3 Eylül 2012 Pazartesi

Hristiyanlığın bozulması ve Luciferianizm

Her bölümde dile getirdiğim gibi bu bölümde de söylemek istiyorum. Bu satanist dediğimiz insanlar toplumun zihnindeki "SATANİST KİŞİLER" kavramından çok daha farklı... Şeytana bakış açıları da çok farklı... Bu konuda adamların bazı sırlar bildiğini de düşünüyorum... Ama şeytanın peşinden koşmalarının en büyük sebebi para, güç ve sonsuzluk inancı... Bu adamlar Lucifer'in yani şeytanın, Tanrı tarafından yanlış anlaşıldığına ve bu yüzden cennetten kovulduğuna inanıyorlar.

Şeytan bu kişiler için çok güzel bir varlık, nitekim Lucifer, "ışık getiren" (aydınlanma) manasına gelmektedir. Tıpkı Tevrat'taki Nuru Ziya gibi... (aydınlanma)Ya da Mısır'daki Horus gibi... Mısır'da Horus en büyük Tanrı'dır ve güneş (aydınlanma) ile birlikte anılır. Horus'un güneşi ise hiyerogliflerde yılan ile birlikte tasvir edilir. Herkesin bildiği gibi yılan sembolü sonsuzluk ve şeytanın sembolüdür...

Satanizm diyince insanların aklına çok saçma şeyler geliyor. Gerçek satanizm bildiğinizden çok ama çok daha farklı... Bu konuda size şu yazıyı okumanızı öneriyorum: Gerçek Satanizm(tıkla) Ne önermesi aq kibar olmaya gerek yok, okuyun lan işte :))) Okumıcam diyen götlerin sesini şimdiden duyuyorum...Göt herifler sizi... Vaktinizden 7-8 dakika ayırsanız ve okusanız ölür müsünüz? Amına koduklarım sizi... Porno sitesi versem anında damlardınız ama, demi lan? Olum bak bu zihniyetle ve bu sapkınlıkla ülkenin ağzına sıçtınız... Çok mu şey istiyorum la sizden? Atatürk'ün ölünceye kadar hiç durmadan öğütlediği gibi, OKUYUN... Kur'an'ın  ilk inen ayetinde emrettiği gibi, OKUYUN... Tek istediğim sadece Okumanız...

Ya da dur dur... Okuma lan... Valla bak... Çok ciddiyim... Okuma amina koyyim okuma... Demeyle okuyacaksan hiç okuma...

Sinirler tavan yaptı gene, neyse zaten içtenlikle beni takip eden ve okuyan 8-9 kişi anca var onlar için yazmaya devam ediyorum...

Şimdi gangiler, şeytan kavramı bu insanlar için çok değişik dedik. Hatta şeytana bu insanlar Nuru Ziya ve Lucifer diyorlar. Peki bu kültür onlara nereden geldi? Yani bu adamlar şeytanı niye ışık taşıyan, aydınlığa ulaştıran güzel bir varlık olarak görüyor?

Cevabı basit... Kabala... Evet, Eski Mısır öğretilerini içinde bulunduran Kabala'da bir sürü Tanrı vardır, doğanın efendisi ve bilimin Tanrısı ise Şeytandır. Kabala'da insanları bilime ve aydınlığa ulaştıran, güzel varlık şeytandır...Bu inanç önce Yahudilik'de sonra da Hristiyanlık'ta belirmiştir. Bu yüzden bu dinlerin Allah katında bir geçerliliği kalmamıştır. Bunu Kur'an'da söyler:
"Allah katında (gerçek) din, İslâm’dır." (Al-i İmran, 3/19) 

Şeytan dumansız ateşten yaratılmıştır bir cindir... Ve insan yaratılıncaya kadar Allah'a en çok ibadet eden bir varlıktır... Hatta bu yüzden Allah onu tüm meleklerin başı yapmıştır... Yani şeytan bir dönem için neredeyse Allah'tan sonra evrenin sahibidir. (Kabala şeytan için, evrenin sahibi ve ışığın taşıyıcısı derken bunu kastediyor olabilir...) Ancak şeytan- ateşten yaratıldığı için, topraktan yaratılan insanın üstünlüğünü kabul etmemiştir... Şeytan mantık olarak topraktan yaratılan insanlara göre üstün bir varlıktır. Ancak Allah insanı üstün tutunca, şeytan bunu kabul etmemiş ve Allah'a isyan etmiş cennetten kovulmuştur ve kıyamet sonrası da cehenneme hapsedilecektir.

Hatta şeytanın rakamı olduğuna inanılan 666 sayısı bu yüzden ateşle birlikte anılır. Şeytan ateşten yaratılmıştır ve cehenneme hapsedilecektir... 666 sayısı artık Luciferianizm'de (Satanizm) bir ritüel(ayin) haline gelmiştir.
Ateşin sizin bildiğiniz rengi ne? Kırmızı... Şeytan ateşten yaratılmıştı... Ateşinde parlak olma gibi bir özelliği zaten vardır. Şehvet de ateştir. Eğer harareti yüksekse ateşin rengi sarı değil parlak beyazdır. Yani çok yüksek sıcaklıkta ateş beyaz renk alır ki bu yüzden Güneş'ten daha sıcak yıldızlar beyaz renktedirler. Ateşin beyaz olması demek bilimsel olarak Güneşi, güneşten daha sıcak bir yerde yakmak demektir. Ancak o zaman beyaz bir renk elde edersiniz. "Hassssktir lan nasıl olcak o?" dedin de mi? Boş ver nasıl olacağını. Şunu bil yeter: eğer beyaz ışına(ateşe) bir madde atarsanız, duman çıkmadan yok olur o madde. Yani dumansız ateş demek beyaz ateş(ışın) demektir. Kur'an'ın dediği şey bu bence. Şeytanın dumansız ateşten yaratılması olayı bana bunu hatırlattı. 

Kabala'da şeytan çok güzel varlıktı. Lucifer'in manası "ışık getiren" di... Şeytanın ateşten yaratıldığını da biliyorsunuz ... Ateş çok yüksek ısıda neye benziyordu? Beyaz bir ışına... Heeee tamam o zaman gel şimdi.

Kabala hakkında bilgi edinmek isteyen şunu okusun "Yahudiliği Bozan bir Kitap Kabala (tıkla)"... Newton dahil bir çok bilim adamı Kabala ile haşır neşir olmuştur. Newton'un hayatı da Kabala'nın sırlarını çözmekle geçmiştir... 

Newton klasik (eposta yoluyla düzeltme xd xd) fiziğin kurucusu ve şu ışığın kırılmasını bulan ilk kişi... Hatırlayın şimdi ışığın kırılmasında beyaz bir ışık(lucifer=ışık getiren) üçgen prizmaya çarpar ve renkler oluşur (illuminate=aydınlanma) ... Kabala'da şeytana atfedilen "aydınlanma" ritüelidir bu... 

Bunu bize bilim olarak öğretmelerine asla karşı değilim, ancak bunu ders kitaplarında "Newton'un canı sıkıldı ışığı üçgen prizmaya yansıttı, böylece ışığın kırılmasını buldu" olarak öğretmelerine karşıyım... Hiç bir şeyi tarafsız öğrenemiyoruz... Birilerinin işine gelmiyor...

