30 Temmuz 2012 Pazartesi

İNCİLLERİ KİM YAZDI ?



Bu yazı, batılı hristiyan ilahiyatçılar, yazarlar ve kilisenin kabul ettiği tefsir kitaplarına dayanılarak yazılmıştır.

Bu yazıda kaynak olarak kullanılan hristiyan tefsir kitapları şunlardır:


1.      The New American Bible :

Papalığın emri ve izni üzerine 25 yıllık bir çalışma sonucu yazılan bu tefsir kitabı, hem katolik hem de diğer hristiyan cemaatler için hazırlanmış, papa II. Jean Paul tarafından resmi mühürle onaylanarak doğru bir kaynak olduğu tescil edilmiştir.

Bu kitap resmi kilise görüşleri olarak kabul edilebilir.

2.      The One Volume Bible Commentary :

J.R. Dummelow gözetiminde 44 hrisitiyan ilim adamı tarafından protestan cemaat için hazırlanmış tefsir kitabıdır.


3.      Wycliffe Bible Commentary :

Çoğu hristiyan ilahiyatçıdan oluşan 56 kişilik bir ilim adamı tarafından protestan cemaat için yazılan tefsir kitabıdır.


4.      Halley’s Bible Handbook :

ABD’li protestan papaz, yazar ve saygın bir otorite Dr. Henry H. Halley tarafından yazılmış, 1968’de bu tefsir kitabından dolayı Dr. Halley’e “Gutenberg” ödülü verilmiştir. 1990 senesi itibariyle 16 dile çevrilmiş, 64. Baskıya ulaşmış, 5 milyon adet satılmıştır.


5.      The Interpreter Biblical Commentary :

Birçok araştırmacı, hristiyan ilahiyatçı, yazar ve öğrenciden oluşan bir kurul tarafından yazılan bir tefsir kitabıdır.


İncil Nedir ?
Bu soruya kilise şu cevabı vermektedir :

“İncil, milattan sonra ilkyüzyılda yazıldı. İsa Mesih’in elçilerinden (havarilerinden) Matta, Yuhanna ve elçilerin yakın arkadaşları Markos ve Luka, ilk dört kitapçıkta İsa Mesih’in yaşamını ve öğretisini dikkatli ve ayrıntılı bir biçimde anlatırlar”.

“….Kutsal Ruh’un esiniyle değişik zamanlarda yazılmış bu kitapçıklar İS (İsa’dan Sonra) ilk yüzyıllarda derlenip bir araya getirilmiştir.” (Bu yazı Türkiye’de dağıtılan İncil’in önsözünden aynen alınmıştır, Yeniyaşam Yayınları, Ekim 1999, İncil önsözü)

Kilise şunu savunur :

1.       Havari Matta ve Yuhanna ile havarilerin yakın arkadaşları Markos ve Luka 4 İncil’in yazarlarıdır.
2.       Bu 4 İncili yazdığı iddia edilen Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın İsa Mesih’in yaşamını ve öğretisini dikkatli ve ayrıntılı bir biçimde yazmışlardır.
Bu iddia tamamen gerçek dışıdır ve ileriki sayfalarda bizzat batılı kaynaklarca ispatlanacaktır. Bilimsel kanıtlara göre İsa peygamberin hayatını gerçek bir şekilde anlatan bir İncil yoktur. Yani bugünkü İnciller kesinlikle Hz. İsa ve mesajını doğru bir şekilde nakletmemektedir.


Papa’nın Resmi Mühür ve Onayıyla ABD’de Yeni Bir Katolik İncil Yazıldı :

Amerika’da Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinin doğru olmaması sebebiyle, papa tarafından onaylı ve mühürlü “The New Amerikan Bible” adlı yeni bir katolik İncil yazılmıştır.

Bu İncil, tüm dünyadaki, katolik papazlarca bilindiği, eğitimde kullanıldığı gibi, İstanbul’da Saint Antuan Kilisesi’nde de kullanılmaktadır.


Hz. İsa İnsanlara İncil Tebliğ Etmiştir :

İsa’nın görevi tanrının İncilini duyurmaktır.

“Rabbin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, İncili yoksullara iletmek için meshetti” (Luka 4, 18-19)

Luka İncilindeki bu iki ayet, Hz. İsa’nın görevinin insanlara İncili tebliğ etmek olduğunu gösteriyor.

“O günlerin birinde, İsa tapınakta (havrada) halka ders verip İncili duyururken…”(Luka 20:1)

“Yahya’nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrının İncilini duyura duyura Celile’ye gitti. Zaman doldu diyordu…Tövbe edin, İncile inanın” (Markos 1:14-15)

“İsa, tüm kent ve köyleri dolaştı…Göksel egemenliğin İncilini duyuruyordu” (Matta 9,35)

Görüldüğü gibi, Hz. İsa tıpkı Hz. Muhammed gibi insanları tövbeye çağırıyor, tanrının melekutunun (ahiret) yaklaştığını söylüyordu. Hz. Yahya ve Hz.İsa, sadece İsrailoğullarına tebliğde bulunmuş, başka insanlara yönelmemiştir. İsa’nın temel mesajı, bugün kilisenin iddia ettiği gibi haç, kan dogması ve kendi şahsiyeti olmayıp Tanrı ve Tanrının melekutu (ahiret) merkezliydi.

Alman Katolik Hristiyan İlahiyatçı Prof. Hans Küng şöyle demektedir:

“O (İsa), mesajının merkezine ne kendi şahsını, ne rolünü veya ne de değerini koymadı. Fakat Tanrı’yı, Tanrı’nın iradesini ki, Isa’nın diğer erkek ve kadın hemcinslerine hizmet etmesiyle yerine getirilir” (Christianity and The World Religions, s116)



Hz. Yahya Da Bir İncil Tebliğ Etmiştir :

“Yahya, daha birçok konuda çağrıda bulunuyor, müjdeyi duyuruyordu” (Luka 3:18)

“Yahya, Yahudiye çölünde şu çağrıda bulunuyordu: Tövbe edin, göklerin egemenliği yaklaşmıştır.” (Matta 3:1)

“İnsanları, günahlarının bağışlanması için tövbe edip vaftiz olmaya çağırıyordu” (Markos 1:4)

“Yahya…kendisine akın eden kalabalıklara şöyle seslendi: “Bundan böyle tövbeye yaraşır meyve verin” (Luka 3:7-8)

Görüldüğü gibi Hz. Yahya da bir İncil tebliğ etmiştir. Onun İncili de Hz. İsa’nın İncili gibi tanrı ve tanrının melekutu (ahiret) üzerindeydi.




Hz. Yahya da Kutsal Ruh ile desteklenmiştir:
“Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin karnındayken Kutsal Ruhla dolacak” (Luka 1:15) 

“Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin karnındayken Kutsal Ruhla dolacak” (Luka 1:15)  İsa ve Yahya peygamberler “tek Allah” inancını İncillerinde sunmuşlar, salih amel ve tevbeye çağırmışlardır.


Kilisenin Tezi: İsa ve Yahya Peygamberler İncil Diye Bir Kitap Sunmamıştır  Yukarıda Hz. İsa ve aynı yıllarda yaşayan ve teyzesinin oğlu olan Hz. Yahya’nın birer İncil tebliğ ettiğini, İncillerden ayetlerle göstermiştik.
Vatikanda görevli katolik papaz Prof. Thomas Michel, Hz. İsa’nın İncil adlı bir kitap getirmediğini savunur:

“Önce şu hususun altını çizmek gerek: Hristiyanlar, İsa’nın bir kitap, bir İncil getirdiğini kesinlikle savunmazlar” (Prof T. Michel, Hristiyan tanrıbilimine Giriş, s39, Orhan Basımevi)


Niçin kilise Hz. İsa’nın İsrailoğullarına (çünkü İsa sadece yahudilere tebliğde bulunmuştur) bir İncil getirdiğini inkar etmektedir?

İleriki sayfalarda geniş ve detaylı bir şekilde görüleceği gibi bilimsel araştırmalar, bugünkü İncillerin İsa’nın havarileri ile anlaşmazlığa düşen ve İsa’nın getirdiği mesajdan bambaşka bir içerikte yazıldığını, kiliseyi Hz. İsa’nın değil putperestlikten dönme hristiyanların kurduğunu kesin olarak ortaya koymuştur.

İncilin mesajını değiştiren Pavlos isimli  bir gurbet yahudisi olup, Yeni Ahit’in itikadi açıdan yazarıdır. (Fikir babasıdır, tümünü bizzat kendi yazmasa da onun fikirlerine göre yazılmıştır)

Pavlos, Hz. İsa’nın tek tanrıya tapma, tevbe, ahirete inanma, salih amel işleme ile özetlenebilecek İncil mesajını tahrif etmiş (değiştirmiş) İsa’nın tanrı, kozmik kurtarıcı mesih olduğunu, haçta ölmesiyle tüm insanları Adem ve Havva’nın işlediği günahtan kurtardığını ileri sürmüştür.

İşte, Hz. İsa’ya indirilen İncil bizzat onun yaşadığı zamanda yazıya geçirilemediği, İsa’nın ve havarilerin inancına tamamen ters bir şekilde Pavlos’un fikirleri etrafında kimliği belirsiz kimselerce yazıldığı, kısacası bugün elimizde Hz. İsa’ya ait gerçek bir İncil bulunmadığı ve bilimsel araştırmalar, İncildeki fikirlerin Pavlos’a ait olduğunu ortaya çıkardığı için, kilise, İsa’nın asla bir İncil, bir kitap getirmediğini savunmaktadır.


Gerçek İncil; İsa’nın İncili Yazılamadı :

İsa’nın İncili onun yaşadığı dönemde yazıya geçirilemedi. O’nun İncili yazılı bir metin olarak elimizde mevcut değildir.

Alman katolik Prof. Hans Küng:

“Şaşırtıcı bir şekilde İsa’nın bizzat kendisi yazılı bir söz bırakmadı ve kendi sözlerinin yeniden doğru bir şekilde üretilmesini güvene almak için hiçbir şey yapmadı” (On Being Christian, s151) 

İncil Yazarları İncili Nasıl Yazdı ?

İsa’nın İncili, onun sağlığında yazıya geçirilemediği (İsa, MS 30-33 yıllarında İncili tebliğ etmiştir) ve ölümünden 37 yıl sonra bugün elimizdeki İncillerin yazılmaya başlandığına (Markos İncili, MS 70de yazıldı) göre, İncil yazarları İncili nasıl yazmışlardır?

Kilisenin tezi: “Kutsal Ruhun ilhamı, tanrının esini ve gözetimi ile tanrının istediği şeyleri tamamen doğru bir şekilde İncilleri yazmışlardır”.

Katolik Saint Antuan Kilisesi şunları söyler:

“Kitab-ı Mukaddesin metni, Tanrı’nın esiniyle yazılmıştır. Temel yazarı tanrıdır. Kitabı Mukaddes’in yazarları, yalnız Tanrı’nın yazılmasını istediği şeyleri yazmışlardır…Bunun için konuşan ve mesaj veren tanrıdır. Kutsal yazarlar ise bu mesajı dile getirenlerdir.” (II. Vatikan Konsili, Dei Verbum n.11,a)

Kilise :
1.       Kitabı Mukaddesin (İnciller) gerçek-doğru bir şekilde tarihi olayları naklettiğini
2.       Bu kitapların, Tanrı tarafından esinlenmiş yazarlar tarafından yazıldığına göre, aslında yazarının Tanrı olduğunu savunur. (Saint Antuan Kilisesi, Kitabı Mukaddes’in ABC’si, s38-40)
Vatikan yetkilisi ABD’li katolik papaz Prof. Thomas Michel : “Hristiyan inancına göre Kutsal Kitap (İnciller) tanrı tarafından insanoğlu bir alet gibi kullanılarak yazılmıştır. Yani, kutsal kitabın bir tanrısal, bir de insani yönü vardır. Diğer bir deyişle Hristiyan inancından Kutsal Kitab’ın yazarı Kutsal Ruh’tan gelen ilham ile Tanrı’nın kendisidir. Tanrı, insan yazarları yazmaya teşvik eden, ifşa etmek (açıklamak) istediğini ve yalnızca bunu yazacak şekilde onlara yardımcı olur.” (Hristiyan Tanrıbilimine Giriş, s15-16)


Montgomery Watt :

“Hristiyanlar, tüm İncil parçalarını bizzat Tanrının vahyinden bir parça olarak telakki ederler. Ancak kitapların peygamber dışındaki yazarlarından “vahiy aldıklarını” değil de “ilham edildiklerini” yani yazılarında Tanrının Ruhu Ruhul Kudüs tarafından yönlendirilmiş olduklarını söyleme eğilimi gösterirler” (Günümüzde İslam ve Hristiyanlık, İz Yayıncılık, s94-95)

Prof.Thomas Michel, hristiyanların kutsal kitabı, Tanrı’nın insan yazarlara satır satır yazdırdığını savunmadıklarını ama Tanrı tarafından ilham edildiğini savunduklarını söyler. (Hristiyan Tanrı Bilimine Giriş, s15-17)

Yukarıdaki Kilise Tezini özetlersek ;

1.       Yeni Ahit (İnciller) hem tanrı, hem de insan (yazarları) tarafından, birlikte ilham ile yazılmıştır.
2.       Tanrı, İncil yazarlarını seçmiş, onlara neyi yazacağını ilham etmiş ama yazarlar kendi kelimelerine ve uslüplarına göre yazmışlardır.
3.       Yeni Ahit kesinlikle Tanrı’nın izni ve ilhamı ile “doğru” olarak kaleme alınmıştır. İnsanlar yazsa da, aslında gerçek yazarı Tanrı’dır.
Oysa kilisenin iddia ettiğinin aksine (Kilise : Yeni Ahit, Tanrı tarafından insan yazarlara kesinlikle doğru olarak ilhamla yazdırmıştır der) hristiyanlar yeni Ahit’e göre 2 gruba bölünmüştür.

Bu iki grubu İngiliz Yeni Ahit Profesörü Howard Marshall, özetle şunları şöyle anlatır: Hristiyanların bir bölümü, kitabı mukaddesin yanılmaz yani hatasız olduğunu savunur.

İkinci grup hristiyanlar ise, kitabı mukaddesin tanrı sözünü de ihtiva etse bile hatalar ve çelişkiler de içerdiğine inanır. (Biblical İnspiration, s49-51)

Amerikalı hristiyan Prof. Robert C. Danten ise şunları söyler: “Kitabı mukaddeste öylesine çok şey vardır ki, bu görüşe (Kilise’nin İncillerin Tanrı tarafından ilhamla hatasız yazdırıldığı görüşü) tutunmayı zorlaştırmaktadır. Kitabı Mukaddes’te çelişkiler, gerçekler hakkında hatalar ve açık bir şekilde insan kaynaklı fikirler vardır.” (The Holy Scriptures, s10-11)

Kilisenin “Ahdi Atik (İnciller) tanrı tarafından ilhamla doğru bir şekilde yazarlarına yazdırılmıştır” tezinin çürüklüğüne bir örnek verelim:

Luka İnciline göre Hz. İsa, kendisini haçta idam edenler için Tanrıdan af dilemiştir:

“İsa, baba onları bağışla dedi” (Luka 23:34)

a.       The New American Catholic Bible, Luka İncilindeki 34. Ayetteki bu pasajın en eski diğer nüshalarda olmadığını söyler. Yani tefsir kitabı bu ayet düzmece olabilir diyor.

b.       İngiliz kilise papazı Dr. Leslie D. Weatherhead, Luka 23:34. Ayetin Hz. İsa tarafından söylenmiş olmasının imkansız olduğunu savunur.


Delili ise şudur ; Çünkü Matta 25:41-43. Ayetlerde İsa, dünya hayatında kendisine ekmek vermeyenlere lanet etmiş ve kızmıştır.

“Ey lanetliler, çekilin önümden ! İblis ile onun melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe yollanın. Çünkü acıkmıştım, bana yemek vermediniz” (Matta 25:41-43)

Dr. Leslie D. Weatherhead :

“Bu her iki cümle birden aynı dudaktan (İsa’nın ağzından) çıkmış olamaz. Bunu (Luka 23:24 ayeti) hiçbir ihtimalle söylemiş olamaz. Ve ilim adamları da bizi haklı çıkarmaktadır. Ya o cümle yanlış rapor edilmiştir veya yanlış anlaşılmıştır veya rapor eden (yazan) kendi peşin hükmüyle veya kompleksi ile onun fikirlerini tahrif etmiştir” (The Christian Agnostic, s96-97) (s35, “ac” dipnotu)

Prof. Howard Marshall, Yeni Ahit’teki ayetlerin birçok kelimesinin orjinal mi tahrif edilmiş mi olduğunun kesin olarak belirlenmediğini belirtir ve : “Tanrı bize kusursuz biçimde, net şekilde anlaşılan bir Kitabı Mukaddes vermemiştir” der. (The Holy Scriptures, s67)

Prof. Howard Marshall, yukarıdaki kitabında bir de örnek verir : Yuhanna 1:18 ayette Hz. İsa için, eski Yuhanna İncili nüshalarında (metinlerinde) iki farklı ifade geçmektedir.

a.       Kimi eski metinlerde : “Monogenes theos” : “Biricik oğul tanrı” şeklinde

b.       Diğer eski metinlerde : “Mono gene huiou” : “Biricik oğul” şeklinde yazılıdır. (The Holy Scriptures, s67)

“Bu çok önemli bir fark değildir” denilemez. Çünkü bir ifade onu ‘tanrı’, diğer bir ifade ‘oğul’ olarak niteliyor.

