16 Aralık 2011 Cuma

DİYARBAKIR PROTESTAN KİLİSESİNİN YASA DIŞI MİSYONERLİK ÇALIŞMALARI VE PAPAZA ABD DESTEĞİ..BU KADARDA OLMAZ DEDİRTEN BİR YARDIM

 ABD'de basılan ve Protestanların el kitaplarından sayılan "Operations World-Hedef Tüm Dünya"nın 1993 yılı baskısına göre, misyonerler Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde 200 vatandaşımızı Hıristiyan yapmayı başardılar. Kuzey Irak'ta ise sayının binlerle ifade edildiği belirtiliyor. 1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana ABD ve Batı'dan gelen NGO'ların (hükümet dışı kuruluşlar) ve birlikte çalıştıkları Çekiç Güç'ün bu faaliyetin merkezinde oldukları ise bizzat TBMM'de defalarca dile getirildi.

    Diyarbakır'da 1999-2000 yıllarında bölgeye giden yabancı misyonerler yaklaşık 30 aileyi Protestan yaptı. Diyarbakır'ın göbeğinde Sur beldesi Lalepaşa mahallesinde 2001 Haziran'ın da kilise inşaatının temeli atıldı. İnşaatın ruhsat tarihi 5 Haziran 2001. Ruhsat, Ahmet Güvener adına kayıtlı. Güvener, son yıllarda Diyarbakır'da faaliyet yürüten Batılı misyonerlerin Hıristiyanlaştırdığı kişilerden biri. Sur Beldesi'nin Belediye Başkanı o dönem HADEP'li Cezair Serin'di.

    "Kilisenin önderi", Ahmet Güvener, kendisi gibi misyonerlerin Hıristiyanlaştırdığı Kemal Teymür'le birlikte daha önce Diyarbakır'da izinsiz İncil dağıttıkları için gözaltına alındı. Sonra da şikâyet üzerine haklarında dava açıldı ve Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde İslamiyete ve Hz. Muhammed'e hakaret ettikleri gerekçesiyle yargılanmaya başladılar.

    Davanın dosya numarası: 2002/788.

    Bu iki misyonerin savunma avukatı ise meşhur Şeyh Sait'in kardeşi Şeyh Tahir'in torunu Muhammed Akar'dı! Misyonerlerin Diyarbakır'da 5 Şubat 2002 tarihinde görülen duruşması için iki Amerikalı ve iki Alman gazeteci geldi. Av. Bakar da, misyonerlerin avukatı olarak duruşma salonunda yerini almıştı.

    9 Ekim 2002 tarihinde Brüksel'de açıklanan AB İlerleme Raporu, Türkiye'deki misyoner faaliyetine AB desteğini gözler önüne serdi. Raporun 38. sayfasında "Din Özgürlüğü" bölümünde aynen şöyle deniyor: "Protestan topluluğu, kilise açmak için kiralık yer bulma ve yeni kiliselerin inşa edilmesi konusunda dikkat çekici idari problemlerle karşılaşmaktadır. Fakat Diyarbakır'da yeni bir Protestan Kilisesi inşa edilmesine 2002 Temmuz'unda yetkililer tarafından izin verilmiştir."

    "Yetkililer" göz göre göre konut olması gereken, "toplantı salonu yapmak için" alınan inşaat ruhsatıyla üç katlı kilise yapılmasına göz yumdu.

    Diyarbakır'daki kilise inşaatı durdurulunca ABD Dışişleri hemen devreye girdi. ABD Dışişleri 2001'in son günlerinde yayımladığı "Dünyada Din Özgürlüğü" başlıklı yıllık raporun Türkiye bölümünde "Sonradan Hıristiyan olanlara baskı yapıldığı" iddiası yer aldı. Raporda, Hıristiyan ve Musevilerin Türkiye'de ibadetlerini özgürce gerçekleştirdikleri, ancak sonradan Hıristiyan olanların baskı gördüğü öne sürüldü.

    Bu tartışmalardan iki yıl sonra Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Aria Oostlander, PKK'ya yakınlığıyla bilinen Özgür Politika gazetesine yaptığı açıklamada, aynen şu sözleri söyledi: "Diyarbakır'da küçük bir Protestan cemaatiyle de tanıştım. Çok barışık bir gruptu ve yetkililer kendi imkânlarıyla bir kilise salonu inşa etmelerini engellemiş. Türkiye'nin AB nezdindeki büyükelçisine de bu tatsız olaylar ve azınlıkların korunmasıyla ilgili bir liste verdim. Türkiye'nin gerçekten iyi niyetli olduğunu kanıtlamak istiyorsanız, lütfen bu sorunu iki haftada çözün dedim."

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...