Çok mu saçma geldi? O zaman sandalyeyi ters çevirip otur... "La olum amına koyyim illuminati diye götünü yırtcan" diyenlere bir şey söylemiyorum... Durduk yere bir olay olunca yarım yamalak ağzıyla "ilminati yaptı" diyerek dalga geçen ben değilim... İlminati diye götünü yırtan yine ben değilim. Sizsiniz... 

Herşeyi dalgaya alarak kendisinin zeki olduğunu kanıtlamaya çalışan da ben değilim... 

Olum bunların hepsi gerçek... Ben Newton kafirdir,  her yerde illuminati var, bilim öğrenmeyelim demiyorum ki... Bilim öğrenelim ancak bize öğretilenin nereden geldiğini de öğrenelim, her şeyi bize anlattıkları gibi kabullenmeyelim... 

Bu illuminati dediğimiz akımı kim adam akıllı biliyo ki? Sizin illuminati diyince aklınıza gelen tek şey sadece Lady Gaganın götündeki piramit ve göz... Ulan şuna bak... Ne hale geldi toplum...

Atatürkçüyüz demi? İlericiyiz?... Heee tamam... Ok bay si yu leytır...

Neyse devam edelim. Şeytanın diğer adı İncil'de Lucifer diye geçer ve Luciferianizm, Satanizmin bir başka adıdır... Bu satanist dediğimiz, şeytanın güzelliğine inanan insanlar Luciferin yani Şeytanın, Tanrı tarafından yanlış anlaşıldığını bu yüzden cennetten kovulduğunu düşünüyorlar... Altta videoya bir göz atın: Ve Tamamını izleyin...

Bir önceki bölümde de anlattım ancak sizi bu sefer oraya yönlendirmeyeceğim. Burada bir kez daha anlatayım aynı konuyu... Kopyala Yapıştır yani :D:D:D

Bu videodaki adam Roger Morneau, kendisinin bir ruh çağırma seansına katıldığını anlatıyor... Bu emmi Evangelist bir kişi... Aynı zamanda satanist de... Evangelizm Hristiyanlığın bir mezhebidir. Yani bu adam hem Hristiyan, hem de satanist... "Bu nasıl iş la?" diyorsun değil mi? "Hem Hristiyan hem satanist nasıl olabilir, birinde Allah'a tapmak şart diğerinde şeytana?" diyorsun... O zaman gel şimdi...

Öhööm öhömmm... Burayı iyi dinle bak yavru kuş... Sonra yazının ortalarına geldiğimizde "BEN NERDEYİM LAN? BURASI NERESİ OLUM, ÇIKARIN BENİ" triplerine girme... Şimdi anlattıklarımı kavramazsan, ilerleyen kısımlarda beyin şase yapar. Siksen düzeltemezsin... Nerede olduğunu şaşırır sonra mal gibi yazının başına bir daha geri dönersin... Yani kısaca, üzüm üzüme baka baka kararır... 

Bu adam Fransız bir ailede doğuyor ve ailenin kökeni Hebron bölgesindeki Yahuda kavmine yani Kudüs'e dayanıyor... Kısacası bu adam Yahudi ... Daha doğrusu melezleşmiş bir Yahudi... Videoda anlattığı gibi kendisi, Luciferin güzel bir varlık olduğuna inanan satanistlerden... 

Kendisi bir kiliseye üye... Kilisenin adı: Seventh Day Adventist Church... Kiliseye evangelist dediğimiz kişiler gidiyor... 

Evangelizm Resmi verilerde Hristiyanlığın bir mezhebi olarak geçer. Ortodoksluk, Protestanlık, Katoliklik gibi...Yahudi ve Hristiyan inançlarının ikisini birden birleştiren bir inanç sistemidir... İkisinin ortak yanlarını ele alan bir sistem... Bu inanç biraz irdelenirse, özünde, videoda bahsettiği gibi Luciferin yattığını görürsünüz... Yani resmi olarak millete Hristiyanlık mezhebi olarak tanıtılan evangelizmin asıl ele aldığı varlık şeytandır... O kiliseye giden sıradan insanlar ve halk "İsa'nın yücü ruhu adına, Tanrı bizi korusun" demek için gidiyor. Yani yaşlı teyze ve amcaların hiç bir boktan haberleri yok... 

Evangelizmin özünde Roger Morneau'nun da bahsettiği gibi Lucifer inancı yatar... Yani satanizm... Nitekim BUSH ailesinin tüm üyeleri Evangelisttir... Hatta Skull and Bones adlı satanist cemiyete resmi olarak üye olan George W. BUSH bile Evangelisttir...

Skull and Bones tarikatı vikipedi dahil her yerden geçmişini okuyabileceğiniz, am kafalılarla dolu bir tarikat... Kendilerini hayatın karanlık ilimlerine atamış insan sürüsü… Şeytana taptıkları oldukça aşikar, üstelik bunu kendileri de zaten ritüelleriyle de belli ediyorlar. Buyrun vikipediye bir göz atın, bakalım ne kadar saçmalamış viki... http://asiye-utku.blogspot.com/2012/09/skull-and-bones.html