Ayrıca Eski Ahid’ın (Tevrat) İbranicesinde “Oğul” sıfatı, “tanrının sevgili, yakın kulu” anlamında mecazen diğer peygamberler için de kullanılmaktadır.

Kanon :

Kilise tarafından, Kitabı Mukaddes’e : “Tanrı tarafından ilham edilmiş, otantik, gerçek, kutsal” anlmında kanon adı verilmiştir.

Ancak, Katolik, Protestan ve Ortodoks kiliselerin, kutsal kitaplardan oluşan Kanon’u farklıdır. Her bir kilise, diğer kiliselerin kanon ilan ettiği kitaplardan bazılarını apokrif (uydurma, sahte) saymaktadır.

Kanon (Kutsal Kitap Listesi) Hangi Kitapları Kapsamaktadır ?

Trento Konsili 8 Nisan 1546’da Kitab-ı Mukaddesteki tüm kitapların ilham edildiğini yani kanon olduğunu ilan etmiştir.

Trento konsili, Kitabı Mukaddes’in 66 kitabı tartışmaksızın kabul ederken, 6 kitabın doğru olup olmadığını tartıştıktan sonra 72 kitabı birden kanon ilan etti. (Buradaki kutsal ilan edilen kitap, Kitabı Mukaddesin içindeki kitapçıklardır)

Protestanlar ise bu tartışılan 6 kitabı sahte ilan etti. (Bu kitaplara Deuterokanonik; ikinci kanon, sonradan kanon ilan edilmiş denir) (Kitabı Mukaddes’in ABC’si s35)

Zaten Türkiye’de yayınlanan, Kitabı Mukaddes şirketine ait bir Kitabı Mukaddes’i alıp kitap listesindeki kitapları sayarsanız içinde 66 kitabın olduğunu görürsünüz. (Eski Ahit (39 kitap) + Yeni Ahit (27 kitap) : 66 kitap

Peki, Trento konsilince 72 kitap kanon (kutsal, doğru) ilan edilmişken, bugünkü Kitabı Mukaddeslere alınmayan 6 kitap nerede ?

Bu 6 kitabı, 12 bölüm şeklinde, Kitabı Mukaddes şirketi, “Kitabı Mukaddes’in Deuterokanonik (Apokrif) kitapları” adlı tek bir kitap halinde satmaktadır.

Yani bu Kitabı Mukaddes şirketi de bu 6 kitabın hem sonradan kanon (doğru) hem de uydurma (apokrif) olduğunu kabul etmektedir.

Protestanlarca apokrif kabul edilen 6 kitap, bu kitapta 12 bölüm halindedir ve isimleri şunlardır.

Katoliklerin kanon (doğru), protestanların apokrif (uydurma) kabul ettiği kitaplar:
1. Tobi              
2.Yudit                          
3. Ester                          
4. Süleyman Bilgeliği                  
5. Sirak
6. Baruh          
7. Yeramya’nın Mektubu         
8. Üç Genç Adamın şarkısı      
9. Suzan
10. Bel ve Ejderha       
11. I. Makkabeler        
12. II. Makkabeler








İncildeki Tahrifatlar





Halkımızın “İncil” diye bildiği Yeni Ahit, 27 kitapçıktan oluşan kitaplar toplamıdır.

Hz. İsa dünyada iken ne 4 İncili ne de diğer 23 kitabı ne yazmış ne de yazdırmıştır. Fakat o dünyadan ayrıldıktan sonra (MS 33) bu kitaplar muhtelif zamanlarda kim oldukları bilinmeyen yazarlarca yazılmışlardır. Birçok defa düzeltilip yeniden yazılmışlar ve son şeklini almışlardır. Daha sonra kilise babaları, yüzlerce kitap arasından bu 27’sini seçip kanon (kutsal, resmi, doğru) ilan etmişlerdir.

Kilisenin Incil Yazarları Hakkındaki İddiası Nedir?
1.       Matta İncili : Hz.İsa’nın 12 Havarisinden biri olan Matta yazdı.
2.       Yuhanna İncili : Hz.İsa 12 Havarisinden biri olan Yuhanna yazdı.
3.       Markos İncili : Havari Petrus’un asistanı Markos yazdı.
4.       Luka İncili : 13. Havari Pavlos’un “sevgili doktor” dediği Havarilerin arkadaşı Luka yazmıştır. (s15-17)
Elçilerin İşleri : Luka yazmıştır.
Romalılara Mektuptan Filimon’a Mektuba kadar 13. Havari Pavlos yazmıştır.
İbaranilere Mektup : Kilise 17. Asra kadar Pavlos derken şu an “Yazarı belli değil” diyor.
Yakub’un mektubu : Havari Yakup yazmıştır.
Petrus’un 1. ve 2. Mektubu : Havari Petrus yazmıştır.
Yuhanna’nın 1., 2., ve 3. Mektubu : Havari Yuhanna yazmıştır.
Yahuda’nın Mektubu : Yazarı belli değildir.
Vahiy kitabı : Havari Yuhanna yazmıştır.
Oysa ilmi bulgulara göre bu kitaplar yukarıdaki havarilerce (Matta, Yuhanna, Petrus) ya da isnat edilen diğer yazarlarca yazılmamıştır.

Örneğin 1. ve 2. Petrus mektupları’nın Havari Petrus tarafından değil, takma ad altında yazılmış düzme yazılan (Pseudonymous works) olduğu kanıtlanmıştır.


Pseudonymous Works (Sahte İsim Altında Yazılmış Yazılar) Nedir ?

Bu deyim sahte isim adı altından yazı yazmak demektir. Yani, kimliği bilinmeyen bir kişi bu yazıları yazmakta ve örneğin “Havari Petrus” yazdı gibi göstermektedir. Yeni Ahit’te (İncil) uydurma mektuplar çoktur.

İncil’de (Yeni Ahit) Uydurma Mektuplar :

·         İbranilere Mektup :

17. Asra kadar kilise, bu mektubu Havari Pavlos’un yazdığını söylerken, 17. Asırdan sonra bu mektubun Havari Pavlos adı altında uydurulduğu ortaya çıkmıştır.

“Uzun zamandır, Pavlos’un yazmış olduğu düşünülen İbraniler Mektubu şimdi sonraki bir öğrencinin çalışması olarak tanınmaktadır.” (The New American Catholic Bible, s25 )

·         Petrus’un 1. ve 2. Mektubu :

Takma ad altında yazılmış düzme yazılardır.

Havari Yuhanna’nın yazdığı iddia edilen şu kitaplar da bugün düzme yazılar (pseudonymous work) olarak kabul edilmektedir.

·         Yuhanna İncili
1.Yuhanna Mektubu
2. Yuhanna Mektubu
3. Yuhanna Mektubu
             Esinlenme (vahiy) kitabı (Biblical theology s 281, Prof. Breuard S. Childs; The New Anerican Catholic Bible)

Bu kitapları kimin, ne zaman yazdığı bilinmiyor.

·         1. ve 2. Timoteos Mektupları ve Titus’a Mektup

Bu mektuplar da Pavlos adına uydurulmuştur.

“19.yy da bu mektupları Pavlos’a isnat edilmesi sorgulanmaktadır. Biilginlerin çoğu bu mektuplardaki kelimelerin ve uslübun, kilise organizasyonu kavramının ve teolojik ifadelerin Pavlos’a ait olmadığına ikna olmuşlardır”. (The New American Catholic Bible; s1359)

Bu mektupların Pavlos adına uydurulduğu konusunda ayrıca şu kaynaklara bakınız : The Origins of Christiany sf 13, The Encyclopedia of Religion, Paul the apostle maddesi.

Prof. Bruce D. Rahtjen :

“Yeni Ahid, ilim adamları arasındaki genel konsensüse göre Pavlos, Romalılar’I, 1. ve 2. Korintlileri, Galatyalıları, Filipilileri, 1. Selaniklileri ve Filemon’a Mektubu yazmıştır.”

2. Selaniklileri, Kolosilileri ve Efeslileri kimin yazdığı hakkında bir hayli anlaşmazlık vardır.

İlim adamlarının çoğunluğuna göre 1. ve 2. Timoti, Titus ve İbranilere Mektup, Pavlos’un ölümünden çok sonra yazılmıştır” (Biblical Truth and Modern Man, s41)

Papaz vaiz Halley, tefsir kitabında bu uydurma mektuplara tepki göstermektedir:

“Eğer ki onlar Pavlos’un gerçek yazılarıysa, vicdan sahibi bir insan nasıl olur da, onlara tanrı sözünün bir parçası olarak itibar edebilir.” (Halleys Bible Commentary, s631)

Vaiz Halley’in dediği gibi yazarı belli olmayan bu kitaplar nasıl tanrı sözü olabilir?

Kilisenin resmen onayladığı The New American Catholic Bible adlı tefsir kitabı, bu uydurma mektuplar hakkında şunları söyler :

“Modern fikir birliği, mektubun Pavlos tarafından yazılmadığı yolundadır. Yazarın kim olduğu konusunda ise yaygın bir uzlaşma yoktur.”

·         Yuhanna’nın ikinci mektubu :

“Her ne kadar geleneksel olarak havari Yuhanna’ya isnat edilmiş olsalar da bu mektuplar, muhtemelen bir öğrenci veya bir elçinin katibi tarafından yazılmışlardır.”

·         Yahuda’nın Mektubu :

“Bugün pek çok yorumcu, Yahuda’yı 1. Yüzyılın sonunda ve hatta daha ileri bir tarihe ait bir takma ad altında yazılmış, sahte belge olarak kabul etmektedir.”

·         Esinlenme (vahiy) kitabı :

“Gerçekten de kelime haznesi, gramer ve üslup, kitabın şu anki haliyle, dördüncü İncili (Yuhanna İncili) üreten aynı şahısa ait olabileceği kuşku kılmaktadır”.

·         1.Petrus Mektubu :

“Yazar, Petrus’un Roma’da hristiyanlığın Filistin kökleriyle onun gentile dünyada gelişmesi arasında bir köprü olarak hizmet eden bir öğrencisi olabilir”

·         2.Petrus Mektubu :

“Modern bilim adamları arasında, 2. Petrus’un takma adı altında yazılmış bir çalışma olduğuna dair yaygın bir uzlaşma vardır”

Parosia (İsa’nın 2. Defa Dünyaya Dönüşü) Nedir?
2.Petrus Mektubu’nun yazılış amacı ilginçtir. Hz. İsa dönemindeki ilk nesil hristiyanlar, Hz. İsa’nın kendi çağları içinde tekrar dünyaya geleceğine inanmışlardı.

Yuhanna İncili, Hz. İsa’nın sevdiği bir öğrencisinin vefat etmesinden önce İsa’nın geleceğini vadetmişti.

Petrus da dönüp İsa’nın sevdiği şakirdi ardınca gelmekte gördü, o şakirt ki, akşam yemeğinde İsa’nın göğsüne dayanıp da: “Ya Rab, seni ele verecek kimdir?” demişti. Petrus bunu görüp İsa’ya dedi: “Eğer ben gelinciye kadar onun durmasını istersem bundan sana ne? Sen benim ardımca gel. Böylece O şakirt ölmeyecektir”, sözü kardeşler arasında çıktı. Fakat İsa ona “ölmeyecektir” dememişti. Ancak “Eğer ben gelinceye kadar onun durmasını istersem bundan sana ne” demiştir. Bu şeylere şehadet eden ve bu şeyleri yazan şakirt budur ve biliriz ki onun şehadeti doğrudur. (Yuhanna 21: 20-24)

Oysa o öğrenci ölmüş ama Hz. İsa gelmemiştir. Demek ki Yuhanna İncilindeki iddia uydurmaydı.

Matta İnciline göre, havariler tüm İsrail köylerini dolaşmadan önce Hz. İsa 2. defa dünyaya gelecekti. 

Fakat size bu şehirde eza ettikleri zaman ötekine kaçın; çünkü doğrusu size derim: İnsanoğlu gelinceye kadar, siz İsrail’in şehirlerini dolaşmayı bitirmeyeceksiniz. (Matta 10:23)

Oysa İsa 2. kez hiç dönmedi.

İsa dönmeyince İsa hakkında bu iki söz yalan çıkmasın diye kim olduğu bilinmeyen bir yazar  2. Petrus mektubunu yazdı ve İsanın gelmeyişini izah etti.

Evvela şunu bilirsiniz ki son günlerde alaycılar kendi arzularına göre yürüyerek ve Onun zuhurunun vaadi nerededir? çünkü babaların uydukları günden beri herşey hilkatin başlangıcından olduğu gibi kalıyor diyerek alay ederek geleceklerdir. (2.Petrus mektubu : 3; 3-4 )

Fakat ey sevgililer şu bir şeyi unutmayın ki Rabbin indinde bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibidir. Bazılarının gecikmek zannettikleri gibi Rab vaadi hakkında gecikmez, fakat bazılarının helak olmalarını istemeyerek ancak bütün insanlar tövbeye dönsünler diye sizin hakkınızda tahammül ediyor. (2.Petrus mektubu : 3; 8-9 )

Yine İncillerde İsa’nın 2. kez geleceği günün belli olmadığına dair ayetler vardır ve bunlar öbür ayetlerle (Matta 10:23, Yuhanna 21:20-24) çelişmektedir.

Fakat o gün ve saat hakkında ne göklerin melekleri ne de Oğul, yalnız Babadan başka kimse bir şey bilmez (Matta 24 :36)

Fakat o gün yahut o saat hakkında ne gökteki melekler ne de Oğul, Babadan başka kimse birşey bilmez. (Markos 13:32)


Dört İnciller :

Kilise, 4 İncilin Kutsal Ruhun ilhamı ile, 2 havari (Matta, Yuhanna) ve Havarilerin 2 arkadaşı (Markos, Luka) tarafından doğru olarak yazıldığını savunur.

Yeni Ahit profesörü Amerikalı Prof. Rev. Keith F. Nickle şunları söylüyor :

“Bilginlerimiz şimdi 4 İncili anonim (yazarı bilinmeyen) ürünler olarak kabul etmektedir. Biz yazarların geleneksel kimliklerinin doğruluğundan kuşkulanılması için (İncil metninde) gittikçe fazlalaşan oranda önemli dahili sebepler bulmaktayız" (The Synoptic Gospels, s184)

MS 70 veya 80’li yıllarda kimliğini bilmediğimiz birçok gentile hristiyan mektup yazdı. MS 100 yıllarında, kilise babaları (Pantaenus, Klement, Origen, Evsebus) bu yazarı belirsiz mektupların havari Petrus’a, havari Pavlos’a ait olduğunu kabul ettiler. Daha sonra da bu mektuplar doğru kabul edilip Kanon’a dahil edildi.

İsa’nın Yaşadığı Dönem :

İsa’nın yaşadığı dönemde Suriye, Mısır, İran ve Mezopotamya’da geniş bir yahudi nüfusu yaşıyordu. Yahudiler, Hz.Musa gibi kendilerini toparlayıp muzaffer kılacak bir mesih (peygamber) bekliyorlardı.

Hz.İsa tebliğe başladığında, hahamlar museviliği halkın uygulayamayacağı kadar teferruata boğmuşlardı. (Süryani Tarihi, s39)

Örneğin “Cumartesi günü tavuğun yumurtladığı yumurta helal midir, haram mıdır?” gibi konuları tartışıyorlardı. (Mevcut Kaynaklara göre Hristiyanlık, Prof.Suat Yıldırım, s76)

Hz.İsa bir İbrani (Yahudi) olarak doğdu ve bir İbrani olarak yaşadı. (Mevcut Kaynaklara göre Hristiyanlık, s241)

Filistindeki Yahudilere tebliğ yaptı. Tanrının melekutunun (ahiretin) yakın olduğunu söyledi ve tebliğ ettiği İnciline inanılmasını istedi.



İsa Niye 12 Havari Edindi?
İsrailoğulları 12 kabile olduğundan İsrailoğullarına tebliğ etmeleri için her bir kabilesini temsilen 12 havari seçti.


Hz. İsa ve Havariler Tevrata Uymuştur :

En eski İncil kaynaklarına göre İsa ve havarileri Tevrata uydular ve onu uyguladılar, sünnet oldular, yahudi ibadethanesi olan Havra’da (Sinagog) ibadet ettiler, domuz eti yemediler.

