18 Nisan 2011 Pazartesi

1.Bölüm:Amacımız Hiristiyanları taciz etmek değildir

Hıristiyanlık Nasıl Tahrif Edildi?
Bütün insanların günahlarına kefaret olarak Hz. İsa(a.s)'ın çarmıhta öldüğü
iddiası Pavlus tarafından ortaya atılan bir inançtı. Bu ise Hıristiyanlık açısından
son derece büyük bir sorun oluşturmuştu. Çünkü Meryem Oğlu İsa Mesih,
gerçekte çarmıha gerilmemişti ve öldürülmemişti.

Başlarken:
Amacımız Hiristiyanları taciz etmek değildir
Hıristiyanlık, ilk başta, Filistin'de yaşayan Museviler arasında doğmuştu. Hz.
İsa'nın çevresinde bulunan ve ona inanan insanların hepsi Yahudi soyundan
geliyorlardı ve Musa Şeriatı'na göre yaşıyorlardı. Bu Musevi inancının en büyük
şartı ise, tek bir Rabbe, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah'a kulluk etmek ve
O'ndan başka bir ilah tanımamaktı.


Ancak Hıristiyanlık bu Musevi dünyadan çıkıp Avrupa'ya doğru yayıldıkça,
farklılaşmaya başladı. Musa Şeriatı'nın temeli olan "Tek Tanrı" inancı garip bir
değişikliğe uğradı ve Hz. İsa'nın kendisi bizzat bir tanrı sayılmaya başladı. Bir
süre sonra da bu garip inanç formüle edildi. Bu inanca göre -haşa- Allah üç
benliğe ayrılıyordu; bir "Baba Tanrı", bir "Oğul Tanrı", bir de "Kutsal Ruh" vardı.
 "Oğul Tanrı" ise, yine bu inanca göre, Meryem oğlu İsa Mesih'ti.

Gerçek İseviler, yani Hz. İsa'ya bir tanrı olarak değil de bir peygamber olarak
iman edenler ise uzun süre bu dejenere dine karşı direndiler. Ama bir süre sonra
sözkonusu dejenere din, siyasi olarak üstün geldi ve kendisini "gerçek
Hıristiyanlık" ilan etti. Zamanla da diğer grubu, yani gerçek İseviler'i tarihten
sildi.

Bu yazı dizisi, Hıristiyanlığın yaşadığı bu büyük dejenerasyonun hikayesidir.
Yazılışındaki amaç ise, Hıristiyanlığa saldırmak ya da Hıristiyanları taciz etmek
değil, onları Meryem oğlu İsa Mesih'in gerçek yoluna davet etmektir. Hz. İsa'nın
gerçekte nasıl bir insan olduğunu, nasıl yaşadığını ve öldüğünü, ardında nasıl bir
inanç bıraktığını göstermektir. Eğer onların bu çağrıya karşı duyarlı
davranabilecek kadar samimi insanlar olduklarını düşünmesek, zaten bu yazı
dizisi yazılmazdı.



Hıristiyan araştırmacılara göre tarih M.S 32...
Romalı askerler, bağnaz Yahudi din adamları ve havarilerden münafık Yahuda
İskaryot Kudüs yakınlarındaki Getsamani bahçesine bir baskın düzenliyor. Hz. İsa
(a.s) dua ile geçirdiği gecenin sabahında karşısında Romalı askerleri ve yahudileri
görünce şaşırmıyor. Ağzından çıkan ilk cümle "aradığınız benim öğrencilerimi
bırakın" oluyor. İncillere göre Romalı askerler Hz. İsa'yı başkahine götürürken
işkence dolu saatler de başlamış oluyordu. Yahudilerin baskısı ile Hz. İsa idama
mahkum edilmişti. Cezası çarmıha gerilmek suretiyle infaz edilecekti. Peki
çarmıhtaki adam gerçekten de İsa (a.s)'mıydı?

