3 Şubat 2020 Pazartesi

Hiristiyanlar okuyun ve yine okuyun bunlar hergün güncelenecek

Arkadaşlar bir çoğumuzun sadece gülüp geçeceği şeyleri malesefki dini bilgisi az olan kardeşlerimizi kandırmak için kullanıyorlar.
İnsan akıl ve irade sahibidir.Dileyen İslamı seçer dileyen hristiyanlığı dileyen başka bir dini yada hiç bir dine tabi olmaz.


Bir hristiyanın Türkiyede hristyanlığı tebliğ etmesine hiç bir şey demem.Aynı şekilde müslümanlar olarak bizde dünya çaPında tebliğ çalışmaları yapıyoruz.
İslamda zorlama yoktur dileyen dilediğini seçebilir (Sonucuna katlanarak)
Beni kızdıran Bazı konuları saptırarak ve İslam dinine iftira ederek birşeyler yapmaya çalışan aşşağlık insanlar . (Lanet olsun )
Misyon faliyetleri yürüten bir site 16 madde yayınlamış.Gerkeçklerle bağdaşmayan iftia dolu maddeleri yazacağım altınıda cevaplarını koyacağım...


1-) Diyorlar ki, Hz Muhammed(SAV) sara hastasiymis ve o yuzden belli araliklarla titreyip duruyormus sonra da yere yikiliyormus.


Cevap : Hz Muhammed(SAV)`e ne zaman vahiy gelse vahyin etkisiyle titrer, bir sure kendinden gecer sonra kendine geldiginde de gelen vahiyi insanlara aciklardi. Eger dedikleri gibi sara hastasiysa o zaman nasil oluyor da her sara nobetinden sonra Dunya`nin en harika sozleriyle ve zamaninin 1500 yil otesindeki bilimsel gerceklerle geliyordu? Kuran sara nobetleriyle mi olusmustu?!?! Bu tamamen asilsiz ve kanitsiz bir iftiradir. Zaten insan mantigi da bunu anlamaya yeter. Yetmeyenlere de Allah`tan akil diliyoruz.


2-) Diyorlar ki, Hz Muhammed(SAV) Islam`i putperestlerden ve diger dinlerden esinlenerek kendi uydurmus. Dediklerine gore Hz Muhammed (SAV) her sene hacca gelen arap putperestleri gormus ve hacci da onlardan gormus ve ogrenmis. Dediklerine gore putperest araplarin yaptigi hac, muslumanlarin yaptigi hacca benziyormus.


Cevap : Kabe ve hac Islam`dan once de vardi. Hatta Hz Ibrahim zamaninda da vardi. Aradan yillar gecti ve Araplar Hz Ibrahim`in dinini terk ederek putperestlige donduler ama yine de bir cok yerde Hz Ibrahim`in dininin izlerini tasiyorlardi. Mesela ayni Hz Ibrahim`in getirdigi gibi haccediyorlardi ve kurban kesiyorlardi. Hz Ibrahim`in getirdigi dinin devami olan Islam`da da bu tur ibadetlerin olmasi normaldir. Bunlar putperestlikten alinti degildir, putperestlikteki bu tur seyler eski peygamberlerden alintidir. Tarih bilgisi olmayanlara duyurulur!


3-) Diyorlar ki, Hz Muhammed(SAV) Kuran`daki bazi ayetleri Incil ve Tevattan calmis.
Cevap: Incil`i de Allah gonderdi, Tevrat`i da Allah gonderdi, Kuran`i da Allah gonderdi. Incil ve Tevrat bir sure sonra degistirildi. (incil halen degistirilmektedir. Her yil yeni seyler ekleniyor) Incil ve  Tevratin buyuk bir kismi zaman icerisinde degistirilmisti ama kucuk bir kismi olsa da orjinalligini koruyordu. Allah Incil`de Hz Musa`nin hikayesini nasil anlatmissa sonra yolladigi Kuran`da da oyle anlatmistir. Buna calinti mi denir? Kuran Incil`den calinti ise incil de Tevrattan calinti degil midir? O zaman incili ve hiristiyanligi da sara hastaligi olan papazlar uydurmustur!


4-) Diyorlar ki Hz Muhammed`in dini cagrisina ailesinden (bile) kimse katilmamis, sadece koleler katilmis.


Cevap : Hz Muhammed`e ailesinden inananlar da vardi inanmayanlar da vardi. Amcalari Hz Abbas, Hz Hamza, yegeni Hz Ali, esi Hz Hatice ve ailesinden daha bir cok kisi kendisine inanmistir. Ailesinden kendisine kimsenin inanmadigi iddiasi iftiradan baska bir sey degildir.

5-) Diyorlar ki, Islam`in ilk yillarinda Hz Muhammed(SAV) putperestlerden korkup onlarin putlarina dua etmis. Boylece onlarin sempatisini kazanmaya calismis.


Cevap : Hz Muhammed hayatinin hicbir gunu putlara ibadet etmemistir. Islam`in ilk yillarinda kabede namaz kilmaktaydi ve o sirada kabe putlarla doluydu. Bazi ahmaklar da onun putlara ibadet ettigini dusunuyordu. Onlar anlamiyorsa biz ne yapalim...


6-) Diyorlar ki, Kuran`in bazi ayetleri seytan tarafindan yazilmis ve bu ayetlerde putlar ovuluyormus.


Cevap :Kuran`da hangi ayette putlar ovulmektedir? Hiristiyanlar kuranin 53. suresindeki 18. ayetten baslayan bolumu gosterirler. Orada Allah putlari asagilamaktadir ama beyni olmayan bazi insanlar orada putlarin ovuldugunu sanmistir ve bunu Islam`a camur atmada kullanmislardir. Sozde Hz Muhammed putperestlerden korkunca bu ayetleri eklemis.(!)


7-) Hz Muhammed Taif`e gitmisti ve Islam`i yaymak istiyordu. O sirada Islam`in yayilmasini istemeyen Mekke`li musrikler adamlarini yollayip Taif halkini kandirmislardi. Taif halkina Hz Muhammed`in bir deli oldugunu soylemislerdi. Taif halki Hz Muhammedi dinlemedi bile. Yillar sonra ikinci gidisinde Taif`in tamamina yakini musluman olarak kendisinden ozur dileyecekti!


Cevap : Hz Muhammed Taif`e gitmisti ve Islam`i yaymak istiyordu. O sirada Islam`in yayilmasini istemeyen Mekke`li musrikler adamlarini yollayip Taif halkini kandirmislardi. Taif halkina Hz Muhammed`in bir deli oldugunu soylemislerdi. Taif halki Hz Muhammedi dinlemedi bile. Yillar sonra ikinci gidisinde Taif`in tamamina yakini musluman olarak kendisinden ozur dileyecekti!


8-) Diyorlar ki, Hz Muhammed Bedir`e putperestlerin mallarini yagmalamaya ve onlari oldurmeye gitmis.


Cevap : Hz Muhammed(SAV) ve yanindakiler Medine`ye goc edince Mekke`deki musrikler onlarin Mekke`de biraktigi mallari yagmalamaya, evlerine ve dukkanlarina el koymaya baslamisti. Hz Muhammed ve muslumanlar da kendilerinden yagmalanan mallari geri alabilmek icin Mekke`lilerin kervanlarina saldirip kendi mallarini kurtarabildikleri kadar kurtarmislardi.
9-) Diyorlar ki, Hz Muhammed Bedir`de savasi kazaninca Arap yarimadasindaki yagmacilar da ona katilmislar boylece ilerki savaslarda yagmalardan(!) nasiplerini alacaklarini dusunmusler.


Cevap : 9-) Hz Muhammed`in etrafindaki muslumanlar Dunya`nin gelmis gecmis en hayirli insanlaridir. Onlar Hz Muhammed`in yaninda gerektigi zaman kendilerini siper ederek canlarini vermislerdi, gerektigi zaman da gunlerce ac kalarak izdirap cekmislerdi. Kendilerine uygulanan baskilara da boyun egmiyorlardi. O siralarda Mekke`nin 10 bin kislik askeri gucu vardi ve Hz Muhammed`in emrindeki savasabilecek musluman sayisi 300`u gecmiyordu. Bedir savasina Mekke`liler 1000`e yakin askerle gitmislerdi. Peki sizin niyetiniz yagmalamak ve buyuk ordularin yaninda basari kazanmak olsa 10.000 kisilik ordudan cikip 300 kisilik orduya katilir misiniz? Bu haclilarin zekasi bu kadar calisir iste.


10-) Diyorlar ki, Hz Muhammed en basta Yahudiler`i kandirmak icin Islam`i Yahudilige benzer bir din halinde olusturmus(!) sonra Yahudiler Islam`i benimsemeyince onlara karsi soykirim yapmis.


Cevap : Islam`daki bir cok unsurun Yahudilige benzemesinin sebebi iki dinin de AYNI KAYNAKTAN yani Allah`tan gelmesidir. Hz Muhammed`in cagrisina Yahudiler katilmadi diyen ahmaklara da bir sorum olacak. O zaman muslumanlar nasil Medine`ye goc ettiler? Medine o sirada Yahudiler`in sehriydi ve Yahudilerin izni olmadan o sehre girmek imkansizdi. Durun ben cevaplayayim. O sirada Medine`deki Yahudilerin hemen hemen yarisi musluman oluyordu ve kendilerine ensar deniyordu. Ilerde de medine`nin tamamina yakini musluman olacakti.


11-) Diyorlar ki Hz Muhammed zafer vaadettigi halde Uhudda kaybetmis.


Cevap : Hz Muhammed Uhud savasindan once hicbir sekilde zafer vaadetmedi. Isin ilginc tarafi Hz Muhammed once Medine`de kalip savunma savasi yapmak istedi ama o sirada gencler hucum savasi yapmak istiyorlardi. Bu kez yeniden taktik degistiren Allah`in Resulu, Uhud daginin eteklerine okcular diziyordu. Iki durumda da muslumanlar kazanabilirdi. Zaten muslumanlar savasi kazanmak uzereyken okcularin yerlerini terk etmeleri yuzunden savas kaybetildi. Peki okcular yerlerini terk etmemis ve muslumanlar o savasi kazanmis olsaydi bu kez ne camur atacakti hacli zihniyeti Islam`a?!?!? Bir sey daha var. Hz Muhammed Uhud savasindan sonra 70 kadar muslumanla yola cikmis putperestlerin pesine dusmustu. Sonucta geri cekilen putperestler, son atagi yapan da muslumanlar olmustu. Bu nasil savas kaybetmedir anlamadim? Savas sadece pratikte kaybedildi ama bu savastan sonra Islam`in buyume hizi 10 kat artmisti ve muslumanlara bir cok yarar getirmisti.


12-) Diyorlar ki Hz Muhammed 10 yillik hudeybiye antlasmasini bozup Mekke`ye saldirmis.


Cevap : Tarih bilgisi olmayan zavalli haclilara yine tarih dersi verme vakti geldi sanirim. O antlasma Mekke`li musriklerin bir musluman kabileye saldirmasiyla bozulmustu. Hz Muhammed buna karsi atakla cevap vererek Mekke`ye yurumustu. Zaten haksiz oldugunu bilen Mekke`liler de hic savasmadan Mekke`yi teslim etmislerdi. O sirada Hz Muhammed(SAV)`in ordusu 10.000 kisiydi ve bu Mekke`li musriklerin sayisina esitti. Yani Mekke`liler isteselerdi karsi koyabilirlerdi ama onlar Mekke`yi Hz Muhammed`e teslim etmekten seref duyuyorlardi.


13-) Diyorlar ki, Hz Muhammed kendisiyle kisisel kan davasi olan kisileri Mekke`yi fethettikten sonra oldurtmus.


Cevap : Bir ornek verebilir misiniz? Hz Muhammed`in kiminle kisisel kan davasi varmis? Hz Muhammed(SAV) Mekke`yi fethedince ilk isi kan davasini kaldirmak olmustu. Eger kan davasi olanlari oldurseydi, 15-20 yil once kendisine zulum edenleri oldurmez miydi? Halbuki onlarin cogu Mekke`nin fethinden sonra Hz Muhammed`in kendilerine olan insancil davranisindan sonra Islam`i secmisti.


14-) Diyorlar ki, Hz Muhammed Yahudiler`i yagmalayarak cok zenginlesmis ve bolluk icinde yasamis.


Cevap : Hz Muhammed oldugunde gerisinde hicbir servet yoktu. Hayatinin yarisi aclikla gecmisti ve hicbir zaman servet sahibi olmamisti. (Hz Hatice ile evliligi disinda) Hz Muhammed`in emrinde binlerce insan vardi ve isteseydi kendisine en buyuk saraylari yaptirirdi ama o tek katli derme catma bir evde oldu. Hz Muhammed`in serveti var diyenler once aciklasinlar bakalim neymis bu servet?


15-) Diyorlar ki Hz Muhammed`in 20-30 tane esi varmis ve Kuran`da 4 tanesinden fazlasina izin verilmediginden Hz Muhammed gunahkarmis.


CEVAP : Hz Muhammed`in ayni anda 4`ten fazla esi olmamistir. Hayati boyunca da toplam 11 kez evlenmistir. O anda Arabistan sartlarinda bir erkek onlarca kadinla evlenebilirken Islam bu sayiyi 4`e indirmistir.


16-) Diyorlar ki, Hz Muhammed olecegini onceden tahmin edememis ve bununla ilgili hicbir aciklama yapmamis, kendisinden sonra devleti kimin yonetecegini bile aciklamamis. Dediklerine gore olümü o kadar ani olmuştu ki, işlerini bir araya toplamaya zamanı olmamıştı.


