile rengi değişmemişse, kirli sayılacak. Yakılmalıdır. Gerek iç yüzünü, gerekse dış yüzünü küf kemirmiştir.
Gen 29:20
Yakup Rahel için yedi yıl çalıştı. Rahel'i sevdiği için, yedi yıl ona birkaç gün gibi geldi.
Gen 21:11
Bu İbrahim'i çok üzdü, çünkü İsmail de kendi oğluydu.
Gen 27:12
"Ya babam bana dokunursa? O zaman kendisini aldattığımı anlar. Kutsama yerine üzerime lanet getirmiş olurum."
Gen 19:14
Lut dışarı çıktı ve kızlarıyla evlenecek olan adamlara, "Hemen buradan uzaklaşın!" dedi, "Çünkü RAB bu kenti yok etmek üzere." Ne var ki damat adayları onun şaka yaptığını sandılar.



Bu örneklerin hepsinin içinde Ayin kelimesi kullanılmıştır. Örneklerimizi konuya yakın göstermeye çalışırsak kısaca şunları verebiliriz.



Gen 3:5
"Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."
Gen 3:6
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.
Gen 3:7
İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
Gen 18:3
"Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma" dedi,
Bu örneklerdeki,
Gen 3:5 ...gözleriniz ...
Gen 3:6 ...çekici ...
Gen 3:7 ...gözleri ...
Gen 18:3 ...gözünde ...
olan bu çevirilerin hepsinin kökeni Ayin kelimesidir. Bu kelimenin anlamını bu kadar araştırmışken yukarda söylenen cümleyi tekrar okuyalım.
Num 14:14
Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar.
Ya RAB,
bu halkın arasında olduğunu,
onlarla yüz yüze görüştüğünü,...
Halkın arasında yüz yüze görüştüğüne göz göze görüştüğü anlamıda verilebilecek bu cümleden sonra nasıl olurda Hıristiyan kardeşlerim,
1Yuhanna:4-12
Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
cümlesine inanabilirler. Bu anlamlardan birine inanmak diğerini inkar etmek değilmidir.
Tanrının insanlar tarafından göründüğü savunmasını yapan biz değil Hıristiyan kardeşlerimin ellerindeki yazmalardır. Yine bu yazmalara göre,

Deu 5:4
RAB dağda ateşin içinden sizinle ( Paniym) yüz ( Paniym) yüze konuştu.
Bunun yanı sıra,
Gen 32:30
Yakup, "Tanrı'yla yüzyüze görüştüm, ama canım bağışlandı" diyerek oraya Peniel adını verdi.



Hıristiyan kardeşlerime ayrıca şöyle bir örnek vermiş olsak.
Eze 20:35
Sizi ulusların çölüne getirecek,
orada yüz yüze yargılayacağım.
Bu cümleden neler anlamaktadırlar acaba, burada açıkca insanların birbirleriyle yüzleştirilip yargılanacağından bahsedildiğini okumaktayız. Yüzleştirilme derken bizim anladığımız insanlar birbirlerinin yüzünü görerek yargılanacaktır. İşin garibi Eze 20:35 'de geçen yüz yüze kelimesinin kökeniyle,
cik:33-11
RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu...
bu cümlede geçen yüz yüze kelimesinin kökeni harfi harfine aynı kelime olan '' ( Paniym) yüz ( Paniym) yüze'' 'dir. Ortada yanlış çeviri problemi yoktur, cümle doğru çevrilmiştir fakat anlam olarak kabul edilmek istenmemektedir.



Ayrıca Hıristiyan kardeşlerimin ellerindeki bu yazmalara göre,
Deu 34:10
O günden bu yana İsrail'de Musa gibi RAB'bin () yüz () yüze görüştüğü bir peygamber çıkmadı.
dendiğinide yine elimizdeki yazmaların belirttiğini unutmayalım. Anlaşılan Musa'nın Tanrıyı gördümü, görmedimi tartışması Musa'nın içine doğmuş ki şu şikayette bulunmaktadır.