Çarmıhtaki adam kimdi?
Bu sorunun cevabı, ikibin yıldır milyarlarca Hıristiyan tarafından aynı şekilde
verilir. Buna göre, Hz. İsa'nın tebliğinden rahatsız olan Yahudi önde gelenleri onu
cezalandırmaları için Romalıları kışkırtmışlar, Roma valisi Pilatus da Yahudilerin
telkinlerine uyarak Hz. İsa'yı ölüm cezasına çarptırmıştır. Hz. İsa önce
kırbaçlanmış, sonra Roma'nın en acımasız idam yöntemi olan çarmıha gerilmiştir.
Ellerinden ve ayaklarından çivilenmiş, bir süre canlı halde asılı kalmış ve bir süre
sonra da ruhunu teslim etmiştir. Ancak, yine Hıristiyan inancına göre, ölümünden
üç gün sonra dirilmiş, öğrencilerine görünmüş, onlarla birlikte yemek yemiş,
sonra da canlı olarak göğe yükselmiştir. Yeniden dünyaya geleceği güne kadar
ise, gökte, Allah'ın katında canlı olarak kalacaktır.
Bu çarmıhta ölüm ve yeniden diriliş inancı, Hıristiyan doktrininin diğer bazı
kavramlarına da temel oluşturur. Pavlus (St. Paul) tarafından formüle edilen bu
doktrine göre, Hz. İsa diğer insanların günahlarına kefaret olmak için çarmıha
gerilmiş, acı çekmiş ve ölmüştür. Bu inanca göre insanlar, doğrudan Allah'a
yönelerek ve O'nun şeriatına uyarak kurtulamazlar, sadece Hz. İsa'ya sığınıp
onun kefaretinden yararlanarak kurtulabilirler. Pavlus bu nedenle Yeni Ahit'e
giren mektuplarında "eğer Mesih dirilmemişse, bildirimiz de imanınız da boştur"
diye yazmıştır. Çünkü Pavlus'un-ki Hıristiyanlığın kurucusu Hz. İsa değil, odur-
tüm "iman"ı, çarmıha gerilip acı çeken Mesih kavramına dayanmaktadır.
Bu ise Hıristiyanlık açısından son derece büyük bir sorun oluşturur. Çünkü
Meryem Oğlu İsa Mesih, gerçekte çarmıha gerilmemiş, öldürülmemiş ve
dolayısıyla dirilmemiştir.
İlk duydukları anda çoğu insan için şaşırtıcı olan bu gerçeği bizlere Kuran haber
verir. Allah'ın son vahyi, çarmıh olayı hakkında şöyle yazmaktadır:
"Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri
nedeniyle de (Yahudilere ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar.
Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa
düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna
ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Hayır; Allah onu
kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nisa,
157-158)
Üstteki ayette geçen "onu öldürmediler ve onu asmadılar" ifadesi, Hz. İsa'nın

çarmıha gerilmediğini ve öldürülmediğini açıkça bildirir. Kuran'da yer alan bubilgi, Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında asırlardır tartışma konusu olmuştur.
Hıristiyanlar, Hz. İsa'nın yüzlerce şahidin gözleri önünde çarmıha gerildiğini,
İncillerin ve diğer Hıristiyan yazılarının bu konuda ittifak içinde olduklarını, bunun
asırlardır milyonlarca inanan tarafından tasdik edilen kesin bir gerçek olduğunu
söylerler.

Oysa durum pek öyle değildir.

Haçı taşıyan adam
Çarmıhtaki adam konusuna bakarken, öncelikle bu konudaki Hıristiyan
literatürüne bir göz atmakta yarar var. Bugünün Hıristiyanları Hz. İsa'nın çarmıha
gerildiğinden son derece emindirler ve bunun tüm Hıristiyan geleneği tarafından
tasdik edilen bir gerçek olduğunu düşünürler. Oysa durum biraz daha farklıdır.
Çarmıhtaki adamın kim olduğu sorusuna Hıristiyanlar arasında da alternatif cevap
getirenler olmuştur. Bunlar, Katolik doktrininde "sapık" (heretik) bir akım sayılan
bir inanca sahiptirler. Akımın adı "Dosetizm"dir.
Dosetizm hakkındaki en önemli bilgiler, Katolik Kilisesi'nin ünlü kurucularından
Rahip Irenaeus'un ikinci yüzyılın sonlarında yazdığı "Sapkınlara Cevaplar" adlı
bildiride verilir. Irenaeus, bu akımın temsilcilerinden biri olan Basilides'ten söz
eder. Buna göre, İskenderiyeli Hıristiyan bir tarihçi olan Basilides, 130-150 yılları
arasında yazdığı yazılarda Hz. İsa'nın çarmıha gerildiğini ısrarla reddetmiştir.
Çarmıha gerilen kişinin gerçekte Hz. İsa olmadığını, onun yerine Kireneli
Simon'un haça gerildiğini, Tanrı'nın Simon'un yüzünü mucizevi bir biçimde
değiştirerek onu Hz. İsa'ya benzettiğini ve böylece Yahudilerin ve Romalıların onu
Hz. İsa sandığını savunmuştur. Hatta Basilides, Kireneli Simon çarmıha gerilirken
Hz. İsa'nın da bu olayı seyrettiğini, sonra da oradan uzaklaştığını ve göğe canlı
olarak yükselerek Tanrı'nın katına çıktığını yazmıştır.
Acaba Basilides bu ilginç fikre nereden varmıştı? Üçüncü yüzyılda yaşamış bir
Hıristiyan teolog olan İskenderiyeli Clement'in yazılarına göre, Basilides kendisine
gizli bir bilginin ulaştığı iddiasındaydı. Anlattığına göre Hz. İsa'nın havarilerinden
Simon Petrus'un tercümanlığını yapan Glaucias adlı bir kişi, bu sırrı Petrus'dan
öğrenmiş ve Basilides de ondan duymuştu. Basilides, Glaucias'tan öğrendiği
bilgilerle, İncillerin yanlışlarını kendisine göre düzelterek yeni bir "İncil" de
yazmıştı.
Peki Basilides'in Hz. İsa'nın yerine çarmıha gerilen kişi olarak gösterdiği Kireneli
Simon kimdi Kireneli Simon, İncillere göre, Romalı askerlerin Hz. İsa'yı çarmıha
götürürken haçı taşıttıkları kişiydi.
Çarmıha gerilen kişiye kendi çarmıhının taşıtılması, bir Roma geleneğiydi. Bu hem
psikolojik hem de fiziksel bir tür işkenceydi. Ancak, İncillere göre Hz. İsa kendi
çarmıhını taşıyamadı, bu yüzden askerler çarmıhı Kireneli Simon adlı adama
taşıttılar. Hıristiyan geleneği İncillerdeki bu bilgiyi yorumlarken, Hz. İsa'nın
çarmıha götürülmeden kırbaçlandığına dikkat çeker ve bunun Hz. İsa'yı güçsüz
düşürdüğünü, bu yüzden çarmıhı taşımadığını anlatır.