Cevap : Bu da oldukca sacma bir iddia. Hz Muhammed olmeden kisa bir sure once veda haccini yapmisti ve veda hutbesini okumustu. Bundan sonra kendisine devletin basina kimin gecmesini istedigini sormuslardi ve o da bunu muslumanlara biraktigini soylemisti. Hz Muhammed olmeden haftalar onceden camiye Hz Ebu Bekir`i imam tayin etmisti ve o gunler olecegini biliyordu. Olumu kesinlikle ani gelmemistir. Zaten kuran`in son ayetleri de "bugun sizin dininizi tamamladim" denmektedir. Bu ayet indikten sonra birakin Hz Muhammed`i, sahabe bile artik onun gorevinin bittigini ve olumun artik yaklastigini anlamisti. Tabi beyinsizler anlamiyorsa bu onlarin sorunu.


ŞİMDİ BİZ SORUYORUZ


1-) Dininizin reklamini yaparken nicin Islam`i karaliyorsunuz. Sadece kendi dininizi anlatarak (muslumanlarin yaptigi gibi) taraftar toplayamayacaginizi anladiginiz icin mi?


2-) Neden Yahudilige tek kelime bile edemiyorsunuz? Yoksa gercekten hiristiyanlik Yahudilerin kontrolunde bir din midir?


3-) Islam`in dusmani olan her inanci desteklemenizin sebebi nedir? Hz Muhammed`in hayatini anlatan kaynaklarinizda resmen muslumanlara yillarca zulmeden putperestleri bile ovuyorsunuz. Sizin tanri inanciniz bu kadar zayif mi yoksa?


4-) Bir yerde tek tanriya inaniyoruz diyorsunuz, baska yerde Isa Allah`in oglu diyorsunuz? Karar verin artik. Siz tek tanriya mi yoksa 3 tanriya mi inaniyorsunuz?


5-) Bir tanriyi tanri yapan 3 ozellik vardir. 1-)Yaraticilik 2-) Olumsuzluk 3-) Sonsuz guc. Hz Isa bunlarin hangisine sahip? Sizce bir tanri oldurulebilir mi?


6-) Neden tek bir kitabiniz bile yok? Nicin 4 kitabiniz var? Tanri size birbirinden farkli 4 kitap yollayip "istediginizi secin" mi dedi?


7-) Her yerde Islam`in savas ve vahset dini, Hiristiyanligin ise baris dini oldugunu soyluyorsunuz. Peki yuzyillarca suren Hacli katliamlarini nasi aciklayacaksiniz? Bugun hiristiyanlarin bir grubu petrol icin bir ulkeyi isgal ederken hiristiyanligin lideri Papa bile buna vahset diyor bu mu sizin barisciliginiz? Sizin barisciliginiz coluk cocugun uzerine yuzlerce fuze yagdirmak mi, yoksa anadoluyu isgal edip muslumanlari kilictan gecirmek mi? (defalarca hacli ordulariyla denediniz ama Allah izin vermedi size!)


8-) Hz Isa`nin babasi olmadigi icin onun Allah`in oglu oldugunu iddia ediyorsunuz. Hz Adem`in de babasi yoktu, o da mi Allah`in oglu? Eger o da Allah`in ogluysa (ki Hz Isa Allah`in ogluysa Hz Adem de en az onun kadar Allah`in oglu) bu durumda dunyadaki tum insanlar Allah`in cocuklari oluyor. Bu durumda Hz Isa`nin bir ozelligi kalmiyor!


9-) Protestanlar Katoliklere, Katolikler de Protestanlara kafir diyorlar. Bu nasil istir? Hangisi gercek inanc? Daha kendi icinde belli bir inanci olmayan din mi kurtaracak bizi? Hadi diyelim ki hiristiyan olduk, o zaman hangisini sececegiz?


10-) Islam dinindeki Allah`i acimasiz olmakla sucluyorsunuz ve kendi tanrinizin sevgi dolu oldugunu soyluyorsunuz. Hiristiyanlikta Nuh tufaninin olusumu nasildir o zaman? Sevgi dolu tanriniz sevgi dolu yagmur ile mi oldurdu insanlari? Inandiginiz tanri o kadar sevgi dolu ise o zaman nicin Hz Adem`in binlerce yil isledigi bir kusurdan tum insanligi sorumlu tutuyor? Bu mu sizin sevgi anlayisiniz?


11-) Hz Isa`ya gonderilen orjinal incil su an nerededir?


12-) Hz Muhammed`in cagrisina kulak verip musluman olan o zamanin Habesistan Krali ile ilgili ne soyleyeceksiniz? Habesistan krali Necasi o zaman: "Iste yillardir bekledigimiz peygamber geldi" demisti ve Islam`i yanindaki tum papazlarla beraber kabul etmisti. Habeistan krali hiristiyan degil miydi?


13-) Hadi muslumanlara dusmanliginiz var anladik, ama hacli seferlerinde ortodoks hiristiyanlari niye katlettiniz? Onlara ne kininiz vardi?


14-) Barnabas incilini nicin imha etmek istiyorsunuz? Yazilan yuzlerce incil cesidi icinde digerlerine gore daha mantikli gozukmesi sizi rahatsiz mi ediyor? Yoksa bazi yalanlarinizin ortaya cikmasi mi sizi panige sevketti.


15-) Dininiz o kadar guzel bir din ise neden promosyonlara gidiyorsunuz? Neden ailelere hiristiyan olurlarsa para yardimi yapacaginiz vaadinde bulunuyorsunuz? Insanlari rahat birakin, mantiklarina uyuyorsa kabul etsinler dininizi, yoksa rusvet vermeden dininize kimsenin katilmayacagini sonunda anladiniz mi?


16-) Engizisyonlar da hiristiyanligin hosgoru ve barisina ornek olarak verilebilir mi?


17-) Incil belli araliklarla surekli yenilenmektedir. Incilin en son yenilenmesi ve icindeki hatalarin duzeltilmesi de 1900`lere rastlar. Peki bu yeni incillerdeki bazi ayetlerin Kuran`dan calinti olmadigi ne malum? (hani diyorsunuz ya Kuran`daki bazi ayetler incilden calintiymis....)


18-) Alkol tum dinlerde yasaklanmisken sizin saraba kutsal icecek demenizin sebebi Incil`i yazdiginiz zaman sarhos olmaniz mi yoksa arkasinda baska sebepler mi var?


19-) Incildeki "Matta: 10/34: “Yeryüzüne selamet getirmeye geldim, sanmayin; ben selamet degil, kilic getirmeye geldim...” Ayetini aciklar misiniz?


20-) Bir ayette Hz Isa`nin uzerinde uzum bulamadigi icin bir agaci lanetlediginden bahsediyor. Bunun ne kadar sevgi dolu bir yaklasim oldugunu aciklar misiniz? Hem tanri olarak gordugunuz Hz Isa nasil oluyor da acikiyor?


21-) Siz Islam`daki bazi inanclarin eski arap putperest medeniyetinden geldigini iddia etmistiniz. Hatta hac ile ilgili olan iddianizi yukarida layikiyla cevaplamistik. Bizim de size bir sorumuz olacak. Tarihcilere gore sizdeki tutsu, mum, vaftiz gibi olaylar eski yunan mitolojisinden alinti. Buna ne diyeceksiniz?


22-) Islam`in o zamanki Ay tanrisi dinine benzedigini soylemistiniz. Incil kabul edildigi donemde romalilarin inandigi gok tanri benzeri dinde de hac vardi ve kutsal gunleri pazardi. Bu cok tanrili din hiristiyanlikla bir suru benzerlik tasiyordu. Bu bir tesaduf mu yoksa hiristiyanlik bu dinden mi alinti? (o donemde roma imparatoru iki dini kaynastirip ortaya bugunku hiristiyanligi cikarmisti boylece roma imparatorlugu icinde yasayan hiristiyanlarla gok tanri dinine inananlar arasinda bir ic savas cikmasini onluyordu)


23-) Turkiye ve Turk halki kurtulus savasindayken onlari haince arkadan vurup isgalcilere destek veren misyoner kuruluslar hala nasil utanmadan sevgiden bahsetmektedirler?

24-) Islam`da hiristiyanla ve yahudiyle evlenmeye izin verilirken hiristiyanlikta neden diger dinlerle evlilige izin verilmez. Bu mudur sizin sevgi ve hosgoru anlayisiniz?


25-) Incilde "bir kadina sag gozun sehvetle bakarsa cikarip at, bu tum vucudunun cehennemde yanmasindan iyidir" diyor. Eger hiristiyanlar incildeki bu sozu uygulasalardi 2 gozlu hiristiyan gorebilir miydik? Arastirmalara gore hiristiyan genclerin %85`i evlenmeden once en az 1 kere cinsel iliskiye giriyorlar. (kaynak: Amerika ve Avrupa) Bir kadina sehvetle bakmanin cezasi gozun cikarilmasi ise zinanin cezasi nedir?


26-) Ayni incilde bosanmis bir kadinla evlenen zina etmis olur diyor. Islam`a vahsi bir din diyen misyonerler acaba bunu aciklayabilirler mi? Arastirmalara gore hiristiyan ulkelerdeki insanlarin %60`i birden fazla evlilik yapmis. Bu zina ehlinin cezasi nedir? (kaynak avrupa ve amerika)


27-) Incilde "sag yanaginiza tokat yiyince sol yanaginizi cevirin" demektedir. Peki hiristiyanlarin daha tokatin izi gelmeden Islam dunyasina yumruk, tekme girismelerinin sebebi nedir? Bu durumda tum hacli ordulari incile gore gunahkar ve cehennemlik olmuyor mu?


28-) Incil`de oruc tutarken basiniza yag surup yuzunuzu yikayin diyor. Bu ne anlama geliyor ve hiristiyanlar orucu nasil tutmaktadir (veya tutmakta midir?)


29-) Islam eger bos bir inanc ise nasil oluyor da insanlar kendilerine hicbirsey vaadedilmedigi halde Islam`a kosuyor. Hiristiyanlarda oldugu gibi kendilerine ne para, ne avrupa&amerikada yasam vaadediliyor. Dunyalik hicbir sey vaadetmeden nasil her yil milyonlarca insani kendine cekiyor bu din?


30-) Incil`de "neden kardesinin gozundeki copu gorursun de kendi gozundeki mertegi farketmezsin" diyor. Bu ayni sizinle Islam arasindaki iliski gibi. Islam`a laf atmadan once nicin kendi 4`e bolunmus dininize bakmiyorsunuz?


31-) Incil`de bir ayet gordum ve aciklamasini merak ettim. Lutfen aciklar misiniz: "Ben ogulla babasinin, kizla annesinin, gelinle kaynanasinin arasina ayrilik sokmaya geldim."


32-) Incil`e gore Hz Isa "Carmihini yuklenip ardimdan gelmeyen bana layik degildir." diyor. Peki bu durumda kaciniz ona layiksiniz?


33-) Elimde ingilizce bir incil var ve soyle bir ayet gordum: Luke;14-26 If any one comes to me and does not hate his own father and mother and wife and children and brothers and sisters,yes,and even his own life,he cannot be my disciple. Bunun Turkce karsiligi aynen soyledir: "Sayet bana gelen biri babasindan,ve anasindan ve karisindan ve çocuklarindan ve erkek kardeilerinden ve kiz kardeslerinden, evet,ve hatta kendi hayatindan nefret etmiyorsa benim ögrencim olamaz." Peki misyonerlerin hazirladigi turkce incillerde nicin bu: "isa dönüp onlara söyle dedi: «Biri bana gelip de babasini, annesini, karisini, çocuklarini, kardeslerini, hatta kendi canini bile gözden çikarmazsa benim ögrencim olamaz. " seklinde tercume edilmis? Bu incilleri hazirlayan misyonerler Turkce mi bilmiyorlar, ingilizce mi bilmiyorlar yoksa bazi seyleri saptirmaya mi calisiyorlar?!?!


34-) 1 Corinthians:14-[34] the women should keep silence in the churches. For they are not permitted to speak, but should be subordinate, as even the law says. Bu da bir baska ayetti. Ingilizcesinde kadinlar itaat altina alinmalidir diyor ama misyonerlerin Turkler icin hazirladigi ozel tercumelerde "bayanlar sessizligini korumalidir" yaziyor. Gerci kadinlar sessizligini korumalidir hukmu ingilizce metinde de geciyor ama kadinlarin itaat alinmasi kismi tercumelerde atlanmis. Bu bir tesadur mudur yoksa unutkanlik midir?


35-) Numbers:5-[31] The man shall be free from iniquity, but the woman shall bear her iniquity." Bu ayette soylenen sey "Kocası herhangi bir suçtan suçsuz sayılacak, kadınsa suçunun cezasını çekecek." Incil boyle bir ayet tasirken Islam`daki kadin haklarina nasil dil uzatabiliyorsunuz?


36-) Job:25-[4] How then can man be righteous before God? How can he who is born of woman be clean? Bunun Turkcesi aynen soyle "kadindan dogan biri nasil temiz olabilir" Burada tanri insanligi asagiliyor ama daha cok kadinlari asagiliyor. Islam`da ise Cennet Analarin Ayagi Altindadir gibi yaklasimlarla kadin yuceltilir. Yukarida yazan ayeti misyonerlik faaliyetleri sirasinda okuyor musunuz?


37-) Deuteronomy:23-[2] "No bastard shall enter the assembly of the LORD; even to the tenth generation none of his descendants shall enter the assembly of the LORD. Bu ayetin Turkce tercumesi "hicbir pic tanrinin topluluğuna girmeyecek.Soyundan gelenler de 10. kusaga kadar Rabbin topluluguna giremeyecek" (Ne yapalim sizin iki yuzlu tercumelerinize guvenmedigimiz icin kendi tercumemizi kendimiz yapiyoruz) Burada bastard kelimesi kullanilmis bastard`in sozlukteki karsiligi pic kelimesidir. Burada hacli kardeslerimize birden fazla soru yoneltecegim. A-) Ilahi bir kitapta nasil boyle bir soz gecer. B-) Eger birinin anne-babasi zina etmis ise dogan cocugun ne sucu var. Dogan cocuk niye cehenneme gidiyor? Sizin tanrinizin hosgorusu bu kadar mi? C-) Bu ayeti turkce incillerde nicin dogru tercume etmiyorsunuz?