Mısırdan Çıkış-4:1
Musa, «Ya bana inanmazlarsa?» dedi,
«Sözümü dinlemez, `RAB sana görünmedi' derlerse, ne olacak?»
Şimdi neden Musa'ya inanmayıp Tanrının Musa'ya görünmediğini iddia etmekteyiz. Musa'nın yaptığı bu şikayetde geçen '' görünmedi '' kelimesinin İbranice kökeni Ra'ah dır. Bu kelimenin kullanıldığı yerlere örnek olarak,

Gen 1:4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü...
Gen 1:9 Tanrı, "...kuru toprak görünsün" diye buyurdu...
Gen 1:10 ...Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Gen 1:12 ...Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Gen 1:18 ...Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Gen 1:25 ...Bunun iyi olduğunu gördü.
Gen 1:31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü....

bu alıntıları verebiliriz. Bu alıntılarda geçen '' gördü '' kelimeside noktası virgülüne aynı olan Ra'ah dır. Burada Tanrının bu olayları gördüğü bu kelime ile belirtilirken Musa'nın Tanrıyı gördüğünü belirtmesinin kabul edilmemesindeki mantığı izah edebilirmisiniz.



Tanrıyla ayrıca Eyup'ünde konuştuğunu ve gördüğünü okumaktayız.
job 42:7
RAB Eyüp'le konuştuktan sonra,
Temanlı Elifaz'a:
"Sana ve iki dostuna karşı öfkem alevlendi" dedi,
"Çünkü kulum Eyüp gibi hakkımda doğruyu konuşmadınız.

eyu:42-1
O zaman Eyüp RAB'bi şöyle yanıtladı:
eyu:42-5
Kulaktan duymaydı bildiklerim senin hakkında,
Şimdiyse gözlerimle gördüm seni.



Eyup'ün bu iddiasıda tartışma kabul etmeyecek kelimeler ile doludur.
eyu:42-1'de Rab diye tercüme edilen '' YHWH '' dir, bu cümlede Eyup bir meleğe veya başka bir Tanrıya konuşuyordu diyede bi tartışma kabul etmeyecek vaziyettedir. Devamında eyu:42-5
...Şimdiyse gözlerimle gördüm seni.
cümlesinde kullandığı kelimeler ise Ayin ve Ra'ah dır.

Ayin 'e verilen anlamın göz,
Ra'ah' a verilen anlamında görmek olduğunu hatırlayalım. Yapılan tercüme doğrudur ve bu tercümeye görede Eyüp '' YHWH '' yi yani gerçek Tanrıyı gördüğünü söylemektedir.



Yine Rab'bin '' YHWH '' nin Avram'ada görüdüğünü okumaktayız.
Gen 17:1
Avram doksan dokuz yaşındayken RAB ona görünerek,
"Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'yım" dedi,
"Benim yolumda yürü, kusursuz ol.

Kullanılan kelimelerin yine Ra'ah ve '' YHWH '' olduğunu görmekteyiz.
Ayrıca '' YHWH '' kendi ağzından olan şu cümleyide not düşmekte fayda var sanırım. Mısırdan Çıkış-6:2
Tanrı ayrıca Musa'ya,
«Ben RAB'bim» dedi,
Mısırdan Çıkış-6:3
«İbrahim'e,
İshak'a ve Yakup'a Her Şeye Gücü Yeten Tanrı olarak göründüm,
ama onlara kendimi RAB adıyla tanıtmadım.
Tanrının '' YHWH '' burada Musa ile olan konuşmasında ismini saydığı bu insanlarada göründüğünü fakat ismini onlara bildirmediğini okumaktayız. Burada,
Mısırdan Çıkış-6:3
...kendimi RAB adıyla tanıtmadım.
Rab olarak geçen isim ise Tanrının kendine seçtiği isim olan '' YHWH '' olduğunu belirtelim tercümeye ise Rab olarak girmiştir. Ellerindeki yazmalara göre inandıkları Tanrı ben bu insanlara gözüktüm hemde Tanrı olarak diyebiliyorsa buna kimin itirazı olabilir, tabi Hıristiyan kardeşlerimden başka, nedense Hıristiyan kardeşlerime ellerindeki kutsal saydıkları bu delilleri göstermemizde yeterli olmamaktadır onlar, ellerindeki bu yazmalara ters olarak yine ellerindeki şu çelişkiye göre,
1Yuhanna:4-12
Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
olan inançlarını korumaya çalışmaktadırlar.