Hatırlatmakta fayda var. George W. BUSH vikipedi de yazdığı gibi resmi olarak Skull and Bones (kuru kafa ve kemikler) adlı satanist cemiyete üye... Yani bir satanist... 
Peki satanist olan yani Luciferin peşinden koşan biri, özünde Allah inancının yattığı Hristiyanlığın bir mezhebi olan, Evangelist olabilir mi? Birinde Allah'a tapmak var diğerinde Lucifer'e, yani şeytana... Nasıl iş olum bu??
BİR NİSAANNNNNNNN.... Hhahahhaha... Şaka olum bunlar şaka... Valla bak hepsi binlerce yıldır insanlığa yapılan şaka... Hem de göz göre göre, insanlığın masumiyetiyle oynanarak yapılan şaka.
Hristiyanlığın özünde Tanrı falan yatmıyor... Resmen satanizm yatıyor...
Teslis inancı Hristiyanlıkta sizin haç çıkarma diye bildiğiniz bir imge... Hristiyanlar, Teslis inancındaki Baba-oğul-kutsal ruh(ruhul kudüs) üçlemesiyle Hz. İsa'nın yüceliğine, Tanrı'nın oğlu olduğuna ve Tanrı'nın bedene bürünmüş hali olduğuna inanırlar. Bu tamamen bir sapkınlıktır, Hz. İsa'ya Tanrı demenin bir başka yoludur. 
Mesela dua ettiklerinde Hz. İsa ve Ruhul-Kudüs'ün adını anarlar, ancak Allah'ın adını anmazlar. Ulan aslında tüm Hristiyanlar bunu yaparken kendilerine sadece bir soru sorsa hakikatin farkına varacaklar. Hadi dua ettin, tamam, eyvallah... Peki dua ettikten sonra biz ne deriz? Allah'ım kabul eyle falan filan işte... Ancak bu adamlar Allah'ın adını anmıyorlar... Hz. İsa'ya dua ediyorlar... Ulan Hz. İsa Tanrı mı da ona dua ediyorsun bre gafil, melun, patlıcan sarması seniii... Bre zındık bunda bir ibnelik yok mu? 
Hadi hepsini geç, şu günah çıkarma ne iş lan? Hani Katoliklerdeki... Böyle iş mi olur... Akşam 2 kıza çak baba, sabahlara kadar alkolünü de al... iç iç iç iç iç iç... Yarasınn... iç iç iç... Ne içtik be amına koyyim, Sabah da kiliseye günah çıkarmaya gidelim. Oooohhhh gelsin karılar gitsin günahlar... Allah'a böyle mi inanılır lan? 
Bak şimdi niye birileri, tüm Hrisityan alemini Allah'a değil de Hz. İsa'ya dua ettiriyor, neden Hz. İsa'yı Tanrılaştırmışlar, neden Hz. İsa Tanrı gibi görülüyor, Hristiyanlık ne zaman ve nasıl bozulmuş anlatayım size...
Hristiyanlık doğduktan sonra yüzlerce Kutsal Kitap yazılmıştı. Yani orjinal İNCİL'in nerede ve kimde olduğu bilinmiyordu. Bu bir yana Orta doğu ve Anadolu'daki Hristiyanların sayısı da gitgide artıyordu... Hristiyanlık o dönem için Pagan bir İmparatorluk olan ROMA devletine de sıçramış, halk İsa adında birinin mucizelerini konuşuyordu. 
Yılar sonra Hristiyanlık ROMA devletinde bir tehdit haline geldi. Çünkü İmparator Bir Pagan dinine, halk ise İsa diye birinin getirdiği dine inanıyordu. Milattan sonra 325'te, yani Hz. İsa doğduktan 325 yıl sonra bugünkü İstanbul şehrini fetheden ve ona adını veren imparator Constantin, İznik'te bir konsül topladı. Konsülün toplanma amacı devleti ayakta tutmak için ortak bir inancı halka aşılamaktı. Nitekim bu konsülde yüzlerce İncil masaya yatırılmış, incelenmiş, elenmiş ve eklemeler yapılarak aralarından sadece 4 tanesi kabul edilmiştir... Diğer İncillere uyanların dinden çıkarılacağı belirtilmiştir... 
İznik konsülüne kadar İsa ne Tanrı ne de Tanrı'nın oğluydu... Normal bir peygamberdi... Konsülü düzenleyen Constantin, Hristiyanlık'taki İsa inancını değiştirmiş, ve İsa üzerinden Hristiyanlığın temel ilkeleri belirlemiştir... (dikkatinizi çekerim, Allah'a göre değil, İsa'ya göre) Bu sayede Konstantin kendi Pagan inancını da Hz. İsa'yı kullanarak halka aktarmış ve devleti uzun yıllar ayakta tutmuştu... 
Hristiyanlıktaki tüm imgeler pagan kültürü ve pagan inancına göre değiştirilmiştir. Hz. İsa Eski Mısır inancına ve Roma Paganlığına göre putlaştırılmıştır.
Horus çoğunuzun bildiği gibi Mısır'da Güneş Tanrısıdır... Horus'u doğuran Tanrıça İsistir. Horus İsis'in kucağında bir bebek olarak Tasvir edilir. (bu arada kafalarındaki Yılana(şeytan) dikkat)
Peki tek Tanrılı dinlerde annesi ile birlikte anılan, heykelleri resimleri yapılan, büyük uğraşlar sonucu İznik konsülünde putlaştırılan TEK peygamber kim? Hz. İsa... İsa, Meryemin kucağında olarak tasvir edilir. 
İznik konsülünde Pagan İmparator Constantin'in başkanlığında paskalya ve Noel dahil bir çok dini günler ve bayramlar belirlenmiştir... Hz. İsa'nın doğduğu günü  yani Noel'i 25 Aralık olarak kararlaştırmışlardır... Çoğu araştırmacıya göre Noel yaz aylarındadır. Nitekim Meryem Suresinde de bu konu hakkında biraz bilgi var...
Meryem Suresi Ayetler
23. Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim."

24. Altından ona şöyle seslendi: "Tasalanma, Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirdi."

25. "hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."


Doğum yapmak üzere olan Hz. Meryem'i anlatan ayetlerde hurma ağacından olgun taze hurmaların dökülüyor olması dikkat çekicidir ve Hz. İsa'nın doğum gününün 25 aralık olamayacağını ortaya koymaktadır. Ortadoğu'da eylül-ekim aylarında hurmalar ağaçtan düşecek kadar olgunlaşır. Yani İsa'nın 25 Aralıkta doğması imkansız... Peki neden bu böyle belirlendi? Neden 25 Aralık???? 

Pagan(Putperest) dini olarak geçen Mısır inancında, Horus Güneşi yani aydınlığı ve Güneşin doğuşunu (yükselişi) temsil eder, artık bunu herkes ezberledi... 


Dünyada en uzun gece 21 Aralık’ta yaşanır . Bu tarihten itibaren güneş tam 3 gün daha ufuk çizgisinde kalır ve ilk defa 25 Aralık’ta yükselmeye başlar. Gündüz geceyi yener ve 25 Aralık'tan sonra gündüz (aydınlık) dünyaya hakim olmaya başlar. Yani 25 Aralık Horus'a atanmış bir gündür... Aynı zamanda 25 Aralık, Kur'an ne kadar inkar etse de, Hristiyanlarca Noel yani Hz. İsa'nın doğduğu gün olarak kutlanmaktadır...

Horus'un güneşi... Horus'un aydınlığı... 

Tıpkı Horus gibi Güneşin yükselişiyle ve Aydınlanmayla anılan tek peygamber kim? Hz. İsa... Hristiyanlık inancındaki Hz. İsa... Constantinin ve sonrakilerin göz göre göre putlaştırdığı Hz. İsa...


Hz. İsa, Pagan inançlarına göre tamamen putlaştırılmış bir peygamberdir. Kur'an gelecekte bu çelişkilerin doğacağını bilircesine ayetler içeriyor... Örneğin Meryem suresi, bilim adamlarının da söylediği gibi Hz. İsa'nın 25 Aralıkta doğmadığını söylüyor.

Hristiyanlar ne gün kiliseye giderler peki? Pazar günü... Yani Sunday SUN=GÜNEŞ... SUNDAY...

Hristiyanlık'ta Teslis (üçleme) inancının olduğunu söylemiştik... Bu inanca göre (baba-oğul-kutsal ruh=teslis) Hz. İsa'ya Tanrı'nın oğlu veya Tanrı'nın kendisi denmekte... Peki bu nereden geliyor? Hemen açıklayayım... Mısır inancında da Teslis yani üçleme vardır... HORUS-OSİRİS-İSİS... Üçü de yüce varlık olan Güneş'i yani Mısır Tanrısı'nı (şeytanı) temsil eder...
Dosya:Egypte louvre 066.jpg
İznik konsülünü düzenleyen Pagan İmparator Constantin Hristiyanlığı kendi inançları doğrultusunda değiştirmiştir...
Aynı zamanda Hristiyanlığın Kur'an'la çeliştiği bir nokta daha vardır ki bu Dan Brown'un Kutsal Kase masallarını yazmasına sebep olmuştur. O da şudur: Hristiyanlıkta Hz. İsa'nın çarmıha gerilerek öldürüldüğüne, gömüldüğüne ve yeniden dirildiğine inanılır. (Bkz. Paskalya bayramı) Çarmıha gerilme ve yeniden dirilme Hristiyanlıkta çok kutsal ve önemli bir yere sahip...

Halbuki Kur'an bunu kesinlikle ama kesinlikle reddeder...

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesinlikleöldürmediler. Hayır; Allah onu kendine yükseltti..." (Nisa suresi 157-158. Ayet) 

Hristiyanlıkta çarmıha gerilme olayının yaşandığı yani İsa'nın çarmıha gerildiği, öldürüldüğü ve daha sonra dirildiği kabul edilir. İslam ise bunu kesinlikle reddeder.