38-) Psalm;78-(65) Then the Lord awoke as from sleep, like a strong man shouting because of wine. Bu da bir baska ayet. Turkcesi "saraptan dolayi uykusundan guclu bir adam gibi bagirarak uyanan rab" Simdi buradaki tanri sarhos mu, sarapla ilgisi ne? Tanri ne zaman uyumus da simdi uyaniyor?


39-) Job;9-[6] who shakes the earth out of its place,and its pillars tremble; Turkce tercumesi: " Dünyayı yerinden oynatır, Direklerini titretir. " Incil`deki bilim de bu kadar olur zaten. Hiristiyanlara bir soru daha: Siz dunyanin direkler uzerinde durduguna mi inaniyorsunuz, yoksa incil`i inkar mi ediyorsunuz?


40-) Hadi incil ayetlerine biraz ara verelim. Bir sorum olacak. Yillar once Dunya yuvarlak dedikleri icin hiristiyan mahkemeleri tarafindan seytan ilan edilip yakilan bilimadamlarinin hesabini kim verecek?


41-) Incil degistirilmemistir diyorsunuz ama Turkce`ye tercume ederken bile degisiklikler yapiyorsunuz. Bunun sebebi avinizi urkutmek istememeniz mi?


42-) Ayetlere geri donelim. John;2-[4] And Jesus said to her, "O woman, what have you to do with me? Ayeti goruyorsunuz. Turkcesi: Hz.İsa söyledi ona, Ey kadın benimle ne işin var? Islam`da anneye off bile demeyin diye emrediyor ama Incil`e gore Hz Isa annesine Ey Kadin diye hitap ediyor! Gerci misyonerler buradaki boslugu kapatmislar ve muslumanlari kandirmak icin burayi "İsa, «Anne,benden ne istiyorsun? Benim saatim daha gelmedi» dedi." seklinde tercume etmisler. Peki siz annenize kadin diye mi hitap ediyorsunuz? Bu olay birkac ayette daha tekrarlaniyor.


43-) Simdi birkac celiskili ayet. Bir ayette: " Akılsıza ahmaklığına göre karşılık verme,
Yoksa sen de onun düzeyine inersin." diyor bir baska ayette de "Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver,
Yoksa kendini bilge sanır." diyor. Simdi hiristiyan kardesler hangisine uyacaklar? Hangisine uyarlarsa uysunlar incile itaat etmemis olacaklarindan gunaha girecekler ne yazik ki.


44-) Bir ayette "tek suclu Adem degildi, kadinina uyup suc isledi" derken baska bir ayette "tum sorumluluk Adem`e ait" diyor.Iste 2 ayeti arka arkaya yaziyorum: Romans 5:12 Adam alone was responsible for the "original sin."......Eve alone, and not Adam, was responsible for the "original sin" Simdi Hz Adem tek basina sorumlu mu yoksa sorumlulugu paylasiyor mu?


45-) Simdi size celiskili 2 ayet gosterecegim. Ilk once ilk ayetleri okuyun. "Sonra Musa, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak İsrail'in Tanrısı'nı gördüler. Tanrı'nın ayakları altında laciverttaşını andıran bir döşeme vardı. Gök gibi duruydu. Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi. Tanrı'yı gördüler, sonra yiyip içtiler. Rab'bi gördüm, Sunağın yanında duruyordu... RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı." Simdi AYNI incilin bir baska ayeti. "Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir. O'nu, Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı. Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.» Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir. Mübarek ve tek Hükümdar, kralların Kralı, rablerin Rabbi, ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı,..". Iste ayni kitaptan cikan 2 zit gorus. Misyonerlere soruyorum: "Tanri gorulebilir mi, gorulemez mi? Karar verdiyseniz incili bir kez daha degistirin (alistik artik) bu hatayi duzeltin, size uymayani silin."


46-) Islam`da Allah insanlara sevgiyle yaklasir. Allah, inananlari mukafatlandirirken kendisine karsi cikanlari da cezalandirir. Misyonerler de Allah`in vahsi oldugunu soylerler ve beyin yikarken "bizim tanrimiz sevgi dolu, herkese sevgiyle yaklasir" derler. Derler de...bunlari soylerken incili inkar edip dinden cikarlar o ayri konu. Iste hiristiyanlarin sevgi dolu(!) tanrisi: " Savaş eridir RAB, Adı RAB'dir.Yiğit gibi çıkagelecek RAB, Savaşçı gibi gayrete gelecek. Bağırıp savaş çığlığı atacak,
Düşmanlarına üstünlüğünü gösterecek. Bunun üzerine RAB, «Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak» dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu. Çünkü RAB'bin bir öç günü, Siyon'un davasını güdeceği bir karşılık yılı olacak. Çünkü Tanrımız yakıp tüketen bir ateştir. Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan  sorarım. RAB böyle birini bağışlamak istemez. RAB'bin öfkesi ve kıskançlığı o kişiye karşı alevlenecek. Bu kitapta yazılı bütün lanetler başına yağacak ve RAB onun adını göğün altından silecektir. Düşmanlarınızı kovalayacaksınız. Kılıç darbeleriyle önünüzde yere serilecekler. Şimdi bütün erkek çocukları ve erkekle yatmış kadınları öldürün. Yalnız erkekle yatmamış genç kızları kendiniz için sağ bırakın. «Ancak Tanrınız RAB'bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız. Tanrınız RAB'bin size buyurduğu gibi, onları -Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarını- tümüyle yok edeceksiniz. Böylece Yeşu dağlık bölge, Negev, Şefela ve dağ yamaçları dahil, bütün ülkeyi ele geçirip buralardaki kralların tümünü yenilgiye uğrattı. Hiç kimseyi esirgemedi. İsrail'in Tanrısı RAB'bin buyruğu uyarınca kimseyi sağ bırakmadı, hepsini öldürdü. İsrail Tanrısı'nın görkemi bulunduğu yerden, Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. RAB keten giysili, belinde yazı takımı olan adama seslendi: «Yeruşalim Kenti'nin içinden geç, orada yapılan iğrenç şeylerden ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret koy» dedi. Öbürlerine, «Kent boyunca onu izleyin ve kimseye acımadan, kimseyi esirgemeden öldürün» dediğini duydum. «Yaşlıyı, genci, genç kızı, kadını, çocukları öldürün. Yalnız alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe tapınağımdan başlayın.» Onlar da tapınağın önünde duran İsrail ileri gelenlerinden işe başladılar. Onlara, «Tapınağı kirletin, avlularını cesetlerle doldurun. Haydi başlayın!» dedi. Bunun üzerine onlar gidip kenttekileri öldürmeye başladılar. Böylece Baal-Peor'a bağlandılar. RAB bu yüzden onlara öfkelendi. Musa'ya, «Bu halkın bütün önderlerini gündüz benim önümde öldür» dedi, «Öyle ki, İsrail halkına öfkem yatışsın.» Burnundan duman yükseldi, Ağzından kavurucu ateş Ve korlar fışkırdı.


47-) Bir ayette: Çünkü Tanrı, karışıklık değil, esenlik Tanrısıdır... derken baska bir ayette Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.


48-)
JE 31:34 God does not remember sin when it has been forgiven.
EX 34:6-7,God remembers sin, even when it has been forgiven.
Ilk ayette Tanri affettigi gunahlari hatirlamaz deniyor, ikinci ayette tanri gunahi bagislasa da unutmaz deniyor.


49-)
1TI 6:16 God dwells in unapproachable light.
1KI 8:12, God dwells in thick darkness.
Ilk ayette tanri ulasilamaz isiklarin icinde yasar diyor, ikinci ayette tanri kalin bir karanligin icinde yasar diyor.


50-) Bir ayette O, tüm insanların kurtulmasını ve gerçeğin bilincine erişmesini ister. denirken baska bir ayette İşte bu nedenle Tanrı, yalana kanmaları için onların üzerine yanıltıcı bir güç gönderiyor. deniyor. Ayni tanri hem insanlarin kurtulmasini istiyor hem de onlari yaniltmaya calisiyor.


51-)
PS 145:18 God is near to all who call upon him in truth.
PS 10:1 God cannot be found in time of need. He is "far off."
Ilk ayette tanri kendisine ihtiyaci olan herkese yakindir deniyor ikinci ayette ise tanri ihtiyaciniz oldugu anlarda ulasilmazdir cunku cok uzaktadir deniyor.


52-)
IS 44:24 God created heaven and earth alone.
JN 1:1-3 Jesus took part in creation.
Bu ne komik istir ki incil kendi kendini yalanliyor. Bir de yalanlarini ortaya cikaran muslumanlara kiziyorlar. Ilk ayette Tanri dunyayi tek basina yaratti deniyor ikinci ayette ise yaratis olayinda Isa da gorev aldi deniyor.


53-)
EX 20:13, MK 10:19, LK 18:20, RO 13:9, JA 2:11 God prohibits killing.
EX 32:27, DT 7:2, ,13:15 20:1-18 God orders killing.
Beni en cok gulduren ayetler bunlar oldu. Ilk ayette (incilde 5 yerde geciyor) Tanri oldurmenizi yasakladi diyor ikinci ayette (incilde 4 kere geciyor) Tanri oldurmenizi emretti diyor. Adamlarin tanrisi ne kararsizmis.


54-)
PR 15:3, JE 16:17, 23:24-25, HE 4:13 God is everywhere. He sees everything. Nothing is hidden from his view.
GE 4:9 God asks Cain where his brother Able is.
GE 18:20-21 God decides to "go down" to see what is going on.
EX 12:13 The Israelites have to mark their houses with blood in order for God to see which houses they occupy and "pass over" them.
Ilk ayette tanri herseyi gorur, gorusunden hicbir sey kacamaz deniyor, ikinci, ucuncu ve dorduncu ayetlerde de komik bir sekilde bu inkar ediliyor. Ikinci ayette Tanri Kabil`e Habil`in nerede oldugunu soruyor. Ucuncu ayette Tanri asagi inip olanlara bakayim diyor. Dorduncu ayette de Tanri dusmaninizin evlerinin onunu kanlarla isaretleyin ki onlari bulup oldureyim diyor.


55-) Bir ayette Hz Nuh`a :Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. deniyor ama baska bir ayette Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. deniyor.


56-) Incil`de Tanri`nin yine birbiriyle celisen gorusleri var. Simdi grup ayete bakin.
«Doğru olan kimse yok, bir kişi bile yoktur.
Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.
Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız ve içimizde gerçek olmaz
Günah işlemedik dersek, O'nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz ve O'nun sözü içimizde olamaz.
Simdi de baska ayetlere bakalim
RAB Nuh'a, «Bütün ailenle birlikte gemiye bin» dedi, «Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.
RAB, «Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?» dedi, «Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınır.»
RAB, «Kulum Eyüp'e bakıp da düşündün mü?» dedi, «Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınır. Onu boş yere yok etmek için beni kışkırttın, ama o doğruluğunu hâlâ sürdürüyor.»
Luka:1-5 Yahudiye kralı Hirodes zamanında, Abiya bölüğünden Zekeriya adında bir kâhin vardı. Harun'un soyundan olan karısının adı ise Elizabet'ti. Her ikisi de Tanrı'nın gözünde doğru kişilerdi, Rab'bin tüm buyruk ve kurallarına eksiksizce uyarlardı.
1Yuhanna:3-5 Mesih'in, günahları kaldırmak için ortaya çıktığını ve kendisinde günah olmadığını bilirsiniz.
1 Yuhanna:3-6 Mesih'te yaşayan, günah işlemez. Günah işleyen, O'nu ne görmüş, ne de tanımıştır.
1 Yuhanna:3-9 Tanrı'dan doğmuş olan, günah işlemez. Çünkü Tanrı'nın tohumu onda yaşar. Tanrı'dan doğmuş olduğu için günah işleyemez.
Simdi hiristiyanlara soruyorum. Yukarida kimse dogru yolda degil herkes gunah islemisti diyen ayetler var, asagida da bazi sahislardan ve bunlarin gunahsiz oldugundan bahsediyor. Bu durumda ya en bastaki ayetler yanlis, ya da sonra gelen ayetler yanlis. Siz hangi bolumdekilere inaniyorsunuz? Hangisine inanirsaniz inanin yine de incil`in bir kismini inkar etmis olacaksiniz. Bu durumda siz de cehennemlik olmayacak misiniz?


57-)
GE 11:1 There was only one language before the Tower of Babel.
GE 10:5, 20, 31 There were many languages before the Tower of Babel.
Bakin yukarida ne diyor. Ilk ayette Babil Kulesinin insasindan once Dunya`da sadece TEK dil vardi diyor. Asagidaki ayette de Babil Kulesinin insasindan once dunyada bir suru degisik dil vardi diyor. Ikisi de ayni kitabin 2 degisik bolumunden alindi. Tanri`lari bir turlu karar verememis herhalde? Hangisine inanirsaniz inanin, oburunu inkar edeceginizden kafir olacaksiniz. Bu durumda Incil`e gore dunya`da hic kimse cennete giremeyecektir!


58-) Simdi bir dizi ayetle basbasa birakiyorum sizi....
Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım . «Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.»
Gordugunuz ayetlerin hepsi sunnet olmayi siddetle emrediyor. Incil`de bir ayet daha var ki bu ayetleri inkar ediyor. Bu durumda hiristiyanlarin Tanri`si da kafir olmuyor mu?
Galatyalılar:6-15 Sünnetli olup olmamanın önemi yoktur, önemli olan yeni yaratılıştır.
Simdi bir hiristiyan "Sunnet olmanin onemi yoktur" derse yukaridaki ayetler onu yalanlar ve o hiristiyan dinden cikar. Bir hiristiyan "sunnet olmak zorunlu" derse de onu da hemen asagidaki ayet yalanlar ve kafir yapar. Peki bu adamlar neye inanacak?