'' yeni antlaşma denilen yazmalara göre '' İsa'ya yüce bir konum verilmeye çalışılmasının ortaya çıkardığı problemlerdir bunlar. Bu verilmeye çalışılan bu konumu şu bir kaç cümlede rahatlıkla görebilmekteyiz.
Yuhanna:1-18
Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir.
O'nu,
Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı.
Yuhanna:6-46
Bu,
bir kimsenin Baba'yı gördüğü anlamına gelmez.
Baba'yı sadece Tanrı'dan gelen görmüştür.



Matta'nın 3. Bapına baktığımızda İsa'nın vaftiz olup sudan çıkmasıyla,
Mat. 3:16
İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı.
O anda gökler açıldı ve İsa,
Tanrı'nın Ruhunun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü.
Mat. 3:17
Göklerden gelen bir ses de şöyle dedi:
«Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum.»
Tanrının Ruhunu güvercin gibi ortaya çıktığını ve göklerden bir ses geldiğini okumaktayız. Bu güvercin ve sesin diğer insanlar tarafından görüldüğü veya bu sesin duyulduğu belirtilmeden İsa'nın iblis'in denemelerinden geçmek üzere Ruh tarafından çöle götürüldüğünü görmekteyiz.

Luka'ya göre gelişen bu olayda ise,
Luk. 3:21>22
Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu.
İsa dua ederken gök açıldı ve Kutsal Ruh,
bedensel bir görünüm alarak güvercin biçiminde O'nun üzerine indi.
Gökten gelen bir ses de,
«Sen benim sevgili Oğlumsun, senden hoşnudum» dedi.
böylesine geliştiği aktarılmaktadır. Bu cümlenin hemen devamında ise Luka İsa'nın soy kütüğünü eklemeyi uygun görmüştür.
Aslında bu problemin, yeni antlaşmada denilen İncil bölümüne baktığımızda çelişkiler deryasına girmiş hissine kapılmamak elde değil. Bu çelişkiler deryasıda Hıristiyan kardeşlerimin yüzlerce hatta binlerce tahrikata bölünmesine sebebiyet vermiştir.




Jhn.14:7
Beni tanısaydınız,
Babamı da tanırdınız.
Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz.»

Jhn.14:8
Filipus,
«Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter» dedi.

Jhn.14:9
İsa,
«Filipus» dedi,
«bunca zamandır sizinle birlikteyim.
Beni daha tanımadın mı?
Beni görmüş olan,
Baba'yı görmüştür.
Sen nasıl, `Bize Baba'yı göster' diyorsun?

Jhn.14:10
Benim Baba'da,
Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun?
Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum,
ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor.

Jhn.14:11
Bana iman edin; ben Baba'dayım,
Baba da bendedir.
Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin.



Bu alıntılar yazmalardan ve mektuplardan oluşturulan ve adına İncil denilen kitaptan alınmıştır. Bazı hıristiyan kardeşlerim bu cümlelerdeki anlamlardan İsa'nın Rab'bin yani Tanrının kendisi olduğu anlamı çıkarabilmişlerdir. Elimizdeki bu yazmalara göre bu cümleler İsa'ya aittir, bu cümlelerde İsa'nın söylediyse ne söylemek istediği ise meselenin inanç boyutuna girecektir. Fakat şayet İsa bu kelimelerde kendisinin Rab olduğunu iddia etmekteyse yine İsa'ya ait olduğu savunulan şu cümleye ne demeli.

Jhn 5:37
Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.
Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz,
ne de şeklini gördünüz.

İsa bunları insanlara söylemekte ve bu insanlarda İsa'yı görmekte ve duymaktadır. Şayet İsa Tanrının kendisi ise bu cümlede bunun mümkün olamayacağını görmekteyiz. Bazı Hıristiyan kardeşlerim cümlenin yanlış tercüme edildiğini savunmaktadırlar. Tercüme eden biz değiliz, madem yanlış tercüme vardır neden düzeltmeye gitmezler, işin garibi baktığımız ingilizce örneklerin tümünde de yapılan çeviri aynı anlamda yapılmıştır.

Hıristiyan kardeşlerimin savunması ise cümleye '' henüz ''ün katılması gerektiğidir. Savunmalarına göre tercüme '' Henüz Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz. '' gibi birşey olması gerekmektedir. Aslında bu eklemede meseleye çözüm getirememektedir. Şayet İsa Tanrının kendisi ise bunun henüzü falan olamaz. Eğer İsa insanların karşısına Tanrı olarak geçmiş ise,

Jhn 5:37
Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.
Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz,
ne de şeklini gördünüz.
bu cümleyi kurması saçmalıktır. Bu cümle İsa'nın Tanrı olmadığını açıkca söylemesinden başka bir şey değildir. Fakat iddia edildiği gibi,
Jhn.14:9
İsa, ...Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür.
Sen nasıl, `Bize Baba'yı göster' diyorsun?
cümlesinden İsa'nın Tanrı olduğunu çıkarmamız gerekiyorsa bu Jhn 5:37'de geçen anlama aykırıdır. Kısaca bu anlamların biri İsa tarafından söylenmiş olamaz.