Ancak ikinci yüzyılda yaşamış bir Hıristiyan olan Basilides'e göre, çarmıha gerilen
kişi aslında Kireneli Simon'du. Allah bir mucize yaratarak Simon'u Hz. İsa'ya
benzetmiş, iki kişi yer değiştirmiş ve Simon kendisini Hz. İsa'nın yerine feda
etmişti.
Dosetikler arasında bu iddiayı savunan tek kişi Basilides de değildi. Ondan başka
Kilise tarafından "sapkın" sayılan bazı isimler ya da tarikatlar da Hz. İsa'nın
çarmıha gerilmediğini, onun yerine, ona benzetilen bir başkasının haçlandığını
savundular. Zaten "Dosetizm" deyimi, Yunanca'da "gibi gelmek", "görünmek"
anlamlarına gelen "dokein" kelimesinden türemişti. Ancak Katolik Kilisesi'nin
mutlak egemenliğinin kurulduğu dördüncü yüzyıldan itibaren, diğer "sapkın"
akımlar gibi Dosetikler de aşamalı biçimde yok oldular. Haçtaki adamın Hz. İsa
olduğu öğretisi, Kilise'nin zoruyla, Hıristiyan dünyasında temel bir dogma olarak
yerini sağlamlaştırdı.

Çarmıh senaryosunda İncildeki çekişkiler
Peki Dosetiklerin iddiası doğru muydu, haçtaki adam gerçekten de Kireneli Simon
muydu?
Bunu elbette kesin olarak bilemeyiz. Bildiğimiz tek şey, haçtaki adamın Hz. İsa
olmadığı, ona benzetilen bir başka kişi olduğudur. Ancak Dosetizm, bu gerçeğin
ilk birkaç yüzyılda bazı Hıristiyanlar tarafından bilindiğini göstermesi açısından
önemlidir.
Dosetik olarak bilinen kişiler belki sadece Hz. İsa'nın haçlanmadığını
öğrenmişlerdi ve Kireneli Simon açıklamasını da bu gerçeği makul bir senaryoya
oturtmak için geliştirmişlerdi. Çünkü İnciller incelendiğinde, gerçekten de Hz.
İsa'nın haçlanmadan önce bir başka insanla yer değiştirmesi için kullanılabilecek
en uygun fırsatın sözkonusu haçın taşınması olayı olduğu görülür. Ancak, elbette,
olay daha farklı bir biçimde gerçekleşmiş, bir başka İlahi plan çerçevesinde
çarmıha bir başkası da asılmış olabilir. (Müslüman tarihçiler, Hz. İsa (a.s) yerine
çarmıha gerilen kişinin, bir kese altın karşılığında Hz. İsa'nın yerini Yahudilere
söyleyen münafık Yahuda İskaryot olduğunu açıklamışlardır.)
İnciller çarmıh anlatımlarında belirgin bir biçimde çelişmektedirler, çünkü
anlattıkları hikayeler tamamen sonradan üretilmiş efsanelerdir. Çarmıha gerilen
kişi Hz. İsa olmadığına göre, Hz. İsa merkezli çarmıh anlatımlarının hepsi
senaryolara dayanmaktadır. Ortada gerçek bir görgü şahitliği yoktur, böyle
olduğu için de verdikleri her detayı bir takım kurgulara dayandırmak zorunda
kalmışlar ve kaçınılmaz olarak çelişkili tablolar çizmişlerdir
::asiye utku::

Hiç yorum yok:

Siz, siz olun Yehova Şahitlerini evinizden, ailenizden ve hatta tanıdıklarınızdan ırak tutun.

Türk insanı üzerine bilinen ya da bilinmeyen birçok oyunlar oynanıyor.  Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman  Türk insani yoğun bir kı...