59-)
JA 1:13 God tests (tempts) no one.
GE 22:1-12, DT 8:2 God tempts (tests) Abraham and Moses.
JG 2:22 God himself says that he does test (tempt).
Yukaridaki ayette Tanri kimseyi ayartip kandirarak test etmez diyor. Asagidaki ayetlerin ilkinde Tanri Ibrahim`i, Musa`yi ayartarak test etti diyor. Ikinci ayette de "Tanri kendisi insanlari ayartip test ettigini soyluyor" diyor. Sozlukte Tempt kelimesinin karsiligi "ayartmak, seytana uydurmak" demektir ve incile gore tanri bunu insanlari test etmek icin yapmaktadir ama en bastaki ayette tanri bunu yapmiyor diyor. Simdi tanri test ediyor mu etmiyor mu?


60-) Incil`de ayetler hemen hemen her konuda birbiriyle cakisir durumdadir. Iste bir ornerk daha. Incilde 6 yerde
"calmayacaksin" diye ayet vardir. Ayrica 3 yerde «Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.» ayeti gecer. Bu ayet de 2 kere gecer: «`Komşuna haksızlık etmeyecek, onu soymayacaksın. İşçinin alacağını sabaha bırakmayacaksın. Simdi Incil`i biraz daha karistiralim ve yeni ayetlere bakalim. Iste bir ornek: «Halkımın Mısırlılar'ın gözünde lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz. Her kadın Mısırlı komşusundan ya da konuğundan altın ve gümüş takılar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı, kızlarınızı bunlarla süsleyeceksiniz. Mısırlılar'ı soyacaksınız.»
Incildeki cakismalari bir kenara birakalim, bu ayetlerde Tanri hiristiyanlardan Misir`lilari soymalarini istemektedir!


61-) Evet Incil`deki celiskiler saymakla bitmez. Bir tane daha ornek veriyorum. Asagidaki ayetler incilden alinti.
«Ne babalar çocuklarının günahından ötürü öldürülecek, ne de çocuklar babalarının. Herkes kendi günahı için öldürülecek. Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz. Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır. Ne kadar ilginctir ki asagidaki ayetler de ayni Incil`den alinti:
Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.» `RAB tez öfkelenmez, sevgisi engindir, suçu ve isyanı bağışlar. Ancak suçluyu cezasız bırakmaz; babaların işlediği suçun hesabını üçüncü, dördüncü kuşak çocuklarından sorar.'


62-) Bir de asagidaki ayetlere bakin.
«Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
Simdi de bu ayete bakin:
Yeryüzünde kimseye `Baba' demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da göksel Baba'dır.
63-) Simdi Incil`den ayetler serisi koyacagim asagiya. Dikkatlice okuyun. Ilk grup ile ikinci grup arasindaki celiskiyi kucuk bir cocuk bile farkedecektir.
«`Göze göz, dişe diş' denildiğini duydunuz.Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. «`Komşunu sev, düşmanından nefret et' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.
Ne guzel ayetler degil mi? Simdi de asagidaki ayetlere bakin. Ayni kitabin baska bolumunden alinti:
cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak,yaniga karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.
Yukaridaki ayet de incildeki 3 degisik yerde gecmektedir.


64-) Iste incil`in bir yerinden alinti baska bir ayet: Hayvan yağı ve kan yemeyeceksiniz. Yaşadığınız her yerde kuşaklar boyunca bu kural hep geçerli olacak.'» Bu ayeti inkar eden yine baska bir ayet oluyor: «İnsanı kirleten, ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten.» Mesih'le birlikte ölüp dünyanın temel ilkelerinden kurtulduğunuza göre, dünyada yaşayanlar gibi niçin, «Şunu tutma», «Bunu tatma», «Şuna dokunma» gibi kurallara uyuyorsunuz?Bu kuralların hepsi, kullanıldıkça yok olacak nesnelerle ilgilidir; insanların buyruklarına ve öğretilerine dayanırlar. Kuşkusuz bu kuralların uydurma dindarlık, sahte alçakgönüllülük ve bedene eziyet açısından bilgece bir görünüşü vardır; ama doğal benliğin düşkünlüğünü önlemekte hiçbir yararları yoktur.


65-) Incilde bazi ayetler kizginligi ve ofkeyi yasaklar. Ornegin: Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek. Ne kadar guzel degil mi? Simdi de baska ayetlere bakalim. Sinirlenmeyi ve ofkelenmeyi yasaklayan tanri(!) kendisi nasil ofkeleniyor.... Çünkü aranızda olan Tanrınız RAB kıskanç bir Tanrı'dır. Öfkelenirse sizi yeryüzünden yok eder. Bir baska ayet: Horev Dağı'nda RAB'bi öyle kızdırdınız ki, sizi yok edecek kadar öfkelendi. Bir baska ayet daha: RAB böyle birini bağışlamak istemez. RAB'bin öfkesi ve kıskançlığı o kişiye karşı alevlenecek. Bu kitapta yazılı bütün lanetler başına yağacak ve RAB onun adını göğün altından silecektir. Ve son bir tane daha: Tanrı olmayan ilahlarla beni kıskandırdılar; değersiz putlarıyla beni öfkelendirdiler. Ne kadar sevgi dolu bir tanriymis bu hiristiyanlarin tanrisi.....


66-) Tanri incilde insanlara once: Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. diye seslenirken kendisi neden buna uymaz? Baska bir ayette: Kendisinden nefret edenlere ise üzerlerine yıkım göndererek karşılık verir. RAB kendisinden nefret edene karşılık vermekte gecikmeyecek.


67-) Incil`de peygamberlere de mesaj verilmektedir. Soyle ki: Ancak, kendisine buyurmadığım bir sözü benim adıma söylemeye kalkışan ya da başka ilahlar adına konuşan peygamber öldürülecektir.' «`Bir sözün RAB'den olup olmadığını nasıl bilebiliriz?' diye düşünebilirsiniz. Eğer bir peygamber RAB'bin adına konuşur, ama konuştuğu söz yerine gelmez ya da gerçekleşmezse, o söz RAB'den değildir. Peygamber saygısızca konuşmuştur. Ondan korkmayın.» Yani peygamberlerin bazilarini yalancilikla sucluyor. Baska bir ayette ise olaya aciklik (!) getiriliyor. Ayet soyle: " «`Bir peygamber ayartılır da bir söz söylerse, onu ayartan benim. Elimi ona karşı uzatacağım, onu halkım İsrail'in arasından çıkarıp yok edeceğim.Suçlarının cezasını çekecekler. Peygamber de ona danışan da aynı şekilde cezalandırılacak." Yani tanri simdi de peygamberi ayartan benim diyor ama yine de peygamber`in oldurulmesi gerektigini soyluyor. Peki tanri bir peygamberi nicin yaniltiyor? Insanlikla oyun mu oynuyor? Bu maddenin basindaki ayetlerde peygamberi yalanci diyen tanri sonraki ayette sucu uzerine mi aliyor? Bu celiski degilse nedir?


68-) Iki tane ingilizce ayet yazacagim.
DT 24:1-5 A man can divorce his wife simply because she displeases him and both he and his wife can remarry.
MK 10:2-12 Divorce is wrong, and to remarry is to commit adultery.
Ikinci ayetin bahsi zaten yukarida gecmisti ama simdi yeniden bu ayeti gundeme getiriyoruz. Ilk ayette "eger bir adam esi tarafindan memnun edilemezse adam esini bosayabilir ve ikisi de sonra yeniden evlenebilir" deniyor. Ikinci ayette ise "bosanmak yasaktir, bosandiktan sonra yeniden evlenen zina etmis olur" deniyor. Hiristiyanlar hangi ayeti ornek aliyorlar?


69-)
JN 3:13 Only the Son of Man (Jesus) has ever ascended to heaven.
2KI 2:11 Elijah went up to heaven.
2CO 12:2-4 An unnamed man, known to Paul, went up to heaven and came back.
HE 11:5 Enoch was translated to heaven.
Ilk ayette Isa`dan baska hic kimse goge yukselmemistir deniyor. Sonraki ayetlerde sirasiyla "Ilyas, Paul ve Henok" isimlerini tasiyan 3 kisinin goge yukseldigini anlatiyor. Isa`dan baska kimse goge yukselmemistir ayetine inananlar diger 3 ayeti inkar ediyorlar, onlara inanlar da ilk ayeti inkar ediyorlar. Yani incil`e inansaniz da inanmasaniz da hiristiyanlikta kafir oluyorsunuz.


70-)
PS 30:5, JE 3:12, MI 7:18 God's anger does not last forever.
JE 17:4, MT 25:46 It does last forever. (He has provided for eternal punishment.)
Incildeki 3 yerde "Tanri`nin ofkesi kisa surelidir, gecer" deniyor ama 2 ayette de Tanri`nin "ofkesi de azabi da sonsuzdur. " deniyor.


71-) Birbiriyle celisen ayetlere devam. Bu listeye yuzlerce ayet eklenebilir (belki de incilin tamami eklenebilir) Iste yeni bir ornek:
" «Öyleyse, `Ne yiyeceğiz?' `Ne içeceğiz?' ya da `Ne giyeceğiz?' diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız tüm bunları gereksindiğinizi bilir. Siz önce O'nun egemenliğinin ve O'ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.
Simdi de bununla celisen ayetler:
"İhtiyatlı kişinin bilgeliği, ne yapacağını bilmektir, Akılsızların ahmaklığıysa aldanmaktır. Kişi kendi yakınlarına, özellikle ev halkına bakmazsa, imanı inkâr etmiş, imansızdan beter olmuş olur.
Ayni ayetlerin ingilizcesinde de ilki icin "yarinin endisesini yasamayin, Tanri sizin icin herseyi halleder" deniyor ve bir sonraki ayet icin "akilli insan ne yapacagini bilen planlayan kisidir" deniyor.


72-) Hiristiyanlarin inandigi tanri nasil bir tanridir ki daha dunyadan haberi yok. Iste size 2 ayet. Hz Yusuf`un babasinin kim olduguna karar verememis incil....
a-)Yakup, Meryem'in kocası Yusuf'un babasıydı.Meryem'den de Mesih denilen İsa doğdu.
b-)İsa görevine başladığı zaman otuz yaşlarındaydı. Yusuf'un oğlu olarak biliniyordu.
Yusuf da Eli oğlu,
Peki Hz Yusuf`un babasi Hz Yakup mu yoksa Heli mi?


73-) Bir ayette Hz Davud ile Hz Isa`nin arasindaki zaman farkinin 28 kusak oldugu soyleniyor. Davut'tan Babil sürgününe kadar on dört kuşak ve Babil sürgününden Mesih'e kadar da on dört kuşak geçti. Luka 3:23-38. ayetler arasinda da Hz Davud ile Hz Isa arasindaki kusaklar sayiliyor ve toplam 43 kusak sayiliyor. Tanri sayi saymayi mi bilmiyor yoksa Incil ilahi kitap degil mi?!?! Insan bari mantikli bir sekilde degistirir kitabi....


74-) Matta 5:22`de "Anger by itself is a sin." deniyor. Bunun turkce tercumesi "ofke tek basina da gunahtir" Efesler 4:26`da da Öfkelenin, ama günah işlemeyin. Öfkenizin üzerine güneş batmasın. Yani ofke tek basina bir gunah olarak sayilmiyor.


75-) Simdi de yeni ayetlere bakalim. Bir ornek: «Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. «Ben size şunu söyleyeyim: dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. Simdi de bu ayetleri yalanlayan ayetlere bakalim: "Biri O'na, «Rab» dedi, «kurtulanların sayısı az mı olacak?»İsa oradakilere şöyle dedi: «Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek.


76-)
JN 3:16, RO 3:20-26, EP 2:8-9, GA 2:16 We are justified by faith, not by works.
MT 7:21, RO 2:6, 13, JA 2:24 We are justified by works, not by faith.
Ilk ayet incilde 4 yerde geciyor ve ikinci ayet de 3 yerde geciyor. Ilkinde "biz imanimizla yargilaniriz yaptiklarimizla degil" diyor. Yani o ayete gore ne kadar gunah islersen isle, imanin oldugu surece cennete girersin. Ikinci ayette ise "biz yaptiklarimizla yargilaniriz, imanimizla degil" diyor. Yani iman yetmiyor, iyi seyler de yapmak gerekiyor. Iki ayet birbirinin tamamen zitti.


77-) Elcilerin Isleri 2-22: O zaman Rab'be yakaran herkes kurtulacaktır.'
Matta 7-21: «Beni, `Rab! Rab!' diye çağıran herkes Göklerin Egemenliğine girecek değildir.


78-) Matta 16-18 Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.»
Ama İsa dönüp Petrus'a şöyle dedi: «Çekil önümden, Şeytan! Sen yolumda engelsin. Senin düşüncelerin Tanrı'nın değil, insanın düşünceleridir.»
Simdi Petrus seytan mi yoksa goklerin egemenliginin anahtalarinin sahibi mi?


79-) Hiristiyanliga gore Yahuda Hz Isa`yi ispiyonlamistir ve bundan sonra Hz Isa carmiha gerilmistir. Bundan sonra gelisen olaylar incilde 2 sekilde anlatilir.
A-) İsa'yı ele veren Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ihtiyarlara geri götürdü. «Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim» dedi.
Onlar ise, «Bundan bize ne? Onu sen düşün» dediler. Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı. Paraları toplayan başkâhinler, «Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz» dediler. Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık yapmak üzere Çömlekçi Tarlasını satın aldılar. Matta 27:3-7
B-) O günlerde Petrus, yaklaşık yüz yirmi kardeşten oluşan bir topluluğun ortasında ayağa kalkıp şöyle konuştu: «Kardeşler, Kutsal Ruh'un, İsa'yı tutuklayanlara kılavuzluk eden Yahuda ile ilgili olarak Davut'un ağzıyla önceden bildirdiği Kutsal Yazı'nın yerine gelmesi gerekiyordu. Yahuda bizden biri sayılmış ve bu hizmette yerini almıştı.»Bu adam, yaptığı kötülüğün karşılığında aldığı ücretle bir tarla satın aldı. Sonra baş aşağı düştü, bedeni yarıldı ve bütün bağırsakları dışarı döküldü. Kudüs'te yaşayan herkes olayı duydu. Tarlaya kendi dillerinde `Kan tarlası' anlamına gelen `Hakeldema' adını verdiler. Elcilerin Isleri 1:16-19
Simdi hikayet Incil`de iki sekilde anlatiliyor. Ilkine gore tarlayi satin alan kahinler ama ikinciye gore tarlayi Yahuda bizzat kendi satin almis. Peki bunlarin hangisi dogru? Iclerinden ikisi de dogru olamayacagina gore biri yanlis. Bu durumda incildeki ayetlerin bir kisminin yanlis oldugu bir kez daha kanitlanmis oluyor.