Her gün birlikte mabede devam edip evde ekmek kırarak sevinçle ve yürek sadeliğiyle yemek yiyorlardı. (Resullerin İşleri, 2:46)

Petrus ile Yuhanna dua vakti olan dokuzuncu saatte mabede çıkıyorlardı. (Resullerin İşleri, 3:1)

Tevratı yok etmeye değil, ona uymaya geldiğini ilan etmiştir.

Sanmayın ki ben şeriati yahut peygamberleri yıkmaya geldim, ben yıkmaya değil, fakat tamam etmeye geldim. (Matta 5:17)

Söz gelimi Tevratta emredilen adak hükümlerini uygulamış ve çevresindekilere emretmiştir.

Ve İsa ona dedi: Sakın kimseye söyleme, ancak git, kendini kahine göster ve onlara şehadet için Musa’nın emrettiği takdimeyi arzet. (Matta 8:4)

Oysa bugünkü Hristiyanlar Tevrata uymamaktadır. Sünnet olmazlar, domuz yerler, faiz alırlar, kilisede ve evlerde ‘idol’, ‘ikon’ adı verilen İsa heykellerine, resimlerine dua edip tapınırlar. (Oysa bu tapınma Tevratta şirktir)











ELİMİZDEKİ “Kitabına uydurulmuş” İNCİLİN YAZARLARI KİM?




Bülent Şahin

Bu soruyu sormak elbette her inanlının hakkı. Peki isterseniz bu soruya İncilin Çevirmenlerinin verdikleri cevaplara gözatalım.Aşağıdaki açıklamalar KAYA BASIM YAYIN DAĞITIM’ın bastığı İncilin Çağdaş Türkçe Çevirisinden alınmıştır. Haydi okuyalım;

MARKOS ÖNSÖZÜNDEN

“Eldeki kanıtlar, Markos'un bu kitabı İtalya'da yazdığını gösteriyor. O sırada Pavlus ve Petrus Müjde'yi Roma'da yaymakla meşguller. Bu da İ.S. 50'li yılların sonlarına ya da 60'lı yıllara rastlıyor. Markos'un Yahudi geleneklerini açıklama ihtiyacını duyması da (7:3-4; 15:42-3) kitabın İtalya'da yazıldığı varsayımına uygun düşüyor.” SF.76

LUKA ÖNSÖZÜNDEN

Kitabın amacı: Luka, daha kitabın başında amacının, İsa'nın yaşamını doğru ve ayrıntılı bir biçimde anlatmak olduğunu açık seçik ortaya koyuyor (bölüm 1:1-4). Luka, Elçilerin İşleri kitabında da Müjde'nin o çağda bilinen dünyanın merkezi durumundaki Roma'ya kadar nasıl yayıldığını anlatır. O devirde yazarların, yapıtlarını ileri gelen kişilere adamaları bir gelenek haline gelmişti. Nitekim Luka da her iki kitabı, adı Teofilos - yani `Tanrı'yı seven' anlamında - olan bir kişiye hitaben kaleme almıştır. Kuşkusuz Luka bu adamın kişiliğinde geniş bir kitleye seslenmeyi amaçlamıştır.sf.124

YUHANNA

Kitabın özelliği: Bu kitabın yazarı, «İsa'nın sevdiği öğrenci»dir (21:20-24). İreneyus gibi elçilerden sonra gelen ilk inanlı yazarlar, bu kitabı Elçi Yuhanna'nın yazdığını belirtirler.SF.199

ELÇİLERİN İŞLERİ

bu kitabın yazarı da kendini doğrudan bize tanıtmıyor.Sf.254 YAZARI BİLİNMİYOR.

ROMALILARA MEKTUB

Elçi Pavlus bu mektubu Kudüs'e yaptığı bir yolculuk sırasında yazmıştır. Sf.325 YAZARI PAVLUS

1.KORİNTLİLERE MEKTUP

Bu mektubu, Makedonya'ya2 gitmek üzere Efes'ten ayrılmadan önce, İ.S. 55 yılları dolayında yazdı. Korint'i bir kez daha ziyaret etmeyi tasarlıyordu (16:2-7). Bu mektuptan önce Korintlilerle yazışmıştı (5:9). Onlar da ona bazı sorular sormuşlardı (7:1). Pavlus, bu mektubu kaleme almadan önce Korint'ten gelen ziyaretçiler ona üzücü haberler getirmişti (1:11; 16:17-18).SF.353 YAZARI PAVLUS



2.KORİNTLİLERE

  Genel bakış: Pavlus'un Korintlilere yazdığı birinci mektuptan sonra neler olup bittiğini       ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Yalnızca ikinci mektuba bakarak durumu anlamaya çalışıyoruz.SF.382 YAZARI PAVLUS

GALATYALILARA

Genel bakış: Pavlus bu mektubu Galatya'da (bugünkü İç Anadolu) kuruluşuna ön ayak olduğu inanlı topluluklarına yazdı.SF.399 YAZARI PAVLUS

EFESLİLERE

Genel bakış: Efeslilere Mektup, Pavlus'un hapishaneden yazdığı birkaç mektuptan biridir (4:1; 6:20).SF.410 YAZARI PAVLUS

FİLİPİLİLERE

Pavlus, ikinci yolculuğu sırasında burada bir inanlılar topluluğu oluşturmuştu (Elç.16:12-40). Bu mektubu hapishaneden yazıyor, büyük olasılıkla Roma'da tutukluyken (1:13, 4:22). Bu varsayımla yola çıkarsak mektubun yazılış tarihi İ.S. 61 yıllarına rastlar.SF.424 YAZARI PAVLUS

KOLESİLELİLERE

Pavlus, bundan sonra Tihikus ve Onesimus'u bu mektupla birlikte Kolose'ye gönderir (bkz. Filimun'a Giriş). Tihikus'un görevi, Pavlus'la ilgili haberleri iletmek ve Kolose'deki inanlıları yüreklendirmektir (4:7-9).SF.433 YAZARI PAVLUS

1.SELANİKLİLERE

Genel bakış: Pavlus Müjde'yi yaymak için yaptığı ikinci yolculukta Avrupa'ya da geçti; bu arada Selanik kentine uğradı (Elç.17:1-9).  Tuna Nehri'nden başlayıp güneye uzanan ana kara yolunun Roma'dan doğuya uzanan ana yolla kesiştiği noktada bulunan bu işlek liman kenti, Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan Makedonya eyaletinin de başkentiydi. Pavlus'un Selanik ziyareti oldukça kısa sürdü.SF.440 YAZARI PAVLUS

2. SELANİKLİLERE

Anlaşılan Pavlus, Selanikli inanlıların aklını hâlâ kurcalayan iki konuya ilişkin haberler almış bulunuyor. Konuların ilki, çalışmak; ikincisiyse, gelecekteki olaylardır. Rab'bin gününün geldiğini ileri süren birilerinin, sözde Pavlus'tan gelen sahte bir mektubu da buna kanıt olarak gösterip Selaniklilerin aklını çeldiği anlaşılıyor (2:1-3).SF.449 YAZARI PAVLUS

1.       VE 2. TİMOTEUSA MEKTUPLAR

Pavlus ve Timoteyus: 1. ve 2. Timoteyus mektuplarının başında ifade edildiği gibi, her iki mektup da elçi Pavlus tarafından, genç çömezi Timoteyus'a yazılmıştır.SF.453 YAZARI PAVLUS

TİTUS'A MEKTUP

Genel bakış: Grek asıllı olan Titus, uzun süre Pavlus'la çok yakın bir işbirliği yapmıştır (1:4, 2Ko.8:23).SF.471 YAZARI PAVLUS

FİLİMUN'A MEKTUP

  Pavlus bu mektubu Filimun, Afiya, Arkipus ve Filimun'un evinde toplanan imanlılara yazmakla birlikte, seslenmek istediği esas kişi, büyük olasılıkla Kolose'deki topluluğun önderlerinden biri olan Filimun'dur. Pavlus ondan övgüyle söz ediyor (4-7), onu «sevgili emektaşımız» diye adlandırıyor ve hapisten salıverildikten sonra onun yanına gitmeyi umuyor (22).SF.471 YAZARI PAVLUS

İBRANİLERE MEKTUP

Genel Bakış: Yazar, ne kendi kimliğini, ne de mektubu kime yazdığını açıklıyor. Böylece işimiz, metinde verilen ipuçlarından bazı sonuçlar çıkarmaya kalıyor. Yazarın kendisi, İsa'nın on iki elçisi arasında yer almaz; ama İsa'nın öğretilerini ilk izleyicilerinden duymuştur (2:2-3).SF.477 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YAKUP'UN MEKTUBU

Genel bakış: Pavlus'un mektuplarına oranla bu mektup bize ne zaman, niçin ve kimin tarafından yazıldığına dair daha az bilgi veriyor. Yazar kendisini kısaca, «Tanrı'nın ve Rab İsa Mesih'in kulu ben Yakup» diye tanıtıyor (1:1).SF.477 YAZARI BELLİ DEĞİL!

PETRUS'UN BİRİNCİ VE İKİNCİ MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Elçi Petrus bu mektubu Anadolu'ya dağılmış inanlılara yazdı.SF.510 YAZARI PETRUS

YUHANNA'NIN BİRİNCİ VE İKİNCİ MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Mektup, yazarının kimliğini açıklamıyor... Mektubun ne zaman ve kime yazıldığını tam bilmiyoruz.SF.527 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YUHANNA'NIN ÜÇÜNCÜ MEKTUBUNA Giriş 

Genel bakış  : Mektubun Elçi Yuhanna tarafından yazıldığını kabul edebiliriz.SF.538 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YAHUDA'NIN MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Bu mektup, «Yakup'un kardeşi Yahuda» (1) tarafından yazılmıştır. Elçi Yakup'un erken gelen ölümünden sonra (Elç.12:12) bu şekilde tanımlanacak kadar iyi tanınan tek bir Yakup vardı; o da «Rab İsa'nın kardeşi» (Gal.1:19) ve Kudüs'teki inanlılar topluluğunun önde gelenlerinden (bkz. Elç.15) biri olup «Yakup» mektubunu yazan kişidir. İşte bu mektubun yazarı, İsa'nın üvey kardeşi Yahuda'dır (Mat.13:55; Mar.6:3; Elç.1:14).SF.540

ESİNLEME'YE GİRİŞ

Kitabın özelliği: Esinleme, Yuhanna'nın görümlerinden oluşuyor. Yuhanna kendini «sıkıntıda, Tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz» (1:9) diye tanıtır. Bu Yuhanna ile Elçi Yuhanna'nın aynı kişi olduğu kabul edilir.SF.543 YAZARI BELLİ DEĞİL!

                                      
SONUÇ:

Tarihsel olarak sadece rivayetlerin ölçü alınmasıyla oluşturulmuş olan İncil, bir kutsal metin den çok Hz. İsa’nın biyografisi ve İsa sonrası oluşturulan bir dizi faaliyetlerin dökümü durumundadır. İslam  Tıpkı Muhammed’in biyografistleri Buhari ya da Müslim gibi. Hatta Tanrı sözü olduğu iddia edilen bu metinlerin bazılarının yazarları nerede ve ne zaman yazıldıkları bile belli değildir. Kesinlik yerine zan taşıyan bilgilere dayanır

Çelişkiler ... Kutsal Kitap’ta Çelişki Olur mu?..





‘O da ne demek; hiç Allah’ın kitabında birbiriyle çelişen âyetler olur mu?’ diyeceksiniz. Bir kitap, gerçekten Allah’ın vahyi olma özelliğini koruyorsa, elbette bu kitapta zerre kadar çelişki/tutarsızlık sözkonusu olamaz. Ancak; aslen ilahi olan bir kitap, tahrif edilmiş ve insanlar tarafından-aslı mevcut olmadığı halde-yeniden kaleme alınmışsa...İşte o zaman bir çelişkiler yumağı ile karşılaşır ve hayretler içinde kalırsınız!.. Nasıl mı? İşte size bugünkü Tevrat’tan çarpıcı bazı misaller ve inkarı  ve izahı mümkün olmayan açık belgeler:

Rab mı, Şeytan mı?..

II.Samuel:24/1 : “Ve İsrail’e karşı Rabbin öfkesi yine alevlendi ve; ‘Git, İsrail’i ve Yahuda’yı say!’ diye Davud’u onlara karşı tahrik etti.”

I.Tarihler:21/1 : “Ve Şeytan, İsrail’e karşı kalktı ve İsrail’i saymak için Davud’u tahrik etti.”

İsrail’i saymak için Davud’u tahrik eden, Rab mı yoksa Şeytan mı? Bir ‘Kutsal Kitap’ta birbirini nakzeden iki farklı ifade bulunabilir mi? Yoksa Tevrat’ın Rabbi, ‘yeri göğü yaratıp yorgun düştüğü’(Bkz:Tekvin:2/2,3) bir sırada mı böyle bir yanılgıya düştü!?. Hepsi bu kadarcıkla bitmiyor; Tevrat’ın Rabbi, sürekli çelişkiler içinde adeta yuvarlanıyor! Örneklemeye devam edelim de iyice anlaşılmış olsun:

Yedi Yıl mı, Üç Yıl mı?..


II.Samuel:24/13 : “Ve Gad, Davud’a gelip ona bildirdi ve kendisine dedi: ‘Sana memleketinde yedi yıl kıtlık yılı mı gelsin, yoksa düşmanların seni kovalarken onların önünde üç ay mı kaçarsın?’”

☻ I.Tarihler:21/11 : “Ve Gad, Davud’a gelip ona dedi: ‘Rab, şöyle dedi:’İstediğini al; ya üç yıl kıtlık, yahut düşmanlarının kılıcı sana erişerek seni sıkıştıranların önünde üç ay bitip tükenmek..’”.

Hangisi doğru; ‘yedi yıl kıtlık’ mı, ‘üç yıl kıtlık’ mı? Kim şaşırdı: Tevrat’ın Rabbi mi , elçi Gad mı yoksa Tevrat’ı bugünkü haliyle yazanlar mı? Açık bir tahrifat(bozulma) sözkonusu değil mi?

Sekiz mi, Onsekiz mi? / Üç Ay On Gün mü, Üç Ay mı?..



II.Tarihler:36/9 : “Yehoyakin kral olduğu zaman sekiz yaşında idi; ve Yeruşalim’de üç ay on gün krallık etti...”



Harun(a.s.) nerede öldü? Hor Dağında mı, Mosera’da mı? Yoksa her iki yerde mi?!..

Kırkbin mi, Dörtbin mi?..

☻ I.Krallar: 4/26 : “Ve Süleyman’ın, cenk arabaları için kırkbin ahır bölüğünde atları vardı ve onikibin atlısı vardı”.

☻ II.Tarihler : 9/25 : “Ve atlarla cenk arabaları için Süleyman’ın dörtbin ahırı vardı”.

Hz.Süleyman’ın, atları için kaç ahırı vardı; kırkbin mi, dörtbin mi?

Üçbin üçyüz mü, Üçbin altıyüz mü?..

☻ II.Krallar:24/8 : “Yehoyakin kral olduğu zaman on sekiz yaşında idi.; ve Yeruşalim’de üç ay krallık etti...”

Yehoyakin, kral olduğu zaman kaç yaşında idi? Sekiz mi, on sekiz mi?

Yehoyakin, kaç ay krallık yaptı? Üç ay on gün mü, üç ay mı?

Bu çelişki ve tutarsızlıklar, Habîr ve Alîm olan olan Allah tarafından gönderilen gerçek bir Kutsal Kitapta bulunabilir mi? Bu çelişkilerden anlıyoruz ki; bugünkü Tevrat’ın Rabbi, ne kadar da unutkan ve matamatik bilmeyen birisiymiş!..

Yediyüz mü, Yedi bin mi? / Atlı mı, Yaya mı? / Şobak mı, Şofak mı?..

II.Samuel:10/18 : “ Ve Suriyeliler İsrail’in önünden kaçtılar; ve Davud Suriyelilerden yediyüz araba cenkçiler ile kırk bin atlı telef etti ve ordu başbuğu Şobak’ı vurdu ve o orada öldü.

☻ I.Tarihler:19/18 : “Ve Suriyeliler, İsrail’in önünden kaçtılar; ve Davud, Suriyelilerden yedi bin araba cenkçiler ile kırk bin yaya asker öldürdü, ordu başbuğu Şofak’ı da öldürdü.”

Davud, kaç araba  cenkçi öldürdü? Yediyüz mü, yedi bin mi?

Öldürülen kırk bin asker; atlı mıydı, yaya mıydı?

Ordu başbuğu Şobak mıydı, Şofak mıydı?

Sayı saymasını bilmeyen, atlı ile yayayı farkedemeyen ve sürç-ü lisan eyleyen bir Rab(!). İşte bugünkü mevcut Tevrat’ın Rabbi bu!..