"Allah Onu kendine yükseltti" ve onun yerine başkası çarmıha gerildi der... İsa'nın çarmıha gerilmesi ve dirilmesi 4 İncil'de de geçer ve Hristiyanlar için bu yeniden dirilmesi çok kutsaldır...
Hz. İsa Kur'an'da yazdığı gibi öldürülmemiş ve dirilmemiştir...

Peki bu İncilleri hazırlatanlar o dönem neden böyle bir şey yaptılar? Çünkü inançları Pagan(putperest) dinleriydi... Mısır'da Güneşin ve aydınlanmanın Tanrısı olan Horus ölmüş ve yeniden dirilmiştir. Bundan da önemlisi yine o dönemin en büyük Pagan Tanrılarından, şarap Tanrısı Dionysos da mitolojide öldürülür, gömülür ve yeniden dirilir. Hatta Romalı paganlar bu Dionysos'un ölüp, yeniden dirilmesini bir ritüel haline getirmişlerdir... Kısacası İncil yazarları da bu dirilme olaylarını yani kendi inançlarını Hz. İsa'ya ve Hristiyanlığa uyarladılar...

Yahudiliğin ve Tevrat'ın nasıl bozulduğunu anlatmıştık. İncil de sikimperest insanların saçmalıklarıyla yazılmış, insanlığa yapılmış büyük bir şakadır... Yani sizin anlayacağınız Kur'an'ın da dediği gibi Tek doğru din İslam ve tek doğru kitap Kur'an'dır...

"Allah katında (gerçek) din, İslâm’dır." (Al-i İmran, 3/19) 

Bir başka örnek verecek olursak  Hz. İsa'nın suyu şaraba dönüştürme saçmalığı vardır... Kur'an'da bu konu hakkında hiç bir ayet yok ki zaten Allah'ın yolladığı kitapların ana hedefi insanlara erdemi hatırlatmak ve iyi ahlaki öğretmektir... Yani Hristiyanlık'taki gibi sadece bir peygamber üzerinde durup onu putlaştırmaz...

Hz. İsa Yuhanna İncilin'de anlatıldığı üzere bir düğünde suyu şaraba çevirmiştir. Ve oranın halkına, ahalisine bu şarabı sunmuştur... (Yuhanna 2: 7.-8.-9. cümleler) Gelin size bir şey daha söyliyim... Hani şu pagan şarap Tanrısı vardı ya, ölüp dirilen ve Hz. İsa'nın benzetildiği Dionysos... Onun da hikayeleri var biliyor musun? Aynı Tanrı, ölüp dirildiği gibi suyu şaraba çevirmiştir...

"Allaa Allaaa şu işe bak... Nasıl olur yaafff??? Adamlar İsa ile Dionysos'u aynen benzetmişler hatta birbirinin aynısı" diyorsun de mi? Aferin sana o zaman, sende bir beyin olduğunu kanıtlamış oldun... İznik Konsulünde kabul edilen İncilleri yazanlar resmen Pagan inançlarını Hz. İsa ve İncil'e aktarmışlardır...

Ve artık Hz. İsa'nın putlaştırılması hakkında son darbeyi koyuyorum... Hz. İsa'nın Yuhanna İncil'inde şu sözleri yer almakta:

"İsa onlara şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu’nun bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz." (Yuhanna 6:53 )
"Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim. (Yuhanna 6:54 )  
"Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir." (Yuhanna 6:55 )
"Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda.” (Yuhanna  6:56 ) 

Yuhanna İncilinde geçen bu cümleler Hz. İsa'nın son akşam yemeğini anlatır. Hristiyan inancına göre Hz. İsa ölmeden bir önceki gece, yemek vermiştir ve insanlara Kutsal Kase'den şarap sunmuştur... Hatta bu olay o kadar meşhurdur ki Da Vincinin "son akşam yemeği" adlı tablosu bile vardır...
İşte komplo teorileri burada başlar... Dan Brown'un ve "Kutsal kan Kutsal Kase" kitabının yazarlarının öne sürdüğü "İsa'nın varisi" teorileri bu tablo üzerine ortaya çıkarılmıştır... 
 Hatta bu olaydan sonra yani Yuhanna İncilinde geçen, İsa'nın "bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir, bedenimi yiyip, kanımı içen, bende yaşar, ben de onla" sözlerinden sonra Hristiyanlar'da bir gelenek başlamıştır... Bu gelenek bir ritüeldir(ayin)... Bu ritüel özellikle katolik ve ortodokslarda sıkça yapılır. 
Ritüelde ekmek bölünür, İsa'nın eti ya da bedeni temsil edilerek yenir... Kırmızı şarabın ise gerçekten İsa'nın kanına dönüştüğüne inanılır ve  İsa'nın kanı diye içilir... Bu olay insanlarca ŞARAP-EKMEK diye bilinir... 
Hristiyanlarda müthiş bir önem taşır... 
Bu konuda onlarca şarkılar-türküler yazılmıştır... Hatta Hristiyanlarca çok meşhur bir ilahi vardır "One bread one body (bir ekmek bir vücut)" diye...Alttaki videoda Hristiyan ahali toplanmış aynı ilahiyi, Hristiyanlık inancını yansıtan kıyafetlerle, ilahiler eşliğinde, söylüyorlar. (açılmayanlar için video linki: http://www.youtube.com/watch?v=8n2HQNfWHV0&feature=related), 
Ve hatta bak bir video daha vereyim bu videoda rahiplerin aynı şeyi yaptığını görecekseniz: videoyu alta koydum linkini isteyenler için: http://www.youtube.com/watch?v=OshpSD0z1ts Şarap içip, ekmek yiyorlar. 
Yani tüm bunları götümden uydurmuyorum, gerçekten var olan şeyler bunlar... Heeeeee peki nereden geliyor bu gelenek? İsa ölmeden önce herkese şarap dağıtmış olabilir mi lan? Allah'ın peygamberi olan İsa sizce bunu yapmış olabilir mi? Elbette hayır... Bu ritüel, yani şarap-ekmek ritüeli ve Yuhanna İncil'i, İznik konsülünde Pagan İmparator Constantin'in gözcülüğünde kabul edilmiştir... Gel bakam bu şarap-ekmek nereden geliyormuş bir göz atalım...
Romalılarda Dionysos şarap tanrısıydı ve neredeyse çok kutsal bir Tanrı idi... Dionysoscular sembolik olarak (hatta bazen bir hayvanı kurban ederek onun etini sembolleştirip) Dionysos'un etini yiyip kanını içiyorlardı... Bu sembolik ayin ile Dionysos'un ruhuyla birleştiklerine, ölümsüz olduklarına, arınıp yeniden doğduklarına inanıyorlardı... 

Resmen Yuhanna İncil'ini yazanlar Pagan kültürlerini Hz. İsa'ya uyarlamışlar ve o dönemin halkına Hristiyanlık diye kakalamışlardır...
En can alıcı noktayı sonlara saklıyorum... Şimdilik devam edelim...

Babil paganizminde çok büyük önemi olan Dagon adında bir balık Tanrısı (Babylon fish God) vardır. Dagon hakkında detaylı bir bilgim yok ama Sami kültüründe ve Babil'de çok önemli bir yere sahiptir... Babil kültüründe Dagon ile ilgili birçok sikimtrak heykel ve hiyeroglifler mevcut...