80-) Hz Isa oldukten(!) sonra kadinlar onun mezarini ziyarete gidiyorlar. Olaylar soyle gelisiyor:
Kadınlar, hem korku hem büyük sevinç içinde, çabucak mezardan uzaklaşıp koşa koşa İsa'nın öğrencilerine haber vermeye gittiler. Mezardan dönen kadınlar bütün bunları Onbirlere ve diğerlerinin hepsine bildirdiler.
Baska ayetlerde ayni olay soyle geciyor:
Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir şaşkınlık almıştı. Korkularından kimseye bir şey söylemediler.


81-) Hiristiyanlik koleligi onaylar!
Ayrıca aranızda yaşayan yabancıların çocuklarını, ister ülkenizde doğmuş olsun ister olmasın, satın alıp onlara sahip olabilirsiniz. Lev 25-45


82-) Rab pisman olur mu yoksa olmaz mi?
mal:3-6 «Ben RAB'bim, değişmem. Siz bunun için yok olmadınız, ey Yakup soyu!
say:23-19 Tanrı insan değil ki, Yalan söylesin; İnsan soyundan değil ki, Düşüncesini değiştirsin. O söyler de yapmaz mı? Söz verir de yerine getirmez mi?

hz.İsa hiç bir zaman tüm hayatı boyunca hiç birşeye muhtaç değildir


Maide-75. Meryem oğlu Mesîh ancak bir resûldür. Ondan önce de (birçok) resûller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.

Nisa-171. Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah'ın resûlüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.



Jhn 14:28...Beni sevseydiniz, Baba'ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. ( Haşa, Allah Allahtan üstün, böyle bir şey olabilirmi? ALLAh ALLAh tan üstün olamaz tabi. Eğer ALLAh olsa idi isa zaten böyle bir laf etmezdi. Çünkü Babada İsada haşaa ALLAH olsa idi bu 2sinide Allah yaptığından 2sininde ALLAh olduğu anlamına gelir ve 2sininde Aynı güçte olduğunu kanıtlardı. Ancak Dünyadaki ALLAh haşa güçsüz, zavallı bir biçimde Öteki ALLaha haşaa, daha güçlü olduğunu söylüyor?? Böyle bir mantıksızlığı ancak bir insan buraya yazarken anlatabilir. Yoksa ALLAHA böylesine çelişkili ve mantıksız sıfatlar aktarmak tabikide saçma olur Yoksa Hiç ALLAh ALLAHA gidermi??? Burada babaya gideceğim için sevinirdiniz deniyor. . Açıkça belli oluyorki; İSA ALLAH DEĞİLDİR, ALLAHIN SEVGİLİ KULU ,ELÇİSİ, VE PEYGAMBERİDİR. TIPKI DAHA ÖNCE GELEN PEYGAMBERLERİN ZAMANINDAKİ GİBİ; )

bir an Haşa ama ALLAın isa olduğunu kabul edelim; Peki O zaman herkes ALLAHı görmüş oluyor o zamandaki dönemde. ( haşa ) O zaman aşağıdakide ne oluyor??

cik:33-20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.» nasıl olmuşturda İsa'yı görenlerin onu gördükten sonrada yaşamaya devam ettikleridir. ( yoksa karşımızda haşa, yalan söyleyen, unutkan, ne dediğini bilmeyen, bir dediği ötekini tutmayan bir Allah mı var??. Tabikide Allah böyle olamaz. Akla aykırı. Ozaman tek bir sonuç var. ODA İSA=ALLAH DEĞİLDİR )


Sonuç olarak şayet Hıristiyan kardeşlerim ellerindeki kitabın tümüne inanıyorsalar 1Yuhanna:4-12 Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı'yı görmüş değildir....Yuhanna:6-46 ...Baba'yı sadece Tanrı'dan gelen görmüştür. cik:33-20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.» bu alıntılarda geçen Tanrıda gerçek inandıkları Tanrıysa, bu Tanrıyı kimsenin görmediğine, görenlerin ise yaşayamayacağına inanıyorlarsa, İsa'yı ise binlerce kişi gördüğü halde yaşadığına göre, İsa Tanrı değildir.

benim bunu söylemem hiçbir şeye aykırı değildir. tamamen aklın ve mantığın ve delillerin ışığında söylenmesi şart olan gerçeklerdir.


'' İsa’nın Bilgisi Sınırlıydı ''

Mar 13:32 «O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez. ( Nasıl bir Allah haşa bilmez olur!! Allah aşkına düşünün. Allah bilmez olurmu hiç. Allah görünenide görünmeyenide bilendir. Besbelliki İSA=ALLAH değildir!!! Allah diye nakledilmesi tamamen insan yazması ve kişisel fikirler yüzündendir. Allah önce yaratılan insanla bir tutuldu şimdide buradaki yazıda meleklerle bir tutuluyor'' Nedir bu allah aşkına. İnsanın trans halinde olması gerekli bu yanlılığı görmemesi için. o saati ne oğul nede melek bilirmiş. isa rab ise oğulda bilmesi gerekli ama bilmiyor. demekki isa rab değil.bunların hepsi yunan mitolojisinden gelen yanlış inanışlar. belliki bunları yazanlarda kendileri bundan etkilendikleridnen böyle aktarmışlar. )

Kimsenin kalbini kırmak değil amacım. Ama ALLAH adına onun adına leke sürülür ise kırılsın o kalpler.

-----------------------------------------


'' Kendi isteğine göre herşeyi yapamayan ALLAH, haşa''


Yuhanna;5-30 «Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.( ALLAh olsa idi kendi istediğini yapar idi. AMA besbelli olarak Kendisini gönderildiğini söylüyor. Gönderenin isteğini yaptığını söylüyor. Aksini yapamayacağını çünkü aciz olduğunu vurguluyor. Allah olamayacağı n 5 yaşındaki çocuga okusam anlar. gönderilmek fiili bile bir acizlik belirtisidir. Gönderiliyorsa onun bir gönderenide vardır. Demekki gönderen gönderilenden daha üstündür. yoksa gönderilmezdi. sadece gelirdi. Yoksa ALLAH ALLAHımı gönderiyor. )

Yu.8: 28 Bu nedenle İsa şöyle dedi: "İnsanoğlu'nu* yukarı kaldırdığınız zaman
benim O olduğumu, kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba'nın
bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız.( kendiliğinden bir şey yapamayan ALLAh, HAşaa. Haşa, ALLAH ALLAHA öğreterek mi konuşuyor?? İSA RAb sie haşaa, NAsıl olursa kendiliğinden bir şey yapamaz. Nasıl olurda ALLAh ALLAhtan akıl alır. bu nebiçim sözlerdir böyle!! )

Yabancı bilimadamlarının niçin dinsiz olduklarını çok ama çok iyi anlıyorum. Ve neden müslüman olmaya başladıklarınıda...




Yu.8: 29 Beni gönderen benimledir, O beni yalnız bırakmadı. Çünkü ben her zaman
O'nu hoşnut edeni yaparım." ( Haşa, ALLAH ALLAHI mı hoşnut ediyor? Bakın art niyet değil sadece İsa = ALLAh diyince bende bunu cümlede uyguluyorum ve çıkan sonuç bu. Hiç Allah Allahı hoşnut edermi?? Bu nebiçim bir mantıksızlıktır. Tamamen apaçık bir şekilde Hz İSA ALLAHIn kulu ve elçisi olduğunu buraya kadar yazdığım alıntılarda apaçık kanıtlıyor. Allah değildir isa. )


AYRICA MERAK EDERİM;

---------------------------------------

Matta:17-20,21 İsa, «İmanınız kıt olduğu için» karşılığını verdi. «Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, `Buradan şuraya göç' derseniz, göçer. Sizin için imkânsız bir şey kalmaz.»


Hadi şehirlerde yaşayan hristiyanları geçtim. Peki dünyada bakın türkiyede değil, dünyada imanıyla dağları haraket ettiren PAPAZ, PAPA, RAHİP, PEDER, akla netür din komitesinden isnan varsa getirin, varmı bunu yapabilen???? Yok ise zaten zerre kadar imanı olan diyor. O zaman bu insanlarda bile zerre kadar iman yoktur desem!!! BENİ KİM HANGİ MANTIKLA DURDURABİLİR?? )

Ben sadece delillere dayanarak konuşurum. İşkembei kübradan sallayarak bir yere varılmaz.Öyle değilmi arkadaşlar.

-----------------------------------------

'' Yanında kimin oturacağı yetkisine sahip olmayan ''

Matta:20-23 İsa onlara, «Elbette benim kâsemden içeceksiniz» dedi, «ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.» ( BAKIN DİKKATLE OKUYUN. Benim elimde değil diyor. Nasıl olurda isa ALLAh ise haşaa, nerede oturulacağı kararı onun elinde olamaz?? Böyle aciz, bilgisiz, güçsüz bir Allah mümkünmü!! tabikide değil. Peki ne mümkün?? HZ isanın Allahın sevgili kulu,, elçisi ve peygamberi olduğudur. Bakın babam bu yerleri kendi hazırlamıştır diyor. Haşa İsa rab olsa idi, Allah Allahdan habersizmi oluyor o zaman?? Yoksa sözde ALLAh denilen isa Rab İnsanlara yalanmı söylüyor?? Nasıl ALLAh Allahın yaptığını bilmez. Nedir bu mantıksızlıklar. Bunlara nasıl göz yumarsınız?? İSA insandır ve allahın kulu elçisidir. İzin vermek benim elimde değil diyor sizin ALLAh dediğiniz isa. Böyle şey olamaz. Külliyen mantıksız. İsa rab olsa idi haşaa; izin vermek elimde değil demez; onları başkaları için hazırladım derdi. )


Bilimsel metodlardan haberinizdemi yok. Birisi şu an hz isa rabdir dese bende ona onun kaynağından öyle olmadığını 10larca örnekle kaynağından göstersem bu hipotez daha teori olamadan çöker gider.



--------------------------------

Birde şu var;

Yukardaki İSANIN ALLAH Gibi davranmamasını hristiyan mensupları şöyle bir mantık ile açıklıyorlar;

(Yukarıda gördüğümüz bu olumsuzluklara, Hıristiyanların cevabı İsa'nın ''Tanrı'ya eşit olmadığından değil, tüm tanrısal ayrıcalıklarını kullanmayı seçmemiş olduğundan dolayıdır.'' demeleri olmuştur.)

Yani haşa karşımızda dünyada böyle yukarda başka davranan accaip bir ALLAh mı var?? Bakın tanrısal ayrıcalıklarını seçmemiş olduklarından diyorlar ama NE YAZIKKİ GENE YALA SÖYLENİYOR!!! KANIT GÖSTERİLMİYOR!! HİÇBİR YÖNDEN TUTULUR OLMAYAN ŞEY YAPILIYOR VE MANTIKSIZ CEVAP VERİLİYOR

NEDENMİ ??????????????????


Mat 28:18 İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: «Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. İsa her yerde yetkinin kendisine verildiğini belirtirken Hıristiyanların onu kul özüne sokup ondan bu yetkileri almasını nasıl açıklayabiliriz.

---------------------------------------------------------

Tevbe-31. (Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.


Bu bile nedenli tutarsız cevaplar olduğunu gösterir.

Bu cevabada gerek yok. Çünkü ALLAh yüceler yücesidir ve aciz olmayı, rezil olmayı, ezilmeyi, acı çekmeyi tercih etti demek Allahsızlığın, kitapsızlığın göstergesidir. Allah şanı yüce olandır. Herşeye gücü yetende acizlik olurmu????

Ben bugün yemek yesem neden yerim?? tercih ettiğim içinmi??? yoksa acıktığım içinmi??? tabikide acıktığım için. Çünkü buna muhtacım

Peki Ya ALLAh??? Nasıl olurda bebekken altına pisler? nasıl bebekken bakılmaya süt içmeye, muhtaç olur?? nasıl pişman olur?? ve daha nice pis, iğrenç , küçük düşürücü olur???

Allahta bizdeki gibi yemek yeme ihtiyacı, acizliği, ve muhtaçlığı olmayacağını herkes bilir. O zaman burada akla en uygun olacak şey ALLAHIn tüm eksik sıfatlardan münezzeh olacağıdır.



Kısaca;

elimizdeki İncil'e göre ortaya çıkan bulgular, bilgisi sınırlı Mar 13:32, kendi isteğine göre birşey yapamayan Yuhanna;5-30, kendi bilgisine göre konuşamayan Yuhanna;8-28, istediği zaman mucize yapamayan Matta;13-58, yanında oturacaklar için bile yetkisi olmayan Matta:20-23 , bir İsa potresi ile karşılaşmaktayız.




********************************************

HANGİSİ ALLAH OLABİLİR?? AKLIN YOLU BİRDİR:



Haşr-22. O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.

Haşr-23. O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.

Haşr-24. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.

********************************************


Hac-73. Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız (taptıklarınız) bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!


*********************************************



Ali İmran-45. Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa'dır. Mesîh'tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'ın kendisine yakın kıldıklarındandır.


Maide-17. "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh'dir" diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh'i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini imha etmek isterse Allah'a kim bir şey yapabilecektir (O'na kim bir şeyle engel olabilecektir)! Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah her şeye tam manasıyle kadirdir.


Maide-72. Andolsun ki "Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesîh'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesîh "Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur" demişti.


Maide-75. Meryem oğlu Mesîh ancak bir resûldür. Ondan önce de (birçok) resûller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.


Maide-116. Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.

Nisa-171. Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah'ın resûlüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

Tevbe-31. (Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.