Hor Dağında mı, Mosera’da mı?..

Sayılar:20/27,28 : “Ve Musa,Rabbin emrettiği gibi yaptı; ve butün kavmın gözü önünde Hor Dağına çıktılar.Ve Musa, Harun’un esvabını çıkardı ve onları oğlu Eleazar’a giydirdi; ve Harun orada, dağın tepesinde öldü.”(Ayrıca bkz: Sayılar:33/39).

☻ Tesniye:10/6 : “Ve İsrailoğulları, Beerot Bene-yaakandan Mosera’ya göç ettiler Harun orada öldü ve orada gömüldü; ve oğlu Eleazar onun yerine kahinlik etti.”

I.Krallar : 5/15,16 : “Ve Süleyman’ın yük taşıyan yetmişbin ve dağlarda taş kesen seksen bin adamı / bunlardan başka Süleyman’ın işte çalışan kavmın üzerine hükmeden, işin başında bulunan üçbin üçyüz başkâhyaları vardı”.

☻ II.Tarihler : 2/2 : “Ve Süleyman, yük taşıyan yetmişbin adam ve dağlarda taş kesen seksenbin adam ve onların üzerinde işbaşı olan üçbin altıyüz adam saydı”.

Süleyman’ın kaç adamı vardı; üçbin üçyüz mü, üçbin altıyüz mü? Süleyman; sayı saymasını mı bilmiyor, yoksa kâhyalar arasıra işten mi kaytarıyorlar?
Çocuğu oldu mu, Olmadı mı?

II.Samuel: 6/23 : “ Ve Saul’un kızı Mikal’ın ölümü gününe kadar çocuğu olmadı.”

☻ II.Samuel: 21/8 : “Saul’un kızı Mikal’ın, Meholalı Barzillay oğlu Adriele doğurmuş olduğu beş oğlunu kral aldı.”

Saul’un kızı Mikal’ın, çocuğu oldu mu yoksa olmadı mı? Hem oldu, hem de olmadı; öyle mi?!..

Bir Karış mı, Bir Avuç mu? İki bin Bat mı, Üç bin Bat mı?

I.Krallar:7/26 : “Ve bir karış kalınlıkta idi; ve onun kenarı, bir kâse kenarı gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti; iki bin bat su alırdı.”


II.Tarihler:4/5 : “Ve kalınlığı bir avuç idi; ve kenarı, bir kâse kenarı gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti; ve içi üç bin bat su alırdı.”        

Hangisi doğru? Bir karış mı, bir avuç mu? İki bin bat mı, üç bin bat mı?

Allah’ı Gören Sağ Kalır mı, Kalmaz mı?

☻ Tekvin:32/30: “Ve Yakup, o yerin adını Paniel koydu. Çünkü; Allah’ı yüzyüze gördüm ve canım sağ kaldı, dedi.”

☻ Çıkış:33/20: “Ve dedi: Yüzümü göremezsin. Çünkü insan, beni görüp de yaşayamaz.”

Hangisi doğru? Allah’ı gören yaşayabilir mi, yaşayamaz mı?..

Mevcut Tevrat’taki yüzlerce çelişkiyi burada zikretmemiz mümkün değil. Bazı acaiblikleri zikretmemiz ise, gerçekten ahlaki ve hukuki sıkıntılar doğurabilir. Ancak; ‘bu kadar da olur mu?’ dedirtecek ve parmak ısırtacak bir çelişkiler demeti/yumağı sunmadan da geçmek istemiyoruz. Yetmiş âyet(cümle) olan Ezra: 2.bab ile, hemen arkasından devam eden ve yetmiş üç âyet(cümle) olan Nehemya: 7.bab arasında tam ondokuz çelişki tesbit etmiş bulunuyoruz. Bu çelişkileri, bugünkü Tevrat’ın muharref(bozulmuş) olduğuna açık bir belge olarak takdirlerinize sunuyorum:

“İsrail kavminden olan adamların sayısı”:

☻Ezra:2.Bab
☻ Nehemya:7.Bab

 

5:Arah oğulları, yediyüz yetmişbeş(775).
10:Arah oğulları, altıyüz elliiki(652).

 

6:Yeşua ve Yoab oğullarından Pahat-moab oğulları, ikibin sekizyüz oniki(2812).
11:Yeşua ve Yoab oğullarından  Pahat- moab oğulları,ikibin sekizyüz on sekiz(2818).


8:Zattu oğulları, dokuzyüz kırkbeş(945).
13:Zattu oğulları, sekizyüz kırkbeş(845).


10:Bani oğulları, altıyüz kırkiki(642).
15:Binnuy oğulları,altıyüz kırk sekiz(648).


11:Bebay oğulları, altıyüz yirmiüç(623).
16:Bebay oğulları, altıyüz yirmisekiz(628)


12:Azgad oğulları bin ikiyüz yirmiiki(1222).
17:Azgad oğulları, ikibin üçyüz yirmiiki(2322).


13:Adonikam oğulları, altıyüz altmışaltı(666).
18:Adonikam oğulları, altıyüz altmışyedi(667).


14:Bigvay oğulları, ikibin ellialtı(2056).
19:Bigvay oğulları, ikibin altmışyedi(2067).


15:Adin oğulları, dörtyüz ellidört(454).
20:Adin oğulları, altıyüz ellibeş(655).


17:Betsay oğulları, üçyüz yirmiüç(323).
23:Betsay oğulları, üçyüz yirmidört(324).


19:Haşum oğulları, ikiyüz yirmiüç(223).
22:Haşum oğulları, üçyüz yirmisekiz(328).


21:Beyt-lehem oğulları, yüz yirmiüç / 22:Netofa adamları, ellialtı(=179).
26:Beyt-lehem ve Netofa adamları, yüz seksensekiz(188).


28:Beyt-el ve Ay adamları, ikiyüz yirmiüç(223).
32:Beyt-el ve Ay adamları, yüzyirmiüç(123).


33:Lod, Hadid ve Ono oğulları, yediyüz yirmibeş(725)
37:Lod, Hadid ve Ono oğulları, yediyüz       yirmibir(721).

 

35:Senaa oğulları, üçbin altıyüz otuz(3630).
38:Senaa oğulları, üçbin dokuzyüz otuz(3930).    

       

41:İlahiciler: Asaf oğulları, yüzyirmisekiz(128).
44:İlahiciler. Asaf oğulları, yüzkırksekiz(148).


42:Kapıcılar oğulları:....hepsi, yüzotuzdokuz(139).
45:Kapıcılar:....., yüzotuzsekiz(138).

60:Delaya oğulları, Tobiya oğulları, Nekoda oğulları, altıyüz elliiki(652).
62:Delaya oğulları, Tobiya oğulları, Nekoda oğulları, altıyüz kırkiki(642).

 

65:Bütün cemaat(ın)...ikiyüz ilahicisi vardı(200).
67:Bütün cemaat(ın)...ikiyüzkırkbeş ilahicisi vardı(245).

 


Şaşırdınız, değil mi? Şaka değil; bu çelişkiler, ‘ilahi kitap’ olduğu iddia edilen bugünkü Tevrat’ta aynen mevcuttur. Ya Ezra, ya da Nehemya(veya her ikisi) sayı saymasını bilmiyorlar! Zaten bu ifadeler, Allah’a ait değil, onlara aittir. İnsan da –dolayısıyla- yanılabilir ve çelişkiye düşebilir. Peki, öyleyse Allah’ın Musa(a.s.)’a gönderdiği gerçek Tevrat nerede?..

                Bir ilahiyatçı ve müslüman olarak, imanım artsın diye zaman zaman ‘Tevrat’ okuyorum...Evet, okudukça ‘Kendinde hiçbir şüphe bulunmayan kitaba/Kur’an’a’(el-Bakara,2) bağlılığım artıyor. Kur’ân-ı Kerim’i tetkik etmiş bir ilahiyatçı olarak, şu âyetlerin ne büyük bir anlam kazandığını apaçık görüyorum(çünkü kör değilim):

                “Kur’ân’ı düşünmüyorlar mı? Eğer (o), Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, onda birbirini tutmaz(çelişkili) çok şeyler bulurlardı”(en-Nisa sûresi, 82).

                “Eğer kulumuz(Muhammed)’e indirdiğimiz(Kur’an)’dan şüphe içinde iseniz; haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah’tan başka bütün şahitlerinizi(yardımcılarınızı) da çağırın; eğer doğru iseniz(bunu yapın)./Yok eğer yapamadınızsa, ki asla yapamayacaksınız; o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkarcılar için hazırlanmış ateşten sakının!”(el-Bakara, 23,24

İNCİL’İ KİM YAZDI ?


Bu yazı, batılı hristiyan ilahiyatçılar, yazarlar ve kilisenin kabul ettiği tefsir kitaplarına dayanılarak yazılmıştır.

Bu yazıda kaynak olarak kullanılan hristiyan tefsir kitapları şunlardır:


1.      The New American Bible :

Papalığın emri ve izni üzerine 25 yıllık bir çalışma sonucu yazılan bu tefsir kitabı, hem katolik hem de diğer hristiyan cemaatler için hazırlanmış, papa II. Jean Paul tarafından resmi mühürle onaylanarak doğru bir kaynak olduğu tescil edilmiştir.

Bu kitap resmi kilise görüşleri olarak kabul edilebilir.

2.      The One Volume Bible Commentary :

J.R. Dummelow gözetiminde 44 hrisitiyan ilim adamı tarafından protestan cemaat için hazırlanmış tefsir kitabıdır.


3.      Wycliffe Bible Commentary :

Çoğu hristiyan ilahiyatçıdan oluşan 56 kişilik bir ilim adamı tarafından protestan cemaat için yazılan tefsir kitabıdır.


4.      Halley’s Bible Handbook :

ABD’li protestan papaz, yazar ve saygın bir otorite Dr. Henry H. Halley tarafından yazılmış, 1968’de bu tefsir kitabından dolayı Dr. Halley’e “Gutenberg” ödülü verilmiştir. 1990 senesi itibariyle 16 dile çevrilmiş, 64. Baskıya ulaşmış, 5 milyon adet satılmıştır.


5.      The Interpreter Biblical Commentary :

Birçok araştırmacı, hristiyan ilahiyatçı, yazar ve öğrenciden oluşan bir kurul tarafından yazılan bir tefsir kitabıdır.


İncil Nedir ?
Bu soruya kilise şu cevabı vermektedir :

“İncil, milattan sonra ilkyüzyılda yazıldı. İsa Mesih’in elçilerinden (havarilerinden) Matta, Yuhanna ve elçilerin yakın arkadaşları Markos ve Luka, ilk dört kitapçıkta İsa Mesih’in yaşamını ve öğretisini dikkatli ve ayrıntılı bir biçimde anlatırlar”.

“….Kutsal Ruh’un esiniyle değişik zamanlarda yazılmış bu kitapçıklar İS (İsa’dan Sonra) ilk yüzyıllarda derlenip bir araya getirilmiştir.” (Bu yazı Türkiye’de dağıtılan İncil’in önsözünden aynen alınmıştır, Yeniyaşam Yayınları, Ekim 1999, İncil önsözü)

Kilise şunu savunur :

1.       Havari Matta ve Yuhanna ile havarilerin yakın arkadaşları Markos ve Luka 4 İncil’in yazarlarıdır.
2.       Bu 4 İncili yazdığı iddia edilen Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın İsa Mesih’in yaşamını ve öğretisini dikkatli ve ayrıntılı bir biçimde yazmışlardır.
Bu iddia tamamen gerçek dışıdır ve ileriki sayfalarda bizzat batılı kaynaklarca ispatlanacaktır. Bilimsel kanıtlara göre İsa peygamberin hayatını gerçek bir şekilde anlatan bir İncil yoktur. Yani bugünkü İnciller kesinlikle Hz. İsa ve mesajını doğru bir şekilde nakletmemektedir.


Papa’nın Resmi Mühür ve Onayıyla ABD’de Yeni Bir Katolik İncil Yazıldı :

Amerika’da Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinin doğru olmaması sebebiyle, papa tarafından onaylı ve mühürlü “The New Amerikan Bible” adlı yeni bir katolik İncil yazılmıştır.

Bu İncil, tüm dünyadaki, katolik papazlarca bilindiği, eğitimde kullanıldığı gibi, İstanbul’da Saint Antuan Kilisesi’nde de kullanılmaktadır.


Hz. İsa İnsanlara İncil Tebliğ Etmiştir :

İsa’nın görevi tanrının İncilini duyurmaktır.

“Rabbin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, İncili yoksullara iletmek için meshetti” (Luka 4, 18-19)

Luka İncilindeki bu iki ayet, Hz. İsa’nın görevinin insanlara İncili tebliğ etmek olduğunu gösteriyor.

“O günlerin birinde, İsa tapınakta (havrada) halka ders verip İncili duyururken…”(Luka 20:1)

“Yahya’nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrının İncilini duyura duyura Celile’ye gitti. Zaman doldu diyordu…Tövbe edin, İncile inanın” (Markos 1:14-15)

“İsa, tüm kent ve köyleri dolaştı…Göksel egemenliğin İncilini duyuruyordu” (Matta 9,35)

Görüldüğü gibi, Hz. İsa tıpkı Hz. Muhammed gibi insanları tövbeye çağırıyor, tanrının melekutunun (ahiret) yaklaştığını söylüyordu. Hz. Yahya ve Hz.İsa, sadece İsrailoğullarına tebliğde bulunmuş, başka insanlara yönelmemiştir. İsa’nın temel mesajı, bugün kilisenin iddia ettiği gibi haç, kan dogması ve kendi şahsiyeti olmayıp Tanrı ve Tanrının melekutu (ahiret) merkezliydi.

Alman Katolik Hristiyan İlahiyatçı Prof. Hans Küng şöyle demektedir:

“O (İsa), mesajının merkezine ne kendi şahsını, ne rolünü veya ne de değerini koymadı. Fakat Tanrı’yı, Tanrı’nın iradesini ki, Isa’nın diğer erkek ve kadın hemcinslerine hizmet etmesiyle yerine getirilir” (Christianity and The World Religions, s116)



Hz. Yahya Da Bir İncil Tebliğ Etmiştir :

“Yahya, daha birçok konuda çağrıda bulunuyor, müjdeyi duyuruyordu” (Luka 3:18)

“Yahya, Yahudiye çölünde şu çağrıda bulunuyordu: Tövbe edin, göklerin egemenliği yaklaşmıştır.” (Matta 3:1)

“İnsanları, günahlarının bağışlanması için tövbe edip vaftiz olmaya çağırıyordu” (Markos 1:4)

“Yahya…kendisine akın eden kalabalıklara şöyle seslendi: “Bundan böyle tövbeye yaraşır meyve verin” (Luka 3:7-8)

Görüldüğü gibi Hz. Yahya da bir İncil tebliğ etmiştir. Onun İncili de Hz. İsa’nın İncili gibi tanrı ve tanrının melekutu (ahiret) üzerindeydi.




Hz. Yahya da Kutsal Ruh ile desteklenmiştir:
“Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin karnındayken Kutsal Ruhla dolacak” (Luka 1:15) 

“Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin karnındayken Kutsal Ruhla dolacak” (Luka 1:15)  İsa ve Yahya peygamberler “tek Allah” inancını İncillerinde sunmuşlar, salih amel ve tevbeye çağırmışlardır.


Kilisenin Tezi: İsa ve Yahya Peygamberler İncil Diye Bir Kitap Sunmamıştır  Yukarıda Hz. İsa ve aynı yıllarda yaşayan ve teyzesinin oğlu olan Hz. Yahya’nın birer İncil tebliğ ettiğini, İncillerden ayetlerle göstermiştik.
Vatikanda görevli katolik papaz Prof. Thomas Michel, Hz. İsa’nın İncil adlı bir kitap getirmediğini savunur:

“Önce şu hususun altını çizmek gerek: Hristiyanlar, İsa’nın bir kitap, bir İncil getirdiğini kesinlikle savunmazlar” (Prof T. Michel, Hristiyan tanrıbilimine Giriş, s39, Orhan Basımevi)


Niçin kilise Hz. İsa’nın İsrailoğullarına (çünkü İsa sadece yahudilere tebliğde bulunmuştur) bir İncil getirdiğini inkar etmektedir?

İleriki sayfalarda geniş ve detaylı bir şekilde görüleceği gibi bilimsel araştırmalar, bugünkü İncillerin İsa’nın havarileri ile anlaşmazlığa düşen ve İsa’nın getirdiği mesajdan bambaşka bir içerikte yazıldığını, kiliseyi Hz. İsa’nın değil putperestlikten dönme hristiyanların kurduğunu kesin olarak ortaya koymuştur.