Babil'deki Dagon kültürüne ait tarihi eserler

Hatta bir zamanlar Babil'de Dagon rahipleri, Dagon'a minnettarlıklarını sunmak ve onun yeryüzündeki temsilcileri olduğunu göstermek için balık ağzına benzeyen bir taç takarlardı...
Dagon rahipleri

Peki bu Hristiyan dünyasının liderleri konumundaki Papalar ve kardinaller başlarına ne takar? Hiç dikkat ettiniz mi?
Size bir şeyi hatırlattı mı?

Tıpkı Dagon rahiplerinin taktığı taçları takıyorlar... Balık ağzı şeklinde olan Taçları...

Pagan İmparator Constantin hayatı boyunca pagan ritüelleriyle(ayin) yaşadı, bu ritüeller sayesinde savaşlar kazandı ve mensup bulunduğu dinin, yani Roma Pagan dininin doğru din olduğunu düşünüyordu. Ancak İmparatorluğunda Hz. İsa ve onun dini Hristiyanlık git gide yayılıyor, imparatorun Pagan olması ise halkı rahatsız ediyordu, yani ROMA devleti gidiciydi... İmparator Constantin İsa'dan sonra 325'te İznik konsülünde tüm dini görüşlerini, yani Pagan ritüellerini Hz. İsa'nın üzerinden Hristiyanlığa dahil etti ve ülkeyi yıkılmaktan kurtararak uzun yıllar ayakta tuttu...

Konsülde Matta, Markos, Luka, Yuhanna hariç bütün İnciller reddedildi... Gerçek Hristiyanlığı yansıtan İncillerin hepsi "YANLIŞ KİTAP" olarak değerlendirildi ve bu kitaplara uyanların kafir olacağı belirtildi... Bu yüzden Hristiyanlığın yeryüzünde geçerliliği kalmadı...

Yani özünde gerçekten Allah inancının bulunduğu ve Hz. İsa'yı Tanrı değil, bir peygamber olarak ele alan gerçek İncil'ler konsülde reddedildi ve bu kitaplara uyanların dinden çıkarılacağı belirtildi... Tüm bunlar neticesinde İmparator çok zeki bir adam, bunu kabul ediyorum... Ancak Hristiyanlığın yıllarca insanlığa oynanmış bir oyun olduğu da bir gerçek... Bu yüzden Hristiyanlık, Musevilik gibi bozulmuş ve Allah'ın bir dini olmaktan çıkmıştır... Nitekim Kur'an da tek doğru dinin İslam olduğunu vurguluyor...
"Allah katında (gerçek) din, İslâm’dır." (Al-i İmran, 3/19) 

Tanrı eğer yeryüzünde doğru bir din varsa yenisini niye yollasın... Bu olayı bir para gibi düşünün. Eski paraların değeri geçtiğinde, yeni paralar piyasaya sürülür. Ve artık eski paralar kullanılmaz, kabul edilmez, geçersizdirler... Bu din meselesi de aynen öyle... Tanrı'nın kutsal kitapları bozuldukça, dinler değiştirildikçe Tanrı insanlara yeni bir din yollamıştır.


İşte can alıcı noktaya geldik... George W. BUSH'un ve bir kaç Amerikan başkanının üyesi olduğu Skull and Bones adlı Satanist cemiyeti hatırlıyorsunuzdur umarım. En başta bahsettik bu dangalaklardan... Bu satanist cemiyetin sembolünü tekrar hatırlatayım size...

Bu sembol yıllarca filmlerde, müzik ve giysi Endüstrisinde insanlara kakalanmaya çalıştı. Filmlerde korsanların bayrağında, motorcu ceketlerinde, çizgi filmlerde, takı ve giysilerde kendi öğretilerini insanlara aşılamak ve bunu yaparken de paranızı sömürmek isteyen bu pislik herifler, kendilerinin Lucifer'ın ışığında, hayatın karanlık ilimlerini aydınlattıklarını düşünüyorlar... Heeee oldu, biz de yedik... 

Skull and Bones üyeleri çoğu kişinin kafatasını öldükten sonra toplar ve bu kafatasının bir gizem içerdiğine inanırlar. Bilim ise kafatasının, beynin bulunduğu yer olduğu için, insanın bütün genetik şifrelerini içerdiğini söylüyor. Belki bununla ilgili bir gizem olabilir... Masonlar için büyük bir öneme sahip Mimar Sinan'ın da kafatasının çalındığı söyleniyor. Skull and Bones üyeleri, normal insanlara göre biraz sapıtmış durumdalar, tabi eğer bildikleri bir sır yoksa...

Kiliseye bakacak olursak, Papalar, BUSH ailesi ile içli dışlıdır. Nitkekim başa getirilen tüm papaların mason olduğu söylenir. Bu ne kadar doğru bilinmez ancak Papaların, satanist BUSH ailesi ile samimiyeti oldukça yüksek...

Şimdi bu neden böyle? Yani Hristiyanlık lideri olan papa, satanist biri olan BUSH ile neden içli dışlı olsun? Beni bundan sonra iyi dinleyin, zira anlatacaklarıma dayanamayabilirsiniz... +31 lik konulara giriyorum haberiniz olsun, 31 yaşından küçükler okumasın...

Şimdi bak panpiş, bu anlatacaklarımın sana hiç biri televizyonlarda anlatılmaz. Ancak sen benden duyduktan sonra olaylar kafanda şekillenmeye başlayacak o yüzden iyi oku bu yazılanları... Papa, bir satanist olan BUSH ailesi ile neden içli dışlı görelim hep beraber...

Hristiyanlıkta yüzyıllardır bir gelenek vardır. Bu gelenek özellikle Katoliklerde aksatılmadan devam edilir... 


Geleneğe göre bazı Kardinaller, azizler ve diğer din adamları, dini kıyafetleri ve kutsal eşyalarıyla birlikte, öldükten sonra bir çeşit yöntemle mumyalanıp, yüzleri maskeleniyor ve belli müzelere defnedilip çürümeye bırakılıyor. Bunu bazen ölüyü cam fanusun içinde bırakarak, bazen de havayla temas edecek şekilde belli ortamlara bırakarak yapıyorlar... Yani ölen kişilerin çürümesini bekliyorlar... 

Bu gelenek yüzyıllardır var... Nitekim 1600'lü yıllarda ölen azize St. Rose, aynı yöntemle mumyalanmıştır... Geleneğe göre mumyanın yüzü özel bir maske ile kaplanıyor. Bu maske ölen kişinin yüz hatlarını tamamen örterek, onun yüzünün şeklini alıyor. Yıllar geçtikçe, insan derisi çürüyor, kafatası ortaya çıkıyor, ancak bu maske biraz yıpranmış olarak halâ ölen kişinin yüzünde kalıyor... Eğer maske uzun yıllar çürümemişse bu ölen kişinin şerefini ve günahını yansıtıyormuş... Yüzün çürümemesi ise onun iyi ve kutsal biri olduğunu gösteriyormuş...
Bu mumya, 1600'lü yıllarda ölmüş, St. Rose adında bir rahibeye ait... 400 yıl önce ölmüş olan bu mumyanın yüzü tamamen çürümüş halde... Yüzünün böyle hiç yıpranmamış gibi kalması maske sayesinde gerçekleşiyor... Yoksa gerçek yüzü çürümüş halde... Sadece kafatası ve kemikleri olduğu gibi duruyor.
Papa 16. Benedict azize St. Rose'yi ziyaret etmekte...
İşte tüm bu mumyalı bedenler zaman geçtikçe çürüyor ve geriye sadece azizin veya azizenin kemikleri ve kafatası kalıyor...
Bak mesala 1800'lü yıllarda ölen Aziz John Bosco diye bir rahip var... Bu adam 200 yıl önce ölüyor... Yüzü sanki hiç yıpranmamış gibi...