------------------------------------


Nisa-157. Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

HIRİSTİYANLARI HİDAYET VE GERÇEK KURTULUŞA DAVET

(Bu broşür; İslâm’da Allah inancını, Hazret-i İsa’nın durumunu kısaca özetlemek ve hıristiyanları hidayet ve gerçek kurtuluşa davet etmek amacıyla hazırlanmıştır.) AZİZ VE CELİL OLAN ALLAH-U TEÂLÂ KUR’AN-I KERİM’İNDE ŞÖYLE BUYURUYOR: “DE Kİ: O ALLAH BİR TEKTİR.” (İHLÂS: 1) HIRİSTİYANLAR İSE: “BABA, OĞUL, KUTSAL RUH” DİYEREK ÜÇ İLÂH KABUL EDİYORLAR. BU NE BÜYÜK BİR SAPMIŞLIKTIR. ALLAH-U TEÂLÂ İHLÂS SÛRE-İ ŞERİF’İNDE KESİN OLARAK BEYAN BUYURMAKTADIR: “DOĞURMAMIŞ, DOĞURULMAMIŞTIR.” (İHLÂS: 3) HIRİSTİYANLAR İSE: “İSA MESİH ALLAH’IN OĞLU” DİYORLAR. BUNDAN BÜYÜK CEHALET Mİ OLUR? HALBUKİ İSA ALEYHİSSELÂM KUR’AN-I KERİM’DE HABER VERİLDİĞİNE GÖRE ŞÖYLE SÖYLEMİŞTİR: “BEN ALLAH’IN KULUYUM. O BANA KİTAP VERDİ VE BENİ PEYGAMBER YAPTI.” (MERYEM: 30) HIRİSTİYANLAR İSE İSA ALEYHİSSELÂM’I İLÂHLAŞTIRDILAR. BU NE BÜYÜK DALÂLETTİR. ALLAH-U TEÂLÂ KEHF SÛRE-İ ŞERİF’İNİN 4-5. ÂYET-İ KERİME’LERİNDE ŞÖYLE BUYURUYOR: “VE ‘ALLAH ÇOCUK EDİNDİ.’ DİYENLERİ UYARMAK İÇİN. BU HUSUSTA NE ONLARIN NE DE ATALARININ BİR BİLGİSİ VARDIR. AĞIZLARINDAN NE BÜYÜK SÖZ ÇIKIYOR! ONLAR YALNIZ VE YALNIZ YALAN SÖYLERLER.” HIRİSTİYANLAR, HAZRET-İ ALLAH’A EVLÂT İSNAT EDİYORLAR. BU NE BÜYÜK AYMAZLIKTIR. ALLAH-U TEÂLÂ ÂYET-İ KERİME’SİNDE BUYURUR Kİ: “MUHAMMED İÇİNİZDEN HERHANGİ BİR ADAMIN BABASI DEĞİL, FAKAT O ALLAH’IN RESUL’Ü VE PEYGAMBERLERİN SONUNCUSUDUR.” (AHZÂB: 40) HIRİSTİYANLAR İSE İNCİL’DE HABER VERİLMESİNE RAĞMEN: “BİZ İSA’DAN ÖTESİNİ TANIMIYORUZ.” DİYORLAR. BUNLAR KENDİ KİTAPLARINA DAHİ İNANMIYORLAR. BU NASIL BİR DİN ANLAYIŞIDIR? Peygamberlere ve İsa Aleyhisselâm’a iman etmek İslâm dininin iman esaslarındandır. Biz Allah-u Teâlâ’nın gönderdiği bütün peygamberlere ve kitaplara inanırız. “Hepsi Allah’a, meleklerine, Kitaplar’ına ve peygamberlerine iman ettiler. “O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız...” derler.” (Kur’an, Bakara: 285) Allah-u Teâlâ bize böyle beyan buyuruyor. Biz İsa Aleyhisselâm’a ve ona indirilen bozulmamış İncil’e ve Allah’ın gönderdiği diğer bütün peygamberlere iman ederiz. İslam inancına göre İsa Aleyhisselâm Hazret-i Allah’ın büyük peygamberlerinden birisidir. Bakire Meryem’den babasız olarak dünyaya gelmiştir. Adem Aleyhisselâm nasıl ki babasız olarak yaratılmışsa İsa Aleyhisselâm’ın yaratılması da bu şekildedir. Nitekim bugünkü tıp ilminin ulaştığı seviye bu durumun kavranmasını daha kolay kılmaktadır. Hazret-i Allah beşeri sıfatlardan ve çocuk sahibi olmaktan münezzehtir. Bu hakikatleri anlamak ve kabul etmek istemeyen yahudiler, İsa Aleyhisselâm hakkında, babasız dünyaya geldiğini bahane ederek “zina çocuğudur” dediler, iftira ettiler, hıristiyanların bir kısmı “ilâh” dediler, bir kısmı “ilâhın oğlu”, bir başka fırka da “üçten biridir” dediler. Oysa hakikat Kur’an-ı kerim’de bildirildiği gibidir: “Hiç şüphe yok ki, İsa’nın babasız dünyaya gelişi de Allah nezdinde Âdem’in durumu gibidir. Allah Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona “Ol!” dedi, o da oluverdi.” (Âl-i imrân: 59) Allah-u Teâlâ’nın Meryem Vâlidemiz hakkındaki beyân-ı ilâhisi de şudur: “Irzını korumuş olan İmrân kızı Meryem de bir misaldir. Biz ona ruhumuzdan üflemiştik. Rabb’inin sözlerini ve Kitaplar’ını tasdik etmişti. O bize gönülden itaat edenlerdendi.” (Tahrim: 12) Hıristiyanlar “Allah üçtür: Baba, oğul, ruhul kuds; Üç esas, üç şahıs olarak tek esastır.” diyerek “Üç ilâh” anlayışına sapmışlardır. Bunun hangisi Allah’tır? Bu bâtıl bir zihniyet değil mi? Bu doğru mudur? “Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Şüphesiz ki Allah ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.” (Nisâ: 171) İslâm dininin hak din olduğunu, Hazret-i Kur’an’ın Allah-u Teâlâ’nın indirdiği son kitabı olduğunu, Muhammed Aleyhisselâm’ın da Allah-u Teâlâ tarafından gönderilmiş hak ve son bir peygamber olduğunu biliyorsunuz, ancak inkâr etmekte inat ediyorsunuz. “Ey ehl-i kitap! Niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz?” (Âl-i imrân: 71) Allah-u Teâlâ size sesleniyor. Ey okuyucu! Bile bile hakkı, hakikati gizleme. Hidayete gözlerini kapama. İnkârda inat etme. Allah-u Teâlâ Kur’an-ı kerim’inde, Nisâ sûre-i şerif’inde yine size sesleniyor: “Allah’a ve peygamberlerine inanın. (Allah) üçtür demeyin!” (Nisâ: 171) Allah’ın bir olduğuna, her türlü beşeri sıfattan münezzeh olduğuna iman edin. Allah-u Teâlâ’ya çocuk isnad etmek çok büyük bir zulümdür, büyük bir inkârdır: “‘Rahman çocuk edindi’ dediler. Andolsun ki siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız. Onlar o Rahman olan Allah’a çocuk iddia ettiler diye, bu sözden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecekti. Halbuki Rahman olan Allah’a çocuk isnat etmek aslâ yakışmaz.” (Meryem: 88-92) Yaratma ile üretme arasındaki farkı anlayamıyor musunuz? Doğurma ve doğmanın, her şeyden önce bir yaratmaya bağlı olduğunu düşünemiyor musunuz? Gözleriniz bu kadar kör mü? Halbuki Kur’an-ı kerim’de beyan buyurulduğuna göre İsa Aleyhisselâm şöyle söylemişti: “Allah benim de Rabb’imdir, sizin de Rabb’inizdir. Artık ona kulluk edin, bu doğru yoldur.” (Zuhruf: 64) İsa Aleyhisselâm böyle buyuruyor, hıristiyanlar ise onu Allah yerine koyuyorlar, ilâh kabul ediyorlar. Bu iftiranız karşısında İsa Aleyhisselâm size sahip çıkar mı? Allah-u Teâlâ’nın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız? Mahlûktan Allah olur mu? Ne kadar sapmış olduğunuzu görmüyor musunuz? “Halbuki Mesih onlara demişti ki: Ey İsrâiloğulları, benim de Rabb’im sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılar. Varacağı yer ateştir, zâlimlerin yardımcıları yoktur.” (Mâide: 72) İsa Aleyhisselâm size hitap ediyor, Allah’a ortak koşmaya devam ederseniz, cehennemde ebedi kalacağınızı söylüyor. Hala uyanmayacak mısınız? Allah-u Teâlâ İsa Aleyhisselâm’ın bir diğer beyanını Kur’an-ı kerim’de bize şöyle haber veriyor: “Ben Allah’ın kuluyum. O bana Kitap verdi ve beni peygamber yaptı.” (Meryem: 30) Hıristiyanlar ise hâşâ İsa Aleyhisselâm’ı Allah olarak kabul ediyorlar. İsa Aleyhisselâm; “Ben Allah’ın oğlu değilim, kuluyum. Ben Allah değilim, O’nun peygamberiyim, elçisiyim.” diyor. Hıristiyanlar bir mahlûku Allah yaparak kayıyor, bu mübarek peygambere iftira atıyor, yoldan çıkıyorlar. Hâşâ insandan Allah olur mu? Bu ne kadar büyük bir inkârdır. İsa Aleyhisselâm’a uluhiyet isnad edenler hakkında Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor: “‘Allah, Meryemoğlu Mesih’tir.’ diyenler gerçekten kâfir olmuşlardır.” (Mâide: 72) “Andolsun ki: ‘Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür.’ diyenler kâfir olmuşlardır.” (Mâide: 73) “Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür.” demek, hem “Üç” kelimesi, hem de “Üçüncü” kelimesi itibariyle olmak üzere iki yönden katıksız şirktir. Bir ilâhtan başka ilâh olmadığı halde üç ilâh farzetmek, bir olan Allah’ın hakkını inkârdır, zulümdür. “Allah üç” demek gibi bir çelişkidir. “Oysa bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere çok acıklı bir azap dokunacaktır.” (Mâide: 73) Bu gibi sözlerden ve teslis inancından vazgeçmeyenlere Allah-u Teâlâ açıkça küfür damgası vurmuştur. Onlar en şiddetli bir azapla azaba uğrayacaklardır. “Meryem oğlu Mesih ancak bir peygamberdir.” (Mâide: 75) İlâh değildir. Ancak Allah-u Teâlâ’nın delil ve fermanı ile gönderdiği bir elçi, bir tebliğci, bir peygamberdir. Allah-u Teâlâ hususi olarak bazı peygamberlere mucizeler verdiği gibi, ona da doğruluğunu göstermek için apaçık bazı mucizeler vermiştir. Eğer Allah-u Teâlâ İsa Aleyhisselâm vasıtası ile ölüleri diriltti ise, şüphesiz ki Musa Aleyhisselâm vasıtasıyla âsâya can verdi ve âsâ sürünen bir yılan oldu. Bu ötekinden daha hayret vericidir. Eğer İsa Aleyhisselâm babasız yaratıldıysa, şüphesiz Âdem Aleyhisselâm hem anasız hem babasız yaratılmıştır. Bu daha şaşırtıcıdır. Bunların hepsi Allah katındandır. Musa Aleyhisselâm ve İsa Aleyhisselâm ancak Allah-u Teâlâ’nın yaratıcı kudretinin tecelli yerleri ve vasıtalarıdır. İsa Aleyhisselâm ilk olarak gelmiş bir peygamber de değildir: “Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. Annesi de sıddîka (çok doğru) bir kadındı. Her ikisi de yemek yerlerdi.” (Mâide: 75) Allah-u Teâlâ İsa Aleyhisselâm ve Meryem Validemiz hakkında “yemek yerlerdi” buyuruyor. Yani İsa Peygamber yerdi, içerdi, gezerdi, bir insandı çünkü. Böyle bir kimse Allah olur mu? Allah öyle bir Allah ki ne evveli var, ne de sonu var. Allah-u Teâlâ İsa Aleyhisselâm hakkında gerçek dışı beyan ve inançlarda ısrar eden ehl-i kitabın bu müfrit telâkkilerini reddeder. Hıristiyanların Allah’ı bırakıp İsa Aleyhisselâm’a tapacak kadar onun hakkında aşırı tazimde bulunmak suretiyle düştükleri sapmışlıklarını anlatarak şöyle buyurur: “Ey Ehl-i kitap! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin.” (Nisâ: 171) Onu ancak yüksek sıfatlarıyla, güzel isimleri ile nitelendirin. O’na bir eş ve bir çocuk veya buna benzer zatına yakışmayan şeyleri nisbet etmeyin. “Meryem oğlu İsa Mesih, Allah’ın peygamberidir.” (Nisâ: 171) O sadece Allah-u Teâlâ’nın seçkin peygamberlerinden bir peygamberdir, sizin iddia ettiğiniz gibi Allah’ın oğlu değildir. “Meryem’e ulaştırdığı kelimesidir.” (Nisâ: 171) O’nun taraf-ı izzetinden tecelli eden bir emirdir. “Ol” emr-i şerifiyle var olmuştur. “Ve O’ndan bir ruhtur.” (Nisâ: 171) Kendisinin yaratmasıyla meydana gelen bir ruhtur. O’nun “Kün” emri ile bir mucize olarak vücuda getirdiği için kendisine bir şeref olmak üzere “Kelimetullah” denilmiştir. Bu ruhun Allah-u Teâlâ’ya izafe edilmesi şerefini yükseltmek içindir. Allah-u Teâlâ onunla birçok ölü kalplere hayat vermiştir. Şu halde; “Allah’a ve peygamberlerine inanın. (Allah) üçtür demeyin. Sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Şüphesiz ki Allah ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.” (Nisâ: 171) İsa Aleyhisselâm kendisine insan olmanın dışında bir sıfat yakıştırmak isteyenlere kul olduğunu hatırlatmak ihtiyacı duymuş ve: “Ben ancak Allah’ın kuluyum.” buyurmuştur. (Meryem: 30) Muhataplarına: “Beni ilâh edinin.” dememiş, bilakis: “Şüphesiz ki Allah benim de Rabb’im, sizin de Rabbinizdir. O’na kulluk edin. İşte doğru yol budur.” diye nasihatte bulunmuştur. (Meryem: 36) Allah-u Teâlâ Tevhid akidesini temelinden yıkan Üç İlâh (Teslis) inancının doğuracağı elim akıbeti haber vermektedir. Allah’tan başka iki ilâh edinenlerle İsa Aleyhisselâm ilâhî huzurda yüz yüze getirilecekler, Allah’a ve Peygamber’ine iftira edenler hak ettikleri cezayı göreceklerdir. Allah-u Teâlâ, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize hitap ederek bir Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır: “De ki: Rahman’ın çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki elbette ben olurdum. Göklerin ve yerin Rabbi, arşın da Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıkları noksan sıfatlardan münezzehtir. Bırak onları! Kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayıp dursunlar.” (Zuhruf: 81-82-83) • Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde Zât-ı akdes’ine kullarından bir parça isnad edenler hakkında şöyle buyurmaktadır: “Kullarından bir kısmı, O’nun bir cüz’ü kıldılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.” (Zuhruf: 