İncilin mesajını değiştiren Pavlos isimli  bir gurbet yahudisi olup, Yeni Ahit’in itikadi açıdan yazarıdır. (Fikir babasıdır, tümünü bizzat kendi yazmasa da onun fikirlerine göre yazılmıştır)

Pavlos, Hz. İsa’nın tek tanrıya tapma, tevbe, ahirete inanma, salih amel işleme ile özetlenebilecek İncil mesajını tahrif etmiş (değiştirmiş) İsa’nın tanrı, kozmik kurtarıcı mesih olduğunu, haçta ölmesiyle tüm insanları Adem ve Havva’nın işlediği günahtan kurtardığını ileri sürmüştür.

İşte, Hz. İsa’ya indirilen İncil bizzat onun yaşadığı zamanda yazıya geçirilemediği, İsa’nın ve havarilerin inancına tamamen ters bir şekilde Pavlos’un fikirleri etrafında kimliği belirsiz kimselerce yazıldığı, kısacası bugün elimizde Hz. İsa’ya ait gerçek bir İncil bulunmadığı ve bilimsel araştırmalar, İncildeki fikirlerin Pavlos’a ait olduğunu ortaya çıkardığı için, kilise, İsa’nın asla bir İncil, bir kitap getirmediğini savunmaktadır.


Gerçek İncil; İsa’nın İncili Yazılamadı :

İsa’nın İncili onun yaşadığı dönemde yazıya geçirilemedi. O’nun İncili yazılı bir metin olarak elimizde mevcut değildir.

Alman katolik Prof. Hans Küng:

“Şaşırtıcı bir şekilde İsa’nın bizzat kendisi yazılı bir söz bırakmadı ve kendi sözlerinin yeniden doğru bir şekilde üretilmesini güvene almak için hiçbir şey yapmadı” (On Being Christian, s151) 

İncil Yazarları İncili Nasıl Yazdı ?

İsa’nın İncili, onun sağlığında yazıya geçirilemediği (İsa, MS 30-33 yıllarında İncili tebliğ etmiştir) ve ölümünden 37 yıl sonra bugün elimizdeki İncillerin yazılmaya başlandığına (Markos İncili, MS 70de yazıldı) göre, İncil yazarları İncili nasıl yazmışlardır?

Kilisenin tezi: “Kutsal Ruhun ilhamı, tanrının esini ve gözetimi ile tanrının istediği şeyleri tamamen doğru bir şekilde İncilleri yazmışlardır”.

Katolik Saint Antuan Kilisesi şunları söyler:

“Kitab-ı Mukaddesin metni, Tanrı’nın esiniyle yazılmıştır. Temel yazarı tanrıdır. Kitabı Mukaddes’in yazarları, yalnız Tanrı’nın yazılmasını istediği şeyleri yazmışlardır…Bunun için konuşan ve mesaj veren tanrıdır. Kutsal yazarlar ise bu mesajı dile getirenlerdir.” (II. Vatikan Konsili, Dei Verbum n.11,a)

Kilise :
1.       Kitabı Mukaddesin (İnciller) gerçek-doğru bir şekilde tarihi olayları naklettiğini
2.       Bu kitapların, Tanrı tarafından esinlenmiş yazarlar tarafından yazıldığına göre, aslında yazarının Tanrı olduğunu savunur. (Saint Antuan Kilisesi, Kitabı Mukaddes’in ABC’si, s38-40)
Vatikan yetkilisi ABD’li katolik papaz Prof. Thomas Michel : “Hristiyan inancına göre Kutsal Kitap (İnciller) tanrı tarafından insanoğlu bir alet gibi kullanılarak yazılmıştır. Yani, kutsal kitabın bir tanrısal, bir de insani yönü vardır. Diğer bir deyişle Hristiyan inancından Kutsal Kitab’ın yazarı Kutsal Ruh’tan gelen ilham ile Tanrı’nın kendisidir. Tanrı, insan yazarları yazmaya teşvik eden, ifşa etmek (açıklamak) istediğini ve yalnızca bunu yazacak şekilde onlara yardımcı olur.” (Hristiyan Tanrıbilimine Giriş, s15-16)


Montgomery Watt :

“Hristiyanlar, tüm İncil parçalarını bizzat Tanrının vahyinden bir parça olarak telakki ederler. Ancak kitapların peygamber dışındaki yazarlarından “vahiy aldıklarını” değil de “ilham edildiklerini” yani yazılarında Tanrının Ruhu Ruhul Kudüs tarafından yönlendirilmiş olduklarını söyleme eğilimi gösterirler” (Günümüzde İslam ve Hristiyanlık, İz Yayıncılık, s94-95)

Prof.Thomas Michel, hristiyanların kutsal kitabı, Tanrı’nın insan yazarlara satır satır yazdırdığını savunmadıklarını ama Tanrı tarafından ilham edildiğini savunduklarını söyler. (Hristiyan Tanrı Bilimine Giriş, s15-17)

Yukarıdaki Kilise Tezini özetlersek ;

1.       Yeni Ahit (İnciller) hem tanrı, hem de insan (yazarları) tarafından, birlikte ilham ile yazılmıştır.
2.       Tanrı, İncil yazarlarını seçmiş, onlara neyi yazacağını ilham etmiş ama yazarlar kendi kelimelerine ve uslüplarına göre yazmışlardır.
3.       Yeni Ahit kesinlikle Tanrı’nın izni ve ilhamı ile “doğru” olarak kaleme alınmıştır. İnsanlar yazsa da, aslında gerçek yazarı Tanrı’dır.
Oysa kilisenin iddia ettiğinin aksine (Kilise : Yeni Ahit, Tanrı tarafından insan yazarlara kesinlikle doğru olarak ilhamla yazdırmıştır der) hristiyanlar yeni Ahit’e göre 2 gruba bölünmüştür.

Bu iki grubu İngiliz Yeni Ahit Profesörü Howard Marshall, özetle şunları şöyle anlatır: Hristiyanların bir bölümü, kitabı mukaddesin yanılmaz yani hatasız olduğunu savunur.

İkinci grup hristiyanlar ise, kitabı mukaddesin tanrı sözünü de ihtiva etse bile hatalar ve çelişkiler de içerdiğine inanır. (Biblical İnspiration, s49-51)

Amerikalı hristiyan Prof. Robert C. Danten ise şunları söyler: “Kitabı mukaddeste öylesine çok şey vardır ki, bu görüşe (Kilise’nin İncillerin Tanrı tarafından ilhamla hatasız yazdırıldığı görüşü) tutunmayı zorlaştırmaktadır. Kitabı Mukaddes’te çelişkiler, gerçekler hakkında hatalar ve açık bir şekilde insan kaynaklı fikirler vardır.” (The Holy Scriptures, s10-11)

Kilisenin “Ahdi Atik (İnciller) tanrı tarafından ilhamla doğru bir şekilde yazarlarına yazdırılmıştır” tezinin çürüklüğüne bir örnek verelim:

Luka İnciline göre Hz. İsa, kendisini haçta idam edenler için Tanrıdan af dilemiştir:

“İsa, baba onları bağışla dedi” (Luka 23:34)

a.       The New American Catholic Bible, Luka İncilindeki 34. Ayetteki bu pasajın en eski diğer nüshalarda olmadığını söyler. Yani tefsir kitabı bu ayet düzmece olabilir diyor.

b.       İngiliz kilise papazı Dr. Leslie D. Weatherhead, Luka 23:34. Ayetin Hz. İsa tarafından söylenmiş olmasının imkansız olduğunu savunur.


Delili ise şudur ; Çünkü Matta 25:41-43. Ayetlerde İsa, dünya hayatında kendisine ekmek vermeyenlere lanet etmiş ve kızmıştır.

“Ey lanetliler, çekilin önümden ! İblis ile onun melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe yollanın. Çünkü acıkmıştım, bana yemek vermediniz” (Matta 25:41-43)

Dr. Leslie D. Weatherhead :

“Bu her iki cümle birden aynı dudaktan (İsa’nın ağzından) çıkmış olamaz. Bunu (Luka 23:24 ayeti) hiçbir ihtimalle söylemiş olamaz. Ve ilim adamları da bizi haklı çıkarmaktadır. Ya o cümle yanlış rapor edilmiştir veya yanlış anlaşılmıştır veya rapor eden (yazan) kendi peşin hükmüyle veya kompleksi ile onun fikirlerini tahrif etmiştir” (The Christian Agnostic, s96-97) (s35, “ac” dipnotu)

Prof. Howard Marshall, Yeni Ahit’teki ayetlerin birçok kelimesinin orjinal mi tahrif edilmiş mi olduğunun kesin olarak belirlenmediğini belirtir ve : “Tanrı bize kusursuz biçimde, net şekilde anlaşılan bir Kitabı Mukaddes vermemiştir” der. (The Holy Scriptures, s67)

Prof. Howard Marshall, yukarıdaki kitabında bir de örnek verir : Yuhanna 1:18 ayette Hz. İsa için, eski Yuhanna İncili nüshalarında (metinlerinde) iki farklı ifade geçmektedir.

a.       Kimi eski metinlerde : “Monogenes theos” : “Biricik oğul tanrı” şeklinde

b.       Diğer eski metinlerde : “Mono gene huiou” : “Biricik oğul” şeklinde yazılıdır. (The Holy Scriptures, s67)

“Bu çok önemli bir fark değildir” denilemez. Çünkü bir ifade onu ‘tanrı’, diğer bir ifade ‘oğul’ olarak niteliyor.

Ayrıca Eski Ahid’ın (Tevrat) İbranicesinde “Oğul” sıfatı, “tanrının sevgili, yakın kulu” anlamında mecazen diğer peygamberler için de kullanılmaktadır.

Kanon :

Kilise tarafından, Kitabı Mukaddes’e : “Tanrı tarafından ilham edilmiş, otantik, gerçek, kutsal” anlmında kanon adı verilmiştir.

Ancak, Katolik, Protestan ve Ortodoks kiliselerin, kutsal kitaplardan oluşan Kanon’u farklıdır. Her bir kilise, diğer kiliselerin kanon ilan ettiği kitaplardan bazılarını apokrif (uydurma, sahte) saymaktadır.

Kanon (Kutsal Kitap Listesi) Hangi Kitapları Kapsamaktadır ?

Trento Konsili 8 Nisan 1546’da Kitab-ı Mukaddesteki tüm kitapların ilham edildiğini yani kanon olduğunu ilan etmiştir.

Trento konsili, Kitabı Mukaddes’in 66 kitabı tartışmaksızın kabul ederken, 6 kitabın doğru olup olmadığını tartıştıktan sonra 72 kitabı birden kanon ilan etti. (Buradaki kutsal ilan edilen kitap, Kitabı Mukaddesin içindeki kitapçıklardır)

Protestanlar ise bu tartışılan 6 kitabı sahte ilan etti. (Bu kitaplara Deuterokanonik; ikinci kanon, sonradan kanon ilan edilmiş denir) (Kitabı Mukaddes’in ABC’si s35)

Zaten Türkiye’de yayınlanan, Kitabı Mukaddes şirketine ait bir Kitabı Mukaddes’i alıp kitap listesindeki kitapları sayarsanız içinde 66 kitabın olduğunu görürsünüz. (Eski Ahit (39 kitap) + Yeni Ahit (27 kitap) : 66 kitap

Peki, Trento konsilince 72 kitap kanon (kutsal, doğru) ilan edilmişken, bugünkü Kitabı Mukaddeslere alınmayan 6 kitap nerede ?

Bu 6 kitabı, 12 bölüm şeklinde, Kitabı Mukaddes şirketi, “Kitabı Mukaddes’in Deuterokanonik (Apokrif) kitapları” adlı tek bir kitap halinde satmaktadır.

Yani bu Kitabı Mukaddes şirketi de bu 6 kitabın hem sonradan kanon (doğru) hem de uydurma (apokrif) olduğunu kabul etmektedir.

Protestanlarca apokrif kabul edilen 6 kitap, bu kitapta 12 bölüm halindedir ve isimleri şunlardır.

Katoliklerin kanon (doğru), protestanların apokrif (uydurma) kabul ettiği kitaplar:
1. Tobi              
2.Yudit                          
3. Ester                          
4. Süleyman Bilgeliği                  
5. Sirak
6. Baruh          
7. Yeramya’nın Mektubu         
8. Üç Genç Adamın şarkısı      
9. Suzan
10. Bel ve Ejderha       
11. I. Makkabeler        
12. II. Makkabeler








İncildeki Tahrifatlar





Halkımızın “İncil” diye bildiği Yeni Ahit, 27 kitapçıktan oluşan kitaplar toplamıdır.

Hz. İsa dünyada iken ne 4 İncili ne de diğer 23 kitabı ne yazmış ne de yazdırmıştır. Fakat o dünyadan ayrıldıktan sonra (MS 33) bu kitaplar muhtelif zamanlarda kim oldukları bilinmeyen yazarlarca yazılmışlardır. Birçok defa düzeltilip yeniden yazılmışlar ve son şeklini almışlardır. Daha sonra kilise babaları, yüzlerce kitap arasından bu 27’sini seçip kanon (kutsal, resmi, doğru) ilan etmişlerdir.

Kilisenin Incil Yazarları Hakkındaki İddiası Nedir?
1.       Matta İncili : Hz.İsa’nın 12 Havarisinden biri olan Matta yazdı.
2.       Yuhanna İncili : Hz.İsa 12 Havarisinden biri olan Yuhanna yazdı.
3.       Markos İncili : Havari Petrus’un asistanı Markos yazdı.
4.       Luka İncili : 13. Havari Pavlos’un “sevgili doktor” dediği Havarilerin arkadaşı Luka yazmıştır. (s15-17)
Elçilerin İşleri : Luka yazmıştır.
Romalılara Mektuptan Filimon’a Mektuba kadar 13. Havari Pavlos yazmıştır.
İbaranilere Mektup : Kilise 17. Asra kadar Pavlos derken şu an “Yazarı belli değil” diyor.
Yakub’un mektubu : Havari Yakup yazmıştır.
Petrus’un 1. ve 2. Mektubu : Havari Petrus yazmıştır.
Yuhanna’nın 1., 2., ve 3. Mektubu : Havari Yuhanna yazmıştır.
Yahuda’nın Mektubu : Yazarı belli değildir.
Vahiy kitabı : Havari Yuhanna yazmıştır.
Oysa ilmi bulgulara göre bu kitaplar yukarıdaki havarilerce (Matta, Yuhanna, Petrus) ya da isnat edilen diğer yazarlarca yazılmamıştır.

Örneğin 1. ve 2. Petrus mektupları’nın Havari Petrus tarafından değil, takma ad altında yazılmış düzme yazılan (Pseudonymous works) olduğu kanıtlanmıştır.


Pseudonymous Works (Sahte İsim Altında Yazılmış Yazılar) Nedir ?

Bu deyim sahte isim adı altından yazı yazmak demektir. Yani, kimliği bilinmeyen bir kişi bu yazıları yazmakta ve örneğin “Havari Petrus” yazdı gibi göstermektedir. Yeni Ahit’te (İncil) uydurma mektuplar çoktur.

İncil’de (Yeni Ahit) Uydurma Mektuplar :

·         İbranilere Mektup :

17. Asra kadar kilise, bu mektubu Havari Pavlos’un yazdığını söylerken, 17. Asırdan sonra bu mektubun Havari Pavlos adı altında uydurulduğu ortaya çıkmıştır.

“Uzun zamandır, Pavlos’un yazmış olduğu düşünülen İbraniler Mektubu şimdi sonraki bir öğrencinin çalışması olarak tanınmaktadır.” (The New American Catholic Bible, s25 )

·         Petrus’un 1. ve 2. Mektubu :

Takma ad altında yazılmış düzme yazılardır.

Havari Yuhanna’nın yazdığı iddia edilen şu kitaplar da bugün düzme yazılar (pseudonymous work) olarak kabul edilmektedir.

·         Yuhanna İncili
1.Yuhanna Mektubu
2. Yuhanna Mektubu
3. Yuhanna Mektubu
             Esinlenme (vahiy) kitabı (Biblical theology s 281, Prof. Breuard S. Childs; The New Anerican Catholic Bible)

Bu kitapları kimin, ne zaman yazdığı bilinmiyor.

·         1. ve 2. Timoteos Mektupları ve Titus’a Mektup

Bu mektuplar da Pavlos adına uydurulmuştur.

“19.yy da bu mektupları Pavlos’a isnat edilmesi sorgulanmaktadır. Biilginlerin çoğu bu mektuplardaki kelimelerin ve uslübun, kilise organizasyonu kavramının ve teolojik ifadelerin Pavlos’a ait olmadığına ikna olmuşlardır”. (The New American Catholic Bible; s1359)

Bu mektupların Pavlos adına uydurulduğu konusunda ayrıca şu kaynaklara bakınız : The Origins of Christiany sf 13, The Encyclopedia of Religion, Paul the apostle maddesi.

Prof. Bruce D. Rahtjen :

“Yeni Ahid, ilim adamları arasındaki genel konsensüse göre Pavlos, Romalılar’I, 1. ve 2. Korintlileri, Galatyalıları, Filipilileri, 1. Selaniklileri ve Filemon’a Mektubu yazmıştır.”