Hatta bu gelenekte Papalar ve din adamları, kendilerinden önceki ölenlerin mumyalanmış bedenini ziyarete giderler... Alttaki resimde afyonkeş rahibin biri, John Bosco'nun mumyasını gelenek gereği ziyaret ediyor...

Ve bu mumyalar çoğu godoman amcalar için ziyarete açıktır. Parayı basarsan sen de görebilirsin yani... Altta Don Bosco okulunun rektörü, okulun kurucusu aziz John Bosco'nun bedenini 2010 yılında 11 Eylül saldırılarını anarken ziyarete gidiyor... 

Azizin adını taşıyan okul 2010 yılında 11 Eylül-9 Ekim arası bu mumyayı Amerika turuna çıkardı ve mumya çoğu kişilerce ziyaret edildi... Mumya uçaklarla, gemilerle Amerika'nın neredeyse her eyaletine götürüldü ve halka tanıtıldı... 11 Eylül ve 9 Ekim arası... 9-11

11 Eylül'ün bir satanist ritüeli olduğunu bilmeyen kaldı mı? Sözde İslami terör örgütünün üzerine atılan bu olay tamamen satanist Yahudilerin tezgahıdır... Kabala'daki Sefirot şemasında 9-11 ritüelinin, Tanrı'yı yok sayma ve şeytana ulaşma ritüeli olduğunu açıklamıştım... (bkz: 11 Eylül ve Satanist Ritüeli
Sizce Aziz John Bosco adlı İbrani kökenli (Yahudi) adamın mumyasının, 2010'da, başbakanların sırasıyla YENİ DÜNYA DÜZENİNİ ilan ettikleri sırada, 11 Eylül ve 9 Ekim arasında, görücüye açılması bir tesadüf mü??? Bu adamlar sanmadığınız kadar piskopat...
Bazı mumyalar gerçekten yıllarca nasıl canlıymış gibi kalıyor ben de hayret ediyorum... Mesela 1463 yılında ölen İtalyalı bayan rahibe Catherine (Catherine of Bologna) 560 yıldır çürümeden duruyordu... Ve Papa dahil tüm Hristiyan alemi Tanrı'nın onun bedenini kutsadığını, bu yüzden çürümediğini söylüyorlardı... Katerin Vatikan için çok önemli bir unsur haline gelmişti... Hatta onun mumyasını Vatikan'da tahta otururken görmüş olanlarınız vardır... Bu adamlar tamamen pagan ve putperest öğretilerle yaşıyorlar...
Ne desem bilemedim ki? Ulan bizler ölünün bedenine yaklaşmaktan korkarız, adamlar onun ölüsünü soyuyor, giydiriyor, tahta oturtuyor, bakım yapıyor... Tamam ölüye değer verilir ancak bu kadar da değil mına koyyim... Bu ne lan???? Ritüelleri tamamen Paganlık ve Luciferianizm'den geliyor... Fotoğraflar feyk değil... İnanmayanlar şu koyu katoliklerin sitesini ziyaret etsin: http://curiousexpeditions.org/?p=57, hatta şuraya da bir göz atın http://www.catholic.org/saints/saint.php?saint_id=111 hatta buraya da bak da beyninin tatmin olmayan bir noktası kalmasın: http://www.marypages.com/CatherineofBologna.htm

Adamlar resmen ölünün bir gizeminin olduğuna inanıyorlar... Mumyayı tahta oturtmak ne lan? Neyin kafasında abi bunlar?

Zamanla bu mumyaların tamamen derisi çürüyor, geriye sadece kafatasları ve kemikleri kalıyor...
Gün gelince, deri tamamen çürüyünce, mumyalı maske çıkarılıp ölünün kalan kemikleri ve kafatası kilise tarafından muhafaza edilmek için alınıyor... Mesela altta Catherine of Bologna'nın (yani yukarıda tahtta oturan rahibenin) kafatası ve eli var...

İşte asıl gelenek burada başlıyor... Beden çürüdükten sonra ortaya çıkan kafatası ve kemikler (skull and bones) önce halka açık yerlerde gezdirilip, insanlara gösteriliyor sonra özel yerlerde, kiliselerde ve hatta Vatikan'da muhafaza ediliyor...
Kafatasının altın bir kafeste taşınmasının bir sebebi yok... Daha doğrusu ben bilmiyorum...
Abi bildiğin sokakta bir kafatası geçidi yapıyorlar lan... Kendilerinin Allah'a ibadet ettiğini sanan Hristiyan halk da bunu izliyor... Bilinçli ya da bilinçsiz olarak...
Romalı rahip ve kardinaller yalnız değiller... Bunu bilinçli olarak izleyen, altında neyin yattığını bilen, şeytana hizmet eden yüzlerce insan, Romalı Katolik rahiplere eşlik ediyor...
Bu kafatası Fransa'da bir kiliseye defnedildi... Altın bir kafesin içinde bekliyor... Yüzlerce insan sebebini bilmeden sadece Hristiyanlığın bir geleneği olduğu için bu kafatasına dua ediyorlar... Bir kafatasına dua mı edilir lan? Dua yalnızca Allah'a edilmez mi olum? 
Kafataslarının bir gizeminin olduğunu düşünerek onları muhafaza ediyorlar...
436kb jpg photograph of the skull of Saint Agnes of Rome, Saint Agnes in Agony Church, Piazza Navona, Rome, Italy; swiped with permission from the flickr account of Brother Lawrence Lew, OP
Sadece bununla yetindiklerini mi sandınız... Şimdi göstereceklerimi ilk kez görenler biraz şaşırabilirler...

Burası tamamen ölülerin kafatası ve kemikleriyle doldurulmuş bir Katolik mabedi
Burası Polonya'da bulunan bir Şapel... İçerisi tamamen kuru kafa ve kemiklerle donatılmış... Bu şapelin içinde yalnız 5 dakika kaldığını bir düşün... Sadece 5 dakika ve yalnız... Altına sıçacağına garanti veriyorum...
File:Poland - Czermna - Chapel of Skulls - interior 06.jpg
Seni bıraksalar donuna sıçarsın ama adamlar burada ibadetlerini yapıyorlar... Ulan burada Allah'a nasıl ibadet edebilir lan bir insan? Abi o mahzene girdiğini bir düşünsene... Allah'a(God) ve İsa'ya(Jesus-God's son) dua etmek için bu kadar kuru kafa ve kemiğe ne gerek var bre beyninin her bir kıvrımına döl akıttığımın papazları siziiiiii...