15) • Kur’an-ı kerim’de Allah-u Teâlâ’nın çocuğu olmaktan münezzeh olduğuna dair beyanlar sık sık ifade buyurulmaktadır: “Allah çocuk edindi dediler. Hâşâ! O yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Hepsi O’na boyun eğmişlerdir.” (Bakara: 116) Allah-u Teâlâ’nın çocuk edindiğini söylemek, O’nun insanlara benzediğini söylemek mânâsına gelir. O halde hiçbir şeyin kendisine benzemediği Zât-ı Ecell-ü A’lâ’nın çocuk edinmesi aslâ düşünülemez. O, başlangıcı ve sonu bulunmayan yegâne yaratıcıdır. “Elinizde O’nun çocuk edindiğine dair hiçbir delil yoktur. Allah hakkında bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?” (Yunus: 68) Allah-u Teâlâ onların ileri sürdükleri iddiâlardan ne kadar uzaktır! Çocuğu olduğunu haber vermediğine veya bu mânâya gelebilecek bir beyan Zât-ı Akdes’inden sâdır olmadığına göre, bu gibi kimseler kuru bir zanna isnat etmektedirler. “De ki: Allah’a karşı yalan uyduranlar aslâ iflâh olmazlar.” (Yunus: 69) Korktuklarından emin, umduklarına nâil olamayacaklar, cennete değil cehenneme sevkedileceklerdir. “Bak! Nasıl da Allah’a yalan yere iftira ediyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter!” (Nisâ: 50) Bundan başka hiçbir günahları olmasa bile, bu iftiraları onların hepsini gölgede bırakan büyük bir günah olur. “O hiçbir çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiçbir ortağı yoktur. Her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, mukadderatını tayin etmiştir.” (Furkan: 2) Her şey bütün mukadderatı ile O’nun kudret eli altındadır. Her şeyin bir sınırı ve ölçüsü vardır ki, kul onu aslâ aşamaz. O’nun kudretine ise sınır ve son yoktur. Bunun içindir ki hiçbir şey, yaratılmış olma sınırını aşıp da O’na ortak olmaya güç yetiremez. “Yahudiler: ‘Üzeyir Allah’ın oğludur.’ dediler.” (Tevbe: 30) Bu sapmışlıkları ile hıristiyanların: “Mesih Allah’ın oğludur.” sözüne bir kapı açmış oldular. “Hıristiyanlar da: ‘Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler.” (Tevbe: 30) Başlangıçta bunu söyleyenler bir kısım hıristiyanlar ise de, sonradan hemen hepsi böyle söylemeye başladılar, hatta böyle söylemeyenleri kâfirlikle itham ettiler. “Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek geveledikleri sözlerdir.” (Tevbe: 30) Bunlar ehl-i kitaptan olmakla beraber müşriklere benzerler ve müşrik sayılırlar. “Allah onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar?” (Tevbe: 30) Bu iftiralarından dolayı Allah-u Teâlâ’nın ilâhî gadabına maruz kalmışlardır. Hıristiyanlar o ilk günahtan kurtulmak için aklı ve nefsi bu teslis inancına feda etmek gerektiğini ve bu fedâkârlığı yapmanın bu imanın şartı ve kurtuluş sebebi olduğunu iddiâ ederler ki, bütün bunlar Allah inancını hafife almaktan başka bir şey değildir. Büyük bir saygısızlıktır. Teslis inancı, hıristiyanlığın kaynağından gelen bir inanç değildir. Tahriften kaynaklanan bâtıl inancıdır. İsa Aleyhisselâm’dan sonra ilk yazılan Markos incilidir. Bu incilde İsa Aleyhisselâm’a “Sen Mesih’sin.” (8/29) denilirken, Luka’da “Sen Tanrının Mesihisin.” (9/20) geçmekte, Matta’da ise “Tanrının oğlu Mesih’sin.” (16/16) ibaresi yazmaktadır. Halbuki Matta ve Luka birçok alıntıyı Markos’tan yapmıştır. Yuhanna ve Pavlusun mektuplarında da teslis inancı mevcuttur. Hıristiyanlığa bugünkü teslis inancının sokan ve Hazret-i İsa’ya uluhiyet isnad eden fikirlerin babası Pavlus’tur. Bugün hıristiyanların ilahi kitap olarak sahip çıktıkları İncil’in yaklaşık yarısı yahudi dönmesi Pavlus’un mektuplarından müteşekkildir. “Yahudi dönmesi Pavlus Romalı bir hahamdı ve Hıristiyan olmadan önce bir çok Hıristiyana zulmetmişti. Hıristiyan olduktan sonra kiliseye yazdığı mektuplar İncil’in 27 kitabının hemen hemen yarısını oluşturuyordu. ‘Tanrının oğlu’ ve ‘haç’ Pavlus’un öğretilerinin temelini oluşturuyordu.” (Us News and World Report, 20 Nisan 1992, sf. 70) Hıristiyanlıktan dönme eski bir pastörün (papazın) dediği gibi “Pavlus’un cin fikirli mektupları iftiracılık, dedikoduculuk, kıskançlık, ispiyonculuk, casusluk öğretir.” Özellikle bu mektuplar birçok tenakuz ve takiyyecilikle doludur. “Hıristiyanlığa üçlemeyi sokan Aziz Pavlus, asıl adı Saul olan Tarsuslu bir yahudidir. Aziz Pavlus, ‘İsa bana inerek üçlemeyi öğretti’ diyerek ortaya çıkmadan önce de Kudüs’te Kabbala öğretimi yapmaktaydı.” (The Concised Atlas of the Bible, sf. 124) “Kilise Anadolu’ya yayıldıkça İsa Mesih ‘Tanrının oğlu’ olarak geçmeye başladı ki, bu Pavlus’un mektuplarının başlıca konusuydu.” (A.g.e, sf 70) • Allah-u Teâlâ hıristiyanları uyarmak, gittikleri yolun yanlışlığını onlara duyurmak için Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır: “De ki: Allah’ı bırakıp da, size ne bir zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz?” (Mâide: 76) Hepsi de mahiyetleri itibariyle Allah-u Teâlâ’nın yaratıklarıdır. Hiçbir fayda ve hiçbir zarar verme imkânına sahip değildirler. “Oysa Allah işitendir, bilendir.” (Mâide: 76) Kullarının kendisine karşı ibadet ve duâlarını işittiği gibi, kalplerde gizlenen ve saklanan şeyleri de bilir. Dolayısıyla herkese hakettiğini verecektir. “De ki: ‘Ey ehl-i kitap! Dininizde haksız yere taşkınlık yapıp sınırı aşmayın.” (Mâide: 77) Ey hıristiyanlar! Siz Mesih’in hak olan peygamberliğini geçip de onu ilâhlık mertebesine çıkarmayınız. Ey yahudiler! Siz de onun peygamberliğini inkâr ederek değerini düşürmeye cüret etmeyiniz. “Daha önce hem kendileri sapmış, hem de birçoklarını saptırarak doğru yoldan ayrılmış bir topluluğun hevâ ve heveslerine uymayın.” (Mâide: 77) Burada sapan ve saptıranlardan maksat, yahudi ve hıristiyanların ileri gelenlerinden sapkınlıkta çığır açan ve o yolda yürüyenlerdir. Bunlar dinlerinde hakkı hedef edinmemişler, bu sebeple haksız yere aşırı giderek geçmişlerini körü körüne taklit etmişlerdir. “Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür.” (Mâide: 80) Bu inançlarının, bu sapkınlıklarının vahim neticelerini ahirette elbette göreceklerdir. • İslâm dini ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem Aleyhisselâm ile başlamış, zamanın akışı içerisinde ve her peygamber gelişinde en mükemmele doğru daima bir gelişme kaydetmiştir. Hazret-i Musâ Aleyhisselâm’a indirilen İslâm, Hazret-i Nuh Aleyhisselâm’a indirilen İslâm’dan daha geniş ve daha mükemmeldi. Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’a gönderilen İslâm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm’a indirilen İslâm’dan daha şümullü ve daha mükemmeldi. Muhammed Aleyhisselâm gelince de kemâlini buldu ve son şeklini aldı. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı beğendim.” buyuruyor. (Mâide: 3) Artık İslâm’dan sonra kıyamete kadar yeni bir din, yeni bir peygamber gelmeyecektir. Bir Âyet-i kerime’de ise şöyle buyuruluyor: “Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i İmran: 19) Çağlar boyunca insanlığın maddî mânevî bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir özelliğe sahiptir. İslâm dururken eski dinlere uymak, gündüz gökte yıldız aramak gibidir. Tahrif Edilmiş İncil Dahi İsa Aleyhisselâm’ın Kulluğuna ve Peygamberliğine Dair İfadelerle Doludur: Yuhanna İncili’nde (6/14) “Gerçekten, dünyaya gelecek peygamber budur.” Luka İncili’nde (7/16) “Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı.” Matta İncili’nde (13/57) “Bir peygamber, kendi memleketinden ve evinden başka yerde itibarsız değildir.” cümlesi ve buna benzer birçok beyan İsa Aleyhisselâm’ın açıkça resül, elçi ve gönderilmiş bir peygamber olduğunu gösterir. Diğer taraftan bütün bu ifadeler “Allah’ın oğlu.” tabirleri (Luka: 9/35, Matta: 3/17, Markos: 1/11, Yuhanna: 1/18) ile tenakuza düşmektedir. İsa Aleyhisselâm için bir yerde “Peygamber” başka bir yerde “Allah’ın oğlu” diyorlar. Böyle bir durum ilâhi bir kitapta ve dinde olmaz. Bu, İncil’in tahrif edildiğini gösterir. Kur’an-ı kerim İsa Aleyhisselâm’ın durumunu sarih bir şekilde beyan eder. “Hani havarilere, ‘Bana ve peygamberime iman edin’ diye ilham etmiştim. Onlar (da), ‘İman ettik, bizim Allah’a teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol’ demişlerdi.” (Mâide: 111) “Mesih de, Allah’a yaklaştırılmış mukarreb melekler de, Allah’a kul olmaktan aslâ çekinmezler. Kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzuruna toplayacaktır.” (Nisâ: 172) “O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrâiloğullarına numune kıldığımız bir kuldur.” (Zuhruf: 59) İsa Aleyhisselâm bir beşerdir, insanlara hidayet yolunu göstermek için Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir. Peygamberlik vazifesi ise halkı Allah’ın birliğine ve yalnız O’na kulluk yapmaya dâvet etmekten ibarettir. İlahi Kitap Kuran-ı Kerim ve Bugünkü İncil: Kur’an-ı kerim son peygamber Hazret-i Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- zamanında Allah tarafından kendisine indirilmiş ve kayda geçirilmiştir. Daha sonra müslümanlar tarafından çoğaltılarak yayılmıştır. Bugün yeryüzündeki milyonlarca Kur’an-ı kerim nüshası arasında hiçbir harf farkı dahi yoktur. Kur’an-ı kerim’e iftira atarak eksikliğini iddia edenler dahi ikinci bir nüsha gösterememektedirler. Zira böyle bir şey söz konusu bile değildir. Nitekim Almanlar 2. Dünya Savaşı yıllarında çeşitli yüzyıllarda yazılmış binlerce nüshayı karşılaştırmışlar ve farklı bir Kur’an bulamamışlardır. İlk yıllardaki Kur’an ile bugünkü Kur’an nüshalarının aynı olduğunu rapor etmişlerdir. Oysa bugünkü İncil dört farklı kişinin kaleminden çıkmadır. Ve daha saklanan birçok İncil nüshalardan bahsedilir. İçinde Hazret-i Allah’a ve İsa Aleyhisselâm’a ait olmayan beyanlar, kişilerin hikâyeleri, mektupları ilave edilmiştir. Bu sebeple tenakuzlar, çelişkiler sayılamayacak kadar çoktur. Protestan papazı (Ordained Methodist Minister) C. Leslie Mitton Jesus: The Pact Behind the Faith (William B. Eerdmans Publishing Company Grand Rapids, Michigan, 1974 U.S.A, sh: 10) isimli kitabında şunları rapor ediyor: “İsa’ya saygıyla itibar edenler arasında bile, Kilisenin onun Tanrı’nın eşsiz oğlu olduğu iddiasını ciddiye almayan, fakat onu çok harikulade bir insan olarak değerlendiren pek çok insan vardır. Kitab-ı Mukaddes bile artık her sözü gerçekten doğru olan bir Tanrısal kitap olarak kabul görmemektedir, fakat diğer insanlar kadar hataya ve cehalete maruz kalabilen insanlar tarafından üretilmiş bir yazılar koleksiyonu olarak itibar görmektedir. ‘İsa hakkında neyi bilebiliriz?’ sorusuna cevap olarak basit bir şekilde, Kilisenin resmi öğretisini veya ayet sözlerini aktarmak artık mümkün değildir. Çünkü hemen ardından daha fazla sorular yöneltilmektedir. ‘Kilisenin veya Kitab-ı Mukaddes’in öğrettiği şeylerin güvenilir olduğunu nasıl bilebiliriz’ İsa hakkındaki İncil kayıtları ne dereceye kadar gerçek addedilebilir, ya da ne dereceye kadar dindar İncil yazıcılarının hayal gücü tarafından değiştirilmiştir ve süslenmiştir ve hatta yaratılmıştır?” Fransız Katolik papazı Roguet’in itiraflarını ise Prof. Dr. Maurice Bucaille’in kaleminden okuyalım: “İncil okuyucularının pek çoğu İncil’lerdeki belirli bazı itirafların manaları hakkında düşündükleri zaman utanırlar, hatta yüzleri de kızarır. Bu durum onlar çeşitli İncil’lerde aynı olayı anlatan değişik rivayetleri karşılaştırdıkları zaman da gerçekleşir. Bu gözlem papaz Roguet tarafından, yazdığı İncil’lere giriş isimli eserde açıklanmıştır. Haftalık bir Katolik dergisinde uzun yıllar (dini konularda) huzursuz okurlara cevap vermekle kazandığı geniş tecrübeyle, onların (Kitab-ı Mukaddes’den) okumuş oldukları şeylerden ne kadar çok endişelendiklerini ölçebilmektedir. Ona müracaat edenler geniş yelpazede sosyal ve kültürel kesimlerdendir. Papaz Roguet, onların anlaşılması güç, kavranamaz, hatta çelişkili veya skandallı olarak tanımlanan metinler hakkında açıklama talebinde olduklarını belirtmektedir. ... Bu tespit hayli yakın bir tarihe aittir. Papaz Roguet’in kitabı 1973’de yayınlandı. Pek uzun olmayan bir zamana kadar Hıristiyanların çoğunluğu İncil’lerin sadece ayinlerde okunduğu veya vaazlarda yorumlandığı kadarını biliyordu. Protestanlar hariç, İncil’lerin tamamını okumak adet değildi. ...Şunda hiç kuşku yok ki, İncil’lerin tamamının okunması Hiristiyanları rahatsız edecek gibidir.” (The Bible, The Kur’an and Science, sh: 61, Paris) Görüldüğü gibi İncil tahrif edilmiştir. Akıl yürüten bir hıristiyanın şüphe ve kararsızlığa düşmemesi mümkün değildir. Bu sebeple kimi hıristiyan teologlar İsa Aleyhisselâm’a indirilmiş bir kitap olmadığını, İncil’in İsevî taraftarlarca kaleme alındığını söylemek zorunda kalmışlardır. İslâm inancına göre ise Hazret-i Allah dört büyük kitap göndermiştir. Bunlar Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an’dır. Ey hıristiyan! İlahi özelliği tahrif edilmiş bir kitaba iman mümkün müdür? Böyle bir kitap üzerine bina edilen bir inancın ilâhi olduğunu kabul etmek mümkün müdür? Ahir zaman peygamberi Muhammed Aleyhisselâm’ı hangi delile dayanarak inkâr ediyorsunuz. Halbuki o İsa Aleyhisselâm’ı yüceltmiş ve olması gerektiği gibi bütün inananlara tanıtmıştır. Son Peygamber Muhammed Aleyhisselâm’ın İncil’de Haber Verilmesi: Allah-u Teâlâ tarafından Hazret-i İsa Aleyhisselâm’a verilen İncil’in asılları, daha sonraları insan sözü ile karıştırılıp tahrif edilmesine rağmen şu anda mevcut olan nüshalarda Peygamberimiz Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in geleceğine dair bazı işaretlere rastlanmaktadır. “Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem Tecellici size gelmez. Fakat gidersem onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman günah için ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir.” (Yuhanna: 16/7-8) “Size söyleyecek daha çok şeyim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Ama o Hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek, çünkü kendiliğinden söylemeyecektir. Fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.” (Yuhanna: 16/12-13) “Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız ben de babaya yalvaracağım ve O size başka bir tecellici, hakikat ruhunu, verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun.” (Yuhanna: 14/15-16) “Fakat benim ismimle babanın göndereceği tecellici, ruhul-kudüs, O size her şeyi öğretecek ve size söylediği herşeyi hatırınıza getirecektir.” (Yuhanna: 14/26) “Babadan size göndereceğim tecellici, babadan çıkan hakikat ruhu, geldiği zaman, benim için o şehâdet edecektir.” (Yuhanna: 15/26) Bunlar İsa Aleyhisselâm’ın hıristiyanların bugün ellerinde bulunan İncil’deki bizzat kendi ifadeleridir. İsâ Aleyhisselâm yakınlarına kendinden çok daha faziletli bir peygamberin geleceğini ve ona iman etmeleri gerektiğini bildiriyor. Aynı zamanda onun fazilet ve meziyetinin yüksek olduğunu haber veriyor. İsâ Aleyhisselâm onun hakkında böyle buyururken, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de onun hakkında şöyle buyuruyorlar: “İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa’ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir. Dinleri birdir.” (Buhârî, Tecrid-i sarih: 1403) Yani birbirlerini tasdik eden, birbirlerini doğrulayan, birbirlerini metheden ve Hazret-i Allah’ın yanındaki yüksek âli derecelerini belirten bir hitaptır. İsa’nın, geleceğini haber verdiği Yunanca Paraklit ile, Latince Paraklitos, Arapça tam olarak Ahmed kelimesinin karşılığıdır. Bundan da maksat, bizim Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır. Paraklit lafzı hıristiyanlarca “Hamdedici” veya “Kurtarıcı” anlamında kullanılmaktadır ve bu lafız “İnsanları küfürden kurtaran” Peygamberimize uygun düşmektedir. Matta İncili’nin ve Luka İncili’nin “Göklerin melekûtunun yakın olduğu” şeklindeki ifadeleri (Matta: 13/31-32) Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm içindir. “Göklerin melekûtu, bir adamın alıp tarlasına ektiği bir hardal tanesine benzer. O tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür; fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür ve ağaç olur; şöyle ki, göğün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler.” (Matta: 13/31-32) Çünkü son nebi Muhammed Aleyhisselâm’ın getirdiği İslâm, bidayette zayıftı fakat daha sonra çok kuvvetli hale gelmiştir. İsa Aleyhisselâm Hazret-i Allah’ın indinde çok âlî bir peygamberdir. Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri onları çok sevdirdiği için onlar da seviyorlar. Yani bizim Enbiyâ-i İzam Hazerâtına sonsuz bir sevgi ile bağlılığımız ve onların fazilet ve meziyetini ortaya koymada kuvve-i beşeriyenin haricinde durumumuz var. Zira o peygamberdir. “Ey İsrâiloğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş Tevrat’ı tasdik edip doğrulayan, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah’ın size gönderilmiş bir peygamberiyim.” (Saf: 6) İşte buradan da anlaşılıyor ki birbirlerine karşı bağlılıkları, muhabbetleri, kaynaşmaları artmış, kardeşliğin özü husule gelmiştir. Aynı zamanda Muhammed Aleyhisselâm, İsa Aleyhisselâm’ın bütün sır ve esrarını Hazret-i Allah’ın izni ve emri ile hiç kimseden çekinmeden açık açık arzedecektir. “O beni taziz edecektir. Çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir.” (Yuhanna: 16/14) Gerçekten demek istiyor ki: “Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiği birçok fazilet ve meziyetler var. Ben size bunları açıklamayacağım. Amma benim size duyurmadığımı, benim içyüzümü size olduğu gibi arzedecek. Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiklerini o size ifşa edecek.” Bu sebepledir ki, ehl-i kitap âlimlerinden bazıları, beklenen peygamber geliverince hemen iman ettiler. “Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber’i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.” (En’am: 20) Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm İsa Aleyhisselâm’ın yeryüzüne tekrar geleceğini haber vermiştir: “Hayatım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır.” (Buhâri, Tecrid-i sarih: 1018) “Vallahi Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak mutlaka inecek ve haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak, genç dişi develer başıboş bırakılarak onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasetlikler muhakkak surette kalkacak. (İsa Aleyhisselâm) İnsanları mala dâvet edecek, fakat malı hiç kimse kabul etmeyecektir.” (Müslim: 155) • İsâ Aleyhisselâm İsrâiloğulları peygamberlerinin sonuncusudur.  Kendi zamanına kadar gelen dini hayatı tazelemiş, kendisinden sonra gelecek olan Ahmed-i Muhtar’ı açıkça ismiyle duyurmuş, fikir ve kanaatleri Hâtem-ül enbiyâ Muhammed Aleyhisselâm’a meylettirmiştir. İsâ Aleyhisselâm’ın Tevrat’ı tasdik etmesi, haber verme itibariyledir. Zira Tevrat’ta hem İsâ Aleyhisselâm’a hem de son peygamber Muhammed Aleyhisselâm’a dair haberler vardı. Bu sebepledir ki İsâ Aleyhisselâm, Ahmed Aleyhisselâm’ın gelmesinin yakın olduğunu müjdelemek suretiyle bu husustaki haberlerin doğru olduğunu ispatlamıştır. Ahmed; Allah-u Teâlâ’nın en çok methini yapan kişi mânâsına geldiği gibi, en çok methedilen veya kullar arasında en çok övülen kişi mânâsına da gelir. Tevrat’ta İsâ Aleyhisselâm’ın gönderilmesine dair verilen müjde, onun gelişiyle gerçekleşmiş oldu. Muhammed Aleyhisselâm’ın geleceğine dair Tevrat’ın verdiği müjdeyi İsâ Aleyhisselâm tasdik ederek onun geleceğini müjdelemiş ve onun öncüsü olduğunu belirtmişti. Bu, İsâ Aleyhisselâm’ın peygamberlik vazifelerinden birisi idi. Ne gariptir ki; böyle söylediği halde, İsrâiloğulları’nın çoğu onu dinlemediği gibi, hıristiyanlardan birçoğu da bu hakikati gizlediler, tevil ve tahrif ettiler. Yahudiler bir peygamberin geleceğini beklemekteydiler. Bu peygamberin kendilerinden olmasını istiyorlardı. Hıristiyan rahiplerinin birçoğu da yeni gelecek peygamberi bekleşmekteydiler. Kendi kitaplarında müjdelenen peygamber, İsmail Aleyhisselâm’ın soyundan geliverince; çeşitli hilelerle, ithamlarla, düşmanlıklarla muhalefet ettiler. Âyet-i kerime’nin devamında şöyle buyuruluyor: “Müjdelenen peygamber onlara delillerle mucizelerle gelince ‘Bu apaçık bir sihirdir.’ dediler.” (Saf: 6) Gerek yahudiler gerek hıristiyanlar Hazret-i Allah’a iman ederek değil de kendi arzularına uyarak bu peygamberin kendi nesillerinden gönderilmesini bekliyorlardı. Vaktaki İsmail Aleyhisselâm’ın neslinden gönderildi. Onun apaçık bir peygamber olduğunu hakkıyla bildikleri halde yüz çevirdiler ve inkâra kalktılar. İşte ırkçılığın insanlara bu kadar zararı ve tahribatı oluyor, ebedi azaba maruz bırakıyor. Gerek yahudi gerekse hıristiyanlardan ancak iman edenler kurtulmuştur. Ey yahudi ve hıristiyanlar! Siz bugün de Allah’ın huzurunda bulunduğunuzu düşününüz. Elinizi vicdanınıza koyup bir düşünürseniz o peygamber henüz bize gelmedi diyemezsiniz. Fetret devrinde kalanlar gibi bir mazeret göstermeye de kalkışamazsınız. Allah-u Teâlâ size bütün hakikatleri açıklayan bir peygamber gönderdi. Siz bunu duydunuz ve bildiniz. Şimdi ne yüzle itiraz ediyorsunuz? Siz ilâhî hükmü arkaya attınız, nefsinizin arzusunu ilâh edindiniz. Kendi azabınızı kendi eliniz ve kendi isteğinizle bile bile hazırlamış oldunuz. Bush, Yusuf İslâm’ı Niçin ABD’ye Koymak İstemedi? İslâm dininin hak din olduğunu, Hazret-i Kur’an’ın Allah-u Teâlâ’nın indirdiği son kitabı olduğunu, Muhammed Aleyhisselâm’ın da Allah-u Teâlâ tarafından gönderilmiş hak ve son bir peygamber olduğunu onlar biliyorlar. “Ey ehl-i kitap! Niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz?” (Âl-i imrân: 71) Fakat hidayete ermediklerinden ötürü küfürlerinde inat ediyorlar. “Allah kime nur vermemişse onun nuru yoktur.” (Nûr: 40) Bunların cezası nedir? Hiç kimsenin görmediği azabı bunlar görecek. Zira hakikati göstermemeye çalıştıklarından, dalâleti hak yerine kabul etmek istediklerinden, ilâhi hükümleri inkâr etmekten azapları şöyledir: Cehennemin ortasına çekilecekler ve cehennemin ortasında iken başlarına kaynar su dökülecek. O kaynar suyun düştüğü her yer eriyecek. “Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün! Tat bakalım! Hani sen kendince çok üstün, çok şerefli bir kimse idin. Bu, işte o şüphe edip durduğun şeydir.” (Duhân: 47-50) Ve onlara denilecek ki; “Hani sen milletin yanında şöhretli idin? Fakat yaratıcı olan Allah-u Teâlâ’ya karşı nankördün.” “İnsan bizim kendisini nutfeden (kerih bir sudan) yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.” (Yâsin: 77) O ise bir nutfeden yaratmıştı, nimetlerle donatmıştı. Bu kadar ihsana karşı seni aldatan ne idi?Hak ettiğin, müstehak olduğun azabı böylece çek! Ebedî olarak çek... Bu hitap her önderedir. Her münkir öndere böyle azap edilecek. Bu azap tattırılacak.

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...