2. Selaniklileri, Kolosilileri ve Efeslileri kimin yazdığı hakkında bir hayli anlaşmazlık vardır.

İlim adamlarının çoğunluğuna göre 1. ve 2. Timoti, Titus ve İbranilere Mektup, Pavlos’un ölümünden çok sonra yazılmıştır” (Biblical Truth and Modern Man, s41)

Papaz vaiz Halley, tefsir kitabında bu uydurma mektuplara tepki göstermektedir:

“Eğer ki onlar Pavlos’un gerçek yazılarıysa, vicdan sahibi bir insan nasıl olur da, onlara tanrı sözünün bir parçası olarak itibar edebilir.” (Halleys Bible Commentary, s631)

Vaiz Halley’in dediği gibi yazarı belli olmayan bu kitaplar nasıl tanrı sözü olabilir?

Kilisenin resmen onayladığı The New American Catholic Bible adlı tefsir kitabı, bu uydurma mektuplar hakkında şunları söyler :

“Modern fikir birliği, mektubun Pavlos tarafından yazılmadığı yolundadır. Yazarın kim olduğu konusunda ise yaygın bir uzlaşma yoktur.”

·         Yuhanna’nın ikinci mektubu :

“Her ne kadar geleneksel olarak havari Yuhanna’ya isnat edilmiş olsalar da bu mektuplar, muhtemelen bir öğrenci veya bir elçinin katibi tarafından yazılmışlardır.”

·         Yahuda’nın Mektubu :

“Bugün pek çok yorumcu, Yahuda’yı 1. Yüzyılın sonunda ve hatta daha ileri bir tarihe ait bir takma ad altında yazılmış, sahte belge olarak kabul etmektedir.”

·         Esinlenme (vahiy) kitabı :

“Gerçekten de kelime haznesi, gramer ve üslup, kitabın şu anki haliyle, dördüncü İncili (Yuhanna İncili) üreten aynı şahısa ait olabileceği kuşku kılmaktadır”.

·         1.Petrus Mektubu :

“Yazar, Petrus’un Roma’da hristiyanlığın Filistin kökleriyle onun gentile dünyada gelişmesi arasında bir köprü olarak hizmet eden bir öğrencisi olabilir”

·         2.Petrus Mektubu :

“Modern bilim adamları arasında, 2. Petrus’un takma adı altında yazılmış bir çalışma olduğuna dair yaygın bir uzlaşma vardır”

Parosia (İsa’nın 2. Defa Dünyaya Dönüşü) Nedir?
2.Petrus Mektubu’nun yazılış amacı ilginçtir. Hz. İsa dönemindeki ilk nesil hristiyanlar, Hz. İsa’nın kendi çağları içinde tekrar dünyaya geleceğine inanmışlardı.

Yuhanna İncili, Hz. İsa’nın sevdiği bir öğrencisinin vefat etmesinden önce İsa’nın geleceğini vadetmişti.

Petrus da dönüp İsa’nın sevdiği şakirdi ardınca gelmekte gördü, o şakirt ki, akşam yemeğinde İsa’nın göğsüne dayanıp da: “Ya Rab, seni ele verecek kimdir?” demişti. Petrus bunu görüp İsa’ya dedi: “Eğer ben gelinciye kadar onun durmasını istersem bundan sana ne? Sen benim ardımca gel. Böylece O şakirt ölmeyecektir”, sözü kardeşler arasında çıktı. Fakat İsa ona “ölmeyecektir” dememişti. Ancak “Eğer ben gelinceye kadar onun durmasını istersem bundan sana ne” demiştir. Bu şeylere şehadet eden ve bu şeyleri yazan şakirt budur ve biliriz ki onun şehadeti doğrudur. (Yuhanna 21: 20-24)

Oysa o öğrenci ölmüş ama Hz. İsa gelmemiştir. Demek ki Yuhanna İncilindeki iddia uydurmaydı.

Matta İnciline göre, havariler tüm İsrail köylerini dolaşmadan önce Hz. İsa 2. defa dünyaya gelecekti. 

Fakat size bu şehirde eza ettikleri zaman ötekine kaçın; çünkü doğrusu size derim: İnsanoğlu gelinceye kadar, siz İsrail’in şehirlerini dolaşmayı bitirmeyeceksiniz. (Matta 10:23)

Oysa İsa 2. kez hiç dönmedi.

İsa dönmeyince İsa hakkında bu iki söz yalan çıkmasın diye kim olduğu bilinmeyen bir yazar  2. Petrus mektubunu yazdı ve İsanın gelmeyişini izah etti.

Evvela şunu bilirsiniz ki son günlerde alaycılar kendi arzularına göre yürüyerek ve Onun zuhurunun vaadi nerededir? çünkü babaların uydukları günden beri herşey hilkatin başlangıcından olduğu gibi kalıyor diyerek alay ederek geleceklerdir. (2.Petrus mektubu : 3; 3-4 )

Fakat ey sevgililer şu bir şeyi unutmayın ki Rabbin indinde bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibidir. Bazılarının gecikmek zannettikleri gibi Rab vaadi hakkında gecikmez, fakat bazılarının helak olmalarını istemeyerek ancak bütün insanlar tövbeye dönsünler diye sizin hakkınızda tahammül ediyor. (2.Petrus mektubu : 3; 8-9 )

Yine İncillerde İsa’nın 2. kez geleceği günün belli olmadığına dair ayetler vardır ve bunlar öbür ayetlerle (Matta 10:23, Yuhanna 21:20-24) çelişmektedir.

Fakat o gün ve saat hakkında ne göklerin melekleri ne de Oğul, yalnız Babadan başka kimse bir şey bilmez (Matta 24 :36)

Fakat o gün yahut o saat hakkında ne gökteki melekler ne de Oğul, Babadan başka kimse birşey bilmez. (Markos 13:32)


Dört İnciller :

Kilise, 4 İncilin Kutsal Ruhun ilhamı ile, 2 havari (Matta, Yuhanna) ve Havarilerin 2 arkadaşı (Markos, Luka) tarafından doğru olarak yazıldığını savunur.

Yeni Ahit profesörü Amerikalı Prof. Rev. Keith F. Nickle şunları söylüyor :

“Bilginlerimiz şimdi 4 İncili anonim (yazarı bilinmeyen) ürünler olarak kabul etmektedir. Biz yazarların geleneksel kimliklerinin doğruluğundan kuşkulanılması için (İncil metninde) gittikçe fazlalaşan oranda önemli dahili sebepler bulmaktayız" (The Synoptic Gospels, s184)

MS 70 veya 80’li yıllarda kimliğini bilmediğimiz birçok gentile hristiyan mektup yazdı. MS 100 yıllarında, kilise babaları (Pantaenus, Klement, Origen, Evsebus) bu yazarı belirsiz mektupların havari Petrus’a, havari Pavlos’a ait olduğunu kabul ettiler. Daha sonra da bu mektuplar doğru kabul edilip Kanon’a dahil edildi.

İsa’nın Yaşadığı Dönem :

İsa’nın yaşadığı dönemde Suriye, Mısır, İran ve Mezopotamya’da geniş bir yahudi nüfusu yaşıyordu. Yahudiler, Hz.Musa gibi kendilerini toparlayıp muzaffer kılacak bir mesih (peygamber) bekliyorlardı.

Hz.İsa tebliğe başladığında, hahamlar museviliği halkın uygulayamayacağı kadar teferruata boğmuşlardı. (Süryani Tarihi, s39)

Örneğin “Cumartesi günü tavuğun yumurtladığı yumurta helal midir, haram mıdır?” gibi konuları tartışıyorlardı. (Mevcut Kaynaklara göre Hristiyanlık, Prof.Suat Yıldırım, s76)

Hz.İsa bir İbrani (Yahudi) olarak doğdu ve bir İbrani olarak yaşadı. (Mevcut Kaynaklara göre Hristiyanlık, s241)

Filistindeki Yahudilere tebliğ yaptı. Tanrının melekutunun (ahiretin) yakın olduğunu söyledi ve tebliğ ettiği İnciline inanılmasını istedi.



İsa Niye 12 Havari Edindi?
İsrailoğulları 12 kabile olduğundan İsrailoğullarına tebliğ etmeleri için her bir kabilesini temsilen 12 havari seçti.


Hz. İsa ve Havariler Tevrata Uymuştur :

En eski İncil kaynaklarına göre İsa ve havarileri Tevrata uydular ve onu uyguladılar, sünnet oldular, yahudi ibadethanesi olan Havra’da (Sinagog) ibadet ettiler, domuz eti yemediler.

Her gün birlikte mabede devam edip evde ekmek kırarak sevinçle ve yürek sadeliğiyle yemek yiyorlardı. (Resullerin İşleri, 2:46)

Petrus ile Yuhanna dua vakti olan dokuzuncu saatte mabede çıkıyorlardı. (Resullerin İşleri, 3:1)

Tevratı yok etmeye değil, ona uymaya geldiğini ilan etmiştir.

Sanmayın ki ben şeriati yahut peygamberleri yıkmaya geldim, ben yıkmaya değil, fakat tamam etmeye geldim. (Matta 5:17)

Söz gelimi Tevratta emredilen adak hükümlerini uygulamış ve çevresindekilere emretmiştir.

Ve İsa ona dedi: Sakın kimseye söyleme, ancak git, kendini kahine göster ve onlara şehadet için Musa’nın emrettiği takdimeyi arzet. (Matta 8:4)

Oysa bugünkü Hristiyanlar Tevrata uymamaktadır. Sünnet olmazlar, domuz yerler, faiz alırlar, kilisede ve evlerde ‘idol’, ‘ikon’ adı verilen İsa heykellerine, resimlerine dua edip tapınırlar. (Oysa bu tapınma Tevratta şirktir)











ELİMİZDEKİ “Kitabına uydurulmuş” İNCİLİN YAZARLARI KİM?




Bülent Şahin

Bu soruyu sormak elbette her inanlının hakkı. Peki isterseniz bu soruya İncilin Çevirmenlerinin verdikleri cevaplara gözatalım.Aşağıdaki açıklamalar KAYA BASIM YAYIN DAĞITIM’ın bastığı İncilin Çağdaş Türkçe Çevirisinden alınmıştır. Haydi okuyalım;

MARKOS ÖNSÖZÜNDEN

“Eldeki kanıtlar, Markos'un bu kitabı İtalya'da yazdığını gösteriyor. O sırada Pavlus ve Petrus Müjde'yi Roma'da yaymakla meşguller. Bu da İ.S. 50'li yılların sonlarına ya da 60'lı yıllara rastlıyor. Markos'un Yahudi geleneklerini açıklama ihtiyacını duyması da (7:3-4; 15:42-3) kitabın İtalya'da yazıldığı varsayımına uygun düşüyor.” SF.76

LUKA ÖNSÖZÜNDEN

Kitabın amacı: Luka, daha kitabın başında amacının, İsa'nın yaşamını doğru ve ayrıntılı bir biçimde anlatmak olduğunu açık seçik ortaya koyuyor (bölüm 1:1-4). Luka, Elçilerin İşleri kitabında da Müjde'nin o çağda bilinen dünyanın merkezi durumundaki Roma'ya kadar nasıl yayıldığını anlatır. O devirde yazarların, yapıtlarını ileri gelen kişilere adamaları bir gelenek haline gelmişti. Nitekim Luka da her iki kitabı, adı Teofilos - yani `Tanrı'yı seven' anlamında - olan bir kişiye hitaben kaleme almıştır. Kuşkusuz Luka bu adamın kişiliğinde geniş bir kitleye seslenmeyi amaçlamıştır.sf.124

YUHANNA

Kitabın özelliği: Bu kitabın yazarı, «İsa'nın sevdiği öğrenci»dir (21:20-24). İreneyus gibi elçilerden sonra gelen ilk inanlı yazarlar, bu kitabı Elçi Yuhanna'nın yazdığını belirtirler.SF.199

ELÇİLERİN İŞLERİ

bu kitabın yazarı da kendini doğrudan bize tanıtmıyor.Sf.254 YAZARI BİLİNMİYOR.

ROMALILARA MEKTUB

Elçi Pavlus bu mektubu Kudüs'e yaptığı bir yolculuk sırasında yazmıştır. Sf.325 YAZARI PAVLUS

1.KORİNTLİLERE MEKTUP

Bu mektubu, Makedonya'ya2 gitmek üzere Efes'ten ayrılmadan önce, İ.S. 55 yılları dolayında yazdı. Korint'i bir kez daha ziyaret etmeyi tasarlıyordu (16:2-7). Bu mektuptan önce Korintlilerle yazışmıştı (5:9). Onlar da ona bazı sorular sormuşlardı (7:1). Pavlus, bu mektubu kaleme almadan önce Korint'ten gelen ziyaretçiler ona üzücü haberler getirmişti (1:11; 16:17-18).SF.353 YAZARI PAVLUS



2.KORİNTLİLERE

  Genel bakış: Pavlus'un Korintlilere yazdığı birinci mektuptan sonra neler olup bittiğini       ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Yalnızca ikinci mektuba bakarak durumu anlamaya çalışıyoruz.SF.382 YAZARI PAVLUS

GALATYALILARA

Genel bakış: Pavlus bu mektubu Galatya'da (bugünkü İç Anadolu) kuruluşuna ön ayak olduğu inanlı topluluklarına yazdı.SF.399 YAZARI PAVLUS

EFESLİLERE

Genel bakış: Efeslilere Mektup, Pavlus'un hapishaneden yazdığı birkaç mektuptan biridir (4:1; 6:20).SF.410 YAZARI PAVLUS

FİLİPİLİLERE

Pavlus, ikinci yolculuğu sırasında burada bir inanlılar topluluğu oluşturmuştu (Elç.16:12-40). Bu mektubu hapishaneden yazıyor, büyük olasılıkla Roma'da tutukluyken (1:13, 4:22). Bu varsayımla yola çıkarsak mektubun yazılış tarihi İ.S. 61 yıllarına rastlar.SF.424 YAZARI PAVLUS

KOLESİLELİLERE

Pavlus, bundan sonra Tihikus ve Onesimus'u bu mektupla birlikte Kolose'ye gönderir (bkz. Filimun'a Giriş). Tihikus'un görevi, Pavlus'la ilgili haberleri iletmek ve Kolose'deki inanlıları yüreklendirmektir (4:7-9).SF.433 YAZARI PAVLUS

1.SELANİKLİLERE

Genel bakış: Pavlus Müjde'yi yaymak için yaptığı ikinci yolculukta Avrupa'ya da geçti; bu arada Selanik kentine uğradı (Elç.17:1-9).  Tuna Nehri'nden başlayıp güneye uzanan ana kara yolunun Roma'dan doğuya uzanan ana yolla kesiştiği noktada bulunan bu işlek liman kenti, Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan Makedonya eyaletinin de başkentiydi. Pavlus'un Selanik ziyareti oldukça kısa sürdü.SF.440 YAZARI PAVLUS

2. SELANİKLİLERE

Anlaşılan Pavlus, Selanikli inanlıların aklını hâlâ kurcalayan iki konuya ilişkin haberler almış bulunuyor. Konuların ilki, çalışmak; ikincisiyse, gelecekteki olaylardır. Rab'bin gününün geldiğini ileri süren birilerinin, sözde Pavlus'tan gelen sahte bir mektubu da buna kanıt olarak gösterip Selaniklilerin aklını çeldiği anlaşılıyor (2:1-3).SF.449 YAZARI PAVLUS

1.       VE 2. TİMOTEUSA MEKTUPLAR

Pavlus ve Timoteyus: 1. ve 2. Timoteyus mektuplarının başında ifade edildiği gibi, her iki mektup da elçi Pavlus tarafından, genç çömezi Timoteyus'a yazılmıştır.SF.453 YAZARI PAVLUS

TİTUS'A MEKTUP

Genel bakış: Grek asıllı olan Titus, uzun süre Pavlus'la çok yakın bir işbirliği yapmıştır (1:4, 2Ko.8:23).SF.471 YAZARI PAVLUS

FİLİMUN'A MEKTUP

  Pavlus bu mektubu Filimun, Afiya, Arkipus ve Filimun'un evinde toplanan imanlılara yazmakla birlikte, seslenmek istediği esas kişi, büyük olasılıkla Kolose'deki topluluğun önderlerinden biri olan Filimun'dur. Pavlus ondan övgüyle söz ediyor (4-7), onu «sevgili emektaşımız» diye adlandırıyor ve hapisten salıverildikten sonra onun yanına gitmeyi umuyor (22).SF.471 YAZARI PAVLUS

İBRANİLERE MEKTUP

Genel Bakış: Yazar, ne kendi kimliğini, ne de mektubu kime yazdığını açıklıyor. Böylece işimiz, metinde verilen ipuçlarından bazı sonuçlar çıkarmaya kalıyor. Yazarın kendisi, İsa'nın on iki elçisi arasında yer almaz; ama İsa'nın öğretilerini ilk izleyicilerinden duymuştur (2:2-3).SF.477 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YAKUP'UN MEKTUBU

Genel bakış: Pavlus'un mektuplarına oranla bu mektup bize ne zaman, niçin ve kimin tarafından yazıldığına dair daha az bilgi veriyor. Yazar kendisini kısaca, «Tanrı'nın ve Rab İsa Mesih'in kulu ben Yakup» diye tanıtıyor (1:1).SF.477 YAZARI BELLİ DEĞİL!