Sonuç:
Jhn 5:37
Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.
Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz.
veya
1Yuhanna:4-12
Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
cümlelerindeki anlam eski antlaşmaya göre imkansızdır. Eski antlaşmaya göre Tanrıyı tonlarca insan görmüş hatta konuşmuştur.
Şayet İsa'nın kendiside Tanrı ise yine binlerce insan tarafından görülmüş ve duyulmuş demektir. Özellikler İsa'nın şu cümlesi,
Jhn 5:37
Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.
Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz,
ne de şeklini gördünüz.
kendisinin Tanrı olmadığının isbatının yanısıra eski antlaşmaya göre gerçeğide yansıtmamaktadır. Elimizdeki yazmalardan mantıki olarak çıkaracağımız sonuç eski antlaşmaya göre Tanrıyı görenler olmuştur ve yeni antlaşmaya görede İsa kendisinin Tanrı olmadığını belirtmiştir.


Ayrıca gözlerden kaçan bir kişi daha vardır Tanrıyı gören onu yemeğe davet eden ve onunla karşılıklı sohbet eden, bu yazmalara görede bu kişi İbrahim'dir,
Gen.18:1
İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken,
RAB kendisine göründü.

KJV Gen 18:1 And the LORD appeared unto him...
Burada İngilizceye LORD,Türkçemize RAB olarak çevrilen bu şahıs bu yazmalara göre '' YHWH ''nin kendisidir. Bu ismin İsrail'lerin tek ve eşi benzeri olmayan Tanrının ismi olduğunu hatırlayalım. Münakaşasız burada İbrahim'e gözüken gerçek Tanrı '' YHWH '' dir. İbraniler için kutsal olan bu isim, gereksiz yere anıp gönaha girmesinler diye olan Tanrıdır. Gereksiz yere anıp günaha girmemek için İbranilerin buna bulduğu çözüm ise, '' '' YHWH '' ismindeki anlamları ifade eden ve gerçek Tanrıyı tanımlamak için kullandıkları '' Adonay '' isim olmuştur. İbrahim'in Tanrıyla olan sohbetinde bu tanımlamayıda kullandığını görmekteyiz.

KJV Gen 18:3
And said, My Lord,...
Gen 18:3
"Ey efendim,
eğer gözünde lütuf bulduysam,
lütfen kulunun yanından ayrılma" dedi,



KJV Gen 18:13
And the LORD said unto Abraham,...
Gen 18:13
RAB İbrahim'e sordu:
"Sara niçin,
'Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım!' diyerek güldü?

Devam eden konuşmalarda Tanrıdan '' YHWH '' diye bahsedilmeye devam edilmesi ortada tanınma hatası olmadığını göstermektedir. Türkçemize yine RAB olarak tercüme edilen hatta bu tercümede bu RAB yazısını tamamiyle büyük harflerle yazan tercüman kardeşlerimizinde burada İbrahim'in konuştuğu kişinin gerçek Tanrı olduğunu anladıklarını görmekteyiz.



KJV Gen 18:33
And the LORD...

Gen 18:33
RAB İbrahim'le konuşmasını bitirince oradan ayrıldı,
İbrahim de çadırına döndü.



İbrahim ile Tanrı arasında geçen bu konuşmadan sonra RAB'bin kendi yoluna devam ettiğini görmekteyiz. Konuyu toparlarsak,

Gen.18:1
İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken,
RAB kendisine göründü.
İbrahim çadırının önünde otururken RAB'bin kendisine göründüğünü okumaktayız. İbrahim'in Tanrıyı görmesi ve onunla konuşması bu yazmalarda bulunan şu sözlere ne kadar aykırıdır değilmi,

1Yuhanna:4-12
Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....
Jhn 5:37
Beni gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir.
Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz.
Bu yazmalar kendine muhalefet ile devam etmektedir değilmi, sıcak bir yaz günü çadırının önünde otururken RAB'bi gören İbrahim,
Gen.18:2
İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü.
Onları görür görmez karşılamaya koştu.
Yere kapanarak birine,
Gen.18:3
"Ey efendim,
eğer gözünde lütuf bulduysam,
lütfen kulunun yanından ayrılma" dedi,

Gen.18:4
"Biraz su getirteyim,
ayaklarınızı yıkayın.
Şu ağacın altında dinlenin.

Gen.18:5
Madem kulunuza konuk geldiniz,
bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim.
Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz." Adamlar, "Peki, dediğin gibi olsun" dediler.

Yanında melekleriyle gördüğünün RAB '' YHWH '' olduğunu anlayan İbrahim hemen yere kapanır ve onlara birşeyler sunmaya çalışır. İbrahim'in bu teklifini geri çevirmeyen RAB '' YHWH '' birazdan İbrahim ile konuşmaya başlar ve ona bir müjde verir.

Gen.18:10
RAB, "Gelecek yıl bu zaman kesinlikle yanına döneceğim" dedi,
"O zaman karın Sara'nın bir oğlu olacak."
Sara RAB'bin arkasında,
çadırın girişinde durmuş, dinliyordu.

Gen.18:13
RAB İbrahim'e sordu:
"Sara niçin,
'Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım!' diyerek güldü?

Gen.18:14
RAB için olanaksız bir şey var mı?
Belirlenen vakitte,
gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Sara'nın bir oğlu olacak."

Gen.18:15
Sara korktu,
"Gülmedim" diyerek yalan söyledi.
RAB, "Hayır, güldün" dedi.

Böylesi ufak bir münakaşadan sonra RAB '' YHWH '' dünyaya geliş nedenini İbrahim'e söyler ve bu neden üzerinde konuşmaya başlarlar. İbrahim ile RAB '' YHWH '' arasında geçen bu sohbetin devamınıda bakabilirsiniz, tüm bunlar kutsal kabul edilen bu yazmaların başka bir sayfasında geçen şu söze ne kadar aykırıdır değilmi.
Jhn 5:37
...Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini işittiniz, ne de şeklini gördünüz.

RAB '' YHWH '' nin burada İbrahim'e gözüktüğünü ve onunla karşılıklı konuştuğunu yine Hıristiyan kardeşlerimin kutsal kabul ettiği bu yazmalardan okumaktayız.
Ortaya böylesi çelişkiler çıktığında bu yazmalara nasıl kutsal muamelesi yapabiliriz. Kendi yaptığı tesbitleri çürüten bir kitap nasıl kutsal olabilir, meselenin bu boyutunuda anlamış değiliz.
Gen.18:17
RAB,
"Yapacağım şeyi İbrahim'den mi gizleyeceğim?" dedi,

Gen.18:18
"Kuşkusuz, İbrahim'den büyük ve güçlü bir ulus türeyecek, yeryüzündeki bütün uluslar onun aracılığıyla kutsanacak.

Gen.18:19
İbrahim'i, doğru ve adil olanı yaparak yolumda yürümeyi oğullarına ve soyuna buyursun diye seçtim. Öyle ki, ona verdiğim sözü yerine getireyim."

Gen.18:20
Sonra İbrahim'e, "Sodom'la Gomora büyük suçlama altında" dedi, "Günahları çok ağır.

Gen.18:21
Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Yapıp yapmadıklarını anlayacağım."

Gen.18:22
Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı.

Gen.18:23
RAB'be yaklaşarak, "Haklıyı da haksızla birlikte mi yok edeceksin? diye sordu,

Gen.18:24
"Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın?

Gen.18:25
Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı."

Gen.18:26
RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi.

Gen.18:27
İbrahim, "Ben toz ve külüm, bir hiçim" dedi, "Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim.

Gen.18:28
Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?" RAB, "Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim" dedi.

Gen.18:29
İbrahim yine sordu: "Ya kırk kişi bulursan?" RAB, "O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım" diye yanıt verdi.

Gen.18:30
İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?" dedi. RAB, "Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım" diye yanıt verdi.

Gen.18:31
İbrahim, "Ya Rab, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla" dedi, "Eğer yirmi kişi bulursan?" RAB, "Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt verdi.

Gen.18:32
İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım" dedi, "Eğer on kişi bulursan?" RAB, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt verdi.

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...