Image of Kaplica Czaszek: The Chapel of Skulls located in Czermna, Poland
Abi burada Tanrı'ya ibadet etmek imkansız... Öyleyse nasıl bir varlığa ibadet edilir sence? Şeytan olmasın sakın... "Yok yeeeaaaaa ne alakası var ehöhühöö"
Heeeee tamam bak ne alakası var gösteriyim şimdi sana... 
Gel bak şimdi adı  "Czermna Skull Şapel" diye geçen, içerisi tamamen kuru kafa ve kemiklerle doldurulan şapelin dışına bir bakalım...
"Ne var orda la piramit ve göz mü??? Yok yaaaa ne gözü ne piramidi? Lady Gaga'nın götü değil ki orası... Piramit ne arar la kilisede???"

Bak şimdi burası da "Santa Maria della Concezione dei Cappuccini"... Böyle isim mi olur amk... Neyse, burası 1626'da Papa VIII. Urban tarafından yaptırılan bir kilisenin altında yer almakta... 
Dosya: Cripta Cappuccini.jpg
Bu da aynı kilisenin başka bir odası...
Tam gaz devam edelim... Sırada çok ünlü bir kilise var... Kilise dünyaca meşhur olan İrlanda'daki St. Michan kilisesi... Ahanda vikipedi adresi http://en.wikipedia.org/wiki/St._Michan's_Church isteyen okusun entelleşsin...

Sadece bu kiliseler değil... Daha yüzlercesi mevcut... Ancak bir robot olmadığım için hepsini buraya yazacak değilim... Biraz araştırırsanız, kendinizde bulabilirsiniz...

İyi de kankeyta bu kafatası ve kemikler resmi bir satanist cemiyet olan Skull and Bones'un işareti değil mi? Bu kafatası ve kemikleri ilk başta belirttiğim gibi Skull and Bones üyeleri toplamıyor mu? Ayrıca tarikatın ismi ve amblemi de buradan gelmekte zaten: Skull(kafatası) and Bones(kemikler)
Bak bunlara hala teori diyen, her gün Nişe okuyan entel dallaması seniii... O kitabı alır götüne sokarım bok diye sıçarsın... Sizin derdiniz ne olum? İlla gerçekleri size anlatabilmek için Nişe mi olmak lazım? İlla Atayız mı olmak lazım? O zaman mı dediklerimize inanacaksınız???? Beyninize işiyim sizin... Görün lan artık gerçekleri... Hem bak bunları öğrenince daha da entel olursun merak etme... 

Yeni gelen arkadaşlar sizi arkalara alalım...

Ne hikmetse Skull and Bones adlı satanist cemiyetin öğretileri ile Kilise ve Hristiyanların öğretisi birbirine çok çok çok benziyor... Entel kardeşim bak şimdi aynı işaretler nerelerde de kullanılıyor...

Masonlukta en önemli etmen sembollerdir... Mason locaları tamamen sembollerle süslenir ve donatılır. Ancak bu sanat olsun diye yapılmıyor. Kabala'dan gelen bu kültürde, sembollerin insanlar üzerinde bir etki bıraktığına ve bazı güçleri irtibata geçirdiğine inanılıyor... Hristiyanlık da Masonluk da özünde satanizmi barındırıyor...

Satanizm diyince gine kıs kıs güldün demi piç... Kıs kıs gülüyorsun çünkü satanist diyince aklına saçını mora boyayan, rock müzik yapan ha bire sikişen gençler geliyor... Ama değil amına koyayım değil... Ön yargılarını siktiğimin evlatları anlayın lan artık.... Satanizm sizin sandığınız kadar çocuksu bir şey değil, komplo teorisi de değil...  Sandığınızdan çok daha farklı bir kavram... Satanizm... Satanistlere göre şeytan sizin korktuğunuz gibi varlık değil... Hatırlayın Roger Morneau'nun dediklerini...



Hazır olun şimdi uçuşa geçiyoz, dehşet bilgiler sunacam size... Van tu trii... lets gooo...

Bak şimdi Masonluk-Hristiyanlık ve satanist cemiyeti olan Skull and Bones arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için şu videoya bir göz at: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=GnYoocSfrzE
Altta da bir adet kopyasını koyuyorum videonun...
Videodaki adam Antony C. Sutton... Bu kuru kafa ve kemikler geleneği ve satanizm hakkında derin araştırmalar yapan bir adam... Konuşmalarında sık sık Secret Society kelimelerini duyarsınız. İşte bu Sikrıt Sosyeti'yi :D:D duyduğunuz yerde bir durun, biraz düşünün... Çünkü Secret Society (gizli topluluk) denilen yerde kastedilen ya masonlardır ya da satanisler... Bu emicenin başka videolarını da izlerseniz Skull and Bones adlı bir satanist cemiyetin Amerika'yı yönettiğini ve BUSH ailesinin bu örgütün kurucusu olduğunu söylüyor... America's Secret Establishment adlı kitabında bu örgütün masonluğu da kontrol ettiğini anlatıyor...

Mesela masonlarda TEFEKKÜR ODASI ve ÖLÜM ODASI denen yerler vardır... Buralar aşırı karanlık mabedlerdir. 
Yeni üye olan biri eğer locada Tefekkür odası varsa, orada bir süre yalnız bırakılır... Donuna sıçcak mı sıçmıcak mı diye test ediyorlar herhal... ehe

Tefekkür odaları tamamen Lucifer'e adanmış mabedlerdir... 

Buralara masonlukta V.İ.T.R.İ.O.L adı verilir... VITRİOL'ün açıklamasını sayfa sayfa anlatacak değilim. İnternette bir arkadaşımın yazdığı tanımlamayı paylaşayım kısaca: "Vitriol bir simya terimidir. Latince’de 7 sözcükten oluşan “Visita Interiora (Interiorem) Terræ (Tellus) Rectificando Invenies Occultum (Operae) Lapidem” cümlesindeki sözcüklerin baş harflerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş sembolik bir ifadedir. Bu cümle Türkçe’ye “Dünyanın derinliklerini (içini) ziyaret et, damıtırken (arıtırken) gizli taşı (felsefe taşı'nı) bulacaksın.” biçiminde çevrilir. Bu cümledeki yeraltına inme sembolizmiyle belirtilmek istenen, pek çok inisiyatik tradisyonda cehenneme iniş olarak ifade edilen deneyimdir. Bu cümlede simgelenen anlam “arınıp saflaşmak istiyorsan cehenneme iniş deneyimini yaşamalısın” olarak ifade edilir."

Bu Tefekkür odaları ya da VITRIOLLER masonlukta büyük öneme sahip. Masonluğun özünü oluşturuyor... Peki Mason biraderler ne yapıyormuş orada tekrar edeyim mi? "Arınıp saflaşmak için Cehenneme iniş" gerçekleştiriyorlarmış... 

Gelin bakalım bu şeytana adanmış mabedler nasıl bir yere benziyor???
V.I.T.R.I.O.L'lerde Dan Brown'un deyimiyle masonlar EVRENİN ULU MİMARI olan Tanrıya ulaşıyorlarmış... 
Alla Alla bak sen şu işe... Eeeeeee... 

Ulan edebiyat yapmaya ve her zaman konuları alttan alıp, ılımlı yaklaşmaya gerek yok... Tek doğru din ne? İslam değil mi olum? Peki İslam sence böyle bir şey ister mi? Daha doğrusu bu şeytana adanmış mabedlerde Allah anılabilir mi lan? Bunlar Evrenin Ulu Mimarı derken hangi Tanrı'dan bahsediyor??? Bizdeki Allah olmadığı kesin... Ulan illa Allah'ı bir mabedde anmak istiyorsan camiye git pezevenk... 

Noldu lan? İslam ve Allah diyince bir an öyle kusacakmış gibi baktın ekrana? 
Olum İslamın doğru din olduğunu söylemek ve savunmak neden bağnazlık oldu günümüzde? Niye korkuyorsunuz lan Allah'ın adını ağzınıza almaya? Merak etmeyin lan bişi olmaz... Millet ne gözle bakarsa baksın sana... Allah'a inanıyorsan korkusuzca söyle onun adını... Kim ne derse desin amk... İlla Allah'ın adını ağzına almak için Fetullah mı olmak lazım? Tayyip mi olmak lazım???? 

Tepem tasım attı gene... Neyse devam edelikk...

Bak şimdi yurt dışındaki bir mason locasına götüreceğim sizi...
Şimdilik damalı zemin ve 2 sütundan başka bir şey göremiyorsun değil mi?
O zaman aynı locanın birde başka bölümlerine bakalım... 
Hobbbbaaaa hemen kuru kafalar sırıtmaya başladı bize....

Burası da bir başka locanın duvarı 
En alttaki kafatası ve kemiği görmeyen kaldı mı???? Bunlara teori diyen orospu çocukları tatmin oldunuz mu şimdi??? Hala olmadıysanız bilgisayar fişinizi kıçınıza sokun...

Bak bu adam da bir mason, FEYZ DE BENİM ARKADAŞ KENDİSİ... ciddiyim lan

Aha bak adresi: http://www.facebook.com/Robert.Herd.198,
feyzbuka üye olan bir sürü mason var...

Abi bu işler küfürlük şakalık konular değil artık lan... Uyanın lan görün gerçekleri... Hristiyanlık da Yahudilik gibi şeytana hizmet ediyor... Masonluk-Hristiyanlık-Yahudilik... Hepsi ama hepsi satanist öğretilerle dolu...

Hz. İsa'yı öldüren Romalı Yahudilerdir... Ve Hristiyanlığı değiştirip, insanları yanlışa saptıranlar da onlardır... İsa'dan sonra 325'te İznik konsülünde Allah'ın dinini kendi inançlarınca değiştirmişler ve o günden bu güne dünyayı yönetmeye çalışmaktadırlar... 

İLLUMİNATİ (bunu siktir et çünkü herkes götünden anlıyor) ve MASONLUK ise günümüzdeki maşalarıdır...

Bak şimdi size bir kaç kilise gösteriyim, o zaman fişi kıçınıza sokmanıza gerek kalmadan ikna edebilirim belki sizi... Ahanda burası Polonya'daki bir katolik kilisesi: MOCNI NADZIEJA... Gogıl babada ara bak bakalım nasıl bir kiliseymiş neler yapıyormuş kendin gör...

Rahibin arkasındaki işaretleri kes haccciiiiii

Burası da başka bir kilise...

Bratislava'daki "Blue Chuch" kilisesi

Sırada Budapeşte var... St. Anne kilisesi...

Olum bunların hepsi ama hepsi tezgah... Hristiyanlık da şeytana hizmet ediyor... 1994'te yayımlanan illuminati kartlarını bilmeyeniniz var mı???? Bak şimdi o kartlardan bir tanesini göstereyim size...
Papa: "İsa'nın yüce ruhu adına, Tanrı sizi korusun" 
Halk: "Ameeeeeeeeeeeennnnnn!.."

Papa: "Lan lucifer seni Tanrı gibi gösteriyoz lan halka, bu kıyağımızı unutmazsın ilerde de mi lan?"
Lusifer: Yok la kanki ne unutcam... Dünyayı ele geçirek, sonra konuşuruz bunları
Papa: OK BAY, Sİ YU LEYTIR
Lusifer: Tamam panpiş, öptüm...

Olay aynen bundan ibaret... 

Hristiyanlık İznik konsülünde Pagan inancına ve Pagan Tanrılarına göre değiştirildi... Bu pagan Tanrıları ise şeytanı temsil ediyordu... İlerleyen çağlarda kilise ve Hristiyanlık tamamen güç ve para peşinde olan Luciferianistlerin eline geçti... Günümüzde de bütün Hristiyan gelenekleri (örneğin şarap-ekmek, haç çıkarma, üçleme, kafatası ve kemik toplama ve onlara dua etme) satanist ritüeller içerir...

Şeytan sanmadığınız kadar zeki bir varlık... Onu üstat olarak kabul eden insanlar da... 


Size yılanın, şeytanı ve onun sonsuzluğunu temsil ettiğini söylemiştim değil mi???
Hristiyan din adamları ve Yılanalar... 
Hmmmm entrasan değil mi???
Ulan sığır, ne entrasanı? Hristiyanlığın özünde de satanizm yatıyor... Kavra artık gerçekleri...
Bunu açık açık dile getirmek isteyen insanlar gün gelince Skull and Bones adlı satanist Cemiyeti kurmuşlardır...

Şu papazlar hakkında bir kaç resim daha var... Resimler hakkında yorum yapmayacağım... Yorum size kalmış...
Duydunuz mu zilin sesini? İşte o beyninize vuran gerçeklerin sesi...
Haaa şu İsa tasvirlerine gelelim şimdi... Şeytanın temsili resmi Baphomettir... 
Baphomet zıtlıkların oluşturduğu bir Lucifer, yani şeytandır... Memesi ve Siki olduğu için ne erkek ne dişidir... Başı keçi başı, vücudu insan gibi olduğu için ne insan ne hayvandır... Bir eli yukarıyı bir eli aşağı gösterir vb... Baphomet Skul and Bones üyelerine göre Lucifer'i temsil etmekte... Yani şeytanı...
 BAPHOMETTTT
Nisa suresi 117.’ci ayet: Onlar, O(Allah) 'nu bırakıp da (birtakım) dişilere taparlar. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar.


Solda Estonya'da bir kilise var... Sağdaki Amerika'nın kurucusu aynı zamanda bir mason olan: Washington... Ortadaki de Baphomet...


Burda da İsa'nın başka bir tasviri var... Şeytan ile aynı...

Hristiyan önderleri İsa'yı değil, Deccal'i yer yüzüne indirmek istiyorlar... Nitekim BUSH (evangelist) gibi satanist aileler konuşmalarında "Biz de Hristiyanız babacım, çaktırma, kaynayalım... " gibisinden konuşmalar yapıyorlar...

Deccal ne diye sorarsanız, çoğu kişi onun tek gözlü bir varlık olduğunu söylese de ben biraz farklı yorumluyorum... Deccal bir sistem olabilir... Hz. Muhammed "insanlığın başına gelecek en felaket şey" diye bahseder... Bir gözünün kör olmasını direk tek gözlü olarak yorumlamamak lazım...

Nitekim Kur'an'da Güneş batıdan doğunca kıyamet kopacak denir. Çoğu kişi bunu direk mealinde geçtiği gibi yorumluyor ancak Kur'an çok gizemli bir kitap olduğu için bana göre buradaki Güneş, ilmi ve bilimi temsil ediyor... Tarihte bilim devamlı Doğu'da gelişmiştir ancak dünyanın şu uzatma dakikalarını oynadığı devirde Bilim Batı dünyasına ait... Bana göre kıyamet alameti bu olabilir... Yani bir gün uyandığınızda Güneş Doğu'dan doğarken kıyamet kopuyorsa şaşmayın derim ben... 

Tabisiki benimki sadece yorum... En doğrusunu Allah bilir...

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...