PETRUS'UN BİRİNCİ VE İKİNCİ MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Elçi Petrus bu mektubu Anadolu'ya dağılmış inanlılara yazdı.SF.510 YAZARI PETRUS

YUHANNA'NIN BİRİNCİ VE İKİNCİ MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Mektup, yazarının kimliğini açıklamıyor... Mektubun ne zaman ve kime yazıldığını tam bilmiyoruz.SF.527 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YUHANNA'NIN ÜÇÜNCÜ MEKTUBUNA Giriş 

Genel bakış  : Mektubun Elçi Yuhanna tarafından yazıldığını kabul edebiliriz.SF.538 YAZARI BELLİ DEĞİL!

YAHUDA'NIN MEKTUBUNA GİRİŞ

Genel bakış: Bu mektup, «Yakup'un kardeşi Yahuda» (1) tarafından yazılmıştır. Elçi Yakup'un erken gelen ölümünden sonra (Elç.12:12) bu şekilde tanımlanacak kadar iyi tanınan tek bir Yakup vardı; o da «Rab İsa'nın kardeşi» (Gal.1:19) ve Kudüs'teki inanlılar topluluğunun önde gelenlerinden (bkz. Elç.15) biri olup «Yakup» mektubunu yazan kişidir. İşte bu mektubun yazarı, İsa'nın üvey kardeşi Yahuda'dır (Mat.13:55; Mar.6:3; Elç.1:14).SF.540

ESİNLEME'YE GİRİŞ

Kitabın özelliği: Esinleme, Yuhanna'nın görümlerinden oluşuyor. Yuhanna kendini «sıkıntıda, Tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz» (1:9) diye tanıtır. Bu Yuhanna ile Elçi Yuhanna'nın aynı kişi olduğu kabul edilir.SF.543 YAZARI BELLİ DEĞİL!

                                      
SONUÇ:

Tarihsel olarak sadece rivayetlerin ölçü alınmasıyla oluşturulmuş olan İncil, bir kutsal metin den çok Hz. İsa’nın biyografisi ve İsa sonrası oluşturulan bir dizi faaliyetlerin dökümü durumundadır. İslam  Tıpkı Muhammed’in biyografistleri Buhari ya da Müslim gibi. Hatta Tanrı sözü olduğu iddia edilen bu metinlerin bazılarının yazarları nerede ve ne zaman yazıldıkları bile belli değildir. Kesinlik yerine zan taşıyan bilgilere dayanır

    yasin_bestfriend@hotmail.com

İNCİL-İ ŞERİF VE HAVARİLER'İN ÖYKÜSÜ


Hz. Musa (a.s)'dan uzun asırlar[2] sonra bile, İsrailoğulları'nın sapmalarla dolu inişli-çıkışlı serüveni boyunca bir dizi peygamber aralıksız bir şekilde "kavm"i istikamet üzere tutmaya çalışmış, birçoğu bu uğurda canını vermiştir.

En son Hz. Zekeriyya ve oğlu Hz. Yahya (ikisine de selam olsun) İsrailoğulları'nın önüne geçerek "Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak" diye haykıracak, ancak bilahare Mesih (a.s)'a yönelecek olan öfke, şiddet, gayz ve sapkınlık daha önce onları yutacaktır.[3]

İsrailoğulları'na peygamber olarak gönderilen[4], 1 veya 3 yıllık[5] tebliğ sürecinin ardından Yahudiler'in Romalı yöneticilerle işbirliği yaparak canına kasdetmeleri üzerine göğe kaldırılan[6] Hz. İsa (a.s)'dan sonra ne oldu? O'na indirildiğini Kur'an'dan öğrendiğimiz İncil'in ve O'na iman ettiklerini yine Yüce Kitabımız'ın haber verdiği Havariler'in başına neler geldi?

Tarih boyunca Müslümanlar'ın ilgisi Hz. İsa (a.s)'ın dünyaya gelişindeki ve dünyadan ayrılışındaki sıra dışılığa –ifade yerinde ise– kilitlenmiş, Hristiyanlar'la girilen teolojik tartışmalarda ise, eldeki İnciller'den hareketle "İncil'in tahrifi" meselesi ilk sırayı almıştır.

Bu sebeple Müslümanlar tarafından tarihte Hristiyanlık üzerine yazılanların genellikle "reddiye" edebiyatı kapsamında çalışmalar olduğunu söyleyebiliriz.[7] Gerek bunların, gerekse "Milel-Nıhel" tarzı kitapların, bir önceki paragraftaki sorunun cevabını araştıranlar için sadra şifa malzeme ihtiva etmemesini bu bakımdan yadırgamamak gerekir. Buna mukabil günümüzde genel olarak Dinler Tarihi, özel olarak da Hristiyanlık Tarihi üzerine yapılan çalışmaların geçmiştekilere oranla konumuz açısından biraz daha aydınlatıcı olduğunu görüyoruz.

Teslis Havzasında Tevhid'in İzini Sürmek

1945 yılında Mısır'ın Uksur şehrine yaklaşık 100 kilometre mesafedeki Nec'u Hammâdî (veya Nec'u'l-Hammâdî)[8] bölgesinde bulunan Koptça (Kıptî dili) yazmalar ile 1947'de –bugün İsrail sınırları içinde bulunan– Lut Gölü (Ölü Deniz) civarındaki Kumran harabelerinin yakınında bulunan İbranice, Aramice ve Grekçe dillerinde yazılmış tomarlar, özellikle Müslümanlar bakımından Hristiyanlık Tarihi'nin adeta yeniden yazılmasını mümkün kılmıştır.[9] Ne ki, bu iki büyük keşif üzerinde gerçekleştirilen bilimsel faaliyetlerin herhangi bir aşamasında Müslüman bilim adamlarının yer al-a-mamış olması son derece düşündürücü ve esef verici bir durumdur.

Koptça kaynaklar, Kanonik İnciller'den birinin adına izafe edildiği Markos'un, ilk yüzyılın ortalarında Mısır'a geldiğini ve burada vefat ettiğini[10] söylemektedir.[11] Bilahare Roma Hristiyanlığı'nın başını ağrıtacak olan ve Hristiyanlık tarihindeki "Tevhidçi çizgi"nin bir tezahürü olarak dikkat çeken "Arius/çuluk" hareketinin kökenini burada aramak yanlış mıdır?[12]

Keza Yahudi-Hristiyan havzasındaki Muvahhit çizginin tarihsel kökeninin, tarih sahnesine milat öncesi zamanlarda çıkan ve Hz. Yahya ve Hz. İsa'nın (ikisine de selam olsun) davetine hemen icabet eden Essenîler/İsiyîm ve/veya Zelot/Zealotlar'a dayanması –bu gruplar hakkındaki bilgilerin bütün spekülatif ağırlığına rağmen– bir ihtimal olarak bile bir Müslüman araştırmacı için yeterince heyecan verici değil midir![13]

Kısacası Muvahhid İsevîlik Hristiyanlığa dönüşmeden önce ya da "erken Hristiyanlık" döneminde neler olup bittiğinin ortaya çıkarılmasında Nec'u Hammâdî ve Ölü Deniz yazmalarının son derece büyük önemi bulunmaktadır.

Ancak dinî/tarihî tecrübelerimiz, bu yazmaların gerek tarihlenmesi, gerekse muhtevaları konusunda Yahudi-Hristiyan bilim adamlarınca yapılmış çalışmaların ilan edilen sonuçları hakkında bize hep ihtiyat telkin etmektedir. Terk-i dünya etmesinin üzerinden bir nesil bile geçmeden Hz. İsa (a.s) ve İncil etrafında oluşturulan efsane yumakları, "apokrif" ilan edilip insanlıktan gizlenen İncil versiyonları ve diğer metinler, "Hakk'ı batılla karıştıran" bir kitle karşısında bulunduğumuzu ihtar edip durmaktadır.

Dolayısıyla Havariler'in ve İncil'in akıbetini "tam anlamıyla" ve doğru bir şekilde gün yüzüne çıkarmak üzere yola çıkanları hâlâ büyük engeller beklemektedir. Zira bunun için ilk akla gelen en verimli tarihsel kaynaklar, Havariler'in de İncil'in de tamamen karşısında konumlanmış bulunanların patentini taşımaktadır.

"İNCİL-İ ŞERİF" VE "MÜJDELER"

İncil, Kur'an'ın haber verdiği gibi bir "kitap" mıdır, yoksa Hristiyanlar'ın kabul edip kullandığı anlamda sadece bir "müjde" midir? Hz. İsa (a.s)'a "inzal edilmiş" İncil diye bir "kitab"ın mevcudiyetini kabul etmek resmî Hristiyanlık bakımından mümkün değildir. Onlar bakımından "İsa'nın İncili" ifadesi ancak "İsa'nın müjdesi" anlamında kullanılabilir. Zira eğer bir vahiy varsa o bizzat İsa Mesih'tir; vahyin, ontolojik olarak O'nun dışında bir varlığından söz edilemez.[14] Dolayısıyla Kilise'nin (Hristiyanlığın) İnciller'den değil, İnciller'in Kilise'den (Hristiyanlık'tan) zuhur ettiği tesbiti, gerçeğin ifadesi olarak telakki edilmelidir.[15]

Hristiyanlar böyle düşünse de, –yukarıda da vurgulandığı gibi– Kur'an Hz. İsa (a.s)'a "indirilmiş", ahkâm ihtiva eden bir İncil'den söz ettiğine göre[16] biz Müslümanlar bakımından burada önemli bir problem bulunmaktadır: Hz. İsa (a.s)'a "indirilen" bu İncil'e ne oldu?

Kanonik Dört İncil'in, İsa Mesih'in hayat öyküsü olduğu, dolayısıyla resmî Hristiyanlığın "yazılı İncil" anlayışının bundan başka bir şey olmadığı bilinen bir husus. Ancak yukarıda sözü edilen "Tomas İncili"[17] ile onun gibi Nec'u Hammâdî kitaplığı arasında bulunan "Filip İncili"[18] –kısmen– Hz. İsa (a.s)'ın ağzından çıkan sözleri ihtiva etme iddiası dolayısıyla bunlardan oldukça farklı bir tarza sahiptir. Bu durum "İncil" adıyla yazılanların tamamının aynı kalıpta değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.

Hz. İsa (a.s) sonrasında kaleme alınan İncil metinlerinin her biri[19], içinde yazıldığı ortamın, yazarının ve hitap ettiği kitlenin durumun göre farklılıklar arz eder.[20] Bununla birlikte, Kilise'nin gerek "kanonik" saydığı, gerekse "apokrif" ilan ettiği İncil metinleri, muhtevaları itibariyle birbirine tamamen yabancı değildir; parça parça da olsa hepsinin yer verdiği ortak tema ve anlatımlar vardır. İbraniler İncili, Ebionitler İncili, Barnabas, Tomas, Yakub ve Filip'in adına izafe edilenler gibi çok sayıda "apokrif" İncil ile Kanonik İnciller arasındaki paralellikler ortak kaynaklara işaret ettiği gibi, farklılıklar, hatta zıddiyet de yukarıda ifade edilen "mücadele süreci"ni resmetmektedir.

Öte yandan Hz. İsa (a.s) sonrası ilk dönemlerde Muvahhid İsevîlik[21] ile Pavlus Hristiyanlığı arasında vuku bulan –aşağıda Havariler'i anlatırken bir miktar detayı verilecek olan– mücadele süreci Pavlus Hristiyanlığının galibiyetiyle sonlanınca doğal olarak Hristiyanlık kendi "resmî" akidesini oluşturup tarihini yazacak, buna uymayan metinleri de "gizlenmesi gereken" (apokrif) olarak ilan edecektir.

Pavlus din değiştirmeden önce İsevî Muvahhidler'in Yahudiler'den gördüğü baskılar "Resullerin İşleri"nde (8/3; 9/1-2) ve Pavlus'un mektuplarında (Galatyalılara, 1/13-23; Filipililere, 3/6) açıkça anlatılmaktadır. Bütün bu anlatılar, İsevî Muvahhidler'in sadece Yahudiler'den gördüğü baskının göstergesi olarak ele alınmalıdır.[22] Hz. İsa (a.s)'a yönelen Yahudi-Romalı öfkesi, doğal olarak Havariler'e ve ilk İsevî cemaate de yönelecek, hatta bir süre sonra buna Pavlus Hristiyanlığının sosyal baskısı da eklenecektir.[23]

Böyle bir ortam içinde Hz. İsa (a.s)'a indirilen İncil'in eksiksiz biçimde yazılı hale getirilmesi, getirilebilse bile muhafazası ve aktarımı elbette son derece güçtür. Mevcut dört Kanonik İncil'in kaynaklarının tesbiti konusunda yapılan çalışmalar, bu İnciller'in muhtevasını oluşturan unsurların hayli uzun, çok yönlü ve girift bir etkileşim süreci sonunda bugünkü şeklini aldığını göstermektedir.

İnciller'in kaynaklarını tesbit maksadıyla yapılan çalışmalar meyanında muhtelif nazariyeler ortaya atılmıştır. Detayları ilgili çalışmalarda görülebilecek olan "İlk İncil", "Kısa Parçalar", "Şifahi Rivayet" ve "İki Kaynak" gibi faraziyelerin ortak yanı, hepsinin de mevcut İnciller'den önce şifahi veya yazılı bir kaynağın/kaynakların mevcudiyetini varsayıyor olmasıdır. Yine ilgili araştırmalar, bu kaynağın/kaynakların İncil yazarlarına gelene kadar karmaşık bir oluşum süreci yaşadığını kabul etmektedir.[24] Bu süreci oluşturan unsurlar –özellikle "şifahi" unsurlar– arasında, "İncil-i Şerif"in şifahi rivayetlerinden muhafaza edilebilen kısımların da bulunduğundan şüphe duymak için herhangi bir sebep yoktur.

Bu bilgiler ışığında şunu söylemek mümkün görünüyor: Hz. İsa (a.s), kendisine inzal buyurulan İncil-i Şerif'i başta Havariler olmak üzere ilk inananlara tebliğ etmiş, fakat yazdırmamıştı. Zira hem kısa, hem de oldukça sıkıntılı geçen tebliğ süreci içinde buna fırsat bulamamıştı. O'nun göğe çekilişinden sonra Havariler de –aşağıda da anlatılacağı üzere– sürekli biçimde baskı ve kovuşturma altında, dolayısıyla İncil'i üçüncü şahıslara bir bütün olarak yazdırma imkânından mahrum yaşadılar. Yapabildikleri, uygun zeminlerde İncil'den ve Hz. İsa (a.s)'ın öğretilerinden aktarabildiklerini aktarmaktan ibaret olmuştur.[25]

Bu menkulat uzun yıllar içinde ağızdan ağza, yöreden yöreye ve ortamdan ortama aktarıldıkça Hz. İsa (a.s)'ın ve Havariler'in hayat hikâyelerinden kimi unsurların girmesine mukabil, İncil pasajlarının önemli bir kısmının çıkması tarzında bir muhteva değişikliğine de maruz kalarak İncil yazarlarının kaynaklarına kadar ulaştı.

Kur'an'ın, "Biz Hristiyanız" diyenlerden de kesin sözlerini almıştık. Onlar, kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular."[26] ayetiyle ifade ettiği noktaya gelişin hikâyesi kısaca böyle olmalıdır. Zira eğer Roma Hristiyanlığının resmîleştirdiği Hristiyanlık Tarihi esas alınacak olursa, bu tarih içinde bir yanıp bir sönen, ama hiçbir zaman tamamen ortadan kaybolmayan Muvahhid çıkışların ikna edici izahını yapmak asla mümkün olmayacaktır…

HAVARİLER

Her ne kadar İbn Hazm, resmî Hristiyanlığın kabul ettiği Havariler'in gerçek anlamda Hz. İsa (a.s)'ın Havarileri olduğunu kabul etmemiş ve "Kur'an'ın haber verdiği Havariler, Hristiyanların isimlerini saydığı kimseler değildir" demiş ise de[27], Hz. İsa (a.s) adına ortaya atılmış tezvirata ibtina eden resmî Hristiyanlığın, Havariler hakkında da "müzevver" bir hikâyeye sahip olması yadırgatıcı değildir.[28]

Hz. İsa (a.s)'ın "sahabesi" hakkında detaylı bilgi bulunmaması –tıpkı İncil-i Şerif'in akıbeti meselesinde olduğu gibi– ancak "iz sürerek" ve "satır arası okuyarak" ortaya konabilen bölük-pörçük bilgi kırıntıları ile yetinilmesi sonucunu doğurmuştur. İsimleri konusunda bile tam bir ittifaka rastlanamayan Havariler hakkında İslam kaynaklarında da çok fazla bilgiye tesadüf edilmez. Mevcut bilgiler de büyük ölçüde Hristiyan kaynaklarından veya mühtedi Hristiyan alimlerin anlattıklarından elde edilmiş görünüyor…

Hz. İsa (a.s) sonrası Muvahhid İseviler'in ilk büyük imtihanı, Stefanos isimli cemaat üyesinin Kudüs'te Yahudilerce taşlanarak şehid edilmesi olayıyla yaşanmıştır. Bu olaydan sonra Muvahhid İseviler cemaati Kudüs'ü terk ederek Yahudiye, Samiriye, Kıbrıs, Fenike, Antakya… gibi yerlere dağılmış, Kudüs'te sadece Havariler kalmıştı.[29] Aşağıda değinileceği gibi Kudüs'te kalmakla aslında "zor"u seçmiş olan Havariler, bilhassa Yahudiler'in tazyikine maruz kalacaktır…

Hz. İsa (a.s)'ın Kur'an'da birkaç yerde[30] zikri geçen havarilerinin sayısı, gerek İslam gerekse Hristiyan kaynaklarında 12 olarak verilir. Liste Matta (10/2-4) ve Markos'ta (3/16-9) şöyledir:

1. Simon Petrus (Kifas), 2. Petrus'un kardeşi Andreas, 3. Zebedi'nin oğlu (büyük) Yakub, 4. Zebedi'nin oğlu Yuhanna (Hanna), 5. Filipus, 6. Bortolomeus, 7. Didimus Yahuda Tomas, 8. Matta, 9. Alfeus'un oğlu (küçük) Yakub, 10. Taddeus, 11. Gayyur Simon, 12. Yahuda İskariyot.

Bu listede 8. sırada zikredilen Matta, Markos (2/14) ve Luka (5/27) incillerinde Alfeus'un oğlu Levi olarak, 10. sırada zikredilen Taddeus'un adı Luka İncili'nde (6/16) Yakub'un oğlu Yahuda, Matta İncili'nde (10/3) ise Lebbeus olarak verilmektedir. 12. sırada zikredilen Yahuda İskariyot ise Ahd-i Cedid'e göre Hz. İsa (a.s)'ı ele veren kişidir. Bu ihaneti dolayısıyla diğer havariler tarafından listeye onun yerine Mattias alınmıştır.

Burada Yusuf (Joseph) Barnabas'ın (meşhur İncil'in yazarı), Hz. İsa (a.s) ile birlikteliği sabit olduğu halde neden Havariler listesinde yer almadığı sorusu akla gelebilir. Hemen belirtelim ki, birçok otorite onu Havariler arasında saymıştır.[31] İhanetinden sonra Havariler arasından tard edilen Yahuda İskariyot'un yerine, yaşadığı sürece Hz. İsa (a.s) ile yoldaşlık etmiş kimseler arasından, "soyadı/lakabı Justus/Yustus olup Barsaba/Barnaba denilen Joseph/Yusuf ve Mattias tesbit edilip aralarında kur'a çekilmiş, kur'a Mattias'a çıkınca o havari sayılmıştır.[32] Bununla birlikte Yahudi kökenli Muvahhit İsevîler Barnabas'ı havari olarak kabul eder.[33]

Hz. Yahya (a.s) döneminden itibaren Hz. İsa (a.s) ile yoldaşlık etmiş olması, Barnabas'ın Hz. İsa (a.s)'ın kadim ashabı arasında yer aldığını ve Havariler nezdinde de önemli bir mevkie sahip olduğunu gösteren tek gerçek değildir. Hz. İsa (a.s) sonrası Havariler cemaatinin faaliyetleri arasında adının hep ön planlarda geçiyor oluşu da onu önemli kılan hususlardan biridir.

Yahudiler ve Havariler

Hz. İsa (a.s) sonrasında Kudüs'te toplanmış bulunan Havariler, bir yandan Yahudiliğin, diğer yandan Roma yönetiminin baskısı altında Muvahhid İsevîliği yaşamanın ve yaymanın mücadelesini vermişlerdir. Petrus ve Yuhanna Hz. İsa (a.s)'ın öğretilerini tebliğ ederken Yahudiler tarafından tutuklanmış, bir süre sonra serbest bırakılmışlardı.[34] Babil Talmudu'nda Hz. İsa (as)'ın Mattay (Matta), Nakay (?), Nezer (?), Buni (?) ve Tadah (Taddeus?) isimli şakirtlerinin Yahudi mahkemesinde yargılanmalarından bahsedilmektedir.[35] Bu yargılanmanın sonucu Havariler'in idam edilmesini, Pavlus'un hocalığını yaptığı belirtilen ünlü Yahudi alimi Gamaliel'in engellediği söylenmiştir.[36] Bu, Resullerin İşleri'nde[37] anlatılan hadise olmalıdır. Nihayet muhtemelen 43 yılında Havariler'in reisi ve Hz. İsa (a.s)'ın kardeşi Yakub tutuklanmış ve boynu vurularak şehid edilmiştir.[38]

Bütün bunlar sadece Havariler üzerindeki Yahudi baskısını açık biçimde göstermekle kalmaz, aynı zamanda İncil-i Şerif'in nasıl kısa süre içinde ortadan kaybolduğunun izahını da verir.

Pavlus Hristiyanlığı ve Havariler

Müzevver "Şam vizyonu"ndan yaklaşık 3 yıl sonra Pavlus Kudüs'e gitmiş ve Havariler'in liderleri durumundaki Yakub ve Petrus ile tanışmıştır. Ancak 15 gün süren bu seyahatten ne Havariler'in ne de Pavlus'un memnun kaldığını söyleyebiliriz.[39] Her ne kadar bazı yazarlar, kısa bir tereddüt safhasından sonra Havariler'in, Muvahhid İsevîliği Hristiyanlığa dönüştüren Pavlus'un etrafında toplandığını söylese de[40] Resullerin İşleri ve bizzat Pavlus'un muhtelif mektupları durumun pek öyle olmadığını söylemektedir.

Bu ilk temastan sonra Pavlus ile Kudüs'teki Muvahhid Havariler'in arası hiçbir zaman düzelmeyecektir.[41] Muhtelif yerlere yazdığı mektuplar[42], Kudüs cemaati ile aralarındaki rekabetin en canlı şahididir. Çıktığı üç büyük "misyon gezisi"nin hemen tamamının akabinde Kudüs'e giden veya çağrılan Pavlus'un, yaydığı "aykırı" inançlar dolayısıyla burada kendisini savunmak ve "hesap vermek" zorunda bulunması, Havariler'in etkinliğinin en bariz ifadesidir. Resmî Hristiyanlığın görüşleri doğrultusunda Havariler'den bazılarının Pavlus ile birlikte hareket ettiği, dolayısıyla onun öğretisini benimsediği yolundaki anlatımlar bu sebeple her zaman ihtiyatla karşılanmalıdır.

Havariler'den Petrus, Zebedi'nin oğlu Yakub, kardeşi Yuhanna ve Alfeus'un oğlu Yakub'un öldürüldüğü görüşü ağırlıktadır.[43] Ayrıca Kilis'te –halk arasında "Kütküt Baba" diye bilinen– "Şem'un Nebi türbesi"nde yatan zatın Gayur Simon (Şem'un) olması muhtemeldir.[44]

* * *

Hristiyanlık tarihi içinde, uzak yıldızlar gibi bir parlayıp bir sönen, ancak varlığını muhafaza eden bir "muvahhit çizgi" hep var olagelmiştir. Resmî Hristiyanlık tarafından köşe bucak saklanmaya çalışılsa da Hz. İsa (a.s)'ın gerçek öğretisinin yansımalarını taşıyan metinler gibi Muvahhit İsevîlik de tarihsel bir realite olarak önümüzdedir. Kur'an ve Sünnet'in rehberliğiyle Hz. İsa (a.s)'ın gerçek mesajının farkında olan Müslümanlar, "doğru başlangıc"ı yapma avantajına sahip oldukları için, resmî Hristiyanlığın da, onun karşısında konumlanmış bulunan modern bilimsel çalışmaların da atladığı gerçeği insanlığın muhakemesine sunma şansına her zaman sahiptir: Hz. İsa (a.s) şüphesiz ki görevini yaptı ve Tevhid'i tebliğ etti. Bu nasıl tarihsel bir realite ise, O'na indirilmiş bir Kitab'ın (İncil) ve O'na inanan ve nezd-i Bârî'de "hakikatin şahitleri" ile birlikte kaydedilmeyi uman muvahhit Havariler'in mevcudiyeti de aynı şekilde tarihsel birer realitedir. Buna sadece resmî Hristiyanlığın "apokrif" (halktan saklanması gereken) dediği metinler değil, "resmî" (kanonik) metinlerin "satır arkaları" da şahitlik etmektedir. Şüphesiz ki Hristiyanlık tarihinin "heretik" (sapkın" olarak kaydettiği muvahhit hareketlerin her birinde, Havariler'in gayretinin, soluğunun ve adanmışlığının izi vardır.

Dinler Tarihi konusunda çalışanların, Hristiyanlık Tarihi'ni, Hristiyanlığın resmî metin ve söylemlerine inhisar ettirme alışkanlığından sıyrılıp, bu izi sürmeye yoğunlaşmaları gerekir…



------------------------------------------------------------------

[*] İncil-i Şerif ve Havariler'le ilgili bu yazıda konunun ancak ana hatlarını işleyebildim. Hazırlıkları devam eden –Hristiyanlık, Diyalog ve Misyonerlik'le ilgili– kitapta bu konu daha geniş bir şekilde yer alacaktır.

[2] Hz. İsa'nın tebligatının Hz. Musa'dan (ikisine de selam olsun) ne kadar zaman sonra vaki olduğu konusunda görüş ayrılıkları vardır. Çağdaş araştırmacılar bu zaman aralığını genellikle 1200 küsür yıl olarak verirken, daha eski kaynaklar rakamı 1700, hatta 1900 küsür yıla kadar çıkarmaktadır. Bkz. M. Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, I, 223; G. Tümer-A. Küçük, Dinler Tarihi, 211; Y. Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, 166, 11. dpnt.; es-Süyûtî, el-Hâvî, II, 251; Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, I, 43.

[3] İbn Kesîr, Hz. Zekeriyya (a.s)'ın normal bir ölümle mi öldüğü, yoksa şehid mi edildiği konusunda ihtilaf bulunduğunu söylerse de (bkz. Kasasu'l-Enbiyâ, II, 342; krş. et-Taberî, I, 591), kaynakların ağırlıklı olarak tercih ettiği, onun şehid edildiğini anlatan rivayettir. Bkz. İbnu'l-Cevzî, el-Muntazam, I, 302; es-Sa'lebî, Arâisu'l-Mecâlis, 380-1; İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, VI, 468-9…

[4] 3/Âl-i İmrân, 49; 43/ez-Zuhruf, 59; 61/es-Saff, 6. Krş. Luka, 24/21.

[5] Yuhanna İncili'nde Hz. İsa (a.s)'ın hayatı 3 Fısıh (Pesah) bayramına dağılmış sahnelerle anlatılırken (2/13, 6/4, 12/1), diğer İnciller tek bir Fısıh bayramından söz eder. Bu durum, Hz. İsa (a.s)'ın tebliğinin ne kadar devam ettiği sorusuna 1 veya 3 yıl şeklinde farklı cevaplar verilmesine yol açmıştır. Sinoptik (Matta, Markos ve Luka'ya izafe edilen) İnciller ile Yuhanna İncili arasındaki çelişkiler meyanında bu nokta da dikkat çekmektedir. Resmî Hristiyanlığın kabulleri doğrultusunda kısa bir "Hz. İsa (a.s) kronolojisi" için bkz. DİA, XXII, 468; Şinasi Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı 153-4.

[6] 3/Â-i İmrân, 55; 4/en-Nisâ, 157-8.

[7] Bu konuda tesbit edilmiş bir bibliyografya için bkz. Ramazan Biçer, İslam Kelamcılarına Göre İncil, 17 vd.

[8] نجع الحمادي veya نجع حمادي . Burada bulunan son derece kıymetli yazmalar hakkındaki malumatı olduğu gibi, yörenin ismini de ("Nag Hammadi" olarak) Batılılar'ın ağzıyla telaffuz ediyor oluşumuz gerçekten hüzün vericidir.

[9] Her iki koleksiyon hakkında geniş bilgi için bkz. Ahmed Osman, Mahtûtâtu'l-Bahri'l-Meyyit, 127 vd.

[10] Bkz. Özemre, 13 (26 nolu dpnt.)

[11] Roma Hristiyanlığı bu bilgiyi "tartışmalı" bulur. Bkz. Hıristiyanlık Tarihi, 66.

[12] Bkz. Maurice Bucaille, Tevrat İnciller ve Kur'an, 98.

[13] Essenîler'le ilk muvahhid İsevîler arasındaki ilişki için bkz. Eliade, II, 400.

[14] Yuhanna, 10/7; Korintoslulara-I, 1/24; Sarıkçıoğlu, 302, 305.

[15] Suat Yıldırım, Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, 133.

[16] 5/el-Mâide, 46-7; 7/el-A'râf, 157...

[17] Tomas İncili'nin, MS 30-60 yılları arasında (muhtemelen 50'li yıllarda) Hz. İsa (a.s)'ın manevi kardeşi ve Muvahhid İsevîler'in (Kudüs cemaati) lideri Yakub'un gözetiminde derlendiği, dolayısıyla bu metnin diğer İncil metinlerinden daha kadim bir döneme ait olduğu bilinmektedir. (Bkz. Gündüz, 149.)

Bu İncil'in, biri Ekrem Sarıkçıoğlu'na (OMÜ İlahiyat Fak. Der. IV, 14 vd.), diğeri Ahmed Yüksel Özemre'ye (Hz. İsa'nın 114 Hadisi adıyla, İst. 2004) ait olmak üzere yayımlanmış iki ayrıt Türkçe çevirisi bulunmaktadır. Özemre'nin çalışması, aynı zamanda Tomas İncili'nin ihtiva ettiği metinlerin yorumunu da yapmaktadır.



[19] Bkz. Luka, 1/1-4.

[20] Bucaille, 96; Gündüz, 151.

[21] İlgili çalışmalarda müntesiplerine genellikle "Yahudi Hristiyanlar" veya "Kudüs Hristiyanları" denmiş olsa da onların Muvahhid İsevî olarak anılmasının daha uygun olduğu düşüncesindeyim.

[22] Eliade, II, 392.

[23] Muhammed Atâurrahîm, Bir İslâm Peygamberi Hz. İsa, 67.

[24] Yıldırım, 139 vd.; Şaban Kuzgun, Dört İncil Farklılıkları Çelişkileri, 116-7; DİA, XXII, 273.

[25] Mahmut Aydın, "Yahudi Bir Peygamberden Gentile Tanrıya: İsa'nın Tanrısallaştırılması Süreci", İslâmiyât dergisi, III/4, 50. Ayrıca bkz. Kuzgun, 126.

[26] 5/el-Mâide, 14.

[27] İbn Hazm, el-Fısal, II, 89-91.

[28] Havariler'in ağzından Hz. İsa (a.s)'a uluhiyet izafesi uydurması için bkz. Matta, 16/16; Yuhanna, 1/14.

[29] Bkz. Resullerin İşleri, 6, 7, 8. bablar; ayrıca 11/19-24.

[30] 3/Âl-i İmrân, 52; 5/el-Mâide, 111-3; 61/es-Saff, 14.

[31] Bkz. DİA, V, 77.

[32] Resullerin İşleri, 1/21-6.

[33] Atâurrahîm, 60.

[34] Resullerin İşleri, 3 ve 4. bablar.

[35] Baki Adam, "Yahudiliğin Hıristiyanlığa ve İslam'a Bakışı", Dinler Tarihi Araştırmaları (Sempozyum metinleri), I, 162.

[36] Yıldırım, 56.

[37] 5/17-41.

[38] Resullerin İşleri, 12/1 vd.; Eliade, II, 392.

[39] Galatyalılara Mektup, 1/18-9; Resullerin İşleri, 9/26-8.

[40] Yıldırım, 51.

[41] Bkz Galatyalılara Mektup, 2/1-21; Gündüz, 59 vd.

[42] Galatyalılara, 3 vd. bablar; I. Korintoslulara, 1/10 vd.; 4/18 vd.; Romalılara, 2, vd. bablar.

[43] Yıldırım, 54.

[44] Özemre, 6 (5. nolu dpnt.)


Makale Orjinaline ait bilgiler:
Site: İNKİŞAF DERGİSİ
URL: http://www.inkisaf.net/modules/articles/article.php?